Okuyucuaşqlar bu bölüm ciddi anlamda içime sinmedi ve hoşuma gitmedi. Siz yinede kusuruma bakmayın sadece çerezlik bi bölüm olarak okuyun, TEOG süreci yüzünden böyle oldu özür dilerim :(
" Balkondayım el sallasana bana gız"
" Allah belanı versin Mayıs ya off... Camdan cama iletişim kuruyoruz baksana ya..."
" Enişte gelmene izin vermiyormu?"
" Yok... Hala izin vermiyor..."
" Hmm iyiymiş oda güzel kafa..."
" Bir saniye kapatmam lazım şuan duştan çıktı!"
" Kapatma zalımın kız-"
Cam tatlı tatlı kafasını havluyla kurularken şapşal gibi sırıttı yüzüme. Gidip dudaklarına bir öpücük kondurdum.
" Bende hazırlanayım mı bebeğim?"
" Uhmm, şey... Sen hasta mısın? Hasta gibi görünüyorsun?"
Yoo ben hasta değilim Aslıyım ajsjs tamam vurmayın tamam ajsjsj
" Hayır?"
" Bence sen bugün evde dinlen, hatta hiç yataktan çıkma..."
" Neden?"
" Hasta gibi görünüyorsun, hatta belki hamilesindir baba oluyorumdur he?"
Cameron beni uyurken hamile bıraktıda haberim mi yok la?
" Cam ben bakireyim biliyorsun değil mi?"
Başını kaşıyıp sırıttı.
" bilmem belki birgün çocuğumuz olacaktırda ağzımdan kaçmıştır he?"
Halay çeken bir kızdan bebek mi istiyorsun? Çok yanlış yoldasın bak dön geri Cameron! Kollarımı bağlayıp önünde durdum.
" Bence sen yalan söyleyemiyorsun şuanda Cameron, bak söylüyorsun değil, söyleyemiyorsun, söylesen anlamazdım ama şuan her kelimen açık açık yalan söylüyorum diye bağırıyor..."
Bana sırıtarak baktı ve şu can alıcı şeyi yine yaptı ajsjsjs
" Ne keşfetmek isterdiim..."
" Hayır hayır Cam yapma..."
" yürüyen yalan!"
Keşke öğretmeseydim şunları Cameron'a ya... Çocuk bizden kötü çıktı ya, her cümlenin sonunda hadi gidelim osman diyor, hatta o kadar çok yaptı ki Nash bile artık yapma Cam diye yalvarıyor, Osman'ı o kadar çok sevdiki videosunu izlettim, hatta instagramını buldurup takip etti. Çocuktaki Osman sevdası sende bende yok valla ajsjjs
" Hayır bu sefer yürüyen uçak seni kurtaramaz! Neler oluyor Cameron!"
" Off... Sana söylemekten nefret ediyorun ufaklık..."
" Lütfen Cam... Meraktan çatlarım yoksa..."
" Film çekimleri bitti sadece bir sahne kaldı..."
Başımı anladım anlamında salladım.
" Öpüşme... Aklımdan çıkmış olmalı...Üzgünüm beni istememekte haklısın, işine engel oluyorum değil mi?"
Hızlıca merdivenlerden indim odadan çıkıp.
" Ufaklık bekle... Yapma böyle bende iste-"
" ben bir şey yapmıyorum Cam sadece canım alt kata inmek istedi..."
" Ufaklık bekle seni seviyorum..."
Önüme bakmadan yürürken Nash'le çarpıştık.
" Oh! Üzgünüm Ash görmemişi-"
" Sorun değil Nash!"
Hızlıca mutfağa girip kollarımı bağladım. Nash Cam'i yakaladı sonra.
" Noluyor dostum?"
" Bir şey olduğu yok sadece bana kızdı"
Mutfağa girdi arkamdan hemen, ben kollarımı kavuşturmuş camdan dışarıya bakıyordum.
" Ufaklık... Üzgünüm ufaklık, o yüzden gelmeni istemiyordum... Öpüşme sahnesi mecbur, ama senin gözünün önünde olması beni deli ediyor o yüzden tek çare bu..."
" Seni diğer kızlarla paylaşamıyorum Cam..."
" Anlıyorum..."
Gelip bana sarıldı ve boynumu öptü, duştan sonraki o kokusu her tarafı sarmıştı, hoşuma gidiyordu, kendine has bir kokusu vardı ve bana huzur veriyordu, çocukluğumu hatırlatıyordu...
" Sana engel olacağımı biliyordum..."
Boynumu öperken fısıldadı bana.
" Hayır... İyi ki hayatıma girmişsin ufaklık..."
Boynumu öperken olduğum yerden kıpırdamıyordum, ellerini belimde gezdirdiğini çok net bir şekilde hissedebiliyordum ve bu hoşuma gidiyordu.
" Cam... Yapma..."
Elini belimden çekip bacaklarıma doğru götürdü. Bu işin sonu hayır değil gençler bence siz okumayı bırakın ajsksks
" Bebeğim... Bugün kaç gün oldu beraber yaşadığımız biliyor musun?"
Hayır anlamında başımı iki yana salladım.
" Tam 1 ay... 1 aydır beraber yaşıyoruz..."
Saydın mı birde lan ajsjs ay Allah'ım içimde ne tür bi yobaz var benim ajsjs
Şuanki manzarayı size özetliyorum: Mutfaktayız, ben pencereye dönüğüm, Cameron'un üzerinde bornoz var ve bana arkadan sarılırken bacaklarımı ve belimi okşuyor, biri olaydaki mantığı açıklayabilir mi bana?
" Affedildim mi ben?"
Başımı ona çevirdim, başını omzuma koymuş masum masum yüzüme bakıyordu.
" Senin suçun değil..."
" Yani affedildim?"
" Yine sen kazandın Dallas..."
" Aman Tanrım, o zaman ödülümü almalıyım!!"
Bir kahkaha atıp beni kucağına aldı, kıkırdamaya başladım.
" Napıyorsun Cam..."
" Ödülümü odama götürüyorum sevgilim?"
Beni üst kata çıkarırken üzerindeki bornozdan kaslarını görebiliyordum, gerçi her akşam üstsüz yatıyor ama böyleyken daha bir seksi oluyordu, tövbest noluyor bana iyice münafıklaştım bu aralar ben ya... Odaya girdiğimizde beni yatağa bıraktı ve tam üzerimde durdu, kollarıyla destek yapıyordu üzerime düşmemek için, göz gözeydik yine...
" Cam, niye buraya geldik?"
Dudaklarını kürek kemiğimin üzerinde gezdirdi ve dudağıma gelene kadar öptü, kulağıma fısıldadı.
" Ashley, sencede artık zamanı gelmedi mi?"
Gözleriyle bile ikna edebilirdi beni, dudaklarının her hareketi kusursuzca belli oluyordu, elini göğsümün üzerinde gezdiriyordu yine, bende sadece donmuş kalmış bir bedenle ona bakıyordum...
" Neyin Cam?"
Yavaşça dudaklarıma eğildi.
" Biz olmanın..."
Üzerindeki bornoz neredeyse çıkacakmış gibiydi, Cam dudaklarımı öperken yerimden kıpırdıyamıyordum.
Aslı'nın bakirelik: Gençler ben gidiyorum hadi sağlıcakla ajajajs
T-shirt'ümü yavaş yavaş sıyırmaya başladığından elini yakaladım ve göğsünden biraz ittim onu, elim çıplak ve neredeyse ıslak vücuduna değiyordu, yalan söyleyemem aşırı tahrik ediciydi ama Türk kızıydım ben, bana ters düşüyordu böyle işler, açıkçası korkuyordum...
" Ne oldu güzelim?"
Şaşkın gözleriyle adeta gözlerimi deliyordu, ah lanet olsun bende sana karşı koyamıyorum ama bebeğim...
" Cam... Korkuyorum..."
Gülümsedi.
" Korkacak bir şey yok ufaklık, beni tanıyorsun..."
Tabiki yok. Sadece biraz inleyeceksin ve canın acıyacak, FAZLA BİR ŞEY DEĞİL falan ajajs
Dudaklarıma tekrar eğildiğinde ona karşı koymadım, boynuna sarılmıştım, o da tam üzerimde duruyordu. Onu kendimden ayırmalıydım ama yapamıyordum , içimden bir şey olması için dua ediyordum bu anın bitmesi için, tam Cam üzerindeki bornozu yavaş yavaş çıkaracakken kapı şak diye açıldı.AA MAVİ GÖZLÜ VAYN ÇEKEN ÇOCUK NEŞ!
" Siz küs kalmamalısınız ama yeter art-, Tanrım olur şey değil... Siz çoktan barışmışsınız ben üzgünüm... Neyse size iyi eğlenceler..."
Tam kapıyı kapatıp şaşkın şaşkın gidecekken seslendim. Oha dualarım kabul oldu yalnız vay anasını be...
" Hey hey sorun yok Nash biz sadece kavga ederken üst üste düştük yani..."
Cameron bana *yalan bak yalana* bakışı atıp üstümden kalktı.
" Ya evet... Cameronunda bornozu kavganın şiddetinden çıkıveriyormuş az kalsın..."
" Neden her zaman böyle anlara denk gelmek zorundasın sen?"
" Çok mu görmek istediği mi sanıyorsun Cam yapma ama! Hem sen neden hala çıplaksın sete geç kalacaksın!"
" Sadece kız arkadaşımla biraz takılıyordum Nash, annem gibisin!"
" Benim sorunum değil sen geç kalırsın!"
Gözlerimi Nash'e devirdim.
" Sende hazıra benzemiyorsun Nash, hala üzerinde geceliklerin var?"
32 diş sırıttı.
" Bugün Cam dışında hepimize tatil Ashley, birtek onun sahnesi kaldı!"
Vay... Demek tek gidecek he, ya şimdi bu tek gitti diye kız Cam'i sıkıştırıp ırzına geçerse ne olacak! Ayy ya kızla öpüşürken fazla kaçarsa sevişirseler falan? Pis sarı civciv ya, lanet olası kız! Gitcek şimdi öpüşcek Cameronla sonra ben öpücem o dudakları kızla dolaylı yoldan öpüşmüş olucaz. Beni öpse neyse de Cameron'u öpecek kız ya... Ne diyorum lan ben?!
" Haklı... Hem bugün evde tek kalmazsın he ufaklık?"
Peki anlamında isteksizce başımı salladım.
" Hadi sen git Nash..."
" Ashleyle konuşuyordu-"
" Üstümü giyineceğim Nash?"
" Peki dostum..."
Kapıyı kapatıp yüzünü ekşitti.
" Off... Yine bir aksilik çıktı, ne zaman benim olacaksın sen?"
Gülümseyip yanağını sevdim ve bir öpücük kondurdum.
" Zamanı geldiğinde bebeğim, hadi şimdi üzerini giyin, geç kalma"
Saçlarını karıştırdım ve odadan çıktım. Ya... Hadi git Osman'ı şey et, çok seviyorsun ya ajsjsjs Çünkü şansızım, lanet olası bir şanssızlığım var hadi gidelim osman der şimdi kesin ya off ajsjs Koltukta oturan Nash'in yanına oturdum.
" Hey Nash daha nasılsın?"
" Yalnızım. Sen?"
Sen Nash Griersin oğlum, kızlar gözlerinle evlenmek için kuyruğa giriyor sen hala YİLNİZİM.
" Ciddi olamazsın Nash, yalnız olmak için fazla yakışıklısın?"
" Bu... Ne bileyim, Matthew'un twerk yapamaması gibi, 2 yıldır kızlarla çıkamıyorum"
Başımı anladım anlamında salladım.
" Kasma kendini, elbet karşına aşık olabileceğin biri çıkacaktır Nash, yanındayız mavi gözlü çocuk!"
" Biliyor musun Ashley, Cameron çok şanslı, onun senin kadar anlayışlı ve samimi bir kızla çıkacağı aklımın ucundan geçmezdi, ona tapmıyorsun diğerleri gibi ve bu çok hoş. Umarım ilişkiniz uzun bir zaman devam eder, çünkü birdaha sanırım senin gibi bir kızı uzun süre bulamaz"
Gülümsedim.
" Bu benim her zamanki halim Nash"
" Biliyor musun Ashley..."
Bir süre cümlesini devam ettirmedi.
" Cameron sana çok aşık, onu ilk defa biriyle bu kadar mutluyken görüyorum, ilk defa birine bu kadar önem veriyor, bu zamana kadar aşık olmadım diyen birini bu kadar değiştirmen şaşırtıcı"
İnanmıyorum, Cam sanırım Nash'e benden falan bahsetmiş... Sanırım Cam'e aşık oluyorum, bilmiyorum... Bora'dan sonra birine aşık olacağımı düşünmezdim, ama hayır bu öyle bir şey değil, Cam bana kendimden fazla değer verdi, ben benden vazgeçsem bile benden vazgeçmedi, hala kimseye güvenemiyorum ama o ayrı, o kimse değil, o benim kurtarıcım, bana kendimi eşsizmişim gibi hissetiriyor, benden hiç ayrılmayacak gibi sanki, o güveni veriyor bana...
" Biliyorum, bende onu çok seviyorum Nash"
" Çok güzel..."
Cam merdivenlerden indikten sonra ben otururken yanağıma bir öpücük kondurup yüzüme eğildi.
" Bitince hemen geleceğim tamam mı bebeğim?"
" Peki..."
" Seni seviyorum..."
" Uhm... Bende!"
Dudaklarına bir öpücük kondurdum. Evden çıkınca Nash'le beraber kaldık.
" Eee diğer işler nasıl gidiyor Nash?"
" Yapma ama aynı evde yaşıyoruz Ashley..."
" Of... Peki..."
30 dakika sonra
" Konuşmayacak mısın?"
" Lanet olsun konu yok... Şuan Cameron'un Osman şakalarını bile kaldırabilirim, o derece sıkıldım..."
" O kadar mı kötü ya?"
" EVET!"
" Birini çağırsam sorun olur muydı Nash?"
" Hayır! Keşke çağırsan!"
" Hemen geliyorum bekle beni"
Yanından çıkıp odanın kapısını kapattım. Bilin bakalım kimi arayacağım? ahahha das right, MAYIS!
" Alo Mayıs sana red edemeyeceğin bi teklif sunacağım!"
" NASHLE Mİ EVLENDİRCEN KANKA!"
" Yok o en son evre, Nash'le evde yalnızız sende gelsene diyecektim!"
" CİDDİ MİSİN SEN?"
" Evet... Gel tanışırsın hem..."
" Telefon şakasıysa sikerim ha, Nash diye gelirim Neşat abi çıkar falan o zaman gösteririm sana!"
" Kızım sana gel diyorum hala mızmız ediyorsun, valla sen bilirsin çocuk salonda kuzu kuzu oturuyor!"
" Geldim kanka kapıdayım açsana!"
" Oha hayvan!"
Pencerenin perdesini araladım, bir baktım harbiden dışarıda el sallıyor, bu kızın götünde Nash alarmı yoksa bende Aslı değilim...
" Mayıs anlatsana bana nasıl geldin?"
" Sadece sus ve kapıyı aç sonra anlatırım onu sana... EEEHEHE ORAYI GRİNİN ELLİ TONUNA ÇEVİRMESSEM NE OLAYIM!"
" Keşke çağırmasaymışım seni ya..."
Telefonu kapatıp kapıyı açtığım anda üzerime yapıştı.
" Kanka nerde Nash!"
" O-, odada... Ama kurban olayım çocuğun yanında saçmalama çocukla ev arkadaşı-"
" Çekil lan kısa kes Nash'i görmeye geldim seni dinlemeye değil!"
Aaa. Olaya bak. Utanmasa beni evden atıp Nash'le kalacak... Vefasız vicdonsız... Odaya bir anda dalınca Nash ne olduğunu şaşırdı, ayağa kalkmasına gerek kalmadan Mayıs üzerine atladı. Çocuğun kucağına oturup yüzüne bakakaldı. Sonra tek gözünü kırpmaya başladı. Usulca eğilip kulağına fısıldadım.
" Napıyosun aq kalk çocuğun kucağından gerizekalı..."
" Onu kafamda ölümsüzleştirmek için fotoğrafını çekiyorum ashley susar mısın?"
" Teallam rezil kepaze ya..."
Nash korkunca bana döndü.
" Ashley arkadaşın ne yapıyor?"
Sahteden gülüp Mayıs'ı kucağından kaldırdım.
" Eehehe, sen onun kusuruna bakma, o senin bir hayranın anın şokunu atlatamadı hala onun etkisinde dimi MAY!"
" PÜMAAĞĞĞ!"
Allah'ım devreler yandı yine, rezil olmassak iyi valla...
" May, ne kadar hoş bir isimmiş!"
Ortamı yumuşatmak için ayağa kalktı ve elini uzattı.
" Nash Grier..."
" Şe-, şe-, şey bende..."
" May?"
" May Grier!"
Bir kahkaha attı.
" Peki May Grier... Nasılsın?"
" İyiyim sen nassınız?"
Nash şaşırsada gülümsemeye devam etti.
" İyiyim, sanırım Ashley'in arkadaşısın?"
" Ashley'i boşverelim... Sana bir şey sormak istiyorum..."
" Sor..."
Mayıs yüzünü elleriyle kapatıp utanmış gibi bakmadı ilk. Birkaç dakika öyle bekledi.
" May, söylemeyecek misin?"
" Söylemem, çok utanıyorum..."
" Ben merak ediyorum ama?"
Daha cümlesini bitirmeden Nash'in dudaklarına yapıştı... Bunu alın burdan azmış bu tasma masma takın buna... Böyle arkadaşım olduğundan utanıyorum şuan... Nash gözlerini açmış ona bakıyordu, Mayıs dudaklarını bırakıp kaçmaya kalktı ama kolundan yakaladı. Tam bir Türk sineması be...
" Üzgünüm... Bundan utanıyordum!"
Koşmaya başlayınca Nash yakaladı.
" Hayır hayır, çok tatlıydı utanmana gerek yok May!"
Ben bile utandım mk kız nasıl utanmasın Nash! Gerçi bizim Mayıs utanmamıştır, numara yapıyordur çocuk ona bağlansın falan diye... Çıksınlar bence ya, Mash ve Cashley oluruz çohoşş!!
" Seninle tanışmak istiyorum May..."
" Ciddi misin sen?"
" Tabi?"
" İnanmıyorum, rüyada değilim değil mi? Sen bana az önce konuşalım dedin?"
" Evet?"
" Tanrım seni seviyorum Nash Grier..."
Ona sarılıp ağlamaya başladı. Nash'e hareket yaptım ben gidiyorum anlamında.
" Ben sizi yalnız bırakayım en iyisi, duş falan alıyorum ben keyfinize bakın siz!"
" Peki Ashley!"
Odama çıkıp sıkıla sıkıla Cam'in gelmesini bekledim. Hatta uyuyakalmışım sıkıntıdan. Kapının sesiyle irkildim. Saat geçti, Nash açana kadar fırlayıp kapıyı açtım. Cam yorgun bir ifadeyle gülümsüyordu ve elindeki gül demetini bana uzattı.
" Sen affetim desende içim rahat olmadı bebeğim..."
" Cam... Çok tatlısın inanmıyorum..."
Boynuna atladığımda kıkırdadı.
" Yapma ufaklık sadece küçük bir gül demeti, bunlar daha yapacaklarımın yanında çok az..."
" Hayır önemli olan küçüklüğü değil, o kadar yorgunluğunun arasında beni düşünmen Cam!"
" Senden başka bir şey düşünmüyorum zaten ufaklık..."
Üzerindeki paltosunı alıp yanağına bir öpücük kondurdum.
" yorulmuşsun... Hadi sen hemen yatağa geç ben geliyorum!"
" Peki!!"
O odaya çıkınca arkasından gittim. Çoktan yatağa yayılmış uyumaya hazır bir şekilde yatıyordu bile. Beni görünce hemen yer açtı gülümseyip. Yanına sokuldum.
" Bitti he?"
Esneyip tatlı tatlı gerindi.
" Sonunda..."
Ona sarıldım. Yorgunken çok tatlı gözüküyordu, ağzı açık uyuyordu ve onu çok tatlı gösteriyordu.
" Cam... Biliyor musun May ve Nash'in aralarında bir şeyler olmuş olabilir..."
Gözleri kapalıyken uykulu uykulu cevap verdi.
" Desene Mash ve Cashley olduk..."
" Ahaha evet..."
Bana iyice sarılıp başını göğsüme koydu. Ona sarıldım, ama ben uyuduğumdan dolayı uykum yoktu... O uyuyana kadar yanında yattım, uyuyunca biraz hava almak istedim, zaten hemen odasında balkon vardı, üzerini iyice örtüp biraz balkona çıktım. Yıldızları seyretmeye başladım, çocukluğumdan beri ne zaman mutlu olsam yıldızlarla konuşurdum, bu akşamda milyonlarca yıldız vardı gökyüzünde, hem onları izleyip bir yandan konuşmaya başladım.
" Sanırım ben aşık oldum..."
Cevap alamadım ama anlatmaya devam ettim.
" Biliyorum onunla ayrılmamam imkansız... Ama ben aşık oldum..."
Gülümseyip kollarımı bağladım.
" Ona söylemeye çok utanırdım sanırım..."
Arkamdan bir ses duydum.
" Neden imkansız olsun ki?"
Cam? Ne ara uyanıp geldi ki? Yanıma sokulup elini belime doladı.
" Cam, senin ne işin var?"
Gülümseyip başımı göğsüne yasladı.
" Benden hala utanıyor musun ufaklık? Sanırım seni yıldızlara sormam gerekecek, baksana her şeyi onlara anlatıyorsun..."
" Senden utanmıyorum ama..."
" Evet utanıyorsun ufaklık!"
Parmağıyla burnumu sıkıp (biliyorum değişik bi sevgi stili ajsjs) bir öpücük kondurdu.
" Sadece... Küçüklüğümden beri yıldızları çok severim ben... Her şeyimi onlara anlatırım..."
Parmağıyla bir yıldızı işaret etti.
" Bak oradaki yıldızı görüyor musun?"
Başımı sallayıp, parmağının işaret ettiği küçük, parlak yıldıza bakmaya devam ettim.
" O yıldız bizim yıldızımız, bak, senin gibi ufacık gördün mü?"
Kıkırdadım.
" O zaman şurdakide Osman yıldızı, bak gidiyor!"
" Ashley o yıldız değil. Uçak görmüyor musun?"
uçak kelimesini duyunca ikimizde birbirimize baktık.
" YÜRÜYEN UÇAK!"
Evet suyunu çıkardık iyice yok mu bize bi alkış...
" Sen niye uyandın hem ya?"
Piç gibi sırıttı.
" Ben hiç uyumamıştım ki. Beni uyudum zannedince ne yapacaksın diye merak etmiştim sadece"
Kahkaha atınca koluna şakadan bir yumruk attım.
" Çok gıcıksın ama sen!"
" Ama senin gıcığınım değil mi ufaklık?"
- Bölüm Sonu-