ÜVEY ABİMİN TAKINTISI

By odunsubagyann

502K 14.8K 5.6K

Yeni bir aileye girdiğimde üvey abimin olması bana enteresan gelmişti. Fakat bana takıntılı ve psikopat biri... More

YENİ AİLEYLE TANIŞMA
ÜVEY ABİ
SÜRPRİZ
SİNEMA GECESİ
KABUS
BELA
HESAP SORMA
HAPİS
AMERİKA
ÖLÜM
İNTİKAM
SAHTE SEVGİLİ
DAHA FAZLA KIŞKIRTMA
KAHVE RANDEVUSU
SIKINTILI AKŞAM
KAÇIRILMA
KAPANA KISILMIŞ
ÖZGÜRLÜK MÜ ESARET Mİ?
İYİLEŞME SÜRECİ
ÖLÜM
YENİ BAŞLANGIÇLAR
İHANET
DARBE
HAYAT MI ÖLÜM MÜ?
İLKİM
KRİZ
SAHTE BABA
BEBEĞİM
YENİ PLAN
KAÇIŞ
DOKUZ AY SONRA
YASMİN
FİNAL
DUYURU

SAVAŞ

7.1K 232 63
By odunsubagyann

Zorla arabaya bindirildim. Arabayı şoför kullanıyorken ben elim ve ayaklarım bağlı köşede oturuyordum ve Onat diğer yanımda oturmuş beni izliyordu. 

"Ne istiyorsun benden?"

"O ihaleyi almayacaktınız Talya."

"Sen salak mısın Onat? Ticaret bu, niye almayalım?"

"Şirketin asıl sahibi sensin, istesen Doğu'yu durdurabilirdin. Öyle değil mi? O şirket sana babandan kaldı."

"Olabilir."

"Siz sapık üvey kardeşlerden başka bir şey değilsiniz. Midemi bulandırıyorsunuz."

"Sen de benim midemi bulandırıyorsun, ne tesadüf."

Güldü. "Korkusuzsun, bunu sevdim." Belinden silah çıkarttı. "Buna karşı da korkusuz olabilecek misin?"

"Bir alnıma dayanamadığın kaldı Onat."

Sana değil, Doğu'ya doğrultacağım." Durdu ve beni izledi. "İşte böyle, gözlerindeki korkuyu görmek istiyorum. Aferin Talya."

"Ne olacak şimdi? Kaçırdın beni, ne olacak?"

"Keyfim ne isterse o olacak. Bakalım." Bir sigara yaktı ve bana gösterdi. "İster misin? Aa ama pardon ellerin bağlıydı. İçeride doğurttuğun kadın nasıl peki? Böyle yeteneklerin olması çok güzel, hayran kaldım."

"Doğu seni bulacak Onat, başına dert alıyorsun."

"Olabilir," dedi omuz silkerek.

Beni bir eve getirdiler, zorla içeri soktular ve bir odaya kapattılar. İçeriyi iyice aradım, kendimi koruyabileceğim bir şey yoktu. Pencere de parmaklık yoktu ama ikinci kattaydık, aşağı atlayamazdım. Bir süre sonra Onat yeniden içeri girdi ve kapımı kilitleyip yatağımın yanındaki koltuğa oturdu. "Seni araştırdım, kimmiş bu benim katıldığım ihaleyi alan deli yürek diye merak ettim. Bu zamana kadar katıldığım ihaleyi almaya kimse cesaret edemedi. Senin dışında."

Alayla ellerimi göğsümde birleştirdim. "Ee ne buldun bari? Gizli ajan falan mıymışım?"

"Daha iyileri," dedi gözleri parlayarak. "Hayatın resmen bir aksiyon dizisi gibi. En çokta Cenk kısmı beni etkiledi."

Yüzüm düştü, o isim bile beni tedirgin ediyordu. "Korkma, onu içeriden çıkartmadım ama ufak bir ziyarete gittim. Hala ismini sayıklıyor, biliyor musun?"

"Bunları neden yaptın?"

"Uğraşacağım insanı her bakımdan tanımak isterim." Doğruldu ve benimle doğrudan göz göze geldi. "Ben Cenk değilim Talya. Çok daha güçlüyüm, eğer birini istersem onu alırım. Başka yolu yok. Aynı şekilde ihalemi de istersem alırım."

"Beni böyle korkutamazsın Onat, sen benim için bir bok parçasından daha değersizsin."

Sinirleneceğini umuyordum ama tam tersi kahkaha attı. "Seni sevdim, bayağı iyisin ya. Hiç korkmuyorsun. Doğu'nun neden evlendiği anlaşıldı. Onu küçüklükten beri tanırım. Aynı okulda okuduk. Aslında küçükken bayağı yakındık, ama sonra anlaşamamaya başladık. Kendisi bir iyilik melakesiydi, insanlara zorbalık yapmazdı. Ben de bilirsin birileriyle uğraşmaya bayılırdım, o da benimle arkadaş olmayı bırakıp sanırım evliya oldu," dedi gülerek.

"Bunları bana anlatma."

Dişlerini sıkarak kalktı ve kolumdan tuttu, çok acıtıyordu. "O zaman ihalemi geri ver."

"Vermiyorum." Elini geri ittim. "O benim ihalem!"

"Başlatma lan ihalene, vereceksin. Ben bu piyasada adımı karalatmam, ihalesini kaybetti dedirtmem."

"Karalandı bile, ihaleyi aldığımızı herkes biliyor."

"Öyle mi?" Güldü. "Tamam." Odadan çıktı ve kapıyı yeniden kilitledi.

"Anasını satayım canı sıkılan beni kaçırıyor ya!" Sinirle cebimdeki sigaramı çıkarttım ve yaktım, çok süre geçmeden tavandaki duman sensörünü ötmesiyle fark ettim. "Hay seni şimdi_" dedi içeri giren Onat. "Kızım mal mısın? Görmüyor musun koca yangın söndürücüyü?"

"Neresi koca be, küçücük bir şey. Sök şunu, sigara içeceğim."

Sensörü kapatmak için kanepeyi çekti ve üzerine çıktı. Şeytan beni resmen dürtüyordu, kapı açıktı. Hiç düşünmeden sandalyeye bir tekme savurdum, Onat yere yuvarlanıp kafasını çarptı. Aceleyle dışarı koştum, kapıda korumalar kesin vardı. Saklanmalıydım. Alt kata indim, burası müştemilat olmalıydı. Bulduğum ilk kapıya girdim, Onat'ın bağırış ve küfürleri hala duyuluyordu. Girdiğim oda ütü odasıydı. Yerdeki bir yığın ütülenecek kıyafetin altına girdim ve her yanımı çamaşırlarla kapattım. Tamam, nefes alması biraz zordu. Her yer yumuşatıcı kokuyordu ama geceye kadar durabilirsem karanlıkta belki kaçabilirdim. 

Beklerken bile uyuyakalmak tembelliğin kaçıncı leveli bilmiyorum ama valla uyuyakalmıştım. Uyandığımda saat kaç bilmiyordum ama epey uyuduğumu hissediyordum. Yavaşça kafamı kaldırdım, her yer kararmıştı. Kolumdaki saate baktım, gecenin biriydi. Çıkma fırsatı gelmişti sanırım. Kalktım ve kapıyı yavaşça açtım. Yavaş adımlarla yukarı çıktım. Dışarıda bir koruma vardı, sandalyede oturuyordu ama başı öne düşmüştü, uyuduğu belliydi. Yavaşça kapıdan çıktım ve ona baktım, gözleri kapalıydı. Kaçabilirdim. Bahçe kapısına geldim, kapıyı açtım ve tam koşmaya başlayacağım sırada birisi saçımdan yakaladı. Acıyla inledim. 

"Nereye gidiyorsun sincap?" dedi Onat. Beni saçımdan çekerek içeri sürükledi. Uyuyan güvenlik sıçrayarak kalktı. Özür dilemesine fırsat vermeden silahını çekti ve alnından vurdu. Çığlığı bastım, gözümün önünde biri ölmüştü. Sadece uyuyakaldığı için. İçeriden çıkan korumalar onu taşırken Onat beni yeniden kaldığım odaya çıkarttı. "Çok uğraştırıyorsun bizi! Ütü odasında saklandığını bilmediğimimi sanıyorsun. Aptal mıyım ben Talya?"

"Bırak saçımı!"

Beni yatağa fırlattı. "O ihaleyi verene kadar buradasın." Çıktı ve kapıyı kilitledi. 

"Bıktım artık, canınız sıkıldıkça beni kapatamazsınız!" 

Cevap vermedi. Sinirle yatağa yattım ve nasıl kaçacağımı düşündüm, aklıma hiçbir yol gelmiyordu. Doğu delirmiş olmalıydı. 

***

Gözlerimi açtığımda kapım açılmıştı. Uyuyakalmışım. Onat elinde bir tepsiyle içeri girdi, resmen fırlatır gibi önüme koydu ve yeniden çıktı. Buradan kaçmam için enerjiye ihtiyacım vardı, hepsini yedim. Odamdaki lavaboyu kullandım ve elimi yüzümü yıkadım. 

Yeniden çıktığımda bir hizmetli gelmiş tepsimi alıyordu. Gidip kadının kollarına yapıştım. "Lütfen yardım edin, burada zorla tutuluyorum."

"Ben size yardım edemem bayan, öldürürler beni." Korkuyla geri çekildi ve dışarı kaçıp kapıyı yeniden kilitledi. 

"Saçmalık!" diye bağırdım. Aşağıdan birden silah sesleri duyulmaya başladı. Doğu mu geldi diye cama koştum ama başkalarıydı. Bunları tanımıyordum. Uğraştığı başka birileri olmalıydı, herkes birbirine sıkıyordu. Yere eğildim ve kollarımla kafamı sardım. 

Kapım açıldı, Onat gelmişti. "Kalk," dedi. 

"Doğu mu?"

"Hayır, kalk hadi." Aşağı inecektik ki camdan bir kurşun fırladı ve Onat'ı kolundan vurdu. Acıyla inledi. Yere eğildi, ben de eğildim. Kanlar boşalıyordu. Yastığın kılıfını çıkarttım ve kolunu sıkıca sardım. Şaşkınlıkla bana baktı. "Ne yapıyorsun?"

"Ben sen değilim Onat. Ben canavar değilim. Kolunu fazla kıpırdatma." 

Neyse ki çatışma bitmişti. Onat telefonla konuştu, bir adam aşağı inebileceğini söylemişti. Bana baktı, hala şaşkındı. "Teşekkür ederim," dedi kalkarken. 

"Teşekkür edebiliyorsun demek." Ben de kalktım ve odadan çıkıp kapıyı kilitledi. 

Akşama kadar bir daha ses çıkmadı. Yaptığım tek şey yemek yiyip sigara içmekti. Sıkıntıdan patlamıştım. 

Neyse ki Onat geldi. "Artık beni bırakacak mısın? Patladım burada."

Kolu sargıdaydı. Doktor çağırmıştı sanırım. Üstelik mimikleri biraz yumuşamıştı, yardım ettiğim için biraz düzelmişti sanırım. "Kolum için tekrar teşekkürler," dedi kapıda dikilerek. "Kimse daha önce bana sadece istediği için yardım etmemişti. Bunu sadece korktukları için yaptılar. Sen korkmuyorsun, bunu gözlerinde görüyorum ama yine de yardım ettin."

"Önemli değil."

"Bu yüzden sana bir iyilik yapacağım. Canının sıkıldığını biliyorum." Geri çekildi ve korumalardan biri içeri bir televizyon yerleştirdi. "Biraz vakit geçirmeni sağlar."

"Onun yerine beni bıraksan diyorum, daha güzel olmaz mı?"

"Önce ihale," dedi sırıtarak. Ama gerçekten o eski ukalalığı kalmamıştı, bana çok kibar davranıyordu. Çıktı ve kapıyı kilitledi.

Hiç yoktan iyidir. Televizyonu açtım, haber izlemek istiyordum ama haber saati değildi. Bir film açtım ve izlerken uyuyakalmıştım. Yeniden uyandığımda Onat içerideydi, kanepede oturmuş beni izliyordu. Bu hareketler bana tanıdık geliyordu, aklıma Cenk gelmişti. 

"Ne var?" dedim sinirle. "Ne istiyorsun? Yolunu mu şaşırdın?"

"Hiç," dedi. "Sadece düşünüyordum. Doğu'da ne buldun diye düşünüyordum."

Doğrulup oturdum. "Bundan sana ne Onat?"

Büyük bir heyecanla kalktı, yere diz çöktü ve uzanıp ellerimi tuttu. "Benimleyken daha çok mutlu olursun Talya."

İlk kez ondan korktum. Benden nefret etmesi sevmesinden daha iyiydi. Ama gözlerinde görüyordum, beni sevmeye başlamıştı. İşte bu kötüydü, artık ihaleyi versem bile beni bırakmazdı. Hiçbir şey yapmadığım halde başıma nasıl çoraplar örüyordum bilmiyordum. 


Yorum ve oylarınızı bekliyoruuum bebeklerim. 

Continue Reading

You'll Also Like

131K 7.3K 33
*Laris adında bir kız tesadüf sonucu yanlış girdiği linkle oyuna benzeyen bir siteye girer. Normal bir oyundan farklı görünmeyen bu siteyi araştırdığ...
2.1K 240 38
Ezeli düşmanından intikam almak için onun kardeşiyle yakınlaşan Gökçe, zaman içinde düşmanının kardeşine âşık olur.
1.1M 51.6K 60
(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile kalan Hira, hayatında bir çocuğa yer ver...
84.2K 3.6K 103
Kırık dökük hayatlarında birbirine tutunup destek alan 5 kızın hikayesi. -HİKAYE KURGUDUR! DİZİ İLE BİRE BİR AYNI DEĞİLDİR!- Diğer hikaye: SOLGUN...