Mükemmel Hikayeler

Huriye_grbz által

15.9K 14K 1.5K

Hikayeleri internetten okuduğum kitaplardan araştırıp buldum eğlence ders verme ve güzel vakit geçirme amaçl... Több

Deniz yıldızı
Akrep
Namaz kılan Asker
ÜZGÜN PALYAÇO
Kurabiye Hırsızı
TUZLU KAHVE (Richard Fawler)
Ben Onu Tanıyorum
Düsündürecek bir olay...
Bir Kırlangıç Hikayesi
Bebek ve Kadın
Babamı İstiyorum
Hayallerinizden Sıfır Aldınız Mı?
ÜÇ İHTİYAR
HER ŞEYDE BİR HAYIR VARDIR
Kusur Bizde Olabilir
DERİN SIR
Annenin Fedakarlığı
Ücreti Ne Kadar?
Baba Oğul Dostluk Hikayesi
Sevgiliye Son Mektup
Mevlana ve Sarhoş
İKİ KARDEŞ
Köpek ile Tavuk
Sevdiklerini İhmal Eden Adam
Rızkın Mecburiyeti
Dünya kalıcı değil
"SATILIK ANNE VE BABA"
Kilitli Kapılar
Kuyruk Acısı
Habil İle Kabil
YOKSUL MAHALLE ÇOCUKLARI
Romeo Ve Juliet
AŞK GÜL BAHÇESİ
KİMSEYE ANLATMA
BALONCU
TAŞ ATAN ÇOCUK
İKİZ KARDEŞLERİN HAYATI
Karınca ve Hz İbrahim Hikayesi
GÖL OLMAK
ZENGİNLİK VE FAKİRLİK
CAHİLLİK VE BİLGELİK ATEŞİ
VAZODAKİ ELMA
YOLUNA TAŞ KOYMAK
HAYATTA FARK YARATMAK
YAŞLI MARANGOZUN HİKAYESİ
HAYAT DERSİ
UÇAK KAZASI
700 YILLIK ÖĞÜT
AVUCUNUZDAKİ KELEBEK
SEVGİ NEDİR?
KAHVENİN TADINI ÇIKARMAYI UNUTMA
Mücadele
EDİSON
EN İYİSİ
ÖN YARGILARIMIZ
SİNİRLENMEK
SERÇE VE GÖÇMEN KUŞ
MELEK
ARKADAŞ
Vicdan Doktoru
BİR KERECİK "Seni seviyorum" DESEYDİ
BİR ÇİFT GÖZ
Aşk Beklemeye Gelmez
GENÇ HAKİM
İsimsiz Melek
Aşk, Nefret, His ve Bilgi Beraber Yolculuktalar
"Dünyanın En Cimri Kadını"
Kul Hakkı
Ateist Gencin Hikâyesi
Hayat Bir İmtihan
Mutlu Prens
BABA AÇ GÖZÜNÜ!
BAYAT EKMEK
"Özgürlüğünü Arayan Çocuk"
Anneler Muhteşemdir
"Ekşi Yüzlünün Balı"
"KARMAŞA"
Gerçek Hikaye
Ağlamaktan Kör Olan Kız
"KAPAN"
Stephen Hawking Başarı Öyküsü
"HİÇ ÜŞÜMEDİM..."
"BAŞARDIM..."
"Kolye"
"KARPUZ..."
"Bir Düş Müydü?"
"Ben Çocuğum"
Gerçek Aile
"Vicdan"
Bir Kaç Saatlik Dost Hikayesi
Kibirli Fare İle Sabırlı Deve
"Mutlu Olmanın Hikayesi"
"Kayayı İtebilmek"
"Bir Güneşli Sabah"
"Hastalık"
Güzel Bir Hikaye
En İyi Ben Olmalıyım
TEMİNAT
Uyku
Ayna
Kayıp kasaba
YALANLA KURULAN DÜNYA
Hayatın içinden
Tevazu Üzerine Hikaye
Gül Kız
Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler
İyilik Vakti
Çocuktan Al Haberi
Sobadaki Hikmet
Üç Sual ve Bir Cevap
En Önemli An, En Önemli Kişi, En Önemli İş...
Kazdığı Kuyuya Düşen Genç
Allah İşini Bilir
İhtiyar Adam
Tılsım ve İlaç
Ölecek miyim?
Terzi
Affetmemenin Dayanılmaz Ağırlığı
Uçuş Gücü
Ayakkabılar
Dürüstlük çiçeği
Sen Hiç Deniz Gördün mü?
Taburcu Olurken
"Korku"
"Her zaman Şükretmesini Bilmeliyiz"
Önce Kendisi Mahvoldu
"Evlat Edindiğimiz Oğlumuz"
"YOK BÖYLE BİR KAYNANA"
"Sus Payı"
Mantık Bize Ne Öğretir Hocam
Sevgi Çeşitleri - Masumi Toyotome
ÇOK İYİ FİKİR
Kanadı Kırık Kuş ve Peygamber
KÜÇÜK EVLİYA
AYYAŞ İHTİYAR VE ÇOBANIN DUASI
Aşk ve Kum Taneleri
Limon Ağacı
Asla Yalan Söyleme
Rabbini Arayan Çocuk
Padişah ve kızın diyologu
Bir Yudum Sevgi
Öğretmen
Gülümseme
Mektup Arkadaşı
Bir Bardak Sütün Hatırı
Kahve patates yumurta
Akıl Okulu
MOTİVASYON HİKAYESİ
DERVİŞ KAŞIKLARI
İYİLİK VE KÖTÜLÜK
BALTAYI BİLEMEK
İlim Öğrenmek İsteyen Gencin Hikâyesi
İnkarcı Doktor
IŞIĞI YAYMAK
Gercek Dost
Menekşe Hikayesi
Bakkala giden çocuk
"Allah'ın İşi İşte"
HIRSIZIN BÖYLESİ..
"Değişim"
Evlilik ve Aşk Masalı
ÇİVİLİ TAHTA
Seccadeye Sarılan Şehit
(Çöp Tenekesi)
KÜÇÜK BİR HİKAYE
Engelli Askerin Ağlatan Hikayesi
Kaybolan 33 Yıl
İyi ki Vardın Sevgili Dostum
Kır Çiçeği
Bakış Açınızı Değiştirip Başarıya Götürecek Mükemmel Bir Hikaye
Kıyamet (Kısa Öykü)
Tembel Ama Zeki Öğrenci
Gerçek Düşman
"Beyaz Düşler"
Eski bir çorabı bile götüremedim
Mavi Kurdele
"Soğan Hırsızı"
Dilenci Sandığımız Dede
"İncir Ağacı"
Ölenle Ölünmüyor da Kalanla Yaşanmıyor
KİM DAHA CÖMERT...
AHMAKTAN KAÇIYORUM!
Aşk tam da böyle bir şeydir
KOZADAKİ KELEBEK HİKAYESİ
Ömür Ezanla Namaz Arası Kadar
Hayat Ertelenmeye Gelmez...
Su ve Çiçek
Sihirli Keman

Mutsuz Ve Kusursuz Çocuk

64 59 3
Huriye_grbz által

Yıl 2286

Çocuk yerinden kalktı. Bedeninin organik yerleri hâlâ sızlıyordu. Doğrulmaya çalıştı. Gerisingeri yere düştü. Gözyaşları gözüne hücum etti. Geçen hafta parmaklarına yapılan eklentiler, bu sefer de bacaklarına yapılmıştı. Okulda başarılı olamadığı her ders için bedenine başka bir eklenti yapılıyordu. İlk anda bedeninin organik kalan kısımları bu işleme direniyordu. Verilen morfine rağmen ağrısı müthişti. Bazen buna dayanamayacağını hissediyordu. Ama bu işlemi bedeni hele bir kabullensin; o da arkadaşları gibi çok başarılı olacak ve ailesi onunla gurur duyacaktı.

Bu seferki operasyon bacaklarına yapılmıştı. Koşu takımındaydı. Diğer dâhil olduğu sayısız takımda olduğu gibi bu işte de geride kalmıştı. Mükemmeliyetçi annesi hemen bu işin icabına bakmıştı:

"Daha işlevsel bacaklar takılacak sana," dedi annesi.

"Anne istemiyorum. Canım çok acıyor!" diyebildi.

"Mızmızlanmayı bırak, o meta-insan okuluna kaç para döküyoruz biliyor musun? Başarılı olamayacaksan normal bir okula alalım seni, sürün dur."

"Anne sadece top oynamak istiyorum."

"Bu bacaklarla çok daha iyi bir şekilde oynayacaksın merak etme. Parmakların nasıl? Küçük kas gelişiminde geri kaldığın için beş yaşında yaptırdığımız eklentileri yenilememiz gerekiyordu. Ağrıyor diyordun ama cüzdan boşaltan işlemler bunlar. Rahat kullanabiliyor musun bari parmaklarını?"

"Evet, anne iyi!"

Meta-insan olmayı hiç istemiyordu. Arkadaşları daha başarılı ama daha az robot görünüyorlardı. Fakat onun hemen hemen her sene bir parçası değişiyor ve giderek daha çok robota benziyordu. Aslında bu durum meta-insan okulunda gayet havalı bir şeydi. Ama koşu takımında daha hızlı koşması için yapılan bu operasyon ona sadece takımdaki başarıyı garanti ediyordu, yeni bir arkadaşı değil. Kendini bir türlü mutlu hissetmiyordu. Derslerde başarılı olmak için ayrı işlem, bedenin mükemmelleşmesi için ayrı... Bu böyle sürüp giderken daima varlığını ve mutlu olmayı sorgulardı. Bu kadar çabaya mutlu olmayı beceremediği için utanır ama her işlemde ağrıyan bedeninin organik kısımları yüzünden öfkelenirdi.

Babası annesinden daha mesafeliydi bu işlemlere. Hem parası hem de ağrısı bakımından kendinde bir şeyleri değiştirmekten özellikle kaçınıyordu. Tüm babalar arasında, önden giden göbeği ve tepeden açılan saçlarıyla en çok o normal bir babaya benziyordu. Ama o da çocuğunun iyi bir yerlerde olmasını istiyordu. Her işlemden sonra yanına ilk gelen o oluyordu. Ağrısı olduğunu söyleyip kucağında ağlayan oğlu için elinden bir şey gelmiyordu. Doktorlar o kadar ağrısı olmayacağını söylüyordu. "Sanırım oğlum biraz ilgi istiyor" diye düşünüyordu. Çocuk ağrısından değil mutsuzluktan ağlıyordu. Başka zaman ağlamasını ciddiye almayan babasına sarılabildiği tek an buydu. O da içini döküyordu böyle uzun uzun.

Annesi de tam aksine diğer annelere göre daha çok robota benziyordu. Saçından tamamen kurtulmuştu. Bir sürü modifiye yaptırmıştı kendine. En çok da zekâ ile ilgili olanlara rağbet ediyordu. Daha çok bilmek için sürekli kapasitesini güncel tutuyordu. Bununla da övünüyordu. Çok kazanıyor ve akıllıca harcamalar yapıyordu kendince. Bu fikrinden onu kimse caydıramazdı.

Yıl 1996

Çocuk yerinden kalktı. Arkadaşının attığı basket topu kafasına isabet etmiş sonrasında kendini yerde bulmuştu. Gözyaşları hücum etse de gözüne, dayandı maç sonuna dek. Maç bitimi annesi geldi yanına. "Olmuyor böyle, sana ek antrenmanlar aldıracağım. Arkadaşların kadar iyi oynayamıyorsun," dedi. Hışımla dönüp arabaya yöneldi. Şirkette yönetici olan annesi süper şık takımının içinde, süper spor arabasına binerken çocuğunun getireceği süper başarıları sonuna dek hak ediyordu. Arabada sessizlerdi.

"Satranç turnuvasına seçilememişin," dedi bu defa da. Susup önüne baktı çocuk. Utanıp kıpkırmızı kesildi.

"O okula ne kadar veriyorum biliyor musun? Ondan da ek dersler alacaksın mecbur. Şunları bir halledemedin!"

Eve geldiklerinde babası, elinde cipsiyle maç seyrediyordu. "Gel bakalım aslan parçası, nasıl geçti maç?" dedi. Astımı olduğundan pek kalabalığa girmek istemiyordu. O yüzden oğlunun maçlarını hep kaçırıyordu. Zaten kaçırmasa da pek bir şey fark etmezdi. Onun yapabildiği herhangi bir sayı yoktu maçlarda. Yedeklerdeydi hep. Zaten takımda olmasının nedeni de annesinin okula yaptığı kabarık bağışlardı. Çocuk babasına sarılıp ağlamaya başladı. Annesi, "Kafasına top yedi, ondan ağlıyordur," dedi. Canının acımasına dayanamıyordu babası. İyice sarıldı oğluna. Babası genelde bir nedeni olmadan sarılmadığı için bu şansını iyi değerlendirdi çocuk. İyice ağladı. Ağladıkça sarıldı.

Yıl 1236

"Kalk ayağa seni şeytan!" dedi annesi. Bir tekme daha attı oğluna. Oğlunun alnındaki büyükçe doğum lekesi ona şeytanın hediyesiydi. Sırf bu yüzden ona köyde "cadı" diyorlardı. Bazen gerçekten cadı olmayı istiyordu. Hatta keşke cadı olabilse ve tüm köyü yakabilseydi. "Git tanrıya daha çok dua et. Günahkârsın. Bu yüzden hepimiz cehennemde yanacağız!" dedi. Çocuk ağlamak üzereydi ama gözyaşlarını içine akıttı. Evden çıkınca babasını gördü. Yanına gitti. Annesinden gene dayak yediğini anlayan babası sustu. Sitemini içine attı. Ona sıkı sıkı sarıldı. Annesi geldi arkasından. "Günahkâr o. Sen de günahına bulaşma. Daha çok dua etmeli tanrıya. Git kiliseyle konuş. Orada çalışsın, belki günahları af olur," dedi kızgınlıkla.

Yıl 3846

Biyolojik bedeninden eser kalmamış çocuk yerinde doğruldu. Atmosferin tamamen bittiği Dünya'da uzaklara baktı. Ne nefes almaya ihtiyacı vardı ne de yeniden modifiye olmaya. Artık kusursuzdu. O insan gibi değildi artık, ama ortak bilincinde gelip giden anılar, onu rahat bırakmıyor; insan olduğunu her an hatırlatıyordu. "İnsan olmanın cezası bu," dedi kendi kendine. "Bir sürü anı..." Artık herkes paralel evrenlerindeki anılarına bakıp başka dünyalarda ne yaşamışlarsa yeniden deneyimleyebiliyordu. Bu onun için çok acılıydı. Bin yıllar boyunca değişen Dünya'ya ayak uydurmak zorunda kalan insan, artık yaşamın tamamen bittiği Dünya'ya hala uğruyordu. Tüm evren onlarındı artık. Canları nereye isterlerse gider; tüm paralel evrenlerde insanlığın izlerini sürebilirlerdi. Kendi anıları çok acıydı. Hepsinde acı çekiyordu. Kolektif bilincin öğrettiği, kusursuzluğu kazanmış insan türünün artık acı çekmeyeceğiydi. Ama o çekiyordu. İçinde bir yerde insan olarak kalmış parçası, paralel evrendeki bu çocuğa üzülüyor ve bir şeyler yapmazsa bu döngünün sonsuza dek süreceğini söylüyordu. Mutsuz olan bir tek o değildi. Biliyordu. Paralel evrenlerdeki başka hayatlarına müdahale edemeyeceğini de. Ama tüm gönlüyle o çocuğun, "Hayır!" demesini istiyordu.

"Hayır. Ben zaten kusursuzum!" demeliydi o çocuk, bütün yaşadıklarının karşısına çıkacak gücü bulup.

Olvasás folytatása

You'll Also Like

3.4M 168K 49
Siz: Iı... Şey... Siz: Bugün sizi çok rahatsız ettim galiba ama... Siz: Sanırım telefonunuz bende komutanım. Siz: yani otomatik olarak benimki de siz...
135K 5.6K 33
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
794K 65K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
27.4M 1.3M 81
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle...