28

1.1K 150 79
                                    

tartaglia kızın kahvesini almak için uzanırken erken davranıp bardağı ondan önce kaptı zhongli. kızı olabildiğince ondan uzakta tutmak için bir içgüdüydü sadece, iyi görünmeye çalışmıyordu.

ders biter bitmez ona haber vermeden ilerleyen ikiliye dahil olmuştu. hayatında böyle bir şey yapmamıştı ama tüm aşağılayıcılığına rağmen dişini sıkacaktı. sadece uzaktan izlerse eline geçen tek şeyin onu geride bırakması olacağını biliyordu. tartaglia'yı iyileştirmek için hazırda bekleyen biri çoktan vardı zaten. defterde hayranlık ve özlemle, hatta zaman zaman ihtiyaçla çağırdığı kişiydi bu.

"onu hatırlamadığını söylüyordun," dedi masada bekleyen kıza doğru yürürken. "nasıl buldun?"

"o beni buldu," diye kestirip attı tartaglia. artık defteri okumasıyla ilgili çok da bir sorun yokmuş gibi hissettirmişti. ardından gittikçe yaklaştıkları için yüzüne yerleştirdiği yapay gülümsemenin altında, dişlerinin arasından ekledi, "kızın yanında garip garip konuşma."

umarsızca "hmhm," diye onayladı zhongli, "konuşmam." ve adımlarını hızlandırarak tartaglia'yı geride bırakıp elindekileri masaya koydu. aslında tek derdi tartaglia'nın yanında olmaktı. kız umrunda bile değildi.

"iki hafta bile olmadı ama üstünden yıllar geçmiş gibi hissediyorum." zhongli oturdu, bardağı karıştırdığı çubuğu çıkarıp kenara koydu ve oğlanın gözlerine baktı. "seni özledim. gerçekten."

duraksayarak ve son kelimeye vurgulayarak konuşmuştu. içten olduğuna nasıl inandırabilirdi bilmiyordu ama gerçekten özlemişti. sessizlik olduğunda umursamadan bardağı kaldırıp içine biraz üfledi ve yavaşça yudumladı. tartaglia'nın da onu özlediğinden emindi ama sırf cevap alamadığı için rencide eder gibi üstüne gitmeyecekti.

"neredeydin ki?" dedi kız ortamdan soyutlanmamak için. tartaglia'nın yanında oturuyordu. evet, tartaglia beklediği gibi onun yanına oturmayı tercih etmişti. kafasını hafifçe çevirdi ve "evdeydim," dedi anlam veremeyerek kaldırdığı tek kaşıyla. kızı görmezden geldikçe her şeye atlamaya çalışacağını anlamıştı.

tüm o zaman evinde ne yapmıştı zhongli? tartaglia kızın daha fazla soru sorması için dua ediyordu içinden. tüm o zaman boyunca merak etmekten alıkoyamamıştı kendini. sonunda kızdan ses çıkmayınca "neden evdeydin?" diye sormak zorunda kaldı.

"gözüme görünme dedin. istediğini vermek istedim ama sonsuza dek başaramazdım elbette," bardağını bıraktı ve oğlanın gözlerine bu sefer ısrarla göz göze gelmek isteyerek baktı. istediği olmuyordu ne yazık ki. "şimdi yeniden gözünün önündeyim çünkü sakinleşmen gerekiyordu artık. öfken devam ediyorsa da ben dindirmek zorundayım. bu böyle gitmez."

zhongli sadece öfke mi duyduğunu düşünüyordu? burnundan verdiği nefesle gülerek kafasını kızın olduğu yöne çevirdi. "dışarı çıkmak ister misin?" açıkça zhongli'yi istemiyordu. çevresinde, yanında.. daha nasıl belli edecekti?

kız memnuniyetle ayaklanırken "çok iyi olur," dedi. "sonra görüşürüz zhongli."

kendi silahıyla vurulmuştu. zaten katlanması çok zordu bu duruma, bir de yokluğunu fırsat bilip oğlana sarmaşık gibi köklerini dolayan bu kızla mı uğraşacaktı yani? dilini yanağının içinde gezdirerek güldü.

"görüşürüz."

gidişlerini izledikten sonra içemediği bardağı sinirle çöpe attı. resmen varlığıyla yoluna taş koyuyordu, tartaglia'nın spor salonunda da kızı görmeyeceğini umuyordu.

stammer | zhongchiOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz