Heaven in Your Arms

By Buluttss

13.8K 955 593

Keiji yatılı okulda burslu okuyan bir lise öğrencisidir. Okula yeni gelen bir çocuk tüm hayatını değiştirecek... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Part 2- Bölüm 1
Part 2- Bölüm 2
Part 2- Bölüm 3
Part 2- Bölüm 4
Part 2- Bölüm 5
Part 2- Bölüm 6
Part 2- Bölüm 7
Part 2- Bölüm 8
Part 2- Bölüm 10
Part 2- Bölüm 11
Part 2 - Bölüm 12
Part 2- Bölüm 13
Part 2- Bölüm 14
Part 2- Bölüm 15
Part 2- Bölüm 16
Part 2- Bölüm 17
Part 2- Bölüm 18
Part 2- Bölüm 19
Part 2 - Bölüm 20
Part 2 - Bölüm 21
Part 2- Bölüm 22
Part 2- Bölüm 23
Part 2- Bölüm 24
Part 2 - Bölüm 25
Part 2- Bölüm 26
Part 2 - Bölüm 27
Part 2 - Bölüm 28
Part 2 - Bölüm 29

Part 2- Bölüm 9

143 16 4
By Buluttss


İki  'fillerımsı episode', sanırım sonra da kısa bi ara :/


Kei birkaç gündür onların odalarındaydı. Şimdiye kadar bir sorun yaşanmamıştı hiç. Sadece sevişmek eskisi gibi değildi. Bu da onları biraz geriyordu. Ama Kei sık sık dışarı çıkıyordu, yemeğe geleceğini söylüyordu. O zamanları değerlendiriyorlardı. Beraber uyuyamamak da büyük bir sorundu ama Kei'nin rahat ve huzurlu olması ikisi için de önemliydi. Bir süre katlanılamayacak şeyler değildi bunlar.

Bokuto'nun doğum günüydü ertesi gün. Keiji hala ne yapacağına tam karar verememişti. Biraz biriktirdiği para vardı ama ona hediye alabileceği bir kredi kartı yoktu. O yüzden ona bir öykü yazmaya karar vermişti.

Ona bir de pasta yapmayı planlamış aşçıyla konuşmuştu. Hava güzel olduğu için plaja gitmeye karar vermişti. Kei'yi de çağıracaktı kesinlikle. Hem kendini biraz rahat hissetmeye başlardı onların yanında, hem de biraz mutlu olurdu belki. Gözlerinde hep o garip hüznü görmek üzücüydü. Akşam yemeğinde Bokuto tabağını ikince kez doldurmaya gittiğinde konuştu onunla.

"Yarın Bo'nun doğum günü." dedi kıkırdayarak.

"Öyle mi ne güzel."

"Evet. Pasta yapacağım yemekten sonra onun için. Sen neli seversin?"

"Ben mi?"

"Evet sen de gelirsin diye umuyordum."

"Şey rahatsız etmek istemem."

"Sadece üçümüz olacağız, rahatsız etmezsin saçmalama."

"Ama bi hediye bile almadım."

"Ben de almadım. Kredi kartım falan yok, dışarı çıkamam, birinden de isteyemem. Bo bunu biliyor zaten, öyle bir beklentisi yok. Sadece güzel bir gün geçireceğiz o kadar. Her zamankinden bir farkı yok."

"Peki."

Keiji güldü "Peki neli seversin pasta?"

"Bokuto'nun sevdiği bir şeyi yapman gerekmez mi?"

"Evet ama o her şeyi seviyor." güldü tekrar.

"Çilekli severim sanırım."

"O zaman çilekli yapalım."

"Nerede yapacaksın ki?"

"Aşçıyla konuştum, yemekten sonra mutfakta yapacağız. Bokuto'yu biraz oyalar mısın?"

"Nasıl yani?"

"Ben mutfakta yardım edilecek bir şey olduğunu söyleyeceğim. Tabii ki gelmek isteyecek o da yardıma. Ama sen yanında kalmasını söylersen gelmez. Bir ödevde yardım falan istesen mesela?" ona baktı hafifçe gülümseyerek.

"Tamam" dedi Kei.

"Sağol Kei, çok iyisin. Yarın da ben kutlama yapacağımız yeri hazırlayacağım. Onun planını sonra yaparız" dedi Bokuto yaklaşınca.

Yemeklerini yedikten sonra Keiji aşçının onu çağırdığını söyledi.

"Ne olmuş ki?" beklediği gibi Bokuto sordu.

"Eee yardımcı izinliymiş de, ee yağ tenekesi patlamış. Yardım istedi benden."

"Ben de geleyim, sen yorulma beraber yardım edelim."

"Şey Bokuto..." Kei mırıldandı.

"Efendim?"

"A-aslında benim bir ricam vardı"

"Ne oldu Tsukki'cim?"

"Şey şu biyoloji ödevi, gerçekten anlayamadım, ben bu şekilde öğrenmemiştim her şey karıştı"

"Ah sana Keiji yarın anlatır. Benim kafam pek iyi basmaz."

"A-ama benim şimdi çalışmam gerekiyor. Kafamda bazı şeyler oturmayınca uyuyamıyorum." dedi, Keiji'ye baktı. Bokuto'nun arkasında duruyordu o. İki başparmağını yukarı kaldırdı. Sevgilisini tanıyordu. Reddetmezdi onu böyle söyledikten sonra

"Ya nasıl yapsak?"

"Bo, sen yardım et Kei'ye ben ağır bir iş varsa sana haber vereyim olur mu?"

"Tamam öyleyse" mırıldandı. "Gel biz çıkalım."

İki saatin sonunda aşçının yardımıyla harika bir pasta yapmıştı.. Bokuto için bir şeyler yapmak onu hayatta en çok mutlu eden şeydi. Bokuto'nun babası hatırlamayacaktı biliyordu. Onun ve annesinin eksikliğini hissettirmek istemiyordu sevgilisine. Dolaba yerleştirdi pastayı, ertesi gün öğlen almak üzere aşçıyla sözleşip odaya çıktı.

Döndüğünde hala çalışıyorlardı. "Keij nerde kaldın" Bokuto suratını asmıştı.

"İşimiz uzun sürdü."

"Teşekkür ederim Bokuto." dedi Kei "Bitirdik biz de." dedi Keiji'ye dönüp, sıkılmıştı belli ki.

Bokuto esneyerek kalkarken sessizce teşekkür etti ona.

Kei ona hafifçe gülümseyince kalbinde küçük bir takla atma hissi oluştu ama Bokuto omuzlarına kolunu dolayınca dikkatini ona verdi.

Keiji sabah erkenden kalktı. Kei göz bandı takıyordu aynı zamanda kulaklıkları da takılıydı. Yorganın altında yatıyordu. Yavaşça Bokuto'nun yatağına girdi.

"Bebeğim" mırıldandı Bokuto.

"Sssh sessiz." Elini bacaklarının arasında gezdirmeye başladı. 

"Keiji?"

"Sessiz olabilir misin bebeğim?"

"Mhm"

Güldü hafifçe "Doğum günün kutlu olsun sevgilim" dedi yorganın altına girip başını bacaklarının arasına soktu. Karnından başlayarak öpmeye başladı onu. Sessiz kalmak için olağanüstü bir çaba harcadığını hissediyordu. Nasıl zevk aldığını hissetmek için sesini duymasına gerek yoktu, bedeninin tepkilerinden ne yapması gerektiğini anlıyordu. Yavaş ve uzun bir oral yaptı sevgilisine. Yorganın altından çıktığında sevgilisinin kızarmış yüzünü gördü. Kıkırdadı "uyanmadı değil mi?"

"Uyanmadı. Bebeğim müthişti." nefes nefeseydi hala.

"Doğum günü çocuğu için özel bir kutlamaydı tatlım." sonra kalktı "duşa gidiyorum." 


Kei'den bilmiyor gibi yapmasını istemişti. Böylece bir hazırlık yaptığını da düşünmeyecekti. Kahvaltıdan sonra etüt odasına sürükledi Keiji onları, her şeyi bir an önce bitirmek istiyordu. İşleri bittikten sonra Keiji kalktı "Bo benim bazı işlerim var" dedi gülerek.

"Nasıl işler?" heyecanla bakıyordu ona.

"Biliyorsun" dedi. Sonra Kei'ye döndü. "Sen Bokuto'yu oyala"

"Tsukki biliyor mu?"

"Evet, doğum günün kutlu olsun Bokuto"

"Teşekkür ederim Tsukki" yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

"Yarım saat sonra Kei ile birlikte plaja gelin."

"Diğer yerimizi mi göstereceğiz? Kıskanıyorum bana bile aylar sonra gösterdin."

"Evet" dilini çıkardı ona Keiji. "Daha erken gelmeyin sakın."

Bokuto kıkırdadı "Tamam"

Pastayı ve aşçının Bokuto'ya doğum günü hediyesi olarak hazırladığı diğer yiyecekleri alıp dikkatlice plaja indi. Birkaç balon ve küçük süslemeleri astı. Yanında getirdiği oyun kartlarını da çıkardı. Kei de isterse oynayabilirlerdi. Beklediğinden güzel olmuştu. Saate baktı tam yarım saat olmuştu. O sırada Bokuto'nun sesini duydu Kei'ye basacağı yerleri tarif ediyordu.

"Keij geldik" diye seslendi ona.

"Gelin dikkatli olun." Önce Bokuto arkasından da Kei plaja indi. Bokuto şaşkın şaşkın etrafına bakıyordu.

"Keiji" Boynuna atladı "Teşekkür ederim bebeğim" fısıldadı "nasıl uğraşmışsın benim için"

"Burası çok güzel." diye mırıldandı Kei.

"Değil mi? Hava sıcakken burada denize giriyorduk biz" Bokuto kıkırdadı. "Keiji müthiş yerler biliyor" yanağını sıkıştırdı sevgilisinin.

Keiji güldü "Hadi oturun"

"Keiji bu nee?" pastasını daha yeni görmüştü

"Bakma, daha mumlarını yakmadım." dedi gülerek.

"Tamam"

"Diğerlerini aşçı senin için hazırladı" dedi

"Gerçekten mi?" Bokuto'nun gözleri parladı.

"Mhm hediye dedi."

"Akşam teşekkür edeceğim."

Keiji pastanın mumlarını yaktı. Yıllardır yapmadığı bir şeydi bu, heyecanlıydı. "Hadi bi dilek tut" dedi sevgilisine.

"Tamam" fısıldadı. Sonra üfledi. Keiji pastayı kenara bırakıp sarıldı ona " Doğum günün kutlu olsun bebeğim." Bir süre kollarında kaldı sevgilisi, sevinse de kalbinde bir burukluk hissettiğini biliyordu. En son annesi ile kutlamıştı doğum gününü. Aklından onun geçtiğine emindi. Yavaşça çekildi kollarından

"Doğum günün kutlu olsun Bokuto" dedi Kei tekrar.

"Teşekkür ederim Tsukki" gülümsedi.

"Pastayı nereden buldun?"

"Dün akşam yaptım."

"NE? Keij sen mi yaptın?"

"Aşçıyla beraber yaptığımı itiraf edeceğim ama çoğunu ben yaptım." güldü.

Bokuto tekrar sarıldı ona "Çok teşekkür ederim, gördüğüm en harika pasta bu."

"Bo bırak." Güldü. "Hadi kum olacak."

"Tamam."

Övgüler eşliğinde pastalarını yediler. Kei de çok beğendiğini söylemişti. Keiji çok sevinmişti ikisini de mutlu edebildiği için. Sonra beraber kart oyunları oynadılar. Bunlar Kei'nin de bildiği oyunlardı. Keyif aldığını görebiliyordu Keji.

"Sırada Keiji'nin doğum günü var" dedi Bokuto keyifle bir kanepe attı ağzına.

"Belki Kei'nin doğum günü daha erkendir."

"Ama sana sadece iki ay kaldı" güldü. "Keiji'nin doğum günü beş aralıkta. Geçen sene bilmiyordum kutlayamadım." dedi. "Senin ne zaman Tsukki?"

"Aslında daha yakın, haftaya benim doğum günüm. Ama ben kutlamam."

"Nasıl yani?" Keiji şaşırmıştı.

"Evet 27 eylül."

"Aaaah keşke beraber kutlasaydık ben beklerdim." Bokuto ellerini yüzüne koymuştu.

"Hayır hayır ben kutlamam ki."

"Ama doğum günleri harikadır."

"Bokuto her zaman değil. Ben de çok uzun yıllardır kutlamıyorum Kei aklıma bile gelmez yani çoğu zaman."

"Bu yıl harika bir şey yapsak?" Bokuto güldü.

"Abartmaya değecek bir gün değil."

"Sen harika bir sürpriz yaptın ama."

"Evet mutlu olacağını düşündüm."

"Çok çok mutlu oldum Keiji."

Keiji aklının bir köşesine Kei'nin doğum gününü yazdı. En azından küçük ve hoş bir şey yapabilirlerdi onun için.

Öğleden sonrayı plajda geçirdiler. Kei ayakkabılarını çıkarmamıştı, kumun dokusuna katlanamadığını söylemişti. Bokuto onu sırtına almayı teklif etse de söylediğinin saçmalığını fark edip gülerek özür dilemişti.

Tüm günü plajda geçirdikten sonra eşyaları toplayıp çıktılar. Akşam yemeğinden sonra pastanın kalanını aşçı yardımcısı ve mutfaktaki temizlik görevlisine götürdüler. Çok fazla artmıştı. Herkes gittikten sonra hep birlikte oturup yediler. Kei'nin de çok zorlanmadan onlara katılması ikisini de mutlu etmişti. Onlara da teşekkür ettikten sonra odalarına çıktılar. Bokuto duşa girmişti.

"Keiji"

Keiji başını kaldırdı. Nadiren de olsa Kei onunla kendiliğinden konuşurdu

"Efendim?"

"Ben bugün için teşekkür ederim. Beni de dahil ettiğin için yani."

"Katıldığın için biz teşekkür ederiz. Güzel bir gündü."

"Evet." mırıldandı. Yüzünde yine o küçücük gülümseme vardı. Keiji yine kalp atışlarını hissetti. Bokuto saçlarını kurulayarak kapıdan çıktı. Ağzını kocaman açıp esnedi.

"Çoook uykum var." yatağına kıvrıldı. Battaniyesi Keiji'deydi.

"Tsukki bugün iyi ki geldin." dedi gülümseyerek.

"Benim için de güzel bir gündü Bokuto teşekkür ederim."

O da duşa girince Keiji sevgilisinin yanına uzandı. "Bu senin için bebeğim" dedi dudaklarını öperken. Öyküyü bir zarfa koymuştu. Bokuto hemen açtı. Üzerindeki nota baktı "Doğum günün kutlu olsun benim tatlı sevgilim. Seni çok seviyorum."

"Keiji? B-bana yani benim için öykü mü yazdın?"

"Mhm hediye."

Bokuto'nun yüzünde kocaman bir gülümseme vardı "Bebeğim harikasın. Seni çok seviyorum her şeyden çok seviyorum sevgilim"

"Ben deseni bebeğim, sen benim her şeyimsin" sevgilisine sıkıca sarıldı. Bir anaklından Kei'nin gözlerinin geçmesine engel olamamıştı


Continue Reading

You'll Also Like

6.8K 597 9
Yabancı dilde yazılmış olan ''Feltcliffe'' one shotlarını Türkçe'ye çeviriyorum. İyi okumalar.. © Türkçede ilk 'Feltcliffe One-Shots (Çeviri)' kita...
3.6K 427 10
kageyama: ya sen niye bana böyle davraniyorsun hinata: ben böyleyim begenmiyorsan ikile amcik Kageyama hinataya plotoniktir ama ona yazmaya basladig...
3.6K 508 8
| Zeka geriliği problemi olan, aynı zamanda çocuksu bir yapısı olan Seungmin; babasının borçları yüzünden istemediği bir evlilik yapmak zorunda kalır...
31.9K 2.8K 15
Kral James Potter, ölümcül bir hastalığın pençesine düşer. Ölüm döşeğinde olan Kral, tahta geçecek oğlunu, Prens Harry Potter'ı evlendirmeye karar ve...