selam!!
yorumlarınızı bekliyormuşum
iyi okumalar..♡
-✨-
yoongi:
taehyung
taehyung:
sonra konuşalım
kalbini kırmak istemiyorum yoongi
yoongi:
öğrendin demek|
özür dilerim
cidden
offf geri zekâlıyım amk biliyorum
ama yemin ederim istemeden oldu
taehyung:
naptın sen
sikeyim ya naptın
ne dedin jeongguk'a
yoongi:
taehyung
boşluğuma geldi yemin ederim
taehyung:
boşluğuna geldi ve benim başka biriyle denediğimi mi söyledin
yoongi:
bak
jiminle ilgili konuşmak için yazdım jeongguka
sonra konu bir şekilde oraya geldi
farkında olmadan söyledim
taehyung:
konu nasıl oraya gelebilir amk
kavga ettik jeonggukla bu yüzden
ağzını kapalı tutabilseydin ben ona zamanı geldiğinde açıklayacaktım zaten
senden duydu ve şimdi her şey daha da mahvoldu
görüldü
yoongi:
özür dilerim
böyle olsun istemezdim
bilerek yapmadım
taehyung:
tamam yoongi
daha fazla konuşmayalım
zaten yeterince öfkeli ve üzgünüm şu an
yoongi:
peki
-
-✨-
taehyung:
sehun
sehun:
efendim canım
taehyung:
birkaç gün sende kalabilir miyim
sehun:
lan
niye
taehyung:
durumlar karışık
sorgulama
sonra anlatırım
sehun:
yoongi ile kavga falan mı ettiniz
taehyung:
sehun
sonra anlatırım dedim
lütfen
sehun:
taehyung iyi değilsin
taehyung:
değilim
sikeyim ya bok gibi hissediyorum
uzun zamandır hiç bu kadar kötü hissettiğim olmamıştı
sehun:
neredesin sen
geleyim mi
bir saate çıkacağım işten
taehyung:
bara gitmem gerek
boş ver
yarın konuşuruz yüz yüze
sehun:
off
tamam
anahtarı her zamanki yerine koyarım gece alırsın
taehyung:
tamam
iyi ki varsın sehun
teşekkür ederim
sehun:
ne demek kardeşim
iyi olmaya çalış
şimdi üzgünsün diye ısrar etmiyorum anlat diye
ama yarın konuşalım detaylı
en azından rahatlarsın
taehyung:
tamam konuşuruz
görüşürüz
sehun:
görüşürüz
-
teoman - aşk kırıntıları
(medyaya koydum.)
taehyung, titrek bir nefes alıp bardan içeri adımladı. her şey aynı şekilde devam ediyordu, kimileri kalabalık arladaş grubunu eğlendirmek için saçma sapan dans ediyor, kimileri sessiz sakin birasını yudumluyordu.
gözleri anında jeongguk'u aradı. sonunda hedefine ulaştıklarında ise boğazında bir yumru oluştuğunu hissetti taehyung.
kalbi göğüs kafesini zorluyordu. tanrı şahidi olsun, ne zaman jeongguk'a baksa bedeni olur olmadık tepkiler veriyor, taehyung'un her defasında şaşıp kalmasına sebep oluyordu.
ama bu seferki her zamanki kalp çarpıntısından farklıydı, daha can yakıcıydı. kalbinin her atışında sanki yere yığılacakmış gibi hissediyordu taehyung. öyle yoğun, öyle sert bir etkiydi jeongguk'un kendisi üzerindeki etkisi.
yine içine hüzün çökmesine engel olamamıştı. hoş zaten son konuşmalarının üzerinden henüz birkaç saat geçmişti ama yine de şaşırıyordu taehyung. zaten dibi gördüğünü düşünüyorken, nasıl olur da onu görmek daha fazla canını yakabiliyordu ki? daha ne kadar kötü hissedecekti?
düşüncelerinden dolayı içi içini kemirirken adımlarını bozmayıp barın bir köşesinde oturan arkadaşlarının yanına doğru ilerledi. kimseyle konuşası yoktu aslında, ama yine de yapması gereken şeylerin sorumluluğu vardı üstünde.
"selam," dedi sakince.
"selam, taehyung." dedi namjoon taehyung'a kısa bir göz atıp. tam lafının ortasında geldiğinden dikkatini ona verememişti.
"neyse işte, kısaca yarın doluyum. ama hafta sonu falan bir şeyler ayarlayabiliriz." diye devam etti sözlerine.
"ulan ya, jimin de ne şanslı çocuk. kaptı senin gibi manitayı." diye yanıt verdi seokjin gülerek namjoon'un omzunu patpatlarken.
bunun üzerine taehyung'un kaşları çatıldı. onun ismini duymak o an beklediği son şey bile değildi.
"jimin mi?"
namjoon, hafifçe kaşlarını çattı. taehyung'un bu tepkisine şaşırmıştı. "evet, ne oldu ki?"
"jeongguk'un arkadaşı olan jimin mi?" diye sordu taehyung bir kez daha, teyit etmek için. bu tanımlama bile canını acıtmıştı.
jeongguk'un arkadaşı. onu tanımlayabileceği tek kalıp buydu artık.
"tanıyor musun?" diye sordu namjoon merakla. konu jimin olduğunda her şeyi merak ediyordu işte. öyle derindi jimin'in kendisindeki yeri. bir yaz günü jeongguk'a gönderdiği gülümsemesine tutunmuş, yönelimini bile jimin'le keşfetmişti. o günden beri de silememişti onu aklından, silmek de istemiyordu zaten. hep kendinde kalsın istiyordu, hep onunla olsun.
"tanıyorum." dedi taehyung zorlukla yutkunurken. ne zaman jimin'i düşünse kalbini büyük bir pişmanlık hissi kaplıyordu. en yakınlarındandı jimin. birlikte güler, birlikte ağlarlardı. yalnızca jeongguk'a değil kendisine de fazlasıyla iyi bir dost olmuştu. şimdi onun kendisine ne kadar kırgın ve kızgın olduğunu tahmin bile edemiyordu.
çok istemişti ona yazmayı, ama bir türlü yüzü olmamıştı. şimdiyse bunun pişmanlığını yaşıyordu işte.
sıkıntılı bir nefes verdi taehyung. son bir senesinin pişmanlıklarla ve keşkelerle dolu olması canını sıkmıştı. daha nereye kadar böyle gidebilirdi bilmiyordu. hayatında onu mutlu eden her şey birer birer elinden kaymıştı ve kaymaya da devam ediyordu. önce ailesini kaybetmişti taehyung, sonra jeongguk'u, sonra jimin'i, şimdi ise muhtemelen yoongi'yi.
tek yaptığı ise sadece izlemekti. nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. tüm bunlar yüreğine öyle çok ağırlık yapıyordu ki bazen motoruna binip uzaklara gitmek, her şeyi arkasında bırakmak istiyordu. ama yapamayacağını da biliyordu. ne kadar kaçarsa kaçsın, jeongguk'u sevmeyi bırakamazdı ki. atamazdı onu kalbinden.
başka yakın arkadaşlar bulabilirdi belki, belki minicik bir ihtimal dahi olsa jimin'in veya yoongi'nin yerini doldurabilirdi, ama jeongguk için aynısı geçerli değildi. bir daha böyle aşık olamayacağını adı kadar iyi biliyordu taehyung. kimsenin jeongguk gibi hissettirmeyeceğini de.
"taehyung, daldın gittin. iyi misin?" dedi seokjin endişeyle. taehyung'un tavırları garip gelmişti.
"iyiyim, bir şey yok. hadi sahneye çıkalım." dedi taehyung kendine gelmek istercesine.
"öyle diyorsan.." dedi namjoon, ama bir sorun olduğunun farkındaydı. en kısa zamanda jimin'le bu konuyu konuşmayı aklına not ederek elindeki birayı masaya bıraktı ve sahneye doğru adımladı.
hoseok, davulunun başına geçerken, namjoon ve seokjin gitarlarını boynuna asmış, taehyung ise bu kez kendini yalnızca şarkı söylemeye adamıştı.
teoman'dan aşk kırıntıları ile başlayacaklardı, öyle kararlaştırılmıştı.
taehyung, gözleri bir yandan jeongguk'u ararken önündeki mikrofon standına yaklaştı ve ortamı dolduran hüzünlü melodi ile birlikte tamamen şarkıya odaklanarak söylemeye başladı.
yaklaştırsana yavaş yavaş kendini bana
yalan söyleme, bak gözlerime
bitmiş olamaz
yokla ceplerini
aşk kırıntıları kalmış olmalı biraz
şarkının ilerleyen kısımlarına geldiklerinde en arka köşede dolu gözlerini o mesafeden bile rahatça seçebildiği biriciğiyle göz göze geldi.
şarkıyı bu kez onun gözlerine bakarak söylemeye başladı, tıpkı araları düzelir gibi olduğu zaman yaptığı gibi.
inan çok çalıştım bu kalpsiz dünyayı sevebilmek için
neyim var ki sanki, senden başka?
hadi son kez
ceplerini yokla
aşk kırıntıları kalmış olmalı biraz
taehyung'un bakışlarını üzerinde hisseden jeongguk ise iyice yaşaran gözlerine engel olamamış, olduğu yerde yumruk yaptığı ellerini sıkmaya başlamıştı. tırnakları avuçlarını kanatıyordu âdeta. ama bu acı sol göğsündeki acının yanında hiçbir şeydi.
yorgundu jeongguk. her şey çok fazla geliyordu omuzlarına. hâlâ kaldıramıyordu minicik yüreği taehyung'un bir başkasıyla denemiş olduğu gerçeğini. evet o dönem ayrı olduklarını biliyordu, ama kendisi taehyung'ta öylece takılı kalmışken, onu her şeye rağmen bir türlü unutmak istememişken taehyung'un kendisini öylece silmesini, hayatına bakmayı seçmesini kaldıramıyordu.
tıpkı bir aptal gibi taehyung'un dengesiz davranışlarına göz yummuş, yeniden bir araya gelebilmeleri için tüm gururunu ezip geçerek ona mesaj atmışken, o süre zarfında taehyung başka birini mi alıyordu kollarının arasına? atamıyordu işte bu düşünceleri zihninden. bozuk bir plak gibi dönüp duruyordu kafasında öğrendiği her şey.
ve canı yanıyordu. deli gibi canı yanıyordu hem de.
düşüncelerine o kadar dalmıştı ki şarkının bittiğini yeni fark etti jeongguk. ardından birkaç şarkı daha söylendiğinde taehyung, kuruyan ağzını biraz olsun ıslatmak için sahneden indi.
jeongguk ise, aklında aniden beliren şeyi yapmaya karar verdi. cansız adımlarla sahneye doğru yürürken kendisi de ne yaptığını bilmiyor gibiydi, sadece yapıyordu işte.
"neler oluyor jeongguk?" diye fısıldadı namjoon jeongguk'a.
"şarkı söyleyeceğim."
"ne?"
"bunu benim için yapamaz mısınız? tek bir şarkı söyleyeceğim sadece. lütfen."
namjoon da dahil olmak üzere tüm grup üyelerinin kafası karışmıştı, ama jeongguk o kadar kararlı ve üzgün gözüküyordu ki onu kırmak istemediler.
"tamam, hangi şarkıyı istiyorsun söyle?"
"teoman, bazı yalanlar."
"tamam."
sakin bir şarkıydı, ama onları çok iyi özetlediğini biliyordu jeongguk. müzik başladığında gözlerini kapattı ve tüm duygularının şarkıyla birlikte bir deniz olup akmasına izin verdi.
yorgun görünüyorsun
biraz uzan istersen
sever gibi yapma artık
daha henüz vakit varken
birkaç yaralı ruh
birkaç bira şişesi
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmez ki aşk
jeongguk hisli hisli şarkısını söylerken taehyung ise olduğu yerde kalakalmış, sessizce onu dinliyordu. dudaklarını birbirine bastırdı ve derin bir nefes aldı.
jeongguk şarkıya devam ettikçe göğsüne bir ağırlık çöküyordu sanki taehyung'un.
nasıl olur da hâlâ sevgisine inanmazdı? onu canından çok sevdiğini anlayamıyor muydu? onun için her şeyini verebileceğini, onun tek bir gözyaşına dünyaları yakabileceğini bilmiyor muydu?
yalanlarımız güzel
inanması zevkli
bir şey sevmeye değerse
ölmeye de değer mi?
birkaç uyku hapı
birkaç kıskançlık krizi
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmez ki
bazı yalanlar güzel
bazı gerçekler acıymış
bazı ölümler uzun
bazı hayatlar kısaymış
şarkı hâlâ devam ederken jeongguk, gözyaşlarının kapalı göz kapaklarından yanaklarına süzüldüğünü hissetti. nefesi daralıyordu. sanki biri boğazını sıkıyor gibi hissediyordu.
elleri hâlâ mikrofon standını sıkıca kavrarken yavaşça gözlerini açtı. gözlerini açar açmaz ise kendisini öylece izleyen bay lee ile göz göze gelmişti.
-✨-
bay lee:
jeongguk?
(04.30)
jeongguk:
hyung?
bay lee:
bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim
ama uyuyamadım
aklıma takıldın
jeongguk:
sorun değil hyung
bir şey mi oldu?
neden öyle söyledin
bay lee:
bu gece çok üzgün görünüyordun
aslında yanına gelecektim ama çekindim
belki o an yanında kimseyi istemiyorsundur diye düşündüm
jeongguk:
iyiyim ben
sorun yok merak etme
bay lee:
ediyorum
görüldü
jeongguk sana karşı hislerim olduğunu biliyorsun
ama her şeyden önce aylardır birlikte çalıştığım çalışanım ve de küçüğümsün
arkadaşım sayılırsın
ve seni böyle görmek beni üzdü açıkçası
yapabileceğim bir şey var mı bilmek istedim
jeongguk:
teşekkür ederim
gerçekten çok düşünceli davranıyorsun hyung
ama yapılabilecek bir şey olduğunu sanmıyorum
bazen insanın elinden hiçbir şey gelmiyor işte
görüldü
-
-
bay lee:
konu taehyung, değil mi?
jeongguk:
hyung sen
yazıyor...
bunu nereden biliyorsun?
bay lee:
tahmin ediyordum zaten uzun zamandır
birbirinize bakışlarınızı görüyordum
yıkılman için onunla göz göze gelmen bile yetiyor
jeongguk:
öyle
görüldü
bay lee:
anladım
sanırım aranız kötü
jeongguk:
hyung boş ver
bunu konuşmam gereken kişi sen değilsin ki
doğru olmaz
bay lee:
haddimi aştıysam üzgünüm
aranıza girmek gibi bir düşüncem asla olamaz biliyorsun
jeongguk:
öyle düşünmedim zaten
sadece sana onu anlatmam doğru olmaz demek istiyorum
bay lee:
yine de eğer konuşmak istersen tek bir tuşa basman yeterli biliyorsun, istediğin zaman istediğin saatte arayabilirsin
ve eğer kendini toplayamayacak kadar kötüysen de
birkaç gün dinlen
inan senden önemli değil
mutsuz olmanı istemiyorum jeongguk
sen sadece mutlulukları hak eden birisin
jeongguk:
teşekkür ederim sözlerin için
sen de mutluluğu hak ediyorsun
gerçekten
ama benimle değil|
bay lee:
teşekkür ederim
dediğim dinlenme işini bir düşün olur mu?
belki kafanı dinlemek, yalnız kalmak daha iyi hissettirir seni
jeongguk:
tamam hyung
bay lee:
iyi geceler jeongguk
jeongguk:
iyi geceler
-✨-
nasıl buldunuz bölümü? veee gidişat nasıl?
önümüzdeki bölüm taekook. 5-6 bölüme de final yaparız artık.
görüşmek üzere🤍
-yoona,,
*
şarkının sözleri aşırı db taekook'una
uymuyor mu sizce de?
birbirimize içmeden dokunamaz
olmuştuk kısmı mahvetti beni:(