YOUR EYES TELL~tj

By lilibibli

63.6K 5.5K 12.1K

Omegaverse. Taehyung yaralı bir omegaydı. Önceki hayatından kaçmaya çalışan ama her seferinde yakalanan çares... More

YET
The-1
The-2
The-3
The-4
The-5
The-6
The-7
The-8
The-9
The-10
The-11
The-12
The-13
The-14
The-15
The-16
The-17
The-18
The-19
The-20
DUYURU!!!
The-21
The-22
The-23
The-24
The-26
The-27
The-28
The-29
The-30
The-31
.
The-32
The-33
Yeni Kurgu
The-34
The-35
The-36
The-37
The-38
The-39

The-25

1.8K 128 288
By lilibibli

Yeni bölüm keyifli okumalarr ❤️
Sınır 90 oy 450 yorum... 🍒


Seokjin dakikalardır omegasını izliyordu, dudaklarını büzmüş, sarı saçları alnına dökülmüş ve yanakları soğuktan hafif pembeleşmişti. Yine yanındaydı, yakınındaydı, ellerini uzatsa tutabilecek kadar gerçekti.

Derin bir soluk verdi ve başını yavaşça arabanın koltuğuna yasladı, burnuna dolan o tatlı kokusu ile mest olurken elleri hala onun sıcak elleri arasında dinleniyordu. Sımsıkı tutmuştu omegası parmaklarını, çiçeğinin elleri tazecik bir filizdi ve ellerinde yeşeriyordu.

"Taehyung-ah." Fısıldadı ve gülümsedi. Onun yüzünde ki tüm detayları incelerken sesi bir bulut gibi uçuşuyordu. Dışarıda yılın son karı vardı ve omegasıyla bu karda yürümek istiyordu.

Çok seviyordu.

"Taehyung-ah." Tekrar fısıldadı ve baş parmağıyla hafif çizikler olan ellerini okşadı.

Yaraların geçmesi zaman alıyordu.

"Hmm." Omega dudaklarını büzüp homurdanırken başını yavaşça yana çevirdi ve uykusuna devam etti. Bu hali Jin'in yüzünde kocaman bir gülümseme yarattı. Böyle huzurlu uyuması onu da huzurlu yapıyordu.

Yanındaydı ve huzurla uyuyordu.

"Benim sakura çiçeğim." Omeganın uykusu biraz daha açılırken yavaşça tebessüm etti ve gözlerini kırpıştırdı. Hala onun sakura çiçeğiydi. Seokjin onu bırakıp gitmemişti ve onun bebeği yoktu.

Bu hisle daha büyük bir tebessüm ederken parmaklarıyla alfanın ellerini biraz daha sıktı ve okşadı.

"Eşim." Taehyung'un sarı gözleri aralandığında sarı saçları ardına yine utangaç bakışları saklanmıştı. "Uykucu eşim." Taehyung kıkırdarken yavaşça kollarını yana açtı ve gerindi. Bu rahatsız araba koltuğunda bile dünyanın en rahat uykusunu uyumuştu. Yanında Seokjin varken ve elleri onun ellerindeyken hep mutluydu.

"Geldik mi?" Seokjin yavaşça eğildi ve Taehyung'un yanağına sıcak, temiz ve sakin bir öpücük bıraktı. Yorgun geçen günün ardından sakura çiçeğinin kıkırdamasını duymak iyi gelmişti. Nefes alamayan vücudun bir anda temiz bir nefesle doluvermişti.

"Çok oldu geleli ama bir türlü uyanmadın." Taehyung üzerindeki paltoyu yavaşça alfanın üzerine doğru bırakırken dudaklarını büzdü ve etrafa baktı. Görebildiği tek şey kar ve küçük bir evdi. Şirin ve kocaman camlarla bezenmiş bir ev.

Kaşlarını çatıp alfaya baktığında Seokjin bu tatlı ifade ile gülümsedi. "Hadi eve girelim artık üşüteceğiz burada." Taehyung bedenine yayılan ürperti ile alfaya hak verirken yavaşça yerinden doğruldu ve arkaya bıraktığı sırt çantasını yavaşça kucağına çekti.

Dağın başında alfa ile yalnız vakit geçirecekti. Bu onu mutlu ederken biraz da korkutuyordu, ne zaman onunla yalnız kalsa sınırlar kayboluyordu ve hep öpmek istiyordu.

"Seni kucağıma alayım mı?" Taehyung çok yol yürümüştü, toplu taşıma kullanmayı bilmediği için saatlerce yürümüş ve alfadan uzaklaşmaya çalışmıştı. Soğuk ve yorgunluk ikisi birleşince bedeninde ince bir ağrı yaratmış olsa da başını salladı.

Alfa da yorulmuştu, uykusuzdu.

"Yok kedim yürürüm." Atkısını ve şapkasını özenle taktı, alfa da bu arada paltosunu giydi, ikisi arasında güven verici bir sesszilik vardı. Taehyung arabanın kapısını açıp dıları çıktığında esen kar taneleri ile kocaman gülümsedi.

Kışı seviyordu, kar tanelerinin eşsizliğini seviyordu ve alfayı çok seviyordu.

Gözleri onu bulduğunda tebessüm etti ve omegası sevinçle çırpındı, kendisine tanınan her söz hakkında sarı kelebeğini uçurmayı seviyordu omegası.

Sarı kelebeği karların arasında savsak kanat çırpışlarıyla alfanın saçına konduğunda Taehyung gülümsedi ve koşarak alfanın tarafına geçti. Sıcak ellerini tutup yüzüğünü yavaşça okşadı.

"Yoongi bir kaç saate alışveriş yapıp gelecek o zamana kadar uyuyalım olur mu?" Taehyung yüksek dağlara bakarken gözleri bu beyazlık karşısında adeta büyülenmişti. Bu kadar özgür olmak garip hissettiriyordu.

"Burada başka ev yok mu?" Alfa başını salladı ve omeganın elleri arasından parmaklarını çekip omegaya sıkıca kollarını sardı. Kirpiklerine düşen kar tanelerine özenle öpücükler bıraktı. Her bir kar tanesi sıcak öpücükle erirken alfanın kanatları altında güvende hissediyordu.

"Ben varım yetmez mi?"

"Yeter?"

Yağan kardan hızla kaçınıp soğuk eve girdiklerinde Jin'in ilk yatığı şey şömineyi yakmak oldu. Omega büyük evde gözlerini gezdirdi, fazla eşyası olmayan oldukça sakin bir döşeme tarzı vardı ama en çok dikkatini çeken yan tarafında duran ve baştan aşağı kitap olan kitaplıktı. Seokjin acaba bunların hepsini okumuş muydu?

"Şimdi ısınır burası, ısınınca sıcak bir duş alıp uyuruz olur mu?" Taehyung yavaşça başını salladı ve koltuğa biraz daha sindi. Ev buz gibi değildi, en azından dışarısı kadar soğuk bir his vermiyordu. Omega bugün evsiz ve kimsesiz kaldığı düşüncesiyle sarsılırken yine Seokjin vardı, yine ve yeni bir evi vardı.

Taehyung uzunca bir süre evi inceledikten sonra gözleri şöminenin hemen yanında odunları tutan alfaya kaydı. Üzerindeki paltoyu köşeye atıp yine beyaz gömleğiyle kalmıştı. Üşümüyor muydu?

Beyaz gömleği sert kol kaslarını belli ederken utançla onu çıplak gördüğü günü anımsadı, o gece onun kollarında uyumuştu, sıcacık sarılmış ve yine kendisine güzel demişti.

"Benimle uyuyacaksın demi?" Dilini dudakları üzerinde gezdirdi ve alfaya baktı. Yine onun kolları arasında uykuya dalacağından emin olmak istedi.

"Evet seninle uyuyacağım." Taehyung gülümseyip ellerini çırpıştırdı ve yavaşça ayağa kalktı, sarı kelebeği halen alfanın saçlarında dinleniyordu. İçerisi yavaş yavaş ısınırken Taehyung'da montunu çıkarttı ve şöminenin hemen yanında duran tekli koltuğa oturdu.

Buradan alfasını daha net görebiliyordu.

Gözlerinin kızarıklığıyla yüzünü buruştururken ellerini çenesine yaslayıp detaylı incelemeye başladı. Odaklandığında daha da yakışıklı oluyordu, siyah saçları bugün özenle ayrılmamıştı hatta dağınık bile denilebilirdi ama güzel duruyordu, teni bembeyazdı, dudakları buna zıt kırmızıya bürünmüş ve parlaktı.

"Çok yakışıklısın." Açıkça düşüncesini belirttiğinde Seokjin'in siyah gözleri tüm işini bırakıp ona döndü ve tebessüm etti. Ondan bu iltifatı duyabilmek güzeldi, bu kadar açık konuşması mucizeydi.

"Teşekkürler." Taehyung'da onun gibi gülümseyip kendisini koltuğa bıraktığında uykunun kollarına teslim olmamak adına oldukça büyük bir savaş veriyordu.

***

Seokjin ısınan hava ile kendisini koltuğa bırakmış ve şöminenin çıtırtılarını dinliyordu. Omega hemen yan koltuğunda uyumak üzereydi belki de uyumuştu bile. Bu tatlı hali onu gülümsetirken dudaklarını dişledi.

Sınırlar kalkacaktı, bundan sonra onu sonsuza kadar bırakmayacaktı.

Bırakamazdı da zaten.

"Taehyung-ah hadi kalk duş al." Taehyung'un gözleri aniden açıldı ve alfaya döndü, tam uykunun sakin kollarına kendisini bırakacakken uyanmak pek hoşuna gitmemiş olsa da kirli uyumakta istemiyordu.

"Tamam." Yavaşça doğruldu ve alfaya baktı, evi çok iyi bilmediği için onun yol göstermesini bekliyordu. Alfa bunu anladığında yavaşça ayağa kalktı ve büyük salonun içinde yukarıya uzanan tahta merdivenlere tırmandı.

Taehyung minik adımlarıyla onu takip ederken duvardaki anlamsız resimlere de bakmayı ihmal etmiyordu, bir çok kurt ve manzara resmi asılıydı. Acaba bunları Seokjin mi çekmişti?

Yukarı kata çıktıklarında kocaman bir yatak ve sadece küçük bir kapı vardı, birde tam pencerenin karşısında aynayla kaplanmış dolap. Seokjin önce dolabı aralayıp içinden bir kaç kıyafet çıkarttı. Sonra ise onları özenle yatağın üstüne koydu. Omegaya yaklaşıp ellerini sakinlikle tuttu ve gülümsedi.

Gözlerinin güzelliği için, burnunun ucunda ki ben için, narin elleri için, sarı parlak saçları için, her bir parçası için gülümsedi.

"Buraya kıyafet bırakıyorum ama eksik bir şey olursa dolaptan al, duşta her şey var." Taehyung yutkundu ve alfanın siyah gözlerine sarı gözlerini yasladı. Ona merhametle baktığı için teşekkür etmeliydi, bugün onu tekrar bulduğu için ve bir çok şey için ona teşekkür etmeliydi. Bunu nasıl yapacağını bilmiyordu ama...

Sarılmak ve onu öpmek basit bir eylem gibiydi artık, alfaya güvendiğini ve onu sevdiğini kanıtlamak istiyordu.

Dudaklarını büzdü ve gözleri yaşlandı, elleri sıkıca onun ellerine dolandı. Seokjin onun ellerinden kendi ellerini çekip yanaklarına koydu ve endişeyle soludu.

"Ne oldu?" Taehyung omuzlarını silkti ve dudaklarını dişledi. Gözlerini sımsıkı yumdu. Seokjin onu çok seviyordu, Seokjin onu çok seviyordu....

"Taehyung-ah ağlama lütfen ne oldu?" Alfa onun kokusunu derince içine çektiğinde hala sakura çiçeğiydi, korkmamıştı, üzülmemişti en azından bunun için rahatlarken yavaşça yanaklarını okşadı.

"Yorgun musun ondan mı ağlıyorsun?" Alfa sakinlikle onu beklerken omeganın parlak sarı gözleri açıldı, önce Seokjin'in ıslak sıcak dudaklarına ani bir öpücük bıraktı alfa bunun şokunu henüz atlatmamışken omega şirinlikle söylendi.

"Beni sen banyo yaptır yoruldum."

***

Seokjin2in yüzünden silinmeyen tebessüm ile suyu ayarlarken omega küvetin hemen kenarına oturmuş pencerenin ona sunduğu kadarıyla manzarayı izliyordu, biraz gergindi Seokjin onu çıplak görmüştü bu yüzden korkmuyordu ama gergindi.

Yaralar halen ordayken çıplak kalmakta zordu ama alfaya güvendiğini göstermeliydi.

Seviyordu, çok seviyordu.

"Su hazır." Alfa sakinlikle ayağa kalktı ve gömleğinin kollarını çözdü, tüm yorgunluğu uçup gitmişti sanki. Omeganın tatlı teklifi tüm bu kötü günün izlerini silmişti. Omega da onunla yağa kalkıp kazağının etekleriyle oynamaya başladığında bakışları yerden kalkmıyordu.

"İsterse çıkabilirim."

"Hayır kal." Omega yavaşça kazağının eteğinden tutup yukarı çektiğinde sadece gömleği ve panolunu kalmıştı üzerinde. Soğuk değildi, Seokjin'in bakışlarından da rahatsız değildi hatta iyi hissediyordu. Utanç hissinden sıyırmak adına saniyelik alfanın gözlerine baktı ama umduğu bakışları göremedi. Seokjin sanki her zaman yaptıkları bir şeymiş gibi sakin ve normal bir şekilde küvete koku ekliyordu.

Taehyung yavaşça pantolonunu da bacaklarından sıyırdığında güçlükle yutkundu ve alfaya baktı. Bu kez gözler kendisi üzerindeydi, şefkat ve sevgiyle bakıyordu.

"Arkamı dönmemi ister misin?" Omega sarı saçlarını sallayarak hayır dedi. Eşinin karşısında çıplak olması gayet normal bir şeydi.

Gömleğinin düğmelerini sakinlikle çözerken alfa yavaşça yanına sokuldu ve titreyen ellerine kendi ellerini yaslayıp düğmeleri çözme işini devir aldı.

"Teşekkürler Taehyung-ah bana güvenmiş olman bile yeterliyken hep daha fazlası için çabalıyorsun." Saçları arasına sıcak bir öpücük bırakıp saçlarını kokladı bir süre. Omega bu hisle ağlayacak gibi hissetti, bu kadar özenli ve güzel dokunuşları hiç tatmamıştı.

"Bir şey yapmadım ki."

"Benim için çok şey yaptın ama bunu yaparken kendini zorlama olur mu? Hiçbir şey beklemiyorum senden sadece istediğin için yap."

"İstiyorum." Sonra dudaklarını dişledi ve gömleğini yavaş yavaş çözdü. Alfanın bakışları halen gözlerindeydi ve bu biraz da olsa rahatlatıyordu. Karamel teni yavaşça ortaya çıktığında ince saten gömleği bir omzundan su gibi kayıp düştü.

Alfa için süreç biraz zordu, sevdiği eşinin tenine şahit olurken sınırlı dokunuşlarla onu mutlu etmeye çalışmak üzücü hissettiriyordu ama başlangıçtan bu yana çok yol kat etmişlerdi.

Mucize gibi dedi içinden.

Omeganın elleri çamaşırının kenarlarına geldiğinde güçlükle yutkundu ve kızardığını hissetti, alfa onu daha fazla zorlamamak adına arkasına döndüğünde gülümsedi ve şampuanı eline aldı.

"Hadi su soğumadan gir ve seni mis gibi yapalım." Taehyung bu zarif davranış karşısında tebessüm ettiğinde hızla çamaşırını çıkartıp köpüklerin arasına girdi ve sıcak suyla rahatladı. Alfa yavaşça küvetin yanına çöktüğünde bir kaç saniye omegayı inceldi, suyun üzerinden bir köpük alıp onun burnunun ucuna kondurdu.

"Bebeğimiz olunca da beraber banyo keyfi yaparız." Bunu sanki normalmiş gibi söylerken omeganın sarı gözleri güneş gibi parladı ve tebessüm etti.

Onların bebekleri.

"Bizim bebeğimiz." Alfa gülümseyip yavaşça omeganın saçlarını okşadı. Elleri arasında açan sakura çiçeğine özenle dokunuyordu, solmasından korkarcasına.

"Bizim bebeğimiz, böyle senin gibi tatlı, güzel ve-" Gülümsedi sonra yavaşça saçlarına su döktü, tenindeki yaralar canını yaksa da kalbini iyileştirdiğini biliyordu.

"Ne." Omega huysuzlukla söylenirken saçlarına değen sıcak su bile onu gevşetmemişti.

"Umarım bebeğimiz de senin kadar hırçın olmaz. Oda beni hırpalarsa diye korkuyordum." Taehyung küvetten su alıp alfaya tatlı bir öfkeyle fırlattığında ikisinin de kahkahaları banyoda yankılanıyordu.

"Ben seni hırpalamadım."

"Evet direk dövdün hem de kar topuyla." Taehyung tekrar su fırlattığında bu kez alfanın ellerini kaçmaması için sıkıca tutuyordu. Alfa ise halinden memnunundu onu güldürdüğü ve gerginliği yok ettiği için kendisiyle gurur duyuyordu.

"Bak yine aynısını yapıyorsun bana şiddet uyguluyorsun."

"Ya." Taehyung dudaklarını büzüp tekrar su fırlattığında Jin sıkıca bileklerini tuttu ve kendisine çekti, onunla oynamak eğlenceliydi, özellikle sinirli hallerinden sonra aldığı itiraflar ile bu durum daha da hoşuna gidiyordu.

"Birde kıskanç ve hesap sorucusun ah gerçekten neler çekiyorum senden." Taehyung bu kez dudaklarını büzdü ve öfkeyle kaşlarını çattı. O kadarda değildi yani bence değildi.

"Hiçte bir kere." Seokjin onu taklit edip burnunun ucuna bir öpücük bıraktı ve ıslanan saçlarını yavaşça okşadı.

"Ve ben sana çok aşığım kıskan, şiddet yanlısı ve hesap sorucu olsan da seni çok seviyorum." Taehyung bu iltifatla tebessüm etti. Kalbinde ve karnında bir sürü kelebek uçuyordu yine.

Öpüşmeseler bile uçuyordu.

"Bende sana aşığım hem de çok." Seokjin itiraf karşısında yüksek sesli bir kahkaha atıp dudaklarına ulaştı ve sakinlikle öptü eşini, elleri birbirine bir halat gibi bağlıydı, kalpleri ise kaderlerinde birbirlerine kenetlenmişti.

Sonra alfa onun saçlarını özenle yıkadı, bedenine yaralarına özenle dokunup temizledi en sonunda ise beyaz bir havluya sarıp kucağına aldı. Bebeği gibi özenle ve karşılıksız bir istekle yaptı bunları. Büyük yatağa onu bırakıp ıslanmış gömleğinin düğmelerini çözerken omega pür dikkat onu izliyordu.

"Neden soyunuyorsun?"

"Bende duş alacağım güzelim." Taehyung gülümsedi ve ellerini çırpıştırdı, güzelim demişti. Seokjin ona güzelim demişti.

"Güzel miyim de?" Seokjin dolaptan kıyafetlerini çıkarırken ardına döndü ve kısaca gülümsedi. Buna ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyordu hep çirkin olarak adlandırılan birine güzelliğini kanıtlamak zordu.

"Sen benim en güzel sakura çiçeğimsin."

***

Kar biraz daha ince yağıyordu, görüş alanı genişlemiş ve etrafı daha net inceleme şansı yakalamıştı. Karşı dağın üzerinde gördüğü yeşil çam ağaçları ona eski hapishanesinin manzarasını anımsatırken acıyla yüzünü buruşturdu. Yalnız ve dağın başında olan evlerden çok hoşlanmıyordu ama burayı sevmişti. Seokjin duş alırken evi daha ayrıntılı gezmiş ve şimdi de şöminenin yanında ki koltuktan dışarıyı izliyordu.

Ne kadar normal ve sakin bir hayat diye geçirdi içinden.

Önceden süslü bir yaşamın içinde çöpken şimdi sakin bir hayatın içinde Jin'in sakura çiçeğiydi.

Gözleri hemen evden bir kaç metre ötede duran uçuruma kaydı, korkutucu ve yüksek gözüküyordu ev tam onun yakınlarında bir yerde kuytu köşeye gizlenmiş bir yerdeydi ama uçurumun varlığını hissedebiliyordu omega.

Wonwoo'nun varlığını hissettiği gibi.

Aklında ki kötü düşünceleri halı altına süpürüp gülümsedi ve bir az önce yaşanan anları düşündü. Duş alırken alfanın kahkahalarını duymuştu hatta alfa onun karnından gıdıklandığını fark edince bir süre onu gıdıklamıştı bile.

Babası da hep böyle yapardı.

Taehyung yine kıkırdadı ve yavaşça dizlerinde ki örtüyü çekiştirdi, evli olmak, birini sevmek düşündüğü kadar korkunç gelmiyordu. Acaba Jimin gibi gözleri parlıyor muydu eşinden bahsederken?

"Yoongi bir saate gelecek." Taehyung saçlarını kurulayarak merdivenlerden inen alfaya baktığında tebessüm etti ve sarı gözlerini ona dikti. Siyah bol bir tişört, siyah bir eşofman giymişti. Onu böyle gördüğü nadir anlardan biriydi hep takım elbisesi ve dik duruşu ardında görmeye alışıktı onu.

"Uyuyalım." Seokjin şömineye bir kaç odun daha attı evin içi sıcacık olmuştu, omeganın tatlı kokusu dışarıdan farklı olarak baharı hissettiriyordu ve alfada yavaşça rahatlatıcı kokusunu özgür bıraktı.

Okyanus ve nane kokusu omegaya derin bir nefes aldırdığında ilk kez onun kokusunu bu kadar net aldığını fark etti. Çok güzle kokuyordu.

"Çok güzel kokuyorsun." Seokjin başını salladı ondan duymak alfasının gururunu okşamıştı. Kokuların özel olmasını seviyordu bu nedenle herkesin kokusunu duymasına izin vermemişti.

Sadece özel olsun istiyordu.

Eline bir battaniye ve yastık alıp omeganın oturduğu koltuğa oturdu özenle yastığı yerleştirdi ve örtüyü örttü. Sonra omegayı kolundan çekip yavaşça yanına yatırdı. Sessiz ve biraz da sakindi.

Omega huzurla alfanın boynuna sokulurken elleri onun siyah tişörtüne sıkıca yapıştı. Gitmesinden korkarcasına sıkı ve narin tutuyordu. Seokjin omeganın nemli saçları arasına sıcak bir öpücük bırakıp kolunu beline doladı, biraz daha kendisine çekti.

Bu kadar yakınında istemesi, yakınına çekmesi yanlış mıydı?

"Eve ne zaman gideceğiz?" Omega onun boynuna doğru fısıldarken sıcak nefesi alfanın tüm bedenini yalayıp geçti. Etkileniyordu, arzuluyordu hatta istiyordu ama henüz yaralarını sarmamıştı. Ruhunu henüz kolları arasında uyutamamıştı.

"Sen ne zaman istersen." Taehyung burnunu kontrolsüzce boynuna sürttü ve nane kokusuyla tekrar mest oldu. Çok rahatlatıcı ve mayıştırıcı bir kokusu vardı alfanın.

"Hiç gitmek istemezsem." Seokjin gülümsedi ve belinde dinlenen parmakları yavaşça orayı okşadı. Hala çok zayıftı, ne kadar yemek yerse yesin küçücük ve zayıf geliyordu gözüne.

"O zaman hiç gitmeyiz."

"İşe nasıl gideceksin burası uzak." Belinde hissettiği parmaklar biraz gıdıklasa da ruhuna dokunduğu için rahatsız etmemişti. Ortamda yanan ateşin çıtırtıları yükseldiğinde Taehyung uykunun kollarına biraz daha yaklaştı.

Taze deniz kokusu güzeldi.

"Benim için sorun değil. Sen istersen her gün ülke bile değiştiririm." Taehyung tatlı bir tebessüm etti ve omegasına teslim oldu. Omegası sevinçle alfanın sıcak boynuna ılık bir öpücük bahşettiğinde alfa gerginlikle kıpırdandı.

Sınırlar, sınırlarını zorluyordu.

"Taehyung-ah." Omega başını onun boyun girintisinden çekip gözlerini alfaya dikti. Merak ettiklerini sormak istiyordu. Bilmek istiyordu.

Mesela Nayeon' da, Soojin'de ve annesinde gördüğü ısırık izlerini sormak istiyordu.

"Seokjin." Dudaklarını dişledi ve alfanın göğsüne yasladı ellerini. "Söyle." Alfa güçlükle mırıldandı ve omeganın belini biraz daha sıkı tuttu. Düşmesinden korkarcasına kendisine çekmişti, kokusu burnunun ucunda bahar rüzgarı gibi eserken sıcaklığı kalbini eritiyordu.

Omega bedenini yakıyordu.

"Nayeon'un boynunda bir iz var, annende de var." Biraz duraksadı ve mantıklı cümle kurmaya çalıştı. Aklına takılıyordu omegaların alfaların eşleştiğini biliyordu evlilerse bu izden kendisinde de olması gerekmez miydi?

"Evet." Seokjin sakinlikle onu dinlerken örtüyü omuzlarına kadar örttü ve üşümemesi için diğer elini sırtına sardı.

"Bende neden yok?" Sesi o kadar tatlı ve hesap sorarcasına çıkmıştı ki alfa bir alfa dakikalarca bu haline katıla katıla güldü. Tatlı ve öfkeli haline bayılıyordu, kolları arasına alıp içine katmak istiyordu.

"Gülme."

"Taehyung-ah çok tatlısın ve ben seni yemek istiyorum." Taehyung onu gözlerine bakarken tişörtünün boyun kısmını sıyırdı ve tamamen alfaya doğru döndü.

"Yeme ama ısır." Seokjin pürüzsüz karamel tene bakarken derinde iç geçirdi ve yavaşça açıkta kalan tenine sokuldu, burnunu oraya yaslayıp dakikalarca kokladı, minik öpücükler bıraktı ve yavaşça geri çekildi.

Siyah gözleri şirince omegaya baktı ve yanağını okşadı.

"Nayeon'un boynunda olan benim izim değil hem Nayeon beta olduğu için iz tutmuyor muhtemelen bir dövme." Sonra onun tombul yanaklarını okşadı. Sağlıklı ve güzel gözüküyordu yanakları.

"Annemde olan iz ise babama ait alfalar ve omegalar birbirlerini işaretlerler ama normal bir ısırık izi değil bu." Taehyung pür dikkat onu dinlerken pembe dudakları hem kıvrıktı ve Seokjin onu öpme isteğiyle dolup taşıyordu.

"Beni ısırman için ne yapmam lazım." Seokjin yine güldü ve yavaşça boynunu okşadı. Ona iz için alfa ve omegaların kızışma hali içinde olması gerektiğini söylemek istiyordu ama bu durumdan korkup yanlış anlayacağını biliyordu.

Onu kendi omegaydı yapmak ve izini ona ver ek isteyen alasını güçlükle göz ardı etti.

"Seni işaretlemem için daha özel bir zaman olmalı böyle seni işaretleyemem."

"Nasıl özel zaman?" Masumluğu karşısında diz çöküp ağlamak isterken ellerini nazikçe tutup dudaklarına götürdü ve avuç içlerini öptü. Güven verircesine sakinlik ve sabırla öptü.

"Öpüşmemiz mi gerekiyor." Taehyung kafası karışmış şekilde alfaya baktı, bilmediği için aptal gibi hissediyordu kimseye de soramamıştı. Alfa ona cevap verir diye düşünürken onun dediklerini de anlamıyordu işte. Gözleri boncuk boncuk dolarken düşündü.

Özel bir zaman.

"Öpüşmek gibi ama biraz daha farklı daha özel." Aklına Seokjin'in ona yardım ettiği gece geldi. Daha ayıp şeyler yaparken mi işaretlenebilirdi, yani dokunurken ve çıplakken. Bu hisle yanakları kızardı ve gözlerini kapattı.

O gece o adam bunu mu yapmak istemişti.

"Taehyung-ah izin bir önemi yok biz evliyiz ve birbirimizi seviyoruz." Yalan söylüyordu işte izin bir önemi vardı. Yoongi hyungu her eşini almaya geldiğinde Hoseok daha kapı çalınmadan onu hissediyordu, o üzüldüğü zaman hissediyordu, mutlu olduğu zaman hissediyordu ve onun kokusunu boynunda taşıyordu.

Yoongi hyungu onu hep izinin üzerinden öpüyordu.

"O gece ki gibi mi olmak gerekiyor." Sesi çok kısık ve korkuyla çıkmış olsa da alfa bunu duymuştu. O geceden neyi kast ettiğini de anlamıştı ve korkusuyla biraz üzülmüştü. Halen onunla arasında duvarların varlığını hissediyordu.

"Hangi gece."

"İşte evlendiğimizde olan." Sonra dudaklarını dişledi ve elleriyle yüzünü gizlemeye çalıştı. Jin'in parmakları en mahrem yerlerinde dolaşırken zevk almıştı, istemişti, çıplak kalmıştı. Hala içi bu duyguyla gıdıklanırken kelebekler sanki daha çok ve sıcak uçuyordu.

"Ben o geceye dair sadece sarılıp uyuduğumuzu hatırlıyordum söz verdiğim gibi." Taehyung'un yüzü düştü, hatırlamamasını kendi istemişti ama şimdi bu konu hakkında konuşmak istiyordu. Evliydi ve izi olsun istiyordu, Seokjin'in üzüntüsünü, korkusunu ve mutluluğunu hissetmek istiyordu.

Onun gibi okyanus kokmak istiyordu.

"Sevişmemiz mi gerekiyor." Seokjin açıkça söylediği şeyle gerile de belli etmedi ve yavaşça yanaklarını okşadı. Taehyung'un keşfettiği diğer bir huyu aklına gelen her şeyi saklamadan ve gizlemeden söylemesiydi. Kıvrımları yada güzel sözcükleri yoktu ama her açık itirafı iyi hissettiriyordu.

Nasıl açıklaması gerektiğini bilmezken biraz duraksadı ve gözlerini kapattı.

"Bu seni korkutuyor mu?" Taehyung omuzlarını silkti ve yaşaran gözlerini sildi. Seokjin varsa korkmazdı, acıtmazdı da biliyordu ama geçmişte yaşananları silip atamıyordu. Ya o an Seokjin onu beğenmezse ne yapacaktı, istemezse, beceriksizce yaptığı bir şey yüzünden Seokjin üzülürse kendisini asla affetmezdi.

"Acıtır mı?" Alfa onu yine boyun girintisine çekerken bu konudan nefret etti, ona yaşatılan her şeyden, babasından, o adi alfadan, kabuslardan her şeyden nefret etti.

"Taehyung-ah uyuyalım mı?" Taehyung başını salladı ve yattığı yerden yavaşça doğruldu. Aptal değildi bebekleri içinde sevişmeleri gerektiğini biliyordu bazen bilmezlikten geliyor bazense bunu göz ardı etmeye çalışıyordu. Çok canı yanmıştı, ruhu hala yaralarla kaplıydı ama...

Jin iyileştirirdi.

"Bebeğimiz de olacak değil mi öyle yaparsak." Seokjin'de onun gibi doğrulup karşısına oturduğunda dudaklarını dişledi. Uykusuzluğu nedeniyle düzgün düşünemiyordu ve bedeninde kontrol edemediği bir uyuşukluk vardı.

"Taehyung-ah seni korkutmadan bunları sana açıklamak istedim ama konuyu sen açtın. üzgünüm bir bebeğimiz olması için bu olmak zorunda ama ben bunu zorunluluk için yapmak istemiyorum. Sen hazır olduğunda, istediğinde, sende beni istediğinde yapalım olur mu? Ben seni hep beklerim bu konuda." Taehyung'un sarı ışıltılı gözleri yavaşça solarken omuzlarını silkti.

"Ne kadar beklersin?"

"Sonsuza kadar sakura çiçeğim, ellerini tutup, gözlerine bakarak sonsuza kadar beklerim seni."Taehyung'un sarı kelebeği yine belirip hava da uçarken Jin yavaşça tebessüm etti ve omeganın büyüsüne hayranlıkla baktı. Güzeldi ve özeldi.

"Sarı kelebeğin çok güzel, karnının içinde uçuşan o kelebek mi bu?" Taehyung kelebeğine bakarken kafasını salladı ve Seokjin ellerini alıp karınına koydu. "Burada daha çok var sen beni öpünce uçuyorlar hep." Seokjin kalbinin daha fazla buna dayanamayacağını anladığında uzandı ve eşinin çilek dudaklarına bir öpücük bıraktı.

Dudakları onun ılık ve şirin dudakları arasında bir şeker gibi erirken yavaşça beline sardı bir kolunu, hem bu kadar güzel olup hem nasıl tatlı olabildiğini düşündü dudakları arasındayken. Taehyung dilini alfanın dudaklarına sürttüğünde ise boğuk bir ses toz bulutu gibi sıcaklığa dağıldı.

Sevişmek düşüncesi korkutucuydu ama buna adım attığının farkında olmadan yaşarken zevk alıyordu. Seokjin onun diline minik bir öpücük kondurup dudaklarını dişleri arasına tekrar aralarken ufakça gülümsedi ve ağzına yayılan tadı hissetti.

Çilek gibiydi.

Alfa son kez onu içine çekip yavaşça dudaklarını ayırdığında omegayı kendisiyle birlikte koltuğa yatırdı ve sımsıkı kollarını ona sardı. Omeganın gözleri anın büyüsüyle hala kapılıydı ve Jin'in de hissettiği o kelebekler karnının içinde oradan oraya koşturuyordu.

"Gerçekten karnında bir sürü kelebek var." Taehyung başını onun boyun girintisine yaslayıp uykunun tatlı kollarına kendisini bırakırken güzel rüyalar gördü, hayallerle bezenmiş Seokjin kokulu rüyaların içinde gezdi. Onun kokusunda ve sıcaklığında uyumak güzeldi ta ki derin soluklar ve farklı bir kokuyla gözlerini açana dek. izlendiği hissiyle sarı gözlerini araladığında yayılan soluklar tenini üşütüyordu.

Sıcaklık kaybolmuş, tek gördüğü buz renginde soğuk ve soluk gözlerdi. Kendisine bakan ve onu sımsıkı saran bir soğukluk.

Yabancı gözlerle kabuslarından birinde olmak istedi.

💜

Bölüm yorumlarınız neler?

Sizce gördüğü gözler kime ait?

Tatilleri burada bitecek mi?

Bölümde en sevdiğiniz kısım neresi?

Umarım beğenmişsinizdir.

Sizi seviyorum 🤟

Yorum yapmayı ve oy bırakmayı unutmayın🌸!!




Continue Reading

You'll Also Like

12.1M 588K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
23.4K 2.3K 12
Daha altı yaşındayken babasının vefatıyla annesi ile yapayalnız kalan Jimin'in hayatı yaşanamayacak hale gelir. Oğluyla daha iyi bir hayat yaşamak is...
2.9K 224 6
Taejin'e ait oneshot'lar.
436K 35.8K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...