Zoom - TK

By Killauray

444K 37.1K 41.1K

Fizikçi Jungcook: Merhaba Taehyung ben Fizik öğretmenin Jungkook, mümkünse mikrofonunu kapatır mısın yoksa mü... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.5 (Final)
3.6 (TÜM İPUÇLARI)

3.4

5.3K 505 400
By Killauray


O günden bu yana 3 buçuk ay geçmişti. Bay Jeon ise bu sürecin her bir dakikasını benimle konuşmak için harcamıştı. Gördüğüm kadarıyla Lisa ile boşanmamışlardı hatta Lisa arada bir okul çıkışına geldiğinde beni görürse el sallıyordu.

Jungkook'un yalan söylediğini düşünüyordum. Bundan yarım yıl önce ölesiye güvendiğim ve canımı bile teslim edebileceğim bu adamın ağzından çıkan her lafı yalan olarak görmek beni çok yormaya başlamıştı.

Bana birkaç kez Lisa'nın zaten her şeyi bildiği hakkında yalan hikayeler söylemiş ve birkaç kez de önümde siz çökerek ağlamıştı. Ancak ben 1aylık çöküşümden sonra bir daha asla onun için göz yaşı dökmemiştim.

Bir süre sonra umursamadığımı ve ilişkimizin bittiğini düşünüp susacağını sanmam da o inatla devam ediyordu. Bir ay önce de bana küçük notlar yazıp test kitabı aralarına koymaya başlamıştı.

Notların hiçbirini okumuyor ve gözleri önünde yırtıp çöpe atıyordum. Görüyordu, biliyordu. Onu bir daha asla affetmeyeceğimi ve sebebi ne olursa olsun ona karşı nefretimin dinmeyeceğini biliyordu. Öyleyse bu neyin inadıydı? Ne diye 4 aya yakın süredir benden onu dinlemem için yalvarıyordu?

Bu süreçte dersime de odaklanmıştım. O kadar sıkı çalışıyordum ki denemelerde Namjoon'un bile geçiyor, sonra Namjoon tarafından koltuktan koltuğa atılıyordum.

Bizimkilerle aramız çok iyiydi. Her şeye rağmen benim yanımda durmuştu. 1 aylık çöküş zamanımda özellikle Namjoon ve Jia yanımdaydı. Namjoon arada bir geceleri eve gelir ben uyuyana kadar başımda bekler ve Jia ile günlük durumum hakkında konuşurdu. Uyuyamazdım, onlar daha fazla ayakta kalıp benim için üzülmesin diye uyuyormuş gibi yapar onlar odadan çıktığında ise sessiz gözyaşlarımı dökerdim.

Zor zamanlardı ama çabuk atlatmıştım. Jimin sürekli yüzümü güldürmek için saçma sapan şebeklikler yapmaya devam ediyordu. Namjoon ve Jin hedefime ulaşmam için benimle sabahlara kadar kütüphanede kalıyordu. Yoongi benimle oyun oynuyor Hoseok ise tatlı kurabiyeler verip günümü güzelleştiriyordu.

Mutluydum. Bulunduğum konum öylesine gurur vericiydi ki kendimi tebrik ediyordum. Zira çöküş dönemim sonlanmasaydı, hayatımı nasıl düzeltirdim bilmiyordum.

Jungkook ise dört ay içerisinde çökmüştü. Sakalları uzamış, göz altı torbaları şişmiş morarmış ve kırışmıştı. Bazen üzerinden çok zayıf bir içki kokusu gelirdi. Diğer öğrencilere kokuyu alabilecekleri kadar yakın durmasa da bana yakındı.

Ve en sonunda sınav günü gelmişti. Bizimkiler sınav sonucunu bekleyemeyeceklerini anlayınca hep beraber tatile çıkmıştık.

Tatilde ilk gün saatlerce ağlamış diğer günler de istediğimiz ne varsa yapmıştık. Tanıştığım birkaç erkek de buna dahildi.

"Taehyung sakin ol tamam mı kalbin duracak bak hııııh hoooohhhh şşş bayılma sakın nefes al-" Jimin kendini sakinleştirirken bana vurup sakin olmamı söylüyor arada bir korkudan gözü kayıp bayılıyor sonra tekrar kendisini tokatlayıp kendine geliyordu.

"Açıyorum... " Yoongi karşımızda tek sakin kişi olarak oturduğunda ben de yavaştan titremeye başlamıştım. Hepimiz ayin yapıyor gibi el ele tutuşup yerde yuvarlak olurken başımızda bilgisayarı tutan Yoongi hala sakinleşmemizi bekliyordu.

"Açıyorum... " Jimin ikinci bayılmasını yaşayıp tekrar tokatlayarak uyanmıştı. Namjoon ve Seokjin el ele tutuşmayı bırakıp önlerindeki test kitaplarını yırtıyor, ısırıyor ve parçalıyorlardı. Hoseok ise bize bakıp kahkaha atıyordu.

Namjoon ısırarak kopardığı test kitabını yanında onları videoya çeken Hoseok'un kafasına indirdi ve yırtmaya devam etti.

"Açıyorum... " Jimin en sonunda her yerine boşalttığı için biten kolonya şişesini Yoongi'nin fırlatmış ve avazı çıktığı kadar bağırmıştı.

"Açsana artık amına koduğum Acun Ilıcalı gibi üç saattir car car car-" Yoongi sinirle bilgisayarı koltuğa atınca sustu.

"Site çöktü amına koyim! " Hepimiz isyan edercesine inleyerek ayağa kalktık.

"Lan geç girdik o kadar çökmesin diye yine çöktü çıldırıcam! " Namjoon saçlarını yola yola yanına gelip koltuğa çökmüştü.

Yoongi yan koltuğa attığı bilgisayarı tekrar kucağına almış ve derin bir nefes alarak yorgun gözlerle ekranı incelemişti.

Bir anda gözleri kocaman açılıp bilgisayarı havaya kaldırdı ve apartmanı inletecek derecede bağırdı.

"KAZANMIŞIZ! " Yerinden kalkıp deli gibi zıplayarak bize geldi. Jimin bayılma modundan ayılıp Yoongi ile zıplamaya başladığında hepimiz mutluluktan ağlıyorduk.

"Jimin ve ben istediğimiz üniversiteyi tutturmuşuz. Namjoon Jin Hoseok ve Tae de aynı üniversitede! " gözyaşlarımı serbest bırakıp yere oturarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Bu sene yaşadığım her şey için ve yeni bir hayata geçmeden önce yaptığım son ağlamaydı.

"Gel buraya... " Önce Hoseok sonra diğerleri destek amaçlı hep birlikte sarılırken kocaman gülümsememin arasından ağzıma gözyaşlarım sızıyordu.

-

Mezuniyet günü gelip çatmıştı. Herkes sonraya bırakılan mezuniyet için başta şikayet etse de sonradan onaylamış ve hazırlığını yapmıştı.

Üzerime giyindiğim siyah takım elbise içine bir de siyah gömlek giyinmiş ve aynada son kez gururla kendime bakıp aşağı inmiştim.

Jia ve annem hazırlanıyordu. Jia beni görür görmez koşa koşa yanıma gelmiş sarılmıştı.

"Sen de iyice abi sevdalısı oldun he! " yaptığım şakaya karşılık birkaç yumruk yemiş ve gülümsemiştim.

"Ağladın ağlayacaksın hadi gel makyajın akacak bak. " koluma girmesini sağlayıp arabaya bindirdim ve annemi de arkaya atarak arabayı mezuniyet partisine sürdüm.

"Bugün yaşadığın tüm kötü şeylerin sonu olacak. Güçlü oğlum benim. " annem gururla ve biraz da yaşlı gözlerle beni inceleyip yüzümü sevmişti.

Arabayı park edip onlara döndüm.

"Bay Jeon yaşattığı kötü şeyler kadar da iyi şeyler yaşattı. Ondan her ne kadar nefret edersem edeyim o her zaman ilk ve tek aşkım olarak içimde kalacak. O yüzden lütfen karşımıza çıkarsa unursamayın. Bugün son gün, üzülmeyelim hm? " motive edici şekilde konuştuğumda Jia 'of'lasa da onaylamış ve arabadan inmişti.

Balo yerine girdiğimizde etraf buram buram zenginlik kokuyordu. Jia koluma girip bana eşlik ederken kocaman gülümsemle arkadaşlarımın yanına gittim.

Hoseok Yugyeom denen Basketbol takımındaki çocuğu yanına alıp sohbet ederken Yoonmin ve Namjin çifti kokteyl içmeye başlamıştı.

Bir süre dans ettikten sonra mezuniyetin sonlarına yaklaşmıştık. İster istemez gözüm onu arıyor ve her etrafa baktığımda kendime kızıyordum.

Herkes öğretmenlerle vedalaşırken Jungkook ile karşılaşmamak adına bahçeye çıktım.

Ancak o yine beni bulmuş ve yanıma gelmişti.

Geldiğinden beri kuru olan dudaklarını yalayıp gözlerime bakmaya çalışıyordu. Bu sefer izin verdim.

"Taehyung... " tıpkı dudakları gibi kuru çıkan sesi aynı zamanda da çaresizdi. Benim ağlamak istememe neden oluyordu ve bunun farkında değildi.

"Seni son kez görmek istedim. Yanında durabilir miyim? Sadece bir süre söz veriyorum konuşmayacağım. " Ona izin vermem için hızlı hızlı konuşması eskiden olsa dudağından öpmeye neden olurdu. Eskiden olsa.

Bir şey demedim. Bunu onay olarak algıladı ve yanımda durdu. Gözleri her bir hattımda dolanıyor ve arada bir sulu sulu oluyordu. Dudakları titriyor, bir şey demek ister gibi açılıp sonra hemen geri kapanıyordu.

Bana seslenen Jia'nın sesini işittiğimde yerimde doğruldum.

"Gitme vaktim geldi Bay Jeon, izninizle." tam gidecektim ki kolumdan yakaladı. Ağlayacaktım, yeminim olsun kendime söz vermeseydim ona olan aşkımı nefrete çevirdiği için ağlayacaktım.

Koluma temas eden eli beni kendisine çekti. Mimiksiz bir şekilde bunu yapmasına da müsaade ettim.

Ve beklemediğim bir anda bana sımsıkı sarılıp omzumda ağlamaya başladı. Acıdım. Ona hala aşık olan kendime, bize bunu yaşatan ona acıdım. Bize acıdım.

Tam kendimi uzaklaştıracaktım ki kendisi benden ayrıldı.

"Bir gün sana tüm yaşanılanları tek tek anlattığımda beni dinlemeni isterim Kim Taehyung." zorla gülümsediği titreyen dudak kenarlarından belliydi. Ağlayacaktı. Eve gider gitmez hatta ben gider gitmez kendi haline ağlayacaktı.

"Her şeye rağmen, kendinize ve küçük Jiwoo'ya iyi bakın Bay Jeon." Kalbim acıyordu. Ondan nefret etmek, onu kara listeme almak ya da bir daha asla konuşmamak istiyordum. Olmuyordu.

Kalbimin bir köşesinde hala ona karşı beslediğim derin aşk duracaktı.

Jungkook tahminimin aksine benim gitmemi bile bekleyemeden göz yaşlarını akıttı.

Yanağımı okşadı. İzin verdim ancak dimdik duruşum ve ifadesiz yüzüm onu istemediğimi belli ediyordu.

"İkimiz de yüzleşmeye hazır olduğumuzda birbirimizi bulma dileğiyle." yanağımı son kez okşayıp elini kendisine çekti ve avuç içlerini öptü. Oturup halimize ağlamamak için gözlerimi sımsıkı yumdum.

"İkimiz de yüzleşmeye hazır olduğumuzda birbirimizi bulma dileğiyle Bay Jeon." buruk gülümsemem ortaya çıktığında son kez gözlerimiz kavuşmuş ve benim gece boyu ağlamama neden olmuştu.

Sonuç olarak kendime verdiğim sözü ilk çiğnetmesi değildi.

O gece eve gidene kadar, Jungkook'un cebime koyduğu papatyadan habersizdim. Ve belki de yıllarca Jungkook'un gerçek düşüncelerinden habersiz olacağım gibi.

-

Slm

kusura bakmayın gerçekten amk pied Piper'ı benim de hesabımı satmış onunla uğraşıyordum aneme durumu açıklayabilsem gidicem söylicem davalık edicez de ne dicem kadına amk

+ane gay sikisi okumak için bi siteye giris yaptım da epostamı hackerlara satmıslar

Neyse bi sonraki bölüm fınal ama yarın da atabilirim bilmiyorum uzun olacak gibi

İyi gecelerr

~𝘰𝘱𝘩𝘦𝘭𝘪𝘢

Continue Reading

You'll Also Like

134K 10.8K 50
Okulun zorbası kim taehyung, dışlanan jungkook'a garip duygular beslemeye başlamıştı. Ve bunun aşk olduğunu kabullenmiyordu.
493K 56.9K 39
çapkın bir omega olan kim taehyung, kızgınlıklarını geçirmek için gözüne alfa jeon jungkook'u kestirir
137K 13.9K 29
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
1.4K 170 4
Yoongi ve Jimin, eşcinsellerin yasak olduğu bir dönemde yaşayan çiftti. Jungkook ve Taehyung ise onları korumak için gönderilen eşcinsel melek çiftti.