Apologize | Hyunlix

By zerabenn

143K 12.2K 40.8K

Hyunjin çocukluk arkadaşı Felix'den hoşlanıyordu. Felix ise Hyunjin'in abisinden hoşlanıyordu ve abisine yakl... More

Beginning
+
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27-28
29
30
31
Final

17

3.7K 328 2.4K
By zerabenn

"Hocam biri boğuluyor!"

Felix yüzeye çıktığında dalış gözlüğünü kafasına doğru çıkardığında Hyunjin yanında değildi. Boğulan kişi Hyunjin mi diye etrafında eli ayağı titreyerek dönüp bakmaya başladı.

Hyunjin'in diğer sağ tarafa doğru hızla yüzüğünü görünce birazcık nefes alabildi. Daha sonra Hyunjin'in arkasından yüzmeye başladı.

Herkes o tarafa doğru bakıyordu bir kaç kişi de oraya doğru yüzüyordu. Biraz ilerde olan el çırparak boğulduğu belli olan kişinin yanındaydı Hyunjin. İlk önce çırptığı elinden çekerek yüzeye doğru iyice çekti. Yüzü belli olduğunda bu Jennie'den başkası değildi.

Hyunjin onu yüzeyde rahat durması için yatırdı iki eliyle vücudunu sıkıca tuttu. Bir eli ayak ekleminde diğer eli boyun kısmındaydı. Ayaklarıyla yüzerek çok uzak olmayan karaya doğru yüzdü. Ayağı yere basmaya başlayınca hızla sudan çıktı ve Jennie'yi yere bıraktı. Gözleri kayıyor nefes alamıyordu. Elleri titremeye başladı ne yapacağını bilmiyordu.

"HOCAM!"

Hoca ve diğerleri yanında belirince hoca göğüsüne baskı yaptı. Yuttuğu su yüzünden hâlâ nefes alamıyordu.

"Sûni teneffüs yapılmalı."

Diyince hoca sûni teneffüs yapmak için yaklaştığında kafa kısmına yakın olan Hyunjin hiç düşünmeden dudaklarını Jennie'nin dudaklarına bastırıp nefesini verdi. Nefesi geri alıp bir süre hızlı hızlı yaptı. O hareketleriyle Jennie'nin boğazından sesler gelmeye başlayınca Hyunjin dudağından ayrıldı ve Jennie yuttuğu suları ağzından çıkardı.

Hyunjin gözleri yarım kapalı hâlâ gözleri kayıyor gibi olan Jennie'nin elini tutup

"Jennie beni duyuyor musun!"

Gözlerini hafifçe açıp nefesiyle kalkıp inen göğüsüyle elini sıktı. Sesli sesli nefes alıp veriyordu. Kendine geldikten sonra etrafında olan bir sürü kafayı fark etti ve boğazını tutarak doğrulmaya çalıştı. Beceremeyince geri yattı.

"Jennie kızım iyi misin!"

Kafasını sallayan Jennie ile herkes derin bir oh çekmişti. Denizden koşarak yeni çıkabilen Felix koşarak buraya geliyordu. Jennie o kadar çırpınmıştı ki gücü tükenmişti. Kıyıda oturup dalgayı izlemek istiyordu fakat dalga sert bir şekilde ona çarpıp içine çekmesiyle akıntıya kapılmıştı.

"Jennie'yi otele geri götürelim. Çocuklar biriniz Jennie'yi götürebilir mi?"

Hyunjin hocanın bu sözüyle başında olduğu Jennie'yi yine aynı şekilde bacak kıvrımı ve başından tutup kaldırdı.

"Götürüyorum hocam."

"Jennie!"

Felix aceleyle zar zor geldiği dalgalı denizden Jennie'nin olduğunu zor fark etmemişti. Hyunjin'in kucağında olan Jennie'ye dönerek sarkan elinden tuttu.

"Jennie iyi misin!"

"Hyunjin sayesinde iyi."

Diyen hocaya dönerken Hyunjin terliklerini giyinip kucağında olan Jennie'yle birlikte çok uzak olmayan otele doğru yol aldı.

"Hocam neler oluyor? Hyunjin nereye?"

Giden Hyunjin'in arkasından bakarken yanda olan öğrenciler Felix'e dönerek

"Boğuluyordu sevgili kuzenin."

"Nasıl oldu?"

"Merak etme bir şey olmadı. Kahraman Hyunjin kaslı kollarıyla koşarak Jennie'yi kucaklayıp dudaklarına yapıştı ahahaha."

"Puhahah belki de sûni teneffüs niyetiyle kaç zamandır istediği şeyi elde etmiştir kanka ."

"Aynen he ahahahahha."

"Ne saçmalıyorsunuz siz!"

"Olanı söylüyoruz bak."

Elinde biraz oyaladığı telefonu gülerek Felix'e gösterdiler. Hyunjin Jennie'ye tam da  sûni teneffüs yaptığı anda çekmişlerdi. Felix fotoğrafa bakınca garip hissetmişti. Bir şey diyemezdi ki kurtarmak için yapmıştı, her insanın yapabileceği gibi değil mi?

"Saçma yerlere vurmayı kesin! İnsan olduğu için hayatını kurtardı! Her insan bunu yapar! Sizin gibiler hariç."

"Ahaha emin misin? Normal sıradan bir kişi için o dalgaların arasından koşarak çıktı ve hiç düşünmeden dudaklarına yapıştı. Şimdi ise o kadar yolu yürüyerek Jennie'yi kucağında taşıyor."

"Çok sıradan şeyler ya bunlar olur öyle şeyler bence de sıkıntı etme sen ahahahah."

"Sizin ben-"

"Felix! Boşver onları gel sen." diyip kolundan tutarak Felix'i onların yanından ayırmaya çalışan Jisung ile birlikte onların yanından ayrılmıştı. Onlardan uzak Minho'nun yanına getirerek otutturdu.

"Sen onları takma bak biz varız."

"Gözlerin mi dolu senin? Bana üzüldüğünü söyleme sakın!"

Titrek sesiyle Felix yumruğunu sıkmaya ve dizlerini sallamaya başladı. Sinirden yanan gözlerini elleriyle ovaladı.

"Ha-Hayır sadece sinirlenince biraz gözlerim kızarıyor."

"Pekii."

"Haklı değil miyim ama? Jennie ve Hyunjin hakkında farklı şeyler düşünüyorlar. Jennie aramızda olan şeyleri biliyor böyle bir şey yapmaz zaten."

"Zaten öyle bir durum falan da yok çocuk insanlık edip hayatını kurtardı, bu aptallar iğrenç şeyler düşünüyor."

"Haklısın."

-----

Hyunjin otele girdiğinde kapıdakiler ona garip garip bakıyordu bunu önemsemiyordu çünkü zaten bugün yeteri kadar rezil olmuştu. Aşırı derece utanıyordu. Anlık eli ayağı titrediği için sûni teneffüs yapmıştı. Ama eğer yapmasaydı Jennie belki yaşıyor bile olmazdı. O yüzden buna değdiğini düşünüyordu.

Odanın kapısını dirseği ile açtıktan sonra Jennie'yi yatağına bırakmak için yatağa yaklaştı ve yavaşça uyuyan Jennie'yi yatağına bıraktı. Kafasını yastığa koyarken Jennie'nin gözleri açıldı. Hyunjin ellerini yavaşça çekerken Jennie ile göz göze geldi. Sanırım fazla yakınlardı.

Bundan rahatsız olan Hyunjin onu bırakıp odadan çıkacakken kolunda hissettiği el ile arkasına döndü.

"Teşekkür ederim Hyunjin."

-------

Odada daha fazla durmak istemediği için aşağıda resepsiyondaki koltuklarda oturup telefon oynuyordu. Biraz sonra gelen öğrencilerle göz göze geldi. Hoca Hyunjin'in yanına doğru gelip

"Jennie iyi mi yavrum?"

"İyi hocam."

"Ohh, iyi tamam."

Hoca kendi odasına ve diğerleri de odalara dağılınca Hyunjin yine resepsiyonda telefon oynuyordu. Felix elinde olan eşyalarıyla odaya geçmek yerine Hyunjin'i izliyordu ve daha sonra yanına gelip karşı tarafındaki koltuğa yorgunlukla oturdu.

"Ahh, neler oldu bugün böyle ya."

"Evet cidden ilk günden olay çıktı."

"Teşekkür ederim Hyunjin sen olmasan Jennie kötü durumda olabilirdi."

"Rica ederim."

"Şey, odaya gelmiyor musun?"

"Yok burada oturacağım."

"Pekii yemekte görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz."

Diyince Felix odasına doğru çıktı Hyunjin ise odaya gitmek istiyordu fakat Jennie ile olanlardan sonra utanıyor ve konuşmak bile istemiyordu. Felix odaya girdiğinde Jennie oturmuş telefonla uğraşırken duşa girdi.

---

Hyunjin sıkıntıdan telefona dalmış giderken bir anda yanında beliren Jennie ile şaşkınlığa uğradı. Jennie ayaktayken ona bakıp seslendi.

"Hyunjin."

"Burada ne yapıyorsun."

"Telefon oynuyordum öyle sıkıldım biraz da."

"Bende çok sıkıldım ya dışarı gidelim mi?"

"Ne, nereye?"

"Yemek yemeye, çünkü bu akşam ki menü de et var sevmiyorum da birlikte şu yakındaki yere gidelim."

"Ne diyeceğim şimdi ben." Diye içinden geçiren Hyunjin strese girdi ve Felix'i bahane etmeyi seçenek buldu.

"Şey Felix gelecek mi?"

"Kitap okuyor o söylemedim ama istemez herhalde."

"İstemez doğru ya..."

"Efendim bir şey mi dedin?"

"Ah, yok hayır! Cüzdanım yanımda değil alıp geliyorum bekle."

"Hayır almanı istemiyorum."

"Öyle şey olur mu Jen."

"Bugünün adına sana ısmarlamak istiyorum."

"Ah Jennie! Olur mu öyle şey ya."

Diyip odaya yönelicekken Jennie hızla Hyunjin'in kolundan tuttu. Tuttuğu kolla Hyunjin ile göz göze gelmişlerdi gücü onu çekmeye yetmeyeceği için koluna girip çıkışa doğru yürümeye çalıştı. Koluna girmesinin şokuyla kendini ona bırakan Hyunjin ile otelden ayrıldılar.

Geldikleri yer çok yakın bir yerdi hemen yüz metre uzaklıkta karşı taraftaydı. Hâlâ onun kolunda olan Jennie'den rahatsız olsa da belli etmedi. Çünkü bugün olanlardan sonra yanlış anlaşılmaktan korkuyordu.

İçeri girdiklerinde iki sandalyeli masaya oturdular. Sipariş beklerken telefonla uğraşıyorlarken çok fazla kimse olmadığı için sipariş hızla geldi. Sipariş gelince Jennie elinde olan telefonuyla kamerayı açtı.

"Hyunjin."

"Bana baksana bi."

"Ne, niye ki."

"Çok şirin duruyorsun."

Diyip telefonuyla poz vermekten utanan Hyunjin'i çekti. Telefona bakıp gülmeye başlayan Jennie'ye karşı gülerek yüzünü kapatan Hyunjin'e fotoğrafı gösterdi. Telefonu yerine koyup yemeğe başladılar.

----

Yemeği yedikten sonra yakında olan otele gidecekken sağ tarafta kalabalık bir yer vardı ve mis gibi bir koku geliyordu.

"Ahh, ne kokuyor böyle!"

"Yan tarafta pazara benzer bir yer var sanırım oradan geliyor."

"Hyunjin beni beş dakika burada bekler misin merak ediyorum da bakıp geleceğim."

"Tabii."

Koluna verdiği hırkasıyla birlikte koşarak merak ettiği o kalabalığa ilerledi. Pazara benzer bir yerdi fakat küçük küçük seyyarlar vardı. Gelen koku bardak mısır idi. Kokunun sahibini bulunca iki bardak mısır alıp onu bekleyen Hyunjin'in yanına geldi. Hyunjin elindekilere bakınca Jennie ona verdiği hırkasını alıp mısırı ona uzattı.

"Ahhh Jennie, bana almana gerek yoktu ki."

"Olsun ya yiyene kadar şu sahili dolaşırız."

"Tamam o zaman."

Ellerindeki mısırlarla sahili geziyorlardı. Hyunjin ne kadar huzursuz olsada denizin sesi ona rahat ol diyordu. Rahatlatıcı o dalga sesini dinlerken Jennie Hyunjin'e dönerek

"Hyunjin beni burada çeker misin?"

Eline verdiği telefonla Hyunjin bir kaç fotoğrafını çekti. Daha sonra eline alıp gülümseyerek teşekkür etti. Kamerayı ona doğru yönelince

"Hyunjin gelsene sende şu tarafta dur seni de çekeyim."

"Yok Jennie ben istemiyorum."

"Hadi ama!'

Diyince Hyunjin o kadar stresin altından hafifçe gülümsedi.

Mısırları bitince otele doğru yol aldılar.

"Hyunjin yarın da şu tam gezemediğimiz mısırcının civarındaki yerlere gidelim olur mu?"

"Hı hı.."

Jennie Hyunjin telefonuyla ilgilenince o da yolda telefonunu alıp çekildiği fotoğrafları geziyordu ve otele yaklaştıklarında

"Jennie bir Instagram gönderisi paylaştı."

@|JennieRub

@JennieRub: Nice Day 🌊😋 with @HwangHyun

Min-Ji: Oha ne ara

Changbin: Ne

Minho: Olm insan haber verir be biz burda hocanın istediği menuden yiyoz

----------

Otel odasına girdiklerinde çektiği fotoğrafa gülüyorlardı gülerken odaya girdiklerinde başını tutan bir Felix vardı.
Jennie yanındaki Hyunjin'e çok kısık bir sesle "Bu güzel gün için teşekkür ederim." Diyip lavaboya doğru gitti.

Lavabo dolu olduğu için Hyunjin otelin lavabosuna doğru ilerledi.

Jennie lavabodan çıkınca ayakta olup elini beline koymuş ayaklarını stresle yere vuran Felix ile karşılaştı. Lavabonun kapısını kapatıp Felix'in garip yüzüne anlamsız bir bakış attı.

"Jennie sen ne yapmaya çalışıyorsun!"

Bir anda yükselmesine şaşıran Jennie ona sinirlenmişti. Ne yapmış olabilirdi ki bu kadar bağıracak.

"Jennie sana diyorum!"

"Ne yapmışım ya!"

"Bunlar ne bu fotoğraflar ne! Sen bana hiç bir şey bile söylemeden,  Hyunjin ile ne yapmaya çalışıyorsun!"

"Bir dakika bir dakika? Sana haber vermek? Anlayamadım? Tamam yeni olabilirim burada ama sende burda yenisin bir farkımız yok? Hoca zaten burada yakın olan yerlere izin veriyor sana ne oluyor?"

"Jennie saçmalama! Ben onu mu diyorum! Hyunjin ile restoranta gitmek, sahile çıkmak ne demek! Olanları bilmiyor musun?"

"Evet, biliyorum? Ama hâla bu kadar bağıracak ve olay çıkaracak bir şey olduğunu düşünmüyorum."

"Bak Jennie, farz et ki o benim eski sevgilimdi. Tamam mı?"

"Ama değil."

"O senin hiç bir şeyin değil Felix."

----------------------------------

Bölümdeki şu Jen Hyun yerlerini kuscaktim yazarken ya

Bir sürü bu Fic'in bölümleri için edit yaptım ama 5 günlük keşfet engeli yedim ya atamıyorum şuan aglicam mecbur bölümler geçtikten sonra izleyeceksiniz offf :(

Jennie hakkında ne düşünüyorsunuz? Haklı mı?

Continue Reading

You'll Also Like

13.9K 1.2K 24
Her gece boyu uyumayıp internette dolaşan Chris yine bir gece internette yeni biriyle tanışır,tabi o zamanlar hayatında kocaman değişikliklerin oluca...
8.2K 818 26
Herşey Hyunjin'in balkonuna düşen Felix'in eteğiyle başladı...
15.3K 1.6K 50
Dansın ve müziğin yasak olduğu bir krallıkta Prens Hwang Hyunjin kral olan babasının tüm emirlerine karşı gelerek gizli gizli dans ediyordu bir gün...
4K 588 10
"Selam Komiser." Onun sesini duymamla hızla ayağa kalktım. "Neredesin Bang?" "Ne o? Özledin mi beni?" Göz devirdim. "Kes sesini. Neredesin?" "Seni gö...