ELİSA

By 1Hayalkatili

917K 45.3K 10.5K

+18 Aşklarıyla birbirine bağlı iki kişi. Elisa ve Poyraz. Peki Elisanın hayatına gerçek ailesi girerse. Poyra... More

BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
KARAKTERLER
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
DUYURU
BÖLÜM 32
FİNAL
DUYURU

BÖLÜM 4

40.4K 1.8K 949
By 1Hayalkatili

Yorumlarınızı bekliyorum oylamayı unutmayın...

Bundan sonra bölümler uzun olucak.

***

Biyolojik aileyle görüşmem üzerinden 1 hafta geçmişti.

O hafta içerisinde beni arayıp onlarda kalıp kalmayacağımı sormuşlardı.

Tabikide hayır demiştim.

Kim tanımadığı bir ailenin yanında kalmak isterki.

Neyse. Geçen hafta herzamanki gibi geçmişti. Ben yine okuluma gitmiş Poyraz ise spor salonuna.

Şuan ise Poyraz ile vakit geçirebilmek için pikniğe gidicektik.

Bir sürü yiyecek yapmıştım. Sarmasından tut böreğine kadar böreğinden tut tatlısına kadar.

Poyraz da içecekleri alıcaktı.

Herşeyi kapının yanına bırakıp hazırlanmaya başladım.

Bugün hava çok sıcak olduğu için elbise giyinicektim.

Elbisemi giyindikten sonra yüzüme ve vücuduma nemlendirici sürdüm. Bu sıcakta birde makyajla uğraşamazdım.

Saçlarımı açık bırakıp dalgalandırdıktan sonra ayağıma sandaletleri geçirip odadan çıktım.

Aklıma gelen şeyle tekrar odama geçip fotoğraf makinemi yanıma aldım.

Yeni anılar biriktirelim değilmi.

Yanıma çanta almayacaktım. Telefonumuda Poyrazın cebine koyardım.

Telefonumu koltuğun üzerinden alıp Poyrazı aradım.

" Efendim sevgilim." Diyerek telefonu açtığında direk yüzümde gülümseme oluşmuştu.

" Sevgilim hazırım ben. Ne zaman gelirsin."

" 5 dakikaya ordayım güzelim."

Kafamı sallayıp " tamam o zaman ben eşyaları indireyim. Gelince arabaya yükler gideriz."

Uyarıcı bir tonlamayla sesini çıkarıp " hiçbir şeye ellemiyorsun. Allah bilir neler yapmışsındır sen. Hem belin ağırır ellemiyorsun ben gelince indiririm. İtiraz istemiyorum."

" Tamam görüşürüz."

" Görüşürüz."

Telefonu kapattıktan 5 dakika sonra dediği gibi gelmişti.

Kapıyı güler yüzümle ona açtığımda onunda gülümsemesi yüzündeydi.

İçeri girdikten sonra kapıyı kapatıp hemen bana sarıldığında bende kollarımı beline doladım.

Saçlarımdan derin bir nefes çekip " çok özlemişim." Dedi.

İki günden beri görüşmüyorduk. Ben hep okuldayken o da hafta sonu olduğu için spor salonu kalabalık olduğundan gelemiyordu.

Kollarımı daha sıkı dolayıp " bende çok özledim." Dedim.

Kafamı kaldırıp ona baktığımda o da kafasını saçlarımdan çekip yüzüme bakmıştı.

Anında gözlerindeki ışıltıyı gördüğümde benim yüzümde hafif bir gülümseme oluştu.

Burnumun ucunu öpüp geri çekildikten sonra " yok bu bana yetmedi." Diyip yanaklarımı ve boynumu öpmeye başlamıştı.

Gülüp kafamı geri çektim " Poyraz tamam yeter. Huylanıyorum."

Bana kocaman gülümsediğinde yanağındaki gamze görünmüştü.

Gamzesinden öptükten sonra beni kendinden uzaklaştırıp üzerime bakmıştı.

Beni inceledikten sonra gözlerime bakıp " çok güzel olmuşsun bebeğim." Dedi.

Poyraz benim hiç bir kıyafetime karışmazdı. Etraftaki kişilerin ne diyeceğine de umursamazdı.

Eğer kötü gözle bakan olursa bana bunu neden giyindin demez karşıdaki kişinin hesabını sorardı.

Hatta Poyraz bana gidip açık kapalı kıyafetler alırdı.

Bir kere mini etek giyindiğimde bir adam sözlü taciz etmişti beni. Poyraz da yanımdaydı. Adamı bir güzel dövmüştüde. Ondan özür dilediğimdede beni sert bir biçimde uyarıp istediğim şeyi giyiceğimi, beni kapatmak yerine çevredeki insanların ağızlarını ve gözlerini kapatacağını söylemişti.

İşte bu yüzden benim sevgilim. Benim biricik Poyrazım. Kıskanın. Sizin bundanınız yok.

Yüzümden eksik olmayan gülümsemeyle " teşekkür ederim sende çok yakışıklısın." Siyah bir tişört ve ve pantalon giyinmişti.

Alnımdan öpüp yerdeki eşyalara baktığında ağzından bir ıslık çıkmıştı.

" Ooo Elisa hanım yine döktürmüşsünüz."

Yüzüme kendimi beğenmiş bir ifade takınıp tırnaklarına bakarak konuştum " eee yapıyoruz arada böyle şeyler."

O bana gülüp yerdeki eşyalardan birkaç tane aldığında bende elime birkaç tane alıp onunla beraber evden çıktım. Elimizdekileri yerleştirdikten sonra eve birdaha girip kalanları aldıktan sonra evin kapısını kitleyip yola çıkmıştık.

Yol boyunca şarkılar dinleyip sohbet etmiştik.

Araba durduğunda hemen arabadan inip etrafa baktım. Yemyeşil bir alan. Ağaçlar, çok güzel tertemiz akan bir nehir ve insanların gülüp eğlendiği bir ortam.

Poyraz yanıma geldikten sonra elini belime dolayıp " beğendinmi burayı." Dedi.

Kafamı sallayıp etrafı incelerken " evet çok güzel bir yer burası." Dedim.

Kendimize nehirin hemen önünde insanlardan fazla uzaklıkta olmayacak ağacın altında bir yere gidip piknik örtüsünü yere serdik. Yemekleri tek tek koyduktan sonra Poyrazın hazırladığı buzlu kutudan da içeceklerimizi aldık.

Ayağa kalkıp örtüye baktıktan sonra ellerimi çırpıp konuştum " çok güzel oldu. "

Poyraz da ayağa kalkıp arkamdan sarıldı. Boynumu öpüp " ellerine sağlık sevgilim." Dedi.

Ona dönüp yanağını öptükten sonra " hadi artık yiyelim çünkü karnım çok acıktı."

O da kafasını salladığında yemeğe başlamıştık.

Bir yandan yerken bir yandanda konuşuyorduk. Yemeklerimizi yedikten sonra bol bol fotoğraf çekindikten sonra gezmek için ayağa kalmıştık. Telefonumu Poyraza verip cebine koymasını istedikten sonra ellerimizi birleştirip yürümeye başladık.

Biraz ilerlediğimizde köprü görünce Poyrazı hemen oraya çekiştirip fotorgraf çekindik.

" Bak şimdi sayacı hazırlıyorum güzel poz ver tamammı."

" Tamam güzelim tamam." Dediğinde yanına geçip kocaman gülümseyerek ona baktım.

Tam fotoğraf çekilecekken Poyrazın kameraya dönüp gözlerini şaşı yapıp dilini çıkarması benimse ona şaşkın bakışlarım fotoğrafı bozmuştu.

Fotoğraf çekildikten sonra Poyraz bana bakıp kahkaha atarken ben ona somurtuyordum.

" Ya bir kerede doğru dürüst poz ver." Dedim.

Saçlarımı okşayıp " sevgilim biliyorum ki senin pozlarında bu değil. Neden bunu çekmek istiyorsun."

Yüzümde gülümseme olduğunda " ilerde çocuklarımız olduğunda bunları göstermek istiyorum çünkü."

O da kocaman gülümseyip belimden beni kendine çekip " güzelim bu fotoğraflarıda gösteririz. Hem eminimki ikimizin birbirimize bakışlarından fotoğrafa gerek kalmayacak."

Biraz düşünüp " hem çocuklarımızla da buraya geliriz." Dediğinde dudağına minik bir öpücük bıraktım.

Tekrardan yürümeye başladığımızda ellerimiz yine birbirine kenetliydi.

Ben etrafa hayran hayran bakarken Poyrazın seslenmesiyle ona döndüm.

" Şunlar biyolojik ailen değilmi senin."

İşaret ettiği yere baktığımda abiler takımı, ikiz ve Murat bey ve Dilek hanım vardı. Yanlarında ise sayılmaycak kadar insan vardı.

Kafamı sallayıp " evet onlar."

Bana bakıp " istersen bir yanlarına gidelim." Dedi.

Hemen kafamı hayır anlamında sallayıp " hayır gitmeyelim."

Kafasını yana eğip " en azından bir merhaba diyelim bari. Ayıp olmasın. Sonra tekrar gezmeye devam ederiz."

Ofladığımda beraber el ele yanlarına ilerlemeye başlamıştık.

Bizi ilk fark eden Dilek hanım olduğunda beni gördüğüne şaşırmış gibiydi.

Daha sonra kocaman gülümseyip adımı seslendiğinde yanlarındaki herkes bize bakmıştı.

Yanlarına vardığımızda gülümseyip " merhaba ." Dedim.

Dilek hanım bir bana bir Poyraza birde birleşmiş ellerimize bakıp kocaman gülümsedi " merhaba kızım." Dedi.

Ayağa kalkıp yanıma geldiğinde sarılacağını anlamıştım.

Yanıma geldiğinde kocaman sarıldığında bende bir elimle ona sarıldım.

Benden ayrıldıktan sonra önümde Murat bey durup elini uzatmıştı " merhaba kızım."

Onun elini sıktıktan sonra
arkadaki kişilere dönüp " sizi tanıştırayım. Size bahsettiğimiz kızımız Elisa."

Bana dönüp " kızım bunlarda amcaların, yengelerin ve kuzenlerin."

Onlara gülümseyip " merhaba." Dediğinde onlarda bana gülümseyip merhaba demişlerdi.

Herkes şuanda ayaktaydı ve bize bakıyordu.

Dilek hanım Poyrazla bana bakıp " kızım tanıştırmayacakmısın bizi." Dedi.

Poyraza bakıp gülümsedikten sonra Dilek hanıma baktım.

" Tanıştırayım sevgilim Poyraz."

Dilek hanım kocaman gülümseyip ikimize bakarken Murat bey kaşlarını çatmış Poyraza bakıyordu.

Diğerlerininde Murat beyden bir farkları yoktu açıkçası.

Poyraz kafasıyla herkesi selamladığında kimse bir harekette bulunmamıştı. Poyraz da bunu umursamamıştı zaten.

Dilek hanım Poyrazın yanına geçip " merhaba evladım ben Dilek." Dedi.

Poyraz kibarca gülümseyip " merhaba Dilek hanım." Dedi.

Dilek hanım tekrardan bana dönüp " eee kızım siz ne yapıyorsunuz burda."

İçimden sanane demek gelsede öyle bir şey dememiştim. Saygısızlık olurdu galiba.

" Bizde pikniğe gelmiştik." Dedim.

Dilek hanım " e iyi o zaman gelin bizimle beraber yesenize."

Kafamı sağa sola sallayıp " teşekkür ederim ama biz yedik. Dolaşıyorduk şimdide."

Dilek hanım " aaa olmaz öyle gelin yiyin yine. Hem diğerleriyle de tanışmış olursun."

" Yok yok biz rahatsız ederiz şimdi. Siz yiyin yemeğinizi."

O tekrardan kafasını hayır anlamında sallayıp " olmaz öyle gelin sizde hadi." Dedi.

Poyraza baktığımda oda Dilek hanıma bir süre bakıp bana dönmüştü.

Bakışlarımla resmen hayır de diyordum. Gülümseyip " benim için sorun yok." Dediğinde sen görürsün bakışlarımı ona yolladım.

Dilek hanım " ee gelin oturun o zaman."

Boğazımı temizleyip " ben de birkaç birşey yapmıştım. Ellemediğimiz temiz olanlar var isterseniz onları getirelim." Dedim

" Tamam getirin siz." Demişti.

Poyrazla beraber oturduğumuz yere doğru yürümeye başladık. Belli bir uzaklığa geldiğimizde eline çimdik attım.

Poyraz elini tutup bana döndü " niye kabul ediyorsun. Geziyorduk biz ne güzel yalnız yalnız. Bakışlarımla sana hayır de diyorum sen evet diyosun."

Poyraz " sevgilim kadının bakışlarıda kabul et diye bağırıyordu resmen. Hipnotize etti beni o yüzden kabul etmiş bulundum." Dedi.

Bir şey demeden önüme döndüğümde onun çocuk gibi çıkan sesiyle ona döndüm.

" Elim acıdı." Dedi.

Yüzüne baktığımda bana masum masum bakıyordu.

Bu bakışlara dayanamayıp güldüm. Eline bir öpücük koyup " geçtimi." Dediğimde sırıtıp geçti demişti.

Bir süre sustuktan sonra bana bakarak konuştu " galiba aralarında hiç kız görmedim."

Ona bakıp " şaka." Dediğimde o bakışlarını önüne çevirmişti.

Oflayıp kafamı koluna yasladım.

Oturduğumuz yere geldiğimizde bütün herşeyi toplayıp onların olduğu tarafa doğru ilerlemeye başladık.

Şu an çok komik göründüğüme eminim çünkü ellerim dolu olduğu için Poyraz son olarak kafama örtüyü atmıştı.

Onların yanına geldiğimizde onlar çoktan yemeye başlamışlardı bile. Yan taraflarına yerleştikten sonra bize hazırladıkları tabakları vermişlerdi.

Bende yaptığım şeylerden verdiği tabaklara doldurup onlara verdikten sonra onların verdiği şeyleri yemeye başlamıştık.

Onlara kendi aralarında konuşurken ben gözüme giren güneşten kaçmaya çalışıyorum.

Resmen tam güneşin altındaydık. Herhalde yanmak istiyorlardı bunlar.

Poyraz elini bana güneş gelmemesi için gözüme doğru tutup sırtımı göğsüne yaslamıştı.

Bende iyicene yerime yerleştikten sonra elimdeki tabaktaki şeyleri yemeye başlamıştım.

Güzel yapmışlardı ha.

Yemekler tekrar yendikten sonra etraf toplanmıştı. Tabi bu süre boyunca herkesin bir gözüde bizdeydi. Tabiki de bunları umursamayıp yemeğimizi yemiştik.

Murat bey " eee evlat kaç yaşındasın sen bakalım." Dediğinde Poyrazı sorguya çekeceklerini anlamıştım.

Ama kim olarak.

Daha onlarla sadece bir kere görüşmüştük.

Poyraz da benim düşündüğümü düşündüğüne emindim.

Poyraz bana bir bakış atıp Murat beye döndü " 24 yaşındayım Murat bey." Dedi.

Herkes kaşlarını havaya kaldırdığında aradaki yaş farkından olduğunu ikimizde anlamıştık.

Ne var canım alt tarafı 5 yaş.

Bu sefer Murat bey yaşlarında bir adam " ne iş yapıyorsun evladım." Dedi.

Poyraz bu sefer ona bakıp " spor salonum var onu işletiyorum."

Herkes kafasını salladıktan sonra Dilek hanım ve diğer kadınlar heryecanla bize bakıp aynı anda " nasıl tanıştınız ve ne zamandan beri sevgilisiniz." Dediler.

Poyrazla beraber ikimiz onlara şaşkınlıkla bakarken onlar bizim yüz ifademize gülüyorlardı.

İfademizi düzelltikten sonra Dilek hanım tekrar sormuştu " nasıl tanıştınız."

Poyraza bakıp güldüğümde o da bana bakıp gülmüştü.

Ahh eski günler.

Elisa 16 Poyraz 21 yaşındayken ;

Yorgunlukla kendimi sandalyeye bıraktıktan sonra alnımdaki teri silmiştim.

Bir restoranda part time çalışıyordum.

Allah'tan sahibi yaşlı biriydide beni işe almıştı.

" Şşt güzellik bi baksana şuraya."

Sesi hiç takmadan dinlenmeye devam ettiğimde tekrar ses gelmişti.

" Hey sarışın garson. Bir bak buraya."

Burda bir sarı saçlı ben olduğum için hemen arkama döndüm.

Benden bir kaç yaş büyük en fazla 12. Sınıfa giden bir kaç erkek vardı. Hemen elime defteri alıp yanlarına gittim.

" Buyrun ne istemiştiniz."

Karşımdaki çocuklar sırıtıp kolumdan çekip bir anda yanlarındaki sandalyeye beni oturtmuşlardı.

" Seni istedik güzelim."

Zengin züppe çocuklar.

Sinirle ayağa kalkıp derin bir nefes aldım. Burdaki paraya ihtiyacım vardı. Sakın olay çıkarma Elisa.

" Siparişiniz." Diye tekrar ettiğimde yanındaki arkadaşı konuşmuştu bu sefer.

" Güzelim dedik ya sen diye. Gel otur işte."

Benimkide sabır ama.

Elimi sert bur biçimde masaya vurup " bana bakın lan ya defolup gidersiniz yada elimin lezzetine bakmak durumunda kalacaksınız. Zaten işim başımdan aşkın birde sizinlemi uğraşıyim."

Onlar tekrar güldüklerinde artık arsız bakışları ve sözlerine dayanamamıştım.

Önümdeki çocuğa yumruğunu geçirdiğimde çocuk sandalyede geri gitmişti.

Öbürüne geçip bu sefer ona tokat attığımda ayağa kalkmıştı.

Elimle kapıyı gösterip " siktirin gidin lan burdan." Şu an kovulsamda umrumda değildi. Sözlerini yutucak değildim.

Birisi kolumu sıktığında bacak arasına tekme atıp yan masa da duran cam şişeyi alıp önümde arkası dönük adamın kafasında kırdım. Herşey üst üste geldiği için sinirimi bundan çıkarmaya karar verip tahta sandalyeyi elime alıp adamın sırtında  kırdıktan sonra derin bir nefes alıp saçlarımı geriye attım.

" Oh be rahatladım resmen."

Dediğim an yerde yatan adama gözüm takıldı.

Ağzım açık adama bakıyordum çünkü bu adam onlardan değildi.

Çocuklardan bir tanesi " oğlum kaçın  lan öldürür bu deli bizi. " Dedi.

Koşa koşa restorandan çıktıklarında şaşkın bakışlarım hala adamın üzerindeydi.

Gece gece uğraştığım şeye bak Allah'ım ya.

Bir katil olmadığım kalmıştı.

Ayağımla onu dürttüğümde hiçbir tepki vermemişti.

-----------------------------------------

Bir ambulans çağırdıktan sonra hastaneye gelmiştik.

Kafasına dikiş atılmıştı ve sırtında ezilme olmuştu.

Tabi yaptığım iş kadarıyla paramı alıp kovulmuştumda.

Doktor odadan çıktığında beni görünce konuşmaya başladı " hastamız şu anda uyandı. Fazla hareket etmesin ilaçlarınıda içmeyi unutmasın. Geçmiş olsun." Diyip gittiğinde odanın kapısının önünde kalkalmıştım.

Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım.

Gel sesini duyunca içeri girdim.

Adam çok kötü görünüyo ya.

Adam bana sorarca bakarken ben boğazımı temizleyip karşısına geçtim.

Bence pat diye söylemek en iyisiydi.

" Bu hâle gelmenin sebebi benim." Dediğimde sinirle bana bakmıştı.

Şu an bana o kadar kötü bakıyorki cenazem çıkar resmen" Kızım sen manyak mısın ne diye beni bu hâle getirdin. Derdin ne senin."

Mahçupca ona bakıp " çok özür dilerim. O restoranda garsonum ben. Ordaki bir kaç kişi beni rahatsız etmişti. Bu yapacaklarım aslında onlaraydı ama birden önüme sen çıktın."

Gözlerini hayret eder gibi açıp  " benim suçum mu bu yani."

Kafamı sağa sola sallayıp " hayır hayır ben öyle demek istemedim."

Derin bir nefes alıp " özür dilerim ben sadece kendimi koruyordum. Seni görmemiştim." Dedim.

Adam bana bir süre bakıp gözlerini kapattı " tamam artık yapacak bir şey yok. Git artık. " dedi.

" Yok olmaz öyle ben seni bu hale getirdim, geri ben iyileştiricem."

Adam gözlerini açıp bana şaşkınlıkla baktı " kızım gitsene sen ben bakarım kendime."

Yan tarafındaki koltuğa oturup " yok olmaz dinlen sen."

-----------------------------------------

Herkes gülerken anlatmaya devam ettim " işte ondan sonra nasıl kötü ettiysem geri iyileştirdim bunu. Daha sonrada öyle öyle görüşmeye başladık. 7 , 8 ay sonrada sevgili olduk zaten. Yani 2.buçuk 3 yıldan beri sevgiliyiz"

Tanımadığım bir çocuk - ki bu kuzenlerden biri- " çok acıdımı ya." Dedi.

Poyraz gülüp " ne acısı ya. Acı onun yanında hiç kalır. Ölüyordum resmen ağrıdan. 1 sene geçti hâlâ morluklar geçmemişti. Şu an hiçbir iz yok ama."

Yine güldüklerinde Poyraz da beni kolunun altına alıp alnımdan öpmüştü.

Ben iyicene kolunun altına girip ona yaslandıktan sonra omzunda duran elinini tutmuştum.

Poyrazla çok mutluydum.

İnşallah bu mutlulum bozulmaz.

Poyrazın varlığına binlerce kez şükür ediyordum.

Merhabalar.

Nasılsınız.

Bölüm hakkında yorumlarınız.

Sizce tanışma hikayeleri nasıldı. Bundan sonra geçmiştende bir kaç kesit gelicek.

Umarım bölümü beğenirsiniz.

Bundan sonra bölümler uzun olucak haberiniz ola.

Yorumlarınızı bekliyorum oylamayı unutmayın.

Sizleri seviyorum 💕💞

2148 kelime.

Continue Reading

You'll Also Like

7.1M 411K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
349K 22.4K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
828K 37.5K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...