ATEŞ (Arkadaşımın Babası)

By CelineWish

1.2M 16.1K 1.9K

Ateş'in eli Eda'nın omzundan aşağı bel oyuntusuna kaydı. Eda'nın içi titremişti. Adamın çekiciliği karşısında... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 19.5
Bölüm 20 (FİNAL)

Bölüm 10

52K 638 26
By CelineWish

Herkese merhaba bölüm resmen diyaloglardan oluşuyor 😅
Hızlı yazmaya çalıştım bakalım.. daha durağan bir bölüm oldu ama başka olaylar olacak, o yüzden giriş yapmak istedim 👻
Keyifli okumalar...

🥀🌹🥀🌹🥀🥀🌹🥀🌹🥀🌹🥀🌹🥀🌹🥀🌹

Ertesi gün gözümü açtığımda kendimi evde, yatakta buldum. Başımı çevirdiğimde Merve yanımdaki koltukta oturuyordu. Beni görünce "Ah sonunda uyandın" diyerek heyecanla bağırdı. Hemen yanıma gelerek elimi tuttu.

"Edoşum nasılsın? Nasıl hissediyorsun kendini?"

"Noldu bana?" diye sordum kalkmaya çalışarak.

"Yat lütfen dinlenmen gerek.Restoranda aniden bayıldın. Biz de anlamadık." dedi.

"Ne kadar süredir uyuyorum?"

"Yaklaşık 12 saattir.."

"Ateş.. Ateş Be-bey?" diye yutkundum. Boğazım kurumuştu.

Merve komodinin üzerinden bir bardak su getirerek içmeme yardımcı oldu. Sonra devam etti ve "Babam doktor ile görüşüyor. Hastaneye götürmek yerine, seni buraya getirmek daha doğru olur diye düşündük. Rahat etmen için.. Senin için özel olarak doktor bile getirtti"dedi.

Anladığım kadarı ile Ateş herkesi benim için seferber etmişti.

"Kafanı vurmadığın için çok şanslısın.. Neyse ki babam yakınındaydı da yere düşüp vurmadan başını tutabildi." diye devam etti.

"Ne? Beni baban mı tuttu?"

"Evet.. tutmakla kalmadı, seni arabaya kadar kucağında taşıyan da o'ydu. Arabaya biner binmez hemen doktoru arayıp eve gelmesini söyledi. Çok endişenlendi seni öyle görünce. Hepimiz çok endişelendik kuşum."

Duyduklarım karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim. Ateş çok korkmuş olmalıydı. Eğer onun başına bir şey gelmiş olsa ben de aklımı kaçırırdım.

"Anladım.." diye cevap verdim duyduklarımdan sonra.

Merve "Hem ne oldu ki sana? Neden bayıldın öyle?" diye sorular yönelttiğinde neler olduğunu hatırlayabildim. Emir'den gelen mesaj sebep olmuştu tüm bunlara. Vücudum yaşadığım korku ve üzüntüyle baş edememişti.

"Çok yoruldum sanırım.." diyerek geçiştirmeye çalıştım.

Merve "Doktor stres kaynaklı olduğunu söylüyor. Neye üzüldün bu kadar Eda? Benimle her şeyini paylaşabilirsin biliyorsun. Bu zamana kadar sıkıntılarımızı birbirimize anlatmadık mı? Ne olursa olsun her zaman senin yanındayım bunu biliyorsun." diyerek bana destek oldu.

Cesaretimi toplayıp Merve'ye babası ile yaşadığım ilişkiyi söyleyecektim. Ne tepki verirse versin göze alıp tüm olanları ona anlatmak zorundaydım artık. "Aslında sana söylemek istediğim bişey var, hem de uzun süredir..."

Merve "Nedirr?"

"Beeen..." diye söze girmişken kapıdan Selim girdi.

"Se-Selim??? Senin ne işin var burada?" Şaşkınlıktan gözlerim büyümüş, ağzım açık kalmıştı. Selim benim eski sevgilimdi. Diş tellerim olduğu için beni terk eden şu çocuk. Burada görmeyi beklediğim en son kişiydi.

Merve araya girerek "Şeyy ben Serpil teyzelere senin bayıldığını biraz haber vermiş olabilirim de.." dedi mahcup bir ses tonu ile.

"İnanmıyorum sana Merve! Annemlerin de mi haberi var olanlardan?"

"Çok korkmuştum Eda napayım! Söylemem gerektiğini düşündüm."

"Selim neden burada peki?" diye sorarken gözlerimi devirdim.

Selim "Annen istediği için seni görmeye geldim" dedi. Sesi düz ve kendinden emin çıkmıştı.

"Annen seni çok merak edince Selim'e ulaşıp gidip sana bakmasını rica etmiş. Ben de telefon numarasını alıp konum, adres falan  gönderdim derken işte hooop Selim burada, tam karşımızda.." diyerek Selim'i destekledi.

"Anlaşıldı.." dedim Selim'e dönerek. "Geldiğin için teşekkür ederim ama gördüğün gibi iyiyim. Seni daha fazla tutmayalım.."

"Hiç değişmemişsin.." dedi. "Hala gururundan ödün vermiyorsun."

"Gururumuz olmasaydı, başkalarının gururundan şikayet edemezdik. Dimi ama?" diyerek iğneledim.

Merve "Tamam tamam neyse.. gençler sakin olun.. sonuçta Selim,Serpil Teyze istediği için burada. Edoşum sen de biraz alttan alabilirsin.Geçmişe takılı kalmanın kimseye faydası yok." diyerek aramıza girdi.

"Kimsenin geçmişe takılı kaldığı falan yok" diye çıkıştım. Selim cevap vermeye tenezzül bile etmedi.

Ateş'in aksine Selim uzun ve ince yapılıydı. Buğday tenli ve kumral saçlarına ela gözleri eşlik ediyordu. Hafif kirli sakalları ile bebeksi bir yüzü olduğunu söylemek doğru olurdu. Ateş gibi erkeksi ve keskin hatları yoktu ama ilk bakışta kadınları etkileyebilecek bakışlara ve gülüşe sahipti. Sol eli ile saçlarını arkaya atma huyu hala değişmemişe benziyordu. Hafif dalgalı saçlarını arkaya doğru savurduğunda gerçekten havalı görünüyordu. Lise de popüler olmasında bu davranışın etkisi olduğu barizdi.

Öfkemi bir kenera bırakıp, tarafsız bir şekilde davranmaya karar verdim. Sonuçta annem istediği için buradaydı. Rica edildiği için yani. Hem ayrılığımızın üstünden çok zaman geçmişti. Ona öfkeli bir şekilde davranmaya devam edersem hala ona karşı hislerim olduğunu düşünebilirdi. O yüzden kendimi frenlemek zorundaydım. Yine de ayrılık nedenimizi düşündükçe gıcık oluyordum. Bir insan sevgilisinden diş telleri var diye ayrılır mı??? Tam bir gerizekalı! Üstelik bunu başkalarından duymuştum. Kendisi gelip söylemeye uğraşmamıştı bile. Ayrılarak iyi yapmış aslında çünkü böyle kendini beğenmiş bir adamla bende birlikte olmak istemezdim zaten! diye düşündüm.

Selim pat diye "Seni iyi gördüm aslına bakarsan, çocuksu havan gitmiş yerini kendine güvenen genç bir kadına bırakmış. Erkek arkadaşın mı var?" diye sordu. Selim her zaman ve her durumda açık sözlü olmuştur.

Merve "Ohoo düzinelerce" diyerek kahkaha attı. İkimizde dönüp Merve'ye baktık. "Şakaydı" diyerek konuyu kapatmaya çalıştı.

"Müsaade ederseniz sıcak bir duş almak istiyorum, şu an tek ihtiyacım olan şey o." diyerek Merve ve Selim'in dışarı çıkmasını rica ettim. Ateş ise henüz göremeye gelmemişti beni.

Ateş neredesin sen olmadığında her şey darmadağın oluyor...

Merve "Tamam" dedi ve odadan ilk önce o çıktı. Selim ise gitmeden "Yarın akşam buluşuyoruz, hayırı asla bir cevap olarak kabul etmiyorum. Annene de sözüm var, yani gelmek zorundasın. Yarın akşam 7'de alırım seni." diyerek göz kırptı ve odadan ayrıldı. "Yarına kadar güzelce dinlen ve toparla kendini." demeyi de ihmal etmedi. Cevap vermeme fırsat bırakmamıştı. Buluşmaya gitmemek için aklıma bir sürü bahane geldi. Ama annem de işin içindeydi bu sefer. Sanırım ne yaparsam yapayım Selim ile görüşmekten kaçamayacaktım. En iyisi bir an önce buluşup bitmesini sağlamak yapılabilecek en iyi çözümdü.

Emir'in attığı mesajı ve bizi gördüğünü ise bir an önce Ateş'e anlatmam gerekiyordu. Konuyla ilgili ne yapacağımızı konuşmalıydık. Ama Ateş henüz beni görmeye gelmemişti. Duş aldıktan sonra yanına gitmeye karar verdim ve rahatlamak için banyoya girdim.

*

Sıcak bir banyo sonrası kendimi çok daha iyi hissediyordum. Giyinip Merve'nin yanına gittim. Film izliyordu. Film İtalyan yapımı "Scusa Ma Ti Chiamo Amore"ydi. 2008 yılında çekilmişti. Türkçesi "Üzgünüm Ama Seni Seviyorum" şeklinde çevrilmiş. Merve İtalyanca'sını geliştirmek için devamlı yabancı filmler izler ve müzik dinlerdi. O film izlerken ben de etrafa bakındım. Ateş orada mı diye mutfağa gittim ama yoktu. Göz ucuyla bahçeye baktım ama orada da göremedim.

Merve "Kuşum gelsene romantik komedi izliyorum sen seversin, beraber bakalım" diyerek yanına çağırdı. "37 yaşındaki bir adamla 17 yaşındaki bir kızın aşkını anlatıyor." diyerek devam etti. Konusunu duyana kadar film ilgimi çekmemişti. Konusunu öğrendikten sonra hemen oturup filmi izlemeye başladım. Sonunu deli gibi merak ediyordum. Tabi kendimi sonumu da! Resmen film ile bağ kurmuştum. İzlerken Lütfen kötü bitmesin sonu lütfen! diye dua ettim. Hem film için hem de kendim için...

Film bitince Merve başrol oyuncusu için "Adam resmen taş! Tam dişime göre! Sence de öyle değil mi?" diye sordu.

"Gerçekten yakışıklı.." diyerek karşılık verdim.

"Sen olsan ne yapardın Edoşum? Senden büyük birine aşık olsan yani???"

"Bilmem hiç düşünmedim" diye cevap verdim. Kalbim küt küt atıyordu. "Sen ne yapardın peki?" diyerek aynı soruyu ona yönelttim. Cevabını merak etmiştim. Belki benim gibi düşünüyordu. Belki Ateş ile olan beraberliğime kızmazdı. Cevabını duymak için kulak kesildim.

"Bilmem ki, gerçekten aşık olmuşsam eğer kaybetmemek için elimden geleni yapardım sanırım. Eğer hisler gerçekse ve karşındakinin doğru kişi olduğuna inanıyorsan, peşinden koşmaya değer diye düşünüyorum. O noktada yaşın pek önemi kalmıyor."

Duyduğum cevap ile rahatlamıştım. İçimden bir "Oh!" çektim.

"Yine de genç olursa sevinirim, çıtır çıtır yemek daha keyifli olur." diyerek güldü.

Sorgulayan gözlerle "Enzo'ya aşık olduğunu sanıyordum." dedim.

"Enzo hoş biri, ayrıca iyi kalpli.. ama ne yazık ki aramızda tutku yok."

"Tutku mu yok?"

"Evet.. Tutku bir enerji meselesi. İnsana ilham verir ve hayatı ilginç kılar. Sıkıntıdan ölmektense tutkudan ölmeyi tercih ederim. Enzo ile bunu yakalayamadık."

Kendi dertlerim ile o kadar meşguldüm ki Merve'nin hayatında olup bitenleri fark etmemişim bile.

"Bence tutku bir varlık halidir." diye fikrimi beyan ettim. "Tam bir ekstazi ve öfori ile geçici bir evredir. Tabii ki, hepimiz bunun sonsuza kadar devam etmesini diliyoruz, ama gerçek şu ki öyle olmuyor. Gerçek aşk ise, romantizm ve tutkudan çok daha fazlasıdır. Paylaşılan ilke ve değerler, saygı, dürüstlük, güven, şefkat, destek olmak, sorunları çözmek ve iyi bir iletişimi barındırır. Aşk ve tutku arasındaki en temel fark; aşk uzun süreli iken tutku kısa ömürlüdür."

"Ama tutku ilişkiye baharat katar..."

"Kesinlikle.. Ama tutkudaki asıl sorun; onun solmaya başlamasıyla ortaya çıkar. Bu nedenle bir varlık halidir işte. Saman alevi gibidir. İstenileni elde ettikten sonra yok olur gider."

"Tutku içtiğim su, aldığım nefes kadar vazgeçilmezim..." dedi Merve.

"Bence, galibiyet için gerekli tüm materyale sahipken, bile isteye ve ölümcül bir zevkle mağlubiyete koşmak, gibi."

"Koyu bir aşk savunucusu olduğunu bilmiyordum Edoşum. Daha genciz ve biraz eğlenmek bizim de hakkımız..."

"Tabi ki aşkın tarafımdayım. Tutku sabırsızdır bi kere, aşk ise bekler. Şöyle anlatayım; tutkulu biri seninle gece boyu sevişmek ister, aşık biri ise sabahları yanında uyanmak ister."

Merve "Vay be.. bu söylediklerin..derindi gerçekten. Kafanı bir yerlere çarpmadığına emin misin sen?" diyerek gülümsedi.

"Ateş bey sağolsun.Hem nerede o teşekkür bile edemedim kendisine."

"Acil işleri varmış o yüzden çıktı. Ne zaman geleceğini de söylemedi. Dünden beri uyumadı. Bütün gece başında bekledi. Sabah nöbeti ben devraldım. Bu kadar uykusuzken işe nasıl gidebiliyor merak konusu."

"Bütün gece başımda mı bekledi?"

Bugün şok üstüne şok yaşıyordum.

"Evet.. uyandığında korkma diye. Seni yalnız bırakmak istemedik. Gerçekten endişelendik Eda. Beklenmeyen bir durumdu."

"Haklısın.. benim için de öyleydi.."

*

Yeni mesaj yaz 💬
Eda
"Ateş nerdesin? Seni merak ediyorum. Mesajımı alır almaz geri dönüş yap lütfen."

Gönder

1 yeni mesaj 💬
Ateş
"Bu gece 12'de kış bahçesinde.. "

Ateş'i göremesem de en azından gönderdiğim mesajıma cevap alabilmiştim. İçime bir nebze de olsa su serpilmişti. Geceyi beklemek zor olacaktı ama elimden bir şey de gelmiyordu.

*

Eda usulca odasından çıkıp merdivenlerden aşağı indi. Salonda bahçeye bakan kapıdan dışarı çıktı. Kış bahçesine ilk defa girecekti. İlk geldikleri gün dikkatini çekmiş, içerisine bakmak için yönelmişti ama bahçıvan arkasından koşarak girmesini engellediğini hatırlıyordu. Ateş'in talimatı bu yöndeydi. Kendinden başka kimseye müsaade etmiyordu. O yüzden mesajı görünce bir hayli şaşırmıştı Eda.

Kış bahçesinin kapısına geldiğinde onu Ateş karşıladı. Kollarını ona uzatarak ellerini tutmasını sağladı. "Hoş geldin, minik çiçeğim..Gel.." diyerek Edayı içeri çekti. Elleri birbirine değdiğinde her ikiside derin bir nefes aldı. Kavuşmanın o tatlı huzuru yüreklilerini ferahlattı.

"Çok özledim seni Ateş.." diyerek kendini onun güvenli kollarına attı Eda.

"Bütün gün seni bekledim, nereye kayboldun? Hem sana söylemem gereken önemli şeyler var.." diyerek heyecanını ve endişesini dile getirdi.

"Ben de seni çok özledim aşkım. Sana bir şey olsaydı nasıl devam ederdim bilmiyorum. Şimdi iyi misin?" diye sordu Ateş. Sesi kısık ve hüzünlü çıkıyordu. Ateş'in gözlerinde kaybetme korkusunu gördü Eda. "O akşam bayıldığında içim kavruldu. Kalbim cız etti ve elimden hiçbir şey gelmedi. Seni öyle savunmasız görmek ve senin için bişey yapamadığımdan dolayı kendimi çok aciz hissettim. Hepsi benim hatam hepsi.."

"Hayır Ateş senin hatan falan değil. Kendini suçlama.. bayılmam nasıl senin hatan olabilir ki?

Eda'nın bayılmasının suçlusu olarak kendini gören Ateş "Her şeyi biliyorum miniğim. Emir'in sana mesaj attığını, onun ne gördüğünü biliyorum. Seni nasıl kapana kıstırmaya çalıştığını biliyorum." dedi.

"Nasıl!? Nasıl haberin oldu?"

"Seni eve getirdikten sonra görüntüleri bana göndermek gibi bir hata yaptı. Tabi görüntüler sadece koridordaki halimizi kapsıyor ama yine de eline geçirmiş. Bana gelen mesajdan sonra senin telefonuna da bakmak zorunda kaldım. Bunun için affet beni. Özel alanına saygısızlık etmek istemedim ama bakmak zorundaydım. Sana gelen mesajı gördükten sonra her şey kafamda daha çok netleşmiş oldu. O zavallı aklıyla intikam alacağını düşündü sanırım. Reddedilmenin ağırlığı gururunu incitmiş olmalı. Ne acınası.."

"İnanamıyorum!!! Delirmiş olmalı. Ya Merve'ye de gönderseydi görüntüleri? ya onun yüzünden ikimizi öğrenseydi Merve? Ateş bizi başkasından duymamalı... en azından bunu hakediyor."

"Öğrenemez merak etme. Görüntüler de Emir de artık problemimiz değil."

"Nasıl değil? Ne demek istiyorsun?"

"Çünkü her ikisinin de icabına baktım..."

☠️☠️☠️☠️☠️  BÖLÜM SONU  ☠️☠️☠️☠️☠️

Şarkı: Timmies - Losing interest 🎶

Continue Reading

You'll Also Like

26.9K 735 24
Hayalimdeki dicbar sahnelerini gözlerinizin önüne getiriyorum 😍😍
49.6K 2.4K 23
Gülşah! Tek bir ismin nelere kadir olacağını göreceksiniz bu romanda. Klasik bir Aşk üçlemesiyle çıkıyorum karşınıza; ama bu sefer büyük bir farkla...
Daddy +18 By 1realist

General Fiction

364K 8.8K 30
"Neden yaptın bunu? Neden?! Ben neyine yetmedim de başkasına gitme ihtiyacı duydun?!" öfkeden gözüm dönmüş bir şekilde yumruk haline getirdiğim eller...
1.2M 73.7K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.