Heaven in Your Arms

By Buluttss

13.8K 955 593

Keiji yatılı okulda burslu okuyan bir lise öğrencisidir. Okula yeni gelen bir çocuk tüm hayatını değiştirecek... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Part 2- Bölüm 1
Part 2- Bölüm 2
Part 2- Bölüm 3
Part 2- Bölüm 4
Part 2- Bölüm 5
Part 2- Bölüm 6
Part 2- Bölüm 7
Part 2- Bölüm 8
Part 2- Bölüm 9
Part 2- Bölüm 10
Part 2- Bölüm 11
Part 2 - Bölüm 12
Part 2- Bölüm 13
Part 2- Bölüm 14
Part 2- Bölüm 15
Part 2- Bölüm 16
Part 2- Bölüm 17
Part 2- Bölüm 18
Part 2- Bölüm 19
Part 2 - Bölüm 20
Part 2 - Bölüm 21
Part 2- Bölüm 22
Part 2- Bölüm 23
Part 2- Bölüm 24
Part 2 - Bölüm 25
Part 2- Bölüm 26
Part 2 - Bölüm 27
Part 2 - Bölüm 28
Part 2 - Bölüm 29

Bölüm 16

259 15 8
By Buluttss


Depresif bir bölümden sonra daha smut içerikli bir bölüme hoş geldiniz. Tsukki ve Kuro'yu bekleyenler için bir süre daha o ikisini göremeyeceğimizi belirtmeliyim.  Umarım okurken keyif alıyorsunuzdur. Sevgiler...


Bokuto sevgilisine olanları anlattığından beri onun çok daha özenli ve dikkatli olduğunu fark etmişti. Ona çok sevgi dolu davranıyordu. Kimsenin dikkatini çekmemeye çalışıyordu ama gözlerinde ona olan sevgisini görüyordu.

Eli iyileştikten sonra sık sık beraber havuza ya da spora gitmeye başlamışlardı. Hafta sonu küçük gezintileri sürüyordu. Sınav haftası da bittikten sonra bütün bir öğleden sonrayı Keiji'nin gizli yerlerinden birinde geçirmişlerdi. Bazen küçük plaja iniyorlardı ama Bokuto en çok ormandan gidilen okyanusu gören o güzel yeri seviyordu. Kayalıkların oraya gitmemişlerdi. Keiji çok tehlikeli buluyordu orayı.

Okulların kapanmasına yaklaşık bir buçuk ay vardı. Bokuto strese girmeye başladığını fark ediyordu. Belki yine erken dönebilirdi ama ne olursa olsun yaz tatili iki buçuk aydı. Her gün konuşsa bile sevgilisinden o kadar uzun süre ayrı kalmak o kadar kolay değildi.

Keiji yanında o kocaman defterini getirmiş, sırtını bir taşa yaslamış yazıyordu. Öyle güzel öyle sevimli bir hali vardı. Dikkatini toplamaya çalıştığında hafifçe kaşlarını çatar, kaleminin arkasıyla burnunu üzerini kaşırdı. Gülümseyerek onu izlemeye daldı, onun kadar harika biri nasıl sevmişti ki onu. Değerini bilmek zorundaydı. Birbirlerini hiç üzmüyorlardı gerçekten de. Uzun zamandır ilk defa gerçekten mutlu hissediyordu kendini. Babasından, evinden kurtulup yeni bir hayat kurabilecek gibi hissediyordu.

"Ne oldu tatlım?"

Keiji'nin sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı "Hmm?"

"Ne oldu, dalmış gibisin?"

"Ah şey yok bir şey" sonra güldü "sana bakıyordum"

"Fazla romantik olmana gerek yok" dedi Keiji o da kıkırdadı.

O sırada Bokuto'nun telefonu çaldı. Ekrana bakınca içinin karardığını hissetti "Babam" diye mırıldandı.

"Bokuto nasılsın?"

"Teşekkür ederim baba sen?"

"İyiyim iyiyim. Yaz tatili için plan yapıyordum."

"Tatil mi?"

"Senin için bir dil okulu ayarladım. İngiltere'ye gideceksin. Haziran sonunda başlıyor. Ağustos sonuna doğru bitiyor."

"A-ah hayır hayır gitmesem olmaz mı?"

"Neden? Bak evde yokum iki ay boş boş yatmanı istemiyorum. Okulunun eğitim dillerinden biri İngilizce. Gideceksin."

"Ben gerçekten istemiyorum. Eve gelmemi istemiyorsan önemli değil. Okulda kalırım burada."

"Tüm ayarlamalar yapıldı gideceksin o kadar."

Bokuto cevap vermedi telefon kapandı. Onun istek ve düşüncelerinin bir önemi olmadığını yine kanıtlamıştı.

Keiji'ye baktı. Kaşlarını çatmış onu izliyordu. "Bebeğim sorun ne?"

Bokuto çok sinirlenmişti. Ne zaman hayır diyebilecekti bu adama, ne zaman kendi kararlarını vermeye başlayacaktı. Sırf onu evden uzak tutabilmek için yapıyordu. Okulda kalmaya itirazı yoktu ki. Bir yolunu bulmak zorundaydı.

"Canım?" Keiji yanına gelmişti. "iyi misin bana anlatmak ister misin?"

"Yazın eve gelmiyim diye dil kursu ayarlamış bana. Yurtdışında ve çok uzun süre"

"Ne kadar süresi?"

"İki ay." ellerini sıkıyordu. "Gitmek istemiyorum."

"Kabul etmiyor mu? söyledin istemediğini."

"Etmiyor ayarladım dedi. Aptal asistanlarından birinden beni mümkün olan en uzak yere en uzun süreyle postalamasını istedi eminim. Sanki zahmet edip araştırma yaptı."

"Ama bebeğim yazın evde olmaktan iyidir değil mi?"

"Eve gitmek isteyen kim ki? Ben burada seninle kalmak istiyorum."

Keiji'nin eli sırtındaydı, onu biraz sakinleştiriyordu "Hiç adil değil seni zorlaması böyle."

"Ben ne zaman kurtulacağım bu adamdan? Bıktım artık yaşamak istemiyorum."

"Böyle şeyler söyleme bebeğim. Daha iki ay var neredeyse gitmene konuşursun tekrar belki fikrini değiştirir."

"Değiştirmez. Canı istemezse telefonlarıma bile cevap vermez o."

"Bebeğim, senin ne kadar harika ve değerli biri olduğunu bilmiyor o. Kendine layık iğrenç birini bulmuş. Boş ver en azından onları da hiç görmeyeceksin böylece."

"Ama istemiyorum."

"Tatlım seni dinleyecek, kararlarına saygı duyacak biri değil o."

"Hiç gitmeyeceğim eve. Nefret ediyorum o adamdan."

Keiji bir şey söylemeden sırtını okşuyordu. Bokuto onun elinin sıcaklığıyla rahatlıyordu. Başını kaldırıp denizi izlemeye başladı.

"Bak, eğer bir şekilde gitmek zorunda kalsan bile her gün konuşuruz. Benim için de çok zor. İki ay senden uzak kalmak korkunç. Sen beni bu korkunç yalnızlığımdan kurtardın. Sensiz olmak dayanılacak bir şey değil ama mecbur kalırsan ikimiz de güçlü olacağız. Sonra zaten hep birlikte olmaya devam edeceğiz."

"Evet" fısıldadı. "Yine de çok zor."

"Biliyorum tatlım, biliyorum ama sen çok güçlüsün."

İçini çekti Bokuto hafifçe gülümsemeye çalıştı "Gidelim mi odamıza. Sana sarılmaya ihtiyacım var."

"Gidelim bebeğim." dedi Keiji. Kalkınca bir an durup elini sıktı "Seni seviyorum."

"Ben de seni."


Bokuto yine durgun ruh haline bürünmüştü. Keiji ne yaparsa yapsın neşelendiremiyordu onu. Çok zor uykuya dalıyordu farkındaydı. Ders çalışırken dalgınlaşıyordu. Birkaç defa babasını aramış, ulaşamamıştı. Babasının şoförü arıyordu onu. Acil bir şey olup olmadığını sormak için.

"Bebeğim." Keiji mırıldandı sevgilisi elindeki telefonu yatağın üzerine oflayarak atınca. "Gel yanıma biraz." kollarının arasına aldı onu. Konuşmuyordu, Bokuto'nun babasının karşısında nasıl güçsüz ve çaresiz olduğunu görüyordu ve onun için çok üzülüyordu.

"Çalışmayalım bu akşam ne dersin?" dedi kulağına.

"Tamam."

Saçlarını okşuyordu. Sevgilisinin dikkatini dağıtacak bir fikri vardı aslında. Kalktı yavaşça kapıyı tekrar kilitledi, gece lambasını açıp ışıkları kapadı.

"Ne oldu?" diye sordu Bokuto.

"Hmm? Yok bir şey tatlım."

Uzun süredir elleriyle tatmin ediyorlardı birbirlerini ama Keiji'nin denemek istediği başka şeyler vardı. Sevgilisine oral seks yapmak istiyordu ve Bokuto'nun buna itirazı olmayacağına emindi. Dudaklarını yavaş yavaş öpmeye başladı "Seni seviyorum" diye fısıldadı ona.

"Ben de seni Keij."

Öpüşmeye devam ettiler. Elini yavaşça sevgilisinin göğsüne oradan da bacaklarının arasına doğru indirdi.

"Keij?"

"Efendim tatlım?"

"A-ah şey yani benim moralim bozuk biraz. Zannetmiyorum...a-ah" kekeledi.

"Sen bana bırak bebeğim" dedi kulak memesini ısırdı hafifçe. Boynuna küçük ıslak öpücükler kondurarak göğsüne indi. Meme uçlarını yalamaya başladı. Elinin altında sertleştiğini hissediyordu. Kendi penisini arada sevgilisinin karnına sürtüyor hafifçe inliyordu. Yavaşça sevgilisinin üzerindeki kıyafetleri çıkardı. Biraz heyecanlıydı, ne yapması gerektiğini pek iyi bilmiyordu ama dişlerden kaçınmak ve kusma refleksini uyandırmamak iki önemli nokta olmalıydı. Karnını öperek ilerledi bacaklarının arasında ve sevgilisinin penisinin başını ağzına alıp emmeye başladı.

Bokuto şaşkın bir ses çıkardı. "K-keij" inledi hafifçe.

Keiji bir an başını kaldırdı, sevgilisinin devam etmeyi istediğinden emin olmak istiyordu. Yanakları kızarmıştı emindi ama devam etti. Gözleri sevgilisinin gözleriyle buluşmuştu, emmeye devam etti. Yavaşça derinleşiyor daha fazlasını alıyordu ağzına. Bokuto'nun nefesi hızlanmıştı. O da çok tahrik oluyordu. Sevgilisinin hafif inlemeleri, kızarmış yüzü, ağzında hissettiği tadı müthiş bir haz veriyordu ona.

"K-keij boşalacağım, aah elinle devam et."

Keiji'nin tam da istediği şeydi, ağzına boşalmasını istiyordu. Herhangi bir temas olmamasına rağmen sadece hafifçe yatağa sürtünmesine rağmen o da boşalmak üzereydi. Çekmedi ağzını biraz daha derinleşti ve hızlandı. Bokuto'nun kendini tutmaya çalıştığının farkındaydı. Kendini hafifçe geri çekip daralttığı dudaklarıyla emmeye devam edince sevgilisi daha fazla dayanamayıp boşaldı. O da bacaklarının arasına yayılan sıcaklığı ve ıslaklığı hissetti. Yüzü kıpkırmızı olmuş yanıyordu.

Ağzının çevresini tişörtünü çekip sildi. Ağzında kalanları yuttu, hiç iğrenç gelmediğini fark edince şaşırdı. Bokuto'ya baktı, gözleri kapalıydı, nefes nefeseydi. Bacaklarının arasından kalkıp koluna yattı.

"Bo iyi misin bebeğim?" kıkırdadı sevgilisinin hala kendine gelememiş bu haline.

"Keij" fısıldadı. "Nereden çıktı bu?"

"Yani denemek istiyordum." kızarmıştı yine yanakları.

"Müthişti." dedi dönüp dudaklarını öptü. Kendi tadını alabildiğine emindi. "Öpmemeli miyim?"

"Yoo" güldü. "Öp." biraz daha öpüştüler.

"Sen, sen hala boşalmadın." dedi Bokuto elini yavaşça sevgilisinin bacaklarının arasına uzatıyordu ki Keiji "Dur." dedi.

"N-ne?" hemen elini çekti.

"Boşaldım." diye mırıldandı, bakışları yerdeydi.

Bokuto kıkırdadı.

"Gülme aptal" dedi Keiji, karnını dürtüyor sevgilisini daha çok güldürüyordu.

"Kendine dokunmadın mı bile yani?"

"Fazla seksiydin."

Bokuto bir kahkaha attı. Sıkıca sarıldı ona.

"Bırak beni, bırak kalkacağım" dedi Keiji. Biraz utanmış suratını asmıştı

"Benim güzel sevgilim, utanma. Utanacak ne var ki." Yanaklarını, dudaklarını öpüp duruyordu. "Müthiş bir sevişmeydi en kısa zamanda sen de yaşamalısın bu hissi" kıkırdadı.

"Onun için yapmadım Bo, yani karşılığını ver diye yapmadım."

"Hayır beni bu zevkten mahrum mu bırakacaksın yani?"

Keiji güldü "Duşa gideceğim." dedi Keiji. "Çok kötü bir his."

Bokuto güldü yine "ben de gelebilir miyim?"

"Gülmeyi keseceksen gelebilirsin."

"Tatlım, kızdın mı sen bana?" Bokuto yanaklarını mıncıkladı.

"Kızmadım." dedi Keiji hafifçe güldü. "Sen mutlu ol bana yeter Bo, seni gülerken görmek bu hayattaki en harika şey."

"Bebeğim benim" kalktı Bokuto. "Atla kucağıma."

Keiji kıkırdadı sevgilisinin kucağına çıkıp kollarını bacaklarını çevresine doladı. Beraber duşa girdiler, sonra erkenden uyudular.

Continue Reading

You'll Also Like

110K 7.5K 38
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma i...
145K 9.8K 25
Her şey bir iddia üzerineydi.
31.9K 2.8K 15
Kral James Potter, ölümcül bir hastalığın pençesine düşer. Ölüm döşeğinde olan Kral, tahta geçecek oğlunu, Prens Harry Potter'ı evlendirmeye karar ve...
112K 6K 33
civciv: sarma mı yaptin gercekten __ #galatasaray 'da 1. 01.08.24 #barışalper 1. #yunusakgün 1. #millitakımlar 1. __ başlama tarihi 19.08.23 bitirm...