FERYADIM VAR [TAMAMLANDI]

By soztiryakisi_0

13.1K 9.8K 3.1K

(DÜZENLENİYOR) "İnanıyorum... Güzel günlerin geleceğine inanıyorum, inanmak zorundayım. Hayatın bir adaleti v... More

TANITIM VE ÖNEMLİ NOT
SAHİDEN GEÇTİ Mİ?
DEJAVU
BABA 1
YİNE YENİDEN
TEHLİKELİ OYUN ( PART 1)
TEHLİKELİ OYUN (PART 2)
TEHLİKELİ OYUN (PART 3)( KAN GÖLÜ GÜNÜ 1)
KAN GÖLÜ GÜNÜ 2
BİR ADIM ÖTEDE ÖLÜM
YANDI ANILAR
BABA 2
SAHTE ÂŞIK
SES KAYDI
YENİ KARAR
NOT
BİLİNMEYEN ACILAR
KÖY-1
30 EYLÜL- 1 EKİM
ARYA'YA
HİSLERİN DİLİ
HAYALLER VE DÜŞLER
BİZİM HAYATIMIZ
MARATON DUYURUSU
HAZIRLIK
NOT OYUNU
O CÜMLE
ÖLÜM HABERİ
BİLİNMEYEN NUMARA
ANI-1 (ALYA,ARYA)
ANI-2 ( SELİM)
ANI-3 (SERHAT)
SONUN BAŞLANGICI-1
SONUN BAŞLANGICI-2
SONUN BAŞLANGICI -3
ANNE,BABA
ÖLÜ RUHLAR
KRİZ
İSTENMEYEN ANILAR
YOLDAŞ
ZİYARET
İSTİFA
BİR DEVRİN KAPANIŞI
ZİYARET-2
YENİ İŞ
HAYAT ARKADAŞI
SİL BAŞTAN
HASTANE
SON KAYIP-1
SON KAYIP-2
ANNEME...
MEÇHUL
GERÇEKLER-1 (FİNAL)
GERÇEKLER-2 (FİNAL)
(:TEŞEKKÜR:)

ZAFER

151 118 55
By soztiryakisi_0

Maraton günü gelmişti sonunda. Heyecanıma engel olamıyordum ve heyecanlandıkça karnım ağrıyordu.

Sabah erkenden uyanmış evde volta arıyordum. Selim'de birazdan uyanacaktı ve kahvaltıdan sonra küçük bir işimizi halledip maratonu kazanmaya gidecektik.

Volta atmayı bırakıp kahvaltı hazırlamaya gittim. Selim'de çok geçmeden ısınma hareketleri yaparak gelmiş, masaya oturmuştu.

İkimizde birbirimize bakıp sinsi sinsi gülüyorduk çünkü eğer yapacağımız şey işe yararsa Serhat'ın sonu daha o gün gelmeden yazılmış olacaktı.

Hızlı hızlı yedikten sonra bir bardak alıp balkona çıktık. Selim bardağı yere fırlatıp kırdı önce ve sonrada cam parçalarını daha da küçülterek küçük bir kutuya koyduk.

Bu cam parçaları yarışmanın tüm kaderini değiştirecekti.
Kutuyu cebime koyup ayakkabılarımı giydim. Selim çoktan çıkmış beni bekliyordu.

Yanına gidince yine ikişer ikişer merdivenleri inerek dışarı çıktık.
Serhat'ın evine doğru yürüyerek gitmiş ve kapının önündeki ayakkabılarına baktık.

Dönüp Selim'e bakınca bana bakıp sırıttığını gördüm. Bende sinsi sinsi sırıtıp tekrar ayakkabılara dönmüştük. Selim içeriyi dinleyip, etrafı gözetlerken bende küçük cam parçalarını ayakkabıların içine yerleştirdim.

Kapıda iki çift ayakkabı vardı ve kimin olduğunu, hangisini giyeceğini bilmediğim için ikisinede cam kırıklarını yerleştirmiştim, muhtemelen biri Serhat'ın biride yarışma eşinin ayakkabısıydı.

Şimdi olması gereken tek şey bu camları farketmeden ayakkabıları giyip bir adım atmalarıydı. Hızlı koşamamaları için bir adım bile yeterliydi.

Hızla geri dönüp eve doğru koşarken aynı zamanda Selim'le konuşup gülüyorduk. Bir süre sonra koşmayı bırakıp yürümeye devam ettik.

Maratonun yapılacağı yer yakın değildi ama çok uzakta sayılmazdı.

........

Maraton yeri çok büyüktü ve çok kalabalıktı. Bir an içime bir korku düşmüştü. Bir sürü insanla nasıl yarışacaktık diye ama öyle değilmiş.

Bize izleyici olmayacak denmesine rağmen yan tarflarda bekleyenler izlemek için gelmişlerdi. Yarışacak olanlar ise parkurun başında bekliyorlardı. Bizde hemen oraya gidip beklemeye başladık.

Yarışmacı çiftlerin ellerine keleğçe takılımaya başlayınca Serhat'ın da geldiğini gördüm.

Hızlı adımlarla gelen Serhat'a rağmen arkasında biraz topallayarak bir çocuk geliyordu.
Serhat'ın ayakkabısına koyduğum dik cam parçası yan düşmüş olmalıydı, neyseki çocuk sakatlanmıştı ve bu da çok iyi bir şeydi.

Bizim yanımıza da kaba kel bir adam gelip benim sol, Selim'in sağ koluna kelepçeyi takıp bize bakmıştı.

Adam gülümseyerek;

"Sizi tutuyorum."

Diyip gitmişti. Serhat ile çocuğun elinide kelepçeleyince herkes yerini almış ve bekliyorduk.

Bir adım geriye çekilip kaç çift olduğunu saymaya çalıştım. Yarışacak 11 çift vardı ve işimiz kolay mıydı yoksa zor muydu bilmiyordum.

Bir anda üçten geriye doğru sayılmaya başlayınca hemen yerime geçip hazırlandım.

Ya olacaktı ya olacaktı...

Üüüüççç...

İkiiiii..

BİİİİİİİİR.

Derin nefes alıp koşmaya başlamıştık. Koştuk..koştuk..koştuk.

Yarım saat sonra artık 6 çift kalmıştık ve kolay olmuştu biraz. Biz hâlâ hızla koşuyorduk. Bir aralık Serhat'ı görmeye çalıştım. Hemen arkamızda yanında ki koşamayan çocuğa bağırıyordu.

Gülerek önüme dönüp devam ettim.
Bir süre sonra kelepçeli ellerimize bakınca Selim'in elini elime kenetlediğini gördüm. Elimi sıkıp bana bakmasını sağlayınca Serhat'ı işaret ettim.

Sırıtarak bana dönmüş ve göz kırpmıştı.

.....

Bir saat olmuştu neredeyse ve artık 4 çift kalmıştık. Serhat hâlâ yarıştaydı ve çocuğu zorla sürüklüyordu sanki.

Dakikalar sonra Serhat bir anlığına önümüze geçmişti. Tam hırslanıp hızlanacakken Serhat'ın çığlığını duyduk ve tahminen cam parçası sonunda ayağına batmıştı.

O ne olduğunu anlamaya çalışırken biz çoktan onları geçmiştik ve bir buçuk saati dolduruyorduk.
Son yarım saat her şeyi belli edecekti.

Kalan yarım saatte üç çift kalmıştık.
Serhat, biz ve bir çif daha.

Serhat hâlâ sendelemesine rağmen yılmayıp koşmaya çalışıyordu. Diğer çift ise neredeyse bizden öne geçecekti fakat bir süre sonra o çiftte elendi çünkü yabında ki kzı ayağını burmuş ve daha devam edememişti.

Artık neredeyse emindik bizim kazanacağımızdan. Selim'le aynı anda birbirimize göz kırpıp olanca gücümüzle koşmaya devam ettik.

Son yirmi beş dakika...

Serhat sendelemesine rağmen vazgeçmiyor, çocuğu adeta sürüklüyordu.

Son yirmi dakika...

Değişen bir şey yoktu ve hâlâ koşmaya devam ediyorduk.

Son on dakika...

Beklenmeyen bir mucize daha..

Serhat'ın yanındaki çocuk düşüp bayılmıştı ve kazanan bizdik.
Serhat yerde yatan çocuğa küfürler ederken personeller bayılan çocuğa müdahale ediyordu.

Biz çoktan son bir kaç dakikaya girmiştik ve artık son turdan sonra çekilen kurdeleyi görüyordum.

Birkaç dakika sonra da zaten sevinç çıülıkları ararak kurdeleyi geçmiş ve kendimi yere atmıştık.
Nefes nefese yerde yatarken aklıma Serhat geldi ve hemen yerimde doğrulup onlara baktım.

Tam nr olduğunu anşamaya çalışırken yanımıza gelen başkanla yerimizden kalkıp ona bakmaya başladık.

"Bravo gençler. İstediğiniz desteği alarak bir kişiyi öldürebilirsiniz artık ve merak ediyorum bu hırsa sebep olacak ne yaşadınız acaba?
Her neyse bunu kimse bilmeyecek ama biz duyuracağız diyeceğiz. Yani sadece siz ve biz bileceğiz bu günü başkaları ise hâlâ açıklayacağımızı sanacaklar. İki gün sonra yapılacak ve siz iyi bir plan yapıp isteğinizi bize belirtin. Anlaştık mı?"

Başkan Selim'in omzuna destek verircesine vururken Selim yüzünü buruşturup başkanın gitmesini bekliyordu.
İkimizde başımızı sallayıp başkan gittikten sonra Serhat'a bakmak için dönmüştük ama dönmemizle arkamızda kelepçeleri takmaya gelen adam duruyordu.
Adam;

"Biliyordum kazanacağınızı. Tebrik ediyorum."

Derken kelepçeleri çıkarıp gitmişti.

Bizde tekrar gözlerimizle Serhat'ı aradık. Kalablık içinde Serhat görünmüyordu. Hemen onlarca insanın arasına girip Serhat' aradık fakat yoktu.

Tahmin ettiğim gibi olmuştu. Selim'in yanına gidip gülerek konuşmaya başladım.

"Korkup kaçmış ama bunun bir önemi yok. Her türlü destek alabileceksek artık bizden kaçamaz ama ya anneme zarar verirse."

Sona doğru yüzümdeki gülümseme gitmiş yerini endişeli bir ifade almıştı.

Selim;

"Merak etme bir şey yapmaz çünkü bize söz verdi ve bunu yapamaz, sadece kurtulacağını sanıp kaçacaktır."

Aklıma gelen şeyle hemen konuşmaya başladım bende;

"Ama benim içim hiç rahat değil gel benimle."

Elini tutup çekiştirmeye başladım.
Selim;

"Nereyee?"

"Görürsün şimdi."

Hâlâ gitmemiş olan başkanın yanına gelince konuşmasını bitirip bizi görmesini bekledim ve nihayet görünce ;

"Oo gençler bir sorun mu var?"

Ben hız kesmeden konuşmaya başladım.

"Biz öldürmek istediğimiz kişinin izlenmesini istiyoruz. Kimse ye zarar vermeye kalktığı an saldırılmasını istiyoruz ama öldürülmesin çünkü o işi biz yapacağız. Yani evinde zarar verebileceği insanlar var ve bu yüzden izlenmesini istiyoruz. "

"Tabii"

Diyip birkaç kişiyi çağırmıştı yanına. O adamlarla gereknşeri konuşup adres verdikten sonra eve gitmek için geri dönmüştük.

Başkan daha tören yapacağımızı söylemişti fakat biz istemediğimizi söyleyince ısrar etmemişti, yani biz olmadan sadece isimlerimizi söyleyip bitirecekti töreni.

Sonunda istediğimiz olmuştu. Selim'e bakıp yine o gün yaptığımız şeyi yapmak için gözlerimizle anlaşmıştık sanki.

İkimizde işaret parmağımızı öpüp gökyüzüne kaldırmış ve konuşmaya başlamıştık.

"İNTİKAM YEMİNİMİZ ARTIK SON BULUYOR. SENİ SEVİYORUZ ARYA'MIZ."

Gülerek birbirimize bakıp yürümeye devam ettik.
Sonunda bazı şeyler yolunda gitmeye başlamıştı ve sonunda mutlu olacağımızı umuyorduk.

******

Selamlaar.
Nasılsınız?
Ben iyiyim çok şükür.

Bu bölüm mükemmel bir bölüm oldu sanırım. Umarım sizde beğenirsiniz.

Bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Aklınıza takılanlar ➡

Etiket ➡

Teşekkürler.

Sizi seviyoruum <3

Continue Reading

You'll Also Like

8.8K 521 36
O, Ateş'ti. Kaçsam donacaktım, dokunsam yanacaktım. Ben de Rumi'nin dediğini yaptım. Hamdım, piştim, yandım. * 11.08.19
438K 13.3K 38
Bebeğine bakamayacağını düşünen bir anne bebeği gizlice babasına bırakıp kaçarsa? Bir kapı zili ile hayatı alt üst olan bir mafya ? Sizce bu ikisini...