Finally I'm back 🙃
29 Ekim tatil olunca bende ufak bir geziye çıktım kusura bakmayın 🙈
Şimdi yeni bölümle karşınızdayım.
Umarım hoşunuza gider 😇
Bende "Hush Hush"serisini okumaya devam ediyorum ✌🏻 basit ve akıcı bir seri tavsiye ederim 👀
Playlist: Sales - Chinese New Year 🎶
🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚
"Nasıl icabına baktın yani anlamadım?" diye sordu Eda.
"Restoran sahibini uzun süredir tanıyorum. Devamlı olarak gittiğim bir yer. Benim sayemde buranın gözde mekanlarından oldu. Hatırlı müşterisi sayılırım yani. Görüntüleri silmelerini rica etmem yetti, Emir'e kamera kayıtlarını veren kişi de işten atıldı bu arada. Müşteri gizliliği ihlal ettiği için yönetim işine son verdi. Hiç kimse bir başkasının görüntülerini alıp ondan habersiz paylaşamaz. Emir'e gelince... o da bana kalsın." diye cevap verdi Ateş.
"Emir'in başına bir iş mi geldi?" diyerek sorgulayan gözlerle baktı Eda, gözlerindeki endişe ile karışık korkuyu Ateş hissetmişti.
"Beni ne sanıyorsun Eda? Dilini koparıp köpeklere yem ettiğimi falan mı düşünüyorsun yoksa?"
"Dilini kopardığını düşünmüyorum..."
"Köpeklere yem ettiğimi düşünüyorsun yani... Çok film izliyorsun küçük sevgilim." diyerek kahkaha attı Ateş.
"Ateş ciddiyim.. Emir'e ne oldu?"
"Emir'in babasının avukat olduğunu hatırlıyorsun dimi? Benimde yıllardır dostum olur... Oğlunun yaptığı şeyi öğrenmesini sağladım sadece. Neyi kast ettiğimi anladın sanırım. Odana girip seni zorla öpmeye çalışmıştı.Nitelikli cinsel taciz suçuna girer bu..."
O anlar aklına gelince Eda kendini kötü hissetti ve Emir'e karşı içinde öfke ve iğrenme refleksi oluştu.
"Görüntülerimizi yasa dışı bir şekilde ele geçirdi. İkimize de şantaj yaptı.En azından yapmaya çalıştı. Babası avukat olduğu için bunun ne anlama geldiğini iyi biliyor, oğlunun ne kadar ceza alacağını biliyor demek istiyorum. Özellikle İtalyan yasaları bu konuda çok sert. Eğer konunun üzerine gidersem Emiri 10 yıldan önce göremeyecekti. Hem bana bir iyilik borcu vardı. Kullanmak için daha iyi bir fırsat göremedim."
"İyilik borcu mu?" diye sordu Eda meraklı bir şekilde.
"Evet.. hayatta herkesin sırları vardır minik çiçeğim. Yıllar önce bir konuda yardımcı olmuştum. Borcunu ödemesi kaçınılmazdı."
"Belki de köpeklere yem etsen daha az zahmete girerdin."
"Belki de.." derken Ateş'in yüzünde hafif bir gülümseme vardı. "Bu sorunu hallettiğimize göre sana bi sürprizim var aşkım, yarın akşam seni bir yere götürmek istiyorum, Merve ile beraber ikinizi yani?"
"Yarın akşam mı?" diye sordu Eda.
"Evet.. Bişey mi oldu?"
Eda dürüstçe "Ateş yarın için benim planlarım var aslında, sana söyleyecektim ama fırsatım olmadı. Selim ile dışarı çıkacağız. " dedi.
"Selim mi? Şu sabah gelen çocuk hani?" Ateş bu soruyu sorarken bozulmamış gibi davranmaya çalışıyordu. "Eski sevgilin olan kişiden bahsediyoruz dimi?"
"Evet ama mecbur kaldığım için gidiyorum, aramızda bişey yok tabiki."
Ateş "Eda bişey olmayı geç, ikinizin 'arası' diye bişey olamaz zaten." dedi düşmanca bir ses tonuyla.
Duyduğu cümle karşısında Eda'nın dudakları kıvrıldı ve gülümsemesine engel olamadı. "Kıskanmış gibisin.." diyerek Ateş'in öfkesini daha çok körüklemişti, halbuki Ateş biraz dikkat etse Eda'nın sesinden şefkat tınısını yakalayabilirdi. Onun yerine "Saçmalıyorsun." diyerek konuyu kapatmayı tercih etti. Ama sinirden içi yanıyordu.
***
Tüm öfkesini bir yana koyarak "Buraya gel aşkım..." diye erkeksi sesi ile emretti kanepeye otururken. Eda, erkeğine itaat ederek onun yanına gitti ve Ateş'in bakışlarını takip ederek nereye oturması gerektiğini anladı.
Ateş, Edayı bacaklarının üzerine yerleştirdi. Şimdi ikisinin yüzü de birbirine dönüktü. Ateş ellerini Eda'nın kalçasına yerleştirip dolgun poposunu avuçlamaya başladı. Onu avuçlarken dişiyle dudaklarını ısırıyordu. Eda ise kollarını Ateş'in boynuna dolamıştı. Zarif parmakları ile Ateş'in boynuna ve saçlarına dokundukça, Ateş iç geçiriyordu. Böylesine basit bir hareket nedeniyle hiç bu kadar güçlü bir duygu hissetmemişti. İkisinin de kalp atışları hızlanmış, soluk alış verişleri değişmişti. Eda ıslak dilini Ateş'in boynunda gezdirdikçe Ateş boğuk ve vahşi bir sesle hırlıyordu.
Eda'nın bu hareketinden sonra Ateş "Seni yalayıp yutacağım tatlım." diyerek Eda'yı temin etti.
Eda'nın meraklı dokunuşları Ateşi öldürüyordu. Hayatı boyunca genç kızın baştan çıkarıcı ve ayrıntılı keşfi kadar hiç birşey ona böylesine zevk vermemişti. Kimseyi ve hiç bir şeyi bu kadar çok arzulamamıştı. Ateş'i en çok etkileyen şey Eda'nın parmaklarının yumuşaklığı ve dokunuşlarıydı.
Yüksek sesle "Sen benim ışığımsın.." dedi Ateş, eli Eda'nın saçları arasından boynuna kayarak onu kendisine çekerken. Eda dudaklarını araladı kendisine sunulan öpücüğü kabul etmek için. Ateş'in dudaklarının dokunuşuna kendisini bırakarak onu dudaklarının, dilinin ve arzuyla yanan hislerinin derinliklerine çekti.
Genç kızın bu istekli hali Ateşi daha çok mest ediyordu. Eda'nın onu istemesi ve arzulaması Ateşin erkekliği sertleştiriyordu. Islak ve sıcak dilleri birbirine değdikçe Ateş'in içinde fırtınalar kopuyor bir an önce Eda'nın içine girmek istiyordu.
Eda için de durum farksız sayılmazdı. Ateş her fırsatta erkekliğini hissettiriyor, ona sahip olduğunu ve olacağını Eda'nın anlamasını sağlıyordu. Öpüşmeye devam ederken Ateş'in elleri genç kızın vücudunu ezberlemeye çalışıyor gibi Eda'nın tüm bedeninde geziniyordu.
Ateş Eda'nın üzerindeki bluzu indirerek göğüslerinin ortaya çıkmasını sağladı. Erkeğinin aç gözlü bakışlarına maruz kaldığı için Eda'nın göğüs uçları sertleşmişti.
Ateş "Bana karşı bu kadar duyarlı olman beni heyecanlandırıyor aşkım. Üstelik bu renk.." diyerek elini uzattı ve onun göğüslerinin koyu renkli uçlarını önce parmak uçlarıyla, sonra da dudaklarının ve nefesinin nazik dokunuşlarıyla okşadı. Ateş'in onu emmesi Eda'nın inlemesine sebep oluyordu.
Eda inledikçe, Ateş'in erkekliğini bacaklarının arasında daha çok hissetmeye başladı. Hissettikçe Eda kendini Ateşe daha da çok bastırdı. Erkekliğinin üzerindeki bu baskı ile Ateş arzularına yenik düşüyordu.
Eda sırılsıklam olmuştu. Üzeri çıplak olmasına rağmen altında kot pantolonu vardı ve ıslaklığı kot pantolonuna kadar geçmişti.
Ateş Edayı ayağa kaldırarak dudaklarından aşağıya doğru öperek indi. Boynunun tadına baktı önce, sonra göğüslerinin. Pantolonunu yavaşça aşağı sıyırarak sadece iç çamaşırı ile kalmasını sağladı. Edanın pantolonuna kadar ıslandığını görünce memnuniyet duydu. Acele etmiyor anın tadını çıkarıyordu Ateş.
Eda ise elini Ateş'in pantolonuna getirerek sertleşmiş erkekliği üzerinde gezdiriyordu. Ateş, Eda'ya yardım etmek istercesine kendi pantolonunu çıkardı ve erkekliğini Eda'nın avucuna verdi. Eda onu sıvazlarken Ateş parmaklarını genç kızın bacaklarının arasında gezdiriyordu. Eda'nın ıslanmış hali ona keyif vermişti. Edanın külotunu indirerek, yakıcı sıcaklıktaki parmaklarını kadınlığının merkezine götürdü.
İkiside birbirini tatmin ederken vücutları sırılsıklam olmuştu. Ateş'in parmakları Eda'nın ıslaklığında kayarken, Eda'nın eli ise Ateşin sertleşen erkekliğini okşuyordu. Genç kızın nefesi kısa ve hızlı iniltiler ile çıkıyor, hemen ardından tiz çığlıklara dönüşüyordu.
Ateş daha sonra elini yukarı çıkararak cesur dokunuşlar ile göğüslerine dokundu. Eda'nın havada duran göğüs uçlarını ovaladı ve hafifçe çekti.
Eda'nın eli bir aşağı bir yukarı gitmeye devam ederken, Ateş bir an önce rahatlamak istercesine şişen ve zonklayan ereksiyonunun sımsıcak olduğunu farketti ve onu Eda'nın bedeninin derinliklerinde hissetme ihtiyacı hissetti. Bu ihtiyaç onu içten sımsıkı bir el gibi yakaladı.
Ateş önünde duran dayanılmaz güzellikteki kadınına bakarken içindeki arzunun kuvveti onu bitirdi.
Eda tahrik olmuş bir şekilde ve iç geçirerek "Seni bekliyorum sevgilim." diye erkeğine seslendi.
Bu sözün üzerine Ateş tekrar kanepeye oturup Edayı bileğinden tutup kendine doğru çekti. Eda bedenindeki en hassas erojen bölgesini Ateş'in erkekliğine sürtmeye başladı. Sürtünme ile bütün sinir uçlarının uyarıldığını hissetti ve daha fazla dayanamayarak, Ateşin erkekliğini içine aldı. Onu içinde hissettiği an "Ah.." diyerek inledi. Bu tarif edilemez bir duyguydu.
Eda, onun erkekliğinin üzerinde gidip geldikçe bedeni zevk içinde kasılıyordu. Ateş bir eli ile Eda'nın beline sarılmış diğer eli ile göğüs ucunu sıkıyordu. Eda tahrik oldukça ve zevk aldıkça hızlanıyor, Ateş'in üzerinde inleyerek zıplamaya devam ediyordu.
"Sen benimsin Eda. Yalnızca benim." dediğinde Ateş'in sahiplenme duygusu en üst seviyedeydi. Kendini Eda'nın içinde kaybederken, Eda'nın başka bir erkekle olmasını düşünmek bile istemiyordu. Selim ile görüşeceğini düşününce sinirden çıldırdı. Eda ona aitti. Onun kadınıydı ve her zaman öyle kalacaktı.
Eda ise her şeyin farkındaydı. Ateş bugün onunla sevişirken daha tutkuluydu, daha istekli.. Onu şehvetle öpüyordu. Kalçalarını sıkarken daha sert sıkıyordu. Göğüs uçlarını emerken daha vahşi davranıyordu. Canını acıtmıyordu ama tüm benliği ile ona ait olduğunu ve Edayı kimsenin ondan kopartamayacağını genç kıza hissettiriyordu.
Eda onun üzerinde zıplarken, Ateş aniden onu belinden tutup üzerinden çekerek koltuğa yatırdı. Bacaklarını ayırarak ereksiyonunu tekrar Eda'nın içine yerleştirdi. Şimdi tümüyle Eda'nın içindeydi. Aşağı yukarı gidip gelmeye devam ederken genç kızın içinde daha sert bir şekilde hareket ediyordu. Kıskançlık Ateşi kasıp kavurmuştu ama bu esnada Edayı zevkten uçuruyordu.
Ateş ve Eda ritmini bulmuştu artık. İkiside birbiri ile ahenk içinde dans ediyorlardı sanki. Ateş, Eda'nın içinde gidiş gelişini hızlandırıp şiddetini biraz daha arttırdı. Ve sonunda Eda dayanamayarak patladı. Ateş, genç kızın içindeki o mükemmel tonu bulmuştu. Edanın vücudu zevk içinde kasılırken, Ateş'in bedeninin altında titriyordu.
Edanın içinden çıkan sıcaklık dalgası Ateşi de yakmıştı. Genç kız altında kıvranırken, Ateş aşağı yukarı gitmeye devam etti. Eda gözlerini kapatmış aldığı hazzın tadını çıkarırken, Ateş ise kadının içinde yeniden doğuyordu sanki. O da doruk noktasına ulaştığında kendini serbest bıraktı ve orgazmın tadına vardı. Eda bacaklarından akan Ateş'in sıcak sıvısı ile dolmuştu. "İşte bu!" diyerek fısıldadı kulağına. "İşte bu sevgilim.."
İkisi de yaşadıkları bu ateşli gecenin verdiği haz ile tatmin olmuşlardı. Ateş'in içini kemiren küçük kıskançlık krizine rağmen, Eda'ya sahip olmanın verdiği galibiyet hissi erkeklik gururunu okşamıştı.
Nefes nefese kalmış yatarlarken Ateş "İtiraf etmeliyim her seferinde kendini aşıyorsun minik çiçeğim." dedi Eda'nın erotik ve ateşli davranışlarını kast ederek.
Eda "Hımm o zaman bide şunu gör" diyerek kendini tekrar Ateş'in üzerine attı. Ateş'in erkekliğini avuçlarken kulak memesini emiyordu. Sıcak nefesi Ateş'in boynunu yaladıkça, erkekliğinin tekrar hareketlenmesine sebep oldu.
"Beni öldüreceksin.." derken Ateş'in sesinde yorgunluk değil keyif vardı.
Eda "Seni tekrar istiyorum Ateş. Henüz doyamadım." diye konuşmasına devam ettiğinde Ateş "Bu gece ne istiyorsan yapabiliriz minik çiçeğim..." cevabını verdi.
O gece yine aynı şehvet, istek ve heyecanla tekrar birlikte oldular sanki ilk kez yapıyorlarmış gibi ikisi de arzu doluydu.
***
Eda, usulca eve gitmek için kış bahçesinden ayrıldı. Parmak ucunda yürüyerek yukarı çıktı, tam odasına girerken Merve'nin kapısının aralandığını fark etti. Odadan çıkan kişiyi görünce Eda gözlerine inanamadı. Merve'nin odasından çıkan kişi Antonio'ydu. Onları havaalanından alan, her yere götürüp gezdiren, sürekli yakınlarında olan şöför Antonio.
Eda bunu nasıl anlayamamıştı? Burnunun dibindeki ilişkiyi keşfedememişti bunca zaman. Ne kadar süredir devam ediyorlardı acaba? Gerçi kendisi de gizli bir ilişki içerisindeydi, başkaları tarafından bilinmesini istemezse bilinmezdi diye düşündü.
Merve kapısını kapatırken Eda gülerek "Yakalandın!!!" diye kendini öne attı. Merve korkuyla "Hiiiiiiiiiiiih!" diyerek irkildi. "Sen miydin? Ödüm patladı kızım ya! Şşşş sessiz ol babam uyanacak" diye devam etti babasının odada olmadığından habersiz. Eda da bozuntuya vermedi.
"Antonio ha! Vay be.. zevkine hayran kaldım." diyerek göz kırptı Eda. Antonio uzun saçlı, oldukça atletik ve yakışıklı bir İtalyan erkeğiydi.
Merve "Sen uyumadın mı niye ayaktasın?" diyerek konuyu geçiştirmeye ve ilgiliyi kendi üzerinden çekmeye uğraştı.
"Su içmek için kalkmıştım." diye yalan söyledi Eda. "İyi ki de kalkmışım yoksa sizi yakalayamazdım." diyerek güldü.
Merve utangaç bir tavırla -ki genelde hiç bi şeyden utanmazdı- saçını kulağının arkasına götürdü. Eda ısrarla "Detaylar.." derken bile mahcup tavrını sürdürüyordu.
"Tamam Edoşum hadi git yat, yarın anlatırım." diyerek Edayı kendi odasına gönderdi. Eda gitmeden hala "Vay bee" diye söyleniyordu şaşkın bir şekilde. Eda gidince Merve de mutlulukla yatağına döndü. Yakalanmanın verdiği utanma ile karışık rahatlama hissediyordu. Bu mutlulukta Antonio'nun payı da azımsanamayacak kadar çoktu.
Tüm bunlar olurken ikisinin de farketmediği bişey vardı. Ateş kış bahçesinden dönerken Antonio'nun evden çıktığını görmüştü. Eda ve Merve'nin konuşmalarına kulak misafiri olmuş, bir süredir devam eden bu durumu ve Antonio'nun bu gece kızının odasında ne yaptığını öğrenmişti.
Ateş ellerini belinin iki yanına koyarak düşünceli bir şekilde iç geçirdi.
🐒🐒🐒🐒🐒 BÖLÜM SONU 🐒🐒🐒🐒🐒