LAL

By susundelikonusuyor

4.6M 257K 131K

Benim ruhum delik delikti. Biri benim anahtarımı bulup açsa ve o ruhu çıkarsa , ruhumun üzerindeki yanık izle... More

1. Bölüm : Benim adım Lâl'di
2. Bölüm: Bir Montluk Sevgi
3. Bölüm: -Muş'lu Deneyimler
4.Bölüm: Rengarenk Çiçekler
Karakter Tanıtımı
5. Bölüm : Dili Olmak
6.Bölüm: Toprakta Filizlenen Sevgi Tohumları
7.Bölüm: Kaybolan Bedenler ve Ödenilen Bedeller
8.Bölüm: Hazer değil Latif!
9.Bölüm: Yıllar Sonraki Mutluluk
10.Bölüm: Ne Bu Dünyada Ne de Başka Bir Evrende
11.Bölüm: Atlı Karıncada Okunan Masallar ve Yaraları Onarılan Küçük Kız
12.Bölüm: Bağıran Gözleri Duymak
13.Bölüm: Kırgınlığın Ardından Gelen Huzur
14.Bölüm : Gülüşü için Dünya'yı Yakıp Söndürmek
15.Bölüm: Fotoğraf Kabinindeki Mutluluk Filmi
16.Bölüm: Deniz Kızının Köpük Olması
17.Bölüm : Biz Güzeldik
18. Bölüm : Geçmişteki Acıların Portresi
19.Bölüm:Sen Bir Mucizesin
20.Bölüm: Leyla Kadın
21. Bölüm: İncelikler Yüzünden
22.Bölüm: Üç Silahşörler ve Şövalyeleri
23.Bölüm: Kara Kalemli Adam
24.Bölüm: Zeze ve Üçüzler
25.Bölüm: Hazer ama Hazar Olan
26.Bölüm: Lâl'in Yorgun Kalbi
27.Bölüm: Historia De Un Amor
28.Bölüm: Bizi Bizden Başkası Anlamasın
29.Bölüm: En Güzel Hediye Çiçektir Çünkü
30.Bölüm: Af Dilemeye Yüzüm Yok Çiçek
31.Bölüm: Lotus Çiçeği
32.Bölüm: Rapunzel'in Saçındaki Çiçekler
33.Bölüm: Dost
34.Bölüm: Hazer'in İçindeki Çocuk
35.Bölüm: Kalbim Senin Ellerin, Kalbin Benim Gözlerim
36.Bölüm : Ediz'in Kızı
AÇIKLAMA
37. Bölüm: Varolmayan Ülke'nin Sakinleri
38.Bölüm: Sevda Çiçeği
39.Bölüm: Korkunun Filizleri
40. Bölüm: Üçüzlerin Manastırı
41.Bölüm : Bu Son Olsun
42.Bölüm : Bir Kar Tanesi Olup Eridim Ağzında
43.Bölüm: Yalnızlığa Terk Edilen Oda
44.Bölüm: Sessizliğin Öfkesi ve Çiçek'in Ruhunun Karanlığa Teslimi
45.Bölüm(1.KİTAP FİNALİ): Narin Çiçeğin Vedası
46.Bölüm :Lâl Çiçekler
47. Bölüm: Havuzdaki Kanın İntikamı
48. Bölüm: Yıldızlar Gökte Yükseldiğinde
49.Bölüm: Ediz'in Cehennemi
50.Bölüm: Güneşin Aydan Geceyi Çaldığı Vakit
51.Bölüm: Demirlerin Zaferinin Başlangıcı
52.Bölüm: Kartal'ın Toprak Nefreti
53. Bölüm : Birleşen Alınlardan Doğan Kuvvet
54. Bölüm: Biz Demir'dik.
55. Bölüm: Balık Adam'ın Hasreti ve Deniz Kızı'nın Korkusu
56. Bölüm: Kara Kalemli Adam'ın 7 Saatlik Acısı
57. Bölüm : Mutlu! Çok Mutlu
58. Bölüm : İçimde Kaybolan Papatyalardı Gözlerin
59. Bölüm: Asterix ve Oburix
60. Bölüm: Menekşedeki Huzur Kokusu
61. Bölüm: Bir Sabah Kahvaltısının Mutluluğu
62. Bölüm : Üstü Kapatılmış Yaraların Nasırı
63.Bölüm: Aranan Kalbin Listesi
1 Milyon, 1 Milyon , 1 Milyon!
65.Bölüm: Kutsal Günün Kutlaması
66. Bölüm: Annelerinin Şefkati Altındaki Küçük Kız
UMAY&RASİM ÖZEL BÖLÜM I
67.Bölüm: Işığın Altında Karanlıkta Sıkışmak
68. Bölüm: Gerçeklerin Yakıcılığı
69. Bölüm: Zamanın Öldüren Akışı
70. Bölüm: Yangını Körükleyen Çiçekler
71. Bölüm:Ediz'in En Değerlisi
72. Bölüm: Uyuşan Kalpler ve Zehirli Eller
73. Bölüm: O Hatırlamazdı , Ben Unutmazdım
74. Bölüm: Etten Duvarların Kalpsiz Tuğlaları
75. Bölüm: Sen Aydınlığa Ben Sana Hasret
BAYRAM ÖZEL BÖLÜM
76. Bölüm: Bu Gece Yalınız
77. Bölüm: Demirler Ruh ve Sinir Hastalıkları Merkezi
78. Bölüm: Buz Sarkıtlarında Açan Lotus Çiçeği
79. Bölüm: Küçük Bir Tohum
80. Bölüm(Final Part 1): Minik Eleman
80. Bölüm(Final Part 2): Benim Adım Hep Çiçek'ti
TOMRİS
ŞİMAL YILDIZI
ÖZEL BÖLÜM I
ÖZEL BÖLÜM II
2 Milyon, 2 Milyon, 2 Milyon!
ÖZEL BÖLÜM III
ÖZEL BÖLÜM IV
3 Milyon, 3 Milyon,3 Milyon!

64. Bölüm: Kötü Kedi Şerafettin

23.7K 2K 638
By susundelikonusuyor


Ben geldimm❤️

Nasılsın? Nasıl gidiyor? Ben çook mutluyum çünkü 1M OLDUK!

Sınır koymuyorum gelmese de bölüm atacağım ama bir 750'yi geçsek çok güzel olur bencee

Bölüme bir çiçek bırakır mısın? Valla bırak bak. 🌸🌸🌸

Birinci bölüm şarkısı: Elley Duhe - Middle Of The Night

Üçüzler temsili:

İyi okumalarr ❤️

...

Kalp , bazen bir demir bazen ise bir cam olabilecek kadar değerliydi.

Genelde insanlar birbirlerinin kalbini kırmaktan korkmazdı. Kalbin camdan duvarlarına büyük bir yumruk atarak patlatır , kalbi kırardı. Ama şu vardı ki çok kırılan insanların kalbi bir süre sonra demire dönüşürdü.

Demir ve cam ikizdi.

Elimdeki Ali abime asırların mutluluğunu üzerinde taşımasını sağlayan kağıt parçasına daha dikkatli baktım. Harfler gözümün önünde kayıyor , kalbime izlerini bırakıyordu fakat ben sadece duruyordum.

Elimdeki telefon berjere düşmüştü ama ben hâlâ ayakta durup kağıdı inceliyordum.

Kalbimde bu ara beni sık sık yoklayan ağrı baş göstermeye başladığında boştaki elim kalbimi tuttu.

İyi değildim. Sanılanın aksine kalbim , hayatıma bana fazlasıyla zorluk çıkarıyordu. Her ne kadar bunu aileme çaktırmamaya çalışsam da hepsi gözümden derdimi anlıyor anında bana iyi gelmeye çalışıyordu. Son bir haftadır ise kalbime bir huzursuzluk , sinsice damarlarıma yerleşerek beni tüketmeye kalbimin bana çarpıntı yapmasına vesile olmuştu.

"Küçük fare?" Ali abimin sesi kulaklarıma dolduğunda dudaklarımdan titrek bir nefes verdim. Elimdeki kağıt süzülerek intihar ettiğinde tamamen abime döndüm.

Bana bakıyordu. "İyi misin sen?"

Başımı iki yana salladığımda bacaklarımdaki güç beni terk etti ve ben yere düşmeden Ali abim beni belimden tuttu. "Lâl!"

Hayır , bayılmamıştım ama kalbimdeki ağrı , vücudumdan tüm gücünü çaldığından kendimi yönetemiyordum.

Ali abim beni yatağa yatırdığında endişeli gözleri , gözlerime kilitlendi. "İyisin tamam mı? Bir şeyin yok" başımı aşağı yukarı salladığımda Ali abim saatime baktı.

Gözlerimi kapattım. "Annemlere haber verece-"

"Hayır..." dediğimde "Ne demek hayır?" dedi. "Abi bak işte yok bir şeyim" dedim ve "Sadece Hazer ve Hazar'ı çağırsan bana yeter" dedim.

Cümlelerim hâlsizdi.

Cümlelerim , dudaklarımda intihar etmişti.

Ali abim telefonunu çıkarıp birilerini aradığında 10 saniye sonra kapı tıklatıldı. Ali abim kapıyı açtığında gözlerim ilk önce endişeli bir ifadeyle bana bakan Hazer'i gördü.

"İkiz..." deyip yanıma oturduğunda yüzüme çöken hasta ifadeden nefret ettim. Hazar da gelip alnımdan öptüğünde "Neyin var güzelliğim?" dedi ve o da diğer yanıma oturdu.

Ali abim de bizi dinlemeye başladı. "Son bir haftadır kalbimi bir ağrı yokluyor...Önce geçer dedim ama bugün diğer günlere göre daha şiddetliydi" yorgunca söylediğim kelimeleri tek seferde anlamadıklarını biliyordum ama üzerimizdeki çirkin kasvet , kelimelerin buğusunu çekip almıştı.

O an Ali abim bir şeyler dedi ikizlerim ellerimi tuttu. Uyumam gerekiyordu ama hiç uyumak istemiyordum. "Yemeğini buraya getiririz"

Dudaklarım itiraz etti: "Hayır"

Var gücümle ikizlerimin elini tutuyordum. "Lâl bu hâlde gelemezsin..." başımı iki yana salladım. Bu tatili mahvetmek istemiyordum.

"Abi..." dedim Ali abime bakarken. "Söyle güzelim"

"Aşağı inmek istiyorum...Bir şeyim yok iyiyim ben" Hazer bir eliyle , elimi tutarken diğer eliyle saçlarımı okşuyordu ve dudakları alnımdaydı. Hazar da elimi okşuyordu.

"Abim-"

"Abi lütfen"

Ali abim derin bir nefes aldıktan sonra "Tamam" dedi. "Biraz toparlan öyle"

Başımı aşağı yukarı salladığımda "Adımı nakil listesine koydurmuşsun" dedim. Ali abim "Görmüşsün" deyip gülümsediğinde "İlk başta durumun o kadar kötü değildi bu yüzden listeye koyduramamıştım ama en son gittiğimiz kontrolde görülen sonuçlar pek de iç açıcı değildi."

Hazar dudaklarından bir küfürü serbest bıraktığında Ali abim devam etti: "Zar zor seni 7. sıraya koydurdum. Eğer kalp senden öncekilere uyarsa başka bir nakil listesine geçeceksin"

Başımı salladığımda Ali abim kolumdaki saati kontrol etti.

"Hazar , Hazer oğlum hadi siz inin de dikkat çekmeyelim...Biz de 5 dakikaya ineriz" Hazer ilk önce direkt "Hayır!" dese de Hazar'ın ona attığı bakışla duruldu. Ben de ona "Gidin siz ben geleceğim" dediğimde istemeye istemeye ayağa kalktı ve son kez alnımdan öpüp kapıya yürüdü.

Hazar da "Canım..." deyip elimi son kez sıktıktan sonra Hazer ile beraber odadan çıktılar.

"Abi telefonumu verir misin?"

Ali abim telefonumu bana uzattığında "Ben üzerimi değiştiyorum" deyip lavaboya girdi.

Instagram'a girdiğimde karşıma çıkan gönderi beni gülümsetti. Kartal , buraya gelmeden önce beraber gittiğimiz piknikte çektiği resmimi paylaşmıştı.

@kartaluygar: Madam, fazla güzel gülüyorsunuz...

@lâlçiçekdemir: Bayım, sözlerinizle sarhoş ediyorsunuz...

...

"Açgözlü benim oğlum aç!" Hazar annemi takmadan tabağına biraz daha yemek aldığında "Beleş sirke baldan tatlıdır ana" dedi ve yeni bir tabak alıp içine karpuz koydu.

Hazar sıradan çekildiğinde Safir abim kenarda duran kavundan aldı. Safir abim önünde olduğu için karpuz alamıyordum. "Şey..." dedim abimin dikkatini çekmek ister gibi. Safir abim bana baktığında "Karpuz alacaktım" dedim.

Safir abim tatlı bir tonda başını iki yana eğip "Karpuz mu alacaktın?" dediğinde başımı salladım. "Al bakalım karpuz" deyip bana düz bir tabak verdiğinde gülümseyip tabağa bir iki dilim karpuz koydum.

Babamların oturduğu masaya gittiğimde Hazer'in yanına oturup çiçekli, mavi elbisemi düzelttim.

"Karpuz almadığını gördüm...Sen seversin diye sana da aldım" diye karpuz tabağını Hazer'e uzattığımda ağzındaki lokmayı çiğnemeyi bıraktı ve yanağında bir yumru oluştuğunda mavi gözlerini büyütüp bana baktı. "Toşokkor odorom mon omoor"(mon amour:aşkım)

Ona gülümseyip küçük lokmalarla yemeğimi yemeye başladığımda Hazar yemeğini bitirmiş , tekrar almaya gitmişti.

Yediğim yemek bana yettiğinde hafif çıkan göbeğimi tutup arkama yaslandım. "Şiştim" dediğimde diğer yanımda oturan Yusuf abim elini göbeğime götürüp "Bıngılı bıngılı" diyerek sallamaya başladı.

"Ya!" dediğimde karizmatik bir şekilde güldü.

"Yemekten sonra ne yapalım çoğuşlar?" annem dirseklerini masaya yaslayıp bize tek kaşını kaldırdığında Safir abim sakin bir tonda "Meydana gidebiliriz" dedi. Biz de teker teker ona katıldığımızda önce odalarımıza çıktık ardından çantalarımızı alarak aşağı indik.

Babam , Ali abim ve beni gördüğü gibi bir kolunu kaldırdığında gülümsedim ve babamın kolunun altına girdim. Beni kendine çekip saçımdan öptü.

"Hadi gidelim" Hazer Sarp abim heyecanla konuştuğunda annemin koluna girdi ve beraber önden yürümeye başladılar.

"Bodrum'u sevdin mi?" babam bana başını eğdiğinde başımı aşağı yukarı salladım. "Verdiği his hoşuma gitti..."

Babam kısık bir sesle güldüğünde "Yarın da bir Bodrum Kalesi'ne gideriz olur mu?" demişti. Başımı heyecanla salladığımda gülümsedi ve yürümeye devam ettik.

"Rahat dur!" Yusuf abim bağırdığında Ali abimin kahkahasını duydum. Tam o sırada da Safir abim sanki onları tanımıyormuş gibi yanımızdan geçti.

Annem "Bak bak canım oğluma...Yapmak istediğim şeyi yapıyor" dediğinde Safir abim anneme dönüp göz kırptı.

"Karıma iş mi atıyorsun sen?" babam beni bırakıp Safir abimin yanına gittiğinde ensesinden tutup şakacıktan kızdı.

Ben de Hazar'ın koluna girdiğimde Hazar kulağıma fısıldadı : "Kartal'ın attığı fotoğrafı gördün mü?"

Heyecanla "Evet!" dediğimde güldü. "Yorum da yaptım"

"Ne yaptın?"

Telefonumu açıp yorumu gösterdiğimde Hazar "Allah'ım sana şükürler olsun..." deyip yanağımdan öptü. "Sonunda şu aşk meşk işini öğrendin"

Tam o sırada telefonum çaldı.

Kara Kalemli Adam arıyor...

Hazar bana gülümseyip "Aç, aç!" dediğinde hemen telefonu açtım.

"Efendim?"

"Allah kahretsin!"

İçimdeki endişeyle konuştum. "Ne oldu?"

"Lâl ağlayacağım..."

"Kartal ne oldu?" bir elimle kalbimi tuttuğumda durdum. Ben durunca Hazar durdu ve bizi gören diğer aile üyelerim de durdu.

Kartal'ın burun çekme sesi geldiğinde "Bir şey söyle artık!" dedim.

Aldığı nefesin sesini işittim. "Şerafettin'in kumunu ne sıklıkla temizlememiz gerekiyordu?"

Gözlerim rahatlayarak kapandığında "Günde iki kere" dedim ve ne diyeceğini bekledim.

"Ben..." dedi ve arkadan Dost'un havlama sesi geldi.

"Lan! Dost! Basma oraya! Boklu orası!"

"Kartal...Ne oldu?"

"Abi Metin2 bokun içinde yuvarlanıyor!" Doruk da bağırdığında "Domuz mu o hıyar?!" diyen Kartal'ın sesini duydum.

"Kartal..." dediğimde yutkunduğunu duydum.

"Bebeğim...Ben üç gündür temizlemiyorum"

...

KARTAL UYGAR

"Delireceğim! Sen ne yiyorsun da bu kadar sıçıyorsun?! Ha?!" deyip Şerafettin'e bağırdığımda sanki tüm bu olanları kendi yapmamış da ben yapmışım gibi bana bakıp , patilerini kıvırarak oturmuştu.

"Sana diyorum hey!" deyip mavi gözlerimi açtığımda başını küfür eder gibi yana çevirdi.

Bir anda Dost bağırdığında 'Ya sabır' çekip "Lütfen sessiz olur musun? Şu an daha önemli problemlerimiz var...Dikkatimizi sana veremeyiz" dedim ve elimdeki bok poşetiyle Şerafettin'e baktım.

Hâlâ suçlu değilmiş gibi davranıyordu. Delirecektim.

Doruk az önce bokların içinde sanki çamur oynuyormuş gibi yuvarlanan Metin2'yi banyoya sokmuştu.

Umarım giderden düşmezdi.

Tüm evdeki bokları topladığımda derin bir temizliğe girmiştim. Tüm halıları halı temizlemeye verdikten sonra çamaşır suyu ve Arap Sabunu ile tüm evi kırklamıştım. Tuz ruhunu çamaşır suyuna karıştırmadan kullandığımda evdeki temizlik kokusu beni benden almıştı.

E bu süreçte de Doruk tüm veled-i zinaları yıkamıştı.

Kısacası ev tertemizdi ve boklar toplanmıştı. Şimdi de azarlama kısmındaydım.

Fakat beni takan yoktu.

"Seni kötü kedi Şerafettin" diye onu rahatsız etmeye başladığımda birden kolumdan ısırıp arka patileriyle kolumu çizmeye başladı.

"Lan! Seni Lâl'e şikayet edeceğim!"

En sonunda elimdeki bok torbasını apartmanın dışındaki çöpe attığımda eve girdim ve ben de duş alıp üzerimi değiştirdim.

Telefonumu elime aldığımda gördüğüm fotoğraf ile suratımda kocaman bir gülümseme peydahlandı.

Fotoğrafta Lâl'in arkasından sarılmıştım ve çenemi omzuna koymuş kameraya serseri bir bakış atmıştım. Lâl ise kafasını bana çevirmiş , aşık bakışlarla bana bakıyordu.

Güzelliğim benim.

Onu bu ara fazlasıyla kırdığımın farkındaydım ve bunun onu kahrettiği gibi beni de kahrettiği kaçınılmaz bir gerçekti.

Kafamı sikmek istiyordum. Ondan çok utanıyordum.

Derin bir nefes alıp fotoğrafa birkaç saniye daha baktığımda onu ne kadar özlediğim düşüncesi beni yine istila etmeye başladı.

Telefonum çaldı.

Ayıkut arıyor...

"Ne var lan?" karşıdan hem Aykut hem de Hell'in sesi geldi: "Kartal! Bizim mekana gelsene!"

Arkadan gelen müzik sesi kulağıma dolduğunda "Hiçbirinizi özlemedim amına koyayım!" dedim ve kafasını bacağıma koyan Dost'un başını sevmeye başladım.

"Lan Kartal..." Selim'in sesi geldiğinde güldüm. "Evine gelip aldırtma kendini...Gelsene işte"

Birazdan söyleyeceğim şeye kendi içimden gülsem de arkadaş ortamımda hep dalga konusu olacağını çok iyi biliyordum. "Çocuk bakıyorum gelemem"

Önce bir sessizlik oluştu ardından da kocaman kahkaha sesleri. Arkadan Bahadır'ın "Hanımcılık kazandı!" dediğini duyduğumda "Siktir git!" deyip telefonu suratlarına kapattım.

Başımı iki yana kütlettiğimde galeriye girip 'Lotus Çiçeği' klasörüne girdim ve bir video seçerek izlemeye başladım. Madem yanımda değildi ben de yanımda olduğu anları izlerdim.

Videoda evimizdeydik. Kameraya ilk önce ben giriyordum. Sırıtıyordum ve sanırım nedeni açıktı. Lâl ile beraberken içimdeki haylaz çocuğun çıkması kaçınılmazdı.

"Yavrum...Olmadı mı?" gülümseyerek karşıma konuşuyordum , iki saniye sonra kamerayı çevirmiştim ve üzerinde  önlük , elinde fırın eldiveni ile yere çömmüş fırının içindeki kurabiyeleri izleyen sevdiceğimi çekmiştim.

"Anlamadım ki...Bir de sen baksana emin olamadım" onu videoya çektiğimden habersizdi. Tek derdi kurabiyelerin güzel pişmesiydi.

Telefonu ön kameraya alıp sabitledikten sonra yanına gitmiş ben de yere çömmüştüm. İkimiz de fazlasıyla net gözüküyorduk. Omzumla , omzuna dokunup "Ne diyorsun dayı , bu inşaat kaç yıla biter?" demiştim.

O ise istifini bozmadan "3 ay" demiş , keko taklidi yaparak burnunu tıpkı bir keko gibi çekmişti. "Bir daha yap!" dediğimde "Yapayım da dalga geç değil mi? Hayır!" demiş güzelce gülmüştü. Hayır, Kartal düzelt. Lâl'in gülümsemesi zaten güzeldi.

Birden ayağa kalkıyor , kurabiyelerin yanıp yanmamasını umursamadan elinden tutarak onu döndürmeye başlıyorum. Sarı saçlarını savuruyor , kahkaha atıyordu. Daha sonra küçük bir dansı aramızdaki elektrikle taçlandırıyor , kendi şarkımızı kalplerimizle fısıldıyorduk.

Video bittiğinde yeni bir videoya geçtim. Beraber sokakta yürüyorduk. Bugünü hatırlıyordum.

Hell ve Bahadır ile buluştuğumuz gündü. Lâl , onlarla fazlaca eğlenmişti. "Eğlendin mi bugün?" deyip başımı sevgilime eğdiğimde "Evet evet!" demiş. Zıplayarak yürümeye başlamıştı.

Videoyu durdurup gülümseyen yüzüne baktım. Hiçbir zaman solmaması gereken bir çiçekti.

...

LÂL ÇİÇEK DEMİR

"Kırmızı ve mavi taşlı olan güzel bence...Alalım üçümüz de" Hazer elindeki kolyeyi incelediği sırada Hazar sözlerini büyük bir bıkkınlıkla dile getirmişti.

Hazer "Lâl...Sence sadece mavi mi yoksa mavi, kırmızı mı?" dediğinde "Mavi , kırmızı" dedim.

"İyi o zaman"

Üçümüz de kolyeden aldığımızda kolyeleri boynumuza taktık ve ailemizle buluşacağımız yere doğru ilerledik.

Kartal'a , Dost'a , Harley'e ve Metin2'ye güzel bir hediye almıştım.

Orada bizi bekleyen Sarp abimi gördüğümde ikizlerime haber verip "Peter Pan!" diye bağırdım.

Sarp abimin bakışları beni bulduğu an kocaman gülümsedi ve sırtını bana döndü. Hızla koşarak sırtına atladığımda "Anam anam anam! Belim!" diye bağırmıştı.

Ona gülüp yanağını öptüğümde Ediz abim görüş açıma girdi. Bana gülümsediğinde gözleri sağda bir yere takıldı.

"Güzelim?" dediğinde "Hı?" dedim ve dirseklerimi Sarp abimin omzuna yaslayıp çenemi bileğime yasladım.

"Kuşlara yem atmak ister misin?" gözlerim heyacanla parıldadığında "Evet, evet!" diye bağırdım.

Sarp abimin sırtından indikten sonra Ediz abimle beraber yem aldık ve Ediz abim bana nasıl atılacağını gösterdi. "Böyle yapacaksın" dediğinde küçük karton bardaktan biraz yem alıp saçarak etrafa attım.

Kuşlar anında toplanıp yemeye başladığında gülümseyip devam ettim. Ediz abim bana gülümsediğinde gözlerindeki şefkati gördüm. Öyle bir bakıyordu ki bana...Kendimi kaybedecektim.

"Ediz! Lâl! Dondurma yiyeceğiz!" annem bağırdığında Ediz abim beni kolunun altına alıp "En çok neyli dondurma seversin?" demişti. İşaret parmağımı çeneme bastırdığımda 'Hmm' yaptım.

"Karamel ve vanilya!" dediğimde gözlerim kocaman açıldı. Bugün kendimi 6 yaşında gibi hissediyordum. "Bir de mavi olan var ya...Ondan"

Abim bana bakıp "O zaman ben de öyle alayım" dediğinde güldüğü için çıkan gamzesine parmağımı soktum. Kıkırdağımda "Lâl! Yapmasana!" deyip gülmüştü. "Bana ne, bana ne?" dediğimde parmağımla gamzesini oymaya devam ettim.

"Demek öyle ha?" deyip birden yere eğildi ve bacaklarımın arasına girip beni omzuna aldı. "Cezalısın güzel çiçek!" Dudaklarımdan küçük bir çığlık kaçtığında Yusuf abim bana dönüp "Sırf sevgilin kuş diye kuş gibi davranamazsın" dedi

"Bırak şu tavuğu ya" Ali abim mırıldandığında Hazar dönüp "O senin enişten olacak Ali Demir..." dedi ve kahkaha attı. "Lan! Sikerim öyle bir şey olursa!"

Hazar gülüp "Sen öyle san geçen gün iki arada bir derede Lâl'e evlenme teklif etti" dediğinde gözlerim kocaman açıldı. Öyle bir şey olmamıştı!

Ediz abimin adımları duraksadığında Safir abimin "Ne saçmalıyorsun?" dediğini duydum.

Babamın telefonu çaldığında babam telefonu açtı ve kaşlarını çatarak konulmaya başladı. Ailenin diğer üyeleri Hazar'ın açtığı gerçek olmayan mevzu ile sorular sorarken babamın suratının renginin gittiğini gördüm.

"Rasim...Ne oluyor?" annem babamın omzuna elini koyduğunda babam kireç gibi bir suratla yutkunup konuştu: "Hande...Ne o adamın ne de Lale'nin kızıymış...Küçükken Hazer'i kaçıran adamın öz kardeşiymiş"

...

Selam bebek❤️

Bölüm nasıldı? Eğlendin mi?

Sence bundan sonra ne olacak , sen ne görmek istersin?

Hande'nin Lâl'in üvey ailesinin de gerçek çocuğu olmadığına şaşırdın mı?

Alttaki kısıma bölümde onlar ile ilgili beğendiğin şeyleri yazarsan ve onlarla ilgili hangi sahneyi görmek istediğini yazarsan çok mutlu olurum...

Lâl?

Hazer?

Hazar?

Yusuf?

Sarp?

Safir?

Ali?

Ediz?

Umay ?

Rasim?

Kartal?

Seni seviyorum ❤️

Continue Reading

You'll Also Like

Yedi Metre By Nur

General Fiction

1.3K 137 50
Bana yaptıkların, yaşattıkların o kadar ağır şeylerdi ki; sustum, hatta sesimi dahi çıkarmayacağım konumlara sürüklendim ama artık bitti. Senin tanıd...
9.4K 65 35
güçlü kadınlar herdaim. kitap önerileri
1.2K 103 26
Kolumda bir sıcaklık hissettim . Beni kendi ile birlikte biri kolumdan tutup yere çekti ve üstüme kapaklandı bir şeyler söyleniyordu ,ama ben duymuyo...
695K 38.8K 77
Hayranı olduğunuz bir ünlünün nasılsa cevap vermeyeceğini düşünüp ona acılarınızdan bahsederseniz ama o mesajlarınızı görürse?