ACKERMANS

By LeakyCauldron21

57.6K 6.7K 9.6K

"Bu dünya uğruna yaşamaya değer birçok güzellikle doluydu. Fakat Ackermanlar için... Başından beri acımasızdı... More

Açıklama
1. Bölüm ~ Ikinci Şans ~
2. Bölüm ~ Müşteri ~
3. Bölüm ~ Kenny ~
4. Bölüm ~ Adli Tıp Uzmanı ~
5. Bölüm ~ Katile Merhaba ~
6. Bölüm ~ Dondurma ~
7. Bölüm ~ Kurşun ~
8. Bölüm ~ Ölüm ~
9. Bölüm ~ Cenaze ~
10. Bölüm ~ Kruger ~
11. Bölüm ~ Dikkat Dağıtmak ~
12. Bölüm ~ Yemek ~
13. Bölüm ~ Veda ~
14. Bölüm ~ Güvenmek ~
15. Bölüm ~ Son Akşam Yemeği ~
16. Bölüm ~ Dökülen Sırlar ~
17. Bölüm ~ Suç Ortakları ~
18. Bölüm ~ Yardım ~
19. Bölüm ~ Kaçış ~
20. Bölüm ~ İtiraflar ~
21. Bölüm ~ Haber ~
22. Bölüm ~ Verilmiş Sözler ~
23. Bölüm ~ İşteki İlk Gün ~
24. Bölüm ~ Şırınga ~
25. Bölüm ~ Hırsız ~
26. Bölüm ~ Özlemek ~
27. Bölüm ~ Grisha'nın Sırrı ~
28. Bölüm ~ Eski Dostlar ~
29. Bölüm ~ Bakışlar ~
30. Bölüm ~ Öpücük ~
31. Bölüm ~ Satranç ~
32. Bölüm ~ Kontrol Etmek ~
33. Bölüm ~ İntikam ~
34. Bölüm ~ Teori ~
35. Bölüm ~ Asla ~
36. Bölüm ~ Şüpheler ~
37. Bölüm ~ Doğal Haklar ~
38. Bölüm ~ Çekici Olmak ~
39. Bölüm ~ Lotstella ~
40. Bölüm ~ Biraz Daha Sır ~
41. Bölüm ~ Veda ~
42. Bölüm ~ Arkadaş ~
43. Bölüm ~ Vicdanın Sesi ~
44. Bölüm ~ Foster ~
45. Bölüm ~ Arkadaşlar ~
46. Bölüm ~ Ifade vermek ~
47. Bölüm ~ Silahlar ~
48. Bölüm ~ Küçük Yalancılar ~
49. Bölüm ~ Kalp Kırıklığı ~
50. Bölüm ~ Sorgu ~
51. Bölüm ~ Dükkan ~
52. Bölüm ~ Konuşmak ~
53. Bölüm ~ Yeni Üyeler ~
54. Bölüm ~ Daha Az Konuşmak ~
55. Bölüm ~ Tehdit ~
56. Bölüm ~ Yalan Olan Yalanlar ~
57. Bölüm ~ Ikna Etmek ~
58. Bölüm ~ Gizemli Sadist ~
59. Bölüm ~ Crista nın Sırrı ~
60. Bölüm ~ İyilik ~
61. Bölüm ~ Eğitim ~
62. Bölüm ~ Piyano ~
63. Bölüm ~ Dedektifin Ani Ölümü ~
64. Bölüm ~ Kraliyet Ailesinin Sırrı ~
65. Bölüm ~ Nile ~
66. Bölüm ~ Kaybetmek ~
67. Bölüm ~ Değişmek ~
68. Bölüm ~ Yeni Üye ~
69. Bölüm ~ Doğum Günü Sürprizi ~
70. Bölüm ~ Küçük Canavar ~
71. Bölüm ~ Doğum Günü Sürprizi ~
73. Bölüm ~ Misafir ~
74. Bölüm ~ Şüphe ~
75. Bölüm ~ Ateşkes ~
76. Bölüm ~ Kapanmayan Dosya ~
77. Bölüm ~ Bir Tabak ~
78. Bölüm ~ Temiz Sayfa ~
79. Bölüm ~ Barışmak ~
80. Bölüm ~ Kirli Sayfa ~
81. Bölüm ~ Geri Dönüş ~
82. Bölüm ~ Şifre ~
83. Bölüm ~ Biraz Salmak ~
84. Bölüm ~ Deşifre ~
85. Bölüm ~ Rod Reiss ~
86. Bölüm ~ Aile Dostu ~
87. Bölüm ~ Ilk ve Son ~
88. Bölüm ~ Masum ~
89. Bölüm ~ Liman ~
90. Bölüm ~ Sabun ~
91. Bölüm ~ Komadaki Kız ~
92. Bölüm ~ Güçler Birleşirse ~
93. Bölüm ~ Itiraflar ~
94. Bölüm ~ Keşkeler ~
95. Bölüm ~ Olaya El Atmak ~
96. Bölüm ~ Kralın Dostu ~
97. Bölüm ~ Mikasa ~
98. Bölüm ~ Ters Köşe ~
99. Bölüm ~ Katile Elveda ~
100. Bölüm ~ Final ~
Ek
Epilog
Epilog ~ 2
Epilog ~ 3
Duyuru
Epilog ~ 4
Epilog ~ 5
2. Kitap
2. Kitap yayınlandı
Epilog ~ 6

72. Bölüm ~ Operasyon ~

434 48 56
By LeakyCauldron21

"Ne halt ettiğini sanıyorsun boktan gözlük?"

Elinde kumanda, kucağındaki büyük kavanozla battaniyenin altına iyice yayılan Hange, televizyonla arasına giren adama boş boş baktı. Ağzı gözü krema içindeydi. Televizyonu görebilmek için boynunu biraz daha sağa uzattı. "Oturuyorum... Çekilsene Levi, en heyecanlı yerinde. Janis sonunda aşkını itiraf edecek. "

Levi "Onu görebiliyorun, iki gözüm de kör değil." somurttu Levi. Hange nin kucağında kaşıklayıp durduğu cam kavanoza yüzünü buruşturdu. " Ne yiyorsun sen?"

"Fındık kreması." dedi Hange, gözleri hala televizyondaydı. Kaşığı yalayıp kavanozu ona uzattı. "Ister misin?"

"Altı aylık ömrüm kalırsa." dedi Levi, "O şey mutasyon geçirmiş. Ne zamandan beri buzdolabında duruyor?"

"Bilmem, bakmadım. Tadı yeri- AGH HADI AMA!"

Levi, Hange nin itirazlarını umursamadan kumandayı zorla elinden alıp televizyonu kapattı.

"Çok uyuzsun!" tısladı Hange.

"Sen de kedileriyle yaşayan yetmiş yaşındaki bakirelere benziyorsun." dedi Levi. Içeride ağır bir koku vardı. Sadece bir gün için ayrı kalmışlardı ve yine evi pislik götürüyordu. Camların yanına yürüyüp perdeyi sonuna kadar açtı. Ardından Hange nin üzerindeki battaniyeyi zorla ondan alıp kenara attı. "Evde otura otura iyice tembel olup çıktın."

"Benimle ne zorun var? Keyfimden değil, izindeyim. Kölelik yapması gereken sensin." dedi Hange, ağzını kapatıp esnedi. Levi ın kenara bıraktıgı battaniyeye doğru süründü. "Ayrıca senin de kedin var."

"En azından bakire olmadığını ikimiz de biliyoruz."

Hange cevap vermek icin ağzını açtı fakat geri kapattı. Salona girdiginden beri doğru düzgün ilk kez başını kaldırıp Levi ya baktı. Adamın takım elbise giydiğini daha yeni fark ediyordu. Siyah ceketi, kravatı ve gri gömleği ile oldukça şık görünüyordu. Şaçları hafifçe dağınık ve ıslaktı. Her duştan sonra yaydığı o hoş vanilya kokusu üzerinde bugün biraz daha yoğundu sanki.

Hange yerinden doğruldu. Kaşları şaşkınlığı yüzünden hafifçe çatıldı. "Nereye gidiyorsun?"

"İş." dedi Levi. "Ve sen de geliyorsun."

"Ne işi?"

Hange nin ses tonundaki endişeyi fark eden Levi "Öyle değil." gözlerini devirdi. "Dedektifin işi. Kimseyi öldürmeyeceğim ama ondan beklenir..."

Hange alaycı bir kızgınlıkla güldü.
"Hayatta olmaz. Beni kovan Erwin, unuttun mu? Ayaklarıma kapansa da üç ay dolmadan onun için kılımı bile kıpırdatmam."

"Ergen gibi davranma." dedi Levi kızgınca. "Onun için değil, benim için geleceksin. Tüm gece o kalasla ne yapacağım?"

Hange battaniyenin altına yeniden girerken "Orası benim problemim değil." dedi.

"Adamı neredeyse vicdan azabından öldürüyordun." dedi Levi. "O kadar da haksız sayılmaz, kovulmadığına sevin."

"Şimdi de bana Erwin i mi savunuyorsun?" Hange tek kaşını kaldırdı. Dudakları alaycı bir sırıtış çekiştirdi. "Bakıyorum da aranızdaki buzlar erimiş?"

"Ancak cehennem buz tuttuğunda." dedi Levi soğukça. "Iyi, madem gelmiyorsun... Ben de zamanı değerlendirmenin başka yollarını bulurum."

"Ne gibi?"

"Petra da eşlik edecek." dedi Levi, kravatını düzeltip saatine bakar gibi yaptı. Hange nin gözlerini üzerine kıstığını fark edince konuşmaya devam etti. "Yokluğunda PPD deki tüm iş yükü onun üzerine kaldı. Yanımızda bir ceset uzmanı olması gerekiyor. Bu akşam kan dökülecek."

Hange "Dikkat et de dökülen seninki olmasın."

"Geç kalıyorum. Mr. Whisker ı odana bıraktım. Muhtemelen yatağın altın girmiştir. Pisliğinden ölmeden al onu." dedi Levi, koridora doğru yürüdü. "Hala gelmek istemediğine emin misin?"

"Evet. Neden fikrimi değiştireyim ki?" dedi Hange huysuzca. "Git hadi."

......................................................................

"Geliyor mu?"

Levi arabaya binerken homurdandı. Sertçe kapıyı kapattı. "Inatçı."

"Merak etme, gelecek." dedi Erwin. Anahtarı çevirip arabayı çalıştırdı. O gaza basmadan önce Levi yarısı açık araba camından Hange nin dairesine baktı. Lambaları arkasından kapatmış olmalıydı, içerisi karanlıktı. Televizyon ekranından yayılan ışıklar içeride dans ediyordu. Kadının perdenin arkasında dikildiği hissine kapıldı. Ancak tekrar o kıpırtıyı göremedi çünkü Erwin arabayı hareket ettirdi.

"Ona nereye gideceğimi bile söylemedim." dedi Levi. "Nasıl gelecek?"

"O Hange, bilir." dedi Erwin.

"Neden sadece yardımını istemiyorsun?" Onların bu zihin yarışı Levi yı uyuz ediyordu. Levi ın işleri böyle yürümezdi. İş belli, hedef net ve sonuç kesin olurdu. Eğer isteseydi Hange yi sırtlayıp zorla arabaya bile atabilirdi.

"Çünkü Hange yi işten uzaklaştıran benim." dedi Erwin ciddiyetle. "Hatasını anlamalı. İntikamını benden başka şekilde de alabilirdi, Marie yi oyunlarına alet ederek çizgiyi aştı."

Levi gözlerini devirdi. "Kadının oyundan haberi bile yok."

"Her şey hazır mı?" Erwin, Levi ın söylediklerini görmezden geldi, konuyu değiştirdi. Onun da üzerinde Levi gibi siyah takım elbise vardı. Sarı saçları geriye doğru taranmış, beyaz yakalarının arasında şık bir papyon duruyordu.

Levi sadece başını salladı. Kalbinde amansız bir heyecan vardı. Daha önce hiç kimse için sürpriz hazırlamamıştı. Hele ki sürprizi armağan ettiği kişi öyle alelade bir insan da değildi. Yukarıda uydurduğu iş ya da polisçilik oyunları yalandı. Hange için sürpriz doğum günü partisi düzenliyordu. Bu tür konularda başarılı sayılmazdı, üstelik PPD ki kimseden hoşlanmıyordu - ki onların da hoşlandığı söylenemezdi- bu nedenle Erwin nin yardımını kullanmak zorunda kalmıştı. Herkesi organize eden oydu. Belki Hange ne kadar çok seveni olduğunu görürse Erwin hapse girdikten sonra işini bırakma fikrinden vazgeçerdi. Bunu daha önce hiç konuşmamışlardı ancak Levi Hange yi tanıyordu. Onunla kaçarak hayatından büyük bir fedakarlık yapmasına izin vermeyecekti. Özetle bu partiyle bir taşla iki kuş vurmayı planlıyordu.

Parti için Aecor daki bahçeyi kiralamıştı. O otel ilk kez ateşkes yaptıkları, tüm hikayenin başladığı nokta olduğu için anlamlı olacağını düşünmüştü. Aslında Fransız restoranında başbaşa bir kutlama yapmayı yeğlerdi Levi fakat Hange nin doğum günü hediyesini onu felç edip vurduğu yerde vermek kulağa o kadar da harika gelmiyordu.

İtiraf ediyordu, fikri veletlerden çalmıştı. Uzun zamandır aklındaydı aslında, Hange için özel bir şeyler yapmayı planlıyordu ancak bir türlü fırsat olmamıştı. Hazır evde pinekliyorken ayağına gelen fırsatı değerlendirdi.

Erwin nin söylediği gibi Hange nin gelmesini umuyordu çünkü tüm plan çöpe giderdi ve onu rezil ettiği için bir ay surat yapmak zorunda kalırdı. Bir ay Mr Whisker a kendi bakamazdı sonuçta...

Aecor a vardıklarında hazırlığı Petra ya bırakmakla o kadar da kötü bir karar vermediğini anladı. Zaten ondan başkası yardım etmezdi. Süsler ve pasta istediği gibi sade olmasa da abartılı da değildi. Büyük renkli kalpli balonlar olmamasını tercih ederdi ama sonuçta bu onun doğum günü değildi. Hange renkli şeylere bayılıyordu.

Bahçedeki polislerin yarısından fazlasını tanımıyordu ve hepsinin bakışlarının üzerinde olduğunu biliyordu. Erwin e herkese parti planının ondan çıktığını, hiçbir şekilde Levi ın adını ağzına almamasını tembihlemişti fakat koca ağızlı Nanaba yüzünden çoktan Hange ile aralarındakini öğrendiklerinden emindi. Arkasını döndüğünde insanların ne fısıldadıklarını tahmin etmek o kadar da zor değildi.

Bu canavarın kalbi var mıymış?

Ayrıca bedava içki olmasa geleceklerinden bile şüpheliydi.

"Demek sonunda geldiniz." Petra nın yanına doğru yürüdüğünü fark etti. Üzerindeki kısa beyaz elbisesiyle oldukça hoş görünüyordu. Elindeki listeye kalemiyle birkaç kutucuğa tik attı. "Ben de seninle müzik hakkında konuşacaktım Levi. DJ ye Hange nin sevdiği müziklerden oluşan bir liste verdim fakat senin de eklemek isteğin özel bir parça var mı?"

Levi boş boş kadına baktı. "Özel bir parça?"

"Bilirsin, dans etmek için." dedi Petra bu bariz bir şeymiş gibi.

"Dans etmeyeceğiz." Levi otomatik bir cevap verdi. Rahatsız olmuştu, Hange ile dans etmesi mi gerekiyordu? Herkesin gözü önünde? "Neden Hange ile dans edeyim? Bu onun doğum günü."

Petra başını listeden kaldırıp ona baktı. "Zaten doğum günü olduğu için dansa kaldırmalısın. Hange için özel birisin. Güzel bir hediye olurdu."

"Zaten hediye aldım."

Petra iç çekti, başını iki yana salladı. "Hayır, demek istediğim...Jest yapmaktan bahsediyordum."

Levi içinden küfretti. Burnunun kemerini sıktı, bu sürpriz olayları hiç ona göre değildi. "Her şeyi mahvedeceğim."

"Etmeyeceksin." dedi Petra, koluna hafifçe dokunduktan sonra elini geri çekti. "Neden, biliyor musun? Çünkü mahvetmekten korkuyorsun. Hange için çabalıyorsun ve bu onun için otel kapatmak ya da hediye almaktan daha değerli."

Levi, Petra nın gözlerinin ardındaki incinmiş ifadeyi görünce kendini pislik gibi hissetti. Bunlara sahip olan kendisi olabilirdi, eğer Levi bir pislik olmasaydı... "Bana neden yardım ediyorsun?" 11 sene önce bırakıp gittiği kız, yeni sevgilisinin doğum günü partisi için yardım ediyordu.

"Aslında sana değil, Hange için yapıyorum." dedi Petra dürüstçe. "Yanlış anlama, sana kızgın değilim. En azından artık değil. İkinci kez batırmaman, Hange de benimle aynı kaderi paylaşmasın diye sana yardım ediyorum...Ve," biraz durdu. "Hange bana senin değiştiğini söyleyince ona inanmamıştım. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur dedim. Ta ki Hange için yaptıklarını görene kadar. Yanıldım Levi ve bu değişime şahitlik etmekten mutluyum."

Levi itiraz etmek için ağzını açtı fakat "Bitirmeme izin ver." dedi Petra. "Sadece merak ettiğim tek bir şey var..." bu kez yüzünde buruk bir ifade belirdi. "Eğer Kenny ile çalışmak zorunda olmasaydın yine gider miydin?"

Levi ne söyleyeceğini bilemedi. 11 sene önceki Levi ile şimdi ki Levi arasında dağlar kadar fark vardı. Bu soruya cevap vermek zordu. "Kenny ile çalışmak için değil, seni de o hayata bulaştırmamak için gittim." dedi Levi. "Şuan bir polissin... Diğer tarafta da olabilirdin."

Petra hemen yanıt vermedi, anladığını göstermek için başını olumlu anlamda salladı. Duymayı beklediği cevabın bu olmadığı açıktı. "Eğer... aklında bir şarkı yoksa kendi seçtiğim bir parçayı koyacağım." konuyu değiştirdi, gülümsemeye çalıştı. "Sonra görüşürüz o zaman."

"Ral." Levi kadını durdurdu. "Teşekkür ederim... Yardım ettiğin için. Yüzüme yumruk atman gerekirdi, ki kızmazdım. Emin ol, benden daha iyi insanları hak ediyorsun. Her zaman ettin."

"Biliyorum." dedi Petra, başını uzağa çevirip gülümsedi. "Zaten o insana sahibim. "

Levi Petra nın Gunther ve Eld in yanında duran sarışın bir adama baktığını fark etti. Kadehini yukarı kaldırıp onu çağırdılar. Petra da defterini yukarı kaldırıp birkaç dakika sonra geleceğini belirtti. Levi defteri kadının elinden aldı. "Bundan sonrasını ben hallederim."

"Emin misin?" kadın şüpheyle ona baktı. "Bak, o liste tamamlanmadı. Daha içki tadımı ya-"

"Ben hallederim." onu böldü Levi. "Hadi git biraz eğlen."

Petra ona tebessüm edip yanından uzaklaştı.

Levi listeye göz attı. Ona havai fişek ya da müzik grubu falan ayarlamasını söylememişti. Petra Hange nin sevdiği şarkıları listeye eklediğini söylemişti fakat bunları onu delirtmek için yazıp yazmadığı konusunda şüpheye düştü. Neden müzik konusunda fikrini sormakta bu kadar ısrarcı davrandığını o zaman anladı. Yarısından fazlası rocktı. Levi birkaç defa Hange yi laboratuvarda mikroskobunun başında o şarkılarla çalışırken yakaladığını hatırladı.

Tüm hazırlıklar tamamlandığında saat ona vuruyordu. Neredeyse Aecor a giriş yaptıklarından beri bir buçuk saat geçmişti. Levi çoktan pes etmişti. Hange gelmeyecekti. Böyle olacağını biliyordu, tabii ki gelmeyecekti. Daha nereye geleceğini, ne için geleceğini bile bilmiyordu ki. Erwin söyemesine izin vermemişti. Güya onu bilerek yanlarına çekmeye çalıştıklarını anlarsa parmağını kıpırdatmazdı. Ama zaten Hange evden çıkarken o lanet battaniyenin altından çıkamayacak kadar miskindi. Bu yüzden başından beri Hange nin geleceğini söyleyen Erwin den sinirini çıkardı. Boşuna mı o kadar planı yapmıştı?

"Sakin ol, birazdan gelir."

"Aynı şeyi bir buçuk saat önce de söylemiştin." diye tısladı Levi. Elindeki votka bardağını sinirli sinirli kafasına dikti. Dördüncü bardaktan sonra boğazı yanmaya başlamıştı. "Gelmeyecek işte. Neden seni dinledim ki zaten? Ne zaman solumdan fısıldasan kötü şeyler oluyor. "

"Solundan?"

"Şeytan değil misin?" dedi Levi, bardağı sertçe masaya bıraktı. Sabrı taşmıştı. "Benden bu kadar." kendini daha fazla küçük düşürmeyecekti. Sanki partiyi ondan başka herkesin eğlenmesi için ayarlamıştı.

"Levi."

"NE?"

Erwin çenesiyle arkasına işaret etti.

Levi bakışlarını işaret ettiği yöne çevirdi. Bahçe girişinde Hange nin durduğunu görünce hayal gördüğünü sandı. Neler olduğunu kavramak için birkaç dakika kendine izin verdi. Başı dönüyordu ya da onu serseme çeviren Hange nin nefes kesen güzelliğiydi. Oysa sadece giydiği bir elbiseydi. Kan kırmızısı, dekolteli, sol bacağında yırtmacı olan bir elbise. Saçlarını her zamanki gibi at kuyruğu yapmıştı. Aradaki tek fark taranmış olmalarıydı. Levi evdeki fıstık ezmesine bulanmış pasaklı kadından bu hale bir saatte nasıl dönüştüğünü merak etti. Sadece partiye gelmesini ummuştu, Levi ın nutkunu tutmasını değil.

O girince Mike ve Auruo birden üzerine konfeti patlattılar. Alkışlar ve ıslıklar koptu. Hange yarı şaşkın yarı merakla ürkek ürkek yanlarına yürüdü.

"Doğüm günün kutlu olsun Hange." dedi Nanaba neşeyle.

"Sana kaç kere dil döktük ne zaman olduğunu." dedi Auruo. "Hep bilmediğini söyledin. Eh, yalanın ortaya çıktı."

Hange gözlerini kırpıştırdı. "A-ama... Ne zaman doğduğumu bilmiyorum ki."

Elbette kimse ona inanmadı, zaten o gelene kadar çoktan kafayı buldukları için her şeyi şaka olarak algılayacak kıvamdaydılar. Herkes tek tek doğum günü kutlayıp iyi dileklerde bulunduktan sonra Hange nihayet Erwin ve Levi ın yanına gidebildi.

"Ne doğum günü? Ne sürprizi? Ne diyor bunlar? Operasyonda değil misiniz?" dedi Hange şaşkınca.

"Öyleyiz. Hange ye sürpriz doğum günü operasyonu." dedi Erwin,

Hange sabırla burnunun kemerini sıktı. "Iyi de bugün benim doğum günüm değil ki! Hepinizin kafası mı güzel?"

"Ne zaman doğduğunu bilmiyor olman, doğum gününün bugün olmadığı anlamına gelmiyor." dedi Erwin. "Bugün de, yarın da, dün de olabilir."

Hange nin çatılı kaşları o zaman yumuşadı. "Bu... bu partiyi benim için mi verdin? Sana inanamıyorum Erwin... Bu çok hoş bir düşünce. Teşekkür ederim. Tamam, buzları tamamen kırıyorum. Bu kez gerçekren affedildin."

"Birincisi, affedilmesi gereken kişi sensin. Ikincisi, planın hepsi Levi ya ait." kadehini yukarı kaldırıp gülümsedi adam. "Doğum günün kutlu olsun."

Sarışın adam yanlarından ayrıldıktan sonra Hange Levi ya döndü. "Levi?"

Levi cevap veremedi çünkü Hange den gözlerini alamıyordu. Oysa ona söylemeyi planladığı bir dolu söz hazırlamıştı. Sanki Hange yi görür görmez hepsi mürekkebe dökülmüş su gibi aklından dağılmıştı. "Burada olacağımı nereden bildin?" diyebildi en sonunda.

"PPD ye gittim." dedi Hange bu bariz bir şeymiş gibi. "Erwin nin hangi operasyonda olduğunu sorunca nöbetteki polisler hemen Aecor otelinin adını verdiler. Asıl sen geleceğimden nasıl bu kadar emindin?"

"Değildim." dedi Levi sersemce. O voktaları içtigine pişman oldu. Başı dönüyordu. "Böyle bir elbisen olduğunu bilmiyordum." aslında Hange nin gardırobunda elbise olduğunu bilmiyordu. Hoş, ne giydiği umurunda değildi fakat hoşuna gittiğini inkar edemezdi.

Hange elbisesine baktı, göğsündeki dekolteyi düzeltti. "Şık bir yerde olduğunuzu düşününce dikkat çekmeyen bir şeyler giyeyim dedim... Yanımdaki şeytanla uyumlu olur, ha?" son kısmı oyuncu bir ses tonuyla ekledi.

"Pek olmamış."

Hange yüzünü buruşturdu. "Biliyorum, zaten elbise giymeyi pek sevmem."

"Ondan bahsetmiyorum." dedi Levi, kadına biraz daha yaklaştı. Elini belinin üzerine koyup kendine doğru çekti. Hange nin bedenine dokunmasını engeyen tek şey ince kumaştı. "Dikkat çekmeme kısmı olmamış."

Hange nin dudakları yukarı doğru kıvrıldı. "Beğendin mi?"

"Çok." dedi Levi, kulağına doğru uzandı. "Ama içindekini daha çok."

Levi boynuna öpücükler koymaya başlayınca Hange biraz kendini geriye çekti, etrafına baktı. "Burası çok kalabalık... Şanslıyız ki otelde bir sürü boş oda var." dedi, Levi ın dudaklarını öptü.

Her ne kadar Levi da tüm gece bunu yapmak için yanıp tutuşuyor olsa da "Daha değil." dedi. Elini belinden indirip kadının elini tuttu. "Daha pasta kesilecek."

Hange içten bir gülümseme verdi.

Birkaç dakika sonra garsonlar pastayı getirdiler. Hange yine alkışlar eşliğinde mumlarını üfledi. Bu belki de onun kutladığı ilk doğum günüydü. Gözlerinin içi gülüyordu. Onun mutluluğu Levi yı daha da mutlu yapıyordu. Hediye faslı tahmin ettiğinden daha uzun sürdü. Çünkü Hange herkesin hediyesine kahkaha atıp teşekkür ediyor, gerekirse deniyordu. Arkadaşlarıyla fotoğraflar çekilirken Levi ise bir köşede onun yüzündeki gülümsemenin keyfini çıkarıyordu. Herkesin yeniden kendi köşesine çekilmesini sabırla bekledi. Kendi hediyesini gecenin sonunda verecekti.

Nihayet Hange ile başbaşa kaldığında onu elinden tutup herkesin görebileceği şekilde ortaya çekti. Bir elini beline, diğeriyle Hange nin elini kavradı. Garsona işaret verince müzik çalmaya başladı. Hange nin şaşkınlığı görülmeye değerdi.

"Levi? Ne yapıyorsun?"

"Dans." dedi Levi. Hange yi kalçasından tutup biraz daha kendine bastırdı. Müziğin ritmiyle onu da beraberinde sola doğru yönlendirdi.

"Iyi ama... herkes bize bakıyor." dedi Hange şaşkınca. Rahatsız değil misin?"

Olması gerekirdi ama değildi. Şuan algısında olan tek şey Hange nin bedeninin sıcaklığı ve çalan müzikti. Gerisi koca bir hiçlikteydi. Bahçede, ışıkların altında sanki sadece o ve Hange vardı. Birlikteyken zamanın donduğu o anlardan biriydi. Petra nın söylediği gibi bu gece Hange için önemliyse fedakarlık yapabilirdi. Kendi düşüncelerinin bir önemi yoktu. Bir günlüğüne gurundan ödün
verebilirdi.

Kolunu açtı, etrafında döndürüp yeniden beline sardı. Göğsünü sırtına yapıştırdı. "Hem de hiç."

Etraflarında hiç kimse yokmuş gibi Hange ile dans ettiler. Elleri vücudunda geziniyor, ayrılıyor, yeniden birleşiyor, her dokunuşunda Hange nin nefesini kesiyordu.

Onlar belki farkında değillerdi fakat sarhoş olmanın eşiğine gelenler bile gözlerini dikmiş ağzı açık, yarı şaşkın Hange ve Levi yı izliyordu. Artık aralarındaki ilişkiyi bilmeyenlerin de bu geceden sonra öğrendikleri tesçillenmişti. Yine de Levi ın umurunda değildi. Hange zevk alıyordu, kendisi de. Fısıltılara kulak asamayacak kadar huzurluydu.

Müzik sonlanıp ikinci parça çalmaya başladığında diğer insanlar da dansa kalkmaya başladılar. Havai fişekler o zaman atıldı. Hange nefes nefese alnını onunkine yasladı. Ikisi de ter içinde kalmışlardı. "Teşekkür ederim." diye fısıldadı. "Bu hayatımda geçirdiğim en güzel doğum günüydü."

"Hala teşekkür için erken." dedi Levi.
"Daha hediyeni vermedim."

Hange başını iki yana salladı. "Bundan daha iyi hediye veremezdin."

Levi kadının elini tuttu. "Benimle gel." Yavaşça bahceden dışarı doğru sürükledi. El ele Aecor un kumsalına doğru yürüdüler. Kapkara dalgalar gürültüyle kıyıya çarpıyordu. Ilerledikçe arkadan gelen müzik sesi iyice boğuklaşmaya başladı. Levi nihayet Hange ye döndü. Iki elini birden tuttu. Hange merakla onu izledi.

"Senden nefret ediyordum." dedi Levi.
"Ilk gördüğüm andan beri... Hatta Jeager ın cenaze töreninde seni oracıkta öldürmek istedim."

Hange "Konuşmaya çok güzel bir yerden başlangıç yaptın." dedi alayla.

"Sessiz ol, daha bitirmedim dört göz." somurttu Levi.

"Tamam, sustum."

"Sonra... sonra ne olduğunu ben bile anlamadım. Hala anlamıyorum." dedi Levi sersemce. "Kendimi birden senin yanında bulmaya başladım. Kalbimin ritmini bozuyordun. Çıkmaz bir leke gibi üzerime yapıştın."

"Bir kere de temizlikten bahsetmesen?"

"Boktan gözlük." Levi kaşlarını çattı.
"Bir daha araya girersen giderim."

"Agh, peki özür dilerim. Devam et."

"Özetlemek gerekirse," Hange ne söyleyeceğini unutturduğu için hafiften sinirlendi. Zaten cümlelerini zar zor toparlamıştı, şimdi iyice karman çorman olmuştu. "Dört göz... Hayatımda olmanı, birlikte uyanmayı, birlikte yemek yemeyi seviyorum. Pislik için de yuvarlansan da-"

Hange kırkırdamaya başlayınca "Yine ne var?" diye patladı.

"Saçların... Rüzgar onları havaya dikiyor. Ayrıca biraz çabuk olamaz mısın? Bu elbise pek kalın değil." Hange kaskatı kesildi, tüylerinin diken diken olduğunu kolayca görebiliyordu Levi.

"Eğer bölüp durmasan söylecektim." dedi Levi kızgınca. Hange gevezeydi ama susmasını artık öğrenmişti. Birden uzun zaman önce Erwin nin sözleri doldu kulaklarına. Kural 1, Hange gerginse saçmalar ve çenesi düşer. Gergin miydi? Neden? Üşüdüğü için mi?

Levi onu kendine doğru çekti. Ellerini sıkıca beline yerleştirdi. Hange nin soluk alıp verişleri hızlanmaya başladı. Levi o ağzını açmadan bir çırpıda söylemeye karar verdi.

"Seni se-"

Hange aniden sertçe dudaklarını ona bastırıp sözcüklerin yok olmasına sebep oldu. Kollarını boynuna doladı, ellerini ensesinden geçirip saçlarına daldırdı. Nefesini yeniden bulana kadar da dudaklarını ayırmadı.

"Hadi," dedi Hange nefes nefese. "Içeri geçelim..."

Ancak Levi onunla gitmedi. Normalde bu reddedebileceği bir teklif değildi fakat doğru olmayan bir şeyler seziyordu. "Neden engel oldun?"

"Ne?"

"Neyden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun Hange."

Kadın cevap vermedi. Huzursuzdu. Yüzünü dalgalara doğru çevirdi. "P-pişman olacağın şeyler söylemeni istemiyorum sadece."

Levi ne demek istediğini anlamadı. Ağzını açmak üzereydi ki Hange nin telefonu çaldı.

"Açma." dedi Levi. "Neden pişman olacakmışım?"

"Ev sahibi. Mr. Whisker ile bir ilgisi olabilir, ona bırakmıştım." Hange aceleyle çantasındaki telefonu açıp kulağına götürdü. "Alo?... Ne?!... Ölen var mı?... t-tamam... hemen geliyorum."

Telefonu geri kapattığında Levi ın kaşları çatıldı. Ölü kelimesi onu tedirgin yaptı. "Ne oldu?"

"Evim." dedi Hange dehşet içinde.
"Dairemde yangın çıkmış."

......................................................................

Devam Edecek...

Begenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın❤

Bu bölümü epeydir yazmayı planlıyorum. Kilit bölümlerden biriydi.

Umarım beğenmişsinizdir.

Kalplerinizi adayın ve güvende kalın!

Continue Reading

You'll Also Like

9.3K 1.5K 36
❧ hide and seek Hayat seni benden kopardığından beri kanatları kesilmiş bir kuş gibiydim. Nereye uçacağımı bırak nasıl uçacağımı bile unutmuştum. ©he...
65.1K 1.2K 15
Taylor Swift'in 'reputation' albümünün çevirisi.
64.4K 4.8K 29
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
35.7K 3.3K 24
Felix buzdağının görünen kısmında mükemmel notları olan, örnek gösterilen bir öğrenciyken, görünmeyen kısmında hergün daha da dibe batan, kendini düş...