Oddinary/Hyunlix√

By S3linsty

268K 23.5K 25.7K

[TAMAMLANDI] -Vampire- Hayattan hiç bir beklentisi olmayan, hayatın sadece değersiz bir eşyadan ibaret olduğ... More

0.-Karakterler-
1. Gizemli Ses
2. Taze Kan Kokusu
3. 7 Vampir ve Tek Ev
4. Güven ve İhânet
5. Geçmiş ve Kullanılmak
6. Seni Öpmek İstiyorum
7. Pişman Değilim
8. Oyuncak Ayıcık
9. Gerçek Sevgi
10. Koskoca Bir Aptal
11. Kusursuz ve Güzel
12. Sarışın Afet
13. İrislerinde Yüzlerce Yıldız
14. Tadın Güzelmiş
15. Sadece Sen
16. Nasıl Vampirsin?
17. Seni Seviyorum
18. Yer Cücesi
19. Canını Çok Yakacağım
20. Sakın Korkma
21. Bizi Korudu
22. Bugün Bize Ait
24. Kaybetme Korkusu -M-
25. Sana İnanıyorum
26. Yedin Beni -M-
27. Kıskançlık ve Korku
28. Çok Yaramazsın -M-
29. Ufaklık
30. FİNAL -M-
31. - Özel Bölüm-
32. - Özel Bölüm 2 -M-

23. Beni İstiyor Musun?

6.6K 636 347
By S3linsty

Kırmızı Afet'den:

"Ona başka nerenle dokundun?!"

Önümde sandalyeye bağlı bedenin dağılmış yüzüne yaklaşarak konuşmuştum. Saatlerce onunla boş, terk edilmiş bir inşaatta ilgileniyordum.

Dudakları parçalanmış, gözlerini açamayacak hale gelmişti. Ona bunu ödeteceğimi söylemiştim ve yapmıştım da.

Felix'i yatakta tek bırakarak bu adamı bulmuş, vücudunda kırılmadık yer bırakmamıştım. Acımasızdım...sevdiğim kişilere benim en değerlimdi ve onların korkmasına, incinmesine, zarar görmesine dayanamıyordum.

"Bir daha Felix'e veya sevdiğim kişilere zarar vermeye kalkışırsan bu sefer buradan canlı çıkamazsın!"

Dedikten sonra sandalyesine sert bit tekme atıp geriye doğru yere düşmüştü. Onu umursamayarak inşaattan hızlıca çıkmıştım. Daha onunla ilgilenirdim ama o içeride ki piçin adamları ile ilgilenemeyecek kadar kendimi üşengeç hissediyordum.

<><><>

Sarışın Afet'den:

Gözlerimi rüyamda(?) gördüğüm iğrenç, tiksindirici görüntüler yüzünden aniden açmış, yerimden sıçrayarak uyanmıştım. Neden sürekli aynı rüyayı(?) görüp uykum bana zehir oluyordu? Saatler önce tekrardan yerimden sıçrayarak uyandığımda yanımda Hyunjin'i görememiş, sadece küçük bir not bulmuştum. İçinde yazanlara göre bir boklar çeviriyordu.

Bebeğim, küçük acil bir işim olduğu için yanından ayrılmak istemesem de gitmek zorunda kaldım. Ama sen uyanmadan gelip seni kollarım arasına alarak sıkıca saracağım Sarışın Afet'im.

Kırmızı Afet'in...

Uyanana kadar geleceğim demişti ama ben tahmin edemeyecek kadar çok kez uyanmış, uykumu  bir gram bile alamamıştım. Düşünmek, umursamak istemiyordum ama ilk defa bunu yapamıyor, ruhumu rahatlatamıyordum. Hyunjin'in bana dokundukça kendimden tiksiniyor, temaslarından kaçınmak istiyordum. İnsanlar gerçekten böyle şeyler yaşadıktan sonra bu şekilde mi hissediyordu?

"Felix?"

Odanın kapısının açılmasıyla düşüncelerimden sıyrılarak bakışlarımı o yöne çevirmiştim.

"Şey...iyi misin?"

Jeongin'in sorduğuyla bakışlarımı üstünden çekerek kucağımdaki ellerime çevirmiştim. İyi miydim? Hayır değildim....

"Gelebilir miyim?"

Tekrardan cevap vermeyerek sadece omuz silkmiştim. Bununla kapının kapanma, adım sesleri odada yankılanmıştı. Yanıma geldiğinde ise şaşıracağım bir hareket yaparak beni kendine çekip sıkıca sarılmıştı.

"İyi değilsin..."

"Yaa nereden bildin?"

Alayla konuşarak ortama sahte bir kıkırdı bırakmış, ardından da gerçek bir hıçkırık.... Göz yaşlarım her zamanki gibi benden izin almadan tekrardan akmaya başlamıştı.

"N'oldu?"

"Bununla ilgilendiğini sanmıyorum."

Onu kendimden ayırarak elimin tersiyle ıslak yanaklarımı silmiştim.

"Hadi ama...Hyunjin'in sabah sinirle çıkması normal değil?"

"O aptal beni bırakıp, sonra da halledebileceği bir işi yapmaya gitti."

"Ne işi?"

Sorusunu cevaplamayarak umursamazca omuz silkmiştim. Ona anlatmak istiyordum ama bana güvenmeyen bir kişi nasıl beni anlayabilirdi ki?

"Se-"

"Yalnız kalmak istiyorum Jeongin..."

"Sarışın Afet'im!"

Odaya hızlıca dalan kişiye yorgunca bakışlarımı çevirmiş, gördüğüm beden ile göz devirmiştim. Sarışın Afet'immiş! Ha!

"Seni de istemiyorum! Çıkın odadan!"

Beklenmedik bir şekilde bağırmamla şaşkınca bana bakmaya başlamışlardı.

"Anlamıyor musunuz çıkın!"

Tekrardan yanaklarımda hissettiğim ıslaklıklarla içimden küfürler etmeye başlamıştım. Neden bunları kontrol edemiyordum?!

"Lanet olsun!"

Arka arkaya akan göz yaşlarımı hiç durmadan ellerim ile silmeye çalışıyordum. Ama pek işe yaradığını söyleyemezdim....

"Felix...."

Duyduğum kısık sesle daha çok ağlamaya başlamış, yan bir şekilde yatağa yatarak örtüyü başıma kadar çekmiştim. Bir kaç dakika sonra kapı kapanma sesini duymuş, gittiklerini sanarak doğrulacağım sırada belime sarılan bir çift kolla derin bir nefes almıştım.

"N'oldu?"

"Sanane! Gitsene sende!"

Kollarını itmeye çalışsam bile izin vermiyor daha sıkı sarılıyordu. Sinirle oflayarak hareketlerimi durdurmuştum.

"Ne yaptın acil işini hallettin mi?"

"Hallettim."

"İyi ne güzel...aptal!"

Dedikten sonra başımda ki örtüyü çekerek yüz yüze gelmemizi sağlamıştı.

"Neden ağladın?"

"Bir de soruyor musun aptal!? Neden gittin yanımdan? Dün yaşadıklarımdan sonra neden bırakıp gittin? Sabah uyandıktan sonra hiç uyuyamadım ve lanet olsun ki her gözümü kapadığımda yaşadıklarım film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor! Korkuyorum...korkuyorum tamam mı?!"

Sesim olabildiğince yüksek çıkmıştı. İlk defa ona bu şekilde bağırıyordum ve haliyle yüzündeki şaşkınlığı anlıyordum. Hızlı nefes alış-verişlerim karşımdaki yüzüne çarpıyordu. Bir süre daha yüzüme baktıktan sonra gülümseyerek tek elini yanağıma koymasıyla bana daha çok yaklaşmış, burnunu yanağıma sürterek derin bir nefes almıştı.

"Özür dilerim... Gitmek istemedim ama dayanamadım. Sana yaptıkları canını yaktı. Ve bir an önce onun da canı yanmasını istedim. Ben acımasız biriyim bebeğim. Bunun için üzgünüm..."

"A-ama bu gittiğini değiştirmez..."

Titrekçe konuşarak derince iç çekmiştim. Hemen gitmesi mi gerekiyordu ki? Ben hala yaralıyken mi gitmesi gerekiyordu?

"Evet...değiştirmez."

Yanağıma dudaklarını değdirerek öpücük kondurmuş ama geri çekilmemişti.

"Yılışma bana!"

Ellerimi göğüslerine koyarak onu kendimden uzaklaştırmaya çalışmıştım. Her zaman ki gibi işe yaramamış, kendisini üstüme daha çok bırakmıştı.

"Yılışacağım!"

"Yaa kalk üstümden! Sülük!"

"Sülük mü?"

Şaşkınca sormuştu.

"Evet, sülük! Bırak beni!"

Dememle bırakacağını hiç düşünmemiştim. Şaşkınca, ayağa kalkan bedene bakmış, bende yerimden yavaşça doğrularak sırtımı yatak başlığına yaslamıştım.

"Gidiyor musun?"

"Bilmem. Gidiyim mi?"

"Git banane!"

Bakışlarımı üstünden çekerek duvarlarda asılı resimlere bakmaya başlamıştım.

Bir süre sonra gözlerim Hyunjin'in olduğu yere kaymıştı. Ve kaymaz olsaydı... Tişört'ünü çıkarmış, üstü çıplak şekilde yanıma gelmişti. Ardından boş kısıma, bana sırtı dönük bir şekilde yatmıştı. Sırt kasları neden bu kadar nefes kesiciydi!?

"Gidecektin hani!"

"Şşt sessiz ol. Uyuyacağım."

Gerçekten uyuyacak mıydı? Ben burada yaşadıklarım yüzümden canım yanarken o uyuyacağım diyordu!

"Canım acıyor..."

Kucağımdaki ellerimi iç içe geçirmiş bir şekilde oynamaya başlamıştım.

"Bu olanları unutamıyor, bir kenara çekemiyorum. Tıpkı 3 yıl önce olanlar gibi..."

Nefesimi titrekçe dışarı vermiş ellerimle yüzümü örtmüştüm. Yanımdaki beden ise yerinden doğruşmuş ellerini bileklerime koyarak yüzüne bakmamı sağlamıştı.

"Ne kadar ağlak bir çocuk oldum değil mi?"

"Hayır....değilsin. Sen sadece acını içinde yaşamak yerine gözyaşların ile anlatıyorsun. Ve bu seni rahatlatıyor."

Dedikten sonra soğuk elleri ıslak yanaklarımı bulmuş, yavaşça okşamaya başlamıştı.

"Biraz dışarıda dolaşmak ister misin?"

Sorusuyla başımı iki yana olumsuz anlamda sallamıştım. O ise anladığını belirten mırıltılar çıkarmıştı.

"Aklımı dağıtacak şeyler yapmak istiyorum."

Düşüncelerimi bir kenara atıp gözlerimi arsızca çıplak gövdesinde gezdirmeye başlamıştım. Ardından tek elimi kaldırarak belirgin olan karın kaslarına dokunmuş,  dudaklarımın üstünde dilimi gezdirmiştim.

"Felix, iyi misin?"

"Hmm iyiyim."

Dedikten sonra ellerimi omuzlarına koyarak onu kendime daha çok çekmiştim. Her yaptığım hareket de göz bebekleri usulca titriyordu.

"Beni istiyor musun Kırmızı Afet?"

"Felix, şimdi zamanı değil."

"Nedenmiş?"

"Çünkü daha çok erken ve bu yaşadıkların seni yordu. Şimdi olmaz."

Evet, dediklerinde haklı olabilirdi. Ama bu beni kararımdan vazgeçirecek kadar ikna edici değildi. Sadece deneyimlemek istiyor, ilkimi sevdiğim kişiye vermek istiyordum.

"Hyunjin, ilkler benim için çok önemli biliyorsun. Ben...ben dün istemediğim şey başıma geliyordu. Senin dokunacağın yerlere başkası dokundu, öptü... Bu...bu yüzden seni istiyorum Hyunjin. Lütfen beni sana ait yap."

Konuşmayı bitirince dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerimi üstünden kaçırmışım. Tamam, kabul ediyorum birazcık utanmış olabilirdim...

"Emin misin?"

Konuşmasıyla bakışlarımı tekrardan yüzüne çıkarmış, gülümsemiştim. Ardından cevap olarak kafamı olumlu anlamda sallayarak dudaklarını dudaklarımla buluşturmuştum.

<><><>

Evet, diğer bölüm malum şeyler olacak😋🤭

Oylarınızı bekliyorum❣️

Continue Reading

You'll Also Like

79K 9.2K 35
"Seni istiyorum, 7/24, 365 gün, her zaman." "Üzgünüm ama seni tanımıyorum." Angst değildir. Tamamlandı. 21.03.22 - 01.07.22
1K 93 13
18 yaşındaki minho'nun vampirlere olan merakı ile başlayan ilgi 28 yaşındaki vampiri cezbedebilir mi?
37.3K 2K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
5.3K 639 10
've son olarak, lütfen sevgiline söyle; benim kalbimle seni çok sevsin' ଓ Bu kurgunun asıl yazarı @jimsmochies 'dir, ben sadece kurguyu farklı bir sh...