Aslında kendi kendine mırıldanıyor olmasının yanı sıra, Tu Yan'ın sesi yorgan yüzünden boğuk duyuluyordu. Gu Chenbai net bir şekilde duyamamış gibiydi. Eğildi, Tu Yan'ın belini yorganın üzerinden hafifçe tuttu ve "Ne dedin?" diye sordu.
Tu Yan düşüncesizce konuştuğunun farkındaydı ve bağırırken hemen boynunu kaldırdı, "Dedim ki, senin kızgınlığını falan bilemem, zaten benimle bir ilgisi yok!"
Gu Chenbai kıkırdadı, "Seninle bir ilgisi olduğunu söylemedim, sadece rüyamda senin eve geldiğini gördüm."
Tu Yan sessizdi. Uzun bir süre sonra Gu Chenbai'nin "Gelmeyeceğini zaten biliyorum," dediğini duydu.
Yorganın içindeki Tu Yan aniden yatağı yumrukladı. Gu Chenbai ona sakince sordu, "Akşam yemeğinde ne istiyorsun? Tıbbi kayıtlarda ciddi hamilelik kusman olduğunu gördüm, hadi hafif bir yemek yiyelim, olur mu?"
Söylediği her cümle kasıtlı olarak "Tu Bao" adından kaçınıyordu.
Bu, Tu Yan'ın telaşlanmasına neden oldu.
Geçmişte Gu Chenbai, Tu Yan'a olan sevgisini her zaman en ufak bir cimrilik olmadan dile getirirdi. Tu Yan'a verdiği güvenlik duygusu o kadar doluydu ki hava geçirmezdi. O kadar iyiydi ki Tu Yan bundan hoşlanmaya başladığında, boşanana kadar, bir gün Gu Chenbai'nin önce özel takma adını, sonra da alt çizgisi olmayan aşkını bu kadar kolayca geri alabileceğini hiç düşünmemişti.
Tu Yan her şeyde son sözün kendisine ait olduğunu düşünmüştü.
Gu Chaocheng'in söylediği doğruydu. Gençlik filmlerinde oynayan tek omega Tu Yan değildi.
Artık boşanmış olduklarına göre Gu Chenbai onu sevmeye devam etmeyecekti. Bu zaman kaybı olan anlamsız yarım yıllık evlilikten uzaklaşacak, Tu Yan'ı unutacak ve yeni hayatına hoşgeldin diyecekti.
Tu Yan birden ağlamaya başladı. Gözyaşları sessizce yuvarlandı ama Gu Chenbai bunu hissedebiliyordu. Tu Yan'ın başındaki yorganı indirip küçük kişinin gözyaşlarıyla kaplı yüzüne baktı. Dayanamadı, onu yorganın altından çıkardı ve kollarına sardı, sırtını sıvazlarken onu teselli etti. Tu Yan, Gu Chenbai'nin feromonlarıyla sarıldığı anda daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. Geri dönen bu nezaket onu çökertti. Damlayan yaşlar gözlerinden yuvarlandı, sadece uzun bir süre sonra ağlamayı bıraktı.
Gu Chenbai'nin yakasının önü Tu Yan'ın gözyaşları yüzünden ıslanmıştı. Tutuşunu gevşetmeden ve Tu Yan'ı tekrar yatağına bırakmadan önce sakinleşmesini bekledi. Tu Yan ondan uzaklaştıktan sonra biraz utandı. Yatağın yan tarafındaki komodinden bir mendil çıkarmak için başını çevirdi, sesi tuhaftı, "Hormonal dengesizlik yüzünden ağladım, senin yüzünden değil."
"Mm, biliyorum," Gu Chenbai sinirlenmedi. Tu Yan'ı yorganla örtmek için uzandı, açıkta kalan iki bacağını tekrar içeri soktu, sonra anlaşılmayan bir tonla konuştu, "Eğer çocuğun biyolojik babası burada olsaydı feromonları seni iyi rahatlatabilirdi."
Tu Yan'ın mendili tutan eli hareketsiz kaldı, tüm vücudu olduğu yerde dondu.
"Ne?"
Gu Chenbai devam etmedi ve kapıya doğru ilerlemeden önce sadece bastonuna yaslandı, "Eğer hafif bir şeyler yemek istemiyorsan, sana küçük bir güveç yapacağım. Dana çömleği mi yoksa kuzu çömleği mi yemek istersin?"
"Gu Chenbai!"
Gu Chenbai durakladı ve Tu Yan'a bakmak için döndü, ifadesi eskisi kadar nazikti ama yine de Tu Yan'a yabancıydı.
"Tu Yan, çoktan boşandığımızı unuttun mu?"
"Unutmadım." Tu Yan, Gu Chenbai'nin gözlerinin içine bakarken konuştu.
"1 Aralık'ta boşandık. Bugün 22 Ocak. Bu da 53 gündür ayrı olduğumuz anlamına geliyor." Gu Chenbai arkasını döndü ve Tu Yan'ın yatağının başına doğru yürüdü. Baskın bir tavırla eğildi, uzanarak Tu Yan'ın karnını okşadı ve devam etti, "Başka biriyle birlikte olma özgürlüğüne sahipsin ve aynı zamanda başkalarının seni hamile bırakmasına izin verme özgürlüğüne de sahipsin, bu yüzden ben buna herhangi bir şey söylemek için uygun değilim. Yine de birazcık sinirli olmamam imkansız."
Tu Yan ona boş boş baktı, tek kelime edemedi.
"Boşandıktan sonraki birkaç günü kabaca düşündüm ama o birkaç gün içinde hiç karşılaşmadık, değil mi?"
Tu Yan ağzını açtı, ağzından çıkarmak istediği sözler dudaklarına kadar geldi ama durdu.
Gu Chenbai elini geri çekti ve kendi kendine alay edercesine başını salladı, "Tabii o gün kızgınlığım sırasında gördüğüm rüya gerçek değilse."
Tu Yan içten içe söylemek istediği her şeyin ağzından çıkmak üzere olduğunu hissetti. Gerçekten söylemek istiyordu; bunları açıkça söyleyebilirdi ama bunca zamandır etrafına kurduğu gardın yıkılıp onu çıplak bırakmasından da korkuyordu.
Uzun süre maske takan bir kişi, kalbindeki doğruyu söylediğinde başkaları tarafından hor görülecektir.
Tu Yan'ın arkadaşlarının hepsi böyleydi; samimi sözlerini arkasından gülmek için kullanırlardı ve herkes onun hakkında şaka yapmayı severdi.
Gu Chenbai de yapardı.
Gençlik filmlerinden beğendiği Tu Yan, beyaz bir kuğu kadar asildi. Bu yüzden Tu Yan'a ilk görüşte aşık olmuştu.
Tu Yan'ın kırılgan, korkak, duygularını kontrol edemeyen, olgunmuş gibi davranan, soğuk ve mesafeli davranan ve aslında isteksizce köşeye saklanan bir çirkin ördek yavrusu olduğunu bilseydi Tu Yan'ı artık sevmezdi.
Dudağındaki yumuşak eti sert bir şekilde ezdi, kalbi düzensizce atıyordu.
Gu Chenbai yine ona baskı yaptı, "Ama Tu Yan, hâlâ gerçekten kafam karışık, neden daha önce kızgınlığını geçirmene yardım etmemi istedin? Gerçekten sadece tek gecelik bir ilişki miydi?"
Tu Yan başını eğdi. Karşılık verme fırsatını kaçırdı, nereden başlaması gerektiğini bilmiyordu.
Gu Chenbai, Tu Yan'ın elinden mendili aldı ve onun için gözyaşlarını sildi. Tu Yan'ın gözlerinin kızarmış kenarları, Gu Chenbai'de vücuduna iğneler batıyormuş bir acıya neden oldu. Derin bir nefes aldı, teselli etme dürtüsünü bastırdı, arkasını döndü ve gitti.
Yemek masasının üzerindeki telefonu aldı, birkaç mesaj gönderdi ve yarım dakika sonra bir cevap geldi.
Karşı taraf, HT grubunun üçüncü kızı Ruan Nanqing'di.
【Çok baharatlı veya yağlı olmadığı sürece dana güveç, soğan, zencefil, sarımsak, biber yiyebilir. Et ve sebze kombinasyonuna ve besin dengesine dikkat et.】
【Ge...... hamile insanların pek çok şeyden kaçınmasına gerek yok.】
Gu Chenbai sebzeleri haşladıktan sonra ellerini sildi ve telefonunu alıp hızlıca yazdı.
【Benim küçük tavşanım aslında çok hassastır.】
【Heh heh, hoşçakal!】
【Ah doğru, Nanqing, artık çok sık ağlayamaz, değil mi?】
【Neden, onu ağlatmak mı istiyorsun? Buna istekli misin?】
【Tabii ki istekli değilim.】
Sadece kalbini açması için onu yönlendirmenin bir yolunu bulmalıyım.
Bölüm Sonu.