Keyifli okumalar...
Onun bakması ile dudağımı dişledim.
Gözleri kararmaya başlamıştı. Galiba bunu yapmam pek iyi olmamıştı.
Aman banane canım sonuçta bana bir şey olmuyor.
Az önceki dediklerini düşündüğümde ne demek istediğini anlamıştım.
Ne demişti o " ben sana o öküzü gösteririm güzelim. Hemde çıkara çıkara. En güzel şekilde. " Hah! Asla öyle bir şey yapamaz.
Sadece lafta biter o.
Gözleri dudaklarımdan ayrılmadı. Hâlâ bakıyordu.
Saçlarımda duran elide kasılmıştı sanki.
O benim dudaklarımda oyalanırken ben de onun tepkilerini ölçüyordum.
Bizim bu durumumuz ortamda küçük olan bir öksürükle kesilmişti.
Hemen bakışlarımı kesip kim olduğuna baktığımda Behram olduğunu anladım.
Ferzan ile birlikte bize bakıyorlardı. İnanamıyorum. Öf be Fahriye! Ne çektiğimi bir ben bir Allah biliyor. Utanmıştım.
Behram muzip bir bakış ile bize bakıyordu.
Diğerleri farketmemişlerdi. Nur kendi dilinde olan konuşması ile ilgiyi üstüne alıyordu.
Karan 'ın saçımdaki eli çekilmemiş daha da almıştı eline. Arada bir eli belime değiyor ve benim titrememi sağlıyordu.
Kimse farketmeden elimi saçlarımda duran elinin üstüne koyup çekmeye çalıştım. Ama bu sefer elimi tutmuştu öküz.
Ne kadar çekmeye çalışsam da çekemiyordum. Sıkı sıkı tutuyordu.
Yandan ona baktığım da dudağı kıvrılmıştı. Boşta kalan kolum ile beline çimdik attım. Ama sanki hiç birşey yapmamışım gibi hala sıkı sıkı tutuyordu.
Ben sana gösteririm. Mirza abime seslendim.
" Mirza abi "
Seslendiğim anda bana dönmüştü bakışlar. Karan hiç bir şey olmamış gibi eli hala olduğu yeri koruyordu.
Yüzünü ifadesiz tutmuştu.
Mirza abim" Efendim abim "
Herkes bana bakıyordu. Niye bakıyorlar ya gerildim şimdi. Birde kaşları çatık hepsinin.
" Şey diyecektim sana. Daha doğrusu soracağım. "
Mirza abim" sor bebeğim. Eğer cevabını verebilirsem ne mutlu bana. "
Gülümsedim.
" Şey abi bir kelimenin anlamını soracaktım. Kürtçe bir kelime. " delalamın " ne demek? "
Hepsinin yüzleri aynı kalmıştı. Abilerimin kaşları çatılmıştı. Niye oldu ki kötü bir kelimemi.
Bu öküz bana ne demişti ki.
Mirza abim" Güzelim sen bu kelimeyi nerden duydun? Kim dedi sana bunu? "
Gözleri Karan' daydı. Kötü kötü bakıyordu.
" A-annem dedi abi. Odadayken benim için kullandı da. Bende merak ettim. Yoksa kim diyebilirki. "
Kasları düzelmişti hepsinin. Karan' a baktığım da tek kaşını kaldırmış halime sırıtıyordu.
Mirza abim" 'güzelim ' demek abim. Annem sana güzelim demek istemiş. "
Herkes geri önüne döndüğün de Kendi kendime konuştum.
" Demek 'güzelim ' ha. Güzelmiş. "
Karan" Sana söylediğim kelimeyi bu kadar merak ettiğini bilmiyordum. Sorsaydın ben sana söylerdim. " yandan konuştuğu halde nefesi boynuma çarpıyordu.
Bu nasıl iş anlamadım. Bana güzelim demek istemiş.
Kısık bir ses ile konuşuyordu. Bende aynı karşılık ile devam ettim.
" Sende öküzlükten başka bir şeye mi terfi ettin? Hayret zorbalıktan başka şeylerde biliyormuşsun. "
Saçlarımdaki eli belimi bulmuştu.
Karan" Şu dilin başına bela oluyor. Onun icabına bakmam gerekiyor bir an önce. Sen akıllanmayacaksın yoksa başka türlü. Ama sen dur 2 hafta sonra görüşelim. "
Sürekli dilimle ilgili laf söylüyor ama kendi dilinden bir haber.
Hem ne demek istedi bu şimdi. Niye birkaç hafta sonra. Başımı biraz ona döndürüp konuştum.
" Sadece laf bunlar. Hiç bir şeycik yapamazsın sen. Hem niye 2 hafta sonra. Ne demek istedin? "
Abimlere bakıp bana biraz daha yaklaşmıştı. Belimdeki eli yukarı aşağı hareket ediyordu.
Karan" Sadece lafta mı kalır onu göreceğiz güzelim. O gün geldiğinde bakalım ne yapacaksın karşımda. "
Soruma cevap vermemişti.
Behram" Ya yenge ben bir şeyi anlamadım. Şimdi sen hiç mi kürtçe bilmiyorsun? "
Karan da olan dikkatimi Behram bozmuştu. Ona döndüm.
" Efendim Behram? "
Behram" Diyorum ki sen hiç mi kürtçe bilmiyorsun yenge? "
" Bilmiyorum Behram. Normal olarak burda falan yaşamadım. Hiç Mardine de gelmedim. O yüzden bilme gibi bir şansım olmadı. Ama öğrenmek zor olmaz benim için diye düşünüyorum. "
Ortam biraz sessizlemişti.
Behram" Anladım yenge. Hem merak etme sen öğrenene kadar ben sana yardımcı olurum. "
Kıkırdadım.
Emir abim" Sana ne oluyor lan. Ben öğretirim kardeşime. "
Yener abim" Hayır abi ben öğretirim. En iyi beni anlar Fahriye. "
Mutlaka bir şeyi tartışacaklardı.
" Hey tamam hepiniz öğretin. Zaten çok hızlı öğrenirim. "
Ortam biraz durulmuştu. Herkes geri Nur' a dönmüştü.
Nur eli ile Behram'ın burnunu çekiyor ve küçük çığlıklar atıyordu.
Berdan abi Nur' u Behram' dan alıp ayağının üstüne oturttu. Behram 'ın burnu da böylelikle Nur 'un esaretinden kurtulmuştu.
Nur elindeki ayıcığı Mirza abime uzatıp Berdan abinin ayağının üstünde dik durmak için kolunu tutuyordu.
Berdan abi yardımcı olmak için koltuk altlarından tutup kaldırdığında Nur bir elini boynuna diğer elini saçlarına atıp boynunu emmeye başlamıştı.
Kızımın boyun sevdası nerden geliyor hiç bilmiyorum demeyeceğim çünkü abilerimin ortak özelliği buydu.
Abilerime döndüm.
" Hep sizin yüzünüzden kendiniz de olan geni kızıma hiç bilmeden aşılamışsınız. Ne zaman kucağınıza alsanız mutlaka boyuna yöneliyor. Daha hayatına girmeden kendinize benzetmişsiniz. "
Gerdikleri göğüsleri ile öne doğru eğilerek yerlerine daha da yerleşmişlerdi.
Emirhan abim" Tabi kızım ne sandın. Yeğen dayıya çekermiş. Bizden de en güzel özelliği almış ama fazla tehlikeli. Gelen gidene yaparsa bunu katil oluruz. "
Karan 'ın bedeni gerilmişti.
Karan" Öyle bir şey olmayacak lan. Hele bir olsun bak bakalım o kişi sağ kalıyor mu? Benim kızım o. Babasının kızı. "
Bak bak nasılda hemen sahiplendi. Güzel bir şey ama . Aması var işte.
" Bak bak nerden senin kızın oluyormuş. O annesinin kızı. Ben doğurdum. Benim kızım o. "
Karan" Herhalde tek başına yaptın. Böyle konuştuğuna göre. " kısık bir şekilde söylemişti. Birtek benim duymamı istemişti.
Tek kaşı da kalkıktı.
" Terbiyesiz "
Ağzım açılıp kapanmıştı. En son sadece bu çıkmıştı ağzımdan. Olur olmadık yerde konuştuğu şeye bak. Ahmak adam.
Geri herkese döndüğümde önlerine döndüklerini farkettim.
Karan bir anda yerinden kalkıp Berdan abilere gitti.
Nur' u kucağına alıp geri yerine oturdu.
Karan" Yeter lan. Benim kızım o. Bırakmadınız bir kucağınızdan. Dua edin yakınsınız yoksa çoktan.......siz anladınız beni! " tıslayarak konuşuyordu.
Kızını , kardeşlerinden kıskanmıştı.
Berdan abi" Kıskanç herif! "
Karan onu hiç takmadan Nur 'un kafasını göğsüne koymuştu. Saçlarını okşayıp sırtını sıvazlıyordu. Bir anda Nur kafasını kaldırıp Karan 'ın yüz hizasına gelip gözlerine bakmıştı.
" Bbba bbba " diye elini dudaklarına atmıştı. Gülüyordu.
Çok güzellerdi.
Gözlerimi elinde çantam ile koşarak gelen Aygül ile çekmiştim. Elinde çantam mı?
Aygül " Hanımım telefonunuz çalıyor. Çantanızın içinde olduğu için karıştırmak istemedim. "
" Tamam canım sıkıntı yok. Teşekkür ederim. Sen işinin başına dön. "
Aygül" Birşey değil hanımım. Ben artık gideyim. "
Aygül gidince çantamı açıp kim olduğuna baktım. Kim olabilir ki?
" Mert arıyor " yazıyordu. Bar gecesi almıştık telefonlarımızı.
Telefonum göz önüne olunca mağlum Karan da görmüştü. Sinirli sinirli bir bana birde telefona bakıyordu.
Ne oldu şimdi buna. Niye böyle bakıyor bu?
Biraz daha telefonu açmazsam kapanacaktı. Abimlere döndüm.
" Burada açsam sıkıntı olur mu? " hiç kalkasım yoktu hem Nur elimi tutmuş bırakmıyordu da. Ne ara tutmuş ben de bilmiyorum. Ama bırakmıyordu.
Abimler hayır anlamında kafalarını sallamıştı.
" Alo Mert "
Mert " merhaba Fahriye nasılsın? "
" İyiyim Mert. Sen nasılsın? " karan 'ın vücudu geriliyordu. Yüzüme tek kaşını sinirli bir şekilde kaldırmış bakıyordu.
Mert" Bende iyiyim. Şey diyecektim. Bugün sıkıntı olmaz ise bütün arakadaşlar ile buluşalım diyorum. Eskisi gibi hem yine şarkı söyleriz. Eskileri özledim. Yanlış anlama farklı bir manada söylemiyorum. Hem benim başım bağlı. "
Hafif bir kahkaha attım. Bende biliyordum başının bağlı olduğunu. En son Esra ile sevgili olmuşlardı.
Benim kahkaham ile Karan 'ın eli yumruk olmuştu. Abimler de kaşlarını çatmışlardı.
" Başının bağlı olduğunu biliyorum. Esra'nın peşinde az koşmadın. Yanlış falan anlamadım seni yani. Benimde başım bağlanmak üzere. Hem ben orda değilim. Yani İstanbul 'da değilim Mardin 'deyim. İstesemde size katılamam ama siz gelin. "
Ne saçmaladım ben ya. Bir sürü göz üstümde olunca anca böyle oldu.
Başım bağlı deyince Karan 'ın tek kaşı kalkık dudağı kıvrılmıştı.
Mert" Tebrik ederim Fah. Ben bir bizimkiler ile konuşayım. Eğer kabul ederlerse sende günü söylersin bizde geliriz. Görüşürüz. "
" Görüşürüz Mert. Bizimkilere selam söyle. "
Fazla konuşmadan kapattım.
Mirza abim" Kimdi o Fahriye' m? "
" Mert , abi. Hani şu barda arkadaşım olan. Şarkı söylemiştik birlikte o. "
Emirhan abim" O mu? Niye aramış seni. "
" Aman abi öylesine aramış. Bizimkiler ile birlikte buluşalım diye. Ama işte istesen de görüşemeyiz. Belki onlar buraya gelirler. "
Biraz homurdandıktan sonra susmuşlardı.
Ama Karan için durum aynı değildi. Tek kaşını olabileceği kadar kaldırmış dişlerini sıkıyordu.
Karan" Mert denen adam seni niye arıyor. Belasını mı bulmak istiyor? "
Alttan alttan konuşuyordu.
" Sanane Karan. Arkdaşım değil mi? Arar da mesaj da atar! Seni ne ilgilendirir! "
Kucağındaki Nur' un alnına dudaklarını bastırmış ve Yener abime verip kolumu tutarak ayağa kalkmıştı.
Bakışlar bize döndü.
Karan" Yukarı terasta konuşacağız. Rahatsız etmeyin! " sert bir şekilde herkese bakarak söylemişti.
Abilerim bir şey demek isteselerde ben başım ile durdurmuştum.
Kolumu ondan çekerek önden yukarı terasa çıkmaya başladım.
Arkamdan sert adım seslerini duyuyordum.
Terasa çıktığımızda hiç kimse yoktu. Buradan bütün Mardin gözükür haldeydi. Çok güzeldi.
Terasın arka yerine geçip Mardin ' i seyretmeye başladım.
Karan 'ın adımları yavaş yavaş gelip arkamda durmuştu. Pek takmadım.
Biraz daha yaklaştı. Nefesi artık saçlarıma vuruyordu.
Bir eli yılan gibi karnıma doğru yol alıp kendine yapıştırmıştı bedenimi. Teni tenime temas eder etmez bende kayış kopmuştu.
Ondan etkileniyordum. Ne kadar istemediğimi söylesemde etkileniyordu bedenim.
Korkuluklarda olan ellerimin üstüne elini koymuştu. Sımsıkı tutuyordum korkulukları.
Tutmasam düşebilirdim.
Az önce neler olmuştu şimdi ne oluyordu.
Saçlarım sol tarafa doğru hareket etmişti.
Saçlarım arasındaki başı bu sefer yavaş bir şekilde boynuma yol alıp öpücükler konduruyordu.
Aklımı kaybedecek gibiydim. Ellerim acıyordu artık.
Gözlerim kapanmıştı.
Öpücükleri yakıcı ve naifti. Koklayarak öpüyordu.
Dudakları yavaş yavaş omuzlarıma gelip orada son bulmuştu.
Ben bitti sanarken bir anda şah damarımın üstüne dudaklarını bastırıp önce etimi dudakları arasına alarak emmişti.
Ufak bir inilti kopmuştu dudaklarımdan. Dudakları arasında hapsolan etimi yavaş bir şekilde bırakıp son bir öpücük kondurmuştu.
Tir tir titriyordum. Kendime gelmeye çalışırken onun sesini işittim.
Karan" Bir daha söyle! Dediğini tekrar et! "
Sesi davranışlarının tam tersi sertti. Hâlâ onun etkisi altında olduğum için bir şey diyemiyordum.
Karan" Tekrar et! "
Bu seferki daha bir sertti. Zar zor kelimeleri topladım.
" Dedim ki.....Mert istediği.....gibi....beni arar da....mesaj da atar. ......Bu seni.....ilgilendirmez! "
Her bir sözümde karnımdaki kolu beni daha da kendine yapıştırıyordu. Korkuluktaki elimi karnımın üstündeki elinin üstüne koydum. Diğer elimin üstünde eli olduğu için çekemiyordum.
Karan" Dediklerine kendin inanıyor musun? Senin ile ilgili bir şeyin beni ilgilendirmeyeceğini? "
Kapalı olan gözlerimi açtım. Ve ona döndüm. Başı hala olduğu yerde omzunun yanındaydı.
" Seni ilgilendirmez Karan! Arkadaş benim arakdaşım. Sanane oluyor? Karışma bana! "
Bir anda beni kendine döndürüp korkuluklara yaslamıştı. Çok kötü bakıyordu. Damarları kendini belli de ediyordu.
Karan" Ne demek sana ne? Karım olacaksın. Çocuğumun annesisin! Nasıl beni ilgilendirmediğini söylersin. En çok beni ilgilendirir. Ne yaptığın , kiminle konuşup görüştüğün en çok beni ilgilendirir. delirtme beni!"
Sinirlendim. Sadece çocuğunun annesi mi oluyordum onun için. Asıl derdi buymuş beyefendinin. İsmine bir söz gelmesin.
" Asıl derdin bu değil mi? Karan DEMİR 'in ismine bir söz gelmesin! "
Kaşları çatılmıştı.
Karan" Ne saçmalıyorsun kadın! İsmim ile ne alakası var? "
" Çok alakası var! Bırak beni gidicem. Senin ile burda kalmak istemiyorum. "
Kulağıma yaklaştı.
Karan" O Mert denen herif ile görüşmeyeceksin. "
" Görüşüceğim , sen de göreceksin! "
Tek kaşı kalkmıştı bu sefer.
" Hele bir görüş bak bakalım neler oluyor. Bu elbisenin de hesabını vereceksin. "
Birden lafı elbiseye getirmişti.
" Gö-rü-şe-ce-ğim. Ayrıca sanane ya elbisemden. İstediğimi giyerim. "
Dudağı tehlikeli bir şekilde kıvrılmıştı.
Karan" Giyinemezsin demedim. Düzgün bir elbise giydiğin zaman gayet iyi giyersin. Başka itlerin sana bakıyor olacaklarını düşünmek... Si*...* düşünmek bile onlar için hata olur. "
Bak bak bak. Delirmiş bu adam. Kararmış bakışları bile gayet ciddi olduğunu gösteriyordu.
Tam bir şey söyleyecek iken konağın kapısı çok hızlı bir şekilde çalınmıştı. Niye sürekli benim sözüm yarım kalıyordu.
Üst üste birkaç kere daha çalınmıştı.
Ne oluyor ya? İkimizinde kafası o yöne dönmüştü.
Üç tane kadın yanlarında bir tane çocuk kapıdan girmişlerdi. Onlar mı öyle çalmıştı kapıyı.
Yukarı merdivenlerden abilerimin yanına ilerlediler. Aralarından biri sürekli gözlerini etrafta dolaştırıyordu.
Bizi görmez dediğim anda bizi görmüş ve sinirlenmişti. Kaşlarını çatmış olduğumuz duruma bakıyordu.
Bu kızın ne gibi bir derdi varda bize böyle bakıyor şimdi. Gözleri daha çok Karan' a kayıyordu. Hayır direk Karan da duruyordu.
Karan' a döndüm.
" Bırak. Baksana bir aşığın var. Onun yanına git! "
Kollarını iki yanımdan çekip çıktım. Kendi izin vermişti.
Karan" Sonra görüşeceğiz seninle! "
Hiç ona bakmadan terastan inmeye başladım. Merdivenler ne kadar çoktu ya. Çıkarken hiç fark etmemiştim.
Adımlarımı sert attığım için topuklu ayakkabımdan baya ses çıkıyordu.
Yanlarına vardığımızda abimler bize dönmüştü. Berdan abinin yanında az önce gelen kadınlardan biri vardı. Kucağında da küçük çocuk.
Kadının hemen yanında da diğer kadın vardı. Galiba bunlar Berdan abi ve Berzan abinin eşleriydi.
Gözüm az önce Karan' a bakan kişiye kaydı. Bana nefret ile bakıyordu.
Tek kaşımı kaldırarak baktım ona. Salak kadın. Ne cüretle bana böyle bakar!
" Merhaba. Hoş geldiniz "
İki kadına bakarak konuşmuştum. Berdan abinin eşi konuştu.
" Merhaba canım. Ben Dilde Berdan 'ın eşiyim. Tanıştığımıza memnun oldum. Ayy çok güzelsin. Tıpkı Aydın ağama benziyorsun. Behram söylerken doğru söylemiş."
Sevecen bir kadın gibi duruyordu. Sevda yengeme benziyordu.
" Bende Dilsu Berzan 'ın eşiyim. Sen gerçekten denilenden daha güzelsin ya. "
Birbirilerine benziyorlardı. Enerji dolu.
" Bende Fahriye. memnun oldum. "
Karan yerine geçip Nur' u kucağına almıştı.
Dilde ablanın kucağındaki çocuk yanıma adımladı. Gözleri hayranlık ile bakıyordu.
" Anne sana gelin buldum. Çok güzel. Tıpkı rapunzel gibi saçları var bak. "
Yanıma gelip saçımı eline almıştı. Zor yetişmişti ama tutmuştu.
Karan" Çek lan elini. Kimin gelinini alıyorsun. Babası kılıklı serseri. "
Sert bir üslup kullanmıştı. Ama çocuk hiç duymamış gibi davranıyordu.
" Amca sen bir dur. Gelin getiriyorum sana görmüyor musun? Aramıza girme! "
Karan" Lan!... Abi şu çocuğunu al. Elimden kaza çıkacak yoksa. "
Çocuk hiç takmadı. Çok tatlıydı yalnız.
" Merhaba güzel hatun. Ben Berzah senin gelecekteki kocan. Evinin babasıyım. Hayatıma hoş geldin. "
Çocuğa aşık olduk. Çok yüzel konuşuyor ya. Hatun kelimesini nerden duymuş bu.
Ortamda kahkahalar yükselmişti. Ben bir şey diyemiyorum çünkü gülüyordum.
Boyuna kadar eğildim.
" Merhaba küçük adam. Ben Fahriye şurada amcanın kucağında gördüğün prensesin annesiyim. Seninle tanıştığımıza memnun oldum. "
Elim ile gösterdiğim yere baktığında Nur' u görmüştü. Bu sefer onun yanına adımladı.
Berzah" Anne baksana o çok güzel. Küçücük daha. Bizim olsun evimize götürelim. Tabi Fahriye' m ile birlikte. "
Behramlar kahkaha atıyorlardı Ferzan abiler ile. Abimler ise çatık kaşlar ile Berzah' a bakıyorlardı Karan ile.
Karan" Sus lan birde Fahriye 'm diyor. Alırım ayağımın altına seni velet! "
Berdan abi" Velet deme oğluma lan! "
Hepimiz gülüyorduk.
Dilde abla" Gelecek evimize oğlum. İkiside gelecekler ama Karan amcanın gelini olacak Fahriye. "
Berzah" Ama anne Fahriye'yi ben istiyorum. O benim olsun! "
Karan" Sus diyorum lan. "
Ortalık durulmuyordu.
Mirza abim" Bencede sus sen velet. Fahriye' m benim."
Emirhan abim" Evet o bizim. Çenenizi kırdımayın lan! "
" Ayy tamam hepiniz susun Nur' u korkutacaksınız! Koca koca adamlarsınız ya. "
Keyfiniz yerindeydi ama şu Karan aşığı kız olmasaydı.
" Bende Zilan bu arada. "
Bütün kıvırarak konuşmuştu. Salak kız.
" Memnun oldum bende Fahriye. "
Zilan" Tıpkı Ecem' e beziyorsun. Onun gibi giyiniyor ve süsleniyorsun. "
Ortam güzeli en bir anda böyle konuşması herkesi germişti. Benimde bedenim gerilmişti.
Abimler kaşları çatık bakıyordu ona.
" Onun gibi giyiniyor olmam veya makyaj yapıyor olmam ona benzediğim anlamına gelmez. Hem sanane. Kim oluyorsun ki beni ona benzetiyorsun. "
Zilan yüzünü sanki iğrenç bir şey varmış gibi buruşturup sonrada sırıtmıştı.
Zilan" Buraya ait değilsin. Şu giydiklerine baksana. Hiç bir ağa kızı yada ağa karısı olacak kişi böyle giyinir mi? "
Sinirden kızarmak üzereydim. Kimdi o bana böyle şeyler söylerdi.
Karan kaşları çatık bir şekilde Zilan' a bakıyordu. Abilerim de sinirlenmişlerdi.
" Dediğim gibi bundan sanane. Annem babam bir şey dememiş sen hangi cürretle diyorsun. Böyle giyiniyorum çünkü bedeni mi seviyorum. Buraya ait olup olmamamda seni ilgilendirmez. Benden hoşlanmadın mı ağzını kapalı tut içinde yaşa. Bende seninle aynı şeyleri yaşıyorum. Ama ben senin gibi saygısızlık edip yüzüne vurmuyorum. Adabınla otur ve git. Yoksa elimden kaza çıkacak haberin olsun. "
Burun kıvırıp Karan 'ın hemen yanına oturmuştu. Yüzsüz kız.
Karan dudağı kıvrılmış şekilde bana bakıyordu.
Mirza ve Miran abimin yanına geçtim. Ortalarına oturur oturmaz kolları belimi sarmıştı.
Mirza abim şakağımdan öperken Miran abim belimi sıvazlamıştı. Yüzlerine bakarak gülümsedim.
Hem bir kadın olduğu için hem de Ortam kötüleşmesin diye susmuşlardı. Ama ben çabucak kızın ağzını susturmasaydım bir şeyler diyeceklerini biliyordum.
Karanlara gözüm takıldı. Kız sanki içine düşecek gibi.
Nur ile ilgileniyor gibi yapıp Karan ile konuşuyordu. Arada eline dokunuyordu da.
Tırnaklarımı etime geçirdim. Sızısını hissediyorum.
Ama kızımla gurur duydum şimdi tam annesinin kızı.
Zilan her dokunduğunda elini itiyor sonra küçük ağzı ile çığlık atıyordu.
Zilan" Ağam kızınız tıpkı size çekmiş. Allah bağışlasın . Huyu da size çeker inşallah. "
Hah birde nispet yapar gibi bana bakarak diyor. Şırfıntı.
Karan" Malesef huyu annesine çekmiş. Bundan kendiside gayet memnun. " tek kaşı kalkmış bir şekilde ona bakıyordu.
Sert bir dil kullanıyordu ona karşı.
Uzun bir süre daha oturmuş Nur' un " mma mma " demesi ile odaya gitmiştik.
" Şırfıntı kadın. Birde bana laf söylüyor. Kim ki o. Karan' a bakmalar , ellemeler falan. Evlenecek adama bakıyor kız ya. "
***
Akşam olmuş ve yemek yemiştik. Konakta birtek biz ve Karan 'ın ailesi kalmıştı. Düğün için karar verilecekmiş galiba.
Sevda yengemler de gelmişti. Abim sarılıp öpmüştü beni. Karan'a ise öldürecek gibi bakmıştı. Onların hemen ardından Ezgi yengemde gelmişti.
Ezgi yengem konakta kalmıyordu. Onun için ayrı ev tutmuştu abim. Mardin ve İstanbul aynı değildi.
Laf söz çıkardı.
Şimdi de hep birlikte kahve içiyorduk. Babamlar ve erkekler bir köşede annemler bir köşedeydik.
Nur ile ilgileniyordum. Saçlarım ile yoğun bir ilişki içindeydi.
Babamların bana seslenmesi ile onlara baktım. Herkes bana dönmüş ama Nur'a kadar dalmışım ki duymamıştım.
" Efendim baba."
Babam" Diyorum ki kızım. Düğün günü belirlendi. 2 hafta sonra olmasını uygun gördük. Nur daha fazla olanları anlama yaşına gelmeden çabucak yapalım diyoruz. Yarın da isteme olacak. Senin içinde uygun mu? "
Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum. Karan bu yüzden 2 haf at demişti.
Daha kimseye dememişti ama aklında vardı.
Kısa bir süre sonra bambaşka bir Fahriye olacaktım.
Gözüm Karan'a takıldı. Bana bakıyordu.
" Uygundur baba. "
Arkadaşlar bölüm zor geliyor. Ablam izin vermiyor bir türlü. Günler uzaya bilir.
Emin değilim.
Nasılsınız?
Bölüm Nasıldı?
Karan ve Fahriye arsında böyle yakınlaşmalar istiyor musunuz?
Zilan?
Zilan ve Fahriye 'nin tartışması ?
" delalamın " bunun anlamını kim biliyordu?
En güzel sahne?
Sizleri seviyorum.
Kendinize iyi bakın...