Raunchy Alpha // larry

By bearschangedmylife

59.1K 5.2K 11.5K

Şımarık bir Alfanın neler yapabileceğini görmek istiyorsanız doğru yerdesiniz! Harry olgun omegayla mühürlene... More

a slice of the future
prolog
one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fiveteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty-one
twenty-two
twenty-three
twenty-four
twenty-five
twenty-six
twenty-seven
twenty-eight
twenty-nine
thirty
thirty-one
thirty-two
thirty-three
thirty-four
thirty-five
thirty-six
thirty-seven
thirty-eight
thirty-nine
ONE-SHOT
fourty
fourty-one
fourty-two
fourty-three
fourty-four
fourty-five
fourty-six
fourty-seven
fourty-eight
fourty-nine
fifty
fifty-one
🎀fifty-two🎀
fifty-three
fifty-four
fifty-five
fifty-six
fifty-seven
fifty-eight
fifty-nine
sixty
sixty-one
sixty-two
sixty-three
sixty-four
sixty-five
sixty-six
sixty-seven
sixty-eight
sixty-nine
fınal
Special Chapter "🔄"
Special Chapter "24" 1/2
Special Chapter "24" 2/2
Special Chapter "Axel"
Special Chapter 2 "Axel"
Special Chapter 1/2 "Harry or Louis?"
Special Chapter 2/2 "Harry or Louis"
Spacial Chapter "New Groom" 1/2
Special Chapter "New Grooms" 2/2
Special Chapter "Alternative Jobs 1/3"
Speical Chapter "Alternative Jobs 2/3"
Speical Chapter "Alternative Jobs 3/3"
Special Chapter "Wedding Photo"
Special Chapter "Becoming an Alpha"
Special Chapter "Valeria's Alpha" 1/2
Special Chapter "Skirts"

ten

1K 75 129
By bearschangedmylife

Merhabalar,

Yazım yanlışları için kusura bakmayın,

İyi okumalar!

×××

Yaptıkları kurtlar gecesinin ardından Louis de Harry de daha iyi hissetmeye başlamışlardı. Ne kadar Alfa her zamanki gibi abartıp Louis'nin kalmasını sağlamaya çalışsa da Omega Anne'den özürler dileyerek evinin yolunu tutmuştu.

Her şey bir anda olup, olması gerekenden hızlı ilerlemeye başladığı için ipin ucunu kaçırmaması gerektiğini düşünüyordu. Hatta aldığı bir haftalık izini iptal ederek okula dönecek olduğunda annesi buna izin vermemiş, mecbur kalmadıkça izin almadığı bu yaklaşık 6-7 senelik öğretmenlik hayatında bir kere olsun kendine vakit ayırmasını istemişti. Bu bir haftayı onun hayatında dönüm noktası olabilecek mührüyle geçirmesini istemiş ve hızlanan ilişkilerinde birbirlerine alışmanın en doğrusu olduğunu söylemişti.

Tabii durumdan bir şekilde haberdar olan Harry bu fırsatı kaçırmamak için yanıp tutuşmuş, Jay ile birlikte Louis'ye baskı yaparak onu ikna etmişlerdi. Sonuç olarak Omega kendini plansız olduğu kadar da planlı bir haftanın içinde bulmuştu.

Birbirlerine alışma konusunda Harry ondan bir tık daha öndeydi. Bu konuya aileleri de dahil etmiş ve ilk fırsatta kendini Tomlinson'ların evine atmıştı. Aslında ne kadar abartıyor görünse de nadiren mantıklı hareket ettiği zamanlardan biriydi. İkisi de eşlerini en doğal ortamları olan ailenin içinde görüp, her hallerine tanık oluyorlardı. Harry'nin yeni ilişkilerinde başlattığı bu akım Louis'yi de istemeden içine çekince kendilerini sırayla birbirlerine giderken bulmuşlardı.

Harry'yi aralarına almaya dünden razı olan Tomlinson ailesi ona alışmak konusunda hiç zorluk çekmeyince Alfa çoğunlukla Omegayı kendi evine götürmeye başlamıştı. Onun annesiyle birkaç dakika sohbet etmesine izin veriyor, ardından yalnız kalabilecekleri tek yer olan ormanına götürüyordu. Odası aklının ucundan bile geçmezdi, çünkü annesinin koltuğunu ve sehpasını alıp kapısına yerleşeceğini adı gibi bildiğinden Louis'nin rahat olmasını istiyordu. Tıpkı evinde gibi.

Artık kendi evi de onun evi sayılırdı.

Bu düşünceyle, çimenlere yerleştikleri bir günde Harry aniden baygınlık geçirmişti. Louis panikle ona seslenip cevap alamayınca dönüp Anne'e haber verecekken bileğindn yakalanmıştı.

Gözleri yarım açık Alfa hafifçe kafasını kaldırıp Louis'yi kendine doğru çekmiş, "Sen... Artık bu evin Omegasısın..." dedikten sonra son nefesini verir gibi kafasını yana düşürmüştü.

Louis ise onun küçük tiyatrosunu kısık gözler ve düz bir ifadeyle izleyip ödül olarak kasıklarına küçük bir darbe vermişti.

Louis'nin Styles'ları ziyaret ettiği bu haftanın son gününde de Harry her seferinde olduğu gibi yine oldukça heyecanlıydı. Öyle ki bu sefer annesiyle uzun uzun konuşmasına izin vermeden bahçeye, oradan da ağaçlık alana götürmüştü Louis'yi. Dönüşeceklerdi. Onu zar zor ikna etmişken geçen her saniye onun için çok önemliydi. Ormanın girişine yerleştirdikleri geniş kabine onu sokup heyecanla beklemeye başlamıştı.

Ve ormanına ışık saçmaya başlayan beyaz Omegası, tüm ihtişamıyla gözlerinin önüne serildiğinde mutlulukla gülümsedi Alfa. Sıranın kendisine geldiğini bilse de girmeden önce Omegasına ilerleyip kürkünü okşamayı kendisine çok görmedi.

"Benim güzel Omegam..."

Louis onu savuşturmak yerine kafasını eğip Harry'nin ona ulaşmasını kolaylaştırınca Alfanın da keyifle gülümsemesini sağlamıştı. Bir süre sevilmeyi bekleyip ardından burnunu Harry'nin yanağına değdirerek onu koklamış ve sessizce kalkıp kabinin yanına yerleşerek patisini yalamaya başlamıştı.

Alfa onun güzelliğine öyle kapılmıştı ki kapının yerini şaşırıp kulübeye çarpmıştı. Sesle birlikte duraksayan Louis, dilinin patisi üzerinde kalmasını önemsemeden şapşallığını sergileyen Harry'ye yan bir bakış atmıştı. Tüm sakarlığına rağmen başarıyla dönüşen Harry silkelediği kürküyle çıktı kabinden, koyu yeşil gözlerini hızla onu bekleyen Omegaya çevirdi.

Louis onu farkedince yanına gitmek yerine kalkıp onun ters istikametine yürümeye başladı. Harry de beklemeden beyaz kurdun sallanan kuyruğuna uzattığı kafasıyla onun peşinden ilerlemeye başlamıştı. Omeganın yavaşlamasına müsaade etmeden hızla yanına ilerledi. Hızlanan adımlarını duraksatmadan başını onunkine yasladı. Kuyrukları birbirine dolanırken Louis boynuna yaslanan buruna izin verdi. Ormanın derinliklerine girmeye gerek duymadan önlerine çıkan ilk ağacına dibine yerleştiler, Harry ruh eşini ağaçla arasına sıkıştırmaktan çekinmedi. Bu fırsatı değerlendirecek ve ciğerlerini kokusuyla, bedenini ısısıyla donatacaktı. Geçen her saniye Alfa için çok değerliydi, Omegasının ona bu yakınlığı gösterdiği zamanlar Harry için paha biçilmezdi.

Kendi kahverengi parlak kürkü aralarına Louis'nin kar beyazı kürkü karıştığında çok daha güzel görünüyordu. Başını Omeganın patlerinin üstüne bırakıp ondan ilgi görmeyi bekledi. Louis ise onun bu sırnaşıklığına alışmaya başladığı için hızla gür tüylerini yalamaya başladı.

Alfası koruyucu bir eşten çok küçük çocuğu gibiydi.

Harry mayışmaktan adım adım yana devrilince Louis onu kendi haline bırakıp kendi başını boşalan patilerinin üstüne bırakmıştı. Kahverengi olan artık alamadığı dil darbeleriyle, kendi dışarı sarkmaya başlamış dilini içeri sokup toparlanmıştı. Dinlenme moduna geçmiş Omegasını görünce burnunu uzatıp onu dürtmeye ve kafasını kaldırması için teşvik etmeye başlamıştı. Ancak bu teşvik biraz sinir bozucu bir yöntem olduğu için amacına ulaşsa bile sinirli bir karşılık almıştı.

Louis kafasını kaldırdığı gibi yana savurmuş, önüne gelen ilk yerini de ısırmıştı Alfasının. Harry'nin ağlayan sesi kulaklarına dolunca da bırakıp ayaklanmıştı. Sızlanmayı bırakıp yanındaki boşluğa neden olan kurdu izleyince onun kabine ilerlediğini farketmişti.

Bu nedenle hızlı bir kalkışla onun yolunu kesip yönünü değiştirmeye çalıştı. Önünde atlayıp zıplayan Alfadan kurtulabilmek için arkasını dönünce kuyruğuyla onun suratına bir darbe bırakmaktan çekinmedi Louis. Tabii Harry bu tokatla duraksasa da dayak yemiş olmaktan çok, burnuna çarpan kokuyla dönen başını da alıp her zamanki gibi onun peşine takılmıştı.

Aradaki mesafeyi sıfıra indirme düşüncesiyle daha Omegası farkedemeden olduğu yerden sıçrayıp direk Louis'nin üzerine yumuşak bir iniş yaptı. Birlikte çimenli toprağın üzerinde yuvarlanınca da aralarındaki huzurlu sukûnet sona ermiş oldu.

"N'apıyorsun Harry!?"

"Önce ben nereye gittiğini sorabilir miyim?"

"Sinirlerimi bozup sonra bana utanmadan nedenini soramazsın."

"Ama bir şey yapmadım ki!"

"Yorucu okul günlerinden sonra çabuk sinirlendiğimi bilmiyor musun?"

"En az senin her an sinirli olduğunu bildiğim kadar."

Louis cevabını zihniyle ulaştırmadan önce üzerindeki Harry'ye hırladı. "Harry!"

"Tamam ya, kızma!" Omeganın patilerini göğsüne yaslamasını sağlayıp güzel başının iki yanına koydu kendi patilerini. "Bak sana bir teklifim var, bu akşam ailecek yemek yiyelim! Annem size muhteşem yemekler hazırlarken sen de tüm aile fertlerini toplayarak bize getir!"

"Bu nereden çıktı şimdi?"

"Artık annelerimizin yüz yüze tanışmasını istiyorum!"

Louis onun heyecan ve hevesle suratına doğru solurken çıkardığı diline bakıp kafasını çevirdi. "Onlar bunu senin kadar istemiyor."

"Nereden biliyorsun? Belki bizden gizli görüşüyorlar?"

"Eğer bunu onlara sağladıysan yapıyorlardır tabii(!)."

Harry konunun çevirdiği gizili işlere geldiğini farkedince konuyu değiştirmek için sessiz kalıp burnunu Louis'nin tüyleri arasına soktu. Omega onun yine sırnaşma moduna girdiğini farkedince patileriyle onu devirmeye çalıştı. Bu atak ikisinin küçük bir boğuşma yaşamasına neden olmuştu. Kalan zamanlarını kovalamaca ve birbirlerine sergiledikleri sataşmalarla geçirip, ikisi de kendine göre atmak istedikleri heyecanı attılar. Nefes nefese kaldıkları bir anda anlamadan yanına geldikleri Harry'nin özel isteğiyle eklenen yapay gölete yaklaştılar.

Louis Alfanın keyfi düşünülerek yapılmış bu geniş su brikintisine tereddütsüz yaklaştı. Eğilip usul usul susuzluğunu giderirken Harry yanına yanaşıp manzarasının tadını çıkardı. Ardından yine dayanamadı, onun kurduyla sergilediği ifadelerini çok seviyordu. Suya eğilip, içmek yerine, burnu ile Omeganın yüzüne su attı. İrkilen Louis kapanan gözlerini açıp eğik duruşunu bozmadan ona yan bir bakış atmış, patisini uzatıp o da ona düz bir ifadeyle su sıçratmıştı.

Doğrulup yüzündeki sulardan kurtulmak için kafasını iki yana sallarken Harry'nin gelişini görmedi. Ancak üzerine abanacak Alfadan son anda çekilerek kaçtı. Ardından o yeltenemeden kendisi dönüp kalçasıyla onu gölete ittirdi.

"AAA!"

Harry'nin çekinmeden attığı çığlığa gülerek suya ukala bir bakış attı. Su içinde kalmış kurt önce kafasını çıkarıp yüzeyde kalabilmek için ön ve arka ayaklarını çırparken Omegasının öylece oturmuş etrafı süzen haline bakmıştı.

Yüzeye ulaştığında ıslanan kürkü yüzünden ağırlaşmış bedenini umursamaz tavırlar sergileyen Louis'nin önüne getirdi.

"Sana sırılsıklam aşığım Louis."

Cümlesindeki yaptığı espiriden dolayı ön planda olması gereken alay o kadar geride kalmıştı ki, ses tınısındaki ciddiyet Louis'nin onun gözlerinin içine sadece birkaç saniye bakabilmesine neden olmuştu. Harry de cevapsız kalmayı umursamadan onun hemen yanına yürüyerek ayaklarını yere sabitlediği gibi bedenindeki sudan kurtulmaya başladı. Omega üzerine sıçrayan sulardan en azıdan yüzünü korumak için patisini yüzüne doğru tuttu.

"Harry!?"

"Bu tam senin de bana ilan-ı aşk etmen gereken kısımdı!"

Louis patisini indirerek ona bakınca ıslak Alfanın çatık kaşlarını görür gibi olmuştu, tabii bu açık ağzından sarkan dili yüzünden etkisini yeterince gösterememişti. Yine de cevap vermeden önce ıslanan patisini yalayıp ayaklanmış ve onun gibi kürkünü sirkelemişti. Aralarındaki fark Harry'nin kendini korumak yerine kafasını uzatıp bunu yaparken daha çok yayılan kokusunu içine çekmesiydi.

Durup Harry'ye küçük bir bakış atıp ona arkasını döndü. "Sevmesem yanımda durmana izin verirmişim gibi..."

Harry cümleyi algılayana kadar bir-iki ağaç ilerlerken, dolaylı yoldan aldığı sevgi itirafının keyfiyle seke seke takılmıştı bu sefer de eşinin peşine.

Takip kabinde bitip dönüşmeye ve giyinmeye kadar sürünce, Harry kendini bir anda Louis ile birlikte annesinin karşısıda bulmuştu.

"Gidiyor musun Louis? Bugün Harry'den bana vakit ayıramadın..."

"Üzgünüm Bayan Styles, söz bir sonraki gelişimde oturup sadece sizinle çay içeceğim."

'Sadece sizinle' kısmına yapılan vurgu Harry'nin astığı suratını ikisinin arasına sokmasına neden olmuştu. Tabii Louis ve Anne onu birer omzundan tutup geri çekince konuşmalarına kaldıkları yerden devam etmişlerdi.

"Her geçen gün sana biraz daha alışıyorum Lou, benim haylaz oğlumu seçip ona katlandığın için teşekkür ederim. İnsanı kendine hayran bırakıyorsun!"

"Lütfen, efendim." Derken mahçup bir gülüşle hafifçe başını eğmişti. Harry'deki ışığı annesinde de görüyordu. "Hayran olunan taraf sizsiniz."

"Ovv, Louis! Eğer biraz daha devam edersen Harry'yi gönderip seni benim oğlum yapacağım!"

"Ya anne neden bütün hareketlerin bizi ayırmaya yönelik!? İkimizi oğlun yap ne olur sanki!? Beni neden ondan koparıyorsun!?"

"Harry..." Louis'ye gülümseyerek oğlunun kolunu çimdikledi. "İşte hiç bana benziyor mu? Ama merak etme Louis o da bir gün büyüyecek ve senin yanına yakışacak harika bir beyefendi olacak!"

"Bunu hayal etmesi bile zor efendim."

İkisi gülüp bir süre daha Harry'yi gömdükten sonra vedalaşıp Harry ile Louis, Alfanın arabasına geçmişlerdi.

"Keşke biraz daha vakit geçirseydik..."

"Her gün görüşüyoruz zaten sayende, bugün fazla bile oldu, şımarma."

"Ama Lou-"

"Evimin yolunu hatırlatmama gerek var mı?"

"Hayır yok..."

Yolculuk boyunca sessizliğe bürünmeden önce Louis onun yolu uzatmasına izin vermeden istikameti ana yola çevirtti. Bir yolculukları da normal bir şekilde ve sohbet ederek geçecek miydi, bilmiyordu. Ancak buna neyin engel olduğunu biliyor ve zamanla çözülmesini umut ediyordu. Önce sokağı sonra evininin yolunu gördükten sonra araç kenara yanaştı ve Louis de inmeye hazırlandı.

"Peki teklifimi düşündün mü?"

"Annemle konuşurum," Alfanın gözleri parlamaya başlayınca kaşlarını kaldırdı. "..cevabını da iletirim ama çok ümitlenme yine de."

"Omegam nasıl isterse."

Her şeye rağmen yanağına küçük bir veda busesi alan Harry, böyle küçük şeylerle mutlu olmaya son derece alışmış bir halde hazırlık yapma haberini annesine iletebilmek için keyifle evine yöneldi.

×××

"Evet Louis, seni dinliyorum?"

Akşam yemeği yenmiş, tüm okul çağındaki kurtlar odalarına çekildiklerinde mutfakta Jay ve Louis'den başka kimse kalmamıştı.

"Hah... Tamam, Harry aile yemeği diye tutturduğu için, Bayan Styles'tan bunun hakkında bir telefon gelirse şaşırma. Eğer reddedeceksen de bunun önden bir çalışmasını yapabilirsin."

"Reddetmek mi? Niye böyle güzel bir teklifi geri çevirecekmişim? Yakışıklı damadım çok iyi düşünmüş, tam hayallerimdeki Alfan..."

"Anne! Sen de dünden razıymışsın! Ayrıca böyle yaparak sürekli onunla işbirliği yapacakmışsın gibi düşünmemi sağlıyorsun, lütfen beni korkutma."

Jay melodik bir kahkahayla oğlunun ne kadar haklı olduğunu belli edince Louis'nin omuzları kendiliğinden düşmüştü. Bu Alfada nasıl bir şeytan tüyü vardı bilmiyordu, ancak karşılaştığı herkesi kendisine hayran bırakıyordu. Bunun da ileride kendisine baş ağrısı yapacağını bildiğinden derin düşüncelere dalacak olduysa da yaşayıp görmekten başka çaresi kalmamış gibi duruyordu.

Öte yandan Harry annesinin ayaklarına kapanacak kıvama gelmişti.

"Ara artık, neyi bekliyorsun!? Onun seni aramasını mı? Bak Omegama senin arayacağını söyledim, benim yüzümü kara çıkartacaksın!"

"Harry! Çekil paçalarımdan seni küçük Alfa! Bir hazırlık yapmadan ne yüzle çağıracağım söyler misin?! Böyle ani ve büyük haberlerle gelip elimi ayağıma dolaştırıyorsun! Bu evin misafir çağırılıcak bir hali var mı? Söyle!"

"Anne, utanmasam tabak yerine zemini kullanacağım yemek yemek için. Ya eğilip baktığımda kendimi görüyorum, daha ne istiyorsun!? Her gün sildiriyorsun zaten etrafı!"

"Sen benim işime karışma! Ne zaman plan program yapar, yemek listesini hazırlar ve köşe bucak her yeri temizletirim, işte o zaman gönül rahatlığıyla çağırırım ben yeni ailemizi!"

Harry yeni ailesinin düşüncesiyle hayallere dalarken Anne onu mutfaktan atmış ve evin, yemek yapmak isteyip istemeyeceği ruh haline karşı bulundurduğu, aşçılarıyla birlikte hangi yemekleri yapacağını tartışmaya başlamıştı.

"Senin yüzünden Louis'min gözünde bir sözünü bile tutamayan yalancı bir Alfa olacağım!"

Kendine geldiğinde kapalı kapının arkasından yakınmayı bırakıp salondaki babasına başvurmaya karar vermişti.

"Babişko, hadi kalk, sen annemi ikna edersin. Söyle ikinci annemi arasın, n'olur!"

"Bir günde iki kişinin annen tarafından mutfaktan atılması uğursuzluk getirir Harold. Rahatımı bozamam bunun için."

"Ya sen ne biçim kocasın, ne biçim babasın, ne biçim alfasın!? Birde sürü lideri olacaksın, daha eşine söz geçiremiyorsun!"

"Ayağımın altında gözün var herhalde? Bu konuda ağzımı açtırma borçlu çıkan sen olursun. Daha şimdiden 'Omegam! Omegam!' diye kuyruk sallamaya başladın. Kime ne anlatıyorsun sen!?"

Harry sonunda somurtarak, babasının da kötü taklidi ardından, kendini geniş koltuğa boylu boyunca atınca Robert hangi geniyle böyle bir şey ortaya çıkarabildiğini düşünüyordu.

"Kalk şuradan sırık, hayvan ölüsü gibi yatma."

"Sen benim dediğimi yapıyor musun da ben senin dediğini yapacağım."

Robert gözlerini devirip şirketten sadece fiziksel olarak uzak olduğunu kanıtlayan laptopuna geri döndü. Birkaç dakika daha Harry protesto amaçlı aynı pozisyonda yatmaya devam ederken mutfağın kapısı açılmış ve Anne elinde telefonuyla salona giriş yapmıştı.

"Yemeklere karar verildi, beklemesi gereken tatlılar yapılmaya başlandı, temizlik şirketine gelecekleri saat iletildi. Eşyalar... Tamam yenilemek istediğim bir eşyam yok. İşte, şimdi onları çağırabiliriz!"

Harry heyecanla doğrulurken Robert gözlerini karısına çevirip konuya burnunu sokmaya çalışmak gibi bir hataya düşmüştü. "Mantıklı olan önce onları davet edip sonra hazırlık yapmak değil mi? Geleceklerini nereden biliyorsun?"

"Tabii ki gelecekler!"

Oğlunun ve karısının aynı anda ona doğru eğilerek bağırmasından sonra kaşları yukarı kalkmıştı.

"Omegam bana dayanamaz!"

"O benim biricik dünürüm!"

Baş alfa ekrana tekrar döndüğünde oğlundaki genlerin geldiği yerin güzeller güzeli karısı olduğunu yeni farketmişti.

"İşte benim Kraliçem! Kimin annesi ya!"

Anne oğlunun tezahüratıyla birkaç poz verip gülümsedikten sonra ona yan bakışlar atan kocasına göz kırpmıştı.

"Kay bakalım," Oğlunun hemen yanına oturup kendisinden bir parça verdiği gözlere dikti gözlerini. "..hazır mısın?"

"Evet, ara!"

Jay Tomlinson ismini süslediği 🥰😘💕😻💅 emojileriyle kimin annesi olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Telefonun açılmasını beklerken yaşadıkları stres çaprazlarında oturan Robert'ın omuzlarındaki onca yüke ve sorumluluğa rağmen yaşadığı streslere bin basardı. Cevaplandığına dair gelen ses Harry'nin, hoparlörde olduğunu unuttuğu telefona karşı az kalsın çığlık atmasına neden oluyordu.

"Alo, Jay?"

"Anne! Merhaba, nasılsın?"

"Oldukça iyiyim, sen nasılsın? Konuşmayalı neler yapıyorsun?"

"Ben de iyiyim! Ne yapayım, bir hemşirenin sıradan hayatı işte. Nöbet günü ardından kendime izin veriyorum bu akşam. Peki sen? En son bahsettiğin kitabı bitirdin mi?"

"Ah, evet... Tıpkı sana bahsettiğim gibi dram bir sondu... Gerçek bir hayal kırıklığı, mutlu olmayı hakediyorlardı!"

Harry bu iki annenin ne ara bu kadar yakınlaştığına şaşırmak bir yana, konuya bir türlü girmediği için patlamak üzereydi. Öyle ki oturduğu yerde tepinip ısırdığı yastığa karşı çıkardığı boğuk sesler babasının pişmanlıkla iç çekmesine annesinin de durup ona dönmesine neden olmuştu.

"Harry orada mı?"

Hızla toparlanan Alfa annesinin, "Evet." demesinin ardından boğazını temizlemişti. "Bayan Tomlinson! Merhabalar efendim, nasılsınız?"

"İyiyim Harry, teşekkür ederim! Resmiyet konusunda gerçekten ciddisin, ha?"

"Her konuda sözümün eriyimdir efendim, tam size layık bir şekilde!"

Bu Anne'i güldürürken, hattın diğer ucunda yalnız olmayan Jay de onunla birlikte gülüp yanında oturmuş çayını içen oğluna göz kırpmıştı. Tüm konuşmayı sessizce dinleyen Louis ise dayanamayıp göz devirmiş ve "Yalaka." diye mırıldanmıştı.

Elbette iki tarafın da hoparlörde olması, bunu sadece Jay'in değil, tüm Styles ailesinin duymasına neden olmuştu. Robert oğlunun gerçekte ne olduğunu onun müstakbel eşinin bilmesinden ötürü rahatlamış bir şekilde gülmüş, Anne onun aksine farkettirmeden gülmeye çalışırken, Harry kelimeye ve anlamına odaklanmadan Omegasının sesini duymanın heyecanıyla dikelmişti. "Omegam!"

Yalnız olmadıklarını hatırlayınca ise boğazını ikinci kez temizleyip, "Yani, Louis, nasılsın?"

"Birkaç saat öncesinde olduğum gibi, iyiyim Harry." Diyen Louis de karşısında sadece Harry'nin değil, Alfanın annesinin de olduğunu hatırlayıp ses tonunu da düzelterek devam etmişti. "Sorduğun için teşekkür ederim. Sen nasılsın?"

"İyiydim! Sesini duyduktan sonra ise zirvelerde bir yerdeyim şuan!"

Louis bir kez daha gözlerini devirip kaş göz yapan annesine 'Gördün mü?' bakışları atmıştı. "Ne güzel..."

"Siz sonra da konuşursunuz! Zaten Harry'nin Louis'ye rahat verdiğini zannetmiyorum."

"Sonunda beni anlayan biri, teşekkürler..."

Louis artık duyulmayı umursamadan konuşunca annesinden koluna küçük bir tokat yemişti. Anne kıkırdayarak artık konuya girmeye hazır bir şekilde Jay'e seslendi. "Gelelim aramamın asıl nedenine, yarına müsait misiniz Jay? Şöyle güzel bir akşam yemeği yiyelim birlikte!"

"Yarın mı?"

"Evet!" Dedi Anne, en az oğlu kadar heyecanlı olduğundan dayanamayıp en erken zamana ayarlamıştı. Elbette ustalıkla bunu gizleyebilmek için oğlunu bahane etmekten çekinmedi. "Harry çok ısrar edince ben de önce size böyle bir teklifte bulunayım, dedim! Sizi görmek konusunda çok heyecanlı da."

"Anladım, çok tatlısın Harry. Ben yarın normal saatimde çıkacağım, eğer Louis de uygunsa bizim için sorun değil, değil mi Louis?"

"Aslında benim-" Louis cümlesini yarıda kesen, telefonuna düşen mesajla ve ekranda gördüğü isimle duraksadı.

Şapşal Alfa;
-Omegam! Lütfen! Lütfen, lütfen, lütfen, lütfen!🥺🙏🏻🙏🏻🙏🏻

"Aslında yarın pazartesi ve benim okul sonrası etütüm var." Telefonu bırakmadan önce hızlı bir, 'Aptal.' cevabının ardından devam etti. "Ancak etütten sonra, direk okuldan gelmem sizin için sorun olmayacaksa, olur."

"Ah, Louis bizim için hiç sorun değil! Ama sen yorgun olurum diyorsan bir gün erteleyebiliriz?"

Harry'nin sessiz 'ANNE!?' çığlıkları ve tepinmeleriyle birlikte zar zor tamamladığı cümleden sonra rahat durması için oğlunun saçına yapıştı.

"Sorun olmaz gelebiliriz. Siz planınızı benim için bozmayın."

"Çok güzel!" Dedikten sonra uzun kıvırcıkları çekmeyi bırakıp oturuşunu düzeltti. "O halde sizi yarın akşam yemeğine bekliyor olacağım!"

"Tamamdır Anne, çok teşekkürler! Tekrar haberleşiriz o halde?"

"Kesinlikle! Kendinize iyi bakın, çocukları da getirmeyi unutmayın! Görüşürüz Jay!"

"Görüşürüz Anne!"

Telefon kapandığı gibi olduğu yerden annesinin kucağına geçiş yaptı Harry. "Az kalsın her şeyi berbat ediyordun anne!"

"N-ne diyorsun sen!?" Dedi zorlukla, oğlu artık kucaklanacak kadar hafif değildi. "Çocuğun yorgun argın gelip bir de seninle uğraşmasına izin veremezdim."

"Harold, karımı ezmeyi bırak."

"Senin karınsa benim de annem!" Kollarını son kez sıkıca sarıp yanağını annesinin yanağında gezdirdi. "Ayrıca hep sen mi ezeceksin, biraz da ben ezeyim."

"Sen-"

"Seni pis-" Yanındaki yastığı alıp annesinin tokatlarından kaçan oğlunun arkasından sertçe fırlattı Robert. "..utanmaz, küçük Alfa!"

Harry utançtan kızaran annesini ve sinirden kızaran babasını arkasında bırakıp odasına çıktı hızla. Kendini yatağına attığı gibi ellerini başının arkasına yerleştirdi ve gözlerini, sanki Omegasının güzel yüzünün yansıması varmış gibi tavanda gezdirdi.

Sadece hayali bile onu bu kadar mutlu ederken, hemen yanında nefes alıp vereceği düşüncesi onu kendinden geçiriyordu.

Ertesi gün haberi alan Tomlinson kızlarında ise bir akşam yemeği uğruna başlayan savaş Louis'yi daha günün başında bıktırmıştı. Yemeğe gidecek olan şanslı kişinin kim olacağı savaşının yarısında evden çıkıp onu okula en yakın durağa bırakacak otobüse bindi. Ne kadar sakin davranırsa davransın akşam yaşayacağı gerginlik hiçbir görüşmede yaşamadığı stresi yaşatacaktı ona. Çünkü bu farklıydı, bu görücü aracılığıyla başına gelen ya da emrivaki bir görüşme olmayacaktı, bu açık ve net sevgilisinin ailesiyle yiyeceği bir yemekti.

Tam bir curcuna olan kafasıyla okul bahçesine girdiğinde onu dans öğretmeni Arthur karşılamıştı.

"Artık benim olmayan Omegam!"

"Biraz daha bağır Arthur, öğretmenler odasına ulaşmamıştır sesin henüz."

"Beni bu konuda suçlayamazsın Louis! Ciddi ciddi sevgili oldunuz yani? Bunu bana nasıl yaparsın!?"

"Ah doğru, hangimizin önce sevgili yapacağına dair bir iddiaya girmiştik, değil mi? Şu işe de bakın, kaybedeceğini kim bilebilirdi?"

"Ben, tabii ki! Benim gibi bir deliyi kimsenin almayacağını tahmin etmeli ve senin gibi bir evde kalmışla bu iddiaya girmemeliydim. Sevgili Jay'in senin turşunu kuracağına çok emindim!"

"Kapa çeneni de okula girelim, senin yüzünden öğrenciler benden önce gelecek sınıfa."

"Senin bu miniklerden önce sınıfta olma merakını anlamıyorum."

Louis omzundan sarkan uzun saplı evrak çantasının sapını tutup tebessümle cevapladı. "Onların sessiz sınıfı nasıl bir anda cıvıl cıvıl bir yere çevirip renk getirdiklerini izlemek ve girerken bana tek tek selam vermeleri hoşuma gidiyor."

"Yani onları hizaya getirmek için önce davranmak hoşuna gidiyor? Baskı altında olduklarından haberin var mı?"

"Baskı falan hissetmiyorlar, öğrencilere bağırıp çağıran ve azarlayan sensin ayrıca, Bay Marsmallow?"

"Ben onları azarlamıyorum, dikkatlerinin üzerimde olması ve enerjilerinin sürekli en tepede olması için yüksek bir sesle konuşuyorum sadece! Hem farkında mısın? Seni gören öğrenciler neredeyse asker selamına duracak gibi oluyorlar."

"Abartma Artchi."

İkisinin sıradan bir okul günü gibi başlayan ancak tüm yoğunluğun son saatlere kaldığı pazartesilerindeki en uzun konuşmaları bu olmuştu. Ardından ikisi de kendi müfredatlarında, kendi öğrencileriyle geçirdikleri derslere dalmışlardı. Ancak farklı olarak Louis'nin her tenefüste cevaplamak dışında bir seçeneği olmadığı, Alfasından gelen mesajları vardı.

Mesajların genel konusu Harry'nin onu ne kadar özlediğiyle ve geçirecekleri akşam yemeğiyle ilgiliydi.

Şapşal Alfa;
- Sen hiç sıkıntı yapma! Ben seni almaya geleceğim Louis!💪🏻✌🏻

Küçük, Seksi ve Benim💙🐺😤🤤🌼;
- Sıkıntı yapmıyorum Harry, ayrıca buna gerek yok. Annem size ayrı ayrı gelmemizin tuhaf kaçacağını söylediği için beni beklemeye karar verdi, yani ikimiz de taksiyle geliriz. Yemeğin gecikmesi sorun olacaksa iptal edelim ve haftasonuna bırakalım.

- HAYIR! Kimse açlıktan ölmez Omegam sen düşünme bunları. Ayrıca hafta sonuna kadar dayanamam ve tüm hafta içi de etütün var. Yani bırak da sizi almaya geleyim 🥺😖😭

Cümle sonu emojilerine olan gülümsemesi bütün programını ona hiç bahsetmemesine rağmen kendi gözlemleriyle öğrendiğini farketmesiyle bir süre daha devam etti. Gelmeye devam eden mesajlara girmeden önce küçük bir düzeltme yapmak için rehberden Harry'nin ismini buldu.

Şapşal Alfam;
-Louis sizi almama izin ver!

Hem önden biraz özlem gideririm güzel yüzüne bakıp, hem de bu muhteşem akşamın açılışını ben yapmış olurum! Beni bu lütuftan mahrum etme😭🥺😔

Küçük, Seksi ve Benim💙🐺😤🤤🌼;
- Tamam sus artık, zil çalmak üzere. Bunu çıkışta konuşuruz.

-DUR! Gitmeden bana bir öpücük ver😘

- ...

- Omegam n'olur🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺

- 🤬

- AY EMOJİ ATTIN!😲😳😮😧😵
- Ağzı bozuk bir emoji ama olsun
- SONUÇTA ATTIN!
- SEVİYORUM SENİ!

Louis gülümseyerek çalan zil kulaklarında yankılanırken telefonu kenara koysa da, öğrenciler tenefüsten dönmeye başlamadan hemen önce ona, 'Ben de seni.' yazarak onu çıldırtmaktan ve günün son ziline kadar da telefonu eline almamaktan geri durmamıştı.

Tek amacı onu kudurtmaktı yani.

Başka bir sebep yoktu.

Asla.

×××

Nasılsınız,

Umarım beğenmişsinizdir,

Çok değerlisiniz,

-Arthur

Continue Reading

You'll Also Like

2K 294 13
Harry ve Louis boşanmak üzere. Peki ya zorla götürüldükleri ünlü çift terapisti onları tekrar barıştırabilecek mi? ★ yazım yanlışı uyarısı. #8 in lar...
26.3K 3K 42
Kuzey Kore. Resmi adı ile Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti. Dünya üzerindeki kaynaklara göre ideolojisi, Marksist-Leninist ve Juche temellerine day...
29.8K 2.6K 15
"Ben bir deltayım ama sen benim vitam değilsin." #1 - Jikook 081023 #1 - Kookmin 161023 #1 - Omegaverse 121023
92.6K 5.7K 19
"şu ana kadar hep yalan söyledin." omega gözünün ıslaklığına bulaşan yanaklarıyla sessizce konuştu. alfanın gözleri ona derince bakarken konuşmakta g...