Biz giriş yaparken her zamanki gibi konuşanlar konuşuyordu. İyi ya da kötü hiç birini takmamaya karar verdim.
Yine en son imparatorluk ailesinin girişi ile etkinlik başladı.
İmparator basit bir konuşma yaptı. Ve şu şekilde konuşmayı bitirdi.
-O zaman eğlence başlasın.
Haha. Ne eğlence inanamazsın. Şaşırtıcı olarak ilk düello teklifini veliaht prens yaptı.
-Grandük sizinle kılıçlarımızı kapıştırmak isterim.
Hmm bunun Evangeline ile bir ilgisi var mı?
Grandük tabi ki bu durumda reddedemezdi. Sonuçta ikisi de taht için savaşıyor yani kazanan çok önemli.
Veliaht doğal olarak iyi kılıç kullanıyor. Küçüklüğünden beri özel dersler alıyordu sonuçta.
Ama orijinalde ikisi ancak bir kez dövüştü.
Bu dövüşte veliaht çoktan yaralı ve yorgundu sonunda garndük onu öldürdü.
Grandük gülümseyerek ayağı kalktı.
-Eğer istiyorsanız majestleri.
İmparator gülümsedi ve sakalını sıvazladı.
-O zaman hakemliği ben yapacağım.
Herkes heyecanlıydı.
Gerçi sonucu ben de merak ediyorum. İkisi birbirini dövüp öldürsünler ben kenarda oturmaktan memnunum.
***
Ama Evangeline huzursuzdu. Sevgilisi yaralanabilir küçük Evangeline korkuyordu. Bir şeyler yapmalıydı. Ona yaklaştı ve sulu gözlerle sordu.
-Sen iyi olacak mısın? Ya yaralanırsan ve...
Ama grandük güçlüydü. Yakışıklı yüzü güneşin altında parladı ve gülümsedi.
-Merak etme ben iyi olacağım.
-Ama!
-Shh her şey iyi olacak.
***
En azından benim gördüğüm bu şekildeydi.
Ama Evangeline korkmaya ve endişelenmeye devam etti.
-Ben de sana yardım edeceğim!
Hadi ama eline kılıç benzeri bir şey almamış sen mi?
Grandük onu reddetti ama veliaht bunu bekliyormuş gibi konuştu.
-Öyleyse takım kurmaya ne dersiniz?
Huh? Takım?
Evangeline parladı.
-Eğer senin yanında olacaksam... Bunu kabul et!
Garndük endişeli olsa da herkesin önünde reddedemezdi.
-Öyleyse siz de bir leydiyi takım arkadaşınız olarak seçin.
Veliaht sırıttı.
Ahh lanet olsun.
Saklanmak için ayağa kalktım ama çok geçti.
-Öyleyse ben de leydi Arendale'i takım arkadaşım olarak almayı istiyorum.
Her taraf sessizliğe büründü. Leydi Arendale mi? O garndüke yıllarca aşıktı ve sonsuza dek onu seveceğini bir çok kez açıkladı.
Ama şimdi ona karşı mı duracak. Hem de bir leydi nasıl dövüşebilir? Eğer leydi Evangeline olsaydı eskiden halkla yaşadığı için en azından güçlü olurdu ama hep evde büyümüş bir leydi?
Reddedebilmeyi dilerdim. Eğer sadece savaşçı bir ailede varis olmaya çalışmasaydım bu olabilirdi.
O pislik reddedemeyeceğimi bildiği için bunu yaptı!
Yüzlerce göz arasından öne çıktım.
Babam endişeliydi. Abim de ama Evangeline için büyük ihtimalle.
Grandük tekrar konuştu.
-Leydiler de dahil olduğuna göre hala kılıç dövüşü mü...
Veliaht beklemeden sözünü kesti.
-Tabi ki. Sonuçta en başta buna karat verdik.
Evangeline bir elbise giymişti yani bunu değişmek için zamana ihtiyacı vardı. Ben de kılıcımı arabadan aldım.
Herkes kendi özel kılıcım olduğunu farkedince şaşırdı. Sonuçta kılıç kullanmayı bilmeyen birinin buna ihtiyacı yoktur.
Takımlar hazırdı ve karşı karşıya geldi. İmparator kuralları açıkladı.
-Leydiler birbirleriyle ve erkekler birbirleriyle dövüşecek. İki takımdan en çok ayakta kalan kişi sayısına sahip takım kazanacak. İtirazı olan?
İki takımda onayladı.
Evangeline oldukça değişik bir kılıç tutuyordu. Normal olmadığı belliydi.
Garndük ona ne verdi öyle?
Dövüş başladı.
Kılıcı sıkıca tuttum ve ilk saldırıyı bekledim.
Evangeline hiç zaman kaybetmedi. Yüzündeki masum bakış gitmişti ve oldukça kızgın görünüyordu.
Geliş şekline bakılırsa tek hamlede bitirmek hayır o 'yanlışlıkla' beni öldürmek istiyor!
İlk darbenin geliş yönü çok açıktı. Böylece kılıcı doğru noktaya koydum ama Evangeline'nin kılıca uyguladığı kuvvet çok fazlaydı.
O kadar güçlü olamaz yani asıl sorun kılıçta. Eğer antrenman yapmış olmasaydım burada ciddi bir şekilde yaralanırdım.
İlk saldırıyı engelleyince oldukça şaşırmış görünüyordu.
Kılıcım böyle bir güce dayanamadı ve belli belirsiz hasarlar oluştu.
İkinci darbeye dayanamaz! Ama Evangeline çoktan diğer saldırı için harekete geçmişti.
Tek bir çözüm var. Kılıca kara büyü uyguladım.
Tek hile yapanın sen olacağını düşünme.
Manayı dışarı salladım ama tam karşımda duran Caein'in yüzü solmuştu.
Bunu hissetmiş olmalı ama o zaman o kılıçtaki gücü de biliyor olmalı. Beni enseleyemez. Tabi Evangeline'i seviyorsa.
İkinci darbe hiç bir şekilde beni etkilemedi. Şimdi saldırı sırası bende.
Öğrendiğim gibi hareket ettim. Saldırıyı savuşturduktan sonra Evangeline geri sendeledi ben de beklemeden ona doğru adım attım.
Savunma yapmaya çalıştı ama tek darbeyle kılıcı kenarı fırlattım.
Sonra kılıcı boynuna doğrulttum.
Evangeline hem şaşırmış hem de korkmuş görünüyordu.
Ayakta kalmaması demişti değil mi? Bir an içimdeki karanlığa engel olamadım ve kılıcı kaldırdım.
Anlık bir farkındalıkla kılıcı sanki öyle yapmayı planlıyormuşum gibi yere sapladım.
Diğer tarafta iki kişi hala devam ediyordu.
Kılıçlar havada dana ederken iki adamın vücutlarında yer yer çizikler vardı.
İki tarafta mana kullanmadı. Yoksa etrafa çok hasar verirler.
Son çarpışmada kılıçlar havada buluştu ama beklenmedik bir şekilde kılıçların ikisi de dayanamayıp kırıldı.
Böylece son ayakta kalan ben oldum?
İmparator gülümseyerek açıkladı.
-Çok iyi bir dövüştü. Kazanan Leydi Arendale ve veliaht prens!
Diğer ikisi bizim farkımıza vardığında biri gülümsedi ama diğeri şaşkındı.
Kılıca ne yaptılar bilmiyorum ama kendilerinden oldukça emin olmalılar.
Heh. Sonuçta kara büyü yapmayı boşuna öğrenemedim. Ama az önceki o karanlık...
Zihnim o an aynı şeyi haykırdı. Sanki siyahı aşıp görünen tek renk kırmızıydı ve ben ona hasret kalmıştım.
Onu görmek için kıvrandım ve sonunda kendime geldim. Bir saniye geç ve...
İmparator düşüncelerimi böldü.
-Hoho dük Arendale kızınızın kılıç kullandığını bilmiyorumdum.
Şimdi tam zamanı!
Hadi Baba veraset yarışına girdiğimi söyle!
_______
Yazar:Villainesssss