Selamlarrrr 😌
Lütfen hikayemi beğenip yorum yapmayı unutmayın, tepkilerinizi merak ediyorum 🌹
Geri dönüt olmayınca sevip sevmediğinizi anlayamıyorum 🥺
Herkese iyi okumalar...
🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸
Sudan kafamı çıkarız çıkarmaz bana bakan iki çift göz ile karşılaştım.
Atlayışımdan etkilenmiş olacaklardı ki Merve el kol hareketleri ile bana bişeyler anlatmaya çalışıyordu. Kulağıma kaçan su yüzünden ne dediğini duyamasam da bende gülerek ona karşılık verdim. Çaktırmadan da Ateş Bey'e bakıyordum acaba atlayışımı izlemiş midir diye. Ben bunları düşünürken "O" bir anda ayaklanmış ve masanın yanında duran koltuktan havluyu kapmıştı.
Ne olduğunu anlayınca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Olamazzzz! Bikinim üstü üzerimde değildi. Çıplak bir şekilde karşımdakilere bakıyordum. Meğer suya atlayınca üstemden çıkmıştı. Allah kahretsin!
Ateş Bey dâhil herkes memelerimi görmüştü.
Üstümde hiç birşey olmadığını farkedip şoka girmemle bir kaç dakika ne yapacağımı bilemedim hemen arkamı döndüm ama olan olmuştu bir kere. Bikinimin üstü hiç bir yerde yoktu. Çıplak bir şekilde gölün ortasında kala kalmıştım. Bu halde nasıl geri dönecektim şimdi yanlarına?
Merve, Eda'nın arkasından; "Kızım gel utanma sanki hiç görmedik" diye bağırıp gülüyordu.
Eda utana sıkıla bir eli ile göğüslerini tutup, diğer eliyle de yüzmeye çalışarak merdivenlere kadar geldi.
Merdivenden çıkar çıkmaz Ateş Bey yerinden kalkıp, hızlıca onu havluya sarmıştı bile. Sağ eli ile başını avcunun içine aldı ve baş parmağı ile yüzünü okşadı.
Bu dokunuş Eda'nın kalp atışlarını hızlandırdı. Kafasını kaldırıp utancından bakamazken onun gözünü kırpmadan Eda'ya baktığını hissetti.
Yanında olmak yeterince heyecan vericiydi zaten, bide ona dokunuyor olması iyice ürpermesine neden olmuştu.
Ateş, Eda'yı sarıp sarmaladıktan sonra bir anda bıraktı ve tek kelime etmeden odasına geçmek için yanlarından ayrıldı.
Eda'nın Ateş Bey'i tekrar görebilmesi için akşamı beklemesi gerekecekti.
*
"Offf çok utanıyorum, göğüslerimi herkes gördü. Kaptan bile pis pis sırıtarak bana bakıyordu" diye yakındım.
"Boşver kızım ya ne olacak sanki, görünmez kazaydı hem herkesin başına gelebilir" diye karşılık verdi Merve.
"Görünmez mi??? Resmen Dünya meme görme ihtiyacını tek başıma karşılamış bulunuyorum"
"Bişey olmaz ya takma bu kadar, hem istersen buradan çıplaklar plajına gidebiliriz nasıl olsa sen dünden hazırsın" diye kıkırdadı.
"Demek öyle... Görürsün şimdi sen çıplaklar plajını. Ama ilk önce seni bi ıslatmamız lazım" diyerek Merve'yi suyun içine attım.
***Bir kaç saat sonra***
Duşumuzu alıp akşam için hazırlanırken Merve, "Babamın Türkiye'den arkadaşları da buradaymış. Restoranda birlikte yemek yiyecekmişiz" diyerek söze girdi. "Bizim yaşımızda oğlu varmış sanırım, umarım kasıntı bir tip değildir"
Kırmızı elbisem yanık tenimi ve hatlarımı ortaya çıkarıyordu. Ayna karşısında kendime bakarken hala aklımda Ateş Bey ve bana dokunuşu vardı.
"Umarım kafa biridir...en azından bize eğlence çıkar" diye cevap verdim.
Gerçekten de çocuk tam kafa dengi çıktı. Adı Emir'di. Uzun boylu, sarışın ve masmavi gözleri vardı. Kaslı vücudu giydiği gömleğin üzerine oturmasından belli oluyordu. Emir'i görünce Merve ile birbirimize dönüp hafifçe gülümsedik. Bizim bu halimiz Ateş Bey'in de gözünden kaçmamış olacak ki yemek boyunca bizden bakışlarını esirgemedi.
Bütün gece Emir ile sohbet etmiş artık iyice kaynamıştık. Daha sonraki günler için plan bile yaptık. Yemeğin sonuna doğru Emir "Hadi kızlar kalkın gidiyoruz, sizi harika bir club'a götüreceğim hem bizim çocuklar da orda olacak" dedi.
"İşte aradığım kan! Carpe Diem!!!!!!" diyerek destekledi Merve.
Babasına gidebilir miyiz diye sorduğunda Ateş Bey bana ve Emir'e baktı. Düşünceli ve isteksiz hali yüzünden anlaşılıyordu. Yine de kızını kırmamak için gitmemize izin verdi.
"Emirrr! Dikkatli olun, kaza geliyorum demez" derken sesindeki ciddiyet bir tek benim dikkatimi çekmişti. Bu neydi şimdi? Sabah ki olayı mı ima ediyordu? Yoksa başımıza bir iş gelmesinden korkan tipik ebeveyn uyarısı mıydı sadece? Ya da ben kafamda kuruyordum bilmiyorum.
Eda aklındaki düşünceleri bir kenara koyup eğlenmeye karar verdi. Emir ikisinin ortasında yürüyordu. Kollarını kızların omuzlarına dolamıştı.
Onlar restorandan çıkarken alev alev yanan bir çift siyah göz arkalarından gidişlerini izliyordu.
*
Bütün gece eğlencenin dibine vurmuştuk resmen. Emir'in arkadaş grubu da dediği kadar vardı. Hepsi çok komik ve son derece yakışıklı çocuklardı. Hatta Merve'nin içlerinden birine dibi düştü.O gece dünyaca ünlü bir DJ sahne alıyordu. Onun müthiş performansını dinledikten sonra, başka bir kulüpte içip gençliğimizin tadını çıkardık.
Sabaha karşı eve geldiğimizde ikimizde zor yürüyorduk. Ellerimizde ayakkabılar sessiz olmaya çalışarak eve girdik.
"Merve sus baban uyanacak.."
"Uyanırsa uyansın!!! Yanımda olmadığı günlere saysın" diye sitemkar bir sesle bağırdı.
"Şşş! Tamam sakin ol.. gel seni yatıralım önce"
Hemen Merve'yi odasına çıkarıp yatağa girmesine yardımcı oldum. Kafasını yastığa koyduğu gibi sızıp kaldı.
Arkamı döndüğümde ise üzerinde siyah boxerı ve saten bordo sabahlığı olan Ateş Bey ile göz göze geldim.
"Hiıhhh" diye istemsizce inledim. Onu bir anda karşımda görmeyi beklemiyordum.
Kapıya yaslanmış, kollarını göğsünde bağlamıştı. Endişeli bir şekilde bize bakıyordu. Sabahlığının altına bişey giymemişti. Fit ve erkeksi vücuduna göz attıktan sonra yüzüne baktım. Morarmış göz altlarına bakılırsa sabaha kadar uyumamış, bizim eve gelmemizi beklemişti.
"Uyuyorsunuz sanıyordum Ateş Bey, çok ses çıkarıp sizi uyandırdıysak özür dilerim" diyebildim.
"Seni korkutmak istememiştim.." diye üzgün bir ses tonu ile cevap verdi.
Ne olduğunu anlamıştım. "Ona biraz zaman verin Ateş Bey. Sizinle daha çok vakit geçirdikçe size alışacak ve hırçınlığı azalacaktır" diye avutmaya çalıştım. Çünkü biraz önce Merve'nin söylediği şeyi duymuştu.
"Peki sen?" diye sordu.
"Ne ben?"
"Sen alışabildin mi bana?"
Duyduğum sorunun şaşkınlığı ile afallamıştım. Bir yandan da kalbim küt küt atıyordu. Duymamış gibi yapıp "Ateş bey çok yorgunum, ben de yatağıma geçsem iyi olur" diyerek kapıya doğru yöneldim.
Kapıdan geçerken Ateş Bey, sol kolunu kapının kenarına koyup Eda'nın geçmesine mani oldu. Şimdi ikiside birbirlerinin gözlerinin içine bakıyor ve nefesleri birbirlerinin yüzünü yalıyordu.
Ateş Bey ani bir hareketle Eda'nın kolundan tutup koridora çıkardı. Genç kızın elindeki ayakkabılar yere düşmüştü. Duvarın sert ve soğuk yüzeğine yaslandığında Eda içinde bişeyler kıpırdadığını hissetti.
Bu durum asla kabul edilemezdi. Arkadaşının babasıydı bu adam. Ama içindeki şehvet duygusu harekete geçmişti bir kere ve bu isteği zapt etmesine imkan yoktu.
"Eda..."
Ateş, Eda'nın ismini o kısık ve istek dolu sesi ile söylemişti. Eda bunun ne kadar davetkar ve şehvetli bir hareket olduğunu farketmeden gözlerini kıstı ve Ateş Beyi süzdü.
Ateş, bir hamle daha yapsa ve aralarında kalan bu küçük mesafeyi kapatsa, Eda'nın kendi bedenine ne kadar güzel uyum sağlayacağını düşündü.
Göz açıp kapayıncaya kadar elini kaldırarak genç kızın ensesinden yakaladı. Başını istemediği bir yöne çevirmesine izin vermemek için onu sıkıca tuttu. Burnu onun kuğuyu andıran boynuna hafifçe dokunana kadar başını eğdi.
Eda, teninin o hassas noktasında Ateş'in nefesini hissedince boğazından içgüdüsel olarak çıkan mırıltıya engel olamadı.
Ateş, Eda'nın ipeksi saçlarından bir tutam alıp dudaklarına götürerek yavaşça üstlerine sürttü ve bu arada üzerinden hiç ayırmadığı bakışlarının yakıcılığı Eda'nın ruhuna işledi.
"Sana hiçbir kadının hissetmeyi hayal bile edemeyeceği şeyler hissettirebilirim." dedi yavaşça.
Boşta kalan elini Eda'nın kalçasının üzerindeki oyuğa götürdüğünde, genç kızın ruhunun derinliklerinde bir arzu girdabının oluşmasına neden oldu. Sanki birbirlerini hislerden dokunuşlara, erkeklikten kadınlığa, cinsel açıdan çok iyi tanıyor gibiydiler.
Ateş parmaklarını öne kaburgalarına kaydırdığında, Eda'nın soluğu hızlandı. Başparmağı göğsünün ağırlığının altına kaydı ve Eda'nın içini titretene kadar o hassas tenini, göğsünü okşadı.
Eda'nın içi, Ateş'e dokunma ve tadını alma arzusu ile yanmaya başladı.
"Eda...sen.... Sen çok güzelsin."
Sonunda dudakları birbiri ile buluştuğunda, Eda'dan Ateş'i cesaretlendiren istekli bir ses çıktı. Tamamen güven dolu dudakları ile Eda'nın dudaklarının her bir noktasını inceliyordu.
Diliyle dudaklarına ilk dokunduğunda, alt dudağını yumuşacık bir kadife gibi yavaşça okşayarak nemlendirdi. Bu hareketle Eda'nın dudakları hafifçe aralandı ve verdiği nefesle birlikte aldığı kadınsı zevke dair erotik bir ses çıkardı. Eda'nın bu sesiyle birlikte Ateş sonunda onun ağzını istila etti.
Genç kız dayanamıyor ve daha fazlası için yalvarıyordu. Demin aklından geçenlerin aksine bunu istiyordu. Bunu Ateş bey ile yaşamak istiyordu.
Ateş'in ağzının içine inlerken, ellerini onun sıcak göğsüne dolandı, omuzlarına çıktı ve sonunda ensesindeki saçlara daldı.
Kızın öpüşmesi ve ona dokunması, Ateş'i adeta bir kaya gibi sertleştirmişti. Bunu hissetmek hem erotikti hem de ağır bir ızdıraptı. Bir kadını bu şekilde istemeyeli çok uzun süre olmuştu. Eda'ya karşı hissettiği bu dürtüler kesinlikle kontrolünün dışındaydı.
Eda da şimdi Ateş'in öpücüklerine aynı onun gibi baskın bir şekilde karşılık veriyordu. Tadını daha fazla alabilmek için ensesinden tutup onu kendisine çekti. Ateş, bu harekete anında karşılık verdi. Eda'nın ayaklarını yerden keserek kendisine bastırdı. Kızın hassaslaşan göğüsleri Ateş'in göz hizasına gelmişti. Eda'nın sertleşen meme uçlarını şimdi daha net görüyordu. Ateş, üzerindeki kırmızı elbise ve muhteşem göğüsleri ile dünyanın en seksi kadınının Eda olduğunu düşündü.
Arada bir vahşiliğin sınırlarını zorlayarak Genç kızı uzun uzun öpmeye devam etti.
Eda'nın aklından, Ateş'in sanki kimsenin olmadığı bir çölde kalmış da Eda onun karşısına çıkan tek vahaymış gibi davrandığı, düşüncesi geçti
Tam aklında bu benzetmeyi düşünürken Ateş aniden onun dudaklarından ayrıldı ve o kadar sert bir şekilde onu yere bıraktı ki Eda neredeyse dengesini kaybedip yere düşecekti...
🔥🔥🔥🔥🔥 BÖLÜM SONU 🔥🔥🔥🔥🔥
Yorumlarınızı alıyımmm? 🥰
Nasıldı bu bölüm? Beğendiniz mi???
•
•
•
Desteklerinizi bekliyorum. Lütfen oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın, şimdiden herkese teşekkür ederim 🌟🙏🏻🌟