Bu aralar kendimi okumaya verdim. Hush hush (fısıltı) serisini okuyorum, okumak için biraz geç kalsam da 🥺
Paranormal romance'ı her zaman sevmişimdir 🖤Kitap da cennetten kovulan melekler ile ilgili zaten.
Benim yazım biraz gecikti bu nedenle
kusura bakmayın.
İyi okumalar dilerim 🔥
❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥
Kolezyum gezisinden sonra güzel bir yemek için Ateş bizi çok elit bir restorana götürdü. Restoran, Kolezyumun tam karşısında bulunuyordu.
Henüz içeri bile girmeden restoran sahibi bizi telaşla kapıda karşıladı. Oraya gittiğimiz için mutlu ve gururlu gözüküyordu. Gösterdikleri ilgi karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim. Restoran şefi özel olarak gelip ne yemek istediğimizi sordu. Tüm garsonlar seferber edilmişti. Ateş kendinden emin bir şekilde ne yemek istediğini söylerken bize de tavsiyede bulundu. Ateş'in İtalya da ne kadar ünlü ve başarılı bir mimar olduğunu unutmuşum.Ara sıra yanımıza gelip Ateş ile konuşan insanlar oluyordu. Sanırım bu adam gerçekten saygın biriydi. Ve bunun henüz farkına varıyordum. Onun insanlarla konuşmasını görünce, İtalyanca konuşan erkek seksiliği diye bişey var gerçekten diye düşündüm. Kelimeler ağzından şiir gibi dökülüyordu.
İnsanların ilgisine kadınlar da dahildi tabiki. Özellikle kadınlar masamızın yanından geçiyor, dikkat çekmek için çantalarını ya da kaşık çatallarını düşürüyorlardı. Arka çaprazımızda bulunan bu ilgi budalası kadınların gözü, sürekli olarak bizim masamızdaydı. Ateş mimar olması ve zengin olmasının yanında, çok karizmatik ve seksi bir adamdı. Uzun boyu, kaslı vücudu ile ilk bakışta insanın gözüne çarpan erkeksiliği ve karşı konulamaz bir çekiciliği vardı. Sahip olduğu aura seni hemen etkisi altına alıyordu. Niye sürekli olarak ona baktıklarını anlayabiliyordum. Tüm o flörtöz bakışlara rağmen Ateş oralı bile olmuyordu. Kafasını çevirip bir kez bile bakmadı. Bütün ilgisi bizim üzerimizdeydi. Kadınların bu hali beni huzursuz etmişti. Bir anda bu adamın çevresinde ne kadar çok güzel ve alımlı kadın olabileceğini düşündüm. Üstelik bu kadınlar benden daha seksi ve deneyimlilerdi. Onu her yönden tatmin edebilecek seviyede kadınlardı. Ona sahip olmak isteyen bu kadınları küçümsemek bir hata olurdu.
Baba kız sohbet ederken bende bu düşünceler içinde kaybolmuştum. Resmen boğulmuştum diyebilirim ve üzerime tonlarca ağırlık çökmüş gibi hissediyordum. Sonra masanın altından bir elin bacağımı okşadığını fark ettim. Bunu farketmem ile gerçek dünyana dönmem bir oldu. Ateş'in eliydi bacağımdaki!!! Dizimden yukarı doğru yavaşça çıkıyordu. Örtünün altında olduğumuz için görülme olasılığı düşük olmasına rağmen Merve'nin yanında bana dokunuyor olması iyice gerilmeme sebep olmuştu. Üstelik başkalarının gözleri de devamlı üzerimizdeydi. Ateş'in bu cesur davranışından dolayı ne yapacağımı bilemedim. Sıcacık eli elbisemin altından bacağımı okşuyordu. Birden elim ayağıma dolandı ve önümdeki şarabı masaya döktüm. Bilerek yapmamıştım ama ihtiyacım olan şey tam olarak buydu. Şarabın üstüme dökülmesi bahanesi ile masadan kalkabilirdim.
"Ay çok özür dilerim yanlışlıkla oldu" diye mahçup bir tavırla konuştum.
Ateş "Önemi yok temizletiriz" derken pis pis sırıtıyordu. Neden bu kadar panik olduğumun gayet farkındaydı. Olan durumdan dolayı bayağı eğlenmişe benziyordu.
"Ben bi lavaboya gidiyim" diyerek yanlarından ayrıldım.
Yüzümü ıslatıp ellerimi yıkadıktan sonra masaya dönmek için lavabodan çıktım. Tam kapıdan çıktığım an biri beni bileğimden yakalayıp koridora çekti.
Telaşlı bir şekilde "Ateş delirdin mi napıyosun??? Merve görücek..." diye haykırdım.
Koridordaki ışıklar loştu ve bulunduğumuz ortamdaki ambiyansı daha çok tahrik edici yapıyordu.
"Gergin olunca daha güzel oluyorsun minik çiçeğim" diyerek karşılık verdi.
Ateş, Edayı duvara yaslamış ellerini kalçasında gezdiriyordu. Başını Eda'nın boynuna doğru eğip onun güzel kokusunu içine çekerken dilini Eda'nın boynundan yukarı doğru çıkardı.
"Ateş dur lütfen biri gelicek şimdi" derken Eda'nın sesi bir hayli endişeliydi.
Ateş Eda'nın söylediğini duymamış gibi "Dünya üzerindeki hiç bir kadın senden güzel olamaz aşkım..." diyerek Edayı rahatlatmaya çalıştı.
"Açık bir kitap gibisin Eda. Ne hissettiğini yüzünden okuyabiliyorum. Endişe etmene gerek yok çünkü ben bütün kalbimle sana aitim. Sen istediğin sürece ben seninim."
Bu cümleler Eda'nın ruhuna iyi gelmiş onu iyi hissettirmişti. Ateş, Edayı kendi güvenli limanına çekmeye çalıştı. Bu sözlerle odağı dağılsa da, hala bir nebze de olsa huzursuzluk taşıyordu içinde. Kalbinin derinliklerinde kendini yetersiz hissediyordu.
"Ben istediğim sürece mi?" diye sordu Eda.
"Evet minik çiçeğim.. beni sen çağırdın, sen istedin, bende geldim. Seni hiçbir şeye zorlayamam Eda. İstediğin sürece hayatında olurum, beni arzu ettiğin sürece yatağına girerim. Her şey senin elinde..."
"Beni bu kadar çok mu seviyorsun? İstemezsem benden vazgeçecek kadar çok?"
"Senin için her şeyi yaparım güzelim. Acı çeksem bile senin mutluluğun için senden vazgeçerim."
"Asla Ateş dayanamam buna, sakın benden vazgeçme."
Ateş ve Eda duygularının yoğunluğu ile kendilerinden geçmişlerdi. Ateş aniden Eda'nın dudaklarına yapıştığında Eda da aynı baskın duygular ile karşılık verdi. Sıcacık dilleri birbirine değiyor, dudakları daha önce kavuşamamış gibi birbirini yalıyordu.
Ateş Eda'nın elinden tutarak onu erkekler tuvaletine götürdü. Kabinlerin hepsi boştu. Ortadaki kabine girip kapıyı kapattılar.
Girer girmez Ateş Eda'nın elbisesinin askısını indirdi. Bir eli ile sol göğsünü okşarken, ağzıyla da sağ göğüs ucunu emiyordu. Eda'nın narin parmakları ise Ateş'in pantolonun içinde sertleşen erkekliğinin üzerinde geziyordu. Eda, Ateş'in fermuarını açıp erkekliğini dışarı çıkardı. Ateş onun göğsünü emerken, Eda da onun penisini avucuna almış ileri geri hareket ediyordu. İkisinin de kalp atışları hızlanmış nabızları yükselmişti.
Eda Ateş'in kadife tenine her dokunduğunda aynı heyecanı hissediyordu. Onun erkekliğini elinde tutarken, Ateş'in üzerinde sahip olduğu etkiyi farkediyordu. Onu sertleştiren kadın kendisiydi. Onu tahrik eden. Birlikte olmak istediği kadın, içine girmek istediği kadın kendisiydi. Dikleşen göğüslerinde Ateş'in nefesini hissediyordu, kaygan dili ile ona oynadığı oyunları. Eda bunları düşündükçe ve hissettikçe daha çok tahrik oluyordu. Ateş'i kadını kendisiydi ve artık bunu kabullenmeliydi.
Ateş, Eda'nın bir bacağını kaldırarak klozetin üzerine koydu. Ne olacağını anlayan Eda'nın vücut ısısın artması nedeni ile yanakları ve dudakları kıpkırmızı olmuştu.
"Ölümüm bu dudaklardan olacak..." diye iç geçirdi Ateş.
Eda'nın göğüslerinden tekrar onun dudaklarına çıktığında, parmakları genç kızın kadınlığını okşamaya başlamıştı bile. Eda zevkten inleyerek "Ah.." diye erotik bir ses çıkardı. "Şimdiden ıslanmışsın bile.." diyerek gülümsedi Ateş.
"Ayrıca" diye devam etti. "İçine bundan daha büyük şeyler alabildiğini biliyorum tatlım." diye hınzırca bir ifade ile Eda'nın kulağına fısıldadı.
Ateş'in parmakları Eda'nın içinde gidip gelirken, Eda tüm kontrolünü kaybetmiş adeta kendini arzu girdabının içine bırakmıştı. Ateş bir süre parmaklarını ve dilini kullanarak Edayı tatmin etti.
Yaşadığı hazzın yoğunluğu ile "Seni istiyorum sevgilim, gel artık..." diyerek erkeğini kendine çağırdı Eda. El çabukluğu ile Ateş'in kemerini açtı. Pantolon Ateş'in bacaklarından kayarak aşağı indi.
Bu sözleri bekliyormuş gibi hızlı bir hamle ile Edayı ters çeviren Ateş, genç kızın yüzünü duvara yasladı. Eda ellerini kabinin duvarına dayadı ve kalçasını hafifçe yukarı kaldırdı. Şimdi onun arkasına geçmiş ve erkekliğini Eda'nın gerginleşen kadınlık kaslarına sürtüyordu. Girmeden önce kayganlaşan kadınlığına erkekliğini sürterek Edayı daha çok çıldırtıyordu.
Eda " Hadiii..." diyerek sabırsızlığını dile getirdi.
Ateş penisinin Eda'nın vücudunun merkezine soktu. Ateş'in kaya gibi sertleşen erkekliğini içinde hisseden Eda "İşte bu!" diyerek onu cesaretlendirdi. Eda kalçasını biraz daha dışa verip bacaklarını hafifçe araladığında, Ateş Eda'nın içinde gidip gelmeye başlamıştı. Genç kız zevkten inleyen sesler çıkardıkça, Ateş daha da tahrik oluyor, ileri geri hareketlerini daha çok hızlandırıyordu.
Ateş bir eli ile Eda'nın beline sarılmış, onu daha iyi hissedebilmesi için kalçasını erkekliğinin üzerine iyice bastırmıştı. Eda'nın içinde gidip gelmesine devam ederken diğer eli ile kızın kadınlığında yuvarlak daireler çizmeye devam ediyordu. Eda yaşadığı hazdan dolayı çıldıracak gibi oluyor, kalbi sanki patlayacakmış gibi hissediyordu.
"Devam et Ateş, devam et.. az kaldı geliyorum" diyerek inliyordu Eda. "Harikasın aşkım devam et sakın bırakma..."
Adam yaptığı şeye bir süre devam etti. Bu sırada lavabonun kapısının açıldığını duydular. Ama Ateş önemsemedi. Eli ile Eda'nın ağzını kapatarak genç kızın içinde gidip gelme hareketlerine devam etti.
Eda aldığı hazza daha fazla dayanamayarak "Geliyorum!!!!!" diye haykırdı ve tüm vücudu kasılarak orgazm oldu.
Eda'dan sonra Ateş de kendini serbest bıraktı ve şiddetli bir orgazm ile Eda'nın içine boşaldı.
*
İkisi de nefes nefese kalmışlardı. Kendilerini toparlamaları bir kaç dakika aldı.
Eda elbisesini düzeltirken "Ateş gitmemiz lazım. Hem de hemen." dedi.
"Sanırım sana asla doyamayacağım minik çiçeğim." diye karşılık verdiğinde Ateş pantolonun kemerini takıyordu.
"Ateş lütfen hadi gidelim, Merve bizi aramaya başlamıştır bile"
"Peki güzelim sakin ol gidiyoruz."
*
Üstlerini düzeltip masaya dönmek için erkekler tuvaletinden çıkacakken kapıda Merve'nin sesini duydular. Görevlilerden birine onları soruyordu. Yakalanacaklar diye Eda'nın kalbi küt küt atıyordu.
Ateş "Sen burada kal, ben çıkıp Merve'yi masaya döndüreceğim, sende sonra bi bahane ile bize katıl." dedi.
"Tamam.."
Ateş gitmeden Eda'nın dudağına küçük bir öpücük kondurmayı da ihmal etmedi.
*
Ateş dışarı çıktığında Merve "Baba nerede kaldınız? Eda'yı da bulamıyorum hiç bir yerde. Nerede bu kız?" diye söylenmeye başladı.
Merve'nin sesini duydukça ve hiç bir şeyden haberi yokken arkadaşlığımıza böyle devam ettikçe karnıma bıçak saplanıyormuş gibi hissediyordum. Arkadaşımın babası ile yatıyordum ben, üstelik ondan sadece 30mt uzakta ve bunu ona sürekli yapıyordum. Henüz onu bunu söyleyecek cesareti bile gösterememiştim. Arkasından iş çeviriyordum resmen. Bu vicdan azabı bana işkence ediyordu artık. Zaman geçtikçe itiraf etmek daha da zorlaşıyordu.
Onlar konuşurken bende kulağımı kapıya dayamış konuşmaları dinlemeye çalışıyordum. Ateş bilmiyorum, görmedim derken benden bahsediyordu. Oh be! En azından yakalanmadık! diye düşündüm.
Biraz daha oyalanıp yanlarına döndüm. Gitmemle Merve'nin bağırması bir oldu. "Edaaa nerdesin kızım?? Hiç bir yerde bulamadım seni. İkinizde bir an da ortadan kayboldunuz sanki! İki saattir sizi bekliyorum burada!"
Merve konuşurken Ateş de gözlerindeki o tanıdık pırıltı ile ne cevap vereceğimi duymak için yüzüme bakıyordu.
"Lavaboya gittikten sonra hava almak için dışarı çıkmıştım da" diyebildim.
Merve şaşkın bir şekilde yüzümdeki ifadeye bakarken Ateş ise gülümsüyordu.
"Ne bu halin peki 20 tur koşup gelmiş gibisin.." diye devam etti Merve.
"Şey ben.. e-ee.." diye kekelerken Ateş söze girerek "Neyse.. Gel otur Eda. Size bişey söylemek istiyorum. Yarın sabah her zamankinden erken uyanıcaksınız çünkü sizi bir yere götüreceğim.." dedi. Oh be sonunda imdadıma yetişebildin Ateş!
Teşekkür edercesine gözlerine baktım, başını eğerek teşekkürümü kabul etti. Beni kurtardığı için minnettardım.
Merve dikkatini benden babasına çevirerek "Nereye?" diye sordu.
"Sürpriz olsun" diyerek cevapladı Ateş.
"Bende merak ettim şimdi Ateş Bey, nereye gideceğiz ?" diye üsteledim. Ateşe "Bey" diye hitap edince yüzünde oluşan o ifadeyi görmek için dikkatlice vereceği tepkiyi bekledim. Bana dönerek ve bir kaşını havaya kaldırarak "Yarın öğrenirsiniz Eda Hanım." diye dudak büktü. "Hımm peki tamam" diye muzipçe bir karşılık verdim ama kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.
1 yeni mesaj 💬
Ateş:
Biraz önce inlerken sadece adımı haykırıyordun 😉
1 yeni mesaj 💬
Eda:
Doğru söylüyorsunuz Ateş Bey 🤫🤫🤫
Cevapla ✅
Cevabımı okuyan Ateş gözlerini devirip telefonu elinden bıraktı. Onun bu hali gülümsememe sebep olmuştu.
Az sonra telefonum bir kez daha çaldı. Bir mesaj daha gelmişti.
1 yeni mesaj 💬
"Ateş ile erkekler tuvaletinde ne yaptığınızı biliyorum..."
Mesajı doğru okuduğumdan emin olmak için gözlerimi kırpıştırdım. Bir kez daha okudum ve biri bizi gördüğünü söylüyordu. Mesajı gönderene tekrar baktım.
Gönderen: EMİR
Mesajı okuyup kimin gönderdiğini görünce başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Emir buradaydı. Bizi görmüştü. Peki ama bu nasıl olabilirdi? Arkamı dönüp etrafıma bakındım. Büyük bir hızla insanların yüzlerini tarıyor ama onu hiç bir yerde göremiyordum.
Aldığım mesaj sonrası soğuk soğuk terlemeye başladım. Korku tüm bedenimi ele geçirmişti. Mideme kramplar giriyordu. Göğsümde bir sancı hissettim. Kalbim sıkışmaya başladı. Etraftaki görüntüler netliğini kaybedip bulanıklaşmıştı.
Ya bana mesaj attığı gibi Merve'ye de atarsa? Ona söylerse bu durumu nasıl açıklarım? Yoo hayır benden önce söylememeli. Benden ne istiyorsun Emir ya ne? Bu zamana kadar bizi takip mi ettin yani? Aklım almıyor! Nasıl oluyor bütün bunlar?
Eda kafasında tüm bu sorulara cevap ararken, üzüntü ve sıkıntı bedenini kasırga gibi vurmuştu. Elleri titriyor, alnı boncuk boncuk terliyordu.Ayağa kalkmaya çalıştı ama sendeleyerek kalktığı sandalyeye oturmak zorunda kaldı.
Arkadan Merve ve Ateş'in "Eda iyi misin? Noldu?" şeklinde gelen soruları birbirine karışmıştı . Çevresindeki sesler boğuklaşmış ve tüm anlamını yitirmişti ve artık onları duymuyordu bile.
Bir kaç saniye içinde vücudu strese dayanamayarak ve bilincini kaybederek Eda olduğu yere yığılıp kaldı.
😣😣😣😣😣BÖLÜM SONU 😢😢😢😢😢
Playlist: Kina - Get You The Moon 🎶
Yeni bölümü daha çabuk yazmaya çalışacağım 🤞🏻
Sevgiler... 💕