Raunchy Alpha // larry

By bearschangedmylife

58.2K 5.2K 11.5K

Şımarık bir Alfanın neler yapabileceğini görmek istiyorsanız doğru yerdesiniz! Harry olgun omegayla mühürlene... More

a slice of the future
prolog
one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fiveteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty-one
twenty-two
twenty-four
twenty-five
twenty-six
twenty-seven
twenty-eight
twenty-nine
thirty
thirty-one
thirty-two
thirty-three
thirty-four
thirty-five
thirty-six
thirty-seven
thirty-eight
thirty-nine
ONE-SHOT
fourty
fourty-one
fourty-two
fourty-three
fourty-four
fourty-five
fourty-six
fourty-seven
fourty-eight
fourty-nine
fifty
fifty-one
🎀fifty-two🎀
fifty-three
fifty-four
fifty-five
fifty-six
fifty-seven
fifty-eight
fifty-nine
sixty
sixty-one
sixty-two
sixty-three
sixty-four
sixty-five
sixty-six
sixty-seven
sixty-eight
sixty-nine
fınal
Special Chapter "🔄"
Special Chapter "24" 1/2
Special Chapter "24" 2/2
Special Chapter "Axel"
Special Chapter 2 "Axel"
Special Chapter 1/2 "Harry or Louis?"
Special Chapter 2/2 "Harry or Louis"
Spacial Chapter "New Groom" 1/2
Special Chapter "New Grooms" 2/2
Special Chapter "Alternative Jobs 1/3"
Speical Chapter "Alternative Jobs 2/3"
Speical Chapter "Alternative Jobs 3/3"
Special Chapter "Wedding Photo"
Special Chapter "Becoming an Alpha"
Special Chapter "Valeria's Alpha" 1/2

twenty-three

1K 71 196
By bearschangedmylife

Merhabalar,

Ve iyi okumalar~

×××

Louis hayatında ilklerin yaşandığı günün sonunda oldukça huzurlu ve eşinin kürkünün arasında oldukça rahattı. Eve gidip kardeşlerinin söylenmelerini çekmektense bütün gününü Alfanın yanında uyuyarak geçirebilirmiş gibi hissediyordu.

Tabii bunu Alfasına söylememişti, çünkü geçtiği gün yeterince itiraf yapmıştı ve bunu düşünmek istemiyordu.

Ertesi günün sabahına uyandıklarında evde ve yataklarında değil de, en son hatırladığı gibi bahçede Alfayla sarmaş dolaş olarak uyandı Omega. Yattığı yerden kafasını kaldırıp eşinin kahverengi kürküne baktı. Ayağa kalkmadan karın üstü doğrulup ön patilerini altına doğru kıvırdı.

Uyuyan Alfasını izlerken hareketlenmeye başlayan kuyruğuna engel olamamıştı.

Sessiz bir şekilde izlerken oturmak için geri çekilen Omegasını çok geçmeden farkeden Alfa uykusunda kıpırdanmış, ardından içgüdüsel olarak Louis'ye doğru yuvarlanmıştı.

Louis dönüp de kendisine çarpan Harry'ye ve onun ayakları havada burnu da onun göğsüne yaslanmış yatışına baktı. Derin ve sıcak nefesleri onun beyaz kürküne çarpıp karışırken Alfanın bilinçsizce çektiği Omegasının kokusuna karşı farketmeden açılan ağzından sarktı dili.

Omega önündeki görüntüye uzun süre tepkisiz kalamayıp derin bir nefes verdi ve önce burnunu Alfanın tüyleri arasında gezdirip ardından göğsünü, boynunu ve, çenesinin altına doğru, kürkünü yalamaya başladı.

Acelesiz yalamaları uyumasına rağmen Harry'yi daha da mayıştırırken Louis sakince devam etti. Kısa bir süre sonra aralanan yeşil gözler mavi gökyüzüyle karşılaştı. Daha ayılmasına fırsat kalmadan gökyüzü omegasının mavileriyle yer değiştirdiğinde Alfa uyanmasının nedenini yeni kavrayabilmişti.

Omegası onu yalıyordu.

Kurt ağrızyla yapabildiği kadar şapşal bir gülüş verdi ve uyandığını belli edercesine ön patilerini Omeganın üstüne attı. Louis durarak kafasını geri çekince yeşillerle karşı karşıya gelip onu süzdü.

"Günaydın Alfa."

"Günaydın Omegam... Ehehe~."

Louis ona içinden gülüp bir patisi yardımıyla öbür tarafa yuvarlamıştı ki Alfanın keskin refleksleri harekete geçip kaşla göz arasında dönmüş, Omegayı sırt üstü devirmiş ve üzerindeki yerini almıştı.

"Omegam..." Eşinin beyaz kulaklarının çimenlere serilmiş haline bakarken iç çekti. "..her gün böyle uyanabilmem için yapmam gerekenleri bana söyler misin lütfen?"

"Hmm," Louis ön ayaklarını Alfasının gür kürklü göğsüne yaslarken gözlerini birleşitirdi. "..bilemedim. Sence ne yapmalısın?"

"Benim aklıma tek bir şey geliyor." Burnunu burnuna değdirdi. "Burada benimle yaşaman."

Louis gülmekle yetinince Harry heyecanla devam etti.

"Eh, bunun için de evlenmemiz gerekiyor. Şu resmi işleri biraz daha erkene mi çeksek Omegam? Nasıl olsa Jay annem de yalnız değil! Artık-!"

"Dur, ne?" Koyu mavilerini Harry'ye dikerek devam etti. "En son ne dedin sen?"

Eyvah... Diye düşündü Harry bir patisini ağzına kapatmamaya çalışarak. Öyle söylemeyecektim, ağzımdan kaçtı!

"Seni çok seviyorum, dedim Omegam."

"Konuyu saptırma!"

"Doğruyu söylüyorum! Bunu nefes aldığım her saniye söylüyorum, ama içimden..."

Louis dilini çıkararak yüzüne doğru eğilen Alfaya bakıp başını yana çevirdi ve yanağına büyük, sulu bir dil darbesi aldı.

"Aptal...!" Onu iterek yerlerin değiştirdi ve bu kez o üste geçti. "Anneme alfayı sen mi ayarlattın!"

"Hayır! Mark aklımın ucundan bile geçmezdi! Yani, sadece-sadece senin endişenden bahsettim ve babamın aklına o geldi-Omegam, bakma öyle! Böyle oldu, gerçekten!"

"Seni parçalayacağım Harry!"

Huzurla uyandıkları sabah hareketli bir şekilde devam edince bir süre daha yuvarlanmayı ve birbirlerini, daha çok Louis Harry'yi, koşturmayı sürdürdüler.

Anne kahvaltının hazır olmasıyla dün gece gözükmeyen oğllarının bahçede olduğuna emin olarak açık havaya çıktı. Gözleri sabahın güneşiyle parlayan yeşil ormanlarına bakarken ağaçların arasında koşturan iki kurt gülümsemesine neden oldu.

Aç karınlarına rağmen oldukça enerjiklerdi.

Sesini duyurabilmek için öne doğru yürüdükten sonra iki elini de ağzına siper etti seslenmeden önce. "Hey Kurtçuklar! Gelin de kahvaltınızı yapın!"

Harry, Omegasını ön patileriyle ağaca yaslamış koklamayı bırakıp kafasını kaldırdı. Louis onu itip ikisi ayaklandığında aynı anda koşmaya başlayarak Anne'in önünde durdular.

Gülerek yan yana oturan ve gözlerini ona diken kurtlarına bakarak aralarında durdu. Ellerini ikisinin kürklerini aynı anda sevmek için kullandı. "Aferin size. Sağlam kıyafetleriniz var mı?"

Alfa başını iki yana sallarken annesinin duyamamasına güvenerek konuştu. "Omegam dün acımadan parçaladı da..."

"Kapa çeneni."

İkisi birbirine dönüp ufak ufak hırlaşırken Anne aralarında ne konuştuklarının merakıyla içeri girdi. Anneleri onlara kıyafet getirirken fırsatı değerlendirmek için sallanan kuyruğuyla Louis'yi devirdi. Louis ona hırlayarak karşılık verse ve patilerini ittirmek için kullansa da Harry'ninkiyle yarışan kuyruğuna engel olamıyordu da.

Anne döndüğünde ikisi de hızla toparlandı. "Alın bakalım- Hey! Harry yavaş ol, parçalayacaksın!" Oğlunun bütün kıyafetleri ağzıyla kapıp kulübeye doğru koşmasıyla peşine takılan Omegaya baktı. "Ah... Ne enerjikler..."

Louis yüzünü buruşturarak çıktı kulübeden. "Her yerinde salyan var."

Harry peşinden çıkıp parmaklarının ucuyla tutup ıslak yerlerini teninden uzaklaştırmaya çalışan eşine baktı. "Sen alsan elinde götürecekmişsin gibi konuşuyorsun! Sen de ağzınla alacaktın, gerçi senin salyanı tercih ederdim..."

"İğrenç iğrenç konuşma. Gayet de burnumun üzerinde taşırdım, aptal."

Eve doğru yürürken arkasından sarılan ve dilini yanağına değdirmeye çalışan Harry'yi itti. "Salyalarını benden uzak tut."

Kurt hallerindeki tempolarını koruyacak gibi görünseler de Louis hızla eve girerek buna engel oldu. Kahvaltı sofrasına yerleşmeden önce banyoya uğradılar ve oyalanmadan indiler.

Masaya kurulan ilk isim olan Robert'ı selamlamadan yerine yerleşmedi Louis. Çalışanlar boş bardakları doldururlarken Harry de eşinin yanına, annesinin karşısına yerleşti.

"Günaydınız çocuklar? Nasılsınız? Eve girmeye tenezzül etmediniz bile..."

Louis cevaplama kısmını Harry'ye bırakırken gözlerini tabağına indirdi.

"Çünkü yorulmuştuk! Biraz dönüşelim dedik uyuyakalmışız işte. Dün ne badireler atlattık biliyor musunuz, diyeceğim ama..." Gözlerini kısarak babasına çevirdi. "Siz zaten biliyorsunuzdur, değil mi?"

Robert çayını bırakarak oğluna düz bir bakışla baktı. "Bana düzgün bak, eşek sıpası. Şirketime kimi model alacağımı sana mı soracağım? Tek lafımda kendini kapının önünde bulursun."

"Ben de senin şirketine kalmadım! Bir işaretimle beni havada kapacak yüzlerce şirket var!"

"Hah, senin şımarıklığını bizden başka kaldırabilecek bir şirket var mı zannediyorsun? Ayrıca ben çıkartsam kimse seni işe almaz, çünkü pahalısın."

Harry mükkemmellikten yorulmuş bir şekilde saçını arkaya atarken Louis onlara gülmekle yetinerek kahvaltısını ediyordu. Anne gözünün önüne gelen fotoğraflarla heyecanla doğruldu.

"Ama Louis! Hepsinde de harikaydın! Resmen bu iş için yaratılmış gibisin!"

"Dimi dimi!"

Heyecanla araya giren Harry'ye bakmadan gülümsedi. "Abartıyorsunuz anneciğim, sadece ne söyledilerse yaptım o kadar. Benim değil Gucci'nin ve ekipin başarısı."

"Bir de mütevazı..."

Anne hayranlıkla elini göğsüne koyarken Robert ağzındaki lokmayı yutup çatalı tuttuğu elinin işaret parmağını Omegaya çevirip gözlüklerinin üstünden baktı oğluna.

"İşte onu havada kaparlar."

"Baba," Ciddi gözlerini babasına dikti. "..benim olmadığım bir yerde bunu yapacak olursa o şirketi batırır, küle çevirir sonra da üzerinde dans ederim."

Baş alfa ona göz devirmekle yetinirken araya girdi Louis sakince. "Bu konu hakkında endişelenmenize gerek yok, çünkü tek seferlik bir şeydi."

"Ve senin de endişelenmene gerek yok Omegam," Yeşil gözlerini eşine dikmeden önce iç çekti. "..çünkü kimsenin sana ulaşmasına izin vermeyeceğim."

Louis'nin sandalyesine kolunu yaslayarak üzerine eğildi. "Sen sadece benim Omegamsın..."

"Yerinde dur Harold, iştahımı kaçırıyorsun." Diyen babasıyla karşılıklı kötü kötü bakışırlarken Robert bir anda sırıtarak Louis'ye döndü.

"Ayrıca bu kadar erken konuşma derim. Girolle sana bayılmış, sette daha çok görmek istediğini söyledi."

Harry araya gireceğini elini kaldırarak belirtse de annesiyle göz göze gelmesi masaya vurmasını değil sadece dokunmasını sağlayabilmişti. Bunu umursamadan sert sesiyle konuştu.

"Onu derhal çıkar. Ben de artık onu sette görmek istemiyorum! Anladın mı!? Gönder onu Gucci'den!"

"En iyi fotoğrafçımı senin aptal kıskançlığın için gönderecek değilim."

"Gucci'yi ona dar ederim baba. Benim içimdeki vahçi canavarı çıkarttırmayın!"

" 'Vahşi canavar'ı açmamı ister misin?" Dedi Robert gözlerini Louis'ye dikerek. "Yavru kedi."

Anne bunun doğruluğunu bilen biri olarak oğlunun sevimliliğine erirken Louis önce gülmüş sonra da gözlerini oturduğu yerde köpüren Harry'ye çevirmişti.

"Öncelikle kimseyi işinden etmiyorsun. Ona teşekkürlerimi iletebilirsiniz efendim, ama cevabım değişmeyecek."

"Nasıl istersen, ama aklının bir köşesinde dursun."

Louis ona yapmacık bir gülüş vermekle yetindi. Robert'ın amacıyla ilgili aklına gelenlerden hoşlanmamıştı. Bunu açık açık onunla konuşmayacaktı, ancak gerçekten düşündüğü gibi, ailesine yakışır bir damat olması için mesleğini değiştirmeye çalışacak kadar ileri gidiyorsa da bundan emin olmak zorundaydı.

Eğer bu söz konusuysa bu eve yerleşme düşüncelerini değiştirecekti.

"Eğer," Harry'nin araya girmekle kalmayıp ellerini de tutmasıyla gözlerini yeşillere çevirdi. "..sözünü dinlememi istiyorsan ondan gelen hiçbir mesajı veya aramayı cevaplama, lütfen! Çok yılışık ve ısrarcıdır. Sana bulaşmasını istemiyorum!"

"Sakin ol Harry, hoşuma gitmeyen bir şey yapacak olursa karşılığını alır."

"Üstesinden gelebileceğini biliyorum ama artık ben varım. Onu bana postala!"

"Hah... Gerek kalmayacak ama tamam, istediğin gibi olsun."

Harry gülümseyerek ellerini bırakmadan önce öpünce gelen boğaz temizleme sesiyle arkasını döndü, yine kısık gözleriyle. "Cıvıma, Harold."

"Emredersin, babişko..."

Baba oğul birbirine meydan okurken Louis ve Anne başka bir konudan sohbet etmeye başlamışlardı. Kahvaltıları bir şekilde bittiğinde Harry hızla ayaklandı.

"Seni eve bırakayım ve üstünü değiştirdikten sonra da okula! Böylece geç kalmazsın."

"Bu harika olur Alfa. O zaman ben izninizi isteyeyim."

Louis, Robert ve Anne'le vedalaşırken Harry bir koşu Omeganın çantasını ve arabanın anahtarını alıp arabayı bahçeye çekmek için hızla çıkmıştı. Anne, Omega ne kadar itiraz etse de Louis'yi yolcu etmek için kalkmıştı. Onu kapıya geçirirken koluna girdi.

"Louis! Seninle alışverişe çıkmak istiyorum! Benimle gelirsin değil mi? Hafta içi uygun olur musun? Yoksa hafta sonuna mı ayarlayalım?"

"Haftasonu ikimiz için de daha iyi olur gibi anne."

Anne istediği cevabı almanın mutluluğuyla içten içe sırıttı. "Harika! O zaman bu hafta sonu Harry'den önce ben seni kaçırıyorum."

"Pekala."

Onunla son kez sarılarak Alfanın çıkarttığı kırmızı, spor araca ilerledi ve eşinin yanına yerleşti. "Her fırsatta dikkat çekmeye bayılıyorsun, değil mi?"

"Aslında yanımda sen otururken buna gerek olmadığını biliyorum, ama alışkanlık işte, ne yaparsın."

Louis onun muzip bir sesle kurduğu cümleye gülüp yerinden hiç oynamadan Alfayı kendine çekti. Harry yanağına hafifçe konan öpücüğe karşı hoyratça çekilmenin afallamasıyla koltuğuna döndüğünde bir süre direksiyona boş bakışlar attı.

"Ee," Louis yanağını eline yaslayarak baktı Harry'ye. "..sürmeyecek misin? Geç kalacağım yoksa."

"G-gidiyorum Omegam... Sadece pedalların yerini unuttum da, hehe."

Omega kıkırdayarak hareketlenen araçla gözlerini yola çevirdi.

Şapşal mı şapşal bir Alfası vardı.

Evine ulaştıklarında Louis kardeşlerinin radarından kaçabilmek için Harry'yi feda etti. Kızlar eniştelerinin varlığıyla abilerinin, Jay'in de yardımıyla, aralarından sıyrılmasına izin verdiler. Annesiyle kısaca konuşup okuldan sonra dün olanları ayrıntılı bir şekilde anlatacağına söz verdi ve hızlı bir duşa girip hazırlandı.

İndiğinde kızlar Harry'yi içeriye oturtup etrafını sarmış ve ağzından laf almaya çalışıyorlardı. Karşılığında ise Harry kendi gözünden olanları anlatmaya karar vermiş gibi görünüyordu.

"..Sonra bir baktım, abiniz tüm asaletiyle sette oturuyor ve kameraya muhteşem bakışlar atıyordu... O anki hislerimi kelimelere dökmem mümkün değil. Sanki şaşırma hissini unutmuştum, beni büyülüyor..."

"Asalet?"

"Muhteşem değil de boş falan mi desen?"

"Çünkü biz sadece boş veya öldürücü bakışlarını gördük de hep."

"Muhteşem pek abimin tarzı değil."

"Hayır, Gucci onu içeri nasıl aldı biz hala oradayız."

"Kızlar, yeter! Harry'yi rahat bırakın ve abinizi ona kötülemeyi de kesin."

"Bu mümkün değil anneciğim, ben onu 'kötü' olarak tanımlayamazdım. Daha çok, olağanüstü olurdu..."

Louis annesinin arkasından Harry'ye tuhaf bakışlar atan kardeşlerine 'öldürücü' bakışlar atmayı bırakıp dudaklarını araladı.

"Harold," Harry saniyesinde sese döndüğünde Omega onun kalkan kulaklarını ve sallanan kuyruğunu görür gibi olmuştu. "..geç kalıyorum."

"GELDİM!"

"Abi! Harry'yi şoförün gibi kullanmayı bırak ve bize açıklama yap çabuk!"

"Dünü anlatmak zorundasın!"

Hepsi birden ayaklandıklarında Louis sessiz kalıp Alfayla birlikte kapıya yönelirken Jay kızların yolunu kesti. "Siz de geç kalmıyor musunuz, hm? Çabuk kahvaltıya! Hadi!"

"Elimizden kaçmış olabilirsin ama bu iş burada bitmedi!"

"Kurtuluşun yok abi!"

Jay onları yollayıp yolcu etmek için oğlunun peşine çıkarken Harry ile birlikte birer yanağından öpmelerine gülümseyip arabaya binişlerini izledi. Son anda aklına gelen şeyle, "Ah," diye mırıldandı. "..Louis!"

Harry'nin açık camından duyduklarında ona döndüler. "Bu akşam planım var aklında olsun!"

"Tamam anne, konuşuruz."

Arkalarından bakarken ayrıntı verecek zamanı olmamasına omuz silkti. Eh, plan dünden belliydi, eşinin peşine takılmayıp evine gelseydi öğrenirdi sonuçta.

Louis yol boyunca sessizliğini koruyup Harry'nin her fırsatta kendisine dönen parlak bakışlarına karşılık verirken düşünceliydi. Bugün bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyordu, sonuçta dergi daha basılmamıştı ve dün sızan görüntülerin temizleneceğine garanti vermişti, çok sevgili kayınbabası.

Kafası bir bakıma rahattı, çünkü rahatsız olacağı herhangi bir konuda çalacağı ilk kapı baş alfanınki olacaktı. Yani kesin çözüm.

Ancak bu okulunda yaşayacağı sinir bozucu dedikodulara bir çare olmayacaktı.

İnsanların ağzı torba değildi büzebileceği, ancak kapatabilmek için onları dikmeye dünden razıydı Louis.

Okula vardıklarını farkettiğinde önce çocuk seslerinin kaynağı olan bahçeye bir bakış atıp Harry'ye dönmüştü. Bakışmaları sessizliğini korurken Alfa beklentili ve Omega düşünceli görünüyordu.

Harry'ye okula gitmek istemediğine dair yakınamazdı, bu konuya kendisi karışmıştı ve Alfa tamamen masumdu.

İç çektiğinde Alfanın kaşları havalandı. "Omegam? Sorun ne?"

Louis ona bakıp, "Hiç," demiş ve elini uzatıp onu çenesinden yakaladığı gibi dudaklarını öpebilmek için kendisine çekmişti. "..görüşürüz Alfam."

"G-görüşürüz... Omegam..."

Louis ona gülüp arabadan indi ve okula, hatta sınıfına varabilmek için hızlı adımlar attı. Bugünkü tek sorunu Arthur olacaktı...

Arkada bıraktığı Harry koltukta erimemeye çalışarak nefesleniyordu. Omegasına olan sevgisi her geçen gün katlanmaya devam ediyordu...

Louis ders kitapları ve çantasıyla sınıfının yolunu tutmuşken koridora dağılmış veya açık sınıf kapılarının etrafındaki öğrencilere hafifçe gülümsedi. Sınıfına yaklaştığında kapının diğer yanından zıplayan bedenle ise irkilip durmuştu.

"Tanrım... Arthur amacın okuldaki kariyerimi gözden geçirtmekse başarmak üzeresin. Çünkü bacak aranı tekmelemek üzereyim."

"Üzgünüm, üzgünüm! Sadece dünü çok merak ediyorum! Bana her şeyi anlatmak zorundasın!"

"Hayır, zorunda değilim. Ayrıca sana bu konuları okulda konuşmayacağımı söylemiştim."

Sınıfa girmesini engelleyince kaşları çatıldı Louis'nin. "Bari Harry'nin tepkisini söyle!"

"Adını unutuyordu neredeyse, tamam? Şimdi beni miniklerimle yalnız bırak."

Tek eliyle alfanın yönünü değiştirerek sınıfına girdi ve kapıyı da arkasından kapatıp öğrencilerine baktı. "Günaydın, minik kurtlar."

×××

Günü sağ salim atlattığında Arthur bir adım arkasındayken Harry'nin aracına ilerliyordu. "Sabretmek nedir bilmiyorsun Arthur."

"Yeterince sabrettim! Dünden beri bir mesaj dahi atmadın!"

"Müsait değildim."

Arabanın kapısını açıp burnunun Alfasının kokusuyla dolmasını sağlarken arkadaşına döndü. "Bizimle mi geleceksin?"

Arthur, Omeganın binmesini bekledikten sonra eğilip açık cam sayesinde Harry'ye baktı. Alfa beklemeden ona bakıp sahte bir gülüş verdi.

"Arabamda sana yer yok Arthur." Yine yapmacık bir şaşkınlıkla kaşlarını kaldırma. "Ah, yani demek istediğim, gerçekten yok, hani spor ya, iki kişilik ondan."

Onun gülüşünü taklit eden alfa tutunduğu kapıyı sıktı. "Haha, senin arabana kalmadım."

"Öyle mi? Ne güzel!"

Louis birbirlerine sırıtarak bakmalarına rağmen alınlarında çıkan damarları eğlenerek izledi.

"Akşam sizdeyim Louis."

Omegaya göz kırpıp arabanın tavanını pat patladı ve motoruna yöneldi. Harry ağzını açamaması bir yana itiraz etmesine izin vermeden giden adama hırladı ve motoru çalıştırdı.

"Belki de bana bir teklif yapmalısın Omegam?"

"Ne teklifi?"

"Yatıya kalma teklifi."

Louis kahkaha atarak kollarını birleştirdi. "Hadi ya?"

"Evet!"

"Peki nerede yatmayı düşünüyorsun Harry? Kalabalık bir ailenin küçük, müstakil evinde kalmak senin kuş tüyü yataklarına benzemez."

"Yatağanın altı şuan oldukça cezbedici göründü."

"Yine bir sapık gibi konuşmaya başladın."

"Eşimin yatağının altında yatmayacağım da kimin yatağının altına sızacağım Omegam!?"

"Sen de haklısın tabii."

Louis'nin Harry ile uğraştığı bir yolculuktan sonra kapının önüne güzelce park etti Alfa.

"Sen bu kalma konusunda ciddi misin?"

"Hem de hiç olmadığım kadar."

Geldiğinde beni görecek olan Arthur'un suratını kaçıramam.

Louis ağzını açamadan evinin kapısı sertçe açılınca dikkati dağılmıştı. Hemen ardından ayaklarındaki ev terliklerini umursamadan onlara doğru koşan kızlarla yüzünü buruşturdu.

"Ah, yapmayın..."

"Sana elimizden kurtulamayacağını söylemiştik!"

"Ve Harry! Sen nasıl onunla iş birliği yaparsın! Hani bizim tarafımızdaydın!?"

"Oysa biz sana onun bütün foyalarını vermeye hazırdık..."

Harry bu düşünceyle heyecanlandığını Louis'ye küçük bir bakış atarak belli etti. Omega ona gözlerini kısarken Harry camını biraz daha açtı ve fısıldadı.

"Bunu elde etmek için ne yapmalıyım?"

"Ben hala burada oturuyorum Harry."

Alfa ona en şirininden bir gülücük vermeye çalışırken Lottie de onun gibi fısıldadı. "Tek yapman gereken bize ayak uydurmak."

O sırada yanlarından geçip onların önüne park eden araçla Louis'nin dikkati oraya kayınca Phoebe hızla önüne geçip kaputa yaslandı. Alfanın tarafındaki ikizi de dikkat çekmemek için aynı şeyi yaparak Harry'nin önüne geçti. Omeganın kaşları çatılırken eli kapıya gitti.

"Tamam, bu kadar oyun yeter."

"Dur!" Fizzy açılmak üzere olan kapıyı ittirerek abisine engel oldu. "Anlaşmamızı kabul edene kadar bu arabadan inemezsin!"

"Ne saçmalıyorsun? Beni kızdırmayın, çekil."

O anda Lottie, "Arabayı kilitle." diye fısıldadığında Alfa düşünmeden yaptı. Ancak bu Louis'nin çatık kaşlarıyla ona dönmesini sağlamıştı.

"Ne yapıyorsun?"

"Şey, kızlar ne derse onu?"

"Yani bunu mu seçiyorsun?" Ona doğru eğilip devam etti. "Pişman olmayacağına emin misin?"

Harry yutkunarak parmaklarının otomatikman kilit tuşuna gitmesine engel olamayınca kızlar araya girdi.

"Hey! Harry'yi hipnoz etmeyi bırak! Sen bizi dinle Harry!"

"Ucunda yine abimiz var unutma!"

Harry iki arada bir derede sıkışmışken Omeganın meydan okuyan gözlerine dikmişti bakışlarını. En az onlar kadar her şeyden bir haber Mark aracından indiği gibi onlara dönmüştü.

Yaklaştıkça daha dün tanıştığı kızları tanımıştı, ancak ne yaptıklarını anlayamamıştı. Merak ve yanlarına gidip gitmeme kararsızlığıyla onları incelerken Daisy'nin, ya da Phoebe -alışması zaman alacaktı-, yanından gördüğü arabadaki yüz kaşlarının kalkmasına neden olmuştu.

"Harry mi o? O zaman-"

Gözünün eve kaymasıyla dikkati dağıldı ve gözlerini tüm güzelliğiyle çıkan Jay'e dikti.

Daisy onların bakışmasını fırsat bilerek çıkan annesini Lottie'ye işaret etti. O hızla Alfanın camını örtmek için elinden geleni yaparken Fizzy ve Phoebe da kapının kilitli olmasını fırsat bilerek görüş açılarını kapatmak için ablalarına yardım ettiler. Böylece Jay, Mark'ın yanına ulaşana kadar ikisini görmeyeceklerdi.

"İyi akşamlar Jay."

"İyi akşamlar Mark, hoşgeldin."

"Ve son derece hoş buldum."

Mark nazikçe tuttuğu eli hafifçe öptükten sonra bırakmadan onu koltuğuna kadar götürdü. Kapısını açıp binmesine yardım ederken de bırakmadı.

Louis artık sıkılmış bir şekilde dirseğini cama, alnını da eline yaslamışken gözüne çarpan adamla durdu. Kapıyı kapattıktan sonra doğrulmuş ve aracının önünden dolanmıştı tanıdık sima.

Dudaklarını birbirine bastırıp arkasına yaslandı. Kafasını çevirmeden düz bir sesle konuştu. "Kapıyı aç."

Harry hızla ona dönüp bir anda ne olduğunu anlamasa da onu tekrarlatmamak için kilidi açtı. Saniyesinde arabadan inen Louis ile kendisi de arabadan çıkarken kızlar annelerinin gittiğini farkedip gözlerini abilerine dikmişlerdi.

Ancak Omega sessizce eve yönelirken hiçbirine bakmamıştı. "Geliyor musun Alfa?"

"E-elbette." Harry onun peşine takılmadan önce dönüp kızlara baktı. "Neler oluyor?"

"Şey..."

"Sanırım onu kızdırdık..."

Harry beklemeden peşinden giderken yüzünü buruşturdu. Hadi ama, neden şimdi!? Geldiğimizde gayet iyiydi, burada kalacağım gün onu kızdırmak zorunda mıydınız..? Şimdi bütün sinirini benden çıkaracak!

Eve girdiğinde Louis kendisine koşan ikizlerden birini kucaklıyordu.

"Yaaa! Beni de kucakla!"

Doris ikizini kıskanmanın sonucu ağlamaya hazırken arkasından yakalanmıştı. "Aha!" Harry onu tutup kaldırırken küçük kız gülerek çığlık atmıştı. "Ben seni daha yükseğe kaldırdım!"

Onu güldürmek için kurduğu cümle Louis'nin kısık gözleriyle karşılaşmasına neden olmuştu. "Ee- ehe..." Gülmeye çalışmayı bırakıp saklanmak için de Doris'i kullanarak küçük bedeni suratına tutunca ikizlerin gülmesine, Louis'nin başını iki yana sallamasına neden olmuştu.

Omega Ernest'le birlikte merdivenlere ilerlerken Harry de peşine takılmış ve eve girmiş kapıyı kapatan kızlara son bir bakış atmıştı. Louis sessizliğini koruyarak odasına girmiş ve kucağında Ernest ile birlikte düşünceli bir şekilde yatağına oturmuştu.

Harry de onun gibi sessizce bekledi ayakta. Başta Lottie olmak üzere kızların sırayla odaya girdiğini görünce aradan çıkmak için Doris'i sallaya sallaya duvara yaslanıp bekledi.

"Abi?"

"Çok mu kızdın?"

"Özür dileriz ama kötü bir amacımız yoktu!"

"Sadece konuşma fırsatımız olmadı ve ayaküstü anlatamazdık."

"Son anda görünce de kızacaktın!"

"Sadece annemin başka bir şey düşünmeden hareket etmesini istedik..."

Louis boğazını temizleyerek Ernest'in sarı saçlarını sevmeye devam etti. "Üzerimi değiştireceğim, çıkın."

"Ama abi-"

"Çıkın!"

Hızla odayı boşalttıklarında Harry gözlerini Omegasının üzerinden çekemiyordu.

Olamaz! Sıra bana geldi!

Bir saniye?

Ben niye korkuyorum ki? Benim bir suçum yok?

Düşünceleri onu kendi kendine pustururken kızların arkasından kapıyı kapattı.

"Ben.." Louis'nin sesiyle hızla ona döndü. "..bu denli ileri gidecekleri kadar rahatsızlık mı veriyorum?"

Oh... Onu kızdırmamışlar, onu üzmüşler...

Yatakta yanına otururken gözlerini onda tutmaya devam etti Harry. "Bu ailenin bir parçası değil miyim? Neden onlara ayak uyduramıyorum?"

"Abiciğim?"

Louis durgun gözlerini kucağındaki kardeşine çevirdi. "Ablamlar seni üzdüler mi?"

"Onlara hadlerini bildirelim mi!?"

Doris Harry'nin kucağından beri atıldığında Louis gülerek Ernest'i yere bıraktı. "Evet, hadi gidip intikamımı alın."

"Evet!"

"Onları mahvedeceğiz!"

Coşkuyla koştukları kapıyı açıp arkalarından kapatsalar bile ayak sesleri duyuluyordu. Harry arkalarından bakmayı bırakıp parmaklarını inceleyen eşine döndü.

Bu onda gördüğü yeni bir ifadeydi.

"Dinle," Ellerini tek eliyle tutup kucağındaki avucuna bıraktı. "..neden böyle abartılı bir yol kullandıklarını bilmiyorum, ama konuşarak çözebileceğinize eminim."

Omeganın kendisine dönmesini izledi. "Senin gibi düşündüklerini sanmıyorum. Kendini bu kadar dışlama."

Ayrıca Mark'a 'biraz' sert olmadığını söylemezdik...

"Benim Mark'la bir sorunum yok. Annemin üzülmemesi için tedbirli davranmak hata mıydı?"

"Louis, senin yanlış yaptığın bir şey yok. Mizacın diğerlerinden farklı diye bu senin sorunlu olduğunu göstermez."

Louis iç çekerek başını bir anda Harry'nin omzuna bıraktı. "Belki de bu evlilik işlerini gerçekten de hızlandırmalıyız."

Harry bir anda donarak gözlerini herhangi bir yere dikti. Bu... Bu bir krizi fırsata çevirmem için gelen bir ışık mı!?

Hayır, dur. Bencilce bir yorum yapmamalıyım!

"Bu beni ne kadar mutlu eder bilemezsin... Ama bunu bir kaçış olarak kullanmana gerek yok Omegam, sen ne zaman istersen o zaman olsun."

Bir süre sessizce bekleyip Harry'ye heyecanlı saniyeler yaşatmış ve bir anda doğrulmuştu. "Haklısın."

Ayaklansa bile tutmaya devam ettiği Harry'nin eliyle dönüp Alfaya baktı. "Önce üzerimi değiştirmeli ve inip beni oyuna getirdikleri için haklarından gelmeliyim.

Tuttuğu eli kendine çekerek eğildi, dudaklarını öptü ve çekilip burunlarını değdirdi. "Teşekkür ederim."

Cevap vermesini beklemeden dolabına yönelen Louis ile kendisini geriye, yatağa, bıraktı Alfa. Rica ederim Omegam... Ne yaptım ki...

Kendine gelmeyi beklerken uzanmaya devam etse de duyduğu hışırtılar kafasına dank etmesini sağlamıştı.

Omegam soyunuyor!?

Hızla doğrulduğunda Louis gömleğini çıkartıyordu. Elleri kemerine giderken gözleri kendisini izleyen Harry'de kalsa da hareketlerini durdurmadı. Kemerinden sonra parmakları pantolonunu açarken Harry'nin elleri de kendi kıyafetlerini çıkarmak için karıncalanıyordu adeta.

"Hey, kendine hakim ol." Alfanın önüne adımlarken elleri durdu. "Aynı evde yaşayacağımızda her gün yan yana hazırlanacağız. Her soyunmamda kendimi senin altında bulursam halim ne olur düşündün mü?"

"Ehehe~... Çok güzel görüneceğin kesin..."

Louis gülüp pantolonunu da indirdi. Harry artık ağzını kapatamayacak raddeye geldiğinde Omega onun yanaklarını tutup dudaklarını öptü.

Kısa bir öpücükle geri çekilmeyi planlarken Alfanın kalkan ellerini görüp durdur. O yakalayamadan çekilip kaşlarını kaldırdı. "Daha mı istiyorsun?"

"Evet... Biraz daha..."

"O zaman," Büyük elleri yakalayıp yavaş hareketlerle kaldırdı, kendi ensesine yerleştirmek için kıvırdı ve havada kalan dirseklerini tuttu.

"Ne o Omegam? Beni arayacak mısın yoksa?"

"Hmhm, ağzının içinde bir şey kaybetmişim de," Dudaklarına doğru fısıldadı. "..ona bakacağım."

Harry derin bir nefesle dudaklarının birleşmesini beklerken Louis'ye dokunmadan nasıl duracağını düşünüyordu.

Acelesiz öpücüklerini Omeganın yönetmesine izin vererek ona ayak uydurdu. Kendisini tamamen ona bırakmış haldeyken bir anda göğsünden itilerek kendini yatakta buldu Harry.

"Şimdi orada kal, ben de giyineyim."

Harry sızlanarak yatakta yüzüstü dönmüştü ki bir gerçek yüzünden önce burnuna çarpmıştı.

Omegamın yatağı...

Sürüne sürüne Louis'nin yastığına ulaştığında hızla yüzünü gömüp derin nefesler çekti.

Olamaz... Kalktım...

Louis sessizlikten şüphelenip giyinmiş bir halde döndüğünde gördüğü Harry göz devirmesine neden olmuştu. Çıkardığı kıyafetlerini toplayana kadar ona zaman verip ayak ucunda durmuştu.

"Kalk artık, aptal."

Gömleğinin eteğinden ve pantolon kemerinden tutup onu kendisine doğru çekerken Harry beraberinde sarıldığı yastığı da getirmişti. Dönüp yatakta oturur hale geldiğinde yastığı biraz daha sıktı.

"Bunu yanımda götürebilir miyim?"

"Hayır. Ayrıca onunla ne yapacağını da hiç merak etmiyorum, pis sapık."

Yastığı çekip aldığında ve yatağa fırlattığında karşılaştığı manzara kaşlarını çatmasına neden olmuştu. "Sen...

Erekte mi oldun!?"

Telaşla kalkan Harry'nin cevap vermesini beklemeden elini onun kasıklarına geçirdi Louis. "Pislik!"

"AH! İndi Omegam, indi!..."

Aşağı inebildiklerinde kızlar bir tek hazırolda beklemiyorlardı. Son derece ciddi, dikkatli ve sessiz bir şekilde oturuyorlardı. Fizzy Ertnest'i omuzlarına almış yürürken, Lottie sırtladığı Doris ile yerde emekliyordu. Minikler ise onlara hükmetmiş bir tavır sergiliyorlardı. Harry arkadan sessizce gelip olacakları izlerken Louis düz bir ifadeyle salona girdi.

Onun girdiğini gören kızlar ikizler koltuklara yerleşince Doris ve Ernest hızla Louis'nin tarafına geçmişlerdi. Harry dikkatlice izleyip onun kızlara yapacağı yapıcı konuşmayı beklerken, Omega yanına yanaştığı tekli koltuktan yastığı alıp gözlerini kızlardan çekmemişti. Alfa aldığı yastığı, oturup kucağına koyacağını sanarken Louis öne bir adım atıp en büyükten başlamak adına Lottie'ye fırlatmıştı.

Onun saldırıya geçtiğini gören minikler heyecanla ve kahkahalarla salonda koşturmaya başlamışlardı. Beklemediği hareket Harry'nin olduğu yerde kalmasını sağlamış, Louis eline geçen yastıklarla söylene söylene kardeşlerini döverken ellerini birleştirip ablası Gemma'ya teşekkürlerini sunmuştu.

"Bir daha benden bir şey saklamak bir yana, bana oyun yapmaya kalkacak olursanız... Size bu evde nefes aldırmam, duydunuz mu beni!?"

"A-abi..."

"Acı bize...!"

Louis kardeşlerini bir yere toplayıp onlara tepeden bakarken Harry kızların yerde süründüğü manzaraya şokla bakıyordu. Kendisini ister istemez bir koltuğun arkasına geçerken bulmuştu.

"Annemin planı Mark'la bir akşam yemeği miydi?"

"E-evet..."

"Romantik bir akşam yemeği..."

"Siz ne zaman gördünüz, tanıştınız da o adama arka çıkıyorsunuz?"

"Dün geldi... Tesadüfen..."

"Ayrıca ona arka çıkmıyoruz! Annemin akşamını zehir etme diye uğraşıyorduk!"

"Bak sen...? Yürek mi yedin okuldan gelmeden önce, ha!?"

Fizzy, Lottie'nin arkasına sığınırken ikizler Louis'yi es geçip gözlerini Harry'ye dikmişlerdi. Harry iri ve tıpkı eşininki gibi güzel, sulu gözlerle bakan ikizlerle öne doğru adım atarken buldu kendisini.

"Şey, Omegam, konuşarak halledebilirsiniz demiştim ya hani..."

Karşılığında Omega omzunun üzerinden ona gözlerini dikince Harry ellerini teslim olarak kaldırmamak için zor tutmuştu kendisini.

Ateş ediyordu resmen...

"Haklısın." İfadesine ve bakışlarına rağmen olumlu bir karşılık alınca daha da şaşırmıştı Alfa. "Zaten açım," Gözleri hırsla kızları bulduğunda aynı anda geri çekilmişlerdi kardeşleri. "..yemekten sonra çekerim sorguya."

Salondan çıkmak için Harry'nin yanından geçerken Harry'nin koluna dokunmuş ve kızlara son bir kötü bakış atıp mutfağa yönelmişti. Minikler hızla onu takip ederlerken Harry şaşkınlığını üzerinden tam olarak atamamıştı.

Ancak kızların da ondan farkı yoktu.

"Aman Tanrım, Harry..."

"Bu bir ilk!"

Hepsi birden etrafını çevreledi. "Abim ilk defa birisini dinledi!"

"Abim seni çok önemsiyor!"

"Annemi bile o bağırmadığı sürece duymazdan gelip işkencesine devam ederdi..."

"Sen bizim kurtarıcımızsın!"

'Abim seni önemsiyor. Abim seni önemsiyor. Abim seni önemsiyor...'

Omegam beni önemsiyor! Hem de çok!

"Hadi kızlar, gidip yardım edelim. Yumuşayana kadar elimizden ne geliyorsa yapacağız!"

Harry'yi de beraberinde çekiştirerek mutfağa ulaştıkarında Louis ocağın başında annesinin hazırlayıp gittiği yemekleri kontrol ediyordu. Kızlar sessiz sedasız masayı kurma işine giriştiklerinde Harry de yavaşça Omegaya yanaştı.

"İyi misin?"

Louis ona yan bir bakış atıp tencerelerin kapaklarını açtı. "Evet."

"Bir kere öpeyim mi peki?"

Louis onun fısıltısına gülüp yanağını hafifçe uzattı ve bekledi. Harry hızlı bir öpücük çalıp ona yardım etmek için kızların çıkardığı tabakları tek tek taşımaya başladı.

Tüm gerginliğe rağmen masaya neşeli bir şekilde oturmuş ve yemeklerini de eğlenerek yemişlerdi. Kızlar sonunda Louis'nin modellik deneyim ayrıntılarını öğrenmiş ve Harry'den setleri gezme sözü almışlardı.

"Kısaca, dün Mark tesadüfen annemin çalıştığı hastaneye gitmiş işini halletmek için. Annemle karşılaştıklarında ise onun çıkış saatine denk gelmiş ve annemi bırakmayı teklif etmiş."

"Eve beraber geldiklerini gördüğümüzde de tanışmak istedik bizde."

"Halini görmen lazımdı, sen yoksun diye eve giremedi resmen. Zor ikna ettik!"

"Kim bilir adama ne yaptın!"

Louis gözlerini devirerek çataldaki et parçasını Ernest'e yedirdi. "Tesadüfmüş... Eminim öyledir. Ayrıca hiçbir şey yapmadım, yerini bilmesi onun yararına."

"İnanılmazsın abi ya!"

"Sonra dışlanınca trip atıyorsun!"

"Dayağınız yeterli gelmediyse bir posta daha atabilirim."

"Off!"

"Oh, çok doydum!"

"Ben de!"

Minikler karınlarını ovuştura ovuştura abilerine baktılar.

"Annem gitmeden yine döktürmüş..."

Louis miniklerin yemeklerini yediklerine emin olduktan sonra ağızlarının kabasını temizlerken Harry onun kardeşleriyle ilgilendiği görüntüsünü hayranlıkla izledi.

"Harry! Hemen gitmeyeceksin değil mi?"

"Evet! Biraz zaman geçirelim!"

Harry tatmin olmuş bir gülüş vermeden önce Omegaya bakmıştı. Henüz onun suratını okuyamayan kızlara Louis tercüme etti.

"Burada kalıyor bugün."

"NE!?"

"GERÇEKTEN Mİ!?"

"Bu harika!"

"O halde bu akşamı değerlendirmemiz gerekiyor!" Dedi Harry.

"Nasıl?"

Kızların merakla mavi gözlerin kendisine sabitlemesini izledi. "Tabii ki ebeveynsiz bir partiyle!"

Kızların gözleri yanı anda ve hızla abilerine döndüğünde Louis yavaşça Harry'ye dönmüştü. "Sen buraya ortalığı karıştırmaya mı geldin?"

"Omegam, yapma! Sadece eğleneceğiz!"

"Aklından ne geçiyor?"

"Hiç farketmez! Sizin eğlencenize de ayak uydururum!"

Kızlar heyecanla kalktılar. "O zaman hemen kalkın! Mutfağı toplayalım ve ortamı hazırayalım!"

Louis minikleri ellerini yüzlerini yıkamaları için tembihleyip kalanını onlara bırakmak ve dinlenmek için salona geçerken Harry peşine takılmadan önce kızlarla neler yapabileceklerini konuşmuştu.

"Bir partinin olmazsa olmazı müziktir!"

Omega gelen miniklerle konuşup bugün yaptıklarını dinlerken göz ucuyla televizyondan şarkı açan Fizzy'ye baktı. Kahkahalarla bugün sınıfında düşen çocuğu anlatan Doris'e gülümserken Alfasını hissetti ve hemen ardından yan tarafı çöktü.

"Ne partisi şimdi bu?"

"O kadar büyütme Omegam, hazırlıklı bir şey değil sonuçta. Sadece birlikte vakit geçireceğiz o kadar."

Louis ağzını açmışken çalan zil merakla dönmesine neden olmuştu. Annelerinin dönmesi için erkendi? Ah, tabii ya...

"Ben geldim Mavişlerim!"

"Arthur!"

"Harika zamanlama!"

İkizler beklemeden onu karşılarken Harry Louis'ye düz bir bakış atmış, ancak içeriye girecek alfayı karşılamak için de yüzüne en ukala gülüşlerinden birini koymayı unutmamıştı.

"Hoşbuldum, hoşbuldum! Nerede benim Omegam-!"

Girdiği anda da Alfayla göz göze gelmesi Harry'nin gerçekten amacına ulaşmasını sağlamıştı.

Bu ifadeyi asla unutmayacaktı.

Fizzy ve Lottie ellerindeki poşetlerle dikilen Arthur'un yanına gidip ellerini boşaltmışlardı. "Of Arthur harikasın! Partimizin en önemli eksikliği olan atıştırmalıklar ve içecek!"

"Senin burada ne işin var!?"

Harry alfanın anlamsız sorusuyla gülse bile çattı kaşlarını. "Anlamadım?" İlk gelişlerine kıyasla, ve Jay'in de olmamasıyla, çok daha rahat bir şekilde kolunu kaldırıp Louis'nin omuzlarına bıraktı. "Asıl senin burada ne işin var?"

"Onlar benim annemle babamdan daha çok ailemler!"

Kollarını açarak konuşan Arthur'a omuz silkmekle yetindi. "Benimse daimi ailemler. Benimle bu konuda yarışamazsın."

Kafasını ona doğru uzatıp sinir bozucu bir şekilde fısıldadı. "Başlamadan kaybettin."

Arthur'un ona hırlayarak bakması aralarındaki meydan okumayı körükleyince küçük alfa Ernest parlayan gözleriyle ellerini yumruk yaptı. "Dövüş! Dövüş! Dövüş!"

"Hey küçük kurt," Louis omuzundaki kolu ittirmeden Doris'i kucağına çekip küçük alfa adayına baktı. "..kendine gel."

"Ve siz," Sert bakışlarla birbirlerine bakmaya devam eden ikiliye döndü. "..Ernest'e kötü örnek olmayı bırakıp rahat durun."

Harry alfayı umursamadan dönüp kolunu Omegasının omzundan beline indirdi. "Omegam nasıl isterse."

Arthur da aklına girme ve leyhine kullanmak umuduyla Ernest'i kucaklayıp tekli koltuğa yerleşti. Fizzy sonunda şarkı seçmiş bir şekilde kardeşlerine yardım etmek için mutfağa koşturmuştu. İkizler salonu ayarlamak için etrafta koştururken Louis artık sinirleri bozulmuş bir şekilde Doris'i bıraktı.

"Hadi git ve Ernest'i Arthur'dan kurtar."

"Tamam! Dayan kopyam, geliyorum!"

O gidince hızla Harry'ye döndü. "Şunu kapatır mısın!?"

Sinir bozucu bir süredir Harry'nin, muhtemelen arka cebinde olan, telefonu titriyordu ve onun nasıl rahatsız olmadığını anlamasa bile dayanamamıştı artık.

"Ama açmak istemiyorum..."

"Neden?"

"Çünkü o arıyor..." Louis'nin kalkan tek kaşını görünce devam etti. "Menajerim..."

Omega göz devirince gülmüştü. "Ayrıca masaj gibi oluyor. Haha! Menajerim oradan beri kalçama masaj yapıyormuş gibi-!"

Louis'nin bakışları daha sert bir şekilde geri dönünce durmuştu. "Ha... Haha, kötü bir örnek oldu değil mi? Evet... Tamam, benim hatam..."

Louis'nin elinin tersi göğsüne sertçe çarpınca inleyip elini telefonuna götürmüştü. İlla kapatacaktı! Hiç pes etmiyordu!

Gerçekten o olduğunu anlayınca başka önemli bir şey var mı diye bakarak telefonunu kapattı. Burada tüm dikkatini Omegasına vermeye çalışıyordu, araya girmeden rahat etmiyordu!

"Önemli bir şey olmadığına emin misin?"

"Elbette! Sadece iş işte..."

Louis onun bu cümleden sonra en şapşal gülümsemesini vermesine tabii ki şaşırmadan alayla güldü. "Evet, kulağa gerçekten de önemsiz geliyor."

"Hayatımda önem taşıyan tek şey sensin Omegam... Bir de ailem var tabii."

Ona gülümseyerek arkasına yaslanırken hissettiği yoğun bakışlar gözlerinin Arthur'a dönmesini sağlamıştı. Tekli koltuğun iki yanına dirseklerini yaslamış, açtığı parmaklarını karşılıklı birleştirmiş ve öne eğilmiş bir halde gözlüklerinin arkasından onlara bunaltıcı bakışlar atıyordu.

"Ne?"

Farkedilmenin sonucu sakince ellerini indirse de öyle devam etmemişti. "Ben de buradayım!"

"Evet, sen hep oradasın zaten?"

Arthur somurtarak ayaklandığı sırada kızlar hızla elleri dolu bir şekilde içeri doluşmuşlardı. "HER ŞEY HAZIR!"

"ARTIK EĞLENME VAKTİ!"

Louis şimdiden yorulmuş bir şekilde arkasına yaslanırken minikler onların enerjisiyle iyice coşmuş içeride koşturuyorlardı. Omega bir gözünü onlardan ayıramazken kızlar yerleşmek için hazırlardı-

Ki kapı çaldı.

Louis annesinin önden gelmesini umarak sırıttı. "Sizin parti erken bitti anlaşılan."

"Ah, hayır ya!"

Lottie korkuyla ayaklanıp kapıya gitti. Louis kafa dinleyebileceği düşüncesiyle rahatlayacakken holden seslendi kardeşi.

"Abi! Burada eniştemizi soran bir dişi beta var!"

"Anlamadım?"

Omega kaşlarını çatarak doğrulurken Harry'nin gözleri irileşmişti. "Yok artık ama!"

Davetsiz misafir tanıdık sesi duymasıyla karşısındaki güzel kızdan küçük bir özürle sıyrıldı. "Gerçekten buradasın!?"

"Çünkü senden başka herkese ulaşabiliyorum!"

"Neler oluyor?"

"Kim bu?"

"Harry!? Yoksa eskilerinden biri mi!?"

"Saçmalamayın." Diyerek fazla sert bir sesle araya giren Louis sessizliğe bürünmelerini sağlarken Harry'nin irkilmesine neden olmuştu. Alfa ayaklanmadan önce ona küçük bir bakış atıp yutkunmuştu.

Gizli bir alfa sesi falan olamazdı değil mi?

"Verdiği rahatsızlık için üzgünüm kızlar, kendisi benim menajerim olur..."

"Ben çok daha üzgünüm, ama beni buna mecbur bıraktın! Elish Waterball."

Beta hızla kızlara dönüp kendini tanıtmaya girişince Louis'ye gaz vermek için hazırda bekleyen Arthur yabancının kimliğini duymasıyla iş çıkmayacağını anlamıştı. Olduğu yerden hareket etmeden ona döndüğünde betayla göz göze gelmiş ve duraksamıştı.

"Aman Tanrım! Harry'nin menajeri evimizi bastı!"

"Hayatımız her geçen gün daha heyecanlı ve havalı hale geliyor!"

Kızlar keyifle gülerken hala bakışmakta olan ikiliye tuhaf bakışlar atıp birbirine döndü Alfa ve Omega. Aynı şeyi mi düşünüp düşünmediklerini anlamaya çalışıyorlardı.

Ortamı dağıtmak için boğazını temizleyen Louis de kalkmıştı sonunda. "Arthur?"

O kendisine bakması için bunu yapsa da alfa istediği gibi anlamış ve bir anda öne adımlamıştı. "Ah, kendimi tanıtmayı unuttum, ne büyük bir saygısızlık... Arthur Marshmallow."

Elish uzatılan eli sıkarken yavaşça gülümsedi. "Soyisminiz güzelmiş."

"Oh, sizinki de öyle..."

"Hihihi~."

"Hehehe~."

Louis farketmeden yüzünü buruşturmaya başlarken Harry'yi geçmişti. "Hoşgeldin, kabalık etmek istemem ancak bir sorun mu var? Bu saatte evimi bulup Harry'nin peşinden gelecek kadar?"

Beta alfadan elini alabildiğinde Louis'ye dönmüştü. "Bunun için gerçekten üzgünüm, acil olmasa bu kadar ileri gitmezdim! Ama biliyorsun değil mi? Telefonunu kapattı!"

"Ne sorumsuzca bir hareket..."

"Değil mi...?"

Arthur ve Elish birbirine gülümserken Harry kaşlarını çatıp, "Hey!" demişti. Louis ise boğazını temizleyip tekrar dikkatleri üzerine toplamıştı.

"Acil olan şey?"

"Oh evet, yarın röportaj vereceğine söz verdi! Ekeceğini bildiğim için önce evine ulaştım, orada olmayınca sen aklıma geldin ve bunun için de Zayn ile Niall'ı aradım. Daha cümlem bitmeden evin konumunu mesaj olarak atmıştı Niall ve buradayım."

Harry homurdanarak Niall'ın adresi kimlere daha verdiğini düşünüp köpürdükten sonra betaya döndü. "Sözü ben değil sen verdin!"

"Onları ekemezsin!"

Birbirlerine diklenen kurtların arasına girdi Omega. "Röportaj kaçta?"

"Öğlen."

Dönüp Alfaya baktı. "Burada kalsan bile ona yetişebileceğine eminim."

Çocuk gibi surat asmaya başladığında yanına gitti. Kollarını bağlayıp omuzlarını düşüren Harry'ye dikti gözlerini.

"Ayrıca gitmemek için hiçbir bahanen yok, zaten ben de okulda olacağım." Elini kaldırıp Harry'nin başını okşadı. "Uslu bir Alfa ol ve işini ciddiye al."

"Tamam."

Hepsi birden Louis'nin elinin altında mayışan Alfanın halini izlerken kızlar ona hayran kalıyor, Arthur ve Elish ise tuhaf tuhaf izliyordu.

"Nasıl bir ilişkileri var anlayamıyorum..."

"Ben de, ben de..."

"O zaman~," Lottie hızla araya girip dikkatleri topladı. "Ne kadar kalabalık o kadar iyi, Elish de bize katılsın!"

Yetişkinler birbirlerine bakmaya başladıklarında kızlar sırıtarak ellerini havaya kaldırdılar.

"Artık partiyi başlatalım!"

×××

Diğer bölüm de kafamda net, yazabilirsem o da gecikmeden gelecek.

Umarım beğenmişsinizdir,

Çok değerlisiniz,

-Arthur

Continue Reading

You'll Also Like

13.5K 1.4K 67
"Eskiden yakındık,insanlar dönüşebilir.Asıl acıtan ise tanıdıǧın insanların tanımadıǧın insanlara dönüşmesidir." -Hyunho /171122/
87.1K 5.5K 51
Bu yarışmada kupadan daha değerli bir şey bulabilirler miydi gerçekten? Tamamen hayali bir kurgu, canim istedi yazdım.
95.9K 7.5K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
12.2M 589K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...