Tics | Taekook

By trenakook

160K 14K 8.6K

Tourette sendromlu Jungkook Seuldeki yeni okuluna başlar... ⚠️Tourette syndrome Texting | düz yazı 012921 More

1: Tikler
2: Eş
3: Tourette
4: Ev
5: NJ
6: Basketbol
7: Kayıp Tavşan
8: Katıl
9: Düşüncelerin sesi notalar♪
10: Yemek
11: Ve Bu Hoşuma Gitti
12: Çiçek Çocuk
13: Nöbet
14: Fragman
15: Yemek Savaşı
16: En Kötü Halimde
17: Uyanma vakti
18: Ey manzarî...
19: Vivien Kim?

20: Kaç benimle

4.4K 372 113
By trenakook

Aaa biz geldik özledim sizi😛

Tics'in seyiri istediğim gibi gitmiyordu, daha doğrusu istediğimden daha depresif bir halde gittiğini farkettim ve bu bölümle o depresifliği bir kenara atıp taekooka odaklanmaya çalıştım umarım başarmışımdır.

Sizi seviyorum yorumlarınızı eksik etmeyin olur mu🤭

AY Bİ DE 70BİN OLMUŞ TICS ŞİMDİ FARKETTİM GÖZLERİMDEN AKAN ŞEY DE NE BÖYLE😭😭😭😭💋💋💖💖

Bölümün ilk yarısını ilk şarkıya diğer yarısını diğeriyle okursanız çok güzel olur✊


BTS - Stay

Carly Rae Jepsen - Run Away With Me

İyi okumalar💖

-

ma fleur🌸
Vivi 👉👈
Nerdesin
👉👉👉👉🫀👈👈👈👈
Pist
Yakisikli
Bi baksana
İletildi (03.20)

İnternetin mi bitti acaba🤔
Gerçi mesaj iletildi🧐
Bir sey olmus olabilir mi😳
İletildi(03.22)

2 cevapsız çağrı

Vivi korkmaya başlıyorum
Bir anda çıktın gittin zaten okuldan
Offff
İletildi(03.25)

Huhuuuuu
3 diyince cevap ver tamam mı?
3
Ya viviii
Pekala evine geliyorum.
İletildi(03.30)

Evde yoksun
nerdesin vivi
(İletildi 04.09)

Yanında olmak istiyorum
(İletildi)

Biri bir şey mi söyledi?
Yoksa
Umarım öyle bir şey olmamıştır
Keşke gelip seninle origami yapsaydım
Ama müdür beni çağırmıştı😖
Viiiiviiiii
V
İ
V
İ

Vivi😝
Merak etme iyiyim
Yani sanırım
Hava almak istedim biraz
Bizim yerimizdeyim

ma fleur🌸
Beni korkuttun
Geliyorum

Vivi😝
Gel bebeğim

-

Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Tanrım lütfen bunu bana çok görme. Mutlu olmak istiyorum...

Sözün bittiği yerdeydim artık. Hayatım boyunca istediğim tek şey birazcık mutluluktu. "Taehyung, işte bir şans! Jungkook ile mutlu olacaksın." dediğim anda karşımdaki engellerle bakışmaya başlıyordum.

Annem ve o kız hayatımın belli başlı bölümlerinde bana yeterince eziyet etmişti zaten. Gerçi son bulmuşta değildi ama en azından eskisi kadar umursamıyordum onları.

Mükemmel bir çocuk, kusursuz bir icon. Hayır. Olmaya mahkum bırakıldığım kişilik, Fanetta André'nin altın oranlara sahip oğlu. Vivien Taehyung Kim.

Hepsi saçmalık.

Kaderimin yazılı olduğu defteri alıp son 21 sayfası dışında hepsini yırtabilsem ne kadar güzel olurdu.

"Vivi."

"Kook."

Hayatıma acınası bir şey olarak bakardım her zaman fakat artık hayatım karşımdaki bir çift gözün sahibiyken acınasılık çok uzak bir kavramdı.

Bir anda çekilmiştim ona doğru. Bir kasırganın içinde bir oraya bir buraya savrulurken onu gördüğüm anda Güneş açmıştı sanki. Kalbinin güzelliğini görüyordum hüzün barındıran gözlerinde ve diyordum ki boşver her şeyi, sil gitsin. Her şey gider o kalır.

Biliyorum, her zaman kalırsın.

Sadece varlığıyla bile kötü düşüncelerimi defetmişti aklımdan. O gelmeden önce düşündüğüm şeyleri bile unutmuştum.

"Otursana."

O gün olduğu gibi yanımdaki boş salıncağa oturdu. Bir süre sessiz kaldık. Başını zincirlere yaslamış bana bakıyordu. Bu sefer sıra bendeydi, kendini açma sırası. Anlatacağım şeyler kalbimdeki yaraların hançeriydi ve ben artık beni iyileştirecek birine içimi açmaya hazırdım. Bunları o iğrenç insanların çarpıtmalarıyla duymasını istemiyordum.

"Bir çocuk varmış, annesinin hırsları yüzünden çocukluğunu yaşayamamış bir çocuk. Arkadaşlarıyla oyun oynamak yerine setten sete, galadan galaya sürüklenen bir çocuk. Medya için doğmuş, manevi bir değeri olmayan bir çocuk. Sonra o çocuk büyümüş biraz. Bir kızla tanışmış, güvenmiş ona. Annesinin her hayır diyişine inat kaçıp eğlendiği bir kızmış bu. Birlikte bir sürü eğlenceli şeyler yapmışlar. En yakın arkadaşı olmuş o kız. Yine evden kaçıp arkadaşının evine gittiği bir gün hayatı ikinci defa kararmış. En yakın arkadaşı onu arkadaş olarak görümüyormuş meğersem. Arkadaşını üzmemek için kibarca reddetmeye çalışmış... Orada kötü şeyler yaşanmış. Reddedilmeyi yediremeyen kız çocuğa iftira atmış, beni öpmeye çalıştı, üzerime geldi diye halbuki bunları çocuğa yapan kendisiymiş. Kimse inanmamış çocuğa, annesi bile. Annesi kızla bir anlaşma yapmış medyanın diline düşmemek için. Kızın sevgilisi gibi davranacakmış çocuk. Bir yıl sürmüş bu, sonra ise bıkmış çocuk. Geçmiş annesinin karşısına, ilk defa kendinden emin bir şekilde konuşmuş. Şöhretine düşkün annesi bir son vermiş buna. Tabii bunun bir karşılığı da varmış... Bir süre sessizce hayatına devam eden çocuğun karşısına biri çıkmış. Adı da Jeon Jungkookmuş. İçini ısıtmış Jungkook çocuğun. Belki o da gider diye korkmuş ama sonra göz göze gelmiş Jungkookla, öyle bir güven aşılamış ki Jeon, yaşadığını hissetmiş. Sevilmek ne demek öğrenmiş..."

"Tae..."

Anlattıklarımın ağırlığını yaşarken o salıncaktan kalkıp karşıma geçmişti.

Deja vu.

Bileklerimden tutup ayağa kaldırdı, sardı kollarını boynuma.

Sessizce bir büyü yapıyorum, her zamankinden daha parlayan yıldızlar. Şu anda ne zaman ve nerede olursak olalım, nerede olursan ol. Biliyorum, her zaman kalırsın.

"Sana anlatacaklarını söylediler ama başkalarından değil benden duy istedim Kook. Diğerlerinin bana baktığı gibi baksaydın sen de, kaldıramazdım."

"Sana olan bakışlarım her daim sevgiyle dolu olacak..."

"...Ha belki birde şehvet?" Ortamı yumuşatmak için söylediği şeyle gülümsedim.

"Eylüle 4 ay var diye biliyorum henüz 17 yaşındasınız."

"Aralık doğumlusun sen sus."

"Seni seviyorum."

"Ben de seni- Peralta that's enough!"

Jungticler, tatlı kıkırdamalar...

"Seviyorum."

Uzun bir süre sıkı sıkı sarıldık birbirimize. Sakin bir şarkı açıp olduğumuz yerde yavaşça sallanmaya başladığımızda tek ihtiyacım buydu sanki; biraz müzik, sevgi ve Jeon Jungkook.

Hold me close and hold me fast
Beni sımsıkı ve hızlı tut

This magic spell you cast
Yaptığın sihirli büyü

This is la vie en rose
Bu pembe bir hayat

When you kiss me heaven sighs
Beni öptüğün zaman cennet iç çeker

And though I close my eyes
Ve gözlerimi kapattığım halde

I see la vie en rose
Pembe bir hayat görürüm

When you press me to your heart
Beni kalbine bastırdığında

I'm in a world apart
Ayrı bir dünyadayım 

Bir yandan şarkıya eşlik ediyor bir yandan da olduğumuz yerde sallanmaya devam ediyorduk.

"Jeongguk."

"Vivien."

Sustum. Onunlayken kelimelere ihtiyacım yoktu çünkü. Ben ona bakarım, o beni anlar; adını söylerim, o beni anlar; öylece dururum, o beni yine anlar. O beni hep anlar.

"Kaç benimle. Bugün bizim günümüz olsun, sabaha kadar boş sokaklarda gezelim, ellerimiz hiç ayrılmasın, seni en sevdiğim manzaraya karşı gülüşünden öpeyim sevgilim, düşünmeyelim, sadece sen ve ben."

Bebeğim beni o hisse götür, bırak kanım tersine doğru aksın, bildiğim tek harfler seninkiler olsun, dokunduğum tek ten sen ol; senin sessiz günahın olayım, sonsuza kadar sakla beni. Güneş yerini aya bıraktığında kulağıma fısılda adımı ve işte o an tek melodimiz aynı anda atan kalplerimiz olsun. Bırak kendimi sende bulayım, birlikte tanıyalım beni. Kaç benimle; belki bir sahile belki de bir ormana, senin olduğun bir yere, kaç benimle. 

Cevap vermedi, hayır sözlü bir cevap vermedi zira benimkilere bastırdığı kirazları beni gülümseten türden bir cevaptı. Alt dudağımı kavradığı anda omuzlarındaki ellerim saçlarına çıktı, hafifçe çekiştirdim ipeksi tutamları. Bunu daha sık yapacağımı geçirdim aklımdan. İşte şimdi tam olarak biz oluyorduk ve bu his beni hiç olmadığım kadar mutlu ediyordu. Bütün yalınlığıyla öptü beni, bende tüm benliğimle karşılık verdim. Dilinin dokunuşlarını hissettiğimde dudaklarımı aralayıp onu kendine davet ettim, belimdeki elleri daha da sıkılaştı. Nefessiz kaldığımızı hissettiğimizde ayrıldık yavaşça. Alnını alnıma dayadı, hızlı nefesler alıyordu.

"Seninle her yere gelirim sevgilim. İster dünyanın diğer bir ucuna ister o güzel kalbini kıran geçmişine, her yere."

Yıldızları içinde barındıran gözlerine bakıp elini tuttum. Doğanın ele geçirdiği parktan koşarak çıktık. Kaç sokak boyunca el ele yürüdük saymadım. O bana anılarını anlattı ben dinledim, bir şarkı mırıldandı eşlik ettim. Saatler birbirini kovalarken yağmur bastırdı birden, kaçmadık, beraber ıslandık. Saçları arasından damlalar düşerken su birikintilerinin içine zıpladık, bizden aldıkları çocukluğumuzu beraber yaşadık. Bana eskiden tiklerini nasıl tuttuğunu anlattı, her bir tikinde ona bir öpücük vereceğimi söyledim bende. Bunu söyledikten sonra artan tikleri beni güldürdü.

Gecenin geç saatlerine doğru bir tepeye çıkmış, aldığımız atıştırmalıkları yerken deniz manzarasına karşı oturuyorduk. Jungkook başını omzuma yaslamıştı, bense tek elimle saçlarını okşuyordum.

"Küçükken gelecekteki halimi düşlerdim ama sadece on yediye kadar. On yedi yaşımdan sonrası karanlık gibi gelirdi, sanki bir güç gelip beni dünyadan alacak gibi ilerisi yoktu hiç. Hiçbir zaman yaşadığımı hissetmedim, ölümden döndüğümde bile... Bana bir şey yaptın Vivi ve ben şu an yaşadığımı hissediyorum. On yedi yaşımdan sonrasını aydınlatan ışığımı yaktın sanki. Hayır, hayır... Sen o ışığın ta kendisisin."

İtirafıyla saçlarının kokusunu içime çekip küçük bir buse kondurdum.

"Asla yalnız yürümeyeceksin Kook."

Sabaha karşı benim evime giderkenki gibi, sana verdiğim kıyafetlerin içinde uyumak için beni beklediğin gibi, kocaman yatakta tek bir yastıkla uyuduğumuz gibi sevgilim, asla yalnız olmayacaksın, olmayacağız.

-

Taehyk

Taehyk
Run away with me🌃

Kookje.on 💜

Bu gönderideki yorumlar sınırlandırıldı.

-

BANGTANTV bir video paylaştı!

Jungkook , V - You Never Walk Alone

-

Mutlu mutlu güzel yıllar hepinize💖

-110122R-

Continue Reading

You'll Also Like

25.7K 1.8K 61
-TAMAMLANDI- Rusça bir kelime olan "Odnoliub". Hayatı boyunca tek bir kişiyi sevmiş olan, aşkı bir kere tatmış, kalbini sevdiğine açmış olan kişiye d...
37K 1.5K 17
Alaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kız...
44.7K 4.2K 37
barış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.
169K 9.1K 59
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..