stammer | zhongchi

By chainox

53.2K 6.2K 7.1K

dışarıdan mükemmel göründüğü için zhongli'nin sinirini bozan tartaglia, sırasının altında unuttuğu defteriyle... More

bir
iki
üç
dört
beş
this could be-
the day i-
die for you
fill the void
gec olsun guc olmasin
11
home, a place where i can go
hang on
14
15
do you want it bad?
17
18
19
20
21
date
kaçtaydık?
how long?
everything i know
everything i hold tight
27
28
29
30
32
33
34
final
yyuuppp, its me..

31

1.1K 151 178
By chainox

arada sözleşmiş olmalarına rağmen aşağıda onlara yer yoktu bu yüzden derslerin bitmesini beklemek zorunda kaldılar. zhongli, görevli bitirdiğini söylediği an ayaklandı ve ne gariptir ki bu ders boyunca uyumayan ganyu'yu bileğinden kavrayıp nazikçe çekti. acele etseler iyi olacaktı.

"gidelim."

ganyu panikle ellerini havada sallayarak "ben.. ben gelmesem?" diyordu ama nafile. "kaçmaktan sıkılmış olmalısın. şu aralar her şey çözülsün istiyorum ve sadece kendi hayatımda değil." zhongli kıza doğru eğilerek sessizce konuştuğunda dışarıdan tutuşu ve ifadesi yüzünden onu bir konuda tehdit ediyormuş gibi duruyordu. zaten atrafta zhongli'yi tanımayan çoğu kişi ganyu'yu zorla yanında tuttuğunu düşünüyordu.

"çok kötü hissedersen çıkarız, tamam mı? gelip kolumu tutarsan anlarım. zaten gözüm üzerinde olacak, gözlerinle çıkışı da işaret edebilirsin. bir şekilde anlarım yani." ganyu tereddütle gözlerini kaçırdığında yanaklarını sıkıştırarak tuttu ve buna izin vermedi. "tamam mı?" diye yeniledi sorusunı.

kız yanaklarını sıkıştırmasına gülerek kafasını salladı ama balık gibi öne çıkan dudakları yüzünden belli olmuyordu. "tamam.. gidelim. zaten keqing beni görmez bile."

"ah, emin ol görür." oğlan o kadar tehlikeli sırıtmıştı ki ganyu ürpererek yanaklarındaki elini tutup indirdi. "yer kalmayacak, inelim." zhongli sırt çantasını taktı ve kızınkini de boştaki diğer eline aldı. xiao ve ganyu'ya nedense böyle korumacı davranıyordu her zaman.

bu sırada tartaglia yan yan onlara bakarken gidip 'aşağı inelim' demeye çekiniyordu ve unutmamış olmalarını diliyordu. montunu giyindikten sonra çantasını yavaşça taktı. onlar bir şey demeden çıkıp giderlerse o da omuzlarını düşürüp eve gidecekti.

tabii yanındaki kız izin verirse. ganyu ve zhongli'nin el ele tutuştuğunu görüp "ne kadar tatlılar," diye kıkırdamış ve o arada tartaglia'nın elini tutmuştu.

zhongli kafasını çevirip baktığı an beyninden vurulmuş gibi hissetti. ganyu'yla onun arasındaki şey ve tartaglia'yla o kızınki.. aynı değildi, hissedebiliyordu. yine de hiçbir şey söylemedi, karışamazdı ki. farkında olmadan ganyu'nun elini sıkıyordu. kız uyarırcasına parmaklarını bastırdığındaysa kendine gelip hemen gevşetti.

"bir arkadaşım oynuyormuş ve çıkmak üzereymiş, yeri bizim için tutuyor." kız yüzünde asla bozmadığı o kocaman gülüşüyle saçlarını omzundan geriye atarak konuşuyordu. "yani rahat takılabiliriz, gitmeden bir şeyler bile içeriz."

"arkadaşın bizi beklemiyor mu?" dedi ganyu kaşlarını kaldırarak. amacı kızı bozmak değildi, şaşırmıştı sadece. "inelim bence." dönüp onay almak isteyen küçük bir çocuk gibi zhongli'ye baktı. oğlan da ona bakmayan tartaglia'da sabitlemişti gözlerini. "bence de," diye onayladı yine de.

kızın "siz bilirsiniz," homurtuları eşliğinde aşağı indiler. burası her bloğun altında olan bir yerdi. loş bir ışık, birkaç masa ve sandalye, oyun aletleri.. genelde sadece masa tenisi ve bilardo oluyordu ama kulüpteki öğrenciler birleşip bir makine almaya karar verirse başka. burası hazırlık olduğu için kimse böyle bir şey yapmamıştı tabii.

ganyu kapı açılırken daha camdan keqing'i görmesiyle dönüp merdivenlere yöneliyordu ki zhongli elini bırakmadı ve sorarcasına baktı. "ganyu? lütfen, sadece o yokmuş gibi yap. seneye bölümleriniz de aynı ve ben yanında olmayacağım."

"shenhe orada olacak." kız pembeleşmiş yanaklarını saklamak için kafasını eğdi. kalbi çok hızlı atıyordu. böyle ortamlara girmezdi ki o! kaldı ki bir de eski kız arkadaşı.. "bu yüzleşmemen için bahane değil. yürü." zhongli onu içeri itekleyip kapıyı kapattığında artık çok geçti. masaya eğilmiş, vuruş yapmak üzere pozisyon alan keqing'le çoktan göz göze gelmişti.

zhongli çıkmak için toparlanan arkadaşıyla konuşup gülen kıza ve yanında bıkkın tavrıyla dikilen tartaglia'ya döndü. kızdan haz etmiyordu işte, neden yine de yanında tutmak için kendini yırtıyordu? sıkıntıyla ofladı ve bir şey belli etmeden yanlarına gitti. "zhongli." onlara yer tutan oğlana elini uzattığında oğlan beklemeden elini tutup sıktı.

"tanışıyoruz aslında. aslında aynı sınıftayız, son derse girmedim sadece. kadın çok bayıyor." zhongli oğlanın gerçekten bayılmış olduğunu fark edebiliyordu çünkü baygın gözlerle bakıyordu. hâline istemsizce güldü.

"neden gidiyorsun? bizimle de oynasaydın." ganyu daha önce onunla birkaç cümle eden ve yediği şekerden uzatan bu çocuğu hatırlıyordu. bu yüzden saklandığı zhongli'nin arkasından çıkıp konuştu.

"şu siktiğimin dönem ödevi için buluşacakmışız. neredeyse tüm gruplar bitirmiş. kız başımın etini yiyor." zhongli oğlan her an gözüne daha da perişan görünüyorken bu sefer sesli güldü. "hiç komik değil. hayatım kaydı, şaftım kaydı bu okulda. iyi değilim." cümleleri sadece daha fazla gülmesine sebep olmuştu. elini özür diler gibi havaya kaldırdığında ganyu da hafif hafif kıkırdıyordu. bu çocuk gerçekten çok sempatikti.

"aslına benim elimde hazır metinler var, eşim beni terk edip başka gruba geçince elimde patladılar." zhongli boğazını temizleyerek ciddileşti. belki de gruplarına katılabilirdi? gerçekten çok önemli olmasa uğraşmazdı aslında ama mecburdu. "kıza söylesene, kabul ederse akşam grup kurarız."

"harika," oğlan anında ışıldayan yüzüyle omzuna vurdu. "en zor kısmı oydu zaten. kabul etmese bile kızı postalayıp seninle o ödevi yapacağım. hahaha.." işi kolay yoldan halledecek olmanın verdiği gazla kötü kötü gülerken herkesin garipseyerek ona baktığını fark edince sustu. "gideyim ben."

tartaglia'nın elini bir türlü bırakmayan kız kafasını sallayarak "bence de," dediğinde sandalyenin üstünde duran eşyalarını aldı. oğlanın zhongli'ye attığı son bir kaçamak bakışın ardından çıkmasıyla ganyu ne yapması gerektiğini hatırladı ve kıza dönerek "benimle bir tur oynar mısın?" dedi en masum yüzüyle.

"oynarım tabii." kız gülüşünün ardından dişlerini sıkıyordu. bunun zhongli'nin işi olduğunu bilerek oğlana ters ters baktı. kollarını göğsünde bağlamış dikilen zhongli onun yapmacık gülüşüne aynı şekilde cevap verip görüşürüz der gibi elini sallamıştı. "biz de masa tenisi mi oynasak bu sırada?"

tartaglia ortamda neler döndüğünü anlamıştı ve gülmemek için dudaklarını dişliyordu. oysa daha biraz önce zhongli'yi yarı yolda bıraktığı düşüncesi yüzünden keyfi kaçmıştı. oğlan şimdi başka biriyle oturup.. ah, devamını düşünmeyecekti. aynılarını yaşamazlardı sonuçta. sessizce eğdiği kafasını salladı.

zhongli yürürken dönüp kızlardan iyice uzaklaştıklarını teyit ettikten sonra "ganyu bilardo bilmiyor," dedi keyifle. "onların bir turu bayaaa uzun sürer gibi." tartaglia da dayanamayıp güldüğünde zhongli iyice rahatlamıştı artık. demek yanılmamıştı, kız gerçekten tartaglia'yı bunaltıyordu.

"bilirsin, arkadaşların olmasına edecek bir lafım yok, olamaz da. ama kız biraz.. tuhaf." yüzünü buruşturarak eğilip iki raket aldı. tartaglia'nın buna verecek bir cevabı yoktu. sürekli çok iyi görünme çabasında olduğundan daha önce kimsenin arkasından konuşmamıştı. "her saniye sana yapışmak istiyor ve sen aranıza mesafe koyamıyorsun. oysa rahatsız olduğunu görebiliyorum." devamını getirmek istedi ama bu kadarına hakkı yoktu, yapmayacaktı. ayrıca seni arkadaş olarak düşünmediği de çok açık.

"iyi biri aslında." tartaglia oğlanın ona uzattığı raketi alırken mırıldanmıştı. kısa zamanda onu bu kadar iyi anlayabilmesine şaşırıyordu ama yine de kızın çevresinden uzaklaşmasını istiyor değildi. "sen yokken sürekli bana yardımcı oldu."

"iyi öyleyse." bunları duyduktan sonra elinden bir şey gelmezdi. anlaşılan kenara çekilip neler olacağını izlemekten başka çaresi yoktu. raketini sabırsızca elinde salladı ve ortamdaki modu düşürmemek için çabaladı. "ben seni tokatladıktan sonra yanlarına gideriz."

"hohhooo.." tartaglia gözlerini sonuna kadar açtı ve kafasını hakarete uğramış gibi geriye çekti. "şu an seni tokatlamam için kışkırtıyorsun beni."

"hohhoo.." diye onu taklit ederek kafasını geriye çekti zhongli. "sen de şu an kışkırtıyorsun beni. bu.. garip hareketle?"

tartaglia kafasını kahkahası eşliğinde geriye attığında zhongli aptal aptal sırıtarak onu izliyordu. araları düzeliyordu ha? aklına ganyu'nun zorlanıyor olabileceği düşüncesi geldiğinde çaktırmadan dönüp onlara baktı.

ganyu ıstakayı düzgün tutmaya çalışarak masaya eğilmişti, kız da duruşunu düzeltmek için arkasında dikiliyordu. iyi anlaşıyor gibilerdi, kızın sürekli sıkıntıyla dönüp onlara bakması dışında. göz göze geldiklerinde ifadesiz yüzüne rağmen tek gözünü parmağıyla aşağı çekerek dilini çıkardı.

tartaglia'ya karışmayacak olması kızdan hoşlanacağı anlamına gelmiyordu. kız orta parmağıyla karşılık verince dilini yanaklarında gezdirerek sinirle güldü ve kafasını gülmeyi yavaş yavaş kesen tartaglia'ya çevirdi. demek boşluğu doldurmak için ona ihtiyacı vardı, en azından şarkı sözleri böyleydi.

Continue Reading

You'll Also Like

509 76 4
-Lütfen kapatmayın lütfen!!. yağmurda ıslanmış şekilde kapıya doğru koşan kişiye ve elindeki minik kediye bakarak kapının kilidini tekrardan açmıştım.
219K 21.7K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
59.9K 6.6K 13
-texting- bokuaka #1 haikyuu #1 - 30.08.20 • 12.09.20
30.4K 3.1K 23
Sadece sihirli bir dilek hakkı ona yaşattığım onca acıyı unutturabilir miydi yoksa şapkadan çıkan tavşan misali ona beklemediği itirafı yapmak için ç...