Odaya girdiğimde üstümü değiştirdiğim gibi kendimi yatağa atmıştım. Bu köpek nereden girmişti hayatıma, nereden bulaşmıştı bana. Allahım ne olur kurtar beni bu sapık zihniyetli saplantılı adamdan. Uykum geldiğinde kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.
°°°°°°°°°°°°
Başımın ağrısıyla uyandığımda komidinin üstünde duran sudan bir kaç yudum su içtim. Ayağa kalkıp dolaptan üstüme siyah bir kazak, siyah yüksek bel kot pantolon , siyah bir postal ve hava soğuk olduğu için yanıma siyah bir deri ceket almıştım. Dışarı falan çıkmam gerekirse bir daha almaya uğraşamazdım.
Kapıyı açıp çıktığımda Ecevit ile karşılaşmıştım.
"Günaydın."
"Günaydın Ecevit."
Yüzümün halini gördüğünde konuşmaya başladı. Aynı zamanda da yürüyorduk.
"İyi misin sen?"
"İyiyim Ecevit. Huzursuz uyandım bu gün o yüzden böyleyim. Neyse, Yaman nerede?"
"Bizim çocukların yanına gitti. Arada bir ikimizden biri gidip tetkik ediyoruz."
Anladım anlamında başımı salladığımda salona girmiştik. Merzat ve Pusat karşılıklı oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Direk mutfağa gidip kendime kahve yaptığımda salona geçmiştim. Lavin'i göremediğimde konuşmaya başladım.
"Lavin nerede?"
"Eve uğraması gerekiyormuş. Bir saat önce çıktı."
Merzat'ın açıklamasıyla başımı salladığımda hala huzursuzdum. Aradan iki saat geçmesine rağmen Lavin gelmediğinde telaşlanmaya başlamıştım.
"Çoktan gelmesi gerekmiyor muydu?"
Sorduğum soruyla Merzat da endişelendiğinde Pusat girdi söze.
"Sakin olun. Arıyorum.."
Bir kaç kere aradığında telefonu açan olmamıştı. Merzat ayağa kalkıp konuşmaya başladığında dikkatle onu dinlemeye başlamıştım.
"Lavin sorumsuz biri hiç olmadı. Bir yere gittiğinde haber verir Pusat, biliyorsun. Ve bu kız telefonunu açmıyor öyle mi?"
Çok endişelenmişti. Yatıştırmak için araya girdiğimde konuşmaya başlamıştım.
"Belki uyuya kalmıştır. Deli o yatmış olabilir."
Dediğimi mantıklı bulmuş olacaklar ki Pusat girmişti söze.
"Ben gidip bakacağım."
"Bende geleceğim. Bu sefer itiraz istemiyorum."
Dediklerimle ya sabır çektiğinde başıyla onaylamıştı.
" Merzat sen de her ihtimale karşı burada ol. Buraya gelirse telaşlanmasın."
Merzat başıyla onay verdiğinde kenarda duran ceketimi üzerime geçirip evden çıkmıştım. Bahçedeki adamlar bizi gördüklerinde ceketlerini ilikleyip başlarını eğmişlerdi. Pusat ile birlikte arabaya bildiğimizde yola koyulmuştuk.
"Pusat bir şey olmuş olmasın."
"Sakin ol. Daha bir şey belli değil çıkar ortaya."
Bir villanın önünde durduğumuzda kapıdaki korumalar karşılamıştı bizi.
Pusat'ı gördüklerinde düğmelerini iliklediklerinde aralarındaki en yetkili olan olarak düşündüğüm adam yanımıza gelip Pusat'a hitaben konuşmaya başladı.
"Hoşgeldiniz Pusat bey."
Pusat baş selamı verdiğinde söze girmişti.
"Lavin evde mi?"
"Yok Pusat bey Lavin hanım çıkalı bir saat oldu. Çok kalmadı zaten, bırakmayı teklif ettik ama arabasıyla geldiğini ve kendi geri döneceğini söyledi."
Elimle ağzımı kapadığımda kaşlarımı çatarak konuşmaya başlamıştım.
"Nerede bu kız o zaman."
Pusat bir şey demeyip eliyle arabayı gösterdiğinde arabaya doğru ilerlemiştik. Bindiğimizde neredeyse ağlayacaktım. Huzursuz uyanmıştım zaten. Hiç bir zaman hislerimde yanılmamıştım ama bu sefer yanılmak şu an için tek isteğimdi.
Pusat'ın telefonu arabanın içindeki sessizliği böldüğünde kimin aradığını az çok tahmin edebiliyordum.
"Alo Pusat, evdemiymiş Lavin?"
"Eve yaklaştık Merzat gelince konuşuruz."
İki üç dakika sonra arabayı bahçeye gelişi güzel park ettiğinde anında inip eve doğru yürümeye başlamıştım.
Açılan kapıdan içeri girdiğimizde koltukta oturan Merzat bizi gördüğü gibi yanımıza geldi.
"Lavin nerede?"
Pusat gidip koltuğa oturduğunda ben açıklama yapmıştım.
"Evden bir saat önce çıktığını söyledi korumalar."
"Arabayla çoktan dönmesi gerekiyordu. Nerede bu kız?"
Elimdeki telefonla sürekli Lavin'i arıyordum ama açan kimse yoktu.
Ağlayacaktım ama zaten Merzat'da kötü durumdaydı birde benim için üzülsün istemiyordum.
Elimdeki telefonumun çalmasıyla anında ayağa kalkmıştım. Lavin'in aradığını düşünüp heyecanlanmıştım ama arayan tanımadığım bir numaraydı.
Pusat o kim der gibi başını salladığında dudak büzüp rahat konuşmak için bahçeye çıkmıştım. Peşimden Pusat'ın da bahçeye çıktığını gördüğümde Pusat hoparlöre al dediği gibi telefonu açıp hoparlöre almıştım.
"Alo....buyurun kimsiniz?"
"Benim telefon numaram sende kayıtlı değil mi sevgilim."
Pusat telefonu elimden aldığında konuşmaya başlamıştı. Benden sebep bu kadar sakin konuştuğuna emindim.
"NİYE ARADIN İT."
"Ben seni aramadım hırsız, bebeğimi aradım."
"EN SON BİR G*T DELİĞİNE GİRMİŞTİN. ARADIK TARADIK BULAMADIK. KAŞINMA GENCER."
"Bebeğim sen şimdi üzgünsündür fazla uzatmayacağım. Kayıp prenses benim yanımda. Misafir ederken biraz hırpalamışlar ama sorun yok, tabi şimdilik."
Elim ağzıma gittiğinde bunun böyle olacağını biliyordum. Lavin'im benim ne kadar korkuyordur kim bilir. Pusat'ın bağırmasıyla yerimde irkilip kendime gelmiştim.
"ULAN PİÇ BULDUĞUM AN GEBERTECEĞİM SENİ. LAVİN'İN YERİNİ SÖYLE YOKSA G*TÜNDEN KAN ALIRIM SENİN."
Hiç bir şey demediğinde bu sefer söze ben girdim.
"Lavin'in ne suçu var Gencer. Senin derdin benimle söyle kızın yerini gidip alsınlar ben geleceğim."
Dediğimle Pusat bana öyle bir bakmıştı ki öldürecekti beni neredeyse.
"Bebeğim seninle benim bir derdim yok. Ben sadece seni yanımda istiyorum. Ama bu ceza çekmeyeceğin anlamına gelmez sevgilim. Lavin'in yerini şuanlık söylemeyeceğim. Benim gibi acı çekeceksin, bana neler yaşattığını anlaman açısından bir ders olur sana. Sen zaten kendin geleceksin benim yanıma. Seni seviyorum bebeğim yakında görüşmek üzere."
Telefonu kapattığında bir ileri bir geri gidiyordum. Başım dönmeye başladığında ne yapacağımı şaşırmıştım.
"Be-ben demiştim sana."
Elimi anlıma götürdüğüm an tek hatırladığım Pusat'ın beni son anda tutmasıydı.
Gazel/ Pusat temsili;(Biraz bulanık ve kalitesiz olabilir ama okuduğunuz sahneye tam oturduğunu düşünüyorum.😘)
PUSAT'DAN DEVAM;
Son anda tuttuğum Gazel'i kucağıma alıp odasına doğru yürümeye başlamıştım. Merzatlar soru sorsa da es geçip direk odasına girip kapıyı kapattıktan sonra yatağına yatırmıştım.
Gazel/Pusat temsili;
Baş ucuna geldiğimde alnına düşen saçı elimle çekip yanağını okşamıştım. Ona karşı bir kaç gündür kaybetme korkusuyla açığa çıkan hislerimde emin olmuştum. Aşık olmuştum Gazel'e. Onca olayda nasıl becermiştim bilmiyordum ama dik duruşuna mücadelesine o saf güzelliğine, kendini ezdirmeyip gururlu duruşuna aşık olmuştum. Kimi kaldırıyordum ben Gazel'i gördüğüm ilk andan beri düşünüp duruyordum.
"Ben hep sinirli bir adamım aslında ama sen geldiğinden beri seni korkutmamak, korumak için ne kadar çaba sarf ettiğimi bilseydin sürekli o adamın yanına gitmek kelimesini kullanıp durmazdın. Sen arkanda üzgün insanlar bırakacağını zannediyorsun ama enkaz bırakacağını bilmiyorsun. Kıskanç bir adamımdır ben ama bu sinirim hırçınlığım o adamı kıskandığımdan değil. O kıskanılacak biri değil o it adam bile değil. Her aradığında titremen bile benim çaldırmama yetiyor. Korkutuyor seni, korkuyorsun lan dahası mı var."
Ayağa kalktığımda sinirden köpürüyordum. Gideceğim diye tutturacağının farkındaydım. Eğer isterse elimden kaçacağını da biliyordum. Benim zeki kızım için kaçmak çok da zor sayılmazdı.
Oraya gitmesi demek her yeri yakıp kül edeceğim demekti.
Odadan çıktığımda aşağıya inmiştim. Ecevit'e işaret verdiğimde demek istediğimi anlayıp direk yukarı çıkmaya başlamıştı.
"Abi tahmin ettiğim şey değil mi?"
"Merzat, Lavin şuan Gencer'in elinde."
"Ne yapacağız abi. Ya psikopat Lavin'ime bir şey yaparsa."
"Sanmam Merzat , o itin istediği Gazel. Aklınca oyun oynuyor. Gazel'e sürekli dediği 'Ayağınla geleceksin' lafının altını doldurdu. Yaman herkese söyle aranmadık yer kalmayacak."
Başıyla onaylayıp gittiğinde Merzat gitmişti söze.
"Gazel gitmeye çalışacaktır."
Dediği şeye sinirlensemde ilk başta bir şey dememiştim.
Pusat temsili;
"İzin vermem Merzat. Seviyorum onu."
Pat diye söylediğim şeyle öksürmeye başladığında ifadesizce oturmaya devam etmiştim.
"Anlamıştım zaten. Ne yapmayı düşünüyorsun. Gazel'in dediği gibi zincirleyecek misin yoksa."
"Saçma sapan konuşma Merzat. O zaman o adiden ne farkım kalır. Odaya kitleyeceğim. Oraya gitmesine izin veremem gerekirse beni kötü bilsin."
Başını salldığında ayağa kalkmıştı.
"Gidip bulmaya çalışacağım. Onu bulmam lazım Pusat. Sen Gazel'i yalnız bırakma."
Bir şey demediğimde koşarak evden çıkmıştı. Telefonumu çıkardığımda bu tür işlerimi yapan Pamir'i aradım.
"Pusat ab--"
"Dinle. Lavin Gencer Kaya tarafından kaçırıldı. Aranmadık yer bırakmayacaksınız."
"Tamamdır abi."
Telefonu kapatıp ceketimin cebine koymuştum. İçeri Yaman girdiğimde yanıma gelip konuşmaya başlamıştı.
"Abi dediğin gibi herkes araştırıyor. Gazel yenge'yi korumak için geldim. Ama istersen bende katılırım diğerlerinin arasına."
"Yok Yaman sen Ecevit ile birlikte buradasınız. Dikkatli olun kaçmaya çalışacaktır."
"Tamamdır abi. İstediğin bir şey var mı?"
Olumsuz anlamda başımı salladığımda merdivenlerden inen Gazel'i farketmiştim.
Aşkoşumlar sizleri çok özlemişim. Bölümü nasıl buldunuz? Her zaman dediğim gibi beğendiyseniz oylamayı, yorum yapmayı ve beni takip etmeyi unutmayın.
210 yorum sınırı koyuyorum. Kenarda birikmiş bir çok bölümüm var. Geçildiği gibi atacağım bölümleri.
Sizleri çok seviyorum❣️❣️❣️❣️❣️❣️