Kızın yanına doğru koştu. Yanına gelince durdu. Öylece kıza bakıyordu. Koku ona aitti. Kütüphanede o gün karşılaştıkları zaman nasıl anlamamıştı? Kendine sayısızca hakaretler etmişti içinden. Kıza selam vererek konuşmak istediğini belirtti.
"Buyrun?" kızın ona bakan anlamsız bakışları karşısında ne söyleyeceğine şaşmıştı. Ne demeliydi?
"Ben... Aynı tür kitapları okuduğumuzu farkettim de. Sizinle tanışmak ve kitap önerisi almak istemiştim. Kütüphanede karşılaşmıştık. Belki hatırlarsınız?" kız onu baştan aşağı süzdü.
"Normalde pek fazla manga ve hafif roman okuyan birisi değilimdir. Detective is Already Dead kitabı ayrıcalıklıdır. Eğer o tür kitaplar okuyorsanız size öneri veremem." kız mahcup bir ifadeyle gülümsedi.
"Aslında benim için de bu seri özel. Normalde Tolstoy ve Stefan Zweig okurum." kız şaşkınca ona baktı.
"Gerçekten mi? Arkadaşlarım sıkıcı olduğunu söyler. Aslında o sözlerin ne kadar pahabiçilemez olduklarını bilmiyorlar. Ha, bu arada Stefan Zweig bir Alman. İsmi 'S' harfi ile değil, 'Ş' harfi ile okunuyor." Yugyeom utangaç bir sırıtma ile kızın yüzüne baktı.
"Aaa! Immm... Biliyordum aslında. Sadece 'S' harfi ile okumayı seviyorum. Daha havalı oluyor bence. Sizce?" kız öne çıkardığı alt dudağı ile onu onayladı.
"Bence de öyle. Almanlar işte." kız ona kocaman gülümsedi.
"Imm.. Acaba bir kahve içmemiz mümkün mü? Lütfen!"