FAHRİYE ( Düzenlemeye Alınaca...

By Sevgigunesi2023

3.9M 142K 20.3K

Kimsesiz bir kadın. Fahriye AKÇA Tehlikeli bir adam ile tek gecelik bir ilişkiden olan 5 aylık bebeği ile bi... More

(1)Aralanan Kayıp Gerçek...
(2)Yeni Bir Bahara İlk Adım...
(3)Geciken tanışmalar...
(4)Belirsiz Sohbet...
(5)Anlam Kazanılan Duygular...
(6)Gerçek Bir Aile...
(7)Sakin Bir Gün...
(8)" Mangal Günü " Keyfi...
(9)Paylaşılan Huzur Ve Mutluluk...
(10)Anne!
(11)Güven ve Huzur Dolu Kollar...
(12)Davetsiz Misafir...
(13) GÜNAH GECESİ ( Geçmiş )
(14)Zümrüt Bakışlar eşliğinde bir dans...
(15)Gediz Ve Fırat...
(16)Hırslı İddia...
(17)Ceza...
(18)Tatlı , Küçük Su Savaşı...
(19)Akraba Ziyareti...
(20)Bilinmeyen Numara...
(21)Ev Temizliği...
(22)Nur' a Süt kardeş...
(23)Bar Gecesi...
(24)Gizemli Dudaklar...
(25)Günah Gecesi 2 ( Hesaplaşma )
(26)Benim Olan...
(27) İtiraf...
(28)Nur...
(29)Mardin' e Gidiş...
(30)Evlilik Kararı...
(31)Anneye Trip...
(32)Evliliğe Bir Adım Daha...
(33)İsteme...
(34)Dedikodu...
(35)Tatlı Atışma...
(36)Kıskançlık...
(37)Fahriye DEMİR...
(38)Okyanus Gözlerin Acısı...
(39)Fahriye Yok!
(40)Acılı Bekleyiş...
(41)Kaybetme Korkusu...
(42)Ölüm Silsilesi...
(43)Beklenen Uyanış...
(44)Bilinmeyen Numara Kim?
(45)Gecenin Sonu...
(46)Duygu Yüklü Kavga...
(47)Aşk İtirafı...
(48)Baba Evine Gidiş...
(50)Mafya Masası...
(51)Bul Beni...
(52)Acı...
(53)Mucizeler Bizimle Bir Olsun...
(54)İlk adımlar...
(55)Ömrüm Ömrüne kalsın...
(56)Kalbi Saran Kıskanç Dokunuşlar...
(57)Tamamlanması Gereken Aile...
(58)Pembe Ve Mavinin Ahengi...
(59)Hüznü Saran Mutluluk...
(60)Mutlu Sonsuz...

(49)Peşini Bırakmayan Evham...

35.3K 1.5K 317
By Sevgigunesi2023

Lütfen emeğime karşılığını vermeyen kişiler bölümü okumasın. Gerçekten sinirlendirici bir şey bu. Hak yemek gibi bir şey. Umarım dikkate alınır.

Keyifli okumalar...

Karanlıktan çığlık çığlığa gözlerimi açmam ile nerede olduğumu idrak edemedim. Belimi sarmış kolları hisseder hissetmez bakışlarımı hızla oraya sabitledim.

Tanıdık birini görmem ile gözlerimden akan yaşlara yeni birileri eklendi. Attığım yüksek çığlıklarım aslında küçük inlemelerden başka bir şey değilmiş ki Aram abim hâlâ uyuyordu.

Nefes almaya çalışarak kollarından ayrıldım. Gördüğüm şey canımı sıkıyordu. Ya öyle bir şey olursa? Gözlerim korku ile küçüldüğünde odayı kontrol ettim. Siyahlar içindeki o adam yoktu ama üstümde bıraktığı yoğun korku benimle birlikte nefes alıyor , hiç bitmeyecekmiş gibi içimde büyüyordu. Nefeslerim daralırken ellerimi sıktım. Hiç bir şey yoktu. Nur' um güvendeydi. O sadece kötü bir kabustan başka bir şey değildi.

Sadece kâbus... Olmayacak bir kâbus...

Düşünceler içinde kendimi ikna etmeye çalışırken küçük bir hıçkırığın dudaklarımdan firar etmesi ile ağzımı kapattım. Ayaklarımı yere uzatarak yataktan titreyerek kalktım. Aram abimi kontrol ettiğimde üstsüz bir şekilde diğer tarafa döndüğünü gördüm.

Gözlerimi ondan alarak beşiğe adımladığım anda küçük Nur' umun huzurla uyuyor olduğunu gördüğüm saniye de titreyen bedenim bir külçe gibi beşiğin önüne düşmüştü.

Ağzımı kapatarak sesimin çıkmasını enegelledim. Bebeğim uyuyordu. İyiydi.

Ellerimi beşiğe yasladım. Titremeyi kesmemiş ellerim zangır zangır titriyor , göz yaşlarım da durmak bilmiyordu.

Titremeleri göz ardı ederek teninde gezdirdim ellerimi. Küçük yanakları dolunay gibi büyümüş , dudakları her ne görüyorsa büzülüp açılarak emziğinin düşmesine neden olmuştu.

" Küçük meleğim. Anneni bırakma. Hiç bir zaman bırakma olur mu? "

Beşikten destek alıp biraz doğrularak küçük boynuna dudaklarımı bastırdım. Yaşlı yanağımdan süzülerek geçen bir damla boynuna düşerek oraya gömüldü.

Küçük elleri hissettiği ıslaklıkla oraya gitmiş , silmeye çalışmıştı. Bu çabası karşısında gözlerim bir kez daha göz yaşlarına mani olamadı. Benim en kıymetlimken ondan kopmayı nasıl başaracaktım. Eline diken batsa dünya yanacakmış gibi gelmesi normal bir şey miydi?

O olmasa hiç bir şeyin değeri olmayacak , her şey birer birer değerini kaybedecekmiş gibi geliyor.

" Ay...nne "

Saçlarıma doladığı parmaklarını yumruk haline getirmişti. Parmaklarına naif birer öpücük kondurdum.

" Buradayım annecim. Hiç bir yere gitmiyorum. "

Mırıldanarak uykusuna devam ederken parmakları saçlarımı bir an olsun bırakmamış daha sıkı tutmuştu.

Başımı beşiğe yaslayarak öyle seyretmeye başladım onu. Kaşıyan burnunu diğer eli ile kaşırken dudakları belli belirsiz hareket etmişti.

Küçük eli ellerim arasında , ben beşiğin başında onu seyre dalarken içinde bulunduğum huzurlu anın güzelliği ile gözlerim karanlığa çekildi.

Kapanan gözlerimi direnerek geri açtım. Uyuyup tekrar aynı şeyi görmek istemiyordum. Bebeğimin nefes aldığını hissedip , görmek her şeyden daha güzeldi.

Saatler dakikaları , dakikalar saniyeleri tekrar ederken gözlerim bir an olsun üstünden ayrılmıyor , her anını hafızama kazımak ister gibi dikkatle izliyordum.

En sonunda yorgunluğa yenilip göz kapaklarım kapandığında direnemeyip kapattım gözlerimi.

***

Sabaha doğru boyun ağrısı ile uyandım. Tutulmuş olmalıydı. Kendime gelip gözlerimi tam açtığımda beşiğin başında uyuya kaldığımı anladım.

Yatağa baktım. Aram abim hâlâ uyuyordu. Erken uyanmam iyi olmuştu. Yoksa Aram abim uyandığında neden bu halde olduğumu anlatamazdım. Anlatsam bile boşu boşuna dert edecekti. Sonuçta sadece bir kâbustu gördüğüm.

Yerimden kalkarak esneyerek gerindim. Erken bir saatti. Güneş tam olarak doğmamıştı.

Beşiğin içine baktım. Başının olması gereken yerde ayaklarının olduğunu görmemle kısık bir sesle güldüm. Başı yan dönük bir şekilde dudakları büzülmüş uyuyordu.

Tatlı bebeğim...

Kelimeler bazen kifayetsiz kalır derlerdi ya...
İşte , tam olarak konu o olduğunda kelimeler yetmiyordu dilime.

İç çekerek baktım minik çiçeğime. Dışarıdan ayak seslerinin gelmesi ile çalışanların uyandığını anladım.

Saçlarımı kulağımın arkasına alarak dolaptan kıyafetlerim ile birlikte banyoya ilerledim. Nur uyanmadan işlerimi halletsem iyi olurdu.

Bir saatte duş alarak işlerimi hallederek çıkmam ile havluyu saçlarıma doladım. Üzerime giydiğim elbisenin üstüne su damlalarinin düşmemesine dikkat ettim.
Saçlarım uzun olduğu için uzun sürmüştü. Bazen kısaltsam diye düşünüyor ama sonra vazgeçiyordum.

Bir keresinde kestireceğim diye kesin konuştuğum bir anda Karan istemiyorum diyerek vazgeçirmişti beni. Neden diye sorduğumda ise hiç bir şey dememiş ama gece uykuya daldığım bir anda saçlarımı parmağına dolayarak kulağıma fısıldadığı cümleler yeterli olmuştu. Saçlarını seviyorum. Tek bir teline bile can yakabilirim demişti.

" Küçüğüm , düşünerek dudaklarının kıvrılmasına sebep olan şeyi sorabilir miyim? "

" Ha... "

Kucağına almış olduğu Nur ile bana bakan Aram abimle , dudaklarımın kıvrılmış olduğunu yeni farkediyordum.

Başımı iki yana sallayarak dalgın halimden kurtuldum. Havluyu iyice sararak saçlarımdan düşmeyeceğine kanaat getirdiğimde yanlarına geçtim.

Bir kolumu Aram abimin beline sararken diğerini de Nur' un sırtına koyarak önce Aram abimin yanağına ardından da Nur' umun boynuna dudaklarımı bastırmıştım.

Aram abim yaptığıma gülerken saçlarımdan okşayarak alnımdan öptü.

" Günaydın abi. Günaydın bebeğim. "

Nur ona seslendiği mi anladığında saçlarımdan tutarak kıkırdamıştı. Gülen suratına yaklaşarak burnumu burnuna sürtüp boynunu hafif ısırarak öptüm. Küçük çığlığı odayı doldururken eli ile başımı itmeye çalıştı. Kahkaha atarak geri çekildim.

" Küçük cadım. Anneyi itekliyoruz ha. "

Elini dudaklarıma atarak açmaya çalışırken seslenerek dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu.

" Ay..nne vuuuu.... "

" Anne vuuu mu? O ne bebeğim. "

Ellerinin göğsüme gittiğini gördüğümde acıktığını anladım. Vuu dediği şey mama olsa gerekti.

Aram abim Nur' un sırtını okşayarak kucağıma verdiğinde hemen kollarımı sararak tutmuştum.

Aram abim" Küçük kızım acıkmış. Dün gece bize çektirdikten sonra karnı acıkmış demek ki. Annesinin kızı. "

İmayla bana baktığında kıkırdayarak Nur' u kendime biraz daha çekmiştim. Etrafa attığı şaşkın ve dalgın bakışlar ile bizi takmadığını belli ediyordu. Nerede olduğumuzu sorguluyordu galiba.

Gerçi minicik aklı ile nasıl idrak edecekti bilmiyorum ama annesinin kızıysa bir sekilde yapacaktı.

Aram abim biraz daha yanımızda durarak gittikten sonra Nur' u emzirerek üstünü değiştirmiştim. Biraz terlemişti.

Altını da temizledikten sonra saçlarımı kurutup kucağıma alarak birlikte avluya çıkmıştık. Herkes uyanmıştı sanırsam. Önümden geçen her bir çalışana selam vererek annemlerin yanına gelmiştik.

Yengemler mutfakta olmalılardı çünkü annem ve babamlarda başka kimse görünmüyordu. Annemi öperek kendimi babam ve Mirza abimin ortasına atmıştım.

" Günaydın babacım. Günaydın abilerim. "

Babam saçlarımı okşayarak kollarını etrafima sardığında keyifle kendimi ona bırakmıştım. Annemin kıskanç bakışlarını görsem de pek takmadım. Bir an gıcıklığına gözlerine bakarak ona sokulmak istesemde vazgeçmiştim. Aslanı uyandırmak istemezdim.

Babam" Günaydın meleğim. Oy benim küçük torunum. "

Nur' un attığı çığlıkla ona dönerek kucağına alıp beni bırakmıştı. Tek kaşımı kaldırarak baktım. Bu kız daha demin babamı mı aldı benden.

Gözlerimi kıstığım dakikalarda Mirza abimin kısık kıkırtısını işitirken belimi saran kollara aldırmadan kendimi ona yaslayarak ikisine bakmaya devam ettim.

Hah. Babamı benden çaldı resmen. Babamda beni hemen sattı. Gözlerim dolmaya ramak kala yüzümü onlardan çektim. Mirza abimin beni sarmış kollarına biraz daha sokularak başımı göğsüne koyduğumda bakışlarının bende olduğunun farkındaydım.

Miran abimlerde bu suskunluğum ile bana odaklanmışlardı. Herkesin bakışının üstümde olmasından mütevellit biraz duruldum.

Mirza abim dudaklarını çeneme bastırarak gözlerime bakacağı anda boynuna biraz daha sokuldum. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım ama başaramayarak hızla babamlara döndüm. Baya güzel güzel dede- torun eğleniyorlardı.

" Yalnız Nur Hanım, o adam benim babam , benim! Babamı da benden kıskanmassın yani. Karan' ı anlarım çünkü bende babamı annemden kıskanıyor hatta bazen onu delirtmek için bir çaba içerisine bile giriyorum ama seninkinin babamın üstünde olması saçma ki. Zaten neden bu kadar taktığımı da anlamıyorum. "

Yüzümü asarak burnumu çektiğimde bir anda ortamda kahkaha sesleri yankılandı. Başımı çevirip herkese baktığımda bütün herkesin güldüğünü farkettim. Nur bile babamlara bakarak kıkırdıyordu. Adım gibi biliyordum ki neden güldüğünü bilmiyordu. Herkes güldüğü için gülüyordu sadece.

Gözlerimi kısarak bakışlarımı herkesin üstünde gezdirdiğimde kimsenin beni takmadığını anladım. Göğsüne yaslandığım Mirza abime baktım. Gülmemek için zor duruyor gibiydi. Tek kaşımı kaldırıp baktığım anda yüzünü sabit tutarak önüne dönerek beni kendine biraz daha çekmişti.

Geri herkese döndüğüm anda Mirza abim öksürerek dikkatleri kendine çekip kaş göz işareti ile beni göstermişti.

Yüz ifademi görmeleriyle kendilerini toplamalı bir oldu. Tabi ne kadar oldu o da muamma. Ortamda bir tek Nur' un gülüşleri dolaşırken yüzümde bariz bir alay belirdi.

" Aaa babacım , abilerim hiç durmasaydınız , niye durdunuz ki? Ben ne güzel acaba bu gece Nur' u kim uyutacak ya da kimle uyuyacağım diye plan yapıyordum. " diyerek kollarımı göğüsümde bağladım.

An bean değişen yüz ifadeleri değişirken her biri tek kaşını kaldırmıştı. Boran abim " öyle mi? " dersin dercesine bakarken kendimi Mirza abimin göğsüne rahat rahat yasladım.

Gürkan abim" Bak bak. Küçük hanım bizi tehdit ediyor görüyor musun baba? "

Babam" Kıskanç kedi. "

" Ne kıskanması baba. Ben sadece yanlış yaptığını anlatmaya çalıştım. "

Miran abim alaylı gülümsemesini takındı yüzüne.

Miran abim" He gülüm he. Sen şuna babamı kızımdan kıskandım desene. "

" Neyse ne canım. Siz bana dünkü şeyi söyleyin bakalım. Ben öylesine dedim ama siz ciddi bir şey yapmadınız değil mi yani Karan için ciddi bir hasar bırakmadınız? "

Konuyu değiştirmeye çalıştığımı farkettiklerinde bir şey yapmayıp arkalarına yaslanarak bitirmemi beklemişlerdi.

Mirza abim" Yok küçük. Sadece küçük şeyler. Pek bir şey yaptığımız yok. "

Sakinlikle verdiği cevaba karşı gözlerimi yumup açtım. Bir an çok ciddi şeyler yaptıklarını düşünmüştüm.

Annem" Hadi. Herkes kahvaltıya. "

Bir yanımda Miran abim diğer yanımda Mirza abim , kollarını belime atarak kahvaltı masasına getirip ortalarına oturttular. Başta babam ve kucağına aldığı Nur otururken sağ tarafında annem sol tarafinda da biz oturuyorduk.

Kahvaltının ortasında Nur' un kucağıma gelmek istemesi ile Mirza abim babamdan alarak benim kucağıma bırakmıştı. Ama benim nazlı kızım daha benim kucağıma doğru düzgün bırakılmadan bu sefer Mirza abime gitmek istemişti. Mirza abim bu durumu memnuniyetle karşılayıp kucağına oturtarak kahvaltısına devam etmişti.

Nur arada masaya uzanarak almak istediği şeyleri tutarken izin vermediğim anda çığlığı basıyordu.

" Hayır. Ellemek yok. "

Sakince verdiğim tepkiyle ağlamaya başlamasıyla sulu gözlerini gözlerime sabitledi.

" Aaâaa... Ayn...ne "

" Hayır ellemek yok. Üstüne dökeceğini gayet iyi biliyorum. "

Bir daha masaya uzanarak bu sefer elini su bardağına atmak istediğinde elini tutarak durdurdum.

" Hayır dedim Nur' um. "

Çırpınmaya başlayarak çığlık attığında bu durumu bir an yadırgadım. Daha önce böyle bir şey yapmamıştı. Tüm masa bize odaklanmış bakarken annemin izin vermemi istediğini duydum.

Babam" Güzelim izin ver alsın. Ne olacak o daha bir bebek. Tuttuğu elinin üstünden sende tutarsın olur biter. Bu kadar ağlatma onu. "

Ayça yengem" Fahriye , Aydın amca haklı. Bırak alsın ne olacak. Baksana nasıl ağlıyor. "

Nefesimi sert bir şekilde verdim. Mirza abim kucağıma gelmeye çalışan Nur' u sabit tutarken ellerimi uzatarak kollarıma aldım.

" Şşşş... Tamam yok bir şey bebeğim. "

İç çekerek başını boynuma gömmesi ile dudaklarımı küçük başına bastırdım. Sırtını okşayarak kısa saçlarının her bir telini öpüp kokladım.

Ağlamaları kesilip biraz kendine geldiğinde yüz hizama getirerek çenesine dudaklarımı bastırdım.

" Bir daha ağlamak yok tamam mı? Bir şeyleri anlamadığının farkındayım ama anne bir şeylere izin vermiyorsa bunda mutlaka senin yararına olduğu içindir. Şimdi 'anne ne diyor bana ' diye kendi kendine de konuşuyor olabilirsin ama ben elimi sallayıp başımı iki yana salladığım anda bunun uf olduğunu bil. " Burnumu burnuna sürterek gözlerine baktım.

Zümrüt hareleri boncuk boncuk olmuşken üst üste gözlerini kırpıştırarak gözlerime bakması ile göğsüme bastırdım.

" Oo..y annesinin güzeli. Kıyamam ben sana. "

Gözlerimi çevirip herkese baktığım da hâlâ gözlerinin üstümüzde olduğunu farkettim. Annemler yüzlerindeki tebessümü bozup kocaman gülümsemişlerdi. Dolan gözlerini silerien gülmekten de kendini alamıyordu.

Annem" Annem ,çok güzelsiniz meleğim. "

Gülerek başımı eğdiğim anda Mirza abim beni göğsüne çekerek bir benim bir de Nur' un saçlarından öpmüştü.

***

" Fahriye hazır işlerimiz bitmiş çarşıya inelim diyorum. Hem sen de yeni geldin. Biraz yenge- görümce olarak dolaşalım. Hem şu hasta halimizden de kurtuluruz ha. Ne diyorsun? "

Daldığım andan masanın başında kahvesini içerek bakan Sevda yengemle çıktım. Büyük bir heyecanla yüzüme bakıyordu.

Kahvaltıdan sonra babamlar hep birlikte şirkete giderken biz de evin işlerine yoğunlaşmıştık. Gerçi elimi sürmeme bile izin vermemişlerdi ama olsun.

" Bilmem olabilir. Hep birlikte bir şeyler yapabiliriz. "

Ayça yengem" Tamam o zaman kahvelerimiz bittikten sonra çıkıyoruz. Az sonra Ezgi' yi de arar çarşı da buluşacağımızı haber ederim. "

Heyecanlı hallleri karşısında gülmeden edemedim. Kahvemi elime alarak bir yudum aldığımda tekrar Eevda yengemin sesini duydum.

Sevda yengem" Sen onu bunu bırakta Karan ile nasıl gidiyor. "

" İyi işte. Biraz daha yakınız birbirimize. Eskisi gibi yabancı değiliz artık. Hem dün..."

Ne yaptığımı idrak ettiğimde hemen sustum. Az daha nerdeyse bütün özelimi anlatıyordum. Başımı kaldırıp yüzlerine baktığım da merak ve şüphe içinde birbirlerine baktıklarını gördüm.

Sevda yengem" Hem dün ne? Ne oldu kız? Yoksa Karan abimle ne- "

Sözlerinin nereye gideceğini anladığım da gözlerimi belerttim.

" Ne diyorsun yenge ya. Dün sadece beni sevdiğini söyle- "

Ayça yengem" NE! "

Sevda yengem" Seni sevdiği mi söyledi. Ayy ne güzel. Karan ağaya bak sen. Bu kadar çabuk itiraf edeceğini düşünmüyordum. Zaten bakışlarından belliydi seni sevdiği. "

Ayça yengem" Dur bir dakika sen ne dedin? Bana sakın odun gibi davrandığını söyleme. Bak vallaha şu oklavayla Mardin sokaklarında kovalarım seni. "

Masanın üstündeki oklavayı işaret ederek gözlerini kısması ile ağzım açık kaldı. Ne yaşıyorlar böyle anlamadım ki.

Sevda yengem tek kaşını kaldırıp sesini de kısarak öne eğildi.

Sevda yengem" Ne dedin? "

" İmm şey.. bir şey demedim. Yani hâlâ ne dediğini idrak etmeye çalışıyordum o ara. "

Başını senden olmaz dercesine sallarken kolumu çimdikledi.

" Kız! adamı resmen yüz üstü bırakmak gibi bir şey bu. Senden karşılık almak istemiş olup sen vermemiş olabilirsin. Hatta direk budur yani. "

Ayça yengem içtiği kahvesini masaya bıraktı. Yüzü az öncekine nazaran sakindi.

Ayça yengem" Peki güzelim sen ne hissediyorsun. Ona karşı bir şeyler var mı? "

Sorusu karşısında sıkıntılı bir nefes alarak önüme düşmüş saçlarımı sırtıma attım.

" Olsa ne olur ki yenge. Aramız yine az da olsa limoni. "

Anlayışlı bir gülüş yüzünde peydah olurken kolumu okşadı.

Ayça yengem" Bu sanırım evet demek oluyor. "

Bir an aramızda geçen olaylar aklıma geldi. Banyodaki halimiz, birlikte attığımız kahkaha , her sabah işe giderken alnımı öperek gitmesi , bana dokunduğu anda yüzümde oluşan yanma hissi , sabahları saçlarımı elinde tutarak uyanması. Yüzümde oluşan sırıtmaya engel olamadım.

" Seviyorum... "

Bir elim kahve fincanını sıkı tutup sırıtmaya devam ederken bir anda ortamda çığlık sesi duymamla fincan elimden kayıp düştü.

Şokla yengemlere döndüm. Yerlerinde çığlık atarak ellerini birbirlerine vuruyorlardı.

Onları orada bırakarak odaya attım kendimi. Ne olmuştu az önce öyle? Konu benimle mi yoksa onlarla mı ilgiliydi anlamadım. Başımı iki yana salladım.

Yatakta Nur ile oynayan Aygül' ün yanına gittim yavaşça. Çok tatlı duruyorlardı. Yanlarında biraz durarak oyalanırken en sonda yengemlerin çağrıları ile üstümü düzelterek Nur ile birlikte çıktım.

Bugün hiç yanımdan ayırasım yoktu. Kokusuna ihtiyacım vardı. Yanımda olduğuna dair olan varlığına ihtiyacım vardı.

Kısa bir süre sonra annemin öğütleri ile beraber çıktığımızda korumalar da bize eşlik etmişlerdi.

Çarşının yanına gelerek indik hep birlikte. Nur gördüğü her şeye merak içinde bakıyor , zümrüt gözleriyle gülücükler saçıyordu.

Bizi tanıyan insanların selamlarını alırken aynı zamanda unutmamak için üstün bir çaba sarf ediyordum. Kenardan kenardan bana bakarak süzmeleri yetmiyormuş gibi fısır fısır da konuşuyorlardı.

" Kız Fahriye şuraya girelim. "

Önümüzden sağa kayarak bir mağazaya giren Sevda yengem ile onu takip ettik. Rahat bir nefes almıştım. En azından üstümüzde göz yoktu artık.

Mankenin üzerinde duran mavi elbiseye doğru yürüyen Sevda yengem eline aldığı kumaşı kontrol ederek bize döndü.

Sevda yengem" Sizce nasıl? "

Merak içinde bize dönerek sorduğu soru ile elbiseye tekrar baktım. Dizlerinin üstünde biten bebek mavisi elbisenin her yerinde simli küçük noktalar bulunurken bilekte biten lastikli kol kısmı ve derin bir göğüs dekoltesiyle tamamlanıyordu.

"Gayet iyi. Sana da çok yakışır. Denesene yenge üstünde görelim. "

Ayça yengem" Evet bence de. Elbise çok güzel bir kere. Rengi seni açar , elalem de çatlar. "

Kahkahama engel olamayarak ortaya savurdum. O neydi öyle. Yalnız söylerken baya ciddiydi.

Sevda yengem elbiseyi alarak kabine girerken bende kendime göre birşeyler aramaya başladım. Bu mağaza diğer mağazalara göre biraz farklıydı. Modern bir gösterişi vardı bir kere. Diz üstünde ve iddialı parçalar mevcuttu.

Nur' u iki dakika Aygül' e vererek bakmaya devam ederken gözüme çarpan kan kırmızı bir elbise ile ona ilerledim.

Rengi direk göze çarpıyordu. İnce askılı ve göğüs dekoltesi olan bir elbiseydi. Diz üstünden içe doğru üçgen detayı vardı.

Askıyı elime alarak kumaşına baktığımda gülümsedim. Yumuşak ve pürüzsüz bir görünüm sağlarken üstümde hayal ettim elbiseyi. İçim kıpır kıpır olurken kabine ilerleyerek içeri girdiğimde kapıyı da arkamdan kapatmıştım.

Üstümdeki elbiseyi hızlı bir şekilde çıkararak kabinde bulunan aynanın üstüne asarken acele ile elbiseyi giydim. Aynadan hafif baktığım da bacak boyumu fazlası ile uzun gösterip mini elbise gibi görünmüştü üstümde. Tam emin olmak için elimi fermuara attım. Ama bir sorun vardı ki fermuarı bir türlü çekemiyordum.

Of. Elim fermuara uzanmaktan yorulmuştu. Elimi biraz sallayarak geri fermuara götürmek istediğim anda elime değen eller ile yerimde sıçradım.

" Hıh.. "

Yerimde hareket edemezken üst üste yutkunuyordum. Kim ki bu? Hemde bana dokunuyordu. Başının saçlarımın arasina karışmasıyla daha çok korkarken kokusunu almam ile göğsümü tutarak rahat bir nefes vermiştim.

Daha iyi hissettiğim anda gözlerimi onu görmek için aynaya çevirdiğim de beni izleyen bir çift zümrüt yeşili gözle karşılaştım.

Fermuarı elini tenime sürterek çekerken bunu bilerek yaptığını anlamıştım. Asıl beni içine çeken şey zümrütlerini bir an olsun gözlerimden çekmiyor oluşuydu şuan.

Kabinin içinde benim nefes alış seslerim ve fermuar çekme sesinden başka ses çıkmazken onun nasıl bu kadar sessiz geldiğini anlamaya çalışıyordum. Gerçi şimdi bile doğru düzgün nefesini işitmiyordum ama yine de merak etmiyor değildim.

İki elinin belimi tamamen kaplayarak sırtımı göğsüne yaslamasıyla kendimi onunla yapışık buldum.

Karan" Beni aramadın. Ben seni aradığım da sessize aldığını farkettim. "

Kaşlarım çatılıp düşünmeye başladığımda ne zaman sessize aldığımı hatırlamıyordum. Belimi sıkarak ona bakmamı istediğinde ona döndüm.

Gözlerini benden ayırmadan burnunu boynum boyunca sürttü. Nefesinin her bir verişini bütün boynumda hissediyor gibiydim.

" B.ben... "

Karan" Şşş.. Bir cezayı hakettin bence. "

Ceza mı?

Dudaklarım konuşmak için kıpırdandığı anda boynuma geçirdiği dudakları ile açtığım ağzımdan küçük bir çığlık firar etti.

Dudakları yerini hâlâ korurken bu seferde ısırdığı yere küçük bir öpücük kondurdu. Dudaklarının hafif kıvrılmış olduğunu hissettim.

Karan" Bir daha o telefon sessiz kalmayacak. Anladın mı güzelim?

Bu adam resmen beni bir kabinin içinde sıkıştırmış yetmemiş bir de boynumu ısırmıştı. Sorun acıtması da değildi bunu birden yapmasıydı. Ben de hâlâ böyle duruyorum.

Elimi ısırdığı yere koyup yönümü hızla ona döndürdüğüm de elleri belimi bırakmayıp daha da sahiplenir gibi kendine çekti.

" Burada ne işin var Karan. Hem de bir kabinin içinde. Şimdi biri gelse rezil olacağız millete. "

Hiç bir endişe mi takmadan dudaklarıma yapışmasıyla kollarım boynuna dolandı. Hiç bir şey yapmadan sadece homurdandım. Bu cüsseyi kendimden uzaklaştırabileceğimi sanmıyordum.

Dudaklarıma en sonunda küçük bir öpücük bırakıp ayrılırken alnını alnıma yaslayıp saçlarımı kulağımın arkasına atmıştı.

Karan" Buraya benden izinsiz kimse giremez. Aynı şekilde burada kimse sana bir şey de diyemez. "

Ne yani burada olduğunu biliyorlar mıydı? İnanamıyorum utançtan yerin dibine girmek istiyordum.

Kollarımı boynuna sarıp parmaklarımı da ensesine geçirirken kafamı göğsüne gömerek küçük bir çığlık attım.

Göğsünün hareket etmesi ile güldüğünü ve düşündüğüm şeyi bilmiş olduğunu anladım. Elimi göğsüne vurdum.

" Seni... Seni. "

Sırıtan ifadesini silmeden tek kaşını yüzüme karşı itaatkarca kaldırdı. Belimde duran elleri de onunla birlikte beni biraz daha kendine çekti.

Karan" Beni ne? Beni ne hatun? "

Hırsla elimi bir kere daha göğsüne vurdum. Sanki hiç vurmamışım gibi aynı ifade ile yüzüme bakarken saçlarımı hırsla çektim. Gözleri bu sefer çektiğim saçlarıma düştüğünde yüzü sertleşip ellerimi tutarak indirdi.

Karan" Kaç kere saçlarına zarar verme diyeceğim sana. " Yüzüme karşı kaşlarını çattı.

Yüzüme düşen saç tutamlarımı ellerine alıp burnuna götürerek iç çekercesine nefes aldı.

Karan" Kokun uyuşturucu gibi kadın. "

Başı boynuma gömülüp orada dururken üstüme eğildiğinden dolayı boynu görüş açıma girerek kokusunu bana sunmuştu. Bir elim ensesinde hâlâ dururken kokusunun çekimine kapılarak burnumu boynuna yasladım.

Bu duraksamasına neden olmuştu. İlk defa ona adım atıyordum ve o da bunun farkındaydı. Belli bir süre kendine gelmezken dudaklarının kıvrıldığını hissettim. Belindeki eli beni biraz daha kendine yaslayarak boynuma küçük öpücükler kondururken bende boynuna biraz daha gömülmüştüm.

Huzurlu hissediyordum. Hemde her şeyden çok...

Kabinin dışından gelen küçük bir sesle hızla gözlerimi açarak ondan ayrıldım. Kim vardı orada? Bizi mi dinliyordu?

Bu düşüncemi kendim yok ettim hemen. Kim bizi ne yapsındı ki?

Karan ondan kendimi çektiğim için yüzüme sert baksa da o da sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu.

Karan" Kim var orada? "

Kime seslendiğini anlamadan yüzüne bakarken bizim kabine doğru hareket eden ayak sesleri ile merakım büyümüştü. Rezillik zaten diz boyu iken bir de bizi dinlemek...

" Şey abi benim. Kimse gelmesin dedin ya bana , içeri hayvan kaçınca sessiz olduğum halde elimin askıya çarpmasına engel olamadım. Affet abi. "

Bu Karan' ın sağ kolu değil miydi? İsmi.. ismi de Cesur'du galiba. Evet Cesur.

Karan' a odaklandım. Bakışları sertleşmiş kabinin kapısına bakıyordu.

Karan" Hay ben senin... Çekil git lan yerine. Seninle sonra görüşeceğim ben. "

Elini burun kemerine atarak bilmediğim bir şeyler mırıldandı. Kulağım bizden uzaklaşan ayak seslerinde iken başını yavaş bir şekilde bana çevirerek üstümü süzdü. Bakışları bacaklarım ve göğüs detayımda kalırken tek kaşı aheste aheste kalktı.

Karan" Bu ne hatun? "

İşte gene başlıyoruz? Hoş geldin öküz Karan.

" Elbise. "

Ellerini cebine soktu.

Karan" Elbise? Peki ben niye doğru düzgün bir şeye benzetemiyorum."

Sırıttım. Elimi göğsümde bağlayarak sırtımı aynaya yasladım.

" O da senin öküz ruhunda olan bir sorunsa bilemeyeceğim artık. "

Karan" Diyorsun? "

Dişlerimi göstere göstere baktım ona.

" Dedim bile. "

Dudağı belli belirsiz kıvrılırken aramızda açılmış alanı iki adımında kapatarak tekrardan dibime girdi.

Karan" Bunun bedeninde nasıl göründüğünün farkında mısın kadın! Resmen ateşe yürüyorsun? Ben izin versem... İzin veren aklımı s..*...* .Bunların içinde seni görecek birini ben sağ bırakamam lan. "

Elbiseden gözlerini çekmeden tıslar gibi çıkan sesi içimi bir an ürpertse de aldırmadım. Elimi göğsüne atarak yukarıya çıkardığım da bedeni gevşemeye başlayarak ne yapmaya çalıştığı mı anlamaya çalışmıştı. Kaşları saniyesinde çatılmıştı.

" Sen ister delir... İster öldür hiç umrumda değil biliyor musun? Ve... Nedense senin bu tavrından sonra bu elbiseyi daha çok almak istiyorum. Teşekkür ederim kocacığım. "

Boynuna doğru nefesimi üfleyerek kabinden çıkmam ile ne olduğunu anlamaya çalıştığına emindim. Doğru düzgün ilk defa bu hareketlerime şahit olduğu için hâlâ ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

Karan" Lan...! Ulan Fahriye! Ulan kadın... Ne yaptın şimdi sen! Ergenlere döndüm an... s..*..*... "

Kükrer gibi çıkan sesinden bir an irkilsemde kabin kapısına bakarak arkamı döndüm. Bana ne canım. Ben bir şey yapmamıştım ki.

Hafif bir kahkaha ağzımdan kaçarken yengemlerin yanına dönerken Cesur' un önünden geçtiğim halde kafasını kaldırmadığını farkettim.

Cesur" buyur yenge. "

Başını kaldırmadan eli ile bana yolu açarken neden başını kaldırmadığını sorguluyordum. Gerçi Karan' ın adamıydı sonuçta. Normal bir şey beklemek hataydı.

Kabinin görünmeyen tarafından çıkarak yengemlerin yanına geldiğimde Ezgi yengenin gelmiş , Sevda yengemin de üstündeki elbiseyi giydiğini farkettim. Baya da yakışmıştı.

Duyduğum ıslık sesi ile koltukların yanına baktığım da Gediz abi ve Miran abileri gördüm. Aram abim , Boran abim neredeyse hepsi buradaydı. Bir Berkanlar eksikti. Ama abilerimin ne işi vardı burada onu anlamamıştım.

Miran abim" Bu nasıl elbise lan böyle? "

Gediz abim" Katil olmak için gayet uygun. "

Aram abim" Küçüğüm almak gibi bir isteğin yoktur umarım. Bu elbise senin için küçük çünkü."

Elbise bana küçük müydü , ne diyorlar ya? Kaşlarım saniyesinde çatılımıştı.

" Çekin lan gözlerinizi karımın üzerinden! "

Ne ara yanıma geldiğini farketmediğim Karan , elini belime atarak beni arkasına almıştı. Sert bakışlarının altından abilerimi ve Gediz abileri resmen gömüyordu.

Mirza abim elini cebine atarak baktı ona.

Mirza abim" Arkana aldığın kadın var ya... İşte o benim kızım. Kimi kimden kıskandığına dikkat et Karan. "

Karan hiç istifini bozmadan arkasına aldığı benin elini tutarken aynı ses tonunu değiştirmeden konuştu.

Karan" Arkama aldığım kadın var ya... Kendisi benim konağımın hanımı , evimin kadını ve kızımın annesi oluyor. O yüzden kimi kıskanıp , kimi kıskanmayacağımı ya da kimden kıskanacağımı çok iyi biliyorum merak etme sen. "

Gediz abi" Yalnız birbirinizi yemeyi kesin. Küçük hanım şu anda sizi takmadan elbiseyi almak ile meşgul çünkü. "

Üstüme dönen gözleri hiç takmadan elbisenin parasını ödeyerek yengemlerin yanına geri döndüm.

Sevda yengem" Yakıyorsun kızım. Birde kırmızı. Karan bir şey dedi mi bari? "

Elimi sallayarak aynanın önünde kendime baktım.

" Dese ne olacak? Bir şeyler yaptık , adam hâlâ ne yaptığı mı sorguluyor. " Aynadan göz kırparak arkamı döndüm.

Ağızları açık ne dediğimi anlarlarken üçü de ufak bir kahkaha atmıştı.

" Hoş geldin yenge. Şimdi siz onu bunu bırakın da abimler niye buradalar? "

Ayça yengem" Girdikleri toplantı erken bitip eve dönerken Gül yenge bizi alıp birlikte gelin demiş. Karan abinin nasıl geldiğini bilmiyorum. Ama zor olmamıştır. Anlarsın ya. "

Öksürerek kaçmak adına kabine girip elbiseyi çıkarırken Karan ve Nur' un seslerini işitiyordum. Daha doğrusu Nur' un ' bbaba..' diye attığı çığırışlarını. Günden güne büyüyüp daha da işliyordu hayatımıza.

Üstümden çıkardığım elbiseyi alıp kasaya giderek paket haline getirmiş ve herkesin yanına dönmüştüm.

Yengem de üstündeki elbiseyi çıkarıp kasaya gittiğinde alacağını anlamıştım.

Karan" Küçük güzelim. Babanı kendine muhtaç ettin küçüğüm. "

Koltukta bağdaş kurarak otururken Nur' u da dizine oturtmuştu. Hemen yanların da Cesur bulunurken memnun bir ifade vardı yüzünde.

Durduğum yerden hareket ederek yanlarına ilerlediğim de topuk seslerim ile bana dönmüşlerdi.

Aram abim yanıma gelerek şakağıma bir öpücük kondururken Karan' ın sertleşen hatlarını gördüm. Gözleri Aram abimin öptüğü yerde kalmıştı. Ağzının içinde bir şeyler mırıldanırken Nur' u kollarının arasına alıp boynuna kafasını gömerek sakinleşmeye çalıştığında tuhaf tuhaf baktım.

Aram" Hadi gidelim artık. Neredeyse bütün alış verişi senin yerine de kendilerine de yengemler yaptı. Hava kararmak üzere zaten. Bir eksik falan olursa da tekrar geliriz. "

Kıkırdayarak yanağına bir öpücük kondurup Karan' ın yanına geçtim. Az öncekine nazaran gözleri kararmıştı.

Nur' u kucağından alarak kapıya doğru adımladım. Radarından çıkmak istiyordum çünkü gerçekten pek iyi bakmıyordu.

Kısa bir süre sonra eve geçtiğimizde ben ve Nur Karan ile vedalaşarak eve geçmiştik.

Eve girmeden önce Karan' ın beni kesin bir şekilde telefonumun açık olması adına ikaz ederek uyarması bir olmuştu. Belli etmese bile kızmış olduğu aşikardı.

Saatler ilerleyip gece yarısına gelirken odam da oturmuş Nur' u uyutuyordum. Karan' ın kucağında alışmış ya hanımefendi! Şimdi uyumak istemiyordu.

Aklıma gelen fikirle evden gelmeden önce Karan ile Nur' un birlikte oldukları bir ses kaydını açarak baş ucuna koydum.

Babasının sesini duyması ile sesin nereden geldiğini anlamaya çalışırken küçük küçük esnemeye başlamıştı.

Yarım saat olmadan gözlerinin kapanarak uyuması ile rahat bir nefes almıştım. Az sonra Mirza abim gelirdi yanıma. Bu gece benimle uyuyacaktı. Çalışma odasında işini hallettikten sonra gelecekti.

Üstümü değiştirmek için banyoya adımladığım esna da telefonumdan gelen bildirim sesi ile gözlerim oraya düştü.

Takmadan adımlayacağım esnada üst üste gelen bildirimler ile kaşlarım çatıldı. Bu saatte kimdi bu? Daha önce olan şeyi hatırladığım da meraklanarak telefonu elime aldım.

Bildirimlere basarak ne olduğunu görmem ile kaşlarım olabilir gibi daha çok çatıldı?

Bu da neydi böyle?

***

Yazar' dan

Gecenin yarısı olmuşken çalışma odasında nihayet bitirdiği işler ile nefes alan SARIHAN kardeşler birer birer odalarına çekilmişti.

Mirza , odasında üstünü değiştirerek yüzündeki güzel gülümseme ile Fahriye' nin odasına adımlarken fazlası ile huzurluydu.

Uzun bir zaman olmuştu onunla uyumayalı. Hemde en son başına gelen kötü hadiseden sonra fazlası ile düşkün kalmıştı zaten ona.

Şirket işlerinden vakit bulamayarak onları ziyaret edemediği için de baya sinirli geçiriyordu zamanını.

Alt kata inerek odanın kapısını açtığında gördüğü manzara ile kaşları çatılıp eli duraksamıştı.

Gözleri kısılıp küçülürken dudakları belli belirsiz açılmıştı.

Merhaba arkadaşlar...

Size söz verdiğim gibi bugün bölümü atıyorum. İnşallah beğenirsiniz. Son sahneyi yazarken baya düşündüm. Ama işte...

Bölüm nasıldı sizce?

Sizce ne olmuş olabilir?

En beğenilen sahne?

Karan' ın beklenmeyen sürpriz' i?

Fahriye' nin babasını kıskanması?

Sizleri seviyorum kendinize dikkat edin.

Nur

Fahriye:23

Mirza: 33


Aram: 30



Continue Reading

You'll Also Like

527K 22K 52
"Ayıptır sorması ama... Acaba hangisi?"
34.7K 119 4
*DİKKAT* Bağımlılık yapabilir
892K 51.3K 34
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...
49.1K 2.1K 14
Hiç görmeden sevebilirmiydim seni? Hiç tanımadan girebilirmiydim hayatına? Daha adını bile bilmediğim biri ile nasıl evlenebilirdim? Allah aşkına bi...