kurnaz vezirin prensesi | ayb...

berkxomer

65K 3.1K 7.2K

tek partlık ayber kurgularıdır. bir ya da iki partlık hikayelerden olacak. dizide olmasını istediğimiz ama ya... Еще

iddia
istek ▪️
sarılma ▪️▪️
yüzleşme
kiss me
yakıyosun beni ▪️
alev ▪️▪️
eski okul
boks
bileklik
prova
geçmiş
sebepsiz ▪️
gerçek ▪️▪️
kütüphane
soğuk ▪️
sıcak ▪️▪️
yanımda kal
cam
hastane ▪️
özür dilerim ▪️▪️
iyi gelmek
ayrı kalmamalıyız biz
parti
iyi geceler
biten hikaye
havuz
imkansız
kahve
oyun
balo
kıskançlık
kamp ateşi
güçlü çekim
bitti mi hikayemiz
gerginlik
gel, anla halimden
ödev
burs
ilk gece
bu kadar severken asla
eşeklik ettim özür dilerim
dizine yatabilir miyim?

tiyatro

1.6K 74 134
berkxomer

Duman-Seni Kendime Sakladım 🎶

berk'in yazdığı tiyatro olmasına rağmen ayber sahnesi yerine başka sahneler izlemek zorunda kaldığımız için ve küçük prensesle yazar kavuşamadığı için yazdım bu kurguyu, umarım beğenirsiniz.

satır arası yorum bırakmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen.

Bir haftadır olduğu gibi bugün de Berk'in yazdığı oyunun provası vardı, zaten derslerden çok oyunun provasıyla ilgileniyorlardı günlerdir. Okula da sırf prova için geliyorlardı. Bu bir hafta içinde Aybike ciddi anlamda yorulmuştu çünkü küçük prenses rolünün ezberiyle uğraşmak yetmiyormuş gibi bir de Oğulcan'ın 'O Berk denen çocuk neden kendini vezir seni de prensesi yaptı? Sana mı yürüyo bu kızıl?' tarzındaki sorularını geçiştirmekle uğraşıyordu.

Oyunun ilk kostümlü provası bitmişti, bi sonraki esas prova velilerin de olacağı provaydı. Soyunma odasına geçip üzerini değiştirecekti Aybike. Bu esnada da Berk'in oyundaki bakışlarını düşünüyordu.

O kadar güzel bakıyordu ki çocuk, Aybike çocuğun o kahve gözlerindeki derin bakışlara baktığında yaşanılan her şey, her kötü şey siliniyordu. O bakışlar çocuğa karşı bütün duvarlarını yıktığı ve sınırlarını kaldırdığı, kendini güvende hissettiği bir derinlikti.

Bir yandan olmayacak hayallerle umuda kapılıyor, bir yandan da kendini toparlamaya çalışıyordu genç kız. Çocuk belki öylesine aşık bakıyor olabilirdi ama rolü buydu öyle değil mi? Yazdığı oyunu hakkıyla oynamak istediğinden öyle bakıyordu belli ki. Kendini her ne kadar kaptırmamaya çalışıp bakışlarını aklından silmeye çalışsa da o naif cümleler aklından çıkamıyordu.

"Seni kendime sakladım tatlım."

"Seni çok bekledim be kraliçem."

Genç kız düşündükçe kızıl çocuğun ses tonundan duyuyordu sanki cümleleri. Kendi kendine sırıtırken okul eteğini giymişti ve şimdi de gömleğini giyecekti.

"Hiiii. Kahretsin yaa, offf."

Genç kızın sütyeninin kopçası çıkmıştı. Bu talihsizliğe söylenirken ellerini sırtında birleştirip bir yandan da açılan kopçayı takmaya çalışıyordu. Ama sırtına elini tam döndüremediği için de olmuyordu. Umutsuzca ellerini yanına bıraktı. Kuzenine seslenmeye karar verdi, onun da buralarda olması gerekiyordu, en azından ona taktırabilirdi.

"Asiyee! Asiyee! Orda mısın? Yardım etmen lazım bana!"

Cevap gelmiyordu. Anlaşılan Asiye orada değildi.

Kendi üzerini değiştirdikten sonra Berk, tiyatrosunun aksesuarları ile ilgilenmek için derse girmeyip orada kalmıştı. Aybike'nin kuzenine seslendiğini duyduğunda da bir şey olmuş olabilir diye oraya gitti.

Soyunma odasının kapısı aralıktı, üstünü giyinmiştir herhalde diye düşündü Berk. Aralık kapıya baktığında ise karşısında böyle bir manzara görmeyi beklemiyordu.

Genç kızın kapıya sırtı dönüktü ve iç çamaşırının kopçası çıkmıştı, ve sırtının geri kalan kısmı tamamen açıktı. Genç kız ellerini arkasında birleştirip belki olur umuduyla takmaya çalışıyordu, takamayınca da soluk soluğa ellerini iki yanına bırakıyordu.

Kızın soluk soluğa kalmış hali Berk'e çok farklı şeyler düşündürürken içinden aralık olan kapıya küfretti, ya başka birisi buradan geçiyor olsaydı?

"Asiye sınıfa gitti Aybike."

Kızın duyduğu tok sesle tüyleri diken diken olmuştu. Berk ile soyunma odasında ve Aybike'nin üzerinde hemen hemen hiç bir şey yokken baş başalardı. Berk'e dönük olan sırtını çevirmeden konuştu.

"Ş-şey, ben bunu tek başıma takamadım da sen takabilir misin?"

Kıvırcık kız elleriyle kopçanın iki ucunu sırtından çocuğa doğru uzattığında Berk sesli şekilde yutkunmuştu. Kapısında olduğu odaya tamamen girip kapıyı kapattı ve herhangi birinin gelme ihtimaline karşılık kilidi çevirdi.

Kızıl çocuk bir şey söylemeden arkasından kıza yaklaştığında genç kız, çocuğun ellerini teninde hissetmeden bile yanmaya başlamıştı. Çocuğun biçimli parmaklarını sırtında hissettiğinde ürpermişti. Dokunuşunu hissetmek istedi, çocuğun onun sırtında ellerini gezdirdiğini,kendine çekip öptüğünü hayal etti bir anlığına.

Berk kopçayı takma işlemini bilerek yapar gibi yavaş yavaş bitirdiğinde ellerini kızdan çekmemişti. Uzun, güzel parmaklarını kızın sırtından beline indirdi. Bel boşluğunu okşadığında kızdan mırıltıya benzer bir ses duymuştu. Ellerini kızın pürüzsüz karnına getirip birleştirdiğinde genç kız boynunda çocuğun sıcak nefesini hissetmişti.

Çocuğun elleri yerinde durmayıp yukarıya çıkarak kızın askılarında gezinmeye başladı. O uzun ve biçimli işaret parmağını köprücük kemiğinin çukurunda hissettiğinde gözlerini kapattı Aybike. Berk genç kızın askılarını da düzeltirken kızı kendine çeken ve içindeki yoğun isteği daha da arttıran renge takıldı gözü, düşüncelerini sesli dile getirdiğinin farkında değildi.

"Bordo ha, güzel renk seçimi."

Genç kız gözlerini kocaman açıp çocuktan bir adım uzaklaşırken göz devirmeyi ve içinden çamaşırı aldığı mağazada kalan tek rengin bu olmasına saydırmayı da ihmal etmemişti. Kız nihayet yüzünü Berk'e döndüğünde ise Berk kızın çamaşırından açıkta kalan göğüslerinin manzarasıyla dudağını ıslatma ihtiyacı duydu.

Kızıl oğlan odadan çıkmayı o an akıl edemezken Aybike bu duruma laf etmeyi bile unutmuş, kenara çıkardığı okul gömleğini alıp giymeye çalışıyordu. Biri odanın sıcaklığını mı yükseltmişti ne? Anın etkisinden kurtulmaya çalışırken hıncını düğmelerden almak ister gibi hızlı hızlı iliklemeye çalışıyordu Aybike. Her sabah rutin olarak yaptığı işi şuan Berk'in gözleri üstündeyken yapamaması sinirini bozmuştu.

Sinirle oflayıp ellerini yine yanında serbest bıraktığında Berk hafifçe gülümsemiş ve kıza doğru yaklaşıp gömleğini kızın elinden kurtarmıştı.

Genç kız konuşmadan kaşlarını hafifçe çatıp çocuğun yaptığını anlamlandırmaya çalışırken Berk de arada kızın gözlerine kaçamak bakışlar atıp düğmelerini iliklemeye başlamıştı. Düğmeler yukarı çıktıkça Berk'in eli Aybike'nin karnından göğüs boşluğuna doğru temas ediyordu ve bu temasın sıcaklığı çocuğun düğmeleri ilikleyebilmesinde hiç yardımcı olmuyordu.

Sonunda ilikleme işlemini bitirebildiğinde kızın az önce gömleğini aldığı yerde duran kravatına ilişti gözü. Bu kravat yine aklının başka yerlere gitmesine sebep olsa da kafasından bu düşünceleri yok etmeye çalışarak kızın kravatını da bağladı.

Aybike kendisini adeta giydiren çocuğa sesini bile çıkaramıyordu çünkü Berk'le bu anı yaşamak pişmanlık duyacağı şeylere sebep olacaksa bile her şeye bedeldi.

Berk kızın yakalarını da düzeltirken gözü bir kaç kez kızın dudaklarına takılmıştı. Kızın da kendisinin dudaklarına baktığına şahit olmuştu. Aslında aklındaki düşüncenin o kadar güzel yeri ve zamanıydı ki... Kızın vereceği tepkiden emin değildi ama korkak gibi de davranmak istemiyordu. Ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada genç kızın elinin eteğine gitmesiyle duraksamıştı, Aybike de ona dönüp konuşmaya başlamıştı.

"Tamam yardımın için teşekkür ederim. Çıkarsan gömleğimi eteğimin içine koyucam, ona da yardım etmeyeceksin herhalde."

Berk aslında yardım edebilirim, diye düşünse de ikiletmedi. Kilidi açıp çıktığında gömleğinin yakalarını kendine yelpaze yapıp 400°C ye çıkmış ateşini indirmeye çalışıyordu. Tabi sınıfa gitmeden indirmesi gereken tek şey ateşi de değildi.

***

Sonunda velilerin de olacağı esas kostümlü tiyatro provasının günü gelmişti. Soyunma odasındaki yakın temaslarından sonra provalar haricinde hiç konuşmamıştı ikili. Berk küçük prensesini yeniden prenses kostümü içinde göreceği için çok heyecanlıydı. Ayrıca bu prova diğerleri gibi parça parça da olmayacaktı, baştan sona ve gayet gerçekçi oynanacaktı. Üstüne tam oturan ve geniş omuzlarında oldukça şık duran vezir kostümünü giydikten sonra aynada saçlarına çeki düzen verdi. Malzeme odasının önünden geçerken duyduğu seslerle yavaşça oraya yaklaştı ama kesinlikle oyundaki silahı değiştiren Tolga'yı görmeyi beklemiyordu.

Psikopat herif, diye geçirdi içinden. Korku dolu gözlerle sessizce Tolga'nın odadan çıkmasını bekledi. Tolga çıktığında da gizlendiği yerden çıkıp silahı tekrar değiştirdi, diğerlerini boşu boşuna endişelendirmeye gerek yoktu, oyun bitince Tolga'nın okuldan atılması için bizzat kendisi şahitlik yapacaktı bu olaya. Yeniden oyuncak silahı yerine koyduktan sonra daha oyunun başlamasına biraz süre olduğundan müdürün yanına gidip olayı anlatmaya karar verdi. Hoca olayı tam olarak anlatması için Berk'i tahmininden fazla tutmuştu, oyun başlamıştı bile. Hocadan izin alıp koşarak oyuna yetişmeye çalıştı.

"Keşke bir vezir olsa da benimle evlenmek istese."

Güzeller güzeli kraliçesinin sesini duymuştu yaklaşırken. Dudakları istemsizce kıvrılırken yaklaştığı için adımları da yavaşlamıştı.

"Berk nerde kaldı ya?"

Kızın sitem dolu ses tonuyla Berk'in sahneye çıkması bir olmuştu.

"Prensesim!"

Berk soluk soluğa sahneye çıkmış ve kızın yanında yerini almıştı.

Aybike çocuğun kulağına diğerlerine çaktırmadan fısıldadı.

"Bir an oyunu falan unutup gelmeyeceksin sandım."

Berk de kızın kulağına eğilip aynı şekilde fısıldayarak cevap vermişti.

"Seni kendime sakladım demiştim tatlım, yarı yolda bırakmam seni."

Aybike kalp atış seslerinin duyulmaması için kendini sıkarken Berk oyuna devam etmeye başlamıştı.

Aybike oyun olduğunu bilmesine rağmen kızıl çocuğun o ses tonundan sürekli prensesim kelimesini duymak karnına kramplar girmesine sebep oluyordu. Oyunda olmamasına rağmen hafifçe gülümsediğinde Berk de kızın gamzelerine karşılık verip derince gülümsemişti.

Sonunda Berk'in düzelttiği oyuncak silah ortaya çıkmış, Doruk yalandan vurulmuş ve oyunun sonuna gelmişlerdi. Yüz kere de provasını yapsalar yine el ele olacakları için heyecan dalgası sarmıştı her yerlerini.

Berk kızın pamuk gibi küçük ellerini kendi ellerinin içine aldı yavaşça. Oyunda olmamasına rağmen baş parmağıyla kızın ellerini naifçe okşuyordu, buna karşılık Aybike de huzurla bir kaç saniyeliğine gözlerini kapattı.

"Seni çok bekledim be kraliçem."

Yine o büyülü cümleyi yinelemişti kızıl çocuk. Küçük prenses zarifçe gülümserken kurnaz vezir de gülümseyip kızın ela gözlerinin içine bıraktı kendini.

Daha önceden kızı öpmeyi hiç şuanki kadar istememişti ama yapamazdı, veliler ve hocalar da buradaydı. Ah, bir de Oğulcan tabi.

Kız bunu anlamış gibi hafifçe ellerini çekti çocuktan, zaten olması gerektiğinden daha uzun süre öylece durmuşlardı.

***

Prenses kostümünü çıkarmak için soyunma odasına girdiğinde kapının ondan sonra kapatıldığını duydu genç kız. Gelen kişiyi tahmin etmek zor değildi. Kim olduğunu bildiği için acele etmeden yavaşça döndü arkasına, gülümsedi.

Berk kıza yaklaşıp ellerini yeniden ellerinin içine aldı ve tekrarladı.

"Seni gerçekten çok bekledim kraliçem."

Aybike çocuğun dudaklarına yaklaşmasıyla geri çekilmedi, o da bunu istiyordu çünkü. Kimseyi düşünmeden bir kez de kendi istediğini yapacaktı, geçmişi ya da geleceği önemsemeden. İçinden geldiği gibi davranacaktı.

Dudaklarının üstünde Berk'in sıcak dudaklarını hissettiğinde kollarını boynuna doladı ve çocuğa karşılık verdi. Kızıl oğlanın kollarını da belinde hissettiğinde kendini tamamen çocuğa bıraktı.

Kurnaz vezir nihayet prensesine kavuşmuştu.

nasıl buldunuz bölümü?

en sevdiğim sahne kızıl şeytan sahnesi olsa da bu sahnenin de yeri ben de çok ayrı ve devamını yazmak istedim, sizi seviyorum görüşmek üzere. ⭐




Продолжить чтение

Вам также понравится

158K 773 9
(+18 cinsellik içerir rahatsız olacaklar ve yaşı tutmayanlar okumasın sonra linç yemiyelim )
111K 6.5K 19
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...
Kendimi Sende Buldum - Ognis S

Любовные романы

124K 3.8K 20
Hata yaptım, hatamdan döndüm. Düştüm, yaralarımı sarıp kalktım. Ağladım, göz yaşlarımı sildim. Sonra sana geldim. Kendimi sende buldum. Ogni...
Zorbarda Lara Duygu

Разное

199K 9.9K 41
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Zorbalık, şiddet, hakaret gibi ögeler içerir. (Yok ben cinsellik istiyorum şöyle böyle diyenl...