Heaven in Your Arms

By Buluttss

13.8K 955 593

Keiji yatılı okulda burslu okuyan bir lise öğrencisidir. Okula yeni gelen bir çocuk tüm hayatını değiştirecek... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Part 2- Bölüm 1
Part 2- Bölüm 2
Part 2- Bölüm 3
Part 2- Bölüm 4
Part 2- Bölüm 5
Part 2- Bölüm 6
Part 2- Bölüm 7
Part 2- Bölüm 8
Part 2- Bölüm 9
Part 2- Bölüm 10
Part 2- Bölüm 11
Part 2 - Bölüm 12
Part 2- Bölüm 13
Part 2- Bölüm 14
Part 2- Bölüm 15
Part 2- Bölüm 16
Part 2- Bölüm 17
Part 2- Bölüm 18
Part 2- Bölüm 19
Part 2 - Bölüm 20
Part 2 - Bölüm 21
Part 2- Bölüm 22
Part 2- Bölüm 24
Part 2 - Bölüm 25
Part 2- Bölüm 26
Part 2 - Bölüm 27
Part 2 - Bölüm 28
Part 2 - Bölüm 29

Part 2- Bölüm 23

190 10 9
By Buluttss


Ertesi gün de Kei'nin gözleri ikisine takılıp duruyordu. Çok mutlu görünüyorlardı. Değersiz, işe yaramaz geri zekalı sözler yankılanıp duruyordu. Onların arasına girmek istemiyordu.

Kahvaltıdan döndükten sonra Bokuto onu kolları arasına çekti "Tatlım birkaç gündür pek iyi değil gibisin."

"Yok iyiyim."

"Bana anlatır mısın sorun ne?"

"İyiyim Bokuto."

"Benim tatlı sevgilim, senin canını sıkan bir şey var. Nedenini söylersen beraber çözelim."

"Yok dedim, bırakır mısın?" Bokuto'nun kollarından çekildi. Keiji'nin Bokuto'ya gözlerini devirerek baktığını fark etti. "Ben duşa gireyim."

Kendini banyoya kapadı, orada kimseyle konuşmak zorunda değildi. Sadece kafasının içindeki sesleri bastırması gerekiyordu.


"Bo sorma dedim değil mi?" Keiji öfkelenmişti

"Sormayıp ne yapsaydım? Kaç gündür surat asıyor."

"Onun gelmesini beklememiz gerekir."

"Ama gelmiyor, ben dayanamıyorum böyle görünmesine."

"O kadar samimi olamıyor demek ki."

"Olamıyor işte evet, istemediğinden değil."

"Nereden biliyorsun?"

"Ona engel olan bir şey var."

"Sen üstüne gidince anlatmayacak ama."

"Ama böyle duramam."

"Duramazsan her şey daha kötü olacak."

"OLMAYACAK."

"BAĞIRMA."

"Sen de dediklerini kabul ettirmeye çalışıp durma."

"Ama onun alanına saygı duyman gerekiyor."

"O benim sevgilim. ALANA DEĞİL BANA İHTİYACI VAR!"

"BUNALTACAKSIN."

"Neden sürekli seninle aynı fikirde olmam gerekiyor?"

"Öyle bir şey gerekmiyor!"

"BÖYLE OLMASINDAN NEFRET EDİYORUM."

"BAĞIRMA DEDİM."

O sırada Kei banyodan çıktı. Bağrışmalarını duymuş olmalıydı. Gözleri dolu dolu olmuştu.

"Lütfen yapmayın."

"Sana hiçbir şey söylemiyorum Bokuto!" Keiji gidip yatağına oturdu. Bokuto ne yapacağını bilemez halde yere bakıyordu.

"Benim yüzümden kavga etmeyin." dedi Kei, çok üzülmüştü. "Ben de bundan korkuyordum zaten."

"Tatlım." Keiji yatağından kalkıp onun yanına geldi. Sarıldı ona "Sorun yok, küçük bir tartışma."

"Benim yüzümden."

"Hayır bebeğim."

"Öyle."

Bokuto da geldi yanına "Tsukki bebeğim hadi konuşalım mı biraz hmm?"

"Ben çıkayım önce siz barışın."

"Saçmalama, senin yanında da konuşur barışırız biz. Küsmedik ki ayrıca."

"Keij bağırdığım için çok özür dilerim" dedi Bokuto. Sevgilisine sarıldı. "Nefret ediyorsun biliyorum bebeğim. Affet beni lütfen."

"Kızmadım Bo, sorun değil. Önce Kei'yle konuşalım."

"Tamam."

"Tatlım" Keiji sevgilisinin elini tuttu. "Gel kucağıma sarılalım biraz. Sen de gel Bo."

Kei'yi kollarının arasına alıp göğsüne yasladı. Bir eli sırtında bir eli saçlarındaydı. Bokuto da arkasına geçmiş sevgilisinin sırtını destekliyordu.

Keiji onun tamamen rahatlamadan konuşmayacağını biliyordu. Gözyaşları arasında özür dileyip duruyordu.

"Bebeğim her şey yolunda. Bokuto haklı bize söyle bebeğim artık sorunu. Çözelim seni üzen şey neyse."

Kollarında sarmıştı onu kulağına her şeyi düzeleceğini fısıldıyordu. "Seni üzecek ne yaptık?"

"Sorun bu zaten."

"Ne bebeğim?"

"Siz ve ben. İkiniz bir ekipsiniz ben dışarıdan dahil olan öylesine biriyim."

"Kei" ona daha sıkı sarıldı "Bebeğim bizim suçumuz böyle hissetmen." Çok üzülmüştü, elinde olmadan dışlamışlardı onu belli ki.

"Tsukki asla bebeğim öyle bir şey yok." Bokuto ağlayacak gibiydi.

"Var olmaması mümkün değil."

"Kei yapma bebeğim lütfen. Bak biraz böyle olması normal değil mi? Bak tamam mantıklı düşünelim şimdi."

Ama Kei çok üzgündü, hala ağlıyordu. Günlerdir bu stresle boğuşuyordu belli ki.

"Önce rahatla bebeğim." Bokuto saçlarını okşuyordu "Yanındayım ben, Keiji de yanında sevgilim."

"Özür dilerim."

"Hayır tatlım ne özrü, konuşacağız sen sakinleşince. Neden üzüldüğünü konuşacağız bebeğim." Bokuto kollarını ikisinin çevresine sarıp ikisini de öptü "Her şey güzel olacak"

Kei'nin gözyaşları yavaş yavaş dindi. Bokuto onun yüzünü temizledi. Biraz su içirdi. Hala özür dileyip duruyordu, küçük bir öpücükle onu susturdu.

"Bebeğim bak sen biraz kendini geri çekince sana alan vermemiz gerektiğini düşündük. Biz ve sen diyorum burada demek zorundayım. Ama kendini çeken Keiji olsaydı, sen ve ben biz olacaktık. Bunun daha önceden sevgili olmamızla ilgisi yok."

"Bak canım" Keiji yanağını okşadı "anlıyorum seni, tabii ki ne olursa olsun bir yıllık bir ilişkiden sonra dahil olmak çok zor. Yani bir ilişkiye dahil olmak garip, haklısın. Kendini böyle hissetmen normal. Hem de üçümüzün paylaşmadığı bazı şeyler varken. Seni acele ettirmek ya da zorlamak için söylemiyorum. Hislerin çok normal çok doğal bunu anlatmak istiyorum sadece. Bokuto ve benim aramda daha farklı bir bağ olduğunu düşünüyorsun. Aslında bu doğru. Üçümüz ilişkide olsak da benim de seninle aramda farklı bir bağ var. Daha özel ya da daha güzel değil. Farklı, kendine özgü, zamanla kendi şeklini alacak çok özel bir şey bebeğim. Ama değişmeyecek bir şey var, ikiniz de benim her şeyimsiniz. Bokuto ve ben bir ekibiz sen de sonradan dahil olmuşsun gibi bir şey yok. Biz öyle güzel yıllar geçireceğiz ki, bir yıllık bir fark hiçbir şey ifade etmeyecek o zaman." saçlarını öptü.

"Sen benim için çok değerlisin Tsukki bebeğim. Kendini neden geri çektin?"

"Elimde değildi."

"Biliyorum ama nedeni ne?"

"Ben çok fazla değersizlik duygusuyla büyüdüm. Her gün değersizsin, yüksün, geri zekalısın, gereksizsin sözlerini duydum." Sesi öyle küçük, öyle acı doluydu ki.

"Bebeğim."

"Şimdi sizin bana değer vermeniz aklımı karıştırıyor. Anlam veremiyorum. O yüzden de gerildim sanırım."

"Tamam tatlım, bak bu çözebileceğimiz bir şey." Keiji sakince konuştu. "Eğer dışarıdan birinin söylemesiyle oluştuysa bu duygu Bo da ben de sana her gün saatlerce anlatabiliriz bizim için ne kadar değerli olduğunu. Sen ailemizin bir parçasısın. Sen olmasan her şey eksik olur."

"Ama tercih etsen Bokuto'yu tercih edersin."

"Ama tatlım neden böyle bir tercih yapayım? Hem bir tercih yaptım ben, seninle de sevgili olmayı istedim. Seni unutmayı, sevgilimle mutlu ilişkime devam etmeyi tercih edebilirdim ama yapabildim mi bebeğim? Bokuto'yu üzmeyi göze aldım, beni terk etmesini bile göze aldım. Ona itiraf ettim, o da bana etti. Durdurabilseydik kendimizi içimize atıp unuturduk ama yapamadık."

"Bak benim tatlı sevgilim" Bokuto iki eliyle yanaklarını tuttu "sen benim için çok değerlisin. Harika bir insansın, buradan kurtulup seninle ve Keiji'yle yepyeni bir hayat kurmak için sabırsızlanıyorum. Az önce Keiji'nin bahsettiği şey, paylaşmadığımız şeyler yani. Sorun değil. Sen ne zaman istersen. Yani inanılmaz seksisin ve sana dokunmamak gerçekten irade istiyor" kıkırdadı hafifçe "ama sen ne zaman istersen, uzun süre istemeyeceksen de sorun değil. Keiji ve ben de çok fazla şey denemedik zaten. Değil mi bebeğim?" Keiji'nin yanağını sıkıştırdı.

"Evet tatlım, inan bu dert edilecek bir şey değil. Daha 17 yaşındayız, her şey için vaktimiz olacak. Yaşadıklarını unutacaksın bebeğim. Üçümüz yeniden başlayacağız. Seni en iyi anlayacak kişiler ben ve Bokuto. İnan yetimhanede kimse değerli hissedip hissetmememle ilgilenmedi. Ben pek çok şeyi Bokuto ile öğrendim. İzin ver seninle de ilgilenelim."

"Güzel sevgilim bak hatalar yapacağız, üçümüz de. Hem çok küçüğüz" sevgilisinin burnunun ucunu öptü "hem çok tecrübesiziz. Ve yaptığımız şey çok zor. Dengeyi korumak, birbirimizi kırmamak. Bugün iki kocaman hata yaptım mesela. Hem seni nasıl üzdüğümü uzun süredir fark etmedim. Hem de bebeğime bağırdım"

"Sorun değil dedim ya Bo." Keiji güldü.

"Hata yaptım. Sizi üzmemek için daha çok dikkat edeceğim. Siz benim her şeyimsiniz"

Kei başını salladı.

"Gel biraz kucağıma" dedi Bokuto. Sevgilisi kollarının arasına girince sıkıca sarıldı ona. "Lütfen böyle yapma bebeğim. Söz veriyorum güzel olacak. Aklın karıştığında yanımıza gel. Beraber çözelim sorunu. Böyle üzülmene dayanamam. Söz ver bana kendini geri çekmeyeceksin. Eğer elinde değilse yapamıyorsan bana ya da Keiji'ye anlatacaksın."

Kei cevap vermedi. "Söz mü bebeğim hmm?"

"Tamam Bo."

Bokuto onun boynunu dudaklarını öpmeye başladı "Güzel sevgilim benim. Ben dünyanın en şanslı insanıyım."

Keiji gülerek onları izliyordu. Eğilip Kei'yi ellerinden çekti "Teşekkür ederim kabul ettiğin için tatlım. Artık uzak durma bizden lütfen."

"Tamam"

"O zamaaaan hep birlikte uyuyalım bu gece." kıkırdayıp kendini ikisinin kollarına attı.


Uzun süredir konuşuyorlardı. Saat öğleni geçmişti bile. Bokuto onlara kahve yaptı "Hadi plaja gidelim mi?" dedi. Hava çok güzeldi.

"İster misin bebeğim?" Keiji kollarındaki sevgilisine sordu.

"Olur" Kei kalktı. Üzerine kalın bir şeyler giydi. Birkaç dakika sonra çıktılar.

Bokuto hemen ayakkabılarını çıkarmış, eşofman altının paçalarını yukarı çekmişti.

"Tsukkii hadi gel beraber gidelim"

"Hayır sanmıyorum."

"Tatlım hadi."

"Bokuto kumların hissine katlanamıyorum."

"O zaman sana deniz ayakkabısı alalım."

"Pek hoş anılarım yok aslında denizde, ben kıyıda duracağım."

"Anlatmak ister misin bize?"

Bir an duraksadıktan sonra başını salladı "Evimiz denize yakın sayılırdı. Babam birkaç kere götürmüştü ama her seferinde panik atak geçirdim."

"Ah tatlım."

"Zorluyordu çünkü. Oradaki kumlar daha büyük taneliydi. Hissediyordum hepsini. Atak geçirdiğimde arabaya kilitlerdi beni. O zaman da klostrofobi başlardı." dedi sıkıntıyla.

"Bebeğim söyleseydin ya gidelim mi rahatsız hissediyorsan?"

"Hayır yere basmadığımda sorun yok. Zaten birkaç defadan sonra da gitmedik."

"Bak bebeğim seni zorlamak için söylemiyorum ama şuradan sonra hiç kum yok" ilerdeki taşları gösterdi. "Gelmek istersen kucağıma alırım seni hmm?" Bokuto önünde eğilmiş, yanaklarını tutmuştu.

"Şimdilik iyiyim, ama istersem söylerim."

"Tamam bebeğim" Bokuto onu öpüp kalktı. "Hadi Keij taş sektirme kapışması!"

Keiji kıkırdadı "Sonra ağlama ama."

"Asla" bir kahkaha attı.


Kei onları kayanın tepesinden izliyordu. Düz taşları seçmeye çalışıyorlardı. Keiji sık sık dikkatli olmasını söylüyordu ona. Arada da ona bakıp gülümsüyordu. Kei için plaja gitmek gerçekten kabustu. O sıcakta arabanın içinde sakinleşmeye çalışmak çok zordu. En erken yarım saat sonra gelirdi babası. O zamana kadar ağlaya ağlaya yerde yatardı. Terlemiş kıpkırmızı bir yüzle çıkar arabanın dışında gölgede otururdu eve gidene kadar. Beni mahvettiniz dedi içinden. Bütün hayatımı mahvettiniz. Ama sonra sevgililerinin söylediklerini düşündü. Bütün hayatı mahvolmamıştı. Yeniden başlayabilirlerdi beraber. Onun tutsağı olmak istemiyordu artık.

"Bo" sevgilisine seslendi ayakkabılarını çıkarırken "alır mısın beni"

"Geldim bebeğim" kıkırdayarak geldi yanına. Ayakkabılarını güvenli bir yere koydu.

"Suya girmek istemezsen sırtımda kalabilirsin."

"Yok istiyorum ama kum olmayan bir yer bulalım."

"Tamam" Sırtına aldı sevgilisini ellerini bacaklarının altından geçirdi "Sıkı tutun tatlım."

"Yavaş ol düşmek istemiyorum."

"Düşürmem" gülerek. Kumsuz yere doğru yürüdü taşlar başlayınca sevgilisine döndü "Tatlım burada hiç kum yok bak. Ama sudan hoşlanmazsan kalabilirsin."

"Şey hiç denemedim"

İkisi de şaşırmıştı ama bir şey söylemediler. Hiç kuma basamıyorsa ayaklarını da suya sokamaması normaldi herhalde.

"Tamam hoşlanmazsan söyle hemen çıkaracağım seni tamam mı?"

"Mhm."

"Ver bana elini tatlım. Biraz soğuk irkilme tamam mı?"

"Tamam."

Yavaşça Keiji'nin elini tutup indi suya. Ayaklarına serin su değdiğinde ürperdi. Ama çok kötü değildi.

"Nasıl?"

"Katlanabilirim."

"Rahatsız ediyor mu ama?"

"Hayır."

"Süper" dedi Bokuto sonra yere eğilip onun paçalarını iyice kıvırdı. Islanırsa rahatsız olacağından şüpheleniyordu.

"Hadi sana öğretelim."

"Neyi?"

"Taş sektirmeyi." kıkırdadı "Bokuto benim rekorumu kırmak için uğraşıyor hala."

"O taş okyanusun bir yerinde hala zıplıyor eminim." Bokuto güldü. "Yani bi balinaya falan çarpmadıysa."

"Nasıl yapacağım?"

"Bak tatlım aslında çok kolay. Önce düz bir taş bulacağız. Bak bu mükemmel" dedi ona bir taş uzatarak. "Sonra suya paralel tutuyorsun ve ileri doğru bileğinin hareketiyle atıyorsun. Mhm biraz eğil tatlım. Suya ne kadar yakın olursa o kadar iyi."

Kei denedi, hiç fena değildi. "Harika" dedi Keiji ona sarıldı. "Çok güzel. Hadi dene sen biraz"

Bokuto onun kum olan alana geçmesini engelleyecek şekilde yanına geçmişti. Çok eğleniyorlardı. Bokuto garip şekilli deniz kabukları buluyor onlara gösteriyordu. Birini Kei'ye uzattı. Kei gülümseyip dudaklarını öptü. Kendi de şaşırmıştı aslında. Bokuto'nun yüzünde gördüğü en parlak gülümseme vardı. İlk defa kendiliğinden yanaşıp öpmüştü onu böyle. "Tsukki bebeğim" sarıldı ona. "çok tatlısın benim güzel sevgilim."

Sonra Keiji'yi de çekti yanına ikisini de öptü.

"Çıkalım mı artık ayaklarım üşüdü." dedi Kieji.

"Mhm."

"Gel tatlım kucağıma." Bokuto Kei'yi kucağına aldı kıkırdayarak. "Keij önden gidip kayanın üzerindeki kumları temizlesene."

"Tamam."

Birkaç dakika sonra üçü de temizlenmiş kayanın üzerine oturmuş kahvelerini içiyorlardı. Çok güzel bir gün olmuştu hepsi için. Kei'nin sorununu çözmeye yaklaşmışlardı. En azından ne olduğunu anlamışlar rahatlatmışlardı onu. Bokuto ikisinin arasında bir onu bir diğerini öpüp duruyordu. Hayatının en güzel günlerinden biriydi ve kalanının da böyle geçmesine hiç itirazı olmazdı.

Continue Reading

You'll Also Like

1K 99 6
Byers'lar Noel tatili için Kaliforniya'dan Hawkins'e geldiğinde, Mike içinde kopan bir şeyler hissetmeye başlar. Bunun sorumlusunun Will olduğu ise a...
6.7K 598 25
Prens Draco L. Malfoy bilinen çok güçlü bir kraliyetin evladıdır. Harry J. Potter ise bir köyün evladı. Harry kendisini normal bir büyücü olarak görm...
15.4K 773 7
"Ne diyeceğini biliyorum; sen bir meleksin, ben de bir iblisim. Ama geçen sefer bu bir engel değildi, şimdi de olmasına gerek yok." ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀...
3.6K 508 8
| Zeka geriliği problemi olan, aynı zamanda çocuksu bir yapısı olan Seungmin; babasının borçları yüzünden istemediği bir evlilik yapmak zorunda kalır...