FERYADIM VAR [TAMAMLANDI]

By soztiryakisi_0

13.1K 9.8K 3.1K

(DÜZENLENİYOR) "İnanıyorum... Güzel günlerin geleceğine inanıyorum, inanmak zorundayım. Hayatın bir adaleti v... More

TANITIM VE ÖNEMLİ NOT
SAHİDEN GEÇTİ Mİ?
DEJAVU
BABA 1
YİNE YENİDEN
TEHLİKELİ OYUN ( PART 1)
TEHLİKELİ OYUN (PART 2)
TEHLİKELİ OYUN (PART 3)( KAN GÖLÜ GÜNÜ 1)
KAN GÖLÜ GÜNÜ 2
BİR ADIM ÖTEDE ÖLÜM
YANDI ANILAR
BABA 2
SAHTE ÂŞIK
SES KAYDI
YENİ KARAR
NOT
BİLİNMEYEN ACILAR
KÖY-1
30 EYLÜL- 1 EKİM
ARYA'YA
HİSLERİN DİLİ
HAYALLER VE DÜŞLER
BİZİM HAYATIMIZ
MARATON DUYURUSU
HAZIRLIK
NOT OYUNU
ZAFER
O CÜMLE
ÖLÜM HABERİ
BİLİNMEYEN NUMARA
ANI-1 (ALYA,ARYA)
ANI-2 ( SELİM)
ANI-3 (SERHAT)
SONUN BAŞLANGICI-1
SONUN BAŞLANGICI-2
SONUN BAŞLANGICI -3
ANNE,BABA
ÖLÜ RUHLAR
KRİZ
İSTENMEYEN ANILAR
YOLDAŞ
ZİYARET
İSTİFA
BİR DEVRİN KAPANIŞI
ZİYARET-2
YENİ İŞ
HAYAT ARKADAŞI
SİL BAŞTAN
HASTANE
SON KAYIP-1
SON KAYIP-2
ANNEME...
MEÇHUL
GERÇEKLER-1 (FİNAL)
(:TEŞEKKÜR:)

GERÇEKLER-2 (FİNAL)

156 95 45
By soztiryakisi_0

Doktor Nevzat oturduğu koltuğunda eski günlerini yad ederken bir yandan da bugün onu şaşırtan olayı düşünüyordu.

Burcu'nun hiç kontrol edilmeyen defterini okumuştu. Ayrıca o günden sonra sadece bir duvarı değil hepsini çizimler ve yazılarla doldurmuştu.

İyileşiyordu aslında. Onu yazıp çizmek iyileştiriyordu.
O tanımak zorunda kaldığı insanlar yüzünden kimliksizleştirilmişti.

O kimliğini yeniden oluşturuyordu.

Doktor bu kezde gözlerini Burcu'nun defteri kendisine verdiği anı hatırlamak için yummuştu.

1 Hafta Önce

"Nuray Hemşire büyük telaşla kapıyı çalıp doktorun odasına daldı.
Ne söyleyeceğini merak eden doktor şaşkınlıkla hemşireye bakarken Nuray Hanım konuşmaya başladı.

-"Doktor Bey,  Burcu Hanım sizinle görüşmek istediğini söyledi."

Doktor şaşkın bakışlarla başını sallayıp yerinden kalktı.

Doktor, kızın yıllar sonra kendisiyle konuşmak istediğini söylemesinede şaşırıyordu.
Yaklaşık yedi senedir bu hastanedeydi ama tek kelime etmişlikleri yoktu.

Doktor bunları düşünürken 148 No'lu odanın önünr geldiği farketti. Merakla, kapıyı açıp içeriye giren Nuray hemşirenin arkasından ilerledi.

İçeriye girince kızı cenin pozisyonunda yatağında yatarken görmüşlerdi.
Üzerindeki pikeyi kafasına kadar çekmiş sessiz sedasız öylece bekliyordu.

Doktor tereddütle,

-"Burcu?" Benimle konuşmak istediğini söylemişsin."

Dedi.

Kızın pike altından başını salladığını farketmişlerdi.
Doktor Nevzat kızın tek bir kelime etmesini beklemişti ama beklentileri boşa çıkmıştı.

Kız pikenin altından elini çıkarıp yerde duran defteri gösterdi.

Doktor önce hemşireye bakıp sonra küçük adımlarla deftere yaklaştı.
Yerden defteri alınca üzerinde bir şeyler yazdığını farketmişti.

Yazılanları okumadan arkasındaki hemşireye bakıp tekrar elindeki deftere döndü.

Üzerinde,

Feryadım Var

Yazıyordu. Altına küçük bir not düşmüştü.

"SADECE AL, GİT VE OKU."

Doktor pike altında görünmeyen kıza bakıp arkasını dönerek odadan çıkmıştı.


Kendi odasına gelince hemen masasına oturduktan sonra defteri masaya bırakıp defter kapağına bakakaldı.

Başlık "Feryadım Var " idi.
Bir süre bunun ne anlam ifade ettiğini düşündü.

Bir cevap bulmadan defteri açıp ilk sayfaya göz attı. Sayfadaki düzen doktoru yine şaşırtmıştı. Doktor daha fazla beklemeden ilk paragrafı heyecanla okumaya başladı.

"Hani bazı zamanlar vardır her zerren umutsuzluğa gömülür çıkamazsın işin içinden. Konuşacak içten bir nasılsını esirgemeyecek kimse olmayınca daha çok gömülür kalırsın geçmişe, hayallere ve kaçınılmaz sonlara. Geçmiş demişken aslında sözde geçmiş demek gerekirdi. Kimsenin peşini bırakmayan bu zaman dilimine geçmiş demek pek akıl işi sayılmazdı. Tıpkı annesinin eteğini bırakmayan çocuk gibi. Sürekli varlığını hissettiriyor ya da yaptığı iyiliği sürekli başına kakan insan gibi. Yaşanılanları hatırlatıyor sana sürekli, asla unutturmuyor kendini..."

Doktor bu betimlemeyi yapan hastasından gurur duymuştu. Gerçekten iyileşiyor olmalıydı.

Yazdığı kitabı fazlasıyla merak ediyordu fakat şimdi okumaya vakti yoktu. Yapması gereken işlerine dönmeden önce defteri baştan sonra gelişigüzel karıştırmıştı.

Karşısına çıkan bir sayfada durup yine bir paragraf okuma istiyordu.
Burcu'nun elinde bulunan kalemle yazı stillerini değiştirerek yazmasıda doktoru şaşırtan noktalardan biriydi.

Üzerinden birkaç kez geçildiği belli olan bir paragrafı okumaya başlayan doktor okuduğunun şiir olduğunu farkedince yine ve yine şaşırmıştı.

Meslek yılları boyunca en çok yaşadığı duygu şaşırmaktı. Bulunduğu yerde her türlü hayat hikayesi vardı ve bu hayatlar hâlâ devam ediyordu.

Şaşırmamak elde değildi.

Doktorun okuduğu cümleler kalbine dokunmuştu.
Hastası tarafından yazılan şiiri bu kezde tek olduğu odasında sesli okumaya başladı.

"Kardeşimin toprağından bir avuç toprak alsam
Koyduğum kavanozu kendime bir dost saysam
Her sorunu anlatıpta toprağından medet umsam
Diner miydi bu sancılar gözlerimi kapatırsam

Bu dünya çok zalim bak kaybederek yaşanmıyor
Soldu bütün ağaçlar bak hiçbir yaprak yeşermiyor
Birkaç resim kaldı bana hiç durmadan gülümsüyor
Yetindiğim bu resimler beni bana hatırlatıyor"

Doktor şiirin Burcu'nun hayatıyla bazı noktalarda kesiştiğini farketmişti. Bu yazdığı kitapta kendinden bir şeyler vardı.

Okuduğu bu şiirden sonra merağı katlanarak artmıştı. Tek istediği kendi köşesine çekilip bir an önce kitabı okuyup bitirmekti.

O günü sanki güneş batmak, ay doğmak istemiyordu. Doktorun aklında sadece kitap vardı.

......


Nihayet ay kendini gösterice doktorda kendi köşesine çekilmek üzere odasına geçmişti.

Beklediği o anın gelmesinin mutluluğu ve birazdan okuyacaklarının merakıyla kendini masasının karşısındaki koltuklardan birine bıraktı  Doktor Nevzat.

Oturduğu yerden masasına uzanarak eline defteri aldı ve kendisini hastasının yıllarca içinde yaşadığı o hayali dünyaya bıraktı.

.....

Sabah saat dörde yaklaşırken gözleri yorgunluktan kapanan doktor elinde kitapla, oturduğu koltukta uyuyakalmıştı. Son yedi sayfası kalmıştı fakat yorgunluğu buna izin vermemişti.

....

Dört saatlik uykudan sonra saat 07.02 de bir kâbustan uyanır gibi hızla oturduğu koltuktan doğruldu.
Göğsüne düşen, yarım bıraktığı açık kitap düşerken bir anda her şeyi hatırladı ve hızlı refleksleriyle kitabı düşmeden yakalamıştı.

O anın sersemliğiyle önce odaya bir göz gezdirdi. Saate baktığında çok geç kalmadığını farkedince kaldığı yerde olup olmadığını kontrol etti ve sonra kalan yedi sayfayıda heyecanla okumaya devam etti.

Okudukları yüzünden hâlâ şaşkın olan doktor dakikalar sonra bitirdiği kitabı derin nefes alıp vererek kapatıp masasına bıraktı.

Hasta birisi için hem güzel yazıyor hemde güzel çiziyordu.
O bu dünyaya olan isyanını yazdığı kitapla anlatmıştı.

Hemşire Nuray Hanım birazdan her zaman olduğu gibi doktorun odasına gelip hastaların son durumlarını haber verecekti.

O gelmeden önce biraz kafa dinlemek istiyordu. Başını geri yaslayıp gözlerini kapattı.

Gece boyunca yaşadığı o hayali dünyanın büyüsünü düşündü.
Hastasının ne durumda olduğunu ve bu durumu yine hem arkadaşı  hem meslektaşı Doktor Alper Beye danışması gerektiğini düşünmüştü."

Çok şey düşündü aslında doktor. Bu mesleğin gerektirdiği özelliklerden biriydi ona göre.

O günün ertesi Doktor Nevzat, Doktor Alper Bey ile konuşmuştu.
İki doktorun ortak düşüncesi hastanın düzelme gösterdiğiydi.

Yine on sekiz yaşında olduğu gibi gerileme göstermemesini umuyorlardı.

O günlerde büyük yıkım yaşamıştı iki doktorda. Büyük emekler sarfetmişlerdi. Tam her şey yoluna girdi diye düşünüyorlardı ama aslında her şey rayından çıkıyordu.

Nuray Hanımın o gün korkuyla Burcu'nun kriz geçirdiği haberini verdiği anı ve sonraki on dakikayı hiç unutamıyordu Nevzat.

Hastanın yanına gitmiş ve iki doktor ile hemşire bir kızı zor tutmuşlardı.
O gün iyi bir doktor olamadığını düşünmüştü. Belki hâlâ değildi.

Tek derdi tekrar başa sarmamaktı.
..

Bunu düşünürken gözlerini açıp yerinde doğruldu. Az önce düşündüğü gibi hemşire Nuray Hanım gelmeden ona vermesi gereken evraklara masada yer açmak için önündeki evrakları karıştırmaya ve düzenlemeye başladı.

Bu meslek onu ne kadar zorlasada mesleğini çok severek yapıyordu.

Gelen hastaların hayatında bir yer edinmek onun tek tutunduğu daldı şimdilerde.

Hep öyle olacaktı...

Doktor hâlâ masasını düzenlemeye çalışıyordu. Her şeyi bir düzene koyduktan sonra tekrar eline defteri alıp incelemeye başladı.

Bir kez daha defter yapraklarını hızlı bir şekilde çevirip defteri kapattı. Arka kapağı görünen defteri tam kitaplığının en nadide, en sevdiği eserlerin olduğu kısıma koymak için ayaklanacakken bir şey farketti.

Defterin arka kapağına kazınmış üç adet söz vardı.

En üste yazılan yazı kısaydı ve özenle yazılmıştı.

"Canımın yandığını gösteremem ama böyle anlatırım..."

İki ve üçüncü söz ise büyük harflerle yazılmıştı. Doktor ilk cümleyi okuyup analiz etmeye çalıştı.

"YAŞAMAK İÇİN FAZLA ÖLÜYÜM ARTIK."

Ve son cümle. Doktorun yüreğine işleyen, içini kasıp kavuran o ince cümle.

"RUHSAL İNFAZIM YAPILIRKEN BABAM BOYNUMDAKİ İP, ANNEM İSE AYAKLARIMIN ALTINDA BENİ TEK VE KESİK BİR NEFESE HAPSEDECEK OLAN İSKEMLEYDİ"

.
.
.

                   *****

Herkese buruk ama kocaman bir selam :')

Kitap bitti. Sıra bende xlmspxmspsöspdms.

Her neyse bir teşekkür bölümü yayımlayacağım orada görüşürüzzz <3

Aklınıza takılanlar ➡

Etiket ➡

Teşekkürler.

Continue Reading

You'll Also Like

1.3K 387 22
"Ateşin parmakları arasına hapsolan buzun hikâyesi. Eğer buz erirse ikisi de ölecek ve eğer erimezse sadece buz ölecek..." Kumsal Özkan yirmi beş yaş...
445K 14.9K 39
Bora'nın üzerime gelen adımlarıyla birkaç adım daha ondan uzaklaşmak istesem de yatağa çarpan bedenimle durmak zorunda kaldım. Gözlerimin derinine ba...
17K 842 16
Apa jadi kalau kita kahwin dengan orang yang kita tak suka? Dua hati bersatu tanpa kerelaan. Muhammad Firash dan Nur Hayfa Naura. #silalahbaca #sam...
15.2K 1K 4
Aşkın en güzel hali sensin. Eğer kaderim sensen, böyle kadere aşığım ben HELALİM...🌾 Yayınlanma tarihi:10.06.2023✿⁠