my savior~VMİN

By moonandvmin

63K 4.5K 7.1K

Dansçı Park Jimin ile, serseri uyuşturucu bağımlısı Kim Taehyung'un maceraları.. *Bu ficte her an herşey ola... More

İlk Görüş
Serseriyi Yaralamak
Serserinin Omzunda Uyumak
Hırsız Ve Serseri
Okullarımız Yan Yana
Küçük Bir Yanlış Anlaşılma
Tekrar Teşekkür Borcun Oldu Jiminiiee
Benimle Bar'a Gel Jimin
Israr Ve Tartışma
Serseri İle Bar'a Gitmek
Karanlık Gece Ve Nefret
Seni Öldüreceğim
Yatağımda Kanlar İçinde
Serseri İle Aynı Evde Yaşamak
İntihar
Pişmanlık Ve Jimin'in Geçmişi
Ay'a Mektup Yazacağız
Sarılarak Uyumak
Senin İçin Acı Çekmek Benim İçin Fedakarlıktır
Taehyung Ve Jaebum'ın Kapışması
Taehyung'un Uyuşturucu Kullanması
Bana İnanmalısın Jimin
~Önemli~
Seni Seviyorum Sevgilim..
4 O'clock Ve Yoonkook
Sürprizler Ve Romantik Anlar
Birbirimizin Olduk
Başlık bulamadım siz önerin okuduktan sonra
-Kaçırılma- operasyon- intihar-
Savaşı kaybetmek
küçüğüm seni güneş sönene kadar seveceğim
Seni Bin yıl daha severim
Güneşin Doğuşu
Bir takım eğlenceler
Eskisi gibi olalım
~Final~

kamp ve iddia

891 63 137
By moonandvmin

*Okumadan önce oy verin ve okurken de yorum yapmayı unutmayın. Sizi yorumlarınızı özledim :') ve ve ve bu bölüm hem eğlenceli hem komik hem de biraz duygusal oldu. Kaos olmadığı için aklıma hiç ama hiç bir şey gelmedi. İyi okumalarr <33

*********************

"Taehyung gelir misin artık!"

Herkes arabada elinde bavullarla koşan Taehyung'u izliyordu.

"Geldim sevgilim geldim! Bagajı açar mısın?"

Bagajı açıp ona yardım etti, Taehyung bagaj kapısını kapatıp jimin'in elini tuttu.

"Gidelim.."

Taehyung kapıyı açıp o bindikten sonra şoför koltuğuna geçti. Ona gülümsedikten sonra arabayı çalıştırdı.

"Bizi nereye götüreceğini söylemeyecek misin artık?" Diye sordu jungkook.

"Hayır, sürpriz dedim ya! Güvenin bana, çok güzel bir yer.."

Jungkook pes edip kollarını belinde birleştirdiğinde yanında oturan sevgilisi başını onun omzundan kaldırdı.

"Eğer beni sabahın köründe uyandırmana değmeyecek bir yer ise seni ordaki en güzel yerde severim Taehyung."

Herkes yoongi'nin bu haline güldükten sonra yoongi tekrar başını sevgilisinin omzuna yaslayıp gözlerini yumdu.

Sabahın ilk saatleriydi ve nisan ayının en güzel günleriydi. Havalar ısınmış ve her yer cıvıl cıvıldı. Taehyung da bu güzel havanın tadını çıkartmak için sevgilisini ve dostlarını alıp çoğu kişinin keşfetmediği bir yere götürmek istiyordu.

Bu yüzden Kamp malzemeleri ve bir kaç bavul ile yola koyulmuşlardı.

Yol uzundu biraz evet, aslında şehrin biraz dışındaydı. Ama kesinlikle değerdi.

Yan tarafa baktığında sevgilisinin uyuyakaldığını gördü. Üstündeki ceketi çıkartıp üstünü örttü. Aralık olan camı da tamamen kapattığında kendini daha iyi hissetti. Her zaman jimin için çok ince düşünürdü.

Herkes arabada uyuduğu için ve oda herkes gibi erken kalktığı için onu da uyku bastırdı, bu yüzden arabayı kenara çekip şekersiz kahve aldı. Tekrar arabaya binip gözlerini ovdu. Kahvesinin son yudumlarını içerken varmasına az bir süre kaldığını anladı. En fazla yarım saate orda olacaklardı.

Gidecekleri yere varmadan bir kaç dakika önce Taehyung Yeol'u uyandırmış ve markete girmişlerdi. Gerekli şeyleri alıp çıktıklarında herkesin uyandığını gördüler. Taehyung camları açıp sevgilisinin olduğu yere geçti.

Camın içinden yanağına öpücük kondurdu. "Günaydın güzelim." Diyip saçlarını okşadı. Jimin hala uyku sersemi olduğundan sadece gülümsemek ile yetindi.

Şoför koltuğuna geçip varmak üzere olduğu yolu bitirdi. Meraklı jimin yerinde dikleşip gittikçe güzelleşen manzarayı izledi.

"İşte geldik!"

Arabayı durdurduğunda herkes eşyalarını alıp indi.

"Güzel yermiş."

"Evet güzel ama şelalenin arkası çok daha güzel."

Sabah olduğundan ve dev şelale durmadan aktığından dolayı arabadaki ceketini alıp jimin'e giydirdi Taehyung.

"Takip edin beni!"

Herkes paytak paytak yürürken Taehyung çalılıkları ayırıp içinden geçti.

Sonra her birinin ağzından" Waaoow!" Kelimesi çıktığında Taehyung gülmeden edemedi.

"Beğendiniz sanırım?" Hiç biri cevap vermeden etrafı incelemeye başladılar. Her yerde çeşit çeşit, mis gibi kokan çiçekler, şelaleden akan suyun burdan devam eden küçük bir deresi, ve her yerin tertemiz olması inanılmaz büyüleyiciydi.

"Sanırım sabahın köründe kalkmama değdi." Diyip eşyalarını bir köşeye kattı yoongi.

Jin esneyerek "Ben açım!" Diye bağırdıktan sonra hepsi karınca ordusu gibi dağılıp farklı işlere konmuşlardı.

Jisung ve Jin piknik örtüsünü serip yiyecek, içecekleri kattılar. Mis gibi kokan etrafın üstüne bir de mis gibi kokan kurabiye ve muffinler eklenince keyiflerine diyecek yoktu.

Hepsi işlerini bırakıp bu güzel ziyafete eşlik ettiler.

"Keşke jinhwan ile Sehun da gelselerdi. Eksik olunca tuhaf sanki." Dedi yoongi.

Yeol kolunu baekhyun'un beline atıp onu kendine çekerek cevap verdi.

"Yoo, ben halimden gayet memnunum. Hiç bir şey eksik değil bence." Elindeki küçük keki ona yedirtip "Ah, ne güzel yiyiyorsun.." dedikten sonra baekhyun diğer eli ile koluna sertçe vurdu.

Ama tabiki de hiç bir etki göstermedi.

Diğer taraftan oflayıp Jin de konuştu.

"Ah namjoon! Benim koca bebeğim de burda olsaydı keşke. Onunla güzel vakitler geçirmeyi özledim.."

Yanında oturan jisung hemen cevap verdi.

"Benimle de güzel vakitler geçirebilirsin hyung! Sen istedin diye geldim zaten ben buraya."

Jimin dahil herkes kıkırtırken jungkook kendini tutamayıp yüksek sesle konuştu.

"Öyle değil aptal! Jin hyung zürafa çiftleşmesinden bahsediyor!"

Jisung utanıp başını eğdi. Jin de bu sırada jungkook'un ensesine bir tane yapıştırmıştı.

Jimin kalkıp üstünü düzelttikten sonra arabaya geçmiş ve kendi eşyalarını aramaya başlamıştı. Bu sırada Taehyung da onun yanına gitmişti.

"Bizimkiler burda jimin."

Gülümseyerek bavulunu karıştırmaya başladı.

Birkaç kıyafet çıkartıp onu izleyene döndü.

"Çıkacak mısın artık?"

Taehyung kaşlarını çatıp"Çok resmi konuştun!" Dedi.

"Ama çık sende! Üstümü değiştireceğim!"

"Üstünü değiştireceksin diye çıkmıyorum zaten?"

Jimin ona yaklaşıp kollarını belinde bağladı.

"Sen benim önümde soyunsan benim hoşuma gider mi!'

Söylediği şeyden gözlerini kaçırdı.

"Şey.. evet gider."

Sonra aklına başka bir şey geldi ve birden parladı.

"Ama ben burda oturup seni izlesem hoşuna gider mi!"

Sonra yine kızardı yanakları.

"Şey.. buda evet."

Taehyung gülüp kızaran yanaklarını öptü.

"Aslında dolaylı yoldan iki kere aynı şeyi söyledin. Neyse.. biz konumuza dönelim değil mi?"

Ellerini beline atıp kazağının altından tuttu. Ama jimin anında ellerini onun ellerinin üstüne kattı.

"Aklımdan geçen şeyi yapmayacağız değil mi?"

"Ben sadece üstünü değiştirmene yardım edeceğim. Küçük fesat seni!"

Göz devirdi.

"Hiç bir şekilde bana karşı koyamayacağını ve kendini tutamayacağını ikimiz de biliyoruz.."

Yarım ağız sırıtıp "emin misin?" dedi esmer olan.

"Eminim tabii, hatta iddiaya bile girerim!"

Taehyung daha çok güldü.

"Tabi ki girerim! Ne de olsa ben kazanacağım! Ben kendime hâkim olabilirim anladın mı!"

Jimin gözleri kısılana kadar güldü.

"Yapma Taehyung! Gecenin bir yarısı beni malum şey için uyandırdığın zamanları hatırlıyorum!"

Bunu duyunca kaşları çatıldı tâbi.

"O farklı bu farklı!"

Minik serçe parmağını uzattı jimin.

"Gel iddiaya girelim o zaman!"

Taehyung parmağını uzatmadı. Çünkü jimin çok hırslı duruyordu.

"Korktun mu seni serseri!"

Derin bir nefes alıp oda serçe parmağını uzatıp,kenetledi.

"Nesine?"

Jimin düşünüp sessizce fısıldadı.

"Bir günlüğüne benim ukem olacaksın!"dedi.

Ama sonra Taehyung'un yüz ifadesini görüp dayanamayıp kahkahayı bastı.

"Şaka yapıyorum! Yüz ifaden çok kötüydü!"

Elini karnına katıp iyice güldükten sonra sakinleşip tekrar parmağını ona kenetledi.

"Peki, o zaman başlayalım.. Ama sen ne istediğini söylemedin."

"Şu an aklımda bir şey yok. Ne de olsa ben kazanınca daha iyi düşünürüm değil mi?"

Göz devirdi jimin.

"Benim de aklımda bir şey yok ki zaten, iddiayı ben kazanacağıma göre ben düşüneyim değil mi?"

Taehyung jimin'in ağzını taklit edip tekrar başka yere odaklandı.

Bu sırada jimin yavaşça üstündeki ince body'yi çıkartmaya başladı..

Ortaya çıkan beyaz teni ile sertçe yutkundu Taehyung.

Arsızca yaklaştı karşısındakine. Esmer olanın gözleri hiç de normal bakmıyordu. Jimin daha çok yaklaştı ona, iki bacağı arasına girdi. Elini bacağının üstüne kattı.

"Vücudumdaki izleri yenilemek ister misin Taehyung?"

Böyle bir soruyu asla beklemiyordu. Utangaç, çekingen jimin gitmiş. Onun yerine hırslı ve arsız jimin gelmişti. Hoşuna da gitmişti aslında.

"İddiaya gireli 5 dakika oldu jimin.."

Dudaklarına yaklaşıp fısıldadı

"Ne güzel işte ilk 5 dakika içinde kazanmış olurum.."

O tadına doyamadığı dudakları bir kaç milim daha oynayıp dudaklarına değerse iddiayı kaybedecekti jimin. Ama yine de zoru oynamayı seçmişti o. Bu hâli kesinlikle Taehyung'u korkutmuştu. Bu yüzden hemen ayağa kalktı.

"Nereye? Yoksa iddiayı kaybedeceğini mi anladın?"

Sinirleniyordu yavaş yavaş..

"Ne? Ne alakası var!"

Jimin bir kaç adım gerileyip bol olan pijamasını da yerle buluşturdu.

Taehyung'un gözleri önce yere sonra da o güzel bacaklarına kaydı.

"Mantıksal olarak iddiayı kaybetmemek adına çıkıyorsun?"

Birden elinde olmadan sesini yükseltti.

"Hayır! Çıkmıyorum işte! Burdayım!"

Jimin biraz ürkse de belli etmedi.

"Neden sinirlendiğini çok iyi biliyorum ama boşver."

Üstünde sadece iç çamaşırı ile eğilip bavuldan bir kaç şey çıkardı. Bu sırada Taehyung başını başka bir yere çevirmişti.

"Bence şort sezonunu açmalıyız."

"Ne!"

Yanına gidip başka bir şey çıkardı.

"Şunu giy hasta olacaksın. Nisan ayındayız, sabah ve geceleri hala serin!"

Doğru söylüyordu ama jimin inat etmişti bir kere.

"Giymek istiyorum ve üşümüyorum şu an."

Sinirlenip alaycıl bir tavırla konuştu Taehyung.

"Peki, o koca kıçına iğne yediğinde de şortunu giy olur mu!"

Kaşlarını çatıp karşısına geçti.

"İğne falan olmayacağım!"

Tavrını hiç bozmadan cevap verdi.

"Ben başka bir iğneden bahsettim ama neyse.."

Bir adet sinirli jimin'i arkasında bırakarak dışarı çıktı hemen. Sinirden mi başka bir şeyden mi bilmiyordu ama sıcaklamıştı.

"Siz bağırıyor muydunuz az önce?"

Yeol'e bakıp hiç bir şey söylemedi. Yeol de daha fazla takmadı. "Her zaman ki Taehyung işte." diyip yürüdü.

Ortalığı toplayıp biraz yürüyüşe çıkmaya karar verdiler. Başta Taehyung olmak üzere herkes karavandaki jimin'i bekliyordu. Açılan kapı ile Taehyung istemsizce üst üste baktı ona.

Sinirleniyordu tekrar, yanına gidip sakince bekledi.

"Ben sana sormadan sen cevap ver hadi." Kaşlarını çatmış, kollarını belinde birleştirmişti.

Jimin göz devirip yürümeye başladı. Tâbi Taehyung bileğinden tutup durdurdu onu.

"Makyajını silmen ve üstünü giymen için sadece 10 dakikan var jimin, ona göre! Hayır bak dikkat ettiysen üstünü giymen için dedim. Çünkü üstünde doğru düzgün bir şey yok!"

Bileğini çekip kurtardı o koca elden. Gözlerini onun gözlerine kilitleyerek konuştu.

"Kural bir, isteyen her anlamda rakibini kışkırtabilir.. Zaten amaç bu değil mi?"

Her konuştuğunda oynanan o dolgun, pembe ve parlayan dudakları düşünmesini zorluyordu. Ama yinede kendine geldi.

"Peki sevgilim, peki birtanem." Sırıtıp elini tuttu. Ama bu sırıtışı kesinlikle sinirdendi.

Jimin de anın verdiği zafer ile arkasında sinsice sırıtıp yürümeye başladı.

Diğerleri onlara çok tuhaf bakıp doğa ile ilgilenirken Taehyung Yeol'u çağırıp jimin'den uzaklaştı acele ile.

"Ne bu hallerin sabahtan beri bir şey mi oldu?"

Taehyung sessizce sabahki olayı anlatıp yardım istemişti ondan. Çünkü Yeol bazen çok kurnaz oluyordu.

"Sadece tek bir sorum var, neden kazanamayacağın iddiaya giriyorsun!"

Ensesine vurup "Bağırma aptal!" Dedikten sonra onu daha da çekti kendine.

"Bak yoongi'ye anlatırsam gidip jimin'in tarafını tutar. Lütfen bir tek sen yardım edebilirsin bana!"

Gaza gelip kendine çeki düzen verdi.

"Peki şu an neden sinirlisin?"

"Biraz etkilenmiş olabilirim.. Oyunu kaybetmek istemiyorum."

Yeol elini omzuna atıp yürüdü.

"Tamam hadi gel ben yardım edeceğim sana, güven bana."

Taehyung omzundaki eli itip gözlerini irileştirdi.

"Ne diyorsun oğlum sen! Kendine gel! Kaç yıllık dostumsun! Ben jimin'den başkasına bakar mıyım hiç! Ulan ne şerefsiz çıktın azgın pezev-"

Yeol dayanamayıp sertçe vurdu koluna.

"Ulan azgın piç! Azmaktan aklın başka bir yere çalışmıyor ki beni düzgün anlayasın! Ayrıca ben versem versem sana mı veririm! Ben bir tek Baekhyun'uma uke olurum göt lalesi!"

Taehyung ona tuhaf tuhaf bakıp yürüdü. Hazır herkes başka bir şeyle oyalanırken ikili sinsi sinsi düşünmeye başladı. Tabi bu sırada Taehyung kendi kendine konuşuyordu.

"Şuna bak! Sanki özel bölgesi görünmesin diye ince kumaş sarmış! Üstündeki şey bin beter zaten! Ne diye tül giyip omzundan sarkıtırsın ki! Ulan sevişmeye hazırlanırken bile böyle giyinmedi hiç!"

Yeol gülüp az da olsa sakinleştirmeye çalıştı.

"Bilmiyor musun sanki onu? Açık giyinmeyi seviyor çocuk napalım!"

Bakışlarını yumuşatıp konuştu.

"Yani bende seviyorum açık giyinmesini ama sadece bana karşı! Ayrıca burda kimse yok diye sakin kalıyorum!"

Yeol elinde küçük beyaz bir kutu ile geldi. Gizlice avucunu açıp eline kattı.

"Bu ne?"

"Azdırıcı."

"Ne!"

Yeol derin bir nefes alıp sakinleşmeyi bekledi.

"Eğer bir daha bağırıp herkesin dikkatini çekersen bu azdırıcıyı götüne sokarım! Zaten azgınsın da neyse."

Boğazını temizleyip ciddi göründü.

"Birazdan bir şeyler içme bahanesi ile bir tane ama bak sadece bir tane içeceğine karıştır. Sonra zaten tıpış tıpış ayağına gelecek!"

Kaşlarını çatıp "Bunun sende ne aradığını sormaya çok korkuyorum onun için sormayacağım. Ayrıca baya etkili sanırım sadece bir tane kullanmam gerektiğini söylediğine göre."

Onu onaylayıp cebine indirdi hemen.

Bu sırada jimin onlara doğru yürüdü.

"Beni gezdirir misin Taehyung?"

Yeol ona kaş göz işareti yapıp "şimdi tam zamanı!" Dedikten sonra Taehyung anlayıp harekete geçti.

"Tâbi ki sevgilim! Ama bir şeyler de içelim değil mi?"

Onu arkasında bırakıp karavana girdi hemen.

İki adet vişne suyu hazırlayıp birini pembe birini mavi bardağa boşalttı.

Pembe bardağa bir adet attıktan sonra karıştırıp güler çıktı.

"Al bakalım, afiyet olsun!"

Hiç tereddüt etmeden pembe bardağı aldı jimin. Çünkü zaten Taehyung bilerek o bardağa katmıştı. Jimin'in dikkatini pembe çekerdi hep.

"Bak burda çok güzel çiçekler var. Gel fotoğrafını çekeyim."

Jimin Bütün içeceğini bitirip boş bardağı Taehyung'a verince Taehyung içinde durmayan o zafer duygusunu bastıramıyordu.

Fotoğraf çekerken jimin birden kaşlarını çatıp duraksadı.

Taehyung bu kadar erken tepki göstereceğini tahmin bile etmemişti aslında.

Bardakları çöpe atıp uzayan saçlarını arkaya savurdu daha sonra küçük bir toka ile yarısını topladı. Cebindeki Yuvarlak çerçevesiz gözlükleri taktı. Gömleğinin üstten bir kaç düğmesini açıp ona doğru yürüdü.

"B-bu neydi şimdi?"

Çok ürkek bakıyordu.

"Neden kekeliyorsun jimin? Heyecanlandın mı yoksa bu görüntü karşısında?"

Jimin hiç bir şey demeden sadece onu izliyordu.

Nefes kesiciydi.. Oldukça belirgin köprücük kemikleri, adem elması ve o inanılmaz yakışan uzun, dalgalı, yumuşak saçları.. Esmer teninde duran bembeyaz gömlek ve burnuna gelen o erkeksi parfüm.. Jimin kesinlikle kendine hâkim olmalıydı..

"Gidelim mi artık? Duyuyor musun beni?"

Jimin aklında kurduğu bazı senaryoları toz bulutuna çevirip gerçek hayata döndü.

"Gidelim evet."

Tedirgin bir şekilde yürümeye başladı jimin. Bir kaç dakika sonra sessizliği bozdu.

"Taehyung, iddiayı kazanırsan benden ne isteyeceksin?"

Taehyung bu soruyu duyar duymaz iddiayı kesinlikle kazanacağını anladı.

"Bilmem daha düşünmedim. Aklımda bir şey var ama bilmiyorum.."

Taehyung'un sağı solu hiç belli olmuyordu. Ve en tehlikelisi de Taehyung şu an çok hırslı duruyordu.

"Ben sıcaklamaya başladım." Eli ile yüzünü yellemeye başlayınca Taehyung istemsizce gözünü aşağılara doğru indirdi.

Gördüğü şey ile sertçe yutkundu.. İşte şimdi jimin üstünü değiştirmek zorundaydı.

Jimin hiç bir şey söylemeden karavana yürüdü. Kapıyı sertçe kapatıp sinirle bavulu açtı.

"Neler oluyor!"

Taehyung bilerek içeri girdi hemen. Jimin yarı çıplak duruyordu ve kesinlikle fena haldeydi. Çok sinirli duruyordu, bu kadarını beklemiyordu.

"Yardıma ihtiyacın var mı?"

Üstüne Taehyung'un herhangi bir tişörtünü giydi. Anca kapatırdı çünkü. Biraz bol bir Pantalon giyip karşısındaki adama döndü.

"İstemiyorum yardım falan! Çık önümden!"

Baya sinirliydi.

"Bence bu hâlde duramazsın."

Jimin olabildiğince öfke dolu bakıp çıkmak üzere ayaklandı. Ama Taehyung tarafından durduruldu.

"Yüzün kıpkırmızı ve nefes seslerin çok derin. Sakın bana bu halde çıkacağını söyleme.."

Yaklaştı yüzüne, dudakları arasında çok az bir mesafe vardı. Jimin bir adım atarsa bitecekti, oyunu kazanan Taehyung olacaktı.

"İstemiyorum!" Gözlerini sıkıca kapattı Taehyung sinirden. Duyduğu kapı sesinden sonra sinirleri iyice bozuldu.

"İnatçı!"

Dışarı çıktığında jimin ortalarda görünmüyordu. Yüksek ihtimal işini halletmeye gitmişti. Neyse.

*

Aradan yaklaşık 2 iki saat geçmişti ve akşam yemeği için hazırlıklar bitmek üzereydi. Işıklar,yastıklar,ve güzel yemekler.. Tek eksik jimindi.

"Jimin hyung nerde kaç saattir?"

Yeol ile Taehyung birbirlerine bakıp güldüler.

"İşte geliyor!"

Taehyung hemen ona doğru yürüdü.

Görüntüsü onu etkiliyordu..

"İyi misin?"

Terli, dudakları ve gözleri koyulaşmıştı. Ama hala kendine gelmiş değildi.

"Nasıl olabilirim sence!"

Ve evet hala sinirliydi..

"Gel yemek yiyelim hadi. Malum yorgun düşmüşsün.."

Kendini tutamayıp yüksek sesle güldü. Tâbi jimin bir güzel vurmuştu.

Herkes yemek için bir araya geldiğinde jimin sessizce tabağına gömülüp yemeğini yemeye başladı.

"Gökyüzü çok güzel.."

"Evet Güneş bir saate batar."

Taehyung gözlerini gökyüzüne dikti, daha sonra jimin'e bakıp en içten gülümsedi. Avcunu onun çenesine katıp baş parmağı ile okşadı. Ama jimin her zaman yumuşardı bu hareket karşısında.

Elini onun eli üstüne katıp yavaşça indirdi, avcunun içini öptü..

"Bunu oyundan saymayız değil mi? Sonuçta masumca."

Jimin gülüp başını salladı. Şu anlık sinirini boşverip bu güzel hava, sevgilisi ve dostları ile tadını çıkartmak istiyordu.

Sofra toplanıp sadece bir kaç içecek bırakıldığında jimin bir kedi misali sevgilisinin güçlü kolları arasına girmişti. Taehyung sadece onun üstüne ceketini atıp kafasını yarı çıplak göğsüne yasladı. Jimin onun güzel kokusunu içine çekip bu güzel havanın tadını çıkardı. (Yalnız ben böyle bir şey yaşasam ne derdim kalır ne tasam..🥺)

Sonra birden Taehyung bana seslendi.

"Merve,hayal dünyandan çık. Orası iyi bir yer değil!"

Bende bok hayatıma geri döndüm. Sağol Taehyung çok iyi moral veriyorsun bana.

Neyse fice dönelim.

"Taehyung?"

"Efendim güzelim?"

Kafasını kaldırıp minik bedene baktı.

"Çadırımıza gidelim.."

"O-olur çok iyi olur! Gidelim çabuk!"

Heyecandan ne diyeceğini bilemedi Taehyung. Diğerlerine uyuma bahanesiyle gideceklerini söyleyip birlikte çadırlarına girdiler.

"En büyük çadır bize denk gelmiş."

Taehyung büyük çadırlarını düzeltip yataklarını serdiler. Jimin ise masumca bir yere oturup öylece onu izliyordu. Ama hiç de masum bakmıyordu..

"Neden çadıra gelmek istedin jimin?"

İşte tam da bu soruyu bekliyordu jimin. Ayağa kalkıp Taehyung'a yaklaştı. Ellerini göğsünde gezdirdi. Yavaşça kalan düğmelerini açtı. Açılan gömleğin iki tarafından da tuttu. Tamamen çıkaracağı sırada Taehyung onu durdurdu.

"Jimin İddiayı kaybedeceksin?"

"İddiayı sikeyim!"

"Bende seni?!"

Gömleğini yerle buluşturunca Taehyung onu taşıyıp boylarını eşitledi. Jimin bacaklarını onun beline dolayıp gözlüğünü çıkarıp yere attı. Jimin çok az böyle istekli davranırdı. Belki sayılı kez, ve bu istekli hâli kesinlikle Taehyung'un inanılmaz hoşuna gidiyordu. Jimin hiç bırakmak istemiyordu bu bağımlısı olduğu dudakları, onun için bir hazine,bir ödüldü sanki. Alt dudağını dişleyip emmeye başladı. Ellerini ensesine atıp saç diplerini okşadı usulca.

Dudaklarını ayıran ilk taraf Taehyung olmuştu.

"Ama ben seni istiyorum.."

Bu haline gülüp gerekli açıklamayı yaptı.

"Seni yatağa uzandırmak için ayrılmak zorunda kaldım sadece."

Dediği gibi onu yavaşça yatağına indirdi. Bilerek bol giydiği eşofmanı çıkartıp herhangi bir yere fırlattı. Gördüğü şişlik ile güldü. Uzun kemikli ellerini baldırlarına atıp okşamaya başladı. Bu hareket jimin'i baştan aşağı titretti.

Üstündeki bol tişörtü bir çırpıda çıkartıp, dudaklarını onun beyaz teninde gezdirmeye başladı. Açıkta kalan boynuna yönelip günlerce aç kalmış bir kurt gibi sömürmeye başladı. Bir an canını yaktığını bile düşündü. Gerçi bu jimin'in umrunda bile değildi.

Jimin, ellerini her iki beline katıp fazlalıkları attı. Taehyung karşısında çırılçıplak duruyordu. Ve bu görüntü bile onu çıldırtıyordu. İkisi çırılçıplak kaldığında bu sefer jimin üste çıktı.

Kasıklarının üstüne oturup derin nefesler almaya başladı. Ellerini çıplak göğsünde gezdirip yaklaştı. Göğsüne dil darbeleri atmaya başladı, verdiği sıcak nefesi bile onu daha çok tahrik ediyordu.

Ellerini başının arkasına atıp küçük tokasını çıkardı, uzamış olan dalgalı saçlarını okşadı. Biraz daha üstüne çıkıp çenesini öpmeye başladı. (Yalnız çene öpmek..🥺🥺😭😭😭😭)

Ordan soğuk elmacık kemiklerini bolca öperek sıcaklamasını sağladı. Uzun saçlarına masum bir öpücük kondurdu. Sonra tekrar eski pozisyona geçtiler. Jimin uzanarak ellerini geniş omuzlara kattı. Karşısındaki dehşet adam yüzünden artık kendini tutamıyordu. Taehyung da bunun farkındaydı ama Taehyung her zaman ön sevişmeyi uzatırdı, sabırsız olmasına rağmen.

Dudaklarında biraz daha oyalandı, dili ile dudaklarını ıslatıyor daha fazla zevk almasına neden oluyordu. Onu kendine bastırdığı anda küçük sayılmayacak bir inleme bıraktı jimin. Bu hâli her ne kadar hoşuna gitse de ikisi de artık dayanamıyordu. Özellikle jimin..

"T-taehyung dayanamıyorum!"

Son kez şişmiş dudaklarını emip yüzüne baktı. İstekli ve kararmış gözleri, şişik ve kanayan dudakları, derin bir şekilde alıp verdiği nefesler..

"Hadi başlasana artık!"

Azgın ve agresif hmm..

"Bu sefer kibar olmayacağım o zaman."

"Pardon? Normalde oluyor muydun?"

Taehyung duyduğu şeyle yapacağı şeyi kesinleştirdi. Hep kibar olurdu zaten. Demek ki jimin'e sert hâlini göstermeliydi.

Köşede bulduğu her hangi bir ipi alıp ellerini tek eliyle birleştirdi. Sıkı sıkı bağlayıp bacaklarını açtı hızla. İyice yaklaşıp bacaklarını omuzlarına attı.

"E-ellerimi neden bağladın!"

Cevap verme gereği bile duymadı.

Parmaklarını aşağılara indirip sertleşen aleti kavradı. Jimin böyle bir hareket beklemediğinden dolayı ağzından küçük bir çığlık kaçırdı. Eliyle sertçe çekiştirip bağırmasına neden oluyordu.

Kendi çığlıklarını duyunca utançtan yerin dibine giriyordu. Bağlı ellerini dudaklarına götürdü hemen. Elleri ile inlemelerini bastırmaya çalışıyordu ama ne kadar başarılıydı, orası bilinmez.

Taehyung iyice yüzüne yaklaştı önce. Gözleri dolu doluydu. Zevkten dolayıydı tâbi.

Sonra tekrar yavaşça aşağılara doğru indi. İyice gerileyip elinde tuttuğu alete baktı. Sıcak bir nefes verip dudaklarını yaklaştırdı. Ve jimin'in beklemediği bir şeyi gerçekleştirdi..

Dili ile başını emiyor, gittikçe de hepsini ağzına almaya çalışıyordu. Jimin'in derin inleyişleri onu hızlandırıyor iki tarafa da inanılmaz zevk veriyordu. Jimin sonlara doğru geldiğini anlayınca nefesleri sanki hiç hızlı ve istekli değilmiş gibi daha da yükseldi. Taehyung istemsizce hızlanıp daha çok emmeye başladı.

Son vuruşları yaptığını biliyordu Taehyung, ama yine de geri çekilmedi. Bu düşüncesinden bir kaç saniye sonra ağzında hissettiği sıcaklık ile yamukça sırıttı. Hareketleri yavaşladı. Ve en son da sadece parmağı ile başını okşamaya devam etti.

Yerinde hafiften dikleşip bitmiş halde olan bedene baktı. Bu hâli gerçekten insanı yoldan çıkarır türdendi. Yüzüne eğilip fısıldadı.

"Hâlâ istiyor musun? Yoksa burda bitirelim mi?"

Gözlerini zorlukla açıp karşısındaki esmer bedene baktı. Dudaklarının kenarında duran beyazımsı sıvıyı görüp güldü.

Taehyung bu gülüşün hiç de masum olmadığını biliyordu.

"Arsız ve doymak bilmeyen bir sevgilim var."

Jimin omuzları üzerindeki bacaklarını iyice açıp girmesini bekledi. Taehyung tekrar eğildi, kalçasını okşayıp dilini uzattı. Dilini deliği üzerinde gezdirip jimin'in kendini kasmasına neden oldu. Önce sadece dilini değdirdi ama kendini iyice kaptırınca emmeye başladı. Diğer tarafta jimin yine elleri ile ağzını örtmüş. Olabildiğince sesli inlememeye çalışıyordu. Kesinlikle çok zor duruyordu. Biraz daha orda oyalanıp bir kaç kez tükürdükten sonra iki parmağını birden içine yolladı. Gel-gitleri yapıp üçüncü parmağını da içine gönderdi. Pek de hazırlık yapmaya gerek yoktu. Zaten alışıktı jimin. Parmaklarını çıkartıp artık bitmiş halde olan aletini jimin'in girişine konumlandırdı.

Yavaş yavaş girmektense birden girmeyi tercih etti. Tâbi bu hareketi yüzünden jimin sesli bir şekilde bağırmıştı. Gözlerini sıkıca kapatıp alt dudağını dişliyordu. Taehyung belki ilk defa böyle sert yapıyordu, çünkü jimin böyle istemişti..

İçine girip çıkan aleti öyle hızlı ve sertti ki jimin'in nefesleri kesiliyordu. Ama zaten bunu istiyordu. Nefes kesici olmasını..

Birden duraksadı Taehyung, karşısındaki bedenin nefessizlikten boğulacağını bile düşünüyordu. Nefesleri az bir şey düzene girdiğinde oda tekrar sert bir şekilde içine girdi. Eğilip kanattığı dudakları iştahlı bir şekilde emmeye başladı. Jimin'in nefeslerinin kesildiğini hissediyordu Taehyung. Ama şu an zevkten düşünemiyor, sadece iki tarafın da zevk almasını istiyordu. Sonlara doğru geldiğini hissedince elini tekrar aletine attı. Jimin her iki -hatta üç- yerden zevk alınca artık inlemelerini tutmayı bırakıp kendini sadece Taehyung'a bırakmıştı.

Taehyung son kez içine sertçe vurduktan sonra boşalmış ve nefeslerini düzene sokmaya çalışmıştı. Terden uzun saçları önüne düşmüş, gözlerini örtmüşü. Jimin titreyen parmaklarını o siyah tutamlara götürüp yana doğru okşadı. Taehyung dişleri ile bilekleri bağlı olan gencin iplerini çözüp yere attı. Bu sırada Taehyung elindeki aleti bir kaç kez daha okşadıktan sonra jimin bugün Taehyung'un eline ikinci kez boşaldı. İkisi hala nefeslerini düzene sokamazken jimin artık pes edip kapanan gözlerine hâkim olamıyordu.

Gözleri tamamen kapanınca hafif yana yatmış ellerini başının altına katıp küçücük bir hal almıştı. Taehyung eğilip terleyen küçük gencin yüzünü sildi. Onu rahatsız etmeden kendi tişörtünü giydirip üstüne battaniyeyi örttü kendisi sadece iç çamaşırı giyip yanına uzandı hemen.

Başını hafifçe kaldırıp göğsünün üzerine kattı. Uykulu nefesleri onun göğsünü delip geçerken Taehyung işte tam bu görüntünün tam da bu konumda olmalarının nedenini düşündü. Gözlerini yukarı dikip sessizce kendi kendine konuşmaya başladı.

"Aslında biliyor musun küçüğüm? hâlâ inanamıyorum.."

Titrek bir nefes verdi.

"Biz sonunda mutlu olabildik ve ben gerçekten inanamıyorum.. Elimi tutup beni öpüyorsun, benimle yatıp benimle kalkıyorsun. Hiç bıkmadan her gün benimle vakit geçiriyorsun. H-her şeyi hatırlayıp bilmene rağmen, sen hala deli gibi beni seviyorsun.."

Saçlarını içten bir şekilde öptü.

"S-sen her şeyi tamamen her ayrıntısına kadar hatırladığında beni tekrar yanında istedin. Bu nasıl bir fedakârlık biliyor musun! Sana deli gibi zarar veren birine hâlâ aşık olmak çok zor olmalı. Ama sen öyle güzel sevdin ki beni, sanki ben sana hiç zarar vermemişim gibi, sanki hep korumuş gibi.. Bilmiyorum, belki de bu hayattaki en büyük şansım senin hâlâ bana aşık olman.."

Gözyaşını tutmak istemedi bu sefer. Sessizce bıraktı..

"Kaçırıldın acı çektin, aylarca komada kaldın, uyandın ve hiç bir şey hatırlamamana rağmen sen yine bana aşık oldun.. Bu bana çok dokunuyor. Evet çok korktum senin başka birine aşık olacağından, ama bilmiyorum işte gerçekten mantıklı düşünemiyordum. Tek isteğim sana artık zarar vermemekti. Senden asla uzak kalamam ama.. Ama senin iyiliğin için yavaş yavaş uzaklaşmayı tercih ettim. Korkaktım hemde çok. Aşkımızdan kaçacak kadar korkaktım. Ama iyi ki sen ve senin cesur kişiliğin var. Eğer kararlı davranışların olmasaydı ben belki yine senden kaçacaktım A-ama sen aşkımızı tekrar yaşamaya yemin etmiştin sanki sevgilim.. Sonra sen herşeyi tamamen hatırladığın gün.. ah o gün beni çok duygulandırıyor.."

Burnunu çekip ağlamasını durdurmak istedi. Ama başarılı olamıyordu.

"O gün elim yüzünden düşmedi çünkü gözyaşların hiç durmadı.. elime düşen her gözyaşın sanki ateş damlasıydı. Canımı o kadar çok yakıyordu ki.. Bütün gün bana sarıldın, beni hiç bırakmadın. Ama yaralı olan ben değildim ki.. Kendine yuva arayan yavru kedi gibiydin. Yuvan,evin,dayanağın bendim.. buldun beni, ve hiç bırakmadın. Ve bana sonra şu sözleri söyledin."

"Sen benim için savaştın, sen her anında kendi canını benim için tehlikeye attın. Beni nasıl güzel sevdiğini ve hiç bir zaman kıyamadığın günleri hatırlıyorum.. Sanki dünyadaki tek çiçekmişim ve sen de beni bütün herkesten koruyordun. Kimsenin beni senden koparmasına izin vermiyordun. Tamam, biz çok şey yaşadık. Ama inan bana umrumda değil. Sana olan aşkım çektiğim acılardan çok daha üstün.. Senin için çektiğim ve çekeceğim acılara her zaman hazırım. Seni bütün kötülüklerden, bize zarar verecek bütün her şeye hazırım ben. Seni korumak istiyorum. Aşkımızı korumak, artık mutlu olmak istiyorum. Çünkü biz çok acı çektik. En çok ben ya da sen diye bir şey yok, ikimiz de bittik. Kötü günler geride kaldı, şimdi hepsini sadece bir kâbus gibi hatırlıyorum. Eğer ellerimi tutup, bana güvenip gözlerini kapatırsan en güzel rüyaları göreceksin. Sana rüya gibi gelecek günler yaşatacağım Taehyung. Lütfen sadece artık kendini bana layık gör ve aşkımızı yaşamamıza izin ver.."

Onu iyice kendine çekti. Minik beden olabildiğince ona sokuldu. Kokusunu içine çeke çeke öptü onu. Gözleri kapanmak üzereydi. Ve neden böyle bir konuşma yaptığını da bilmiyordu. Sadece ne zaman çok mutlu olsalar hep o günü hatırlıyordu.

"Seni çok seviyorum jimin. Ve beni hala sevdiğin için sana sonsuz teşekkür borçluyum.. Seni çok seviyorum.."

*Sabah*

"Jimin uyan artık!"

Kaşlarını çatıp gözlerini açmadan cevap verdi.

"İstemiyorum!"

Taehyung yanından kalkıp üstüne doğru çıktı.

"O zaman bende sen uyanana kadar seni öperim!"

Dediği şey ile hemen yüzüne eğilip öpmeye başladı. Jimin'in hoşuna gittiğinden hala uyanmıyordu.

Ama sonra dışardan bir ses geldi.

"Uyanacak mısınız artık!"

Yoongi bile uyandığına göre, uyanmamak ayıp olurdu diye düşünüp kalktı hemen Taehyung. İkisinin saçları dağılmış, dudakları şişmiş ve bazı yerlerinde izler vardı..

Taehyung üstünü giyip son kez onu öptükten sonra çıktı. Jimin'in uyandığını biliyordu bu yüzden ondan önce çıktı.

"Günaydın herkese!"

Yeol Taehyung'un kolundan tutup sessizce konuştu.

"Keşke dün ışıkları kapatsaydınız."

Taehyung kaşlarını çatıp ne demek istediğini anlamaya çalıştı.

"Neden? Ne oldu ki?"

"Siklerinizin gölgesini gördük Taehyung! Sağol canlı canlı sex izledik resmen!"

Taehyung'un gözleri olabildiğince irileşirken böyle bir detayı nasıl unuttuğunu düşündü.

"Bunu sakın jimin'e söyleme! Utançtan kimseye bakmaz!"

"Söylemem de dün herkesi tahrik ettiniz. Neyse."

Bir şey demeden yerine geçti. Bu sırada jimin koşarak Taehyung'un yanına oturdu.

"Ben çok açım!"

Yeol ağzında bir şeyler geveledi.

"E malûm, dün çok enerji harcadınız."

Taehyung ona susması için kaş göz işareti yaptı.

"Afiyet olsun herkese! Bu arada Jin hyung ile jisung nerde?"

İşte tam o sırada Jin koşarak çadırdan çıktı.

"Size bir soru soracağım ve bana dürüst olun!"

Çok sinirli görünüyordu. Herkes korkudan ayağa kalkıp şaşkın bir şekilde onu izlemeye başladı.

"Kim karavandaki masanın üstüne azdırıcı bırakmış!"

Taehyung ve Yeol'un kalbi deli gibi atmaya başladı. Yeol hemen konuştu.

"Açıklayabilirim hyung!"

Derin bir nefes alıp herşeyi anlatmak üzere hazırlandı.

"Şimdi Jin hyungum, güzel hyungum, o azdırıcı benim evet ama Taehyung'a verdim sonra Taehyung o masada bırakmış aptal çocuk. Yani benim hiç bir suçum yok of!"

Jimin aklına gelen şeyler ile sert bir şekilde Taehyung'un koluna vurdu.

"Taehyung! Dün birden azmamın nedeni o ilaç mıydı! Ne yaptın sen! Vişne suyumun içine kattın değil mi! Hile yaptın sen! İddiayı kazanmadın!"

Jin birden bağırınca herkes buz kesildi.

"Yeol senin o azdırıcı getiren aklını da sizin iddiaya girmenizi de jimin senin azmanı da sikeyim!"

Jimin korksa da jin'e yaklaştı.

"Hyung yoksa bilmeden o azdırıcıdan mı içtin de bu kadar sinirlendin?"

Oflayıp cevap verdi.

"Hayır. Jisung sabah başı ağrıdığı için ağrı kesici aramış, o kutuda da ağrı kesici var sanmış. Sonra içmiş tâbi, aradan yarım saat sonra falan gelip bana neler hissettiğini anlattı."

Herkes özellikle jimin, Taehyung ve yeol üçlüsü şaşkınlıkla onu izliyordu.

"Sayenizde 17 yaşındaki çocuk ilk kez azdı ve ne yapacağını bilmiyor! Ah küçük fındığım ne hallere girdi! Saf temiz çocuğuma neler yaptınız!"

Jimin onun yaşadığını daha dün yaşadığı için çok iyi anlıyordu.

"Peki şimdi iyi mi?"

Ters ters baktı Jin.

"Nasıl iyi olsun çocuk! Kendini çekmeyi bile bilmiyor! Ben öğrettim az önce böyle böyle yapacaksın diye! Hayır yani sevgilisi falan da yok yardım etsin!"

Normalde olsa herkes gülerdi ama Jin çok sinirli olduğundan kimse cesaret edemiyordu. Hem zaten jisung çok saf ve masum biriydi. Alaya alınacak biri değildi yani.

"Özür dileriz hyung." Jimin belki yumuşar diye ilk o özür dilemişti. Tam o sırada jisung çadırdan çıkıp yavaşça gelmeye başladı.

Jisung herkese utanç dolu bakarken yavaşça Jin hyung'unun kolu altına girdi.

Yeol mahcup bir ifade ile yanına gitti.

"Jisung, şeker çocuk çok özür dileriz. Aslında partnerin olsaydı güzel olurd-"

Jin omzuna vurarak susmasını sağladı.

"Önemli değil. Şu an iyiyim. Jin hyung bana nasıl yapacağımı anlattı."

Yeol yine dilini tutamadı.

"Umarım uygulamalı göstermemiştir!"

"Yeol sus artık!"

Baekhyun sessizliğini bozunca susmak zorunda kaldı.

"Sustum balım, çiçeğim, kelebeğim."

Bütün gün jisung Jin'in yanından ayrılmamış, herkesten utanmıştı. Ama yine de jimin, Taehyung ve yeol üçlüsü ondan defalarca kez özür dilemişti. Taehyung ve jimin'e gelirsek ikisi de iddiayı kazanmadı. Biri hile yaptı, diğeri de başka yollardan iddiayı bırakmak zorunda kalmıştı. Öyle ya da böyle iki günlük tatil herkese çok iyi gelmişti. Jimin ve Taehyung şimdi çocuklar gibi koşturup ormanda sürekli fotoğraflar çekiyor, birbirlerine sarılarak kusursuz gökyüzü altında unutulmayacak vakitler geçiriyorlardı.

Taehyung en güzel çiçekleri toplayıp jimin için saklarken, jimin de bu en güzel çiçekleri fotoğrafları arasına katıp iki cam arasında kurutmuştu.

Bir dahaki yb'de görüşmek üzere sizi seviyorum😭💗

(Nasıl bitireceğimi bilemedim sorry isodwooxwpzjqv)

ben geldimm.

Neyse yb nasıldı? Aslında bilmiyordum ne yazacağımı bu yüzden +18lere girdim ama onu da beceremedim evet biliyorum çünkü daha önce hiç sevişmedim nasıl bir duygu nasıl bir his bilmiyorum.

Getirin seokjinimi, Taehyung'umu, sehun'umu size o sahneyi yaşatayım değil mi? HWJSKQKZKWLZPWPSPWO

neyse bu yb geç geldi evet çünkü 5-6 haftadır ders çalışmaya başladım. Ciddi anlamda hiç vaktim yok ve siz oy ve yorum kullanmadığınız için yazasım da yok. Son bir haftadır bildirim gelince heveslendim biraz ve ortaya böyle bir şey çıktı.

Umarım beğenmissinizdir🥺

Psikolojim çok kötü umarım bunu sizi yansıtmam.

Neysemm bir dahaki yb'de görüşmek üzere sizi seviyorum iyi bakın kendinize✨

İyi geceler seokjinim kadar tatlı rüyalar hepinize😭💛

Pinklendiniz🥺💘💝💖💗💕💓💞

*Şurası sohbet kısmı olsun istediğiniz şeyi sorun*

Neyse biraz fotoğraf.


JİSUNG ÇOK TATLI 😭😭😭😭💜💜💜


Şeker çocuğum 🥺😭

Biraz Taehyung 🥵🥵🥵🥵⛓️⛓️

😩✋

Ve son olarak aşk adamım 😭😭😭🥺🥺💘💘💜💜💞💞💓💓✨✨🤍🤍🧡🧡❤️❤️💛💛💝💝💖💖💗💕💕🍓🍓🦄🦄🐣🐣🌍🌍🌍💚💚💚

Continue Reading

You'll Also Like

12.9K 879 23
What happens if the investigator falls in love with the accused?💔 تحتوي على 🔞
292K 20K 28
KEMİKLER MİRASI SERİSİNİN BÜTÜN KİTAPLARI BURADADIR. KİTAPLAR BAĞIMSIZ DEĞİLDİR AMA HER KİTAP FARKLI KARAKTERLERİN HİKAYESİNİ KONU ALMAKTADIR. - BİR...
1.2M 110K 45
~Bu kitap tüm zorluklara inat aşkından vazgeçmeyip aşkı için savaşanlara ithaf edilmiştir.~ -------------------------- "Aşk mıdır beni,sana bu kadar...
1.5M 88.2K 40
UYARI: hikayede 18+ sahneler, kan, vahşet ve birçok rahatsız edici öğe olacaktır. Rahatsız olanlar uyarı bıraktığım yerleri okumasınlar Serinin 1, 2...