Ilk önce bizimkilerin kıyafetlerini göstereyim de ona göre hayal ederek okuyun^_^
Ve küçük bir not^^ Bu bölüm ilk sahne aldıkları gün olacak.
Sahneye az kalmıştı ve son olarakta benim makyajım yapılacaktı.
Joon'a yüzümü ve göz altlarımı kapatmasını, kaşlarımı biraz belirginleştirmesini ve de kirpiklerime bir şeyler yapmasına izin verdiğimi söyledim. O da gülümseyerek ilk önce fondoteni yüzüme dağıtarak yaydı. Fondoteni iyice yedirtikten sonra göz altlarımı da kapattı. Bense bu süreç içerisinde gözlerimi kapatmış ve başımı makyaj sandalyesindeki kafa kısmına dayadım. Kaşlarımda hissettiğim fırça darbeleri gülümsetmişti beni ve bir kaç dakika sonra ise markayı hissetmiştim.
"Bitti hyung kalkabilirsin."
Gözlerimi açarak Joon'a baktım.
"Teşekkürler Joon."
Karşımda lipsticklerden birini seçmeye çalışan Joon'a seslsndiğimde burdan bile belli olan gülümsemesiyle bana döndü.
"Ne demek, sen nasıl rahat edersen ona göre hazırlarım seni ben hyung. Işim bu benim."
Ona kocaman gülümsedikten sonra karşımdaki aynadan kendime baktım. Dehşet gibiydim. Joon'un bana uzattığı kirazlı lipsticki alıp dudaklarımı nemlendirdim. Işim bittiği için sandalyeden kalktım.
"Tekrar teşekkürler minik Cruella."
Ona taktığım isimle gülmüş ve şans dilemişti. Ben de gülerek makyaj odasından çıktım ve arka sahneye, diğerlerinin yanına ilerledim.
"Yeosang sen yerine geçebilirsin. Ben ilk önce konuşarak tek tek sizi tanıtacağım ve bu esnada sizin üzerinize kendinize ait ışıklar düşecek tamam mı?"
"Tamam hyung."
Kendi yerime, yani baterimin koltuğuna oturdum ve bagetleri elime aldım. Rahat bir pozisyonda oturarak beklemeye başladım. Bu esnada da etrafı gözlemliyordum.
Hongjoong hyung mikrofonunu hazırlarken Seonghwa hyung ona arkasından sarılıp sakinleştirmek için boynunu öpüyordu. Gözlerim istemsizce siyah saçlı olana gittiğinde gitarını düzeltiyordu. Bugün bilmem kaçıncı kez onu süzdüm bilmiyorum ama yine göğüs dekoltesine geldiğimde derin bir nefes verdim. Hongjoong hyung yakmıştı beni resmen...
Küçük bir sesten sonra başlayacağımızı işaret etmiş ve perdeleri açması için Seonghwa hyungu göndermişti Hong hyung.
Şuan seyirciler sadece Hongjoong hyungu görüyorlardı. Mavi, simli saçları göz alırken üzerindeki siyah korse ve siyah gömlek can alıcı şekilde güzeldi. Pileli ve mavi-siyah çizgili eteği ise resmen onun için yaratılmıştı. Bacağını saran siyah pileli çoraplar ve parlayan deri botlarla açılışı yapmıştı.
"Merhabalar. Ilk kez sahne aldığım söylenemez ama ilk kez böyle bir yerde, güzel bir grupla sizi eğlendireceğim. BB grubunun ana solisti Kim Hongjoong yani ben, gitarist ve yan solist Park Seonghwa."
Ve Seonghwa hyung'un olduğu yer tamamen kırmızı ışıkla kaplanmıştı.
Tamamen siyah görünümü herkesi korkutsa da asla öyle birisi değildi. Siyah uzun saçları ıslatılmış ve jolelenmişti. Siyah ceketi ve içine giydiği tül çok hoş görünüyordu. Klasik olarak da altına kumaş siyah bir pantolon giymişti.
"Ve asıl gitaristimiz Jung Wooyoung!"
Gözlerim zaten ondan ayrılmadığı için bir çaba sarf etmeden onu izledim. Karanlığın en derinlerindeyken birden üzerine düşen mor ışıkla kutsanmış hissettim. Hayır, cidden kutsanmış hissettim. Giydiği tek bir şey vardı o da ceket. Ceketin ilk üçü düğmeliydi ve bu da göğüs dekoltesinin çok açık olması demekti. Köprücük kemiği ap açık ortadayken ergen düşüncelerim aklımdan bir türlü gitmiyordu. Siyah ve sarı karışın saçları tıpkı Hwa hyung gibi ıslatılmıştı ama çok değildi.
Hele ki boynundaki zincirler kafa bırakmıyordu bende. Zincirleri tutup çekerek öpsem ne kadar güzel olurdu. Ya da o zincirlerle beni bağlayıp yüz yıl kölesi bile yapabilir. Gıkım çıkmaz.
Kendime hakim olmayı deneyerek kendime sıra gelmesini bekledim.
"Ve son olarak bateristimiz Kang Yeosang!"
Kendi üzerime düşen yeşil ışıkla gülümsedim ve dinleyicilere baktım.
"Ve şimdi izninizle ilk şarkımıza geçmek istiyoruz."
Mavi saçlarını gerihe atarak mikrofonu ayarladı. Bana döndüğünde gülümseyerek bagetleri birbirine çarptım ve başlamasını bekledim.
"Show me how to lie
You're getting better all the time
And turning all against the one
Is an art that's hard to teach"
Hongjoong hyungun güzel sesi herkesi mest ederken hepimiz mutluyduk.
"Another clever word
Sets off an unsuspecting herd
And as you step back into line
A mob jumps to their feet"
Hongjoong hyunga bir de Seonghwa hyung katıldığında mekandaki herkes coşmuştu. Ben de gaza gelerek köklemeye başladım. Sert vuruşlarım davulu delecek gibi olsa da sağlamdı benim güzelim.
"Now dance, fucker, dance,
Man, he never had a chance
And no one even knew
it was really only you"
Hongjoong hyung susup Seonghwa hyung vokalini ortaya atmıştı.
"And now you steal away
Take him out today
Nice work you did
You're gonna go far, kid"
"With a thousand lies and a good disguise
Hit 'em right between the eyes
Hit 'em right between the eyes
When you walk away, nothing more to say
See the lightning in your eyes
See 'em running for their lives"
"Slowly out of lin
And drifting closer in your sight
So play it out, I'm wide awake
It's a scene about me
There's something in your way
And now someone is gonna pay
And if you can't get what you want
well, it's all because of me"
Arada beraber söylüyorlar bazen de vokal kısımda Hwa hyung, diğer kısımlarda da Hong hyung söylüyordu.
"Now dance, fucker, dance
Man, I never had a chance
And no one even knew
It was really only you
And now you'll lead the way
Show the light of day
Nice work you did
You're gonna go far, kid
Trust deceived"
"With a thousand lies and a good disguise
Hit 'em right between the eyes
Hit 'em right between the eyes
When you walk away, nothing more to say
See the lightning in your eyes
See 'em running for their lives"
Son kısıma geldiklerinde Seonghwa hyung minik bir tınıda söyledi.
"Now dance, fucker, dance
He never had a chance
And no one even knew
It was really only you
So dance, fucker, dance
I never had a chance
It was really only you"
Ardından ise Hongjoong hyung en gür sesi ile devam ettirmişti.
"With a thousand lies and a good disguise
Hit 'em right between the eyes
Hit 'em right between the eyes
When you walk away, nothing more to say
See the lightning in your eyes
See 'em running for their lives"
Son kısmı ise beraber bitirmsk istemişlerdi.
"Clever alibis, Lord of the Flies
Hit 'em right between the eyes
Hit 'em right between the eyes
When you walk away, nothing more to say
See the lightning in your eyes
See 'em running for their lives..."
Ve son olarakta bir kaç vuruş yapıp bitirmiştim.