Heaven in Your Arms

Bởi Buluttss

12.7K 848 593

Keiji yatılı okulda burslu okuyan bir lise öğrencisidir. Okula yeni gelen bir çocuk tüm hayatını değiştirecek... Xem Thêm

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Part 2- Bölüm 1
Part 2- Bölüm 2
Part 2- Bölüm 3
Part 2- Bölüm 4
Part 2- Bölüm 5
Part 2- Bölüm 6
Part 2- Bölüm 7
Part 2- Bölüm 8
Part 2- Bölüm 9
Part 2- Bölüm 10
Part 2- Bölüm 11
Part 2 - Bölüm 12
Part 2- Bölüm 13
Part 2- Bölüm 14
Part 2- Bölüm 15
Part 2- Bölüm 16
Part 2- Bölüm 17
Part 2- Bölüm 18
Part 2- Bölüm 19
Part 2 - Bölüm 20
Part 2 - Bölüm 21
Part 2- Bölüm 23
Part 2- Bölüm 24
Part 2 - Bölüm 25
Part 2- Bölüm 26
Part 2 - Bölüm 27
Part 2 - Bölüm 28
Part 2 - Bölüm 29

Part 2- Bölüm 22

148 8 11
Bởi Buluttss


Odaya döndüklerinde Bokuto kendini yatağa atıp kolunu açtı. Keiji kıkırdayıp Kei'yi elinden tuttu. "İster misin?" 

"Tamam."

Bokuto çok mutluydu Kei koluna yatarken. Diğer sevgilisi de onun arkasındaydı. Çok sıkıştırmamaya çalışıyordu onu. Gerilmesinden korkuyordu.

"Söylesene Tsukki sevgilin oldu mu hiç?"

"Hayır, yani benim öyle arkadaşım falan bile pek olmadı, iletişim kuramıyorum biliyorsun."

"Kurabiliyorsun. Bizimle kurdun ya."

"O sizin sayenizde."

"Ama sen o kadar tatlısın ki yaklaşmak isteyenler olmuştur."

"Benim orada yaşadığım şeyler, ailem falan yani. Pek normal tipler değildi Bokuto." rengi solmuştu biraz.

"Bunların hiçbirinin artık önemi yok bebeğim."

"Arkadaşken de demiştik sana, birbirimizin ailesi biziz."

"İstemezsen anlatmak zorunda değilsin bize hiçbir şey. Sorun değil."

Kei ona iyice sarılmış göğsüne sokulmuştu. Keiji de yanındaydı. Onu ne kadar önemsediklerini hissediyordu. "Belki bir gün anlatabilirim ama şimdi yapamam."

"Sen nasıl istersen bebeğim. Seni anlıyoruz biz." alnını öptü, sonra yanağını sonra dudaklarından küçücük bir öpücük aldı. Kollarında hafifçe ürperdiğini hissetti.

"Kıskanıyor muydun bizi?" dedi Bokuto kıkırdayarak.

"Hayır" güldü o da "yani ikinizin birlikteliğini değil ama ben de sizinle olmak falan istiyordum." kızarmıştı yanakları başını Bokuto'nun göğsüne sakladı iyice.

"Senden uzun zamandır etkileniyoruz ikimiz de. Ama birbirimize ben hastayken itiraf ettik. Hastayken tartışmıştık ya."

"Evet."

"O zaman söyledim Bokuto'ya. Kendimi korkunç hissediyordum. Ona ihanet ediyormuş gibiydim. Sonra böyle bir ilişkinin de olabileceğini düşündük."

"Her şey iyi olacak mı?" korkuyordu, hata yapmaktan onları üzmekten, yapması gereken şeyleri yapamamaktan korkuyordu çok.

"Olacak tatlım. Çok dikkatli olacağız. Kırmayacağız üzmeyeceğiz birbirimizi."

"Benim gibi birinin sıradan ilişkiler kurması bile çok zor." dedi içini çekerek.

"Ama bu sıradan ilişkilerden de güzel olacak tatlım merak etme." Bokuto saçlarını öptü tekrar "Sizi çok seviyorum ben. Sorunlar olsa da çözeceğiz." Kei kollarında dönüp Keiji'ye sarıldı. Onun kolları rahatlatıyordu onu.

"Tatlı sevgilim" dedi Keiji ona sıkıca sarılırken. Sonra uzanıp Bokuto'yu öptü "seni seviyorum Bo, seni seviyorum Kei"

"Biz de seni seviyoruz, değil mi Tsukki bebeğim?"

Kei güldü "Evet" fısıldadı.


Akşam yemeğine inmişlerdi. Bokuto'nun yüzündeki gülümseme hiç silinmemişti. Masanın altından sevgilisinin ayağını dürttü "Tsukkii?"

"Hmm?"

"Gece benimle uyur musun?"

Kei bu soruya hazırlıksız yakalanmıştı. Yemeği boğazına kaçtı. Öksürdü birkaç defa.

"Ah afedersin tatlım, su iç. Aniden sormamalıydım."

Keiji güldü "Bo sevgilimi bunaltma."

"Tamam. Ama siz beraber uyumuşsunuz. Özenmiştim."

"Uyuyakaldık sadece."

"Çok utanmıştım" dedi Kei gülerek. "Ama çok iyi uyumuştum."

"O zaman bu gece benimle uyursun değil mi? Buradan kurtulunca üçümüze kocaman bir yatak alırız. Sonra her gece beraber uyuruz. Ben ortada yatabilir miyim?"

"Her gece Kei'yle aramıza mı gireceksin?"

"Ama ikinizi de yanımda istiyorum."

"Bazen Bo." Keiji güldü.

"Tamam."

Yemeklerini bitirip odalarına çıkınca Bokuto Keiji'yi kollarına alıp sarıldı "Çoook mutluyum" dedi sevgilisinin yanağını öpüp.

"Tatlım benim, ben de çok mutluyum."

Kei onlara bakıp güldü, sonra banyoya gitti. Bokuto sevgilisine sarılıp oturdu.

"Hayatımın en güzel günlerinden biri."

"Benim de sevgilim." Keiji onun boynunu öptü "Kei'yle uyurken ellerine hakim ol, rahatsız olacağı bir şey yapma."

"Tamam ama nasıl sevişeceğiz."

"Akışına bırak Bo, biz duşta falan takılırız hmm? Ona bir şey söyleme hemen."

"Mhm tamam"

Kei yanlarına gelince sustular. Kendini herhangi bir şey için mecbur hissetmesini istemiyorlardı. Birbirlerine sokulup yatağa kıvrıldılar. Üçü de çok mutlulardı.


Kei onların sevgilisi olmaya çabuk alışmıştı. Bu alışma süreci Bokuto tarafından bol bol kucaklanmayı, Keiji'yle el ele tutuşup oturmayı içerdiği için zorlanmıyordu. İkisi de dikkatli ve özenliydi. Hayatında ilk defa bu kadar harika günler yaşıyordu. Yine de bazen ikisini baş başa bırakmaya çalışıyordu. Yakınlaşmak için hazır hissetmiyordu kendini. Oysa ki onlar bu konuları çoktan aşmışlardı biliyordu. Ama elinde değildi kendini kötü hissediyordu. En azından seks konusunda dışlanmış hissediyordu.

Cumartesi öğleden sonra da onları odada bırakmış, ormana gitmişti oturmak için. Bir kıskançlık dalgasının üzerinden akıp geçtiğini hissetti. Sadece üç haftadır birliktelerdi. Zamanla geçer diyordu kendi kendine. Ama yapamıyordu.

Birbirlerini daha çok sevdiklerinden emindi zaten. Keiji mükemmeldi sevgi dolu, kibar ve çok güzeldi. Onunla birlikte olmak çok özel bir şeydi. Bokuto tanıdığı en neşeli, en pozitif insandı. Fiziksel olarak da çok çekiciydi. Sevimli bir yüzü, güven veren bir vücudu vardı. Onun göğsüne yaslanınca her şeyin yoluna gireceğini düşünürdü Kei. Ama ikisi birbiri için yaratılmıştı. O da onların arasına girmişti. 'Değersiz, gereksiz, yüksün, geri zekalısın' bunlar büyürken her gün duyduğu sözlerdi. Şimdi bu iki harika insanın ona aşık olduğu fikri ona inanılmaz geliyordu. Sevgi dolulardı ilgililerdi ama Kei bir türlü altında bir neden aramayı bırakamıyordu.

Hep aklından geçen bir cümle vardı onlar zaten birbirlerine sahipler, gerek görmedikleri anda seni bırakacaklar. Buna öylesine inanıyordu ki. Bokuto'nun ona sarılmaktan bir gün vazgeçeceği düşüncesi aklına gelip duruyordu. Keiji'nin bir tercih yapması gerekirse bir gün kesinlikle Bokuto'yu seçeceğini biliyordu. Kalbine bir bıçak saplanıyordu sanki bunları düşününce.

Saatine baktı, odadan çıkalı bir saatten fazla olmuştu. Telefonunun sesi kapalıydı, bir sürü arama ve mesaj vardı.

14.23 BOKUTO Tatlım, yalnız kalmaya mı ihtiyacın var? Gelir misin?

14.33 BOKUTO Tsukki gel odaya lütfen bizi yalnız bırakman falan gerekmiyor

BOKUTO 3 cevapsız arama

14.45 BOKUTO Tatlım odadayız, seni bekliyoruz istediğinde gel.

Saate baktı dörde geliyordu. Bu saate kadar bir daha yazmamışlardı. Telefonu tekrar çaldı.

"Efendim Bokuto?"

"Tatlım neredesin? Yanına gelmek istiyoruz."

"Geliyorum."

"Merak ettik seni."

Merak etseniz gelirdiniz dedi içindeki bir ses. Gerçekten beklediği bu muydu? Peşinden koşmaları mıydı yani?

"Sana biraz alan vermek istedik bebeğim." dedi Bokuto sesi üzgündü. "Ama endişeleniyoruz."

"Tamam geliyorum."

"Tamam bebeğim bekliyoruz."

Kei odaya döndü. Geldiğinde beklediği bir manzara vardı. İkisi Bokuto'nun yatağına kıvrılmış gülüşüyorlardı.

"Tsukki gelsene."

"Tatlım gel yanımıza."

"Ben üzerimi değiştireceğim." dedi. Dolaptan kıyafet alıp banyoya gitti. Çok yabani hissediyordu kendini, şu an onlara yaklaşmak ve aralarına girmek istemiyordu.

Uzun uzun ellerini yıkadı oyalanıyordu öylesine.

"Kei?" Keiji kapıdaydı "Tatlım iyi misin?"

Kapıyı açtı gülümsemeye çalışarak "Evet."

"Gelsene yanımıza tatlım." elinden çekti onu.

"Ödevlerime başlayacaktım."

"Sonra yapsan olmaz mı?"

Kei sevgilisinin yanağına küçük bir öpücük kondurdu "Olmaz."

Masasının başına geçti. Bokuto'nun hayal kırıklığı dolu bakışlarını görmemek için masadan başını kaldırmadı bile. 

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

95.1K 3.8K 31
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
3.3K 462 7
Polonyanın soylularından Sebastian, kız kardeşini kurtarmak için İngiliz Oldham Kontu Ryan Kent'le izdivaca gönüllü olur.
64.2K 4.8K 29
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
624 88 8
Bazen kötü şeyler güzelliklere vesile olabilir Jeffbarcode!!!