İmam Sorunsalı | Texting ✓

By gece_potter

1.3M 96.8K 18.3K

0526******: Hocam inşAllah bu evde kalma sorunsalım biterse nikahımı kıyar mısınız? Hoca Efendi: Ne? 0526****... More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
5.0/Final

4.9

17.7K 1.4K 175
By gece_potter

Diğer bölüm veda edecek olma düşüncesi... Ah bee :')

Bu arada güne gidip dedikodu dinlememek için kitap okuyordum kadın diyor ki çok okuyanlar deliriyor okuma ksksjjs ya ne istemek siz benden

Ay bir de ne diyeceğim multiye bakınca aklıma ellerimde çiçekler kapında sırılsıklam dırırım diye gidiyor smkskdkd bugün de iyi boş yaptım neyse siz bana takılmayın

Mardin'de neredeyse bir yılı devirmiştik ve bu süreçte mahalle halkıyla sıkı fıkı denecek yakınlığa erişmiştik. Malum insanın kocası imam olunca herkes az çok biliyordu kim olduğunuzu.

Ya da sadece kocanızı tanıyıp sizin kim olduğunuzu görmeyebiliyorlardı...

Tıpkı ilk kez mahalle halkıyla tanışma günümüz gibi. Beni evine çağırıp mahalle günleri olduğunu söyleyen teyzeyi geri çeviremeyip, her zaman ki basma eteğim ve Kayulu terliklerimle beraber, peşine takıldığımda başıma gelecekleri bilmiyordum.

Kimisi Hamza'yı, canım kocamı abim sanıp telefon numarasını istiyordu. Kimisi beni bekar sanıp ki parmağımda hayvan kadar taş varken oğluna bakıp fotoğraf gösteriyordu.

Şimdi yalan yok eski ayran gönüllü Asel olsam her fotoğrafa ayrı düşebilirdim ama gönlümün ayranı bir tek Hamza'ya akıyordu.

Evet evet bugün de çok romantik olduğumun pek tabii farkındayım.

İlk zamanlar dışarıda yürürken geldiğimiz yerdekileri tanımadığımız için sadece kol kola geziyorduk ama millet bizi abi kardeş sanıp görücüler artınca el ele tutuşmaya başlamıştık.

Tek anlamadığım nokta insanların neden elimizdeki yüzüğe bakmak yerine Hamza'nın kızlarıyla ne kadar iyi bir çift olacağını tartmaya çalıştığıydı.

Hamza ve benden daha iyi bir çift olamayacakları kesindi ama elden ne gelir. Bırakalım teyzeler aklanıp paklanmaya devam etsin. Bunun da bu şekilse kullanılıp kullanılmadığından emin olamadım ya neyse.

Çok şükür artık evli olduğumuzu mahallenin terelellisi Şukufe bile biliyordu da genç kızlardan gelen parfüm kokulu aşk mektuplarından kurtulmuştum.

O mektuplar varya ah ulan verenleri birbirine çarpacaksın ama caiz olduğu konusunda şüphelerim var.

"Asel? Yemek yaptın mı? Açım ben."

"Ben de açım, bir şey diyor muyum?"

"Mutfağa gelsene."

Odadan çıkıp mutfağa girdiğimde kurulu sofrayı görüp yerimde zıplayarak Hamza'ya alkış tuttum. Nasıl kendine tekrar aşık edeceğini iyi bildiği kesin bir gerçekti.

"Ya ama sen bal mısın, kaymak mısın be adam? Da... Dursana bir, madem yemek yapabiliyorsun biz niye bir hafta boyu her çeşitinden makarna yedik?"

Elini ensesine atıp gülerek, "Sevgili karıcığım bugün işte yorulmuştur, yemek yapamamıştır dedim ama ben de yemek yapmayı bilmediğim için hazır aldım." dediğinde gülerek masaya oturdum.

Hazır almış da olsa dediği gibi bugün yayınevi oldukça yoğundu ve yemek yapacak halim yoktu. Bilindiği üzere mutfakta iyi değildim ama her gün makarna yiyemeyeceğimizi fark ettiğim o gün öğrenmeye başlamıştım.

Demek ki yemek yapmayı öğrenmek için acillik olmak gerekiyormuş.

"Annenlerle konuştun mu?"

"Yok daha söylemedim, niye ki?"

Önündeki yemekle oynamaya başlayan Hamza dikkatimi dağıttığında ben de yemeği bırakıp ona odaklandım. Bunu kafaya bu kadar takması gerekmiyordu. Sonuçta bizi yaratan bizim için neyin hayırlı olacağını daha iyi bilirdi.

Son zamanlarda bu hâli beni endişelendiriyordu. Yüzü gülse de içinde git geller yaşadığının farkındaydım. Ne düşündüğü yüzünden bile okunuyordu ama öyle bir şey olmayacaktı.

"Asel... Buna mecbur değilsin. Seni buna mecbur bırakmaya hakkım da yok, ben senin ömür boyu bunun hayaliyle yaşamanı istemiyorum."

İç çekip oturduğum yerden kalktığımda güzel başlayan yemeğimizin neden bu şekilde devam ettiğini sorguluyordum. Böyle olmak zorunda değildik, bunu düşünürek birbirimizi yıpratmak zorunda da değildik. Olmuyorsa olmuyordur.

Yanına gidip yere çökerek ellerini tuttuğumda yüz ifadesi canımı yakıyordu.

"Hamza'm, yapma böyle. Sen böyle yaptıkça gerçekten üzülüyorum ama olmuyorsa yapacak bir şey yok. Ne yapalım ömür boyu yas mı tutalım?"

Bir şey söyleyecek gibiydi ama emin olamıyordu sanki. Ağzı açılıp tekrar kapanırken gözlerini kapatıp bir süre bekledi. Elimi yanağına koyduğumda açılan gözleriyle gülümsedim.

"Ben seni seviyorum, sen de beni seviyorsun. İki insanın kalplerinin birbiri için atması mucize gibi bir şeyken ben seni Allah ayırmadıkça bırakmam. O yüzden o söyleyeceğin şeyin bahsini dâhi açma."

"Ama benim yüzümden senin de çocuğun olmayacak. Bana bir çocuğun olmasını hayal etmediğini söyleyemezsin."

"Hayal ettim ama bir başkasıyla değil. Bizim çocuğumuzu hayal ettim. O yüzden saçmalamayı bırak da yemeğini ye, o kadar aldın israf israg hoca efendi. Bile isteye günaha mı gireceksin, hiç yakışmadı."

Dudakları hafif bir gülümsemeye ev sahipliği yaptığında yanağından öperek ayaklandım. Gözlerim dolmuştu ama fark ettirmemeye çalışıyordum. Zaten iyi bir ruh halinde değildi Hamza öğrendiğimizden bu yana, bir de benim halimi görse hepten içine çekilecekti.

Yerime oturmak yerine lavobaya gittiğimde kapının önüne oturup derin nefesler aldım. Geçen hafta tesadüfen öğrenmiştik çocuk sahibi olamayacağımızı daha doğrusu Hamza'nın bir çocuğu olmayacağını ama ben Hamza kadar sorun etmiyordum.

Yanımda Hamza varsa ben mutluydum, eğer Allah böylesini uygun gördüyse isyan etmeyecektim ama Hamza'nın bana karşı sorumlu hissetmesi felaket kötüydü.

Gözyaşlarımın sessizce akmasını durdurmazken kapı bir kaç kez tıklatıldı. Yerimden yavaşca kalkıp kapıyı açtığımda Hamza beni kendine çekip kollarıyla sıkıca sarmıştı. Önce ben kendimi bırakıp ağlamaya başlamıştım sonraysa Hamza.

Sakinleştiğimizde geri çekilip gözlerine baktım. Bunu artık geride bırakmamız gerekiyordu. Bir haftadır ikimiz de tuhaftık, gülüyorduk mutlu olmaya çalışıyorduk ama ara ara patlak veriyordu sakladıklarımız.

"Bir daha bana seni bırakmamı ima eden hiçbir şey söylemeyeceksin tamam mı?"

"Sen de bir daha benim yüzümden ağlamayacağına söz ver."

"Söz. Sen de söz veriyor musun?"

İçten bir tebessümle, "Söz," dediğinde tekrar bana sarılmıştı. Bunu beraber atlatacaktık. Rabbimin izniyle bu da geçecekti.

Zaten Hamza yanımda olduğu sürece birlikte atlatamayacağımız bir şey de yoktu.

Kesssstiiikk! Bölüm hakkındaki düşünceler?

Sad sad sad ':') Eminim bunu beklememiştiniz ama ne yapayım dram eksikliği çekiyorduk skkskd drama doymamız gerekiyordu

Hamza'nın yerinde olsanız nasıl hissederdiniz? Veya Asel'in yerinde olsanız?

Fazla uzatmıyorummmm yarın finalde görüşmek dilekleriyleeeee Allah'a emanet olun! Sevgilerimle ❣️

Instagram: @geceandchocolates

Continue Reading

You'll Also Like

602K 35.9K 30
-Düzenlemeye alınacak. Yazım yanlışları ve mantık hatası vardır. Düzenleyip öyle Okuyabilirsiniz... O zamana kadar kitaplığınıza alıp sabırla beklem...
2.1M 109K 50
[Tamamlandı] Leyla:Günaydın kocacım Ben Karın Daha doğrusu nikah kıyıldıktan sonra ortada bırakıp kaçtığın karın [Kapak Tasarımı - @kitapkurdululu] ...
3M 210K 53
Kayra: Kuryeniz çok yakışıklıydı vallahi! Çiçek Pastane: Lütfen, kuryemizin aklını çelip iş performansını düşürmeyiniz Çiçek Pastane: Hem kuryelerin...