Mükemmel Hikayeler

By Huriye_grbz

15.9K 14K 1.5K

Hikayeleri internetten okuduğum kitaplardan araştırıp buldum eğlence ders verme ve güzel vakit geçirme amaçl... More

Deniz yıldızı
Akrep
Namaz kılan Asker
ÜZGÜN PALYAÇO
Kurabiye Hırsızı
TUZLU KAHVE (Richard Fawler)
Ben Onu Tanıyorum
Düsündürecek bir olay...
Bir Kırlangıç Hikayesi
Bebek ve Kadın
Babamı İstiyorum
Hayallerinizden Sıfır Aldınız Mı?
ÜÇ İHTİYAR
HER ŞEYDE BİR HAYIR VARDIR
Kusur Bizde Olabilir
DERİN SIR
Annenin Fedakarlığı
Ücreti Ne Kadar?
Baba Oğul Dostluk Hikayesi
Sevgiliye Son Mektup
Mevlana ve Sarhoş
İKİ KARDEŞ
Köpek ile Tavuk
Sevdiklerini İhmal Eden Adam
Rızkın Mecburiyeti
Dünya kalıcı değil
"SATILIK ANNE VE BABA"
Kilitli Kapılar
Kuyruk Acısı
Habil İle Kabil
YOKSUL MAHALLE ÇOCUKLARI
Romeo Ve Juliet
AŞK GÜL BAHÇESİ
KİMSEYE ANLATMA
BALONCU
TAŞ ATAN ÇOCUK
İKİZ KARDEŞLERİN HAYATI
Karınca ve Hz İbrahim Hikayesi
GÖL OLMAK
ZENGİNLİK VE FAKİRLİK
CAHİLLİK VE BİLGELİK ATEŞİ
VAZODAKİ ELMA
YOLUNA TAŞ KOYMAK
HAYATTA FARK YARATMAK
YAŞLI MARANGOZUN HİKAYESİ
HAYAT DERSİ
UÇAK KAZASI
700 YILLIK ÖĞÜT
AVUCUNUZDAKİ KELEBEK
SEVGİ NEDİR?
KAHVENİN TADINI ÇIKARMAYI UNUTMA
Mücadele
EDİSON
EN İYİSİ
ÖN YARGILARIMIZ
SİNİRLENMEK
SERÇE VE GÖÇMEN KUŞ
MELEK
ARKADAŞ
Vicdan Doktoru
BİR KERECİK "Seni seviyorum" DESEYDİ
BİR ÇİFT GÖZ
Aşk Beklemeye Gelmez
GENÇ HAKİM
İsimsiz Melek
Aşk, Nefret, His ve Bilgi Beraber Yolculuktalar
"Dünyanın En Cimri Kadını"
Kul Hakkı
Ateist Gencin Hikâyesi
Hayat Bir İmtihan
Mutlu Prens
BABA AÇ GÖZÜNÜ!
BAYAT EKMEK
"Özgürlüğünü Arayan Çocuk"
Anneler Muhteşemdir
"Ekşi Yüzlünün Balı"
"KARMAŞA"
Gerçek Hikaye
Ağlamaktan Kör Olan Kız
"KAPAN"
Stephen Hawking Başarı Öyküsü
"HİÇ ÜŞÜMEDİM..."
"BAŞARDIM..."
"Kolye"
"KARPUZ..."
"Bir Düş Müydü?"
"Ben Çocuğum"
Gerçek Aile
"Vicdan"
Bir Kaç Saatlik Dost Hikayesi
Kibirli Fare İle Sabırlı Deve
"Mutlu Olmanın Hikayesi"
"Kayayı İtebilmek"
"Bir Güneşli Sabah"
"Hastalık"
Güzel Bir Hikaye
En İyi Ben Olmalıyım
TEMİNAT
Uyku
Ayna
Kayıp kasaba
Hayatın içinden
Tevazu Üzerine Hikaye
Gül Kız
Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler
İyilik Vakti
Çocuktan Al Haberi
Sobadaki Hikmet
Üç Sual ve Bir Cevap
En Önemli An, En Önemli Kişi, En Önemli İş...
Kazdığı Kuyuya Düşen Genç
Allah İşini Bilir
İhtiyar Adam
Tılsım ve İlaç
Ölecek miyim?
Terzi
Affetmemenin Dayanılmaz Ağırlığı
Uçuş Gücü
Ayakkabılar
Dürüstlük çiçeği
Sen Hiç Deniz Gördün mü?
Taburcu Olurken
"Korku"
"Her zaman Şükretmesini Bilmeliyiz"
Önce Kendisi Mahvoldu
"Evlat Edindiğimiz Oğlumuz"
"YOK BÖYLE BİR KAYNANA"
"Sus Payı"
Mantık Bize Ne Öğretir Hocam
Sevgi Çeşitleri - Masumi Toyotome
ÇOK İYİ FİKİR
Kanadı Kırık Kuş ve Peygamber
KÜÇÜK EVLİYA
AYYAŞ İHTİYAR VE ÇOBANIN DUASI
Aşk ve Kum Taneleri
Limon Ağacı
Asla Yalan Söyleme
Rabbini Arayan Çocuk
Padişah ve kızın diyologu
Bir Yudum Sevgi
Öğretmen
Gülümseme
Mektup Arkadaşı
Bir Bardak Sütün Hatırı
Kahve patates yumurta
Akıl Okulu
MOTİVASYON HİKAYESİ
DERVİŞ KAŞIKLARI
İYİLİK VE KÖTÜLÜK
BALTAYI BİLEMEK
İlim Öğrenmek İsteyen Gencin Hikâyesi
İnkarcı Doktor
IŞIĞI YAYMAK
Gercek Dost
Menekşe Hikayesi
Bakkala giden çocuk
"Allah'ın İşi İşte"
HIRSIZIN BÖYLESİ..
"Değişim"
Mutsuz Ve Kusursuz Çocuk
Evlilik ve Aşk Masalı
ÇİVİLİ TAHTA
Seccadeye Sarılan Şehit
(Çöp Tenekesi)
KÜÇÜK BİR HİKAYE
Engelli Askerin Ağlatan Hikayesi
Kaybolan 33 Yıl
İyi ki Vardın Sevgili Dostum
Kır Çiçeği
Bakış Açınızı Değiştirip Başarıya Götürecek Mükemmel Bir Hikaye
Kıyamet (Kısa Öykü)
Tembel Ama Zeki Öğrenci
Gerçek Düşman
"Beyaz Düşler"
Eski bir çorabı bile götüremedim
Mavi Kurdele
"Soğan Hırsızı"
Dilenci Sandığımız Dede
"İncir Ağacı"
Ölenle Ölünmüyor da Kalanla Yaşanmıyor
KİM DAHA CÖMERT...
AHMAKTAN KAÇIYORUM!
Aşk tam da böyle bir şeydir
KOZADAKİ KELEBEK HİKAYESİ
Ömür Ezanla Namaz Arası Kadar
Hayat Ertelenmeye Gelmez...
Su ve Çiçek
Sihirli Keman

YALANLA KURULAN DÜNYA

46 46 1
By Huriye_grbz

Akşam yemeği yenip sofra kaldırıldıktan sonra


küçük kulübenin ışıkları sönmüştü. Yalnızca


Zehra'nın odasının ışığı yağlı pis camların arasından


süzülüyordu. Zehra bu sene 8.sınıfa geçmişti. Artık


kendisini büyük bir genç kız gibi görüyordu. Her ne


kadar fakir bir ailenin çocuğu olsa da davranışlarıyla


bunu tam tersi gibi gösteriyor ayrıca kendisini küçük


düşürüyordu. Tabi Zehra bunların farkında değildi.


Arkadaşları Zehra'ya "çocukça hareketler yapmaktan


vazgeç" dediklerinde kızıyor ve ortamdan hemen


ayrılıyordu. Okulda kendisini zengin ve kibirli


göstererek arkadaşlarının arasına katı lamı yordu.


Okuldaki kendini beğenmişliği herkesin dikkatini


çekiyordu.


Annesi Cahide Hanım ise orta yaşlı kızının


geleceğinin güzel olması için fazlasıyla çalışan bir


bayandı. Ölüm onu dört yıl önce eşinden almıştı.


Babası öldüğünde Zehra on yaşındaydı. Zehra


babasının ölümünden sonra iyice yıkılmış ve hayata


küsmüştü. Bu yüzden sürekli yalanlar söylüyordu.Bu


yalanları düzeltmeye gelince ise bir türlü


başaramıyor, düzelteyim derken daha da derine


batıyordu. Hâlbuki düşünemiyordu yalanlar sonrasında başına gelebilecekleri...



Oysa zavallı kadıncağız kızma istediği gibi bir hayat veremediği için ne kadarda


üzülüyordu. Cahide hanım kızının okulda yaptıklarından habersizdi. Haberi olsa kim


bilir neler yapardı neler düşünürdü. Kızına güzel bir gelecek verebilmek için o kadar


çabalıyordu ki...


Artık yatma vakti de gelmişti. Zehra odasının ışıklarının kapatıp yatağına girdi.


Yatakta bir oyana bir buyana dönüp duruyordu fakat uyuyamıyordu. Arkadaşlarına ve


okul çevresine söylediği yalanlar uyumuyordu onu. Birden bire kendi kendine sorular


sormaya başladı. Neden okuldaki hareketleri beğenilmiyordu? Neden okuldaki en


beğenilen kız olamıyordu? Neden ev ve okul hareketleri birbirine uymuyordu? Neden ?


Neden ? Neden ? ve Niçin? Sorduğu bu soruların hiçbirini yanıtlayamıyordu. Sorular


arttıkça yanıtlar yorumsuz kalıyordu.


Zehra'nın kafası iyice karışmıştı Söylediği yalanlara herkesi inandırmak istiyordu.


Bu düşünceler arasındayken bir ara of yeter diye bağırdı." Yeter artık hiçbir şey


düşünmeyeceğim" dedi ve uykuya daldı. Sabah olmuştu annesi Cahide kızına " Zehra


hadi kalk yavrum kahvaltı hazır, birazdan aşağıya inmezsen okuluna geç kalacaksın"


dedi.Bu arada annesi "hadi çabuk olda sana güzel haberlerim var" dedi. Zehra güzel


haber kelimesini duyunca biri onlara para yardımında bulunduğunu tahmin etti. Çabucak


üstünü giyip aşağıya indi.Zehra kahvaltısını yaparken bir yandan da annesini dinliyordu. -


Evet annecim seni dinliyorum! Bana söyleyeceğin güzel haber de ne?


-Kızım ben bir otelde iş buldum! Eğer beni kabul ederlerse artık mahallede


kimseye muhtaç olmayacağız.Ne güzel değil mi? Zehra; -Evet anneciğim çok sevindim


dedi.


Pek fazla sevinmese de annesini üzmemek için mutluydu. Belki de dışarıya


öyle yansıtıyordu. İçi huzursuzdu. Aradan 10-15 dakika geçti anne kız yola çıktılar.


Zehra evden çıktıktan sonra okula doğru yol aldı annesi ise işine.


Okulda hiç arkadaşı yoktu. Ama sınıfta birkaç tane vardı. Begüm, Aylin ve Cansu


onun iyi anlaştığı arkadaşlarıydı. Begüm; kendi halinde sessiz, zengin biriydi. Cansu ve


Aylin, Begüme göre daha hareketli ve zenginlerdi. Hepsinin ortak noktası zenginlik


olduğu için Zehra bunları tercih etmişti belli ki...


Mutlu bir şekilde sınıfa girdi. Sınıfa girdinde mutluluğu kursağında kaldı.


Herkes defterini açmış birbirleriyle ders çalışıyordu. Zehra sınıfın ortasında


şaşkınlıkla herkese baktı. Sonra Begüm'e sordu.


-Begüm neden herkes ders çalışıyor? Yoksa sınav mı var?


Oradan Cansu ise;


-Zehra haberin yok mu? Bugün Matematik ve Fenden yazılımız var.


E tabi Zehra söylediği yalanları nasıl kapatacağını düşünürken yazısı olduğunu


unutmuştu. Çantasını sırasına atıp Matematik ve Fen defterini çıkardı. Oturup zil çalana


kadar çalıştı. Ama neye yarar ki! Zehra tüm yazılılara girip kâğıdını tertemiz bir şekilde


geri iade etmişti. Sonuçlar açıklandığında arkadaşlarının çoğu iyi not almıştı. Ama Zehra,


geçer not bile alamamıştı.


Şimdi girecekleri ders Türkçe idi. Türkçe öğretmem Utku bey mesleğine sadık çok


iyi bir öğretmendi. Ders zili çalmıştı. Öğretmen geldiğinde yarın Türkçe dersinden sınav


olacaklarını duyurdu. Zehra bunu eline geçen bir fırsat olarak gördü. Bu yazılıya çok


çalışıp sınıfta yüksek not almayı planlıyordu. Türkçe dersi bitmişti. Herke s evlere


dağılıyordu. Zehra biraz mutlu biraz üzgündü. Eve geldiğinde annesi ona; -Kızım günün


nasıl geçti? diye sordu. Zehra;


-Bu günüm çok güzeldi anne iki dersten yazılı olduk. İkisinden de güzel not aldım.


Zehra yine yalan söylüyordu. Tutamıyordu kendim her cümlesinde ille bir


yalan oluyordu. Adeta alışkanlık haline getirmişti. Oda annesine sordu. -Senin günün


nasıl geçti ? Annesi Cahide hanım;


-Kızım işe alındım! Diye sevinerek kızının boynuna atılıverdi kadıncağız.


Anne kız yemekte küçük bir kutlama yaptıktan sonra Zehra odasına kapandı.


Türkçe defterini açıp ne var ne yoksa en baştan başladı çalışmaya. Uykusu gelmediği için


gece geç saatlere kadar çalıştı. Dünkü rezilliğinin acısını yarın çıkarmalıydı.


Zehra'ya bir gecede neler oluysa erkenden kalkıp sofrayı hazırlayıp üzerini giyip


okula gitmek için hazırlanmıştı. Ve sonunda annesini kaldırarak onu ufak bir sürpriz ile


şaşırtmıştı Annesi bunu görünce çok sevinmişti. Çünkü Zehra daha önce elini hiçbir işe


sürmez hatta ve hatta iş yapılan yerden arkasına bakmadan kaçıyordu.


Zehra her zamanki gibi evden çıkıp okula gitmişti. Nedense herkesin gözü


Zehra'nın üzerindeydi. Zil çaldı. Türkçe öğretmeni sınıfa yazılı kâğıtlarıyla gelmişti. Biran


için herkesin gözü korkmuştu.8/D sınıfına Türkçe dersi zor geliyordu. Onlar için


Türkçe'de 75-80 en güzel notlardı. Türkçe öğretmeni sınav kâğıtlarını dağıttı. Zehra


sınava çok çalıştığı için en önce o çıkmıştı yazılıdan. Ardından Didem'le Begüm çıktı.


Zehra'nın sınavı iyi geçtiği için havalanarak sordu;

-Kızlar sınavınız nasıl geçti?


-İyi! Senin nasıl geçti Zehra?


-Süper! Süper! Süper! Bence çok kolaydı bu sınav.


Bir sonraki derste sonuçlar açıklandı. Zehra 73 almıştı. Öğretmenle birlikte


sınıftakiler de Zehra'yı tebrik etti. Zehra çok sevindi. Bu sevincini içine gömüp evde


annesiyle paylaşmak yerine sınıfta hava atmayı seçti. Önüne gelen herkese Türkçe


yazılısından kaç aldığını soruyor, sonra da kendi notunu söylüyordu. Sınıfın bu kötü


durumunun arasında Zehra'nın güzel not alması Türkçe öğretmeninin dikkatini çekmişti.


Ve Zehra'nın annesiyle görüşmek istediğini Zehra'ya söyledi. Zehra hemen peki


öğretmenim mutlaka annemi çağıracağım dedi. Annesini okula çağırmaktan biraz da


çekiniyordu .


Çünkü diğer ders notlarının iyi olmadığından dolayı diğer öğretmenleri ile


annesinin görüşmesinden korkuyordu. Ama bu sefer hiç de öyle olmadı. Eve neşeyle giden


Zehra annesine durumu anlattı. Annesi bu duruma çok sevindi. Ertesi gün Cahide Hanım


Türkçe öğretmeni Utku beyle görüşmeye gittiğinde Utku Bey Zehra 'da büyük bir gelişme


olduğunu söyledi. Annesi bu duruma çok sevindi. Artık kızıyla gurur duyuyordu. Cahide


hanım göğsünü gererek okuldan ayrıldı. Beden eğitimi dersinde Mert öğretmen boy sırası


yapıyordu. Mert öğretmen çabuk sinirlenen fakat yufka yürekli bir kişiydi. O sırada okula


yeni bir öğrenci geldi. 8/D sınıfı öğrenciye bakarken öğretmeni dinleyemiyordu.


Öğretmen bu duruma sinirlenip sınıfa bağırmaya başladı. Ardından onlara top verip


odasına çekildi. 8/D sınıfının özellikle de kızların gözü yeni gelen öğrencideydi. Bir an


önce çocukla tanışmak bir yandan da kendi sınıflarına düşmesi için dua ediyorlardı.


Çocuk ailesiyle birlikte müdüre hanımın yanına gidip kayıt yaptırdı lar. Di ger


sınıfların öğrenci kapasitesi dolu olduğu için bu Öğrenci 8/D' ye Zehraların sınıfına düştü.


Dersleri Beden eğitimi olan 8/D sınıfı dışarıdaydı. Yeni gelen öğrenciyle tanışmak için


öğretmenlerinden izin isteyeceklerdi. Fakat derste yaptıkları davranıştan dolayı


öğretmenin kızacağını düşündüler. Ama yinede birkaç kişi isteğinden vazgeçmeyerek


Mert öğretmenin yanına gitti. Öğretmen ilk başta kızdıysa da sonradan yüreğini dinleyip


izin verdi. Arkadaşları çocuğun başına toplanmış sırayla soru soruyorlardı. Çocuk sırasıyla


soruları cevaplamak yerine kendini toptan tanıtmayı düşündü ve sonra sözlerine başladı;


-Merhaba ben Atakan. Babam Biyoloji öğretmeni. Babamın tayininin buraya çıkması


sebebiyle buraya taşındık.


Derste voleybol oynayan tüm sınıf teneffüste guruplar halinde dolaşmaya baş I adı


lar. Atakan tek başına bir köşeye çekilmiş oturuyordu. Zehra Atakan'ı görünce yanındaki


arkadaşlarından ayrılıp onun yanına gitmek için fırsat kolluyordu. Arkadaşları bir konu


üzerinde konuşurken benim biraz işim var sonra görüşürüz diyerek Atakan'ın yanına


koştu. Atakan tek başına oturmaktan sıkılmıştı. Tam kalkacaktı ki Zehra'yı ona doğru


gelirken görünce tekrar oturdu. Zehra Atakan'a;


-Merhaba ben 8/D sınıfından Zehra nasılsın? İyi misin?


-Teşekkür ederim iyiyim. Sizin sınıf bana biraz garip geldi. İlk geldiğimde biraz


ilgi gösterdiler ama tenefüste herkes beni yalnız bıraktı.Tabii sen hariç.Bu sınıfta en


iyimser sensin herhalde...


Aradan bir-iki hafta geçti. Atakan ile Zehra çoğunlukla görüşüyorlardı. Zaman


ilerledikçe Atakan bulunduğu ortama daha iyi alışıyordu. Ama aklından hiç çıkmayan bir


soru vardı. Niçin herkes sarışın güzel Zehra'yı dışlıyordu? Bir gün Atakan dayanamayıp


sınıftakilere konuşmaya karar verdi. Sınıftakiler Zehra'nın zenginliği yüzünden çok havalı olduğunu ve ondan uzak durmasını söylediler. Atakan bunları biraz düşündü ama bunları


duymamış gibi yapmaktan başka çaresi yoktu. Bunları Zehra'ya söylerse araları


bozulabilirdi. Böyle olmasını kesinlikle istemiyordu. Çünkü Zehra'ya karşı çeşitli


duygular besliyordu. Bu konuyu kapatması gerektiğini düşünerek hiçbir şey olmamış gibi


Zehra'nın yanına gitmişti. Sınıftakiler Atakan'ı Zehra'nın yanında görünce son


görüşmeleri sandılar. Ama düşündükleri gibi değildi. Bir kaç gün ardı ardına Atakan ile


Zehra'yı görüşürlerken gördüklerinde anladılar ki o son görüşmeleri değildi. Şimdi 8/D


sınıfının tamamı bu ikiliyi konuşuyorlardı.


Zehra eve gittiğinde hep düşünüyordu. O temiz kalpli çocuk Zehra'nın yalan


söylediğini bilmiyordu. Zehra en çok bundan acı çekiyordu. Atakan'ın bunları duymamış


gibi kabul ettiğini biliyordu. Zehra eline geçen her fırsatta Atakan'a doğruları haykırmak


istiyordu.Ama yapamıyordu.Bir şey tutuyordu haykıramıyordu doğruları.Zehra bu


düşünceleri kafasından atıp yarınki Matematik sınavına çalışmak için kalktı.Matematik


sınavına gece geç saatlere kadar çalıştı.Artık yalancı bir kız olsa da çalışkan olmak


istiyordu.Ertesi gün okula gitti.Zehra'nın Matematik sınavı gayet güzel geçmişti.


Zehra sınavdan çıktıktan hemen sonra Atakan çıktı. Atakan ile Zehra


birbirlerine sınavlarının nasıl geçtiğini soruyorlardı. Zehra;


-Benim güzel geçti Atakan senin nasıldı?


-Benimde güzeldi. Sorular bayağı kolay geldi.Bir 75-80 bekliyorum.


Zehra;


-Bende o civarlarda bir şey bekliyorum.


Atakan;-Aşağıya inelim mi?


Zehra;-Tamam olur.


Zehra ile Atakan aşağıya inip bir yere oturduktan sonra havadan sudan konuşmaya


başladılar. Bir ara Atakan;


-Yarın cumartesi günü bir kafe de buluşalım mı?


Zehra ilk başta sustu sonra!..Gerçekleri söylemek için yarının bir fırsat olduğunu


düşündü.O böyle düşünürken Atakan Zehra'nın bu kadar uzun süre susmasına


şaşırdı.Oysa ki hemen kabul edeceğini sanıyordu.


-Ne o Zehra yoksa gelmeyecek misin? Mutlaka gel!


-Hep okulda içim sıkıldı, biraz da başka yerlerde görüşsek olmaz mı?


Zehra;


-Aslında haklısın tamam gidelim. Kaç gibi buluşalım?


-Elitte, 1.30-2.00 gibi buluşalım! Senin için uygun mu?


-Tabi tabi uygun, o zaman ben bu saatlerde orada olurum.


Hadi şimdi sınıfa çıkıp eşyalarımızı alalım. Zil de çaldı zaten.


Zehra eve geldiğinde biraz hüzünlüydü. Annesine,


-Selam anne! Nasıldı günün?


-Hoş geldin kızım günüm gayet iyiydi. Patron bayağı yüklü maaş verdi. Yarın çarşıya çıkıp


bir şeyler alırız. Zaten ayakkabıların da bayağı eskimişti.


Zehra yarın Atakan ile buluşacağı için,


-Anneciğim ben gelmesem, sen yalnız gitsen? Derslerim çok zaten. Yarın arkadaşlarla


buluşup ders çalışacağız, tamam mı tatlı annem?


-Tamam o zaman kızım sen derslerine bak, ben tek başıma giderim. Zehra odasına girdi


Kafasında bin bir türlü sorun vardı. Atakan'a yarın gerçekleri anlatmak zorundaydı. Artık


sevdiği birisine yalan söylemek ona güç geliyordu. Bir haftayı yine yalanlarıyla geride


bırakmıştı. Çok yorgundu erkenden yattı. Saat 13.30'a kadar uyudu. Kalkıp kahvaltıda bir-iki yudum bir şeyler atıştırıp üzerini giydi. Saat 13.30'da evden çıktı. Kafeden içeri


girdiğinde Atakan'ı onu beklerken görmüştü. Hemen Atakan'ın yanına gitti.


-Kusura bakma çok beklettim mi? Neden bu kadar erken


geldin?


-Yo bende yeni geldim.


Zehra bir an önce konuya girip Atakan'ın tüm doğruları öğrenmesi gerekiyordu.Aynı


anda birbirlerine bir şeyler söylemek üzere birbirlerinin isimlerini söylediler.Atakan


hemen atıldı;, -Bir şey mi söyleyecektin Zehra seni dinliyorum! Zehra söze başladı.


-Atakan sana şu anda hiç kimseye söyleyemediğim şeyler söyleyeceğim. Daha doğrusu


artık sana bir şeyler açıklamam gerekiyor...


Zehra, Atakan'a bütün gerçekleri sırasıyla anlattı. Babasının yıllar evvel öldüğünü,


annesinin otelde çalıştığını her şeyi anlattı. Atakan Zehra'ya hak veriyordu. Çünkü


onunda eski okulunda böyle bir arkadaşı vardı. Ona da ilk başlarda hak vermemişti. Ama


sonradan yanlış düşündüğünü anlayarak arkadaşıyla tekrardan iyi bir dost oldu. Şu an ise


o arkadaşında yaptığı ön yargıyı Zehra'da yapmayarak ona hak verdi. Atakan bunları


dinlerken zaman su gibi akıp geçiyordu. 15.30'da evlerine gittiler.


Atakan gerçekleri bildiği için susuyordu. Ama bu susmanın ona hiçbir faydası


yoktu. Zehra ile konuşup arkadaşlarına da gerçekleri anlatmak istiyordu. Zehra hakkındaki


bu iğrenç düşünceyi onların aklından silmek istiyordu. Zehra okula geldiğinde Atakan


hemen onun yanına gitti.


-Zehra geçen gün bana söylediklerini neden sınıftakilere de açıklamıyorsun? Bence


açıklasan çok iyi edersin.


Zehra biraz düşündü. Aslında Atakan haklıydı. Sınıftakilerle her şeyi anlatması


gerekiyordu. Böyle yalan söyleyerek hiçbir yere varamazdı.


-Atakan benimle sınıfa gel deyip içeri girdi. Sınıfa bağırdı. Arkadaşlar şu an


söyleyeceklerimi sözümü kesmeden dinlemenizi, ondan sonra da yorumlarınızı


bekliyorum. Zehra olayları


Atakan'a nasıl anlattıysa sınıftakilere de öyle anlattı. Sınıftakiler hata yaptıklarım hemen


anladılar ama Zehra'nın da hatalarının olduğunu söylediler. Zehra hatasının çok büyük


olduğunu biliyordu. Ama arkadaşlarından son bir şans daha istiyordu. Bir daha asla


arkadaşlarına yalan söylemeyecekti. Arkadaşları bu şansı ona verdiler. Zehra yüksek sesle


bu konu üzerinde son sözlerini de söyledi.


Çok geç olsa da anladım ki; yalan söylediğin zaman, yalanın kurbanı olursun


Melike Yavuz - Kübra Akçay - Damla Yüzgülünç - Erkan Tuncel - Oğulcan Dalgıç




Continue Reading

You'll Also Like

4.1K 223 12
Okulun zorba çocuğu, çocukluk arkadaşını yeniden okullunda görüb ona aşık olursa nolur? Hadi okuyalım)) 🐝 -Bal arısı? -Ben...
betty By ︎ ︎

Fanfiction

2.4M 209K 33
Ama New York'a geldiğimden beri bir kokusu var. for vanilla baby
68.8K 8.2K 31
safkan alfa jungkook, kırık bir kalple ㅡ jimin ile karşılaşır.
1.2M 55.2K 60
+0535**: Merhaba, kusura bakmayın rahatsız ediyorum. +0535**: Numaranızı annemden aldım. +0535**: Üst komşunuzum bir şey rica edebilir miyim? Sena: T...