what about us

By jeonlog

1.3M 116K 35.8K

Jeongguk, yıllar önce karşılaştıkları yerden ayrılmamıştı fakat Taehyung, karşılaştıkları yeri hatıralarında... More

1 - tell me, how?
2 - homework?
3 - brothers.
4 - do i care?
5 - i said it. didn't i?
6 - jeon but the handsome one.
7 - stalking is a disaster.
8 - he followed me.
9 - dang.
10 - i love him, what can i do?
11 - what was that?
12 - practice.
13 - i didn't feel anything.
14 - hurt.
15 - are you sick?
16 - is it a loss?
17 - worried.
18 - something bad.
19 - jimin's instagram updates.
20 - text him.
21 - hi, is that jeongguk?
22 - important.
23 - mental breakdown but in a good way.
24 - except him.
25 - didn't mean it.
26 - where are you?
27 - friends?
28 - waiting for you.
29 - sweatshirt.
30 - hold my hands.
31 - stars.
32 - confused.
33 - dumb and dumber.
34 - jeonghan's birthday.
35 - i hope you see my worth.
36 - done.
37 - dancing with jimin.
38 - i can't anymore.
39 - jury.
40 - love? love.
41 - found you.
42 - with you.
43 - your place.
44 - daegu.
45 - third kiss.
46 - lovers?
47 - let me introduce you my boyfriend.
48 - honey.
50 - wedding.
51 - kidding.
52 - you changed his life.
53 - all that.
54 - i changed after you came.
55 - you and i
final - pleasure
bonus - running

49 - in the snow.

19.2K 1.7K 564
By jeonlog

yorumlar gittikçe azalıyor diğer bölüm aralarını bozayım da görün siz ◠‿◠ angst yazmayı da çok severim zaten ( ͡° ͜ʖ ͡°)


"Ya Jeongguk! Gelme! Lütfen dedim ya!" Taehyung kaçmaya başlarken Jeongguk gülerek peşinden yürümeye başladı. "Kaçamazsın ki." daha hızlı koşup alfayla arasındaki mesafeyi açtığında aceleyle yere eğilip kartopu yapmaya başladı. Birkaç saniye sonra elindeki kartopuyla doğruldu. "Yüzüne atarım bak, gelme, yaklaşma."

Jeongguk gülerek omuzlarını silkti, "Bana baksana, ne hale getirdin beni." alfa kendini gösterip sırılsıklam olmuş saçlarını savurdu ve saçlarına karışmış kar tanelerinin etrafa saçılmasına sebep oldu. "Üstüne kar yağan ağaçlar gibiyim şu an." Üstelik hala sırtından aşağı inen kartopunu hissedebiliyordu, ensesi buz kesmişti.

Taehyung'a kıyamamış, yaptığı hiçbir şeye karışılık vermemişti ve Taehyung bunu fırsat bilerek Jimin ile bir olup alfanın canına okumuşlardı. Kendi eldivenlerini de ona verdiği için parmaklarının soğuktan kopacağını düşünüyordu. Yetmezmiş gibi Namjoon yaptığı kardan adamı kucaklayıp başına geçirdiği için bütün uzuvları donmuştu. Başından aşağı bir kova su döksen Jeongguk daha az ıslanırdı. Normalde kartopu savaşında kaybetme gibi bir olasılık mümkün bile değildi fakat Taehyung'un etrafındaki varlığı her zaman dikkatini dağıtıyor, gardını indirmesine sebep oluyordu.

Omega ağlamaklı sesler çıkarıp tekrar ondan uzaklaşmaya başladı. Üşümüş, Jeongguk'un verdiği eldivenleri sırılsıklam olmuştu, herkes gibi o da içeri girmek istiyordu fakat Jeongguk izin vermiyordu. Alfanın soğuktan kızarmış yanaklarına ve burnuna baktı, istemsizce güldü. Jeongguk birkaç saniye duraksayıp montunun cebinde ona ağırlık yapan karları silkeledi ve ıslak saçlarını parmaklarıyla geriye tarayıp yüzünün ortaya çıkmasını sağladı.

"Jeongguk çok yakışıklısın." omega dürüst bir şekilde konuştuğunda alfa cevap olarak kaşlarını kaldırıp burnunu çekti. Taehyung sevimli olduğunu düşündüğü bir gülümseme sundu, Jeongguk planlarından acilen vazgeçmeliydi bu yüzden onu kandırmaya çalışıyordu. "Aklımı çelemezsin."

Büyük kartopu savaşından bahçede geriye kalan sadece ikisiydi. "Niye avına yaklaşan bir kaplan gibi davranıyorsun?" Taehyung koşmayı bırakmış geri geri yürürken sorduğunda Jeongguk istemsizce güldü. "Bugünkü yemeğim sensin de ondan." omega gözlerini devirdi. "Niye sadece ben? Bu kadar ıslanmanın sebebi Namjoon hyung, ben değilim ki!" Jeongguk omuzlarını silkti. "Seni yemek istiyorum ben."

Taehyung cevap olarak sıkı sıkı tuttuğu kar topunu ona doğru attığında alfanın omzuna değmesiyle Jeongguk'un omzunu tutup iki büklüm olması bir oldu. "Ne? Jeongguk?" Taehyung bir kaç saniye duraksadı ve çatık kaşlarıyla alfaya baktı. "İyi misin? Bir şey mi oldu? Canın mı acıdı?" Taehyung altındaki karları ezerek ona doğru koştuğunda Jeongguk güldüğünü görmemesi için daha da eğildi. "Jeongguk." Taehyung alfanın önünde durup yüzünü görmek için eğildiğinde Jeongguk yüzündeki büyük gülümsemeyle doğruldu. "Ne- Beni kandırdın!" kaçmaya hazırlanmıştı ki beline dolanan kollar yüzünden olduğu yerde durmak zorunda kaldı.

"Çok safsın." omega yüzünü buruşturdu ve omuzlarını düşürdü. "Bu klişe taktiğe bile hemen düştün." Jeongguk onu daha da kendine çekip yanağından öptüğünde alfanın ıslak saçları yanağına değdiği için istemsizce irkildi. "Jeongguk kafan donmuş." kendi kendine gülerken bir anda kendini yerde bulması bir olmuştu. "Jeongguk!"

Jeongguk kendini yere atmış, onu da beraberinde çekmişti, üstüne uzanmış omegaya baktı. "Naber?" diye pişkince konuştuğunda Taehyung, alfanın kafasının yanından bir avuç kar alıp Jeongguk'un zaten donan yüzüne fırlattığında Jeongguk yerlerini değiştirdi ve Taehyung'un iki elini başının üstünde sabitledi. Boştaki eliyle yüzündeki karları temizledikten sonra onu bırakması için yavru köpek bakışları atan omegaya döndü. "Jeongguk cidden çok üşüdüm." dedi sessizce ve dudaklarını büzdü. Onun elinden kurtulabilmesi mümkün değildi, bu yüzden bütün cazibesini kullanarak Jeongguk'un hassas olduğu noktalara vurmaktan hiç çekinmiyordu. "Biliyor musun? Ben hemen hasta olurum, bağışıklığım çok zayıftır."

Alfa kafasını salladı ve ellerini bırakıp ona yaklaştı. İkna olmuştu, artık tek istediği onu öptükten sonra kucaklayarak içeri götürmek ve battaniyelere sarmaktı. Taehyung bunu fırsat bilip onu omuzlarından ittirip hızla ayağa kalktı. "Çok safsın." dedi imayla montuna yapışmış karları temizlerken. Eğleniyordu. "Bu klişe taktiğe bile hemen düştün." diye Jeongguk'u taklit ettiğinde alfanın hızlı hareketlerle yerden kalkması ve bir çırpıda omegayı yakalaması bir olmuştu.

"Jeongguk!"

Jeongguk onu sıkı sıkı kavramış karların üstünde beraber yuvarlanırken Taehyung kulaklarının içine kadar kar girdiğine emindi. Sonunda Jeongguk gülerek durduğunda Taehyung göğsüne yumruğunu geçirdi. Artık üşümüyordu, donuyordu. "Nasıl da öğrenmişsin beni kandırmayı."

Jeongguk'un kolunun üstünde uzanıyordu. Alfa yavaşça ona doğru dönüp karmakarışık olan saçlarını kenara verdi ve çenesine yapışmış kar tanelerini temizledi. Diğer eliyle omeganın belinden destekleyip kendine çekti ve ona sarıldı. "Ah Taehyung... Güzelim benim..."

Bir anda gelen onu saatlerce sevme isteğiyle daha da sıkı sarıldı. Kollarının arasındaki bedeni çok seviyordu ve bunu kelimelerle anlatamayacak kadar cahil olduğunu düşünüyordu.

"Sarılmak için ne kadar da uygun bir yer." Taehyung imayla söylense de kolunu Jeongguk'un etrafına sararken gülümsüyordu. Sonuçta bu hayatta Jeongguk'u sevdiği kadar hiçbir şeyi sevmemişti ve onun güzeli olmaya bayılıyordu.

"Taehyung."
"Hmm?"

"Teşekkür ederim." alfanın karla karışan kokusu daha da ferahlatıcı olduğu için Taehyung üşümesine aldırmadan orada uyuyabilirdi, çoktan gözleri kapanmıştı. "Ne için?" Jeongguk geri çekilince o da kafasını geri çekti. Jeongguk belindeki elini Taehyung'un yüzüne çıkardı ve kızarmış yanağını okşamaya başladı. "Bir anda aklıma geldi..." diye fısıldadı ve omeganın sevimli sevimli ona bakmasına gülümsedi.

Kollarının arasındaydı, ona sarılıyordu, onu öpebiliyordu ama bunların hiçbiri onu sevme isteğini bastırmaya yetmiyordu. Ne yaparsa yapsın yetmeyeceğinin de farkındaydı. Onu her zaman, her saniye, her dakika sevmek istiyor, öpücüklere boğmak, sevginin de en çoğunu ve en güzelini hakettiğini göstermek istiyordu.

"Ne geldi aklına?"

Jeongguk zaman kaybetmeden alnına tüyden hafif bir öpücük bıraktığında istemsizce gözlerini kapattı. Jeongguk tarafından öpülmek içini kıpır kıpır ediyordu. Daha önce biri onu öptüğünde böylesine mutlu olduğunu hiç hatırlamıyordu.

"Çok zor şeyler yaşadın, değil mi?" Jeongguk neden bu konuyu açtığını bilmiyordu ama bir anda aklına geldiğinde içinin tekrar bir kor gibi yanmasına engel olamamıştı. Taehyung kaşlarını çattı, anlamamıştı. "Bir daha asla kimsenin seni üzmesine izin vermeyeceğim." dürüsttü, bir daha asla kimsenin onu ağlatmasına izin vermeyecekti. Omeganın ıslak saçlarını okşadı.

"Jeongguk..." Taehyung demek istediği şeyleri yeni anladığında istemsizce dudağı büzüldü. "Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim." diye fısıldadı ve yumuşak bir gülümseme sundu. "Dokunuşlarımdan kaçmadığın için teşekkür ederim." bunun üstüne Taehyung istemsizce güldü. "Dokunuşlarımdan kaçan sensin Jeongguk." alfa dramatik bir şekilde iç geçirip gülüşüne karşılık verdiğinde Taehyung'un yüzündeki gülümseme büyüdü.

Bir çırpıda sağ elindeki eldiveni çıkardı ve elini Jeongguk'un yüzüne uzatıp bütün yüzünde işaret parmağını gezdirmeye başladı. Islak ve donmaya yüz tutmuş kaşları tekrar gülümsemesine sebep olmuştu. Dudaklarına geldiğinde Jeongguk'un parmağını öpmesiyle kıkırdadı. "Hep çok korktum, biliyor musun?" dedi, kelimeleri ondan bağımsızdı, Jeongguk'a hayatına dair her şeyi anlatmak istediği gibi, alfanın hayatı hakkında da her şeyi bilmek istiyordu. Onu kendinden daha iyi tanımak istiyordu. "Hayatım her zaman korkarak veya kaçarak geçecek diye düşündüm."

"Taehyung." içi gidiyordu, omeganın kelimeleri kalbine inen birer darbe gibiydi. Bir kere daha o alfaları öldürmediği için pişman oldu. "Ama Jeongguk, sen," dedi ve duraksayıp derin bir nefes aldı. "Her şeyi değiştirdin." gözlerini alfanın bütün yüzünde dolaştırırken gülümsedi. "Sana izin vermemek kendi mutluluğumu engellemek olur."

Jeongguk şaşkınlığına zıt bir şekilde kaşlarını çattı. Dediği şeyleri kavramaya çalışıyordu. Hayatını değiştiren, yaşama tutunmasını sağlayan insan ona 'sen her şeyi değiştirdin' diyordu. Kalp atışları hızlanmaya başladı, Taehyung'un düşüncelerinin onunkiyle aynı olması aklını başından alabilirdi.

"Bazen kendini geri çektiğinin farkındayım Jeongguk." alfanın davranışları aklını doldurmaya başladığında tekrar gülümsedi.

Bazen Jeongguk onun belinden tutarken bir anda tutuşu gevşiyor, elini omzuna çıkarıyordu. Sarılırken kollarını açıp bekliyor Taehyung nasıl sarılmak isterse o pozisyonda sarılıyorlardı. Beraber uyuyacakları zaman her seferinde ona birlikte uyumak isteyip istemediğini soruyordu. Taehyung giyinirken odadan aceleyle çıkıyor, evde şortla gezdiği zaman bacaklarına dokunmamak ve bakmamak için binbir türlü zahmete giriyordu. Bazen onu öperken ve ona dokunurken duraksıyor, sonra da geri çekiliyordu. Taehyung her şeyin farkındaydı. O gece Jeongguk ona istersen kapıyı kilitle dediğinde kapıyı kilitlememesinin iki sebebi vardı, ilk olarak ona kendinden daha çok güveniyordu. İkincisi ise ona sırılsıklam aşık olduğu içindi.

Ona koşulsuz şartsız olan güveninin sebebini çok sorgulamıştı ve bu güveni sağlayan, böyle hissetmesine sebep olan kişinin yine Jeongguk olduğunu fark etmesi uzun sürmemişti. Jeongguk onu sevdiğini en ufak hareketinde bile gösteriyor, omegaya 'acaba beni seviyor mu?' diye düşünmesine fırsat bile vermiyordu ve Taehyung bunun için minnettardı. 'Jeongguk'u hakedecek ne yapmış olabilirim' diye de kendini sorgulamıştı ve önceki hayatında dünyayı kurtardığına emin olmuştu.

"Yapma." diye fısıldadı alfanın dudaklarına doğru. "Kendini geri çekme. Senin beni sevmeni, beni öpmeni, bana dokunmanı, seninle alakalı her şeyi çok seviyorum Jeongguk." alfa gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı, ağlayabilirmiş gibi hissetti bir an.

Üstüne çöken rahatlık ve yanlış bir şey yapmamış olmanın verdiği heyecan bir an nerede olduklarını unutmasını sağlamıştı. Bazen söylediği en ufak kelimeden bile korkuyor, kendini sorguluyor, onu rahatsız edecek bir şey yapacak diye ödü kopuyordu. Hala yerde uzanıyorlardı ve üşüdükleri için istemsizce birbirlerine daha çok yaklaşıyorlardı.

"Kaçma benden, tamam mı?" Taehyung beklentiyle ona bakmaya başladığında Jeongguk gözlerini açıp gülümsedi. Kafasını sallaması ve cevap olarak dudaklarını birleştirmesi uzun sürmemişti. Kararmaya başlayan havanın gittikçe soğuması o an ikisinin de umrunda değildi.

Soğuk ve ıslak dudaklar yavaşça hareket ettikçe ısınıyordu. Jeongguk, ruhunun da dudakları gibi ona karışmasını, her bir hücresinin ona bulanmasını ve bu sıcaklığı yaşamının her yerinde yakalamak istediğini farketti. Taehyung ona sevgiden önce nefes almayı öğretmişti, nasıl özgür olabileceğini, alfasını nasıl susturabileceğini öğretmişti. Farketmeden elinden tutmuş, yürüdüğü yolda gitmesi gereken yeri, dönmesi gereken köşeleri göstermişti. Girdiği her sokağın ona çıkmasından memnun olmuş, yürümeye onun için devam etmişti. Taehyung ile tanışmak kurtuluştu, onu sevmek özgürlüktü ama ona kavuşmak yaşamdı.

Belki de bir zamanlar kaybolmasaydı, böyle bir huzura hiçbir zaman ulaşamayacaktı. Anılar ve acılar yaşanılan zaferin birer iziydi ve kesinlikle ikisi de kazanmıştı.

Gülümseyerek dudaklarını ayırdığında tekrar öptü ve doğrulurken omegayı da kendiyle beraber doğrulttu. Kollarını bacaklarının arasından geçirip onu kucaklayarak ayağa kalktığında Taehyung boynuna tutundu ve kafasını omzuna yasladı. "Nasıl kucağında ben varken ayağa kalkabilirsin ki?" diye şaşkınlığını saklamadan konuştuğunda Jeongguk güldü. "Güçlü olduğumu yeni fark etmen üzdü."

Arka bahçeye açılan mutfak kapısının önünde durduğunda omegayı yavaşça yere indirdi, haline baktığında istemsizce güldü. "Kardan adam olmuşsun." derken montunu ve saçlarını temizliyordu. Taehyung somurttu ve yaklaşıp aynısını ona yapmaya başladı. "Sen sanki farklısın."

"Koş, koş, koş." bir kaç dakika sonra içeri girdiklerinde Jeongguk'un yaptığı tek şey Taehyung'u arkadan odasına ittirmesiydi. Merdivenlere yönelirken birkaç saniye salonda oturan arkadaşlarına döndü. "Rahatınıza bakın, geliyoruz."

"Asıl siz rahatınıza bakın, burada yokmuşuz gibi davranın!" Namjoon'un arkalarından bağırması ikisini de güldürürken çoktan Jeongguk'un odasına girmişlerdi.

"Geçen gün," Jeongguk çokta büyük olmayan giyinme odasına doğru yürürken Taehyung sadece onu izliyordu. Bir kaç saniye sonra elinde kıyafetlerle geri geldi. "Geçen gün senin için aldım bunları." polar pijama takımını Taehyung'un eline aceleyle tutuşturduğunda omeganın yüzündeki paha biçilmez ifade keyfini yerine getirmişti. Gördüğü gibi aklına Taehyung gelmişti ve hipnoz olmuş gibi satın alırken bir saniye bile aksini düşünmemişti.

Taehyung birkaç saniye şaşkınlık içinde elindeki krem rengi ve üstünde kahverengi ayıcıklar olan pijama takımına baktı, böyle bir şey beklemiyordu. Sonra kocaman gülümsedi. "Jeongguk bu çok tatlı!" derken pijamanın üst kısmını havada tutup inceliyordu. Gerçekten çok güzeldi ve Jeongguk'un onun için almış olması gözüne daha da güzel gelmesine sebep oluyordu.

Hemen giymek istiyor, Jeongguk'un tepkisini merak ediyordu. Hızla pijamayı indirdi ve uzanıp alfanın yanağından öptü. "Bekle, hemen geliyorum." koşar adımlarla banyoya giderken kıkırdadı. "Çokça çok tatlı!" banyonun kapısını kapatmadan önce kendi kendine konuşuyordu.

Jeongguk birkaç saniye olduğu yerde durdu ve hızla yere çöküp saçlarını ellerinin arasına alıp karıştırdı. Bu sevimlilik ona çok fazlaydı, kendi kendine gülüyordu. Olduğu yerde sallanmaya başladı, utanmasa ağlayacaktı. "Kafayı yiyorum, yemin ederim." birkaç saniye daha hayatını sorgulayıp ağır hareketlerle doğruldu, hala gülüyordu. Giyinme odasına girip ıslak kıyafetlerini değiştirirken bile gülüyordu. Sonunda delirmişti ve deliliğin bu kadar güzel olabileceğini yeni fark ediyordu.

"Gukkie, neredesin?"
"Geliyorum!"

Jeongguk üstüne tişörtünü geçirirken içeri doğru yürüdü ve önünde aldığı pijamaları giyen omegayı gördüğünde duraksadı. Taehyung gülerek sağa sola sallandı. "Nasıl olmuş?" kendi etrafında döndü. "Çok tatlı değil mi?" eğilip üstündeki kıyafete bakmaya çalıştığında Jeongguk kahkahasını engellemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Az önceki gibi yere çökmemek için kendini zor tutuyordu.

"Çok yakışmış." diyebildi zar zor gülme isteğiyle ağlama isteği yarışıyordu. Taehyung'u ayıcıklı polar pijamanın içinde görmenin onu bu kadar sarsacağını, hayatındaki problemleri yok edeceğini nereden bilebilirdi?

Önüne kadar yürüdü, zaten sevimli olan omeganın daha da sevimli olması kaldırabileceğinden fazlaydı. "Test edelim." yavaşça beline sarıldı. "Hmm, yumuşacıksın." dedi eğilip kafasını omeganın omzuna koyarken. Taehyung sarılışına karşılık verip gülümsedi. "Teşekkür ederim Jeongguk." alfa buna cevap olarak sadece kafasını salladı. Ona her zaman, her yerde, her şekilde sarılabilirdi ve bundan hiç sıkılmazdı.

Birkaç saniye sonra geri çekilip tekrar omegaya baktı, her baktığında yüzündeki gülümseme büyüyor, daha da sevimli olduğunu düşünüyordu. "Biraz büyük sanki?" dedi avucunun içine gelen kumaş parçasını katlarken. "Değiştire-"

"Hayır!" omeganın ani çıkışı onu susturmuştu. "Ne?" Taehyung ondan uzaklaşıp kafasını sağa sola salladı ve kollarını kendi etrafına sardı. Bir nevi üstündeki pijama takımına sarılmaya çalışıyordu. "Vermem. Artık benim." derken oldukça ciddiydi, hatta kaşları çatılmıştı.

Jeongguk başta şaşırsa da sonradan yaptığı şeyi anlayıp kafasını salladı. "Tamam." dedi ve ona doğru bir adım atmasıyla Taehyung tekrar geri gitti. "Jeongguk ilk önce bunu almışsın, değiştiremezsin." alfa tekrar kafasını salladı. "Tamam, değiştirmeyeceğim." Taehyung tekrar geri gidince omuzlarını düşürdü. "Üstünden çıkaracak halim yok ya." diyince Taehyung kendine sarılmayı bırakıp hızlı adımlarla alfanın önüne kadar yürüdü. "Belki ben olsun istiyorum." diye imayla ve minik bir sırıtışla söylendiğinde Jeongguk kaşlarını çattı. "Yok öyl- Ne?" omeganın dediği şeyi anladığında Taehyung'un yüzündeki sırıtış kocaman bir gülümsemeye döndü.

Kaşlarını çattı, boğazını temizledi ve bakışlarını kaçırdı. Az önce karın altında donan o değilmiş gibi sıcaklamaya başlamıştı, ensesi ve kulakları yanıyordu. Dediği şeyi duymamış gibi yapmak oldukça zordu, neyi ima ettiğini de oldukça net bir şekilde anlamıştı. Ölecekti, hissediyordu. Her şey üst üste gelmeye devam ettiği için bugün onun son günü olacaktı, emindi buna.

"Aşağı inelim, çocuklar bizi bekliyor." diye konuyu değiştirip aceleyle kapıya yöneldiğinde Taehyung kıkırdayarak ellerini arkada birleştirip onu takip etmeye başladı. Alfanın ondan kaçması her zaman onu eğlendirmiyordu ama şu an gerçek anlamda eğleniyordu.

Bir anda aklına gelen şeyle duraksayıp somurtmaya başladığında Jeongguk sorar gözlerle ona döndü. "Ama Jeongguk ben senin kıyafetlerini giymeyi seviyordum." alfa gülümseyerek saçlarından öpüp geri çekildi. "Hala istediğin zaman giyebilirsin." dediğinde Taehyung'un az önceki gülümsemesinin geri gelmesi çok uzun sürmedi. "Senin kıyafetlerinin hepsi benim olsun o zaman." Jeongguk kafasını salladı. "Olsun." Canını istese vereceği birinden kıyafetlerini sakınması oldukça komik olurdu zaten.

Merdivenleri inerken mutfaktan salona gitmek için çıkan Jimin ikiliyi gördüğünde duraksadı ve hızla Taehyung'un yanına koştu. "Tae! İnanılmaz tatlı olmuşsun!" omeganın yanaklarını sıkmaya başladığında Taehyung istemsizce güldü. Jeongguk onaylamaz bir tavırla göz devirip Jimin'in eline hafifçe vurdu. "Çok sıkma."

Jimin somurtup Taehyung'un yanaklarını serbest bırakırken Jeongguk'u ittirdi ve omeganın koluna girdi. "Defol aptal alfa." dediğinde Taehyung tekrar istemsizce güldüğünde hızla eliyle ağzını kapattı. Jeongguk'un arkadaşlarıyla samimi olmak onu mutlu ediyordu. Göz ucuyla Jeongguk'a baktığında onun da güldüğünü görmüştü.

Jeongguk gülümseyerek önünde kol kola yürüyen omegalara baktı. Taehyung'un hayatına her anlamda tamamen yerleşmesi hala rüyadaymış etkisi verse de bunun gerçekliği içine durdurulamaz bir sevincin düşmesine sebep oluyordu.

bölümü yazarken bu herifin bu fotoğrafı paylaşması kafayı yememe sebep oldu, iyi günler.

Continue Reading

You'll Also Like

39.3K 2K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
208K 20.8K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
58.4K 4.4K 29
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
12.1M 587K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...