mafya (bxb) +18

By slmcnmbenamcaniim

325K 12.4K 3.2K

Belimde hissettiğim silahla kalbim deli gibi atmaya başladı. Anında oturduğum koltuğa sinerken yanımdaki adam... More

1⛓️
2⛓️
3⛓️
4⛓️
5⛓️
6⛓️
7⛓️
8⛓️
9⛓️
10⛓️
11⛓️
12⛓️
13⛓️
14⛓️
15⛓️
16⛓️
18⛓️
19⛓️
20⛓️
21⛓️
22⛓️
23⛓️
24⛓️
25⛓️
26⛓️

17⛓️

7.7K 341 76
By slmcnmbenamcaniim

Eve Ezelin çağırdığı adamlar gelmiş ve İlkeri alıp gitmişlerdi. Ezel de benim iyi olduğuma emin olduktan sonra çıkmıştı. Böyle milyonda bir ihtimalle garip bir olay olmadığı sürece de tekrar görüşemicektik sanırım. Açıkçası o gittikten sonra tekrar görebilmek için kendimi tehlikeye atmayı bile planlamıştım.

Ama şimdilik bu saçma düşünceleri kenara bırakıp uyuma kararı aldım çünkü yarın okula gitmek zorundaydım. Telefonumdan 7'ye alarm kurup kenara bıraktım.

...

Uzun zamandır duymadığım alarm sesiyle zar zor gözlerimi açıp alarmı kapattım. Bir süre ayılmayı bekleyip daha sonra kısa bir duş için banyoya girdim.

Hızlıca giyindikten sonra mutfağa geçtim. Dersin başlamasına 1 saat vardı ve ev de okula yakındı bu yüzden kahvaltı etmeye karar verdim. Eskiden pek yapabildiğim Bir şey değildi. Genelde babam uyanmadan evden çıkmaya çalıştığım için okula 1 saat önceden giderdim ve kahvaltı yapamazdım.

Dolabı açıp yiyecek bir şeyler baktığımda yemeklerin midemi bulandırdığını fark ettim. Sanırım alışık olmadığım içindi. Kahvaltı fikrinden şimdilik vazgeçip dolabı kapattığımda içeriden telefonun çaldığını duydum.

Hızlıca odaya gidip telefonuma baktığımda Selim'i görmemle biraz hayal kırıklığına uğramıştım. İmkansız bile olsa Ezelin arıyor olmasını istemiştim. Kendime gelmek için kafamı iki yana sallayıp telefonu açtım.

"alo?"

"günaydınn. Hazırsın değil mi? Evine geliyorum beraber okula gidicez. Bir kere daha kaybolmanı istemem."

Selimin sabahın köründe bile enerjik olan sesini özlediğimi fark ettim. Ne olursa olsun modunu asla düşük tutmuyordu ve ben bu özelliğine çok özeniyordum. Onun aksine çok daha karamsar biriydim.

"sen okula geç direkt ben gelirim. Hem artık orda oturmuyorum."

"ya taşınıyorsun ve benim şuan haberim oluyor? Kırıldım Bulut bey."

"çok hızlı gelişti haber vermek için fırsatım olmadı."

Okulda her şeyi en ufak ayrıntısına kadar isticeğini biliyordum ama olanları şuanlık açık açık anlatmayı düşünmüyordum. Birkaç ufak yalan uydurup geçiştirmeyi planlıyordum.

"peki bugünlük kendin gel."

"görüşürüz."

Telefonu kapattıktan sonra çantamı alıp evden çıktım. Daha vakit çoktu ama biraz fazladan yürümek iyi gelebilir diye düşünerek çıkmıştım.

Yolu biraz uzattığım için yarım saat sonra okulda olmuştum. Saat erken olduğu için çok fazla kişi yoktu. Hızlıca merdivenleri çıkıp sınıfa girdim. Sadece selim ve birkaç kız vardı.

"oo Bulut bey günaydın."

Selimin oturduğu yerden bağırmasıyla kızlar da bana dönmüştü. İsimlerini biliyordum ama hiç konuşmamıştım. Biraz utanarak hızlı adımlarla selimin yanına oturdum.

"Günaydın."

"evet dinliyorum nerelerdeydin?"

"sadece hastaydım Selim. Biraz ağır geçti o yüzden gelemedim."

Selimin gözlerinde inanmamış bakışlar vardı ama üstelemedi.

"taşınma?"

"evde bazı sorunlar çıktı ayrı eve çıktım."

Selim babamla olan durumlarımı bilmiyordu zaten Ezelden başka bilen biri de yoktu.

Selim bana hala inanmayan gözlerle bakarken gözleri boynuma kaydı. Normalde boynum böyle olduğunda okula gelmezdim ama şuan devamsızlığım kalmadığı için gelmiştim ve evden çıkarken de tamamen unutmuştum.

"boynuna noldu lan."

Ne söylemem gerektiğini bilmiyordum. Aslında gerçeği söylemek en doğrusuydu. sürekli etrafımda İlker İlker diye dolaşmasını önlemiş olurdum.

"d-dün eve gittiğimde salonda İlker vardı..."

Sesim fazla titriyordu. Yaşananlar aklıma geldikçe vücudumdaki titreme de artıyordu. Selim kötü olduğumu anladığı anda beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

"Bulut özür dilerim... Gerçekten böyle biri oluğunu bilmiyordum."

"sorun değil bilmediğini biliyorum."

Bir süre daha sarıldıktan sonra geri çekildim. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı ve yanlış anlaşılmak istemiyordum. Ben alışıktım ama Selimin de başının yanmasını istemezdim. Daha önce sınıftaki birkaç kişiden de dayak yemiştim.

İkimiz de sustuğumuzda garip bir ortam olmuştu. Bunu bozmak için bir konu açmaya karar verdim.

"derslerde çok ilerlediniz mi ben yokken?"

"ee tabii ilerledik ama yardım ederim eksik olduğun kısımlarda."

Hafif bir tebessümle teşekkür ettim. Bugüne kadar beni düşünen nerdeyse kimse olmamıştı ve böyle ufak şeyler bile beni çok mutlu ediyordu.

Benim sırıtmam yüzümde dururken hoca sınıfa girdi. Ne zaman zil çaldı fark etmemiştim. Her zaman yapıldığı gibi ayağa kalkıp selamlaşıp geri oturmuştuk.

Hasan hoca masasına kitapları yerleştirirken gözleri benim üzerimdeydi. Tarih dersini güzel anlatıyordu ama bana karşı bakışlarını hep tuaf buluyordum.

"Bulut dönmüşsün. Bir şeyin yok değil mi?"

Hocanın sorduğu soruyla nerdeyse bütün sınıf bana dönmüştü. Tam cevap vericekken yan sıradan konuşan mustafa'yı duydum.

"yok hocam iki hafta kendini siktirmiş dönmüş."

Dediği şeyle gözlerim dolmuştu. Sınıftan gülme ve konuşma sesleri yükselirken Hasan hoca sıraya sertçe vurarak ayağa kalktı.

"sen nasıl konuşuyorsun arkadaşınla terbiyesiz."

"hocam bana o ibneyi savunmayın."

"çık sınıftan. Seni dersimde görmek istemiyorum. Ve bir daha böyle bir şeye şahit olursam dersten atmakla yetinmem haberin olsun."

Mustafa cevap vermeden hızlıca sınıftan çıktı. Gözlerimdeki yaşlar akmaya başladığında kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

"iyi görünmüyorsun. İstersen bi elini yüzünü yıka."

Yan sıramda oturan ecenin dediğine şaşırmıştım. Sanırım ilk defa benimle konuşuyordu. Ona döndüğümde benim için üzüldüğünü fark ettim. Hafifçe gülümsemeye çalışarak onu onaylayıp hocadan izin alarak üst kattaki tuvalete çıktım.

Tuvalete girdiğimde her taraf dumandı ve yeni sigara içildiği çok belliydi. Pek umursamadan lavaboya gidip soğuk suyla birkaç defa yüzümü yıkadım. Sonunda biraz daha iyi hissettiğime emin olduğumda suyu kapatıp üstümle yüzümü kuruladım.

Tam çıkıcakken kapıda mustafa'yı görmek birkaç adım gerilememe sebep olmuştu. Daha önce ondan çok dayak yemiştim ve büyük ihtimalle şuan da aynısı olucaktı.

"senin yüzünden sınıftan atıldım."

Yavaş yavaş bana doğru gelirken ben de bir anlamı olmasa bile geriliyordum.

"ben bir şey y-yapmadım. Kendi söylediklerin yüzünden atıldın."

Kendimden emin konuşmaya çalışmıştım ve ufak ses titremeleri dışında başarmıştım.

"seni burda siksem kimsenin ruhu duymaz. Ama sen zaten alışıksın değil mi? Hatta bu sana ödül falan olur."

Söyledikleri titrememe sebep olmuştu çünkü bundan önce hiç böyle bir şeyi söylememişti. Her zaman benden iğrendiğini söylersek sadece döverdi ama şuan söyledikleri başkaydı ve ben sadece ciddi olmaması için dua edebiliyordum.

Benim kaçıcak bir yerim kalmadığında dibime girip saçlarımı kavradı. Sertçe tutarak kafamı kendi yüzüne sabitledi.

"asla akıllanmıyorsun."

Dediği şeyin hemen ardından yüzüme sert bir yumruk geçirdi. Acıyla inlerken ağzımdaki kan tadını da hissediyordum. O umursamadan birkaç yumruk daha atarken benim ayakta durucak halim kalmamıştı. Ağzımdan ve burnumdan kanların aktığını hissediyordum ama yapabildiğim bir şey yoktu.

Sonunda yumruklarına ara verdiğinde boynumdan tutarak sertçe duvara yasladı. Nefes alamıyor gibi hissediyordum.

"daha fazla devam ederdim ama dua et okuldayız, burda ölürsen sıkıntı olur."

Sırıtarak söylediği cümlenin ardına karnıma sert bir tekme geçirip bıraktı. Birkaç öksürüğün ardından yere yığıldım. O arkasına bile bakmadan tuvaletten çıktığında zar zor yerden kalktım.

Lavabonun mermerine tutunarak ayakta durmaya çalışıyordum. Aynada gördüğüm manzara ise pek iç açıcı değildi. Ağzımdan ve burnumdan akan kanlar kurumaya başlamış ve bütün üstüm kan olmuştu. Ben ne yapıcağımı düşünürken tuvaletin kapısı açıldı. Yüzümü görmemesi için başımı önüme eyip işini halletmesini bekledim.

"Bulut iyi misin? Hoca merak etti."

Gelen Furkandı. Yüzümü görmemesi için iyice eğildim.

"i-iyim geliyorum şimdi."

Sınıfa dönmesini beklerken aksine yanıma gelmeye başladı. Büyük ihtimalle bir şey olduğunu fark etmişti. Yanıma geldiğinde yavaşça omzumdan tutup kendine çevirdi. Halimi görmesiyle gözlerinin büyümesi bir olmuştu.

"Mustafa mı yaptı bunu?"

"önemli değil. sen sınıfa git ben halledip gelirim."

"Bulut ayakta zor duruyorsun baksana haline ne demek önemli değil!"

Doğru söylediği için cevap veremedim.

"sen yüzünü yıka istersen ben de spor odasından bir t-shirt getireyim."

"zahmet etme ben hallerim."

Bana birkaç saniye ters bakışlar attıktan sonra tuvaletten çıktı. Ben de zaman kaybetmeden yüzümdeki kanları temizledim.

Dudağım patlamıştı ve şişmişti. Yüzümde birçok yerde morluklar vardı. Bu şekilde sınıfa dönmek istemiyordum. Furkan geldikten sonra müdür yardımcısından izin almayı denicektim.

Ben işimi tamamen bitirdiğimde Furkan gelmişti.

"al sen değiş ben hocaya haber verdim."

Teşekkür ettikten sonra kabinlerden birine girdim. O da sınıfa geri dönmüştü. Üstümü değiştirip kanlı t-shirt'ü çöpe atıp çıktım. Yürüdükçe karnımdaki ağrı artıyor gibiydi. Sonunda müdür yardımcısının odasına geldiğimde birkaç saniye kendimi toparlıyıp kapıyı çaldım.

İçeri girdiğimde mine hoca şaşkın şaşkın yüzümdeki izlere bakıyordu. Artık alışmış olması gerekirken her seferinde aynı şekilde şaşırmayı nasıl becerdiğini merak ediyordum.

"oğlum bu yüzünün hali ne? yine ne oldu?"

"önemli bir şey değil hocam ama ben bugünlük eve dönsem?"

Birkaç saniye üzgün bir şekilde yüzümü inceledikten sonra kafasını yavaşça onaylar şekilde salladı. Küçük bir kağıda izni olduğuna dair imza atıp bana verdi.

" Teşekkürler hocam. "

"dikkat et Bulut, Devamlı daha kötüye gidiyor bu iş."

"edicem hocam."

Mine hoca bana onaylamaz bakışlarını atmaya devam ederken ben hafifçe sırıtıp odadan çıktım. Ben sınıfa inerken zil çalmıştı. Fark edilmemesi için kafamı yerden kaldırmadan sınıfa gittim.

Sırama geldiğimde Selim yoktu. Biraz rahatlayıp hızlıca defterimi çantaya tıkıp sınıftan çıktım. Güvenliğe imzalı kağıdı verip okuldan çıktım.

SELAMLAR

GÖRÜŞÜRÜZ







Continue Reading

You'll Also Like

348K 21.2K 43
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...
140K 6.8K 19
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
87.8K 4.7K 32
Size bir gün gelip on yedi yılınızın çöp olduğunu ve çektiğiniz acıların boşa olduğunu söylüyorlar. Ne yapardınız? Kendimce en mantıklı olanı yaptım...
118K 3.6K 15
Sırf kuzeni için 18 yaşında Mardin'in acımasız ağasına gelin giden Larin... Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...