ADALETSE, BİZ BURADAYIZ. (Tam...

By guldensk83

763K 46.1K 3.8K

Yeni bir asker hikayesi. Siz istediniz ben yazdım. Bakalım nasıl olacak... #aksiyon 1. Sırada 13.04.2022 #pol... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
Bölüm 81
Bölüm 82
Bölüm 83
Bölüm 84
Bölüm 85
Bölüm 86
Bölüm 87
Bölüm 88
Bölüm 89
Bölüm 90
FİNAL

Bölüm 5

19.9K 1K 88
By guldensk83

Zır... 

Ben geldim bea. Sürpriz nasıldı ama? Kabul edelim uzun bir aradan sonra Anka'yı yeniden görmek hepimize iyi geldi. Ben bile hemen yazabildim. Ve inanılmaz bir duyguymuş. Ben bile özlemişim bizim deli Yüzbaşıyı. Neyse uzatmadan bölüme geçelim...

Bu bölüm  @SemraErenCatalkl adına yazılmıştır. Hadi bakalım tatlişim...

        Anka İstanbul görevinden sonra yeni katılan arkadaşları ile Hakkari'ye geri döndü. Elbette aralarından hepsi gelmemişti. Özkan, Özcan, Sabri ve Ali komiser kendi görevlerine geri dönmek zorunda kalmışlardı. Birkaç dilekçe yazılmış ama kabul edilmemişti. Kartal ise yeni görev yeri olan İzmir'e gitmişti. Yekta Albay emekli olmuş artık tim ile evde düzenlenen yemeklerde bir araya geliyordu. Karargahta otururken Kartal timinin mühimmat desteğine ihtiyacı olduğu bilgisi gelmişti. Ekip hemen hazırlanmış helikopterle olay yerine intikal etmişlerdi. Koşar adımlarla ilerliyorlardı. Yolda gelen istihbarat ise durumun vahim olduğunun açık göstergesiydi. Kuzgunun da operasyonda olduğunu öğrenince tebessüm etmişti. Bunu fark eden Alp ise alıcılarını açmış kendi odasına çağırmıştı. Kapıyı kapattığı gibi ayağı kalkmış kollarıyla onu hapis etmişti.

"Hayırdır Yüzbaşı Kartal timini duyunca gülümsedin."

"Yeni Komutan timin başında olan Kuzgun Yüzbaşı okuldan, akademiden arkadaşım."

"Nasıl bir arkadaşmış bu?" Anka yüzünü buruşturup kollarından kurtuldu.

"Yavaş gel Binbaşım. Arkadaş işte." Burnunu kıvırıp odadan kaçarcasına çıkmıştı. Anka onun bu hallerine gıcık olduğu kadar da seviyordu. Elbette hala bunu ona belli etmiyordu. Üzerini değiştirdikten sonra timine dönüp

"Makyajınız bittiyse çıkıyoruz." Helikopterde giderken

"Bakın Kuzgun Yüzbaşı iyi biridir. Ama operasyonlar öncesinde ketumdur. Adam yıllardır değişmedi. Onu biraz yola getirelim ne dersiniz?"

İsmail "Komutanım ben o işi başkalarına bırakıyorum."

"Kes lan. Her zaman ki haline geri dön. Vallahi kitap okumak seni bozmuş."

"Komutanım ne zaman konuşsam ağzıma ediyorlar. Tehdit, tehdit bir gün gerçekleşecek diye korkuyorum." Anka çenesini gülmemek için oynatıp

"Sana laf edenin aklını alırım. Şaka bir yana Kuzgun Yüzbaşıya biraz ders verelim ama elbette bunu ona çaktırmadan yapalım. Ayrıca yaralı bir askerimiz varmış. Keskinlerden bir bayan arkadaşmış. Yağız, İsmail ve Reyhan bu iş sizde. Barın sen oyuncağını yanına aldın mı?

"Bırakır mıyım komutanım."

"Aferin koçum. Eymen Allah'ını seversen kaç bıçak sıkıştırdın orana burana"

"Vallahi çok değil komutanım sadece yirmi üç tane" Aynı an da herkesten "Çüş" sesleri yükseldi.

Anka "Bir gün taşıdığın bıçaklar bir yerine girecek." Eymen pis pis sırıtıp

"Komutanım orda da var."

"Siktir lan" Diye bağırdı Anka.

"Komutanım gösteremeyeceğim. Ama inanın var."

İsmail "Allah belanı versin Eymen bıktım senden."

Eymen "Niye lan"

"Götüne soktuğun bıçağı bize mi ellettiriyorsun."

Eymen "Sus lan gerzek."

Anka "Tamam sululuğu bırakın. Dört grup halinde yaklaşan unsurlar varmış. Karşılık olarak birilerinin orda olduğunu biliyorlar ama bizim geldiğimizden haberleri yok. Kısacası kızlar, gelen puştlar büyük sürprizle karşılaşacaklar.

Kuzgun Duru'ya baktığında yüzünün bembeyaz olduğunu fark etti. Açıkçası bu kadar dayanıklı olduğunu düşünmemişti.

"Nuri, Duru Teğmenine destek ol."

"Gerek yok komutanım ben iyiyim." Sesi derinden geliyordu. Bacaklarının titrediğini gördüğüne yemin edebilirdi.

"Emir tekrarı yaptırtmayın hadi." Duru gerçekten de iyi olmadığını hissediyordu. Bacaklarında uyuşmalar, vücudunda ise iğnelenmeler başlamıştı. Her ne kadar inatlaşsa da desteksiz yürümek onları yavaşlatıyordu. Arada bir bakışlarını yakaladığı Yüzbaşı ise hala onu öldürecek gibi bakıyordu. Selda'nın kulağına eğilip

"Sanki bilerek vuruldum. Baksana bir de gözleriyle o beni kurşuna diziyor."

"Kızım sussana duyacak." Telsizden sesler yükselince Zeynep koşarak Kuzgun'un yanına geldi.

"Yüzbaşı, Deliboğaçlar yanınıza ulaştı mı?"

"Hayır komutanım. Henüz intikal etmediler." O arada telsize başka birinin sesi karıştı.

"Kartal biz yerimiz aldık."

"Nasıl ne zaman geldiniz kızım ya!" Diyerek şaşkınlığını belli etti. Diğer tarafta komutanının olduğunu unutarak!"

"İsmimizin hakkını verelim ama değil mi Tertip?" Binbaşı mecburen araya girmek zorunda kaldı.

"Bana bakın iki manyak tim bir araya geldiniz. Bir zahmet dağlar ve sınır telleri sağlam kalsın." Kuzgun ve Anka'nın gülme sesi ona ulaşınca bu işin sonunda başının biraz ağrıyacağından emin oldu. Telsizi kapatıp

"Ekrana görüntülerini yansıt. Bakalım Deliboğaçlar nereye koşullanmış" Ekrana bakınca şaşkınlıkla biraz daha yaklaştı.

"Bu manyaklar ne yapıyorlar böyle." Deliboğaçlar gelen kalabalık grubun arka tarafında koşullanmışlardı. Bunda sıkıntı yoktu. Ama arkadan gelebilecek olan başka bir grup ile karşılaşma olasılıkları yüksekti. Başka bir hareketliliği daha fark edince Deliboğaçlar, Kartal timinin de arka tarafında başka bir grup daha olduğunu gördü. Hemen diğer karargahı arayıp bilgi almak istedi.

"Komutanım Deliboğaçlar haricinde başka bir tim gönderildi mi?" Komutan telefonun ucunda saklamaya gerek görmeden kahkahalar atmaya başladı.

"Kuzey doğuya doğru görüntüyü kaydır."

"Teğmen kaydır şu görüntüyü." Dibinde olan ekrana iyice yaklaştı

"Yok artık."

"Var Binbaşı var. Kartal timi öncesinde bir time haber vermiş zaten, kurmaydan izin almışlar. Deliboğaçlar ise iki timi daha olay yerine intikal ettirmiş. Kısacası adamlar kaç grup olursa olsun dört tarafları kuşatılmış vaziyette. İnan bana Binbaşım orada olmayı çok isterdim.

"Evet, komutanım haklısınız bende şuan orda olmak için deli gibi bir istek duyuyorum."

"Bakalım bu manyaklar kaç leşle geri dönecekler."

"Valla uçan kuşlar bir de elbette sağlam kalırsa dağlar haricinde oldukça yüksek bir rekora imza atacaklar.

"İsimlerinin haklarını versinler. Ayaklarına taş değmesin."

"Amin komutanım amin."

Kuzgun koşullandığı yerden Duru'nun uzun namlu tüfeğin dürbününden etrafı inceliyordu. Biraz daha zamanları vardı. Anka

"Tertip çocuklar telsizlerini açsınlar. Tüm tim askerleri telsizlerinizi açın. Biraz muhabbet edelim."

Kuzgun "Beni şaşırtıyorsun."

Anka "Yüzbaşım bunu bir ders olarak algılarsanız sevinirim."

Kuzgun "Rakı sofrasında dersimi adlım diye hatırlıyorum." O akşam iddiaya girmişlerdi. En çok kim içebilir diye. Ama Anka o kadar kadehten sonra sadece sendelemişti. Kuzgun ise neredeyse oturduğu yerde uyuyup kalacaktı."

Anka "Yüzbaşım istersen o konudan da başlayabiliriz."

Kuzgun "Yok saçmalama Yüzbaşım."

Anka "Bu akşam yeniden alırım ifadeni. İşimizi çabuk bitirelim. Bir yemek ısmarlarsın artık."

Kuzgun "Yemek köpeğin olsun Yüzbaşım."

Anka "Yaralımızın durumu nasıl?"

Duru "İyiyim komutanım."

Anka "Tekmil ver asker!" Duru ağrıdan mı, korkudan mı bilmiyordu ama tekmil vermeyi unutmuştu.

" Duru Boz İstanbul emredin komutanım."

Anka "Nasıl hissediyorsun?"

"İyiyim komutanım. Biraz ağrım var."

Anka "Keskinlerden biriymişsin. Atışların nasıldır Duru?"

Faruk "Faruk Kara Muş. Vurduğunu indirir komutanım."

İsmail "Valla bizde de öyle bir manyak var tertip.

Yağız "Sensin manyak. Boş boğaz."

Murat "Murat Şar İzmir." Ben de keskinlerdenim komutanım."

"Buğra Sancak Trabzon emredin komutanım."

"Can Salkım Trabzon emredin komutanım." Arka arkaya herkes tanıştı.

Kuzgun "Anka grup yaklaşıyor."

Anka "Arkada olan tim haber geçti şimdi. Senin diğer timde durumlar nedir? Var mı her hangi bir hareketlilik?

Kuzgun "Küçük bir grup varmış işleri kolay olacak."

Anka "O zaman biz başlıyoruz."

Kuzgun "Birlikte sinyal diyelim mi?" Aralarındaki işaretlemeyi Kuzgun ve timi öğrenmişti. Aynı anda "Sinyal" kelimesi telsizlerden duyuldu. Ve arkasından Şırnak dağları kurşun sesleri ile inlemeye başladı. Örgüt elemanları keklik gibi avlanmaya başlamıştı. Kurşunların nereden geldiğini anlamadan büyük bir kısmı temizlenmişti. Tek bir kurşun boşa gitmesin diye attıklarını indirmeye çalışıyordu. Nuri telsizden bağırarak

"Komutanım roket atar" Duru bir kenarda mevzilenmek zorunda kalmıştı. Bacağındaki silah işini görmezdi. Zorlanarak da olsa ayağı kalkıp hemen yanında olan Murat'ın yanına gidip tüfeği aldı. Yere yattı. Acı her yerini sarmıştı.

İsmail "Görüşüm kapalı."

Yağız "Nerede bu orospu çocuğu" Duru adamı yakalamıştı. Tek kurşun hakkı vardı. Bir gözünü kapattı. Derin bir soluk alıp, rüzgarın, yağan karın hesaplamasını saliseler içerisinde hesaplayıp tüfeğini hafifçe yana çevirdi.

"Bismillah." Tek bir atış ve kimsenin göremediği adamı yere indirdi."

"Hedef temiz" Diye bağırdı. Ama o anda kendinden geçti. Soluğunu biraz fazla tuttuğu için nefesi yetmemişti. Kuzgun diğer taraftaydı ama tüfeğini düşürdüğünü ve Murat'ın onu uyandırmak için çabaladığını görmüştü. Nuri hemen yanına koştu. Kanaması yeniden başlamıştı ve kan kaybediyordu. Kuzgun kendini korumaya alarak o tarafa hızlı adımlarla ilerledi. Bir yandan da telsizden bağırmaya başladı

"Temizleyin şu pislikleri yaralımızın durumu ağırlaştı."

Buğra "Komutanım helikoptere konum geçeyim mi?"

"Hemen, hemen. Yetiştirmemiz lazım." Duru'nun yanında yere çöktü. Nuri nabzını kontrol ediyordu.

"Nabzı çok yavaşladı komutanım."

"Bir şeyler yap. Serum tak. Gerekirse yarayı yeniden dik." Nuri yaranın üzerine baskı yapıyordu. Dikişleri açılmıştı. Yeniden dikiş atmak daha büyük riskti. Acilen hastaneye yetiştirilmesi gerekiyordu. Ama komutanı başında dikilmiş eli ayağına dolanmıştı. Konuşmalara şahit olan Anka'nın tüyleri diken diken olmuştu. Ve Kuzgun'un telaşını sesinden anlamıştı.

"Kuzgun yaralının yanından uzaklaş."

"İşine bak Yüzbaşı."

"Siktirme belanı kalk şu kızın yanından."

"Anka" diye haykırdı. Kuzgun'un böyle tepsi vermesi hiç normal değildi. Onlar şehit verseler bile tehlikeyi bertaraf etmeden silah bırakmazlardı. Ortada olan durumun normal olmadığını anlamıştı.

"Kuzgun senle aynı rütbedeyiz. Ama unutma senden önce Yüzbaşı oldum ve senin komutanınım. Kalk silahının başına geç. Ve bana bir daha emir tekrarı yaptırtma." Emir demiri kesti. Onlar için emir bıçak kadar keskindi. Murat'ın yanına geçip dişlerini sıka sıka hedeflere odaklanmaya çalıştı. Bir yandan da arada bir bembeyaz yüzle yerde öylece yatan Duru'ya bakıyordu. Eğer bir şey olursa diyerek kendini şimdiden suçlamaya başlamıştı. Kızın üstüne çok gitmişti. Sırf İstanbul'dan geldi diye mi, yoksa çok iyi bir asker ve nişancı olduğu için mi bilmiyordu. Ama onun üzerine çok gittiğinin farkına yeni varmıştı. Duru'nun beyaz yüzü onu gerçeklerle yüzleştirmişti.

UNUTMA Kİ, NEFRET ve KİNİN ERTESİ PİŞMANLIKTIR. VE HER CANLIYA ÖLÜM VARDIR. İNSAN ÖLÜR AMA ÖLMEYEN İNSANLIKTIR.

Hz. MEVLANA        


@SemraErenCatalkl Senin olan bu bölümün hakkını vereceğini biliyorum canım tatlişim. Seviliyorsun...




Continue Reading

You'll Also Like

120K 715 4
Bir tesis düşünün. İleri teknolojiyle tasarlanmış, büyük bir gizemle saklanan, öyle herkesin giremeyeceği bir tesis... İçerisindeki ajanlar ya da aj...
614K 23.3K 51
Aşk bazen, acıyla tanışmanın diğer adıdır. Uçmaya kanat aramak değil, uçuruma kanatsız atlamaktır. O benim kurtarıcımdı. O benim kanadımdı. O Eva'ydı...
67.3K 2.4K 28
Bazı insanlar farkında bile olmadan büyük hatalar yapar... bu zincirleme olayları tetikler, tıpkı bir çığın oluşması gibi. Polis Baş Komiseri Yaman G...
208K 9.1K 64
Öylece trafiğe karışan aracın arkasından bakarken bacaklarımın beni taşımayacağını anlamıştım. Taşımasındı. Önemi yoktu. Kendimi dizlerimin üzerinde...