(Yazım ve noktalama hataları için üzgünüm)
14 Mayıs 2006
Elinde kitabıyla, yeni çiçek açmış, en sevdiği elma ağacının yanına gitti sarışın, örüklü kız. Yeşil tonlarındaki, dizinin iki parmak altına gelen, elbisesiyle ağacın altına oturdu. Oturup, kitabını okumaya başladı. Kitap okumaya; 13-14 yaşlarında başlamıştı. 4 yıl oluyordu. Genellikle, klasik veya romantik kitaplar okurdu. Kendi yazdığı kitapları da vardı. Defterlere bazen kitapların arkasına yazardı. Kimse okumasa bile, o eğlenirdi.
Yine oturmuş en sevdiği kitaplardan birini okuyordu. Karşı kafede ona hayranlıkla bakan çift gözden habersiz... İzlendiğini fark edince kafasını o tarafa, kafeye çevirdi. Siyah saçlı çocukla göz göze geldiler. Kız ilk başlarda anlamadığını belli edercesine baktı çocuğun gözlerine... Çocuk ona hayranlıkla ve gülümseyerek bakıyordu. Bu ona sevimli gelmişti. Gari görünümlü çocuğa gülümsedi. Çocuk çok sevimişti onun gülüşünü, hayranlığı artmıştı. Kız, çocuğa çok tanıdık geliyordu. Ona, yıllar önce aşık olduğu, ama ölen sevdiğine benziyordu kız... Aniden bastıran Mayıs yağmuruyla, ayaklandı, şemsiyesini açtı ve yürümeye başladı, son kez kafeye bakarak. Çocuk o gidince arkasından baktı, gözden kaybolana dek...
"Baharda bir elma ağacının altında durun. Tek bir elma göremez, ağacı sallayarak ya da ağaca tırmanarak elma bulamazsınız. Şimdi sonbaharda aynı ağacın altında durun. Olgun elmalar avucunuza düşecektir.Kalbinizdeki arzuyu hayata geçirmek için gereğinden fazla çaba göstermeniz veya bunu yanlış zamanda denemeniz mümkündür."
~Lou Marinoff~
-Düzenlendi-