BUL BENİ

By SolumateYiZhan

46.7K 4.8K 4.6K

UWMA dizisinden ilham aldım ✨ More

bul beni..
eve dönüş
çizim ustası xiao
motor yarışı
eskiden yakın olduğum arkadaş
tüm tavşanları yiyeceğim
bulut
tarihi dizi mi izliyorsun?
wang yibo?
ilk buluşma
bulursam geri vermem
bugün oldukça farklı hissediyorum
bir ressam
yazın evleniyormuş
hiçbir şey olmasa bile bir şeyler olmuş
defol!
altında inlediğim zaman peki?
wei wuxian nerede?
acele et wangji!
ona gitmem lazım..
bunu çok düşündüm (SMUT)
yibo ve kendisi..hayır..lan zhan ve wei ying
benimle evlenmek zorundasın
hemen kocam olmasını istiyorum
evlilik teklifi
daha yeni başlıyor (Smut)
cheng..
Gitmem lazım
motorcu çocuk işte
32
içerde neler yaptınız?

wei ying..ölme

1K 106 205
By SolumateYiZhan

"Lan Zhan?"

"Hmm?'

Lan Wangji kucağındaki adamın saçların okşarken mayışmış bir sesle cevap verdi.

"Ben.. ben seni hayal kırıklığına mı uğratım?"

Kömür karası saçlarda olan iri el durdu.

"Neden böyle söyledin?"

Wei Wuxian uzandığı yerden doğruldu. Lan Wangji onunla olan teması kesmek istemdiği için bir elini, Wei Wuxian'ın ince bileğine sarmıştı.

"Huzursuzsun, öfkelisin ve hayal kırıklığı ile dolusun"

Wei Wuxian parmağında olan yüzüğü gösterdi.

"Sürekli hissediyorum.. ben-"

Lan Wangji daha fazla konuşmasına izin vermedi ve Wei Wuxian'ı hafifçe öptü.

"Beni yanlış anladın.. Sadece kendi sektimde olan insanların bile sana karşı aldığı tavır beni huzursuz ediyor. Güzelce yaşayacağına söz verdim ama seni böyle bir şeyin içine soktum. Verdiğim sözü tutamamak beni rahatsız ediyor."

"Ahh Lan Zhan.. ben umursamıyorum ki bunu. Beni sadece senin anlaman yetiyor. Senden başka kimseye ihtiyacım yok. Bak ben ailemi çok küçükken kaybettim.. onlardan geriye kalan her şeyi Jiang Cheng ge bana getirdi ve bizim için küçük bir ev yaptı. Birlikte o küçük evde ailemizin anıları ile büyüdük. Beraber çok fazla zorluk yaşadık.. insanlar tarafından dışlandık. Bazen yiyebileceğimiz bir parça ekmeğimiz bile yoktu ama asla yaşamayı bırakmadık. Cheng ge çok güçlüydü ve evimizi geri almak içine yanıp tutuşuyordu. Sonra.. sonra bir gün Cheng ge eve gelmedi. Onu çok bekledim ama asla ortaya çıkmadı. Kasabaya indim belki bir şeyler öğrenirim umudu ile ve duyduğum tek şey öldüğü oldu. Ailem öldüğünde onlara ait eşyalarım vardı ama abim öldüğünde elimde onunla ilgili tek bir şey dahi yoktu. Ben o gün ikinci defa ailemi kaybettim. Lan Zhan insanların bana arkasını dönmesi umrumda değil.. benim için önemli olan senin bana yüz çevirmemen."

Wei Wuxian, Lan Wangji'nin kalbine dokundu.

"Burası benim evim.. Lan Zhan sen benim evimsin. Başkasına ihtiyacım yok."

Wei Wuxian elinin altında olan göğüsü okşadı.

"Ben sadece ailemi tekrardan kaybetmek istemiyorum. Mutlu bir şekilde yaşamamız için elimden geleni yaparım ama eğer sen istersen vazgeçerim."

Lan Wangji olumsuz şekilde kafasını salladı.

"Hayır.. sana ve abin olarak gördüğün kişiye güveniyorum."

Lan Wangji kollarını Wei Wuxian'a doladı.

"Mutlu olman için her şeyi yapacağım."

.........................

Wei Wuxian elinde çiçeklerden yapılmış güzel tacı bitirdi ve etrafına baktı. Lan Wangji düzgün bir şekilde yeşil çimenlerin arasında oturmuş tavşanları besliyordu. Wei Wuxian hemen doğrulup ona doğru koşturdu, tavşanlar onun geldiğini görünce hemen Lan Wangji'nin etrafında zıplayıp onun dikkatini çekmeye çalışıyordu.

Wei Wuxian gözlerini kısarak onlara baktı.

"Görüyorsun değil mi? Benden gerçekten hoşlanmıyorlar."

Wangji yumuşakça gülümsedi ve onu yanına çekti.

"Sorun değil çünkü ben senden oldukça hoşlanıyorum."

Wei Wuxian söyleyecek bor şey bulamadı ve panikle elinde olan çiçek tacını Lan Wangji'nin saçlarına taktı.

"Yakıştı."

"Öyle mi?"

"Evet.. çok güzel oldun Lan Zhan."

Lan Wangji kafasında olan tacı aldı ve dikkatlice inceledi.

"Ne oldu, Lan zhan?"

"Sen de daha güzel duracağını düşünüyorum. Çünkü Wei Ying benim için en güzel."

"Lan Er-ge bugün neden böylesin? Yoksa beni ayartmaya mı çalışıyorsun? İstersen kayalıklara gidebiliriz."

"Mm. Olur."

Lan Wangji ayağa kalktı ve elini Wei Wuxian'a uzatı.

"Eh? Er-ge sadece şakaydı?"

Lan Wangji elini çekmemeye kararlı gibiydi.

............................

Wei Wuxian genelde asla erken uyanmazdı ama bugün her ne olduysa saat 4 gibi uyanmıştı. Bu Bulut kovuğu için bile oldukça erken bir saati.

Wei Wuxian uzanmaktan sıkıldığı için doğruldu ve Lan Wangji'nin yüzünü izlemeye oturarak devam etti.

Lan Wangji sanırım hoş bir rüya görmüyordu, kaşlarını çatmıştı. Wei Wuxian işaret parmağı ile Lan Wangji'nin kırışan alnını okşadı ve eğilip ona küçük bir öpücük verdi.

Lan Wangji'nin yüzü daha düzgün bir hal almıştı.

Wei Wuxian ona gülümsedi ve bir daha öptü.

Daha sonra yataktan tamamen kalktı ve odanın her yerini gezdi. Uyumadan önce, Lan Wangji'yi kışkırtığı için odaları oldukça dağılmıştı. Yapacak bir şeyi olmadığı için etrafı toplamaya karar verdi.

Önce raflara çarptıkları için düşen kitapları aldı ve onları kafasına göre yerleştirdi. Kitapları ile işi bitince yere dağılmış kıyafetlere baktı. Hemen hepsini toplayıp dolabın içine sıkıştırdı.

İşinin güzelce bittirdiğini düşündüğü için kendisini hafifçe alkışladı ve saatte göz attı.

"Lan Zhan'ın uyanmasına daha 10 dakika var.."

Omuzunu silkti ve hemen kendisini uyuyan adamın üzerine attı.

Lan Wangji uyku sersemliği ile be olduğunu anlamadı ve telaşla kollarını üzerinde olan kişiye sıkıca dolayıp onu altına aldı ve hızlıca etrafına baktı.

"Wei Ying nerdesin?"

Lan Wangji şaşkın olan adama gülümsedi ve ona seslendi.

"Her zaman olduğu gibi altındayım, Lan Zhan."

Lan Wangji'nin gözleri şimdi daha çok açılmıştı.

Wei Wuxian sıkı tutuştan rahatsız olduğunu belirtmek için mızmızlandı.

"Lan Zhan.. sence de beni çok sıkı tutmuyor musun?"

Lan Wangji kollarını gevşetip, kafasını Wei Wuxian'ın göğüsüne yasladı.

"Özür dilerim.. seni incitmek istemedim."

"Biliyorum.. korkuttuğum için özür dilerim."

"Sorun değil. Neden erken uyandın?"

Wei Wuxian çapkın bir şekilde gülümsedi ama Lan Wangji bunu göremedi.

"Uyuyan yüzünü izlemek için Er-gege~ uyurken gerçekten çok seksisin. Bu arada senden çok fazla öpücük çaldım."

Lan Wangji kafasını koyduğu göğüsten kaldırdı ve kısık sarı gözleri ile ona baktı.

"O zaman benden çaldıklarını geri almalıyım."

"Hmm.. öyle mi yapsan? Bu arada Lan Zhan?"

"Hmm?"

"Bundan önce benden çok önce uyandığında için bunu hiç fark etmemiştim ama uyandığın zaman ki sesin çok seksi. Bunu bu kadar geç fark ettiğim için de beni cezalandırman gerektiğini düşünüyorum."

"Mm.. Wei Ying hazır olsa iyi olur."

Lan Wangji dudaklarını ince dudaklara sardı.

.........................Wei Wuxian........................

Lan Zhan beni her zaman olduğu gibi saat 9 da uyandırmaya çalışıyordu.

"Wei Ying hadi seni yıkayalım."

"Canım Lan Zhan, ben biraz daha uyumak istiyorum. Tamam mı?"

Yatağa geri tırmanmaya çalıştığımda beni belimden tutup göğüsüne yapıştırmıştı.

"Lan Zhan.. lütfen"

"wei Ying gitmem gerekiyor ve muhtemelen çok geç geleceğim. Bütün gün uyuyacaksın ve yemek yemeyeceksin. Aç kaldığını düşünmek istemiyorum. Yemek yedikten sonra tekrar dinlenirsin olur mu?"

Lan Zhan'ı kırmak istemediğim için yüzümü ona döndüm ve kollarımı ona doğru uzatım. Beni kucağına çektiğinde bacaklarımı ve kollarımı ahtapot gibi ona dolamıştım.

Beni bir kolu ile destekledi ve diğer eli ile suyun ısısını kontrol etti.

"Mm. Güzel."

Beni küvetin içine bıraktı ve yavaşça yıkamaya başladı. Hala uyumak istediğim için vücudumu oldukça uyuşuk hissediyordum.

Lan Zhan beni yıkamayı bitirdikten sonra, yumuşak bir havluya sarıp tekrardan yatağımıza taşıdı.

Şimdi temizlenmiş ve güzelce giydirilmiştim.

"Kurdelem nerede?"

Yatağın çarşafın çektim ve yastıkların altına bakmıştım ama bulamamıştım.

"Lan Zhan.. kurdelem yok."

Beni kendisine çevirdi ve bileğinin hemen üzerine doladığı kudelemi çözdü.

"Endişelenme."

Gülümsedim ve kafam ile onu onayladım.

Saçlarımı Lan Zhan tarafından güzelce toplanmıştı. Şimdi oturmuş beraber kahvaltı yapıyorduk.. daha doğrusu kucağında oturmuş bana yeni bir lokma uzatmasını bekliyordum.

"Lan Zhan?"

"Hm."

"Benden yorulmuyor musun?"

"Neden?"

"Bana her zaman bebek gibi davranıyorsun. Bu seni yormuyor mu?"

Ellerini mendil ile silip saçlarımı okşadı.

"Hayır. Bu her zaman hayalimdi. Seni daha da güzel hissetirmek istiyorum."

"O zaman her zaman yanımda ol."

"Emekli olmamı ister misin?"

Sırtımı göğüsünden ayırdım ve yüzünü görecek şekilde tekrardan kucağına oturdum.

"Emekli olmak mı?"

"Mm. Böylece seninle daha çok ilgileneceğim."

Bunun yeterli gelmediğini mi düşünüyorsun, Lan Zhan?

"Hayır."

"Neden? Beni yanında istemiyor musun?"

Kafamı salladım.

"Ondan değil. Şuan başımızda bir bela var. Bunların hepsi bitince yapabiliriz. Ben sana yapışık gezsem bile yetmeyecek gibi hissediyorum."

Sanırım dediklerim onun da kafasına yatmıştı.

"Peki bunlar bitince ne yapmak istersin? Nereye gidelim?"

Düşünceler içerisinde dudaklarımı büzdüm.

"Eğer evimi alabilirsek orada yaşayabiliriz. Nehirde senin için balık avlarım ve sen dikiş nakış işleri ile uğraşırken sana yemekler yaparım. Küçük bir kulübe ikimize yeter ama eğer.."

Söyleyeceğim şey için tereddüt ettim.

"Eğer?"

"Eğer biz.. biz bir çocuğu evlat edinirsek daha büyük bir ev yapabiliriz. Tabi sen de istersen?"

Gerginlikle ona bakıyordum. Her zaman Lan Zhan ile bakacağımız ve birlikte büyüteceğimiz küçük bir çocuğumuz olmasını istemiştim.

Lan Zhan harika bir baba olurdu.

En sonunda onun yüzüne baktığımda güzel bir gülümsemenin dudaklarında asılı olduğunu gördüm.

"Hm. O zaman sizin için kocaman bir ev yapacağım."

"Sen de istiyor musun gerçekten?"

Belimde olan ellerini yüzüme çıkardı.

"Elbette.. senin harika bir baba olacağını biliyorum."

Ona mutlulukla gülümsedim ve serçe parmağımı uzatım.

"O zaman her şey bittiğinde biz yeni bir hayata başlayacağız.. yanımızda küçük bir çocuk ile.."

O da serçe parmağını benim parmağıma sardı.

"Evet. Üç kişilik güzel bir aile olacağız."

Geçirdiğimiz güzel birkaç saatten sonra Lan Zhan gitmek için doğruldu.

"Akşam görüşürüz. Gelirken senin için almamı İstediğin bir şey var mı? Yeni dünya iste misin?"

"Olur! Uzun zamandır yememiştim."

Bana sıkıca sarıldı.

"Seni seviyorum Wei Ying."

Ben de sıkıca ona sarıldım.. neden garip hissetiriyor bu an? Sanki son gibi..

"Ben de seni çok seviyorum."

Benden ayrıldı ve kapıya doğru yürüdü o dışarı çıktığında hızlıca arkasından yetişmek için ben de çıktım.

"LAN ZHAN!"

Sesim oldukça yüksek çıkmıştı ama umursamadım. Koşarak yanına gittim ve onu öpüp tekrardan sıkıca sarıldım.

"Wei Ying? Bir sorun mu var?"

"Hayır.. hayır sadece seni uzun zaman görmeyecekmişim gibi hissettim."

Geri çekilip gülümsedi.

"Gece tam vaktinde burada olacağım ve sana sıkıca sarılıp seni güzelce seveceğim. Sana geç kalmayı hiç sevmiyorum biliyorsun."

Ona sevimlice gülümsedim.

"Evet Er-gege bana sarılmadan yapamaz."

"Wei Ying.. lütfen."

Yüzü kasıldığı için ona güldüm

"Er-gege kendisini tutamıyor mu?"

"Bilerek yapıyorsun."

Yüzüne yaklaşıp onu güzelce öptüm.

"Hadi artık git.. gece görüşürüz Lan Zhan~"

Benden uzaklaşan adamı şimdiden çok özemiştim.

......

Tekrar odamıza döndüm ve masa da olan kağıtlarıma göz attım.

"Sen gelene kadar uğraşacak bir şey buldum sanırım Er-ge."

Masa'nın  başına oturdum ve uzun bir süre ne çizeceğim düşünüp durdum. Sonunda aklıma gelen kare ile gülümsedim.

Bittiğinde çizimime gülümsedim ve parmaklarım ile çizgileri takip ettim.

Odamızın kapısı çalındığında kaşlarımı hafifçe çattım ve ayağa kalkıp kapıya ilerledim.

Hafifçe araladım.

"Evet?"

Karşımda daha önce benim hakkında sağda solda dedikodu yaptığını bildiğim bir öğrenci vardı.

"Benimle gel!"

Kaşlarımı daha da çattım.

"Neden?"

Araldığım kapıyı kapatmaya çalıştım ama o benden önce davrandı ve hemen ittirdi.

"Ne yaptığını sanıyorsun!"

"Sana gel dedim!"

En sonunda açılan kapıdan başka efsuncular da girdi. Bunlar sadece gusu öğrencisi değildi. Sanırım beni de abim gibi yok edeceklerdi.

"Yaklaşmayın!"

Güçlerim yetersiz olduğu için çabam karşılık bulamamıştı.

Beni hızla gusulan'ın büyük avlusuna getirmişlerdi.. hemen bağırdım.

"Xiao Xingchen! Xue Yang ge! Lan XiChen!"

Beni tutan kişi güldü.

"Onların burada olduğunu mu düşünüyorsunuz? Size yardımcı olacak tek bir kişi bile yok. Ne acı.."

Dolan gözlerimi umursamadım. Ben Ölemem! Sevdiklerime verdiğim sözler var. Jiang Cheng ile evimizi geri alacağız..Xue Yang gege ve Xiao Xingchen'in evlenmesine yardım edeceğim.. Lan Zhan ile büyüteceğimiz bir çocuğumuz var daha.. bir şeyler yapmam lazım.. ölemem..

Onları arkamda bırakamam..

.......................................................................

Lan Wangji ölü bedeni kucağına çekti.

"Wei Ying.. lütfen uyan sen bu saate uyuyamazsın. Hem.. bak kurdelen de kirlendi. Annen görürse üzülür hadi kalk ve onu yıkayalım."

Lan Wangji bir yandan da kan yüzünden ıslanmış siyah saçları beyaz kol yeni ile temizlemeye çalışıyordu.

"Wei Ying.. çok uzun sürdü.. uyan artık.. hadi bak yıkamam lazım seni.."

Hiç tepki yoktu.. Lan Wangji soğuk olan yüze dokundu. Sanki kendi nefesi de git gide yavaşlıyordu.

Eğilip Wei Wuxian'ı öptü ve elini onu kalbine yerleştirdi.

"Ben öptüğüm zaman kalbin hep hızlanırdı ama şuan tepki yok.. Wei Ying.."

Herkes sessizlik içinde bu sahneleri izliyordu. Wei Wuxian gerçekten tahmin ettikleri gibi aşk büyüsü falan yapmamıştı. Gider ayak bile yalan söylemişti. Wei Wuxian onlar için oldukça sinsi bir adamdı.

"HanGuang-Jun toparla kendini sen gusu sektinin liderisin!! Bir erkek için yaptığın şeyler de ne?? Öldüğü için dua edip mutlu olmalısın."

Lan Wangji sevdiği adamın kanlar içinde olan yüzüne tekrar baktı.

"Neden? Neden bunu yaptın? Güzel yüzün neden kanlar içinde?"

"Çok doğru söylüyorsun??"

"Elbette HanGuang-Jun sana verebileceği hiç bir şeyi yoktu!!"

Lan Wangji üzüntüden çıldırıyordu. Bu insanlar neler saçmalıyordu böyle?

Sevgilisini nazikçe bıraktı ve yavaşça ayağa kalktı.

"O bu dünyada bana verebileceği en güzel şeyi verdi... Aşkı"

Kılıcı Bichen'i yerden aldı.

"Ve bende şimdi sizin canınızı alacağım!!"

Herkesin gözleri korku ile açıldı

"HanGuang-Jun!"

Lan Wangji bütün gücüyle etrafındaki insanlara saldırdı. Artık ona zara verebilecekleri bir şey yoktu. Wei Ying ölmüştü..

"Wei Ying..."

Lan Wangji ileride yerde kanlar içinde yatan sevgilisine döndü tekrar tam bu sırada arkadan yediği kılıç darbesi ile yere düştü.

"SANA DURMANI SÖYLEDİK HANGUANG JUN!!"

Lan Wangji'nin umrunda olan hiç bir şey yoktu. Ayağa kalkmaya çalıştığında tekrar bir kılıç darbesi yedi.

"Wei Ying bekle beni."

Lan Wangji sürünerek sevdiği adamın yanına gitti ve ellerini tuttu.

Yaralı olan sekt üyeleri Hanguang Jun'un ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.

"Wei Ying.. beni yalnız bıraktığın için sana çok kızgınım. Senin ölümünü görmeme izin verdin. Sana her zaman en çok korktuğum şeyin senin ölümünü görmek olduğunu söylemiştim. Beni... beni bulacağını söyledin o zaman bul beni Wei Ying. Bul..."

Lan Wangji kılıcı Bichen'i kaldırdı.

Sekt üyeleri hemen panik oldu ama tahmin ettikleri şey olmadı. Lan Wangji kılıcını alıp kendi kalbine sapladı.

Lan Wangji kalbinin acısına daha fazla dayanamadığı için kılıcı kalbine saplamıştı.

Herkes birinine dolanan ellere ve kan içinde kalan gençlerin başına toplanmıştı.

"Lan Qiren'e sadece Wei Wuxian demiştik ama yiğeni de öldü. Ne yapacağız?"

"Önemli değil.. kendisi karşımıza çıktı."

"Asıl her şey şimdi başlıyor.. yanlış yaptınız. Lan XiChen, Xue Yang, Xiao Xingchen ve Lan Qiren.. sizce bundan sonra bize destek verirler mi? Lan Qiren'i geçtim ama kardeşi ve eşini Lan XiChen duyduğu an hepimizin sonu gelicek. Xue yang'ın gücü malum. Hepimiz sonumuzu hazırladık.. wen sekti içimizden geçmek üzere ve siz yeni düşmanlar da edindiniz. Ve unutmadan zihni uyandırmış bir Jiang Cheng de var ortada. Zamanında onu da öldürüp yok ettiniz. Yaptığınız bütün zarar bizi mahvedecek."

Continue Reading

You'll Also Like

9.7K 1K 6
Jongin kız arkadaşı ile buluşacağı güneşli bir günde çiseleyen yağmurun altında şemsiyesini ve kollarını açmış kendisine gelişini yüzünden silinmeye...
2K 183 6
Diğer adlarıyla On The Hundredth Day I Knew I Was Ill, On The Last Day I Died ya da 最后一百天. *** Lin Rui son günlerini yaşıyordu, ama yanında çok sevdi...
39.6K 3.8K 36
barış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.
5.6K 658 14
James Potter için Regulus ilk gördüğü anda aşık olduğu peşinde dolaşdığı milyonlarca kez çıkma teklifi ettiği Slytherin'di. Regulus Black için James...