Suyu Bulandıran Kız

By ClassicsTR

1.8K 111 3

Honore de Balzac (1799-1850): Fransa'nın 19. yüzyıldaki sosyal yapısının tarihsel bir tablosunu çıkardığı esk... More

İthaf - Mösyö Charles Nodier'ye
1 - Descoings'ler ile Rouget'ler
2 - Bridau Ailesi
3 - Mutsuz Dul Kadınlar
4 - YETENEK
5 - Ailenin Büyük Adamı
6 - Mariette
7 - Philippe Kasadan Para Tırtıklıyor
8 - Analık Duygusu Nasıl Körelir
9 - Philippe'in Son Düzenbazlıkları
10 - Issoudun
11 - Aylak Şövalyeler
12 - Cognette'in Meyhanesi
13 - Suyu Bulandıran Kız
14 - Korkunç ve Bayağı Öykü
15 - Saf Fario'nun Arabası
16 - Beş Hochon
17 - Maxence-Machiavel
18 - Bir Bıçak Darbesi
19 - Bir Cinayet Davası
20 - Philippe Issoudun'de
21 - Mirasçıların Üzerinde Düşünmeleri Gereken Bölüm
22 - Ölümüne Bir Düello
23 - Madam Rouget
24 - Bir Azizenin Pişmanlıkları

25 - Sonuç

44 3 0
By ClassicsTR

XXV

Sonuç

Resim yapma cesaretini artık kendinde bulamayan ressam, belki derin acısı, çalışmanın sağlayacağı bir tür mekanik eğlenceye gerek duysa da, onu hiçbir zaman yalnız bırakmama konusunda anlaşan dostlarını hep etrafında buldu. Dolayısıyla, bir alaycının birini sevebildiği kadar Joseph'i seven Bixiou, cenaze töreninden on beş gün sonra, atölyede toplanan dostları arasında yer alıyordu. Bu sırada hizmetçi kadın ansızın içeriye girip kapıcı odasında yanıt bekleyen yaşlı bir kadın tarafından getirildiğini söylediği bir mektubu Joseph'e verdi.

"Mösyö,

Kardeşim demek cesaretini gösteremediğim size, taşıdığım soyadı nedeniyle de olsa, başvurmam gerekiyor..."

Joseph sayfayı çevirdi ve son sayfanın arkasındaki imzaya baktı. Kontes Flore de Brambourg sözcükleri onu ürpertti, çünkü kardeşinin başının altından çıkan iğrenç bir şeyin söz konusu olduğunu sezmişti.

— Bu haydut, dedi, şeytana bile kötülük yapabilir. Oysa şerefli bir insan olarak geçiniyor! Boynunda da bir yığın denizkabuğu asılı! Kendini bir şey sanıyor! Ve bu düzenbaz, kont beyefendi diye anılıyor!

— Böylesi çok! dedi Bixiou.

— Dahası var! Bu Suyu Bulandıran Kız da şimdi pekâlâ suyunun bulandırılmasını hak ediyor, diye ekledi Joseph, beş para etmezin teki; "Adam masum!.." bile demeden benim boynumu bir tavuk boynu gibi koparttıracaktı az daha.

Joseph'in mektubu fırlattığı anda, Bixiou onu çeviklikle yakaladı ve yüksek sesle okudu:

"Brambourg kontesi Madam Bridau'nun, ne kadar kusurlu olursa olsun, ölmek için hastaneye gitmesi yakışık alır mı? Eğer benim yazgım böyle ise, eğer kont beyefendinin ve sizin isteğiniz böyle ise, bu istek yerine gelsin; ama o zaman, siz ki Doktor Bianchon'un dostusunuz, bir hastaneye yatırılmam için onun desteğini sağlayın. Bu mektubu size getiren kişi, mösyö, on bir gün üst üste Clichy Sokağı'ndaki Brambourg konağına gitti, ne var ki kocamın yardımını sağlayamadı. İçinde bulunduğum durum, huzur içinde ölmem için bana borçlu olunan şeyi hukuken sağlaması için bir avukat tutmama izin vermiyor. Zaten hiçbir şey beni kurtaramaz, biliyorum. Bu yüzden, zavallı yengenizle meşgul olmak istemediğiniz takdirde, hayatıma son vermek üzere gerekli parayı bana verin; çünkü anlıyorum, kardeşiniz beyefendi ölmemi istiyor, bunu hep istedi. Bir kadını öldürmenin üç kesin yolu olduğunu bana söylemişti, ama hangi yolu kullandığını önceden kestirecek kadar akıllılık gösteremedim.

Beni bir yardımla onurlandırmak ve içinde bulunduğum acınacak durumu kendiniz değerlendirmek isterseniz, Chantereine Sokağı'nın köşesinde, Houssay Sokağı'nda, beşinci katta oturuyorum. Eğer yarın gecikmiş kiralarımı ödemezsem, çıkmam gerekecek! Peki, nereye gideceğim mösyö?. Kendimi şöyle adlandırabilir miyim:

Yengeniz,

Kontes Flore De Brambourg."

— Çirkef dolu ne çukur ya! dedi Joseph, bunun altında ne var?

— Önce şu kadını getirtelim, hikâye için eşsiz bir önsöz olabilir, dedi Bixiou.

Bir süre sonra bir kadın göründü, Bixiou onu şöyle belirtti: Yürüyen yırtık pırtık giysiler! Gerçekten de, üst üste bir yığın çamaşır ve eski entari giymişti, etekleri mevsim yüzünden çamurluydu, bütün bunlar kalın ayaklı iri bacakları üstüne monte edilmişti, yamalı çorapları bacaklarını iyi sarmamıştı, ayaklarında çatlaklarından su sızdıran ayakkabılar vardı. Bu paçavra yığınının üstünde Charlet'nin[85] çöpçü kadın resimlerinde çizdiği o başlardan biri yükseliyordu, bu başta da kıvrımlarına kadar eskimiş berbat bir fular vardı.

— Adınız ne? dedi Joseph, Bixiou Cumhuriyet'in II. yılına ait bir şemsiyeye dayanmış olan kadını süzdüğü sırada.

— Madam Gruget bendeniz. Biz zamanlar benim de gelirim vardı beyefendiciğim, dedi sinsice gülüşünden alındığı Bixiou'ya. Zavallı kızımın başına birini çok sevmek gibi bir olay gelmeseydi, şimdi olduğumdan farklı biri olacaktım. Kendini ateşe attı, bağışlayın bu sözümü, zavallı Ida'cığım. O zaman piyangoda hep dört numaralı bir kombinezona oynamakla budalalık yaptım; işte bu yüzden beyefendiciğim, yetmiş yedi yaşımda, günde on meteliğe bir hastaya bakıyorum, ayrıca yemek...

— Giyim yok ha! dedi Bixiou. Benim büyükannem o sıkıcı adamcağızını beslerken giyimi de karşılanıyordu!

— Ama o on metelikle bir de kira ödemek gerekiyor...

— Kendisine baktığınız kadının nesi var?

— Hiçbir şeyi yok mösyö, yani para olarak! Doktorların bile ödünü patlatan bir hastalığı var... Bana altmış günlük borcu bulunuyor, işte bu yüzden ona bakmaya devam ediyorum. Kont olan kocası, ki kendisi de kontes, kuşkusuz kadın ölünce bana paramı ödeyecek; bu yüzden bütün paramı ona borç olarak verdim, ama şimdi hiçbir şeyim kalmadı. Bütün eşyalarımı da Emniyet Sandığı'na koydum!.. Kadın bana bakım ücretim otuz frank dışında, kırk yedi frank on iki metelik borçlu, kendisini kömürle zehirleyip öldürmek istediği için ona, "Bak bu iyi bir şey değil" dedim. Kapıcı kadına da benim olmadığım zamanlarda ona dikkat etmesini söyledim, çünkü kendisini pencereden atabilir.

— Peki nesi var? diye sordu Joseph.

— Ah mösyö, rahibelerin doktoru geldi, ama hastalığın gereği, dedi Madam Gruget aşırı utangaç bir tavır takınarak, onu düşkünler yurduna götürmek gerektiğini söyledi... Durumu ölümcül...

— Gidiyoruz, dedi Bixiou.

— Alın, dedi Joseph, işte on frank.

Ressam, elini kurukafa şeklindeki o meşhur kumbarasına daldırıp içinden bütün parasını aldıktan sonra Mazarine Sokağı'na gitti ve bir faytona binerek Bianchon'un evinin yolunu tuttu; bereket versin, Bianchon'u evinde buldu; bu sırada Bixiou da, dostları Desroches'u evinden almak için Bussy Sokağı'na koşuyordu. Dört dost bir saat sonra Houssay Sokağı'nda buluştu.

— Philippe denen bu atlı Mephistopheles, dedi Bixiou merdiveni çıkarken üç dostuna, karısından kurtulmak için iyi dümen buldu. Biliyorsunuz ki Philippe'ten ayda bin frank almaktan pek hoşnut olan dostumuz Lousteau, Madam Bridau'yu Val-Noble Sokağı'nın Florine'inin, Mariette'inin, Tullia'sının arkadaş topluluğu içinde alıkoydu. Philippe Suyu Bulandıran Kız'ının süslenmeye ve pahalı zevklere alıştığını görünce artık para vermez oldu ve onu para bulması için serbest bıraktı, ama anlarsınız ya, nasıl? Philippe on sekiz ayın sonunda böylece karısını üç aydan üç aya, her defasında biraz daha aşağıya düşürdü, sonunda gösterişli bir genç astsubay sayesinde onu içkiye alıştırdı. Kendisi yükseldikçe, karısı alçalıyordu ve kontes şimdi çamura batmış durumda. Kırlarda doğmuş bu kız kolay kolay ölmez. Philippe'in ondan kurtulmak için nasıl davrandığını bilmiyorum. Bu küçük dramı incelemeye meraklıyım, çünkü arkadaşımdan öcümü almak istiyorum. Ne yazık, dostlarım! dedi Bixiou, şaka mı yaptığı, yoksa ciddi mi konuştuğu konusunda üç arkadaşını kuşkuya düşüren bir tonla, bir insandan kurtulmak için o insanı kötü bir alışkanlığa teslim etmek yeterlidir. Kadın baloyu çok seviyordu, onu öldüren de bu oldu!.. demiş Hugo.[86] Büyükannem piyangoyu severdi, Philippe de onu piyango aracılığıyla öldürdü! Rouget baba eğlenmeyi seviyordu, onu da Lolotte öldürdü! Madam Bridau, zavallı kadın, Philippe'i seviyordu, o da Philippe yüzünden öldü!.. Kötü alışkanlık! Kötü alışkanlık! Dostlarım!.. Kötü alışkanlığın ne olduğunu biliyor musunuz? Ölüm'ün pezevengi!

— Öyleyse sen de yaptığın bir şaka yüzünden öleceksin! dedi Desroches gülümseyerek Bixiou'ya.

Dördüncü kattan itibaren, gençler dayama merdivenlere benzeyen o dik merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladılar; Paris evlerinde kimi çatı katlarına böyle dik merdivenlerden çıkılır. Flore'u daha önce son derece güzel haliyle görmüş olan Joseph korkunç bir çelişki bekledi, karşılaştığı o çok çirkin manzarayı gözünün önüne getiremezdi. Üç genç, duvar kaplaması olmayan bir çatı katının dar açısı altında ve ince şiltesi belki kılla doldurulmuş basit bir seyyar karyola üstünde, iki gün önce suda boğulmuş biri gibi yeşil ve ölümünden iki saat önce bir deri bir kemik kalmış biri gibi zayıf bir kadın gördü. Bu iğrenç kadavranın saçsız kalmış başında kareli, berbat bir basma örtü vardı. Çökük gözlerinin etrafı kırmızıydı, gözkapakları da yumurta zarları gibiydi. Vaktiyle o kadar güzel olan bu vücuda gelince, ondan geriye yalnızca iğrenç bir kemik yığını kalmıştı. Flore, kendisini ziyarete gelenleri görünce, yırtık bir muslin kumaş parçasını göğsüne bastırdı; bu, vaktiyle küçük bir pencere perdesinin kumaşı olmalıydı, çünkü perde çubuğunun demiri yüzünden kenarında pas lekesi vardı. Gençler mobilya olarak yalnızca iki sandalye, üstünde bir patatesin içine dikili bir mum bulunan berbat bir konsol, yerde dağınık tabaklar ve yanmayan bir şöminenin köşesinde bir toprak fırın gördü. Bixiou, iki kadının kuşkusuz birlikte tasarladıkları o mektubu yazmak için bakkaldan alınmış mektup kâğıtlarından geri kalanları fark etti. Burada iğrenç sözcüğü olsa olsa üst sınırı olmayan olumlu bir sözcüktür, bu sözcükle bu sefilliğin uyandırdığı izlenimi dile getirmek gerekir. Ölüm döşeğindeki kadın, Joseph'i görünce yanaklarına iki iri gözyaşı damlası aktı.

— Hâlâ ağlayabiliyor! dedi Bixiou. Biraz tuhaf bir manzara: Bir domino oyunundan çıkan gözyaşları! Bu bize Musa'nın mucizesini açıklıyor!

— Çok mu zayıflamış ha?.. diye sordu Joseph.

— Pişmanlık ateşiyle, dedi Flore. Bakın, rahip kabul edemem, hiçbir şeyim yok benim, Tanrı'nın görüntüsünü görebilmem için bir haçım bile yok!.. Ah mösyö, diye haykırdı, yontulmuş iki odun parçasına benzeyen kollarını kaldırarak, çok suçluyum, ama şimdiye kadar Tanrı hiç kimseyi beni cezalandırdığı gibi cezalandırmadı! Philippe bana korkunç şeyler yapmamı salık vermiş olan Max'ı öldürdü, şimdi o beni de öldürüyor. Tanrı onu bir afet gibi kullanıyor! İyi davranın, çünkü hepimizin içinde bir Philippe yatıyor.

— Beni onunla yalnız bırakın, dedi Bianchon, hastalığı iyileşebilir türden mi öğrenmeliyim.

— Eğer iyileştirilirse, Philippe Bridau öfkesinden geberir, dedi Desroches. Bu yüzden, karısının ne durumda olduğunu tespit ettireceğim, Philippe onu zina suçundan mahkûm ettirmedi, kadın eşlik haklarının tümünden yararlanıyor. Açılacak bir dava Philippe için skandal olur. Önce kontes hanımefendiyi Faubourg-Saint-Denis Sokağı'ndaki Doktor Dubois'nın hastanesine kaldıracağız, orada lüks içinde tedavi edilecektir. Sonra, kontu yargı yoluyla yeniden karı koca ikametgâhına dönmeye çağıracağım.

— Bravo Desroches! diye bağırdı Bixiou. Pek çok kötülüğe neden olacak bir iyilik icat etmek de ne zevkli şey!

On dakika sonra Bianchon aşağıya inip iki dostuna şöyle dedi:

"Hemen Desplein'e gidiyorum; o, bu kadını bir ameliyatla kurtarabilir. Ah! Onu umarım iyileştirir, çünkü aşırı içki artık görülmediği sanılan çok ciddi bir hastalık geliştirmiş onda."

— Haydi oradan, seni şakacı doktor! Dünyada tek bir hastalık mı var? diye sordu Bixiou.

Ama Bianchon avluya inmişti bile, çünkü Desplein'e bu büyük haberi vermek için o kadar acele ediyordu ki... İki saat sonra, Joseph'in o zavallı yengesi Doktor Dubois'nın kurduğu ve daha sonra Paris Belediyesi tarafından satın alınan o doğru dürüst hastaneye götürüldü. Üç hafta sonra da Hastaneler Gazetesi'nde, adının baş harfleri F.B. olan bir kadın hasta üzerinde modern cerrahinin uyguladığı en cesurca girişimlerden birinin öyküsü anlatılıyordu. Hasta ameliyatın sonucundan çok, içinde bulunduğu sefaletin neden olduğu zayıflık yüzünden ölmüştü. Brambourg kontu albay, büyük yas içinde, hemen Soulanges kontunu görmeye gitti ve onu uğramış olduğu acı kayıptan haberdar etti. Yüksek sosyetede kulaktan kulağa Soulanges kontunun kızını Kraliyet Muhafız Birliği'nin bir alayına emir subayı ve albay olarak atanacak çok değerli bir sonradan görmeyle evlendireceği haberi yayıldı. De Marsay bu haberi Rastignac'a duyurdu; Rastignac, Rocher de Cancale adlı restoranda verdiği, Bixiou'nun da hazır bulunduğu bir akşam yemeğinde bundan söz etti.

— Bu gerçekleşmeyecek! dedi içinden bu esprili sanatçı. Değerini bilmediği dostları arasında, Giroudeau gibi kimileri öçlerini alamayacaklarsa da, Philippe ince zekâsıyla her yerde kabul gören ve hiç bağışlamayan Bixiou'yu incitmek gibi bir beceriksizlik yapmıştı. Rocher de Cancale'ın tam ortasında, yemek yemekte olan ciddi insanların önünde, ona Brambourg konağına gelmek istediğini söyleyen Bixiou'ya şöyle söylemişti:

"Bakan olunca geleceksin evime!.."

— Senin evine gelmek için Protestan mı olmalıyım? dedi Bixiou, şaka yollu. Ama içinden şöyle söylemişti: "Eğer sen bir Calut'san, benim de bir sapanım var, çakıl taşlarım da eksik değil."[87]

Ertesi gün, aldatmacadan hoşlanan Bixiou dostlarından bir tiyatro oyuncusunun evinde giyindi ve giydiği kostümle, din adamlığını bırakmış yeşil gözlüklü bir papaza dönüştü, sonra bir kira arabasına binip Soulanges konağına gitti. Philippe tarafından şakacı muamelesi yapılan Bixiou ona bir oyun oynamak istiyordu. Ciddi bir iş konusunda konuşmak istediğini ısrarla belirtmesi üzerine Mösyö de Soulanges tarafından kabul edilen Bixiou, kendisine önemli gizlere sahip saygın bir kişi süsü verdi. Yapmacıklı bir ses tonuyla, korkunç gizi kendisine Bianchon tarafından açılan ölmüş kontesin hastalığının öyküsünü, Agathe'ın ölümünün öyküsünü, Brambourg kontunun övündüğü o zavallı Rouget'nin ölümünün öyküsünü, Madam Descoings'in ölümünün öyküsünü, gazetenin kasasından alınan paranın öyküsünü ve Philippe'in kötü günlerinde sürdürdüğü yaşamın öyküsünü ona anlattı.

— Kont hazretleri, ona kızınızı ancak bütün bilgileri topladıktan sonra veriniz; eski arkadaşları Bixiou'dan, Yüzbaşı Giroudeau'dan ve başkalarından sorun onu.

Üç ay sonra Brambourg kontu albay, evinde du Tillet'ye, Nucingen'a, Rastignac'a, Maxime de Trailles'a ve de Marsay'ye akşam yemeği veriyordu. Ev sahibi konuklarının kendisine Soulanges ailesi ile bozuşması hakkında söyledikleri yarı avutucu sözleri büyük bir aldırmazlıkla karşılıyordu.

— Daha iyisini bulursun, diyordu ona Maxime.

— Grandlieu ailesinden bir kızla evlenmek için ne kadar servet gerekir ki? diye sordu Philippe, de Marsay'ye.

— Size mi? Altı kızdan en çirkinini on milyondan aşağıya vermezler, dedi de Marsay küstahça.

— Yok canım! dedi Rastignac, iki yüz bin lira rantla markinin kızı Matmazel de Langeais'ye sahip olabilirsiniz; kız çirkin, otuz yaşında, hiç drahoması da yok. Bu herhalde işinize gelir.

— Bundan iki yıl sonra on milyonum olacak, dedi Philippe Bridau.

— Bugün 16 Ocak 1829! diye bağırdı du Tillet, gülümseyerek. Ben on yıldır çalışıyorum, ama o kadar param yok benim!

— Birbirimize yol gösteririz, hem para işlerinden nasıl anladığımı görürsünüz, dedi Bridau.

— Toplam olarak ne kadar paranız var? diye sordu Nucingen.

— Majorat'ma dahil olan, tehlikeye atamayacağım ve tehlikeye atmak istemediğim arazim ve konağım dışında, rantlarımı satarsam rahatça üç milyonum olur.

Nucingen ve du Tillet bakıştılar, bu kurnazca bakışmadan sonra du Tillet Philippe'e şöyle dedi: "Sevgili kontum, isterseniz birlikte çalışırız."

De Marsay, du Tillet'nin Nucingen'a fırlattığı, şu anlama gelen bakışı yakaladı:

"Milyonlar bizim."

Gerçekten de yüksek bankacılık sektörünün bu iki önemli kişisi, borsada belirli bir zamanda neredeyse kesin olarak Philippe'e karşı oynayacak derecede politik sorunların ortasında yer alıyordu, öyle ki bütün olasılıklar Philippe'e kendi lehindeymiş gibi görünse de, aslında onların lehinde olacaktı. Ve olan oldu. 1830 yılı Temmuz ayına gelindiğinde, du Tillet ile Nucingen Brambourg kontuna on beş bin frank kazandırmışlardı bile, kont da dürüst ve öğütleri dinlenir kimseler olarak görüp, onlardan kuşkulanmadı. Restorasyon sayesinde yükselip zengin olmuş ve özellikle başıbozukları derinden küçümseme konusunda yanılgıya düşmüş olan Philippe, ilan edilen kararnamelerin[88] başarılı olacağına inandı ve fiyatların yükseleceği umuduyla borsada oynamak istedi, oysa bir devrim olacağına inanan Nucingen ile du Tillet fiyatların düşeceği umuduyla ona karşı oynadılar. Bu iki kurnaz arkadaş Brambourg kontu albayın düşüncesine katılır ve kanılarını paylaşır gibi göründü, ona milyonlarını iki katına çıkarma umudu vererek, bu milyonları ondan kazanacak duruma geldiler. Philippe, dört milyonluk kazancı zafer olarak gören bir insan gibi savaştı. Krallığa bağlılığı o kadar dikkat çekmişti ki, toplantıya katılmak üzere Maufrigneuse dükü ile birlikte Saint-Cloud'a[89] geri dönmesi için emir aldı. Bu kayrılma belirtisi Philippe'i kurtardı; çünkü Philippe, 28 Temmuz'da bulvarlardaki insanları temizlemek için saldırıya geçmek istiyordu ve kuşkusuz, bir saldırganlar birliğine komuta etmekte olan dostu Giroudeau'nun gönderdiği bir kurşunu yemiş olacaktı.

Bir ay sonra, Albay Bridau'ya o çok büyük servetinden geriye yalnızca konağı, arazisi, tabloları ve mobilyaları kaldı. Ayrıca, dediği gibi, 1834'e kadar bağlı kaldığı krallığın yaşça büyük kolunun yeniden eski durumuna geleceğine inanmak gibi bir budalalık yaptı. Giroudeau'nun albay olduğunu görünce, oldukça anlaşılabilir bir kıskançlık Philippe'in yeniden görev almasına neden oldu; 1835'te Cezayir'de bir alayda general olmayı umut ederek, en tehlikeli görevde üç yıl kaldı; ama kötü niyetli bir güç, General Giroudeau'nun gücü, onu yerinde saydırıyordu. Sertleşen Philippe, görevin ciddiliğini de zorladı ve Murat'vari[90] yiğitliğine karşın sevilmez oldu. O uğursuz 1839 yılı başında üstün güçler önünde bir geri çekilme sırasında Araplara karşı saldırı amaçlı bir dönüş yaparak, arkasında yalnızca bir bölük olduğu halde düşmanın üstüne atıldı, bölük büyük bir Arap topluluğunun içine düştü. Çarpışma kanlı, korkunç ve göğüs göğüse oldu, ancak az sayıda Fransız süvarisi kurtulabildi. Albayın dört bir yandan çevrildiğini gören uzaktaki süvariler onu kurtarmaya çalışırken boşu boşuna ölmeyi uygun bulmadılar. Şu sözleri duydular:

"Albayınız! Yetişin! İmparatorluğun bir albayı!"

Bu sözleri korkunç çığlıklar izliyordu, ama süvariler alaya döndüler. Philippe feci bir şekilde öldü, yatağanlarla neredeyse parçalanmış durumda yere düştüğünde başını kestiler.

Yaklaşık o dönemde Sérisy kontunun desteği sayesinde eski bir milyoner çiftçinin kızıyla evlenen Joseph'e Brambourg konağı ile arazisi miras kaldı; onu mirasından yoksun bırakmak isteyen kardeşi, bunlardan yararlanamamıştı. Ressamın en çok hoşuna giden şey de o güzel tablo koleksiyonu oldu. Bir tür kaba saba Hochon olan kayınpederinin her gün kendisi için eküler biriktirdiği Joseph şimdiden altmış bin frank ranta sahip. Her ne kadar çok güzel resimler yapıyor, sanatçılara büyük hizmetlerde bulunuyorsa da, henüz Institut üyesi değil. Majorat ile ilgili bir koşul gereği Brambourg kontu unvanını taşıyor, bu unvan da atölyesinde, arkadaşlarının arasında sık sık kahkahayı basmasına neden oluyor.

— İyi kontların iyi giysileri olur[91] dedi peyzaj ressamı olarak ünlü ise de, atasözlerini bozup değiştirme gibi eski bir âdetinden vazgeçmemiş dostu Léon de Lora. Yazgının kendisini kayırmasını alçakgönüllükle karşılayan Joseph'e şunu da söyledi ayrıca: "Adam sen de! Susuzluk yerken gelir!"

Paris, Kasım 1842

DİPNOTLAR:

[85] Charlet: N. T. Charlet (1792-1845). Fransız litografyacı. Çöpçü resimleriyle de ünlüdür.

[86] Hugo/"Kadın baloyu çok seviyordu, onu öldüren de bu oldu.": Fransız yazar Victor Hugo'nun (1802-1885) "Les Orientales" adlı şiir kitabının 'Les Fantômes' adlı bölümünden bir dize.

[87] "Eğer sen bir Calut'san, benim de bir sapanım var, çakıl taşlarım da eksik değil.": Kutsal Kitap'a göre Davut'un sapanla taş atıp gözünden vurarak yendiği dev Calut efsanesine gönderme.

[88] Kararnameler: 1830 Devrimi'ne yol açan, Kral X. Charles'ın 26 Temmuz 1830 tarihinde ilan ettiği dört kararname.

[89] Saint-Cloud: 1830'da Kral X. Charles'ın yazlık kraliyet konutu olarak kullandığı Saint-Cloud şatosu.

[90] Murat'vari: Fransız mareşali Joachim Murat (1767-1815).

[91] "İyi kontların iyi giysileri olur.": Hesaplı dostlukların iyi olacağını anlatan bir Fransız atasözünün değiştirilmiş şekli.

Continue Reading

You'll Also Like

PAŞAM B×B By Einsames_Rosa

Historical Fiction

43.3K 2.7K 24
1496 yıllarında Osmanlı'nın en korkulan ve saygı duyulan paşası Cemal Paşa ve onun biricik oğlan kölesi Niko'nun aşkı ( kitap tarihten bağımsızdır)
Algon By defnetheshipper

Historical Fiction

55K 1.9K 24
Kuruluş Osman - Alaeddin ve Gonca Alaeddin Gonca'nın ihanetini öğrendikten 3 yıl sonrası
6.3K 309 57
Pip'in sürükleyici hayatının anlatıldığı bu roman 19. yüzyılda İngiltere'deki maden köylerindeki yaşama ayna tutmaktadır. Köyün madencisi olan Joe Ga...
12.1K 587 13
Oyun yazarı olarak en çok trajedi, komedi ve tarihsel oyunlarıyla tanınan William Shakespeare'in en ünlü trajedilerinden biri olan Othello ilk kez 16...