Uyandığım gibi ilk yaptığım telefonu elime almak oldu. Kalkıp hazırlansam iyi olur yoksa birazdan sen hâlâ yatıyor musun diye söylenmeye başlarlar. İlk önce lavaboya girip sonra gardrobu karıştırmaya başladım. Siyah bol bir eşofman ve mor bir sweat giydim ve siyah okul çantamı koluma takıp odamdan çıktım.
Umarım yine üstün kısa demezler zaten gerginim kavga çıkartırım. Hayır yani anlamıyorum bu kıyafetin neresi kısa ki ? Götümü kapatıyor daha ne olsun?
"Ooo güzellik uykusundan uyanabilmişsin sonunda."
Al işte başladık yine.
"Sana da günaydın anne"
"Annen olup olmadığımı birazdan anlarız."
Sanki ben çok meraklıyım sana.
"Ben sana dün kısa giymiyeceksin demedim mi ?"
Babamın sözü ile sabır çektim.
"Kısa değil ki."
"Kim aldı sana bu kıyafeti ?"
"Sınıf arkadaşım doğum günümde almıştı."
"Bir daha giydiğini görmiyeyim yoksa fena olur ." Allah'ım sabır ver.
"Senin kızın olamayacağıma göre bir daha göremezsin zaten."
Dün ki (senin gibi biri benim kızım olamaz ) lafına itafen konuşmamla epey sinirlenmişe benziyor.
"Senin dilin fazla uzadı heralde."
Demesiyle kendimi evden dışarı attım. İçeride kalsam kavga çıkardı ve tokat falan atardı o yüzden hiç muhattap olmamak daha iyidir.
Yarım saat sonra hastahane'ye vardık.
Danışmanın yönlendirmesi ile dün girdiğimiz oda'ya girdik.
Bu sefer dün ki çocuk yoktu sadece iki ebeveyn ve kız vardı.
Herkes sessiz bir şekilde oturmuş doktoru bekliyoruz.
Kapının açılması ile bakışlarımı diğerleri ile beraber kapıya çevirdim. Doktor bey içeri girince herkese mahcup bir şekilde bakarak beklettiği için özür diledi ve elinde ki zarfı açarak sesli bir şekilde okudu.
"Saye Akay ve Merve Arslanoğlu'nun 15 yıl önce hastahanemizde karıştığı DNA testi ile doğrulanmıştır. "
Şuan hiç tanımadığım iki kişi'nin arabasında onların evine gidiyorum. Doktor'un söyledikleri ile sevgili üvey ailem kendi kızlarını istediklerini söylemişti tabi ki buna şaşırmadım ama beni asıl şaşırtan şey diğer kızın da ailemi istiyorum diyerek bu aileden hiç düşünmeden vazgeçmesi olmuştu.Ya bu aile kıza çok çektirdi yada kız vefasız biri.
Araba'nın durması ile onlar inince ben de arabadan indim.
Karşımda tüm ihtişamı ile duran lüks bir villa vardı.
"Hadi kızım girelim"
Lafı ile kafamı kadına çevirdim gözleri dolu dolu bana bakıyordu.
Kafamı sallamakla yetindim zaten sonrasında onlar önde ben arkada evin kapısına kadar geldik.
Haydi bismillah.
Kapıyı açan yardımcı ile içeri girdik .
İçeriye ayakkabı ile girmeleriyle bozuntuya vermeden bende onlara uydum .
Geniş solonda dün ki çocuk dışında ondan büyük gözüken 3 erkek daha vardı . Herkesin oturması ile bende tekli koltuğa oturdum.O sırada herkesin bakışları üzerimde gezinirken bende bakışlarımı onların üzerinde gezindirdim.
En büyükleri gibi duran kişi boş bakışlar ile bakarken onun yanında oturan kişi sinirli bakıyordu.
Onların karşısında oturan benim yaşlarım da duran kişide sinirli bakışlar atıyordu . Dün hastahane de gördüğüm çocuk hâlâ nefretle bakıyordu.
Öksürme sesi ile kafamı çevirdim.
"Kızım ben annen Nare , baban Polat, abilerin,ikizin ve kardeşin zaten zamanla tanışırsınız. Kardeşiniz saye."
En son beni onlara tanıtması ile hashanede ki çocuk ayağa kalkarak bağırmaya başladı.
"O benim ablam değil ben de onun kardeşi değilim. Benim bir ablam yok abilerim bana yeter hem zaten bunun da Merveden bir farkı yoktur."Lafları ile sinirlerim iyice bozulurken karşımda tam bir velet olduğunu anladım.Ancak hem yaşına hem de bunca yıllık ablasından uzaklaşmasına vererek alttan almaya çalıştım.O yüzüme nefretle bakarken ben onu umursamamazlıktan gelerek Nare hanıma dönüp dinlenmek istediğimi söylemiştim o da beni en üst kattaki bir odaya getirmiş ve bir ihtiyacım olursa aşağıdaki birine söyleyebileceğimi söyleterek gitmişti.Bugünlük okula gitmeyecektim.
Oda da ufak bir tur atmıştım.Çalışma odasına , giyinme odasına ,banyoya ve balkona açılan kapılar vardı.
Yatağa uzanarak kızlarla olan gruba girdim.Zaten daha saat erken derslerin başlamasına 20 dakika var.
Siz:
Hellöööğğ biçizz
Beril:
Heloo
Zerrin:
Hellö
Siz:
napıyosunuzz
Beril:
Kediyle ugrasıyorum
Sen?
Zerrin:
Oturuyorum öyle boş boş.
Siz:
Bende öyle yatakta uzanıyorum.
Ama bilin bakalım hangi yatak?
Beril:
Nasıl hangi yatak?
Siz:
Normal evimde ki yatak değil .
Zerrin:
Kendi yatağın değil mi?
Siz:
Hem benim yatağım hem de değil.
Zerrin :
Benim yanım boş karıcım?
Aldattın mı beniii?
Siz:
Seni aldatmadım ama bunca yıllık yatağımı aldatıyorum sanırım.
Beril:
Hangi yatakla aldatıyorsun peki?
Siz:
Yeni ailemin olan yeni evim de, bana verilen oda da ki yatak ile.
Kızlarla biraz daha konuşmuş ve evdeki nefret dolu bakışlardan da bahsetmiştim. Velete sövmüştuler ki haklılar da . Neymiş -ben onun ablası değilmişim- sanki ben çok meraklıyım ya ona.
Yatakta biraz daha uzanmış ve ınstada gezinmistim. Tabi ki anırdığım videoları da kızlarla olan gruba atmayı unutmadım. Okul çıkışı telefonları alınca izlerler.
Yalnız saat öğlene gelmek üzere ve ben kahvaltı yapmadım. Midem isyan bayrağını çekti ve böğürmeye başladı.
Yalnız ben şimdi aşşagıya inip de açım diyemem.
Ee ama açlığa da dayanamam ki.
Hadi diyelim gidip acıktığımı söyledim ya beraber yiyelim falan derseler ne diyeceğim?
Onlarla beraber de yiyemem ki .
Ben yemeğimi tek yerim. Sadece okulda tek yemiyorum çünkü benim kızlarla beraber yiyoruz ama o zaman bile zorlanıyorum sürekli etrafıma bakıyorum biri bakıyor mu diye. Offf ne yapacağım ben?
Yarım saat daha oda da oyalandım ancak daha fazla dayanamayarak kalkıp odadan çıktım.
Aşağıya indiğimde oturma odasında kimsenin olmaması ile rahatlayarak mutfağa doğru ilerledim.
Mutfakta çalışan ablalar yemek hazırlıyordular. Beni gören tonton tatlı bir abla hemen söze girdi
"Bir şey mi istemiştiniz saye hanım?"
"Hanım demenize gerek yok isterseniz ismim ile de hitap edebilirsiniz."
"Tamamdır saye kızım" sözünü bitirince bana tebessüm ederek işine devam etmek için tezgahın oraya ilerledi.
"Pardon aslında ben bir şey rica edecektim de."
"Buyur saye kızım nasıl yardımcı olabiliriz?"
"Ben kahvaltı etmedim de biraz açım o yüzden atıştırmalık bir şey verebilir misiniz?"
Utana sıkıla sorduğum soru' ya aldığım cevapla rahatladım.
"Tabii kızım sen geç odana ben getiririm."
Hemen söze atladım.
"Yok hayır siz bana verirseniz ben çıkartırım."
Ufak bir gülümseme ile tekrar konuştu.
"Hiç gerek yok siz gidin zaten hazır olunca ben getiririm. "
Daha fazla uzatmamak adına itiraz etmedim.
"Tamam öyleyse ben gidiyorum. Teşekkür ederim."
"Rica ederim saye kızım, ne demek."
Yardımcı ablaya en içten gülümsememi sunarak merdivenlere yöneldim.
Oda ya geleli 10 dakika olmuştu kapım çalındı.
"Girebilirsiniz."
İçeriye aşşagıdaki yardımcı abla girdi ve elinde ki tepsiyi tekli koltuğun önünde bulunan sehpanın üzerine bıraktı.
"Başka bir isteğin olursa söylemekten çekinme saye kızım."
"Teşekkürler"
"Rica ederim afiyet olsun."
Sözüyle beraber kapıya yönelince kolay gelsin demeyi ihmal etmedim. Teşekkür ederek oda dan çıktı.
Karnımı doyurunca telefonumu elime aldım ve şimdi de watpadd okuyorum .
Yaklaşık 1 saat watpadd okuduktan sonra sıkılıp bıraktım. Lavaboya girip ihtiyaçlarımı falan giderdim. Tam hava almak için pencereyi
açtığımda evin biraz ilerisinde gördüğüm şey ile yüreğim ağzıma geldi.
Yazarınızdan
Bölüm nasıl olmuş ?
Sizce Saye neden kalabalık yemek yemeği sevmiyor ?
Sizce Saye pencereden bakıncaa ne gördü?
Instagram hesabıma gelin hadi.
beyazgolge333
Bir daha ki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın.