ÜVEY ABİMİN TAKINTISI

By odunsubagyann

502K 14.8K 5.6K

Yeni bir aileye girdiğimde üvey abimin olması bana enteresan gelmişti. Fakat bana takıntılı ve psikopat biri... More

YENİ AİLEYLE TANIŞMA
ÜVEY ABİ
SÜRPRİZ
SİNEMA GECESİ
KABUS
BELA
HESAP SORMA
AMERİKA
ÖLÜM
İNTİKAM
SAHTE SEVGİLİ
DAHA FAZLA KIŞKIRTMA
KAHVE RANDEVUSU
SIKINTILI AKŞAM
KAÇIRILMA
KAPANA KISILMIŞ
ÖZGÜRLÜK MÜ ESARET Mİ?
İYİLEŞME SÜRECİ
ÖLÜM
YENİ BAŞLANGIÇLAR
İHANET
DARBE
HAYAT MI ÖLÜM MÜ?
İLKİM
SAVAŞ
KRİZ
SAHTE BABA
BEBEĞİM
YENİ PLAN
KAÇIŞ
DOKUZ AY SONRA
YASMİN
FİNAL
DUYURU

HAPİS

18.2K 535 211
By odunsubagyann

"Neden anlamıyorsun?" dedim bininci kez, oturduğum yerden. "Olmaz diyorum."

"Pes et artık," dedi oflayarak. Başını ovalıyordu. "O kadar çok konuştun ki başım ağrıyor."

"Evdekiler yokluğumuzu fark edince babamı arayacak."

"Ben bir şeyler uydurdum merak etme, kimseyi aramayacaklar." Uzandı ve alnımdan öptü. "Biz baş başa olmanın tadını çıkartalım."

Onu itekledim, suratını asarak bana baktı. "Beni istediğini biliyorum, bunu kendin itiraf ettin. Hala ne diye uzatıyorsun? Deneyeceksin be kızım, ne uzattın ha. Gel lan buraya," dedi ve kolumdan çekip beni zorla kollarının arasına aldı. 

"Beni zorlamayacağını söyledin," dedim tepinerek.

"Sarılıyorum be alt tarafı, ne yapıyorum sanki." Saçlarımdan öptü. "Bak, bir şey yok. Yemiyorum seni."

Tepinmekten yorulup kendimi serbest bıraktım ve kafamı yorgunlukla göğsüne yasladım. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki... Heyecanlanmıştı, ben de öyle. Onun kollarının arasında olmak bana huzur veriyordu. Gerçekten seviyordum ama kendimi ikna edemiyordum. 

Gece olduğunda bana gösterdiği yatakta, onun pijamalarını giyinmiş yatıyordum. Büyük gelmişlerdi ama en azından rahattı. Üstelik onun büyüleyici kokusu vardı. Uyuyakalmıştım. Yeniden uyandığımda belime sarılan kolu hissettim. Çok kıpırdamadan kafamı çevirdim ve ona baktım, uyuyordu. Burnunu saçlarımın arasına gömmüştü. Ne kadar şirin uyuyordu öyle...

Ona doğru döndüm ve ben de ona sarıldım. Oldukça huzurlu bir uyku çektim. Sabah uyandığımda o çoktan kalkmıştı fakat telefonu komodindeydi. Hızla elime alıp tuş kilidine bastım. Gece beraber uyurken fotoğrafımızı çekmiş ve onu kapak resmi yapmıştı. Çok tatlı çıkmıştık. 

Atlas'ı arayacaktım ama kararsızdım. Burada olmamızın kime ne zararı vardı ki? Telefonu kapatıp yerine koyduğumda kapıdan bir alkış sesi geldi. "Aramayacağını biliyordum, bak yola geliyorsun."

"Sadece başını derde sokmak istemedim. Başka bir amacım yok," dedim yataktan kalkarken.

Bana yaklaştı ve sıkıca sarıldı. "Tamam, öyle olsun. Kahvaltı hazırladım, hadi gel." Elimden tuttu ve beni mutfağa çekti. Çok şirin bir kahvaltı hazırlamıştı.

Masaya oturduk ve bana sıcak süt verdi. "Çay yok, bunla idare edicen artık bebeğim."

"Bebeğim mi? Doğu ben senin sevgilin değilim."

"Ama olacaksın, kabul edeceğini hissediyorum." Ekmeği böldü ve bana verdi. Havadan sudan konuşarak kahvaltı ettik. Aslında çok eğleniyordum, burada olmaktan mutluydum.

Böylece beraber günleri geçirdik. Çok güzel ve huzurluydu ama bittiği için üzgündüm. Doğu küçük bavulunu kapattı ve kapının önüne koydu. Bense hala koltukta oturuyor onu izliyordum. İkimizin gözlerinde de hüzün vardı. 

Tuttuğu nefesi bırakıp bavulun küçük gözünden bir kutu çıkarttı. Geldi, diz çöktü ve kutuyu bana uzattı. "İyi ki doğdun."

Doğru ya, bugün benim doğum günümdü. Gülümseyerek kutuyu açtım, içinde çok şirin bir anahtarlık vardı. Küçük ayıcık olan bir anahtarlık... "Başka bir şey hediye edersem dikkat çekmekten korktum. Bu anahtarlıktan kimse şüphelenmez."

"Çok güzel, teşekkür ederim."

Ellerimi sıkıca tuttu, gözleri yaşlarla dolmuştu. Kafasını kaldırıp bana baktı, bal rengi gözleri ışıl ışıldı. "Eve dönüyoruz Talya, sana son kez soruyorum. Bir daha asla bu konuyu açmayacağım. Benimle her şeye rağmen olmaya var mısın? Lütfen kabul et çünkü seni daha fazla zorlayamam."

İçimdeki çelişkilere rağmen onunla geçirdiğim birkaç huzurlu günü düşündüm. Her şeye rağmen kafamı salladım. "Evet, varım."

İnci gibi dişleriyle gülümsedi ve ayağı kalkıp beni belimden kavradı. havada döndürürken kahkaha atıyordu. "Teşekkür ederim, sevgilim. Buraya gelmenin işe yarayacağını biliyordum. Seni seviyorum."

Yanağından kocaman öptüm. "Ben de seni seviyorum." O kadar mutluyduk ki şuan hiçbir şey umurumda değildi. Eve dönerken son ses müzik açıp bağıra bağıra eşlik ederek gitmiştik. Arada uzanıp avuç içimden öpüyordu. 

Geldiğimizde yukarı çıkıp hızlı bir duş aldım. Babam ve Yasmin abla dönecekti. Üstelik bizimkiler bir sürü  mesaj atmıştı. Onlara her şeyi anlatan bir ses kaydı attım ve çıldırmalarını görmezden gelerek bir de uyurken ki fotoğrafımızı attım. Aşağı indiğimde babamlar gelmişti ve Doğu annesine sarılıyordu.

"Erken döndüğünüze sevindim," dedim babama sarılarak. Sonra Yasmin ablaya sarıldım ve Doğu babamla yumruk tokuşturdu. "Neden suratın asık baba?"

"Sana bir haberim var," dedi bozuk bir sesle. Yasmin ablanın suratı da asıktı. 

"Ne oldu?" dedi Doğu benden önce. Kaşları çatılmıştı.

"Annen geldi, bahçede seni bekliyor."

"Annem mi?" dedim gülerek. "Onu çok özledim." Koşarak bahçeye çıktım, Doğu da arkamdan geliyordu. "Anne," diye bağırdım sevinçle.

Gülümseyerek kalktı ve beni şevkatli kollarıyla sardı. "Canım kızım, seni çok özledim."

O kadar uzun süre ayrı kalmamıza rağmen hala anne gibi kokuyordu, mis gibi... "Ben de seni çok özledim. İyi ki geldin." 

"Merhaba," dedi Doğu elini uzatarak.

Annem onunla tokalaştı. "Merhaba, sen üvey kardeşi olmalısın."

"Evet," dedi çaktırmamak için gülümseyerek.

"Otursana anne."

Babam ve Yasmin abla da gelip karşısına oturdular. Neden suratları asıktı anlayamıyordum. Tamam iyi ayrılmamışlardı ama bu annemin hatası değil babamın hatasıydı. 

"Ne oldu? Aranızdaki gerginliğin nedenini anlayamadım."

"Kızım," dedi annem saçlarımı okşayarak. "Seni almaya geldim, on sekizine girdin. Benimle gelmek istiyordun, artık gidebiliriz."

Babamın suratının neden asıldığı belli oluyordu. Doğu da şokla bakakaldı. "Ama anne," diyebildim sadece.

"Ne oldu? İstemiyor muydun?" dedi suratını asarak.

"Anne ben buraya alıştım. Seni çok sevdiğimi biliyorsun ama gelemem."

"Gideceksin," dedi babam sinirli bir sesle.

Şokla ona döndüm. "Neden? Kalmamı isteyen sendin, sana defalarca gitmek istediğimi söylemiştim ama bırakmamıştın. Şimdi neden yolluyorsun?"

Telefonunu açtı ve mesajlara girip bana bir fotoğraf gösterdi. Arabada Doğu benim avuç içimi öperken çekilmişti. Hemen numaraya baktım, Cem'in numarasıydı. "Bizi hayal kırıklığına uğrattınız."

Yasmin abla sinirle Doğu'ya bakıyordu. "Siz kardeşsiniz, ne demek sevgili olmak Doğu?"

Tansiyonum düşmüştü. Başım dönüyor ve midem bulanıyordu. İşte bu yüzden kabul etmiyordum. Bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim. İnkar etmenin de bir anlamı yoktu. "Toplan," diye bağırdı babam. "Annenle Amerika'ya gidiyorsun. Gerekli işlemleri ben hallettim."

Gözlerim dolu dolu Doğu'ya baktım, ellerini yumruk yapmıştı. "Gitmiyor," diye bağırdı. "O reşit, istemeden hiçbir yere yollayamazsınız."

Babam sinirle ayağı kalktı. "Sana mı sorucam lan kızımı nereye yollayacağımı? Yasmin zapt et şunu yoksa bir kaza çıkıcak elimden."

"Doğu, kes şunu." diye bağırdı Yasmin abla.

Kalktım ve odama koştum. Ağlıyordum. Hemen arkamdan Doğu girecekti ama kapının önünde dikilen kapı güvenliğimiz kafasını salladı. "Haldun bey girmenizi istemiyor."

"Lan Mehmet, çekil şuradan yersin yumruğu."

Mehmet kapıyı kapattı ve kilitledi. Hüngür hüngür ağlıyordum. Bizimkileri arayıp her şeyi anlattım. Buraya gelmek istediler ama her şey daha kötü olur diye izin vermedim. Annem içeri girdi ve bavulumu hazırlamaya başladı. 

"Ağlama artık kızım," derken hala kapının önünden Doğu'nun bağırışları geliyordu. İçeri girmeye çalışıyordu. "Gençsiniz, bu yüzden böyle şeyler hissetmeniz normal. Uzaklaşınca unutacaksın, emin ol."

"Anne, gitmek istemiyorum. Lütfen kalayım."

"Olmaz, bu yaptığınız çok yanlış Talya. Gidiyoruz."

***

Kapının önüne çıktığımızda babam bana vedalaşmak için sarılmak istedi ama onu ittim. "Seni yeni affetmiştim baba, ama bu kez imkansız."

Doğu bana uzaktan bakabiliyordu. O kadar sinirliydi ki... Onunla göz göze gelmek bile bana acı verdiği için kafamı çevirdim. Arabaya bindik ve hava alanına yola çıktık. 

Oraya vardığımızda içeri girecekken arkadan seslenen birini duydum, kafamı çevirmemle Doğu bana sıkıca sarıldı. Şokla ben de ona sarıldım.

"Benimle gel," diye fısıldadı kulağıma. "Bir yolunu bulurum, reşitsin. Kimse seni zorlayamaz."

"Olmaz, her şeyi daha kötü yapamam. Üzgünüm." Geri çekildiğimde suratında büyük bir hayal kırıklığı vardı. Uzandım ve yanağından öptüm. "Seni seviyorum Doğu."

Ve içeri girdik. Arkamda hayal kırıklığına uğramış bir adam bırakmıştım. Öylece duruyor ve bana bakıyordu. Annem hiçbir şey söylememişti, sadece sırtımı sıvazlıyordu. 

Doğu bunu Cem'in yaptığını biliyordu. Ona gününü göstereceğine emindim. 


Umarım beğenmişsinizdir. Sizi seviyorum, bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

Continue Reading

You'll Also Like

822K 37.5K 28
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...
389K 21.3K 46
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
35.3K 1K 13
Proje için ormanda fotoraf çekmeye gittiğiniz zaman seri katil ile karşılaşsanız ne yapardınız ? ♤02.20.2023♤ Argo ve nefret içerikli yorumlar engell...
131K 7.3K 33
*Laris adında bir kız tesadüf sonucu yanlış girdiği linkle oyuna benzeyen bir siteye girer. Normal bir oyundan farklı görünmeyen bu siteyi araştırdığ...