Heaven in Your Arms

By Buluttss

12.7K 848 593

Keiji yatılı okulda burslu okuyan bir lise öğrencisidir. Okula yeni gelen bir çocuk tüm hayatını değiştirecek... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Part 2- Bölüm 1
Part 2- Bölüm 2
Part 2- Bölüm 3
Part 2- Bölüm 4
Part 2- Bölüm 5
Part 2- Bölüm 6
Part 2- Bölüm 7
Part 2- Bölüm 8
Part 2- Bölüm 9
Part 2- Bölüm 10
Part 2- Bölüm 11
Part 2 - Bölüm 12
Part 2- Bölüm 13
Part 2- Bölüm 14
Part 2- Bölüm 15
Part 2- Bölüm 16
Part 2- Bölüm 17
Part 2- Bölüm 18
Part 2- Bölüm 19
Part 2 - Bölüm 20
Part 2 - Bölüm 21
Part 2- Bölüm 22
Part 2- Bölüm 23
Part 2- Bölüm 24
Part 2 - Bölüm 25
Part 2- Bölüm 26
Part 2 - Bölüm 27
Part 2 - Bölüm 28
Part 2 - Bölüm 29

Bölüm 10

300 28 6
By Buluttss


Keiji'nin günleri sıkıcı geçiyordu, aslında hep böyleydi şimdiye kadar hiç şikayet etmemiş sıkıcı olduğunu falan da aklına getirmemişti. Ama Bokuto'nun varlığı hayatını değiştirmişti. Onun kattığı neşe olmadan dümdüzdü günleri.

Her gün mesajlaşıyorlardı, o zamanlar aklını dağıtabiliyordu. Kendine itiraf etmekten korksa da arkadaşını özlüyordu. Ama duygularını bastırmaya çalışıyordu. Onun hislerinin ne olduğunu bilmeden bir adım atmayacaktı.

Gideli bir hafta olacaktı neredeyse. O akşam mesaj yazmamıştı. Merak ediyordu acaba evde bir sorun mu vardı. Tableti çıkarıp mesaj yazdı.

20.16 KEIJI: Naber Bo?

Cevap yoktu yarım saat olmuştu. Genelde yedi buçuk gibi yazardı ona akşamları. Misafir falan mı vardı acaba diye düşündü.

20.54 KEIJI Bo her şey yolunda mı?

21.19 BOKUTO Değil, çok kötü tartıştık

21.19 BOKUTO Keij çok kötüyüm.

21.20 KEIJI Bo ne oldu? Anlat bana

21.22 KEIJI Bo sakinleşemedin mi?

Arkadaşını araması gerekiyordu. Çok gerilmişti. Çekmecelerini karıştırdı, bir telefon kartı olacaktı bir yerde. Ortak salonda eskiden kalma bir kartlı telefon vardı. Bokuto'nun telefon numarasını bir yere not almıştı önceden. Hemen defterlerini karıştırıp buldu.

21.25 KEIJI Seni arayacağım şimdi, açabilir misin? Sakinleşmeye çalış hadi biraz

Kartı ve numarayı alıp aşağı indi. Kimse yoktu. Numarayı çevirdi, ikinci çalışta açıldı telefon. Arkadaşının fısıldayan sesini duydu "Keiji?"

"Bo?" çok ağlıyordu belli ki. "Bo ne oldu? Konuşalım hadi anlat bana."

"K-keiji." hıçkırıyordu.

"Ssh ağlama. Hadi derin bir nefes al."

"Ç-çok kötüydü, o kadın bana her gün bunu görmek zorunda mıyım dedi."

"Ah tatlım, iğrenç biri o."

"E-evet babam da o-ona değilsin tabii dedi. Sanki benden bu diye bahsetmemiş gibi. Ben de" hıçkırıklarla kesiliyor konuşması "Ben de o zaman çağırmasaydın dedim. Sonra o kadın babama kötü kötü baktı. Belli ki babam ona benim gelmek istediğimi falan söylemiş. B-babam da bana ben dönene kadar akşam yemeklerini dışarıda beraber yiyeceğimizi söyledi." devam edemedi hıçkırıklardan.

"Tamam canım, ssh sakin ol. Ben buradayım yalnız değilsin."

"Ben de sinirlendim. Tatilde evime gelip yemek için dışarı çıkmayacağım dedim. O zaman mutfakta yiyeceksin dedi o kadın da. B-ben de bu beni mutlu eder, suratına bakmaya katlanamıyorum dedim."

Akaashi şok olmuştu "Bo. Çok sinirlenmiştir baban."

"Evet önce bembeyaz oldu, sonra kalkıp bağırdı bana. Özür dile dedi. Ben de hayır dedim. S-sonra yanıma geldi. Ö-özür dile yoksa bu sefer kendini yurt dışında bir yatılı okulda bulacaksın dedi" daha çok ağlıyordu.

"Bo çok kötü olmuş tatlım."

"E-evet ben artık yanına dönmek istiyorum. O zaman özür diledim o kadından. Babam dediğini zorla yapar, biliyorsun o okula geldiğimde de öyleydi. Karısıyla bir tartışmamdan sonra göndermişti ya"

"Evet."

"Seni bir daha görememe düşüncesine, orada yalnız kalacağın düşüncesine dayanamadım."

Keiji'nin kalbi parçalanıyordu "Bak az kaldı, birkaç gün daha dayanacaksın tamam mı Bo? Biraz kendine sinirlerine hakim olacaksın. Ben seni burada bekliyor olacağım geldiğinde." arkadaşının hıçkırıkları geliyordu sadece "Sonra aylarca gitmen gerekmeyecek eve. Burada birlikte olacağız tatlım. Hadi ağlama artık, ssh ağlama."

"Keiji."

"Bak her yer kötü insanlarla dolu, burası da öyle biliyorsun ama ben de seni yalnız bırakmayacağım tamam mı? Bana ihtiyacın olduğunda hep yanında olacağım."

"T-tamam. Sen beni nereden aradın?"

"Ortak salonda kartlı bir telefon var."

"Ah bilmiyordum."

"Ararım seni bazen tamam mı? Üzülme sen. Bu kart biraz az kaldı sanırım ama alırım yenisini, sorun değil tamam mı?"

"Keiji sen bir meleksin."

Keiji kıkırdadı "Değilim. Erkenden uyumaya çalış olur mu?"

"Tamam."

"Yattın mı?"

"Yatıyorum."

"Hadi gir yorganın içine kapat ışıklarını."

"Tamam."

"Yarın her şey daha güzel olacak tamam mı? Sinirlendiğinde seni sakinleştiren bir şey düşünmeni ve yok saymanı istiyorum. Aynı burada olduğu gibi. Yapabilir misin?"

"Mhm yapabilirim."

"Tamam kapatıyorum şimdi, uyumaya çalış, uyuyamazsan bana yaz tamam mı?"

"Tamam. Keiji?"

"Efendim?"

"Teşekkür ederim iyi ki varsın."

"Sen de Bo."

Kıpkırmızı olmuştu telefonu kapadı hemen. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Çok üzülmüştü tabii arkadaşının anlattıklarına ama telefonu kapatırken söylediği sözler... Ondan başka kimseden duymamıştı böyle bir şey. Yüzünde bir gülümsemeyle gitti odasına. Bokuto'nun battaniyesine sarılıp uykuya daldı.


Bokuto hala tam olarak kendini toplayamamıştı. Keiji'nin sözlerini düşündü, seni sakinleştiren bir şey düşün demişti. Belki uyumak için de işe yarardı. Beni sakinleştiren şey... Düşündü, annesini getirdi gözlerinin önüne. Kalbi acıyla sıkıştı, hayır hayır dedi kendine. Başka hayatta bir şeyi yoktu ki tüm anıları ona acı veriyordu. Hep annesi ile yaptığı şeyler geliyordu aklına. Sonra aklından bir çift koyu mavi göz geçti. Sonra yerini arkadaşının güzel yüzüne bıraktı. O hafif ve üzgün gülümsemesi tüm zihnini kapladı. Kendi gülümsemesine engel olamadı. Onun sakinleşme aracı Keiji'ydi. Onu düşünerek uykuya daldı.

Birkaç gün sorunsuz geçmişti Bokuto için, genelde odasında kalıyor, yemeklerde mutfağa gidiyordu. O kadını görmemişti tekrar. Babası ise arada yanına uğruyordu. Sinirlenmemek için Keiji'yi düşünüyordu onunla konuşurken. Cevapları hep monotondu zaten. Hep aynı şeylerdi. Ama salı akşamı başka bir nedenle gelmişti yanına.

"Bokuto?"

"Efendim?"

"Ne zaman başlıyor okul?"

"Gelecek pazartesi."

"Anladım, Cynthia'nın ailevi bir nedeni yüzünden ben şehir dışında olacağım birkaç gün."

Cynthia babasının karısıydı. "Tamam." dedi sessizce. 

"Belki seni göremeyebilirim. Bir şeye ihtiyacın varsa şoföre söyle"

"Hayır yok, sağ ol" bir anda aklına bir fikir geldi "Şey bir şey soracağım."

"Sor."

"Sen de olmayacaksan evde, okula birkaç gün erken gidebilir miyim?"

"Nasıl yani?"

"Yani yarın falan?"

"Neden erken gitmek istiyorsun ki?"

"Yani güzel bir yer, döneme de hazırlık olmuş olur. Dersler varken yoğun oluyor. Kütüphaneye falan gitmek istiyorum."

"İstediğin gibi yap. Şoföre söyle, götürsün istediğin zaman ben haberim olduğunu yazarım ona."

"Teşekkür ederim. Size iyi seyahatler."

Babası bir şey demeden çıktı. Kalbi heyecanla çarpıyordu, yarın Keiji'ye kavuşacaktı. Sürpriz yapacaktı yarın ona.

Gece zor uyudu, çok heyecanlıydı. Ertesi sabah erkenden kalktı. Akşamdan aşçıya istediği şeyleri söylemişti.

"Günaydın." diye bağırarak girdi mutfağa.

"Bokuto senin ne zamandır böyle heyecanlı görmemiştim." dedi aşçı gülerek.

"Çok heyecanlıyım."

"Orada özel biri mi var yoksa?"

Bokuto kıkırdadı "Yoo nereden çıktı?"

"İstediğin her şey hazır canım."

"Teşekkür ederim harika görünüyor her şey." dedi sonra koşarak bahçeye çıktı. Şoföre yarım saate çıkacaklarını babasının haberi olduğunu söyledi.

Odasına koştu. Çekmecesini açtı. Artık kullanmadığı şeyleri koyduğu bir çekmeceydi burası. Eski telefonunu buldu. Annesinin öldüğü gün elinde olan telefondu bu. Sonrasında o günü hatırlatmıştı ona, sonra kullanmamış yeni bir telefon almıştı. Açıp içindeki her şeyi yeniledi, her şeyi sildi fabrika ayarlarına döndürüp. Giderken de bir hat alacaktı. Umarım kabul eder dedi içinden. Ona vermek istediği bir sürü şey vardı. Ama kabul etmeyeceğini, kendini rahatsız hissedeceğini biliyordu. Bu yüzden kendini durdurdu. Yine de iki tane pspsini attı sırt çantasına oynayabilirlerdi beraber. Onun seveceğini düşündüğü kitaplar vardı, onları koydu. Uzun zamandır kullanmadığı annesinin hediyesi olan fotoğraf makinesini koydu çantasına. Bildiği gizli yerlere gittiklerinde fotoğraf çekebilirlerdi. Birkaç oyun kartı aldı sonra. şöyle bir etrafına bakındı hazırdı.

Yolda bir yerde durup telefon için hat aldı. Önden faturası ödenen paketlerden seçip ödemesini yaptı. Keiji'nin zor durumda kalmasını istemiyordu, belki ona kızacaktı ama umarım kabul eder diye geçirdi aklından.

Uyandığında günaydın mesajı yazmıştı ona ama tekrar yazdı. Odaya girdiğinde müsait olduğunu bilmesi gerekiyordu. Gelmesine yarım saat kala yazdı.

11.12 BOKUTO Naber? Napıyorsun?

11.13 KEIJI Odadayım kitap okuyorum.

11.14 BOKUTO Dışarı çıkmadın mı?

11.16 KEIJI Hayır çok soğuk bugün. Kar yağmış çok. Sen napıyosun?

Bokuto kıkırdadı.

11.17 BOKUTO Hiçbir şey, öyle oturuyorum. Gelmek için sabırsızlanıyorum

11.18 KEIJI Az kaldı merak etme

11.18 BOKUTO Evet kesinlikle :D

11.19 BOKUTO Ne kitabı okuyorsun?

11.21 KEIJI Alice Harikalar Diyarında

11.23 BOKUTO Küçükken okumuştum

11.24 KEIJI Ben de :D tekrar okuyorum, şu an çok farklı geliyor tabii

Kitap hakkında bir şeyler yazıyordu ama Bokuto heyecandan bırakmıştı telefonu bir kenara cam kenarında oturuyor olmamasını diledi okulun bahçesine girerken. Şoföre gelmemesini söyleyip eşyalarını alıp yatakhaneye çıktı.

Kapının önündeydi kalbi deli gibi çarpıyordu, saçmalama dedi kendi kendine, sakin ol biraz. Sonra elindekileri yere bırakıp kapıyı çaldı. İçeriden birinin kalktığını görünce kapı kolunu çevirdi kilitli değildi. Keiji karşısındaydı.

"BO? N-nasıl yani?"

"Keiji" koşup sarıldı ona. Arkadaşının kolları da onun çevresindeydi. "Keiji çok özledim seni"

"Ama, a-ama? Evdeydin."

"Sürpriz yaptım sana işte." geri çekildi. Şaşkın yüzüne baktı "Sevinmedin mi?"

"Sevindim." sarıldı tekrar. "Bir sorun mu oldu neden geldin kavga mı ettiniz yine?" tekrar geri çekilince sordu.

"Hayır hayır, babam şehir dışına gidecekmiş, o kadınla. Ben de okula gitsem olur mu dedim. Ne istersen yap dedi bana işte." güldü. "Ben de yanına gelmek istedim." gülümsedi. "Şu eşyaları alayım. Sana harika şeyler getirdim."

"Neden zahmet ediyorsun?"

"Hayır zahmet falan değil. Şunları dolaba koyalım. Kahve var mı?" Makineye baktı, fişi çekilmişti.

"Ah hayır, yaparım hemen"

Bokuto gözlerini kısıp ona baktı. "Ben yokken kullanmadın mı yoksa bir şey?"

Keiji cevap vermedi.

"Keiji ama neden böyle yapıyorsun ki?" içini çekti. "Biz en iyi arkadaş değil miyiz?"

"Yine de senin eşyaların."

"Ama bu yaptığımız paylaşmak olmuyor." dudağını sarkıtıp suratını astı.

"Çünkü benim verecek hiçbir şeyim yok" sesi biraz sinirliydi. Bokuto üzgün olduğunun farkındaydı. Yanına yürüdü hafifçe çenesinden tutup kaldırdı başını.

"Keiji, durum tam tersi olsaydı diyelim, benim sana verecek bir şeyim olmasaydı, ki senin bana verdiğin arkadaşlığın değeri maddi hiçbir şeyle ölçülemez, ne yapardın hmm? Benden bir beklentin mi olurdu yani?"

"H-hayır olmazdı tabii ki."

"Peki benim de beklentim olmadığına neden inanmıyorsun?"

Keiji cevap vermedi.

"Bak biliyorum" yanağını okşuyordu hafifçe. "Biliyorum insanlar çok üzdü seni, hayal kırıklığına uğrattı. Ama söz veriyorum ben öyle değilim. Artık yalnız değilsin. Senin arkadaşlığın benim için her şeyden değerli. Böyle basit şeyleri sorun etmeyelim tamam mı?"

"Tamam." gözleri dolmuştu.

"Hem" Bokuto kıkırdadı "battaniyemi kullanmaktan hiç çekinmemişsin." Arkadaşının yatağındaydı battaniyesi.

Arkadaşı kıpkırmızı olmuştu "Bo!" tiz bir sesle bağırdı.

"Gel buraya" dedi Bokuto tekrar kolları arasına çekti onu. "Ev cehennem gibiydi Keiji, resmen cennete gelmiş gibiyim"

Continue Reading

You'll Also Like

77.6K 6.4K 23
utku: olum bu karşı takımdaki rüzgar bana dayayıp duruyor babam gelecek lan maça ekin: lan irem erkekmiş erkek kuzey: güney bana yol verdi ya cemal:...
16.4K 1.3K 11
"Sen benimsin Eddie." veya Tarihin en ünlü kötüleri Venom ve Eddie'nin çocuğunu ziyaret ederler.
2.7K 204 7
anılHarmony_: Gökyüzünün yansımasıydı mavi deniz Sevgim ise kalbimin yansıması Yansıtamadığım şeyler ise Aldığım yaralardı Mr.potatoesman: Oysa yara...
1M 100K 40
Barış: duyduğuma göre falcıymışsın Dorian: kahve falı 60 TL el falı 30 TL tarot 50 TL full paket 120 TL Barış: oha niye bu kadar pahalı? Dorian: öğ...