Okul saatine 1saat kala uyanmıştık.
Rutin işlerimi yaptıktan sonra Buse ile beraber Dilara'nın hazırladığı kahvaltıya indik.
Dilara bizi görünce "günaydın,erkencisiniz. Hadi beni heyecandan uyku tutmadı siz niye bir saat kala uyandınız?" dedi.
Buse hemen atıldı
"Bende heyecandan uyuyamadım" dedi.
Ben susma hakkımı kullanıp kahvaltıma devam ettim.
Kahvaltıdan sonra odaya çıkıp hazırlanmaya başladım. Okulun forması varsa bile bize verilmemişti. O yüzden serbest kıyafet ile gidecektik.
Ben,orası bir kolej olduğu için biraz resmi gitmek istedim ve siyah mini eteğin üzerine beyaz bir gömlek giydim. Saçlarım uzundu,düzleştirip serbest bıraktım. Diğerleride hazırlandıktan sonra yola çıktık.
Yol boyunca sustuk. Ben de kendimi düşüncelere bırakmıştım zaten. Yaklaşık 15 dakika sonra okulun önüne gelmiştik.
Okul dışında sigara içenler,erkeklerin dibine düşecek gibi hareketler yapan kızlar ve bundan memnun olan erkekler...
Tekrar okulun ismine baktım.
"DEMİRKAN KOLEJİ"
Sıkıntıyla nefes alıp verdim ve yürümeye başladık. Bakışlarımızdan belliydi ki bu okulu pek sevmedik.
Önceden sınıflarımızı ayarladığımız için Dilara 10/A sınıfına yol aldı. Vedalaşıp,Buse ile beraber en üst kata 11/C sınıfına geçtik. Cam kenarında en arka sıranın bir ön sırasına geçmiştik.
Sınıfta bizimle beraber toplasan 10 kişi yoktu fakat yavaş yavaş geliyorlardı. Kahkaha sesi duyduğumuzda o yöne baktık Buse ile.
Bir kız yanındaki kıza bize bakarak birşey söylemişti ve yeniden kahkaha atmıştı.
Buse bana dönüp
"Kanka bu kız bize mi gülüyor?" dedi.
Anlarız şimdi diyip sıradan kalkıp o kızın yanına gittim.
"Sorun nedir kızlar?" diyip iki elimi masanın üzerine koydum.
"İlk gün için fazla iddialı giyinmişsiniz ona güldük tatlım" deyip gıcık bir tebessüm etti.
"Haklısın,biz iddialı olmayı severiz. Düşünsene iddialı olmasaydım senin gibi görünecektim" diyip göz kırptım.
Arkadan bir kahkaha yükseldi. Buse'ydi. Bende güldüm ve kıza baktığımda ciddi anlamda mal gibi kalmıştı.
Sınıf iyice kalabalık olmuştu ders zili çalmıştı. Yerime geçtiğimde Buse
"Kanka,ne mal ettin be kızı" diyip gülümsedi.
"Böyle devam ederlerse bu daha hiçbirşey beni biliyosun yavru" dedim
Oda tekrar gülüp önüne döndü ve sınıfın kapısı açıldı.
İlk ders Edebiyat.
185 boylarında gözlüklü zayıf bir erkek girmişti içeri. Şansa bak,kolejde okuyorsan hocaların bile yakışıklı oluyor.
Klasik tanışma merasimi başlamıştı. Adının Kenan olduğunu öğrendiğim hoca bize dönüp
"Bu sınıfı hep tanıyorum gecen seneden ama siz yenisiniz sanırım kızlar. Tanıtım bakalım kendinizi" dedi
Buse ayağa kalkıp kendini tanıttıktan sonra ben kalktım. Tam başlayacaktım ki kapı açıldı. İçeri 3 tane erkek girdi.
Kenan Hoca
"Dur kızım sen" diyip devam etti.
"Neredesiniz siz ders başlayalı 10 dakika oldu" dedi.
Ortada duran,uzun boylu, esmer ve bi hayli çatık kaşlı olan çocuk konuştu.
"Ee yani hoca? Geldik işte ilk günden gerilmek istemeyiz bence" diyip hafif sırıttı elleri cebindeyken.
Yanındaki çocuk
"Halil haklı hocam bence dimi" dedi ve Halil denen kişinin koluna hafifçe dokundu. En arkadaki çocuk konuşmadı. Hoca geçin yerinize dedikten sonra bana tekrar söz hakkı verdi.
İlk günden ders işletmedi. Bizde Buse ile sohbet etmeye başladık. Yanımıza bir kız geldi ve " kayar mısınız?" dedi sevecenlikle.
Adının Zeynep olduğunu söyledi bizimle tanıştıktan sonra sınıftaki kişileri anlatmaya başladı.
"Bakın şu sarışın olan kız Selin sınıfın en kaşar kızıdır" diyip benim tartıştığım kızı gösterdi.
"Onun yakındaki kız en yakın arkadaşı Esra. O da aynı bok" diyip güldü bizi de güldürdü. O sırada arkadan bir ses
"Sessiz olun biraz çocuk parkı değil burası" dedi. Bu Halil'di
"Çocuk parkının neresi olduğunu biliyorum gel götüreyim seni de bir daha boş boş mızmızlanma bize" dedim.
O sırada ayağa kalktı bende kalktım Zeynep kolumu tutup oturttu beni. Sınıf hoca dahil bizi izliyordu.
"Çenenin yayına sahip çık fena yaparım seni" dedi Halil.
"Bir ara hatırlatta güleyim" dedim. Çenesi kasılmış gözleri koyulaşmıştı. Önüme dönüp kızlarla sohbete devam ettim.
Zeynep
"Derya delirdin mi? Halil ile nasıl tartışırsın?" dedi
Buse
"Kimmiş o ya Allah Allah!" dedi
"Halil bu okulun en belalı ,en psikopati benden tavsiye uzak durun" dedi.
"O kadar psikopatsa gitsin mafya olsun" dedim.
O sırada zil çaldı ve Buse ile kantine indik. Dilara da yanımıza gelmişti. Tam karşımızda Halil ve arkadaşları vardı. Zeynep, Sarışın olan erkeğin adı Burak diğer beyaz tenli olan kişinin adı ise Metehan demişti.
Dik dik Halil'e bakıyordum. Buse gidip üçümüze kahve almıştı. Kantinin girişinde Selin ve Esra belirdi. Direk olarak Halil'in masasına oturdular. Bakışlarımı bizim kızlara yönelttim ve Dilara'ya
"Nasıldı ilk ders?" dedim
"İyiydi ben beğendim sınıfımdakiler sıkıntı tipler değil. Sizin sınıf nasıl?"
"Bizim sınıfta da hiç sıkıntı tipler yok" deyip karşı masaya baktım ardından Buse'ye bakıp göz kırptım gülerek.
Buse piçlik yaptığımı bildiğimden
"Tabi canım hiç yok" diyip güldü.
Dilara bize anlamamış gibi baktığında göz devirip kahvemi içtim.
Zil çaldığında sınıfa çıkarken birisi kolumu tuttu. Dönüp baktığımda sınıfta ki Emir'di. Zeynep sağolsun tanıtmıştı hepsini bir derste.
"Ne oldu?" dedim. Buse sınıfa gitmişti çoktan.
"Merhaba Derya. Eee şey Emir ben. Müsaitsen okul çıkışı konuşabilir miyiz?" dedi.
Ben cevap verecekken birisi "konuşamaz" dedi.
Ah tabi ki Halil. Bela olacak ya başıma.
"Konuşabiliriz tabii ki" dedim. O da teşekkür edip yanımdan gitti.
Halil hışımla yanıma geldi.
"Sana konuşamazsnız dedim!" diyip bağırdı.
"Hangi sıfatla?" diyip koşarak sınıfa gittim.
Oda sınıfa girdiğinde ardından hoca gelmişti. Şuan hiç ders çekecek halim yoktu ve basımı sıraya koyup gözlerimi kapattım.
Gözlerimi açtığımda son derse girdiğimizi öğrendim Buse'den.
"Niye uyandırmadın?"dedim
"Çok güzel uyuyordun kıyamadım"dedi
"Buse doğru söyle bana aşık mısın?"
"Deliler gibi kankacığım"
Siktir diyip gülmeye başladım oda aynı şekilde.
Gözlerim arkaya kaydığında Halil'in bana baktığını gördüm ama hiç aldırmadan Emir'e baktım.
Bana bu son ders,dersten sonra konuşalım anlamında hareketler yapıyordu bende okeyledim. Buse koluma cimcik attığında "Ahh napıyosun kanka ya" dedim
"Kim o çocuk kız" dedi.
"Benimle çıkışta birşey konuşmak istediğini söyledi sadece" dedim
Buse "oooo" diyerek piç Piç güldü.
"Konuşamayacaklar" dedi yine arkadan öküz diye isim taktığım Halil kişisi.
"Sen işine bak" dedim.
Zil çaldığında Dilara'yı da alıp çıkışa geçtik. Emir geldiğinde "kızlar siz gidin ben yetişirim size" dedim.
Sonra Emir'e
"Efendim Emir ne konuşacağız?" dedim.
Emir kolumu hafifçe tutarak gel yürüyerek konuşalım hem kızlarla aranda mesafe kalmamış olur"dedi.
O sırada "Emir!!!" diye bir bağırma sesi geldi. Halil ve arkadaşları yanımıza yaklaşırken
"Emir!!! O eli o koldan çek. O el yanlış yerde " diyip Emir'i itti.
Emir sinirlenmişti.
"Halil bak işine kardeşim kızla birşey konuşacağım burada" dedikten sonra
"Emir sonra konusuruz şimdi tatsızlık çıkmasın" dedim.
O tamam deyip yanımızdan gittiğinde Halil'e
"Ya sen kimsin de karışıyorsun bana seni tanımam etmem karışma bana" diye bağırdım. Psikopat olması benim umrumda olan bir konu değildi.
"Gösteririm sana kim olduğumu, bir değerin olduğundan değil,yenisin burada Emir tekin biri değil o yüzden karıştım" diyerek bağırdı.
Halil'e yaklaşıp "Emin ol senden daha tekin biridir" dedim sinirli ama hafif bir sesle...
O an birşey oldu. Gözlerimi Halil'e diktiğimde omuzları düşmüştü ve bakışlarında sanki bana dair hayal kırıklığı vardı. Metehan denen arkadaşı onu kolundan tutup "gidelim abi" dedi. Ama sanki o benim söylediğim lafta takılı kalmış adım atamıyor gibiydi.
Artık bu laftan sonra peşimden gelmez diye evin yolunu tuttum.
Kafam allak bullaktı ilk günden ve müziğe ihtiyacım vardı. Eve geldiğimde yemek yiyip odama geçtim ve bugün olanları düşünerek bir şarkı açtım (medyada).
Gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.
İlk günden böyleyse diğer günler de daha çok çekecektim bu kolejden belliydi...
.....
Merhaba değerli okuyucum. Kitabımı beğendiysen oy ve yorum yapıp destek olur musun? Kütüphanene eklemeyi unutma olur mu? Sizleri seviyorum keyifli günler :)