ACKERMANS

By LeakyCauldron21

57.2K 6.7K 9.6K

"Bu dünya uğruna yaşamaya değer birçok güzellikle doluydu. Fakat Ackermanlar için... Başından beri acımasızdı... More

Açıklama
1. Bölüm ~ Ikinci Şans ~
2. Bölüm ~ Müşteri ~
3. Bölüm ~ Kenny ~
4. Bölüm ~ Adli Tıp Uzmanı ~
5. Bölüm ~ Katile Merhaba ~
6. Bölüm ~ Dondurma ~
7. Bölüm ~ Kurşun ~
8. Bölüm ~ Ölüm ~
9. Bölüm ~ Cenaze ~
10. Bölüm ~ Kruger ~
11. Bölüm ~ Dikkat Dağıtmak ~
12. Bölüm ~ Yemek ~
13. Bölüm ~ Veda ~
14. Bölüm ~ Güvenmek ~
16. Bölüm ~ Dökülen Sırlar ~
17. Bölüm ~ Suç Ortakları ~
18. Bölüm ~ Yardım ~
19. Bölüm ~ Kaçış ~
20. Bölüm ~ İtiraflar ~
21. Bölüm ~ Haber ~
22. Bölüm ~ Verilmiş Sözler ~
23. Bölüm ~ İşteki İlk Gün ~
24. Bölüm ~ Şırınga ~
25. Bölüm ~ Hırsız ~
26. Bölüm ~ Özlemek ~
27. Bölüm ~ Grisha'nın Sırrı ~
28. Bölüm ~ Eski Dostlar ~
29. Bölüm ~ Bakışlar ~
30. Bölüm ~ Öpücük ~
31. Bölüm ~ Satranç ~
32. Bölüm ~ Kontrol Etmek ~
33. Bölüm ~ İntikam ~
34. Bölüm ~ Teori ~
35. Bölüm ~ Asla ~
36. Bölüm ~ Şüpheler ~
37. Bölüm ~ Doğal Haklar ~
38. Bölüm ~ Çekici Olmak ~
39. Bölüm ~ Lotstella ~
40. Bölüm ~ Biraz Daha Sır ~
41. Bölüm ~ Veda ~
42. Bölüm ~ Arkadaş ~
43. Bölüm ~ Vicdanın Sesi ~
44. Bölüm ~ Foster ~
45. Bölüm ~ Arkadaşlar ~
46. Bölüm ~ Ifade vermek ~
47. Bölüm ~ Silahlar ~
48. Bölüm ~ Küçük Yalancılar ~
49. Bölüm ~ Kalp Kırıklığı ~
50. Bölüm ~ Sorgu ~
51. Bölüm ~ Dükkan ~
52. Bölüm ~ Konuşmak ~
53. Bölüm ~ Yeni Üyeler ~
54. Bölüm ~ Daha Az Konuşmak ~
55. Bölüm ~ Tehdit ~
56. Bölüm ~ Yalan Olan Yalanlar ~
57. Bölüm ~ Ikna Etmek ~
58. Bölüm ~ Gizemli Sadist ~
59. Bölüm ~ Crista nın Sırrı ~
60. Bölüm ~ İyilik ~
61. Bölüm ~ Eğitim ~
62. Bölüm ~ Piyano ~
63. Bölüm ~ Dedektifin Ani Ölümü ~
64. Bölüm ~ Kraliyet Ailesinin Sırrı ~
65. Bölüm ~ Nile ~
66. Bölüm ~ Kaybetmek ~
67. Bölüm ~ Değişmek ~
68. Bölüm ~ Yeni Üye ~
69. Bölüm ~ Doğum Günü Sürprizi ~
70. Bölüm ~ Küçük Canavar ~
71. Bölüm ~ Doğum Günü Sürprizi ~
72. Bölüm ~ Operasyon ~
73. Bölüm ~ Misafir ~
74. Bölüm ~ Şüphe ~
75. Bölüm ~ Ateşkes ~
76. Bölüm ~ Kapanmayan Dosya ~
77. Bölüm ~ Bir Tabak ~
78. Bölüm ~ Temiz Sayfa ~
79. Bölüm ~ Barışmak ~
80. Bölüm ~ Kirli Sayfa ~
81. Bölüm ~ Geri Dönüş ~
82. Bölüm ~ Şifre ~
83. Bölüm ~ Biraz Salmak ~
84. Bölüm ~ Deşifre ~
85. Bölüm ~ Rod Reiss ~
86. Bölüm ~ Aile Dostu ~
87. Bölüm ~ Ilk ve Son ~
88. Bölüm ~ Masum ~
89. Bölüm ~ Liman ~
90. Bölüm ~ Sabun ~
91. Bölüm ~ Komadaki Kız ~
92. Bölüm ~ Güçler Birleşirse ~
93. Bölüm ~ Itiraflar ~
94. Bölüm ~ Keşkeler ~
95. Bölüm ~ Olaya El Atmak ~
96. Bölüm ~ Kralın Dostu ~
97. Bölüm ~ Mikasa ~
98. Bölüm ~ Ters Köşe ~
99. Bölüm ~ Katile Elveda ~
100. Bölüm ~ Final ~
Ek
Epilog
Epilog ~ 2
Epilog ~ 3
Duyuru
Epilog ~ 4
Epilog ~ 5
2. Kitap
2. Kitap yayınlandı
Epilog ~ 6

15. Bölüm ~ Son Akşam Yemeği ~

663 80 95
By LeakyCauldron21

" Medya kalbimi çaldı...😶"

Keyifli Okumalar...

......................................................................

"Ah, bu iyiydi!"

Kenny beyaz peçeteyi yakasından çıkarıp ağzının kenarlarını sildi. Ardından çoktan boşalmış olan tabağın içine fırlattı. Karşısında oturan Levi ın onun kadar yemekten zevk aldığı söylenemezdi. Birkaç kadeh şarap içmek dışında tabağındakiler olduğu gibi duruyordu.

" Uzun zamandır birlikte yemek yemiyorduk, ha Levi?" dedi Kenny. Üzerinde tok karnın verdiği bir tür keyif vardı. Içtiği şaraplar yüzünden burnu hafiften kızarmıştı. " Iyiki dışarı çıkmayı teklif etmişsin. Arada bir değişiklik yapmak iyi geliyor."

Levi suskun göründü. Masada duran şişeye işaret etti. " Bir tane daha?"

Kenny yüzünü buruşturdu, istemediğini gösteren bir el işareti yaptı. " Agh, boşver... Tadı güzel fakat sarhoş olamadıktan sonra bir halta yaramıyor."

Levi da zaten bu yüzden fazlasına ihtiyaçlarının olduğunu düşünüyordu. Ackermanların alkole olan dirençleri yüksekti. Kolay kolay sarhoş olamazlardı. Levi kolundaki saati kontrol etti. Lanet olası zaman hiç akmıyordu. " Tatlı söyleyeceğim."

Kenny omuz silkti. " Fark etmez."

Levi garsona işaret etti. Masaya iki tane mille feuille isteyince Kenny "Mikasa nerede?" diye sordu. "Bunun bir aile yemeği olduğunu sanıyordum. O lanet olası renkli şeye bayılırdı."

" Arkadaşlarıyla buluşacakmış." yalan söyledi Levi, garsonu gönderdi.

" Ah, arkadaş..." diye mırıldandı Kenny. " Arkadaş edinmek konusunda her zaman bizden daha yetenekliydi."

Levi tek kaşını kaldırdı. " Benim de arkadaşlarım vardı." 

Kenny güldü. " Tabii sen onları kum torbası olarak kullanana kadar. Hala o küçücük halini dün gibi hatırlıyorum Levi."

Levi bakışlarını kaçırdı, hatıralardan bahsetmek şu an isteyeceği son şeydi.
" Bana insan öldürmeyi öğrettiğin günleri mi?"

Kenny ona tuhafça baktı ama bir şey söylemedi. " Hayır, daha çok altını ıslattığın günleri."

Levi gülmeye benzer bir ses çıkardı.

" Hazır insan öldürmekten bahsetmişken," dedi Kenny, yerinde daha dik oturdu. Tatlılarını getiren garsonun gidene kadar bekledi. Adam boşalan tabakları almak için masada fazla oyalanınca " Kaybolsana!" diye azarladı. Adam anında yanlarından uzaklaştı. " İşe yaramaz uyuşuklar... Herneyse, ne diyordum? Hah, aslında beni hayal kırıklığına uğrattın Levi."

" Hangi konuda?" dedi Levi.

" Sana son verdiğim işi hala bitirmemişsin." dedi Kenny, biraz daha ciddi göründü. " Duyduğum kadarıyla Zoe hala yaşıyor. Bu ne anlama geliyor?"

Levi omuz silkti. " Kadın polisle çalışıyor. Daha temiz çalışmak istedim. "

" Fakat süren daralıyor." dedi Kenny.
" Seni severim, bilirsin. Ne kadar yetenekli olduğunu bilmesem çoktan bir hesap vermiş olurdun. Elini çabuk tutmak zorundasın."

Süren daralıyor, kendi kendine somurttu Levi. Bu cümleyi son zamanlarda çok fazla duyar olmuştu. Artık sinirini bozuyordu.

" Neden?" dedi Levi, tatlıyı dokunmadığı diğer tabağın yanına sürdü. " Bana hala kadını bu kadar özel kılanın ne olduğunu söylemedin."

" Ve ben de sana bilmek zorunda olmadığını söylemiştim." dedi Kenny.
" Ama... madem bu kadar ısrar ediyorsun. Anlatayım o halde. Galiba artık öğrenme zamanın geldi."

Levi şaşırsa da bir şey söylemedi. Kenny ellerini karnından birleştirip sandalyesinde geriye yaslandı.

" Nasıl başladığımızı hatırlarsın Levi. Hiçbir şeyimiz yoktu. Sadece sen ve ben vardık. Küçük bir dairede yaşayıp birkaç kuruş kazanmak için değersiz insanları öldürürdük."

Levi o günleri gayet iyi hatırlıyordu. Itiraf etmek istemese de hayatının en güzel yıllarıydı.

" Daha sonra Mikasa da katıldı." diye devam etti Kenny. " Ackermanlar... kiralık katiller. Insanlar temizlik işlerini yaptırmak için bizi seçiyorlardı. Fakat yine de bir avuç sefilden başka bir şey değildik. Peki birdenbire bu değirmenin suyunun nereden geldiğini biliyor musun? Bizim sektörde çalışan pek çok insan var fakat ayakta kalabilen sadece biziz. Sence kısa sürede nasıl bu kadar zengin olduk?"

Levi lanet olası cevabı zaten biliyordu. Yine de hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi yapmayı tercih etti. " Nasıl?"

" Daha büyük sektörlere girmekle elbette." dedi Kenny, sırıttı. " Ilk başlarda endişelerim vardı fakat tahmin ettiğimden daha karlı çıktı."

Levi masanın altından yumruğunu sıktı. " Hangi sektörden bahsediyorsun?"

" Eh, bilirsin... Önce sahte para basmakla başladı. Hayatımda yaptığım en eğlenceli işti. O para destelerini gördükçe insanın ağzı sulanıyordu." dedi Kenny, ardından alnı kırıştı. " Tabii tehlikeliydi, sahte olduğunu anladıklarında pek de eğlencesi kalmıyordu. Daha sonra uyuşturucu işine girdim. Ilk başlarda güzel gidiyordu - çünkü bilirsin, etrafta ot çekmeye meraklı bir sürü gerizekalı var - fakat o da karapara aklamak kadar pek kazanç sağlamıyordu. Daha sonra önüme bambaşka bir teklif geldi... Eh, ben de değerlendirdim. Hatta diğer ikisinden daha hayır sever bir işti."

" Hayır sever?" dedi Levi alaylı alaylı.
" Yoksa lanet bir hayır kurumu mu açtın?"

" Ona benzer." dedi Kenny, omuz silkti." Yani ben açmadım. Şu bize silah temin eden herifi hatırlıyorsun değil mi? Yeraltı dünyasında epey ses getiren bir genelev açmış. Ben ona kadınları buluyorum, o ise geriye kalanı hallediyor. Tamamen uğraştırıcı bir yanı olmayan iş."

"Yani ona çaresiz kadınları satıyorsun." dedi Levi, sesinin nasıl bu kadar sakin çıktığına kendi de hayret etti. " Bahsettiğin hayır işi bu mu?"

Kenny yüzünü buruşturdu. " Yapma, olaya farklı açıdan bakmalısın. Bahsettiğim kadınlar kimsesi olmayan sokaklara düşmüş yardıma muhtaç kişler. Onların da para kazanmasını sağlıyorum, bunda bir kötülük yok."

" Kuchel gibi kadınlar mı?"

Aralarında uzun bir sessizlik oldu. Kenny nin yüzündeki tasasız ifade kayboldu. Çenesi kasılmıştı. Masadaki şişeye uzanıp kendine başka bir kadeh oldu. " Gibi."

" Bu seni hic rahatsız etmiyor mu?" dedi Levi. "Her zaman onu kurtarma şansın olsaydı bunu severek kullanmaktan çekinmeyeceginden bahsederdin. Şimdi sen Kuchel ı bu pisliğe düşüren adamlarla aynı lanet olası işi mi yaptığını söylü-"

" İşte bu yüzden," Kenny sözünü kesti.
" Sana hiçbir şey anlatmadım. Elbette böyle aşırı bir tepki vereceğini biliyordum."

" Ben mi aşırı tepki veriyorum?" dedi Levi, kaşlarını çattı. " O senin kız kardeşindi-"

" Değildi!" diye tısladı Kenny, bardağını sertçe masaya vurdu. Sabrını yitirmişti. Yüksek sesi birkaç kişinin dönüp onlara bakmasına sebep oldu. " Bu hayatı seçen oydu, ben değil. Durdurmadığımı mı sanıyorsun? Lanet olası seni doğurmamasını bile söyledim ama Kuchel ne yaptı? Bir fahişenin hak ettiği şekilde öldü."

Levi dişlerini sıktı. " Eğer ona yeterince sahip çıksaydın-"

" Ağır ol Levi, bu konu seni aşar. " dedi Kenny sertçe.

Levi hala öfkeliydi fakat ağzına gelenleri içine atmak zorunda kaldı.
" Peki anlattıklarının Zoe denen kadınla ne ilgisi var?"

" Işte... oraları en sıkıcı olan kısım." dedi Kenny, eski umursamaz haline geri döndü, kendine bir sigara yaktı.
" Pieck Finger denen bir gazete kadınlardan biriyle röportaj yapmış, ben de bu röportajı yayınlamaması için tehdit ettim fakat dinlemeyince öldürmek zorunda kaldım. Gerisini tahmin edersin işte. Zoe, Finger ın otopsisinde onu benim öldürdüğümü gösteren bir delil bulmuş falan filan... Kısır döngü. Yine uyardım ama şu kadınlar... Hiç dinlemiyorlar."

" O zaman bu Zoe nin masum olduğunu gösterir." dedi Levi.

" Masum?" Kenny dumanını dışarı püskürtürken kahkaha attı. " Ne zamandan beri insanların masum olup olmadığıyla ilgileniyorsun?"

Levi omuz silkti.

"Yoluma taş koyan kimse masum değildir." diye devam etti Kenny.
" Öldürdüğün diğer insanların masum olmadıklarını mı sanıyorsun? Hepsinin lanet olası aileleri vardı. Eşleri, çocukları-"

" Onlar farklı." araya girdi Levi.
" Hiçbirini tanımıyordum."

Kenny tek kaşını kaldırdı. Sigarasından biraz daha duman çekti.
" Zoe yi tanıyor musun?"

" Tanımak zorunda kaldım." dedi Levi. " Daha önce tanıdığım kimseyi öldürmedim."

" Yani?" dedi Kenny. " İşi red mi ediyorsun? Ya da dur... yoksa günlerdir beklemenin lanet sebebi bu mu?"

Levi yine bir şey söylemedi.

Kenny kıkırdamaya başladı. " Vay canına, böyle prensiplere sahip olduğunu bilmezdim Levi. Eğer yapamayacaksan söyle, işi Caven e vereyim-"

" Hayır." dedi Levi, sesi soğuk çıktı.
" Ne zaman başladığım işi yarım bıraktığımı gördün?"

" Görmedim ama şu an duyguları olan zavallı bir insan gibi konuşuyorsun." dedi Kenny.

" Herkesin duyguları vardır." dedi Levi sessizce. " Sadece bazıları daha az gösterir."

Kenny iç çekti. Sigarasını söndürdü. Arkasındakileri dumana boğduğundan bir haber başka bir sigara daha yaktı. " Doğru... Her insan duygularını göstermez. Sen bu konuda benden daha ustasın."

Levi kaşlarını çattı. Ne demek istediğini anlamamıştı. Kenny çenesiyle arkasına işaret etti. " Şu adam da öyle. Arkandaki tablonun adını biliyor musun?"

Levi kafasını çevirdiğinde geniş bir yağlı boya tablosunun arkasındaki duvarda asılı durduğunu gördü. İsa ve on iki havarisinin resmedildiği Da Vinci ye ait bir tabloydu. Elbette sahteydi, gerçeği nerede bilmiyordu.

Kenny " Adı Son Akşam Yemeği." dedi, çenesini bileğine dayadı. " Sanata meraklı o entellektüel insanlardan değilim ama bu tablo hep ilgimi çekmiştir. Neden, biliyor musun Levi?"

Levi, Kenny nin birdenbire neden şapşal bir tabloyla bu kadar ilgilendiğini anlamasa da " Neden?" diye sordu.

" Dini boyutunu tam olarak bilmiyorum..." dedi Kenny, " Fakat o yemek masasındaki on iki adamdan biri İsa ya ihanet eden bir hain. Romalı askerlerin onu alıp götürmeden önceki anı temsil ediyor."

Kalbi bir atış kaçırdı, tamamen boşluğuna denk gelmişti. Levi gözlerini tablodan alıp Kenny e döndü. Damarlarında giderek artan adrenali hissedebiliyordu. " Bence tablo hakkında her şeyi biliyorsun gibi görünüyor."

" Evet, her şeyi biliyorum." dedi Kenny, güldü. Ancak gülüşü nedense Levi ın tüylerini diken diken etti.

" Belki tabloyu çalarım ha? Odanın duvarına asardım. " dedi Kenny.
" Annen de olsa hiç kimseye güevenmemen gerektiğini gösteren güzel bir başyapıt."

Levi ın içi buz kesti. Biliyordu. Kesinlikle biliyordu...

" Söylesene Levi," dedi Kenny, gözlerinin içine baktı. "Bu masadaki hain kim?"

Levi hemen cevap vermedi. Yüzüne olabildiğince soğukkanlı bir ifade oturtmaya çalıştı. " Masanın hangi tarafından baktığına göre değişir."

Kenny sırıttı, sigarasını tabağa söndürüp kenara attı. " Güzel cevap."

" Ne zaman anladın?"

" Ben mi? Oh, hayır ben değil. Bütün övgü Caven e ait." dedi Kenny. Tatlısına uzanıp önüne çekti. Çatalı sertçe ortasına batırdı. " Sana bir tavsiye Levi... Arkasından iş çevirmek istediğin insanlar hakkında plan yaparken ya sessiz konuşmalı ya da kapının arkasında seni dinleyen biri olup olmadığını kontrol etmelisin."

Lanet sürtük.

" Mikasa yı bırak." dedi Levi. " Onun bu konuyla bir ilgisi yok."

" Ona da sıra gelecek elbette. " dedi Kenny, ağzına birkaç lokma aldı. Hepsini yuttuktan sonra " Şimdilik Brugge da tatilinin keyfini çıkarsın. Tanrım... Nasıl bu kadar aptal olabilirsin Levi? Seni büyüten benim. Bildiğin her şeyi ben öğrettim. Ögrencinin öğretmeni kandırdığı nerede görülmüş?"

" Seni ne kandırıyorum ne de ihanet ediyorum Kenny." dedi Levi ciddiyetle. " Bu senin iyiliğin için. Bana küçükken çizgiyi aşan insanlara acımamam gerektigini söylemiştin. Bunu yapan sen olsan bile... Ve sen o çizgiyi misliyle aştın." 

Kenny " Böyle bir ihaneti yapmayı kabul ettiğine göre polis sana güzel şeyler teklif etmiş olmalı. Para mı? Özgürlük mü?" dedi sinirli sinirli.
" Beni gercekten hayal kırıklığına uğrattın Levi. Herkesten nankör davranmasını beklerdim ama sen... sen bu dünyada güvenebileceğim tek insandın."

Levi nefes almakta zorlandığını fark etti. " Sen elini kirletene kadar."

" Tüm sebep bu mu?? Lanet olası birkaç kadın sattıysam ne olmuş? Beni öldürecekmişsin gerçekten? Aileni??"

" Hayır." dedi Levi. " Seni öldüremem, bu fazla olur. Bir geçmişmiz var. Belki hapishanede geçirdiğin günler bunu neden yaptığımı anlamana yardım eder."

" Öyleyse sen kimseye acımama kısmını yanlış anlamışsın Levi." dedi Kenny. " Öylece zavallı bir koyun gibi hapse girmeyi kabul edeceğimi mi sandın? Beni öldürmediğin her gün için lanetler okuyacaksın."

" Yapabileceğin hiçbir şey yok Kenny, pes et." dedi Levi. " Etrafından oturan müşterilerin hepsi lanet olası polisler. Kaçmaya çalıştığın an seni kurşuna dizerler. Ayrıca ellerine mahkemede aleyine kullanabilecekleri bir sürü şey itiraf ettin."

Kenny etrafına şaşkın bir bakış attı. Daha dikkatlı bakınca yemek yiyor gibi görünen bu masum insanların aslında onları göz hapsinde tuttuğunu anlamak o kadar da zor değildi. Levi ve Kenny arasında ortaya çıkan gerçekler yüzünden sohbet ediyormuş gibi davranmayı bırakıp pür dikkat onların masasını izliyorlardı.

Kenny sinirli sinirli güldü. " Karşıma tek başına çıkamayacak kafar benden korkuyor musun?"

" Sen benim öğretmenimsin." dedi Levi, omuz silkti. " Tedbir almaktan zarar gelmezdi." 

" Madem kozlarımızı ortaya döküyoruz," dedi Kenny, elini cebine attı. Bunu yapar yapmaz diğer masalarda oturan polisler ayağa kalkıp kendi silahlarının namlularını Kenny e doğrulttular.

" Hey, hey sakin olun... Sadece telefonumu çıkarıyorum." dedi Kenny, ellerini yukarı kaldırırken yüzünü buruşturdu. " Arkadaşların fazla heyecanlı."

Levi somurttu, diğerlerine silahlarını indirmelerini işaret etti.

Kenny birkaç dakika telefonunu kurcaladıktan sonra Levi ya uzattı.
Levi kaşlarını çattı. " Bu ne?"

" Sadece cevap ver."

Levi telefonu dikkatle eline aldı. Bir yandan ona şüpheli bir bakış atarken diğer yandan telefonu kulağına götürdü.

" Alo?"

" Imdat! Yardım edin! Kurtarın beni-"

" Şşttt! O kadar bağırma çocuk." Levi arkadan Caven nin sesini duydu. Fakat onu dehşete düşüren şey ilk sesti. Yanlış mı duymuştu yoksa lanet olasi kulakları onunla dalga mı geçiyordu?

" Eren?"

" Kimsi- Levi? Tanrıya şükürler olsun! Bu gerçekten sen mis-"

" Bu kadar sohbet yeter." dedi Caven.
" Sana iyi eğlenceler kısa ucube."  Telefonu suratına kapattı. Levi, onu keyifli keyifli izleyen Kenny e döndü.

" Nasıl? Sürprizimi beğendin mi? Elbette aramızda Mikasa nın da olması gerekirdi fakat uçağının kalkış saatine yetişecek vaktim olmadı." 

" Ne cehennem yapıyorsun?" diye tıslası Levi. " Çocuğun bununla ne ilgisi var?"

" Olaylar biraz doğaçlama gelişti." dedi Kenny, etrafı polislerle sarılı olan birine göre fazla tasasız görünüyordu.
" Duran, bir çocuğun bizden bir katil bulmamızı istediğini söyleyince başlarda ilgilenmemiştim. Fakat o kişinin Eren olduğunu öğrenince bir tanışalım bakalım dedim. Ve son bam. Rehinem oldu."

" Çocuğu rehin alman kimin umurunda?" dedi Levi.

" Mikasa nın umurunda olacaktır." dedi Kenny. " Eğer ölmesine göz yumarsan seni parçalara ayıracağını bildiğinden senin de umurunda olacaktır."

Levi öfkeden delirdi ama kızdığı kişi Kenny ya da Caven değildi. Lanet olası Jeager ın sürekli planlarına limon sıkmasından usanmıştı. Yine.

" Eh, geriye yapılacak iki şey kalıyor." dedi Kenny. " Ya yeni arkadaşlarına lokantadan çıkıp gitmeme izin vermelerini söylersin ya da çocuğa elveda dersin."

......................................................................

Devam Edecek...

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın ❤

Günlerdir bu bölümü yazmak için can atıyordum bszhxnnx umarım beğenmişsinizdir.

Kalplerinizi adayın ve güvende kalın!

Continue Reading

You'll Also Like

463 50 9
jungkook biliyo musun bence de hatta sanki duymuştum böyle bi büyü ismi neydi biliyo musun taehyung neydi jungkook göt büyüsü Kim Jennie x Kim Taehyu...
86.2K 9.1K 20
Lalisa Manoban, Youtube üzerinden kendi bestelerini ve yaptığı coverları paylaşan, pek de ünlü sayılmayan ufak çaplı bir kent şarkıcısı. Ve Jeon Jung...
201K 8.2K 37
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
11.5K 1.1K 16
Sadece ruh eşlerinin birbirini renkli gördüğü bir dünyada ruh eşini bulduğunu düşünen Park Chaeyoung, Jung Jaehyun'un peşine takılır. jaerosé. © lil...