Kara Olay(Gay)+18

De Bendis22

153K 8.8K 1.6K

Yıl 2049'da meydana gelen bir salgında kadın nüfusun büyük çoğunluğu öldü, erkek nüfusun yarısından fazlası s... Mais

TANITIM
0.1
0.2
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5

0.3

12.6K 728 103
De Bendis22

İyi okumalar dilerim🌹

Reha ile karşılıklı koltuklarda dakikalarca otururken ortamda çıt bile çıkmıyordu. Ben ona bakarken o da ,olduğu yerden görebildiği kadarıyla, etrafı inceliyordu.

Yalnızlığımı bozan karşımdaki doğurgan olmayan yüzünden, oturduğum koltukta gergince bacağımı sallayıp duruyordum.

"Neden gerginsiniz?" Konuştuktan biraz sonra kafasını benden tarafa çevirdi, gözlerimin içine baktı. Gerginliğim onun gergin olduğumu fark etmesiyle katlanarak arttı. Bacağımı sallamayı kesemedim.

"Gergin olduğumu nereden anladınız?" Reha'nın bakışları gözlerimden ayrılıp salladığım bacağıma geçti.

"Hala salladığınız bacağınızdan." Bacağımın üstüne elimi koyup bacağımı yere bastırdım. Önce sallanma yerini basit bir titremeye bıraktı, ardından durdu.

"Bacağınızı sallamayı kesmiş olmanız gergin olmadığınızı kanıtlamaz. Dakikalardır ellerinizle oynayıp, alt dudağınızı ısırıyorsunuz." Bir türlü gergin olduğum konusu kapanmayınca rahatsızlıkla kıpırdandım.

"Yanımda rahat olabilirsiniz. Sizin alanlarınıza saygı gösterip, alışkanlıklarınıza ayak uyduracağımdan da şüpheniz olmasın." Dedikleri içimdeki gerginliği azaltmasa da yanında en azından saygı çerçevesinde istediğim gibi hareket edebilirdim.

"Peki... O zaman başlangıç olarak, rica etsem, siz demeyi bırakabilir misiniz?" Hafifçe kafasını sallayarak beni onayladı.

"Ancak siz de bırakacaksanız?" Onun gibi kafamı salladım.

"Bende bırakacağım." Yüzünde aynı ifadesi öylece dururken ceketinin ön tarafını düzeltti. Olduğum yerde ayaklandım. Yanına yaklaştım.

"Ceketiniz- ceketini almamı ister misin?" Bir şey söylemeden yavaşça ceketini çıkarttı.

Ceketinin kollarını üst üste katladı ve hafifçe silkeleyerek düzeltti. Ceketini bana doğru uzattı. "Alırsan memnun olurum."

Ceketiyle kapının yanındaki dolaba yürüdüm. Arkamı göremesem de ,her nasılsa, dik bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum. Dolabı açarak içindeki askılardan birine ceketi ,ütüsünü bozmamaya çalışarak astım. Ceketin dokusundan bile ucuz olmadığı belliydi.

Bana DKD' den ,tüm doğurganlara gelen, aylık stabil ücret dışında ekstra bir para gelmiyordu. Reha ise üniversite bitirmişti ve çalışıyordu. Daha önce etrafımda üniversite bitirmiş biri yoktu fakat yine de eline benden daha fazla aylık para geçtiğini anlayabiliyordum.

Dolabın kapağını örtüp arkama döndüm ve az önce oturduğum koltuğa doğru yürüdüm. Oturmak için yaklaştığımda tereddüt edip oturmaktan vazgeçtim.

Reha'ya içecek bir şey getirebilirdim. Ondan tarafa dönüp yüzüne baktım. "İçecek bir şey ister misin?"

"Olabilir, ama öncesinde bana odamı gösterebilir misin?" Tabiki, önce odasına çıkarmalıydım.

"Evet, evet tabi. Beni takip et." Yerinden ayaklandığında önüme dönüp merdivenlere yürüdüm.

Evim iki katlıydı. Artık burayı tekrardan bir eşleşmem ile paylaştığım için sanırım direkt olarak evim demek pek de etik olmuyordu, gerçi.

Alt katta salon, mutfak ve banyo vardı. Üst katta ise iki oda vardı. Bir tanesi benim kaldığım yatak odası, bir tanesi eşleşmelerime ayrılmış yatak odasıydı. Bir banyo da üst katta vardı. Ev çok büyük değildi, küçük de sayılmazdı.

Eğer hamile kalırsak BEK bize başka bir ev temin ediyordu bu yüzden şuanki ev, iki kişi için oldukça yeterliydi.

Merdivenleri çıkmayı bitirdiğimde, trabzana tutunup arkamı döndüm. Reha'nın arkamdan geldiğini görünce odasına doğru devam ettim.

Odasının kapısını açıp kenara çekildim. Reha merdivenlerden çıkıp yanıma geldi. "Teşekkür ederim. Gerisini kendim hallederim."

"Önemli değil. Her yer temiz bu arada,.. yani rahatsız olma." Reha kafasıyla onaylayıp kapıdan içeri odasına girdi.

Kapı kolundaki elimi çekip rahatlayarak omuzlarımı düşürdüm. Arkamı dönüp odama yöneldim.

"Somay!.." Arkama dönüp Reha'ya baktım. "Bir şeye ihtiyacım olursa kapını tıklatabilir miyim?"

Hafifçe kafamı salladım, tebessüm ettim. "İhtiyacın olan şey elimden gelebilecek bir şeyse yardımcı olurum."

Reha teşekkür ederek odasına gittiğinde koridorda hala aynı yerde duruyordum. O şimdiye kadarki en kibar eşleşmem olabilirdi sanırım.

Ciddi birine benzemesine karşın, itici biri olmamasına içten içe sevindim ve odama yöneldim.

Odama girip kapıyı yavaşça kapattım. Evde yalnızken kapıyı kapatma alışkanlığım yoktu ama eşleşmelerimle kalırken kapımı çekerdim. Hatta kilitlerdim.

Eşleşmemizin ilerleyen dönemlerinde bunu kessem de başlangıcında mantıklıydı. Her ne kadar eşleşmiş olsak da karşımdakinin niyetinden emin olamazdım, sonuçta.

Reha için de geçerliydi bu düşündüklerim. Henüz sadece bir saat kadardır tanışıyorduk. Önlem almakta yarar vardı.

Kapımı kilitleyip yatağıma uzandım. Oda tamamen sessizdi. Reha için temizlediğim odadan da hiç ses gelmiyordu. Onun buradaki varlığını bilmesem tek olduğumu bile sanabilirdim.

Yerimden kalkıp üstüme pijamalarımı giydim. Zaten odama girdiğimde ışıkları açmadığım için direkt yatağıma gittim.

Örtüyü kaldırıp altına girdim. Kafamı yastığa koyduğumda alt katta konuştuklarımız aklıma geldi. İçecek fikrime olabilir demişti acaba bunun için gelir miydi? Pijama giymese miydim?

Gelmesindi ama. Rahat şeyler gitmiştim böyle karşısına çıkmak istemezdim. Olduğum yerde yatmaya devam ettim. Dakikalar boyu hiç ses gelmezken göz kapaklarım yer çekimine karşı koyamayarak kapanmaya başladı.

...

Telefonuma kurduğum alarmın çalmasıyla hızla yatakta doğrulup kalktım. Erken bir saatte kalkmak için alarm kurmuştum.

Diğer eşleşmelerimde onlar çalışmadığı için böyle dertlerim yoktu fakat ilk gün o çalışmaya gitmeden önce onunla kahvaltı etmek istemiştim. Henüz ne iş yaptığını bile öğrenememiştim.

Üstüme düz siyah v yaka bir tişört giyerek altıma da siyah bir kot pantolon giydim. Muhtemelen evden çıkmayacağım için kombinim yeterliydi.

Kilitli kapımı anahtarı çevirip ses çıkarmadan açtım, koridordan geçtim. Geçerken Reha'nın kapısına da göz ucuyla baktım. Kapısı kapalıydı. Uyuyor olmalıydı.

Merdivenlerden indiğimde beklemediğim bir görüntüyle karşılaştım. Reha, üstüne dün geceki gibi bir takım elbise giymişti. Ve kahvaltı hazırlıyordu.

Masayı kurmuştu. Şimdi ise ocakta bir şeyler yapıyordu, sırtı bana dönük olduğundan ne hazırladığını göremiyordum.

"Reha?" Reha boynunu yarım çevirip arkaya baktı. Beni gördüğünde ise önüne geri döndü.

"Uyanmışsın. Kusura bakma, ben mi uyandırdım?" Kafamı iki yana salladım, bilinçsizce.

Arkası dönük olduğundan kafamı salladığımı görmediğini bile birkaç saniye içinde idrak edebildim.

"Sen uyandırmadın. Ben sadece... sana ilk gününde kahvaltı hazırlayacaktım. Alarm kurup kalktım, yani." Reha elinde bir tavayla yanıma geldi. Ne olduğu hakkında bir fikrimin bile olmadığı şeyi, ikiye bölüp iki ayrı tabağa koydu.

"Düşündüğün için teşekkür ederim ama uzun bir süredir kendi kahvaltımı hazırladığım için alışkınım." Kaşlarımı çatarak Reha'ya baktım.

"Benden önceki eşleşmen hiç mi yemek yapmıyordu?" Mutfağa geri dönerken bana cevap verdi.

"Hayır, o yüzden değil. Uzun süredir işlerim çok yoğun olduğundan eşleştirilmiyordum." Şaşkınca ondan tarafa baktım. Eşleştirilmemek gibi bir şansımız olduğunu bilmiyordum, bile. Anlaşılan işi olanlar sistemde birer istisnaydı.

"Ben eşleştirilmemek diye bir şey olduğunu bilmiyordum." Elinde bir ekmek sepetiyle geri döndü.

Sepeti masaya bıraktığında sandalyeyi çekti ve eliyle sandalyeyi işaret etti. Sandalyeyi bana çektiğini anlayarak o tarafa yöneldim.

"Teşekkür ederim." Sandalyemi ittirerek karşıma doğru yürüdü.

"Rica ederim." Sandalyesini çekip karşıma oturdu. Masada birçok bilmediğim yemekle bakışıp yüzüne geri baktım.

"Sorabilirsin." Gözlerimi kırpıştırıp anlayamayarak yüzüne baktım. Neyi soracaktım ki?

"Soracak bir şeyim yok, deme. Merak ettiğin ne varsa sorabilirsin." Merak ettiklerim vardı tabi ama daha en baştan onu soru yağmuruna tutmakta istemezdim.

"Çalışanlar için DKD'nin bazı avantajları var. Buna her zaman eşleştirilmek zorunda olmamamız da dahil." Yüzüne bakarak 'anladım' anlamında kafamı salladım.

Ortamda kısa bir sessizlik oldu. İkimizde sadece önümüzdekileri yedik. Ne olduğunu bilmediğim şeyleri temkinle tadarak yemeye devam ettim.

Yediğim şeyleri daha önce yememiş de olsam Reha'nın güzel bir el lezzeti vardı. Reha hızla olduğu yerden ayaklanıp tabağını mutfağa götürdü.

"Gidiyor musun?" Reha mutfaktan çıkıp ceketini düzeltti.

"Evet, gidiyorum. Çalışma saatime geç kalmak istemem." Onaylarcasına kafamı aşağı yukarı salladım. Reha önümden geçip kapıya doğru ilerledi.

Onu durdurmak için hızlı adımlarla peşine takıldığımda aniden kapının önünde durdu. Çarpmamak için kendimi frenlediğimde dönüp bana baktı.

"Geç gelmemeye çalışacağım. Yine de, eğer akşam yemeğine geç kalırsam lütfen beni bekleme." Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

"Peki. Reha... ne iş yapıyorsun?" Bir an duraksadı ama kendini toparladı, Reha.

"Doktorum." Sanırım, bu durumda neden yoğun olduğunu anlayabilirdim.

Bir sonraki bölüm görüşürüz! Öpüyoruum^^

Continue lendo

Você também vai gostar

79.6K 2.8K 20
Avukatın mafya müvekkeli ile zorlu yaşamı
YASAK DENEY De 👑

Ficção Científica

184K 17.1K 36
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki...
945K 43.4K 97
+18 Duygular değişken ama çok güçlüdürler. Hüzün çok kolay bir şekilde öfkeye evrilebilir. Ya da mutluluk yerini acıya bırakabilir. Peki nefret gerç...
626K 23.5K 42
İtaatkâr bir mafya ile üniversite öğrencisi bir dominant'ın hikâyesi. Arslan Velioğlu... Oğuzhan Erkmen... Kaldırılan hikaye düzeltme olmaksızın tekr...