Raunchy Alpha // larry

By bearschangedmylife

59.1K 5.2K 11.5K

Şımarık bir Alfanın neler yapabileceğini görmek istiyorsanız doğru yerdesiniz! Harry olgun omegayla mühürlene... More

a slice of the future
prolog
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fiveteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty-one
twenty-two
twenty-three
twenty-four
twenty-five
twenty-six
twenty-seven
twenty-eight
twenty-nine
thirty
thirty-one
thirty-two
thirty-three
thirty-four
thirty-five
thirty-six
thirty-seven
thirty-eight
thirty-nine
ONE-SHOT
fourty
fourty-one
fourty-two
fourty-three
fourty-four
fourty-five
fourty-six
fourty-seven
fourty-eight
fourty-nine
fifty
fifty-one
🎀fifty-two🎀
fifty-three
fifty-four
fifty-five
fifty-six
fifty-seven
fifty-eight
fifty-nine
sixty
sixty-one
sixty-two
sixty-three
sixty-four
sixty-five
sixty-six
sixty-seven
sixty-eight
sixty-nine
fınal
Special Chapter "🔄"
Special Chapter "24" 1/2
Special Chapter "24" 2/2
Special Chapter "Axel"
Special Chapter 2 "Axel"
Special Chapter 1/2 "Harry or Louis?"
Special Chapter 2/2 "Harry or Louis"
Spacial Chapter "New Groom" 1/2
Special Chapter "New Grooms" 2/2
Special Chapter "Alternative Jobs 1/3"
Speical Chapter "Alternative Jobs 2/3"
Speical Chapter "Alternative Jobs 3/3"
Special Chapter "Wedding Photo"
Special Chapter "Becoming an Alpha"
Special Chapter "Valeria's Alpha" 1/2
Special Chapter "Skirts"

one

1.2K 95 128
By bearschangedmylife

omegaverse yazmak çok eğlenceliymiş!

Eğer aralarda kalmış cinsiyet yanlışlığı olursa Louis ile ilgili kusura bakmayın!

İyi okumalar~

Louis saat sekizde küçük devlet okuluna varmıştı. 6 ila 9 yaş aralığındaki çocukların karşısına ciddiyetle çıkmayı seviyordu. Onlar için takım elbiseler giyiyor ve onlara yetişkin muamelesi yapıp, anlayacakları dilden ancak son derece de olgun konuşmalar yapıyordu.

Sınıfı ikiye geçtiği için ona ve bu prosedürüne çoktan alışmışlardı. Tenefüslerini dolu dolu geçirip, öğretmenleri Bay Tomlinson'ın karşısına dizilince olması gereken sakinliğe bürünüyorlardı.

Aralarında tabii ki pürüzler olabiliyordu ancak onlar çocuktu, buna ses çıkaracak değildi elbet.

Bu nedenle yeni bir hafta başına krem gömlek ve kahverengi takımını giymişti. Öğretmenler odasında çok oyalanmadan sınıfına geçerken dışarıya yansıtmasa bile son derece hevesliydi.

Eşlenip çocuk yapmamıştı belki ama zaten şuan on beş tane çocuğu var sayılırdı.

"Merhaba Bay Tomlinson!"

"Günaydın Bay Tomlinson!"

Louis masasından beri, sınıfa ve sıralara doluşan çocukların selamını karşılamak için hafifçe gülümseyip kafasını eğdi. Eksik öğrenciler de tamamlanınca kalkıp kapıyı kapattı ve sınıfın ortasında dikilip miniklerini süzdü.

"Günaydınız küçük kurtlar!"

"Günaydın Öğretmenimiz!"

Onların uyumuna gülerek masasının kenarına oturdu ve ellerini ovuşturdu.

"Evet! Şimdi, verdiğim görevleri yaptınız mı bakalım?"

×××

"Bana bak alfa bozuntusu! Kızımı pis işlerine alet etme!"

Harry gözlerini devirip özel stilistine baktı.

"Alt tarafı okulunu değiştireceğiz!"

"Tamam da... Özel okulda okuyan çocuğu neden devlet okuluna geçiriyoruz!?"

"Çünkü orada görüp görebileceğin en muhteşem omega var..."

Sırıtan ağzından salyası dökülmek üzere olan Alfaya tek kaşını kaldırıp, kollarını bağlayarak baktı dişi alfa. Harry onu farkedip kendini toparladı ve boğazını temizledi.

"Demek istediğim, çok başarılı bir öğretmen var. Orada aldığı eğitimden asla pişman olmayacaksın."

"Buna ben değil Lux karar verecek."

"Ben onu ikna ederim, sen merak etme."

Lou kendisine göz kırpan Harry'ye göz devirdi. "Bu Omeganın ne özelliği var? Takıldın kaldın ona, şimdiye kadar olanları elinin tersiyle ittin de?"

"Ruh eşimi buldum?"

Lou tekrar gözlerini devirdi. "O devir biteli çok oldu. Artık bütün kurtlar erkenden eşleniyor ve bunu aramıyorlar bile."

"İşte ben o eşine bağlı kurtlardan biriyim. Bunu kanıtlayan bir şey varsa o da daha Louis'nin eline elin değmemesidir."

"Bir omegaya el değmemişse o omegada bir sorun var demektir Harry. Yeterince tanıdığına emin misin?"

"O senin sandığın omegalar gibi değil. Ayrıca neden kimseyi kabul etmediğini de biliyorum. İlk nedeni," Elini göğsüne koydu genç Alfa. "..benimle tanışmayı beklediği için. İkinci nedeni de ailesini, yani tüm dişi üyeleri yalnız bırakmamak için."

Ellerini birleştirip gözlerini kırpıştırdı. "Benim Omegam tam bir anne kuzusu... Aah ah..."

"Bir düzeltme yapayım, daha senin falan değil."

"Ama olacak." dedi Harry hırlayarak. "Yani onu istediğim kadar sahiplenebilirim!"

"Bunu bir de ona sormaya ne dersin?"

"Benimle uğraşmayı kesip kızını çağırmaya ne dersin?"

Lou ona üşenmeden tekrar gözlerini devirip küçük betasını almaya gitti.

Bu sırada Harry çoktan omeganın görüntüsüyle hayallere dalmıştı. Masmavi gözleri, ince kıvrımlı dudakları, kahverengi saçları ve o, mis~ gibi kokusu...

Harry sanki Louis yanındaymış gibi burnundan derin bir nefes çekerek gözlerini kapattı ve kendini koltukta geriye attı.

Kokusunun hayali bile güzeldi...

"Eğer sapık hayallerin bittiyse dünyaya dön."

Lou'nun sesiyle toparlanıp önünde ona gülen küçük, sarışın kurta baktı. "Hey Luxie!"

"Merhaba Harreh!"

"Sana harika bir haberim var; o berbat okuldan kurtuluyorsun!"

"Ama Harry, benim okulum çok güzel?"

"Ben seni daha güzeline götüreceğim!"

"Ama annem benim okulumun en güzel okullardan biri olduğunu söyledi."

"Anneni boşver," Dedi Lou'nun kötü bakışlarını umursamadan. "..önemli olan okul değildir, içindeki öğretmenlerdir."

"Ama benim-"

"Lux, bak beni dinle. Eğer benim istediğim okula gidersen sana istediğin devasa oyun evini alırım, artı olarak da her sabah ve akşam en sevdiğin arabamla seni alıp bırakırım."

"OLEY! NE İSTERSEN YAPARIM HARREH!"

Küçük kız aldığı vaatlerin gerçekleşme hayaliyle sevinçle odasına koşmaya başladı ve Harry kollarını göğsünde bağlayıp sırıtarak stilistine döndü.

"Bu iş de tamamdır."

×××

Harry pembe Lamborghini'sini okulun açık otoparkına çekti ve arka koltuğa kemerlediği küçük kıza baktı.

"Yeni bir okul gününe hazır mısın bakalım?"

"EVET! EN ÇOK DA OYUN EVİNE! Akşam gittiğimde evde olur değil mi?"

"Sen merak etme eve attığın adımda kurulumu bitmiş olacak."

"YEY!"

Kızı indirip güneş gözlüğü ve üzerindeki parlak takımıyla okula ilerledi. Göz ucuyla bahçeyi süzse de güzel Omegasını görememişti, bir iki öğretmen topluluğu ve koşturan çocukların arasında. Girişteki ağzı açık kalmış nöbetçi öğretmen yardımıyla müdürün odasını öğrendi.

Merakla etrafı süzen ve yerinde durmayan Lux ile birlikte kapıyı tıklatıp ilk komutta içeri girdi. "Bay McGreen?"

"Bay Styles! Hoşgeldiniz, dediğiniz gibi sizi burada gördüğüm için çok mutluyum! Lütfen şöyle oturun!"

Harry alışkın olduğu ilgiyle masanın önündeki koltuklara, karşısına Lux'ı alarak oturdu.

"Seçiminizden pişman olmayacaksınız Bay Styles, yeğeniniz en iyi şartlarda ve en mütevazı şekilde burada eğitim görecek. İşlemleri başlatalım mı hemen? Bu sırada küçük kızımız görevli öğretmen yardımıyla okulumuzu gezebilir."

"Benim size teklifim, tüm prosedürlerden önce Lux'ın sınıfına karar verip, işlemler bittikten sonra sınıf öğretmenimizle birlikte okulu gezmektir. Böylece ben de kendi gözlerimle okulu görmüş olurum."

"Tabii siz nasıl isterseniz! O halde en iyi öğretmenlerimizi size söyleyebilirim.-"

"Aslında önden araştırdığım kadarıyla çok başarılı, çocuklar ve veliler tarafından sevilen bir öğretmeniniz olduğunu okumuştum. Adı neydi?"

Harry okulun sitesindeki öğrenci ve veli yorumlarına hitafen konuşurken özellikler arasına 'hem de yakışıklı'yı koymamak için dilini ısırması gerekmişti.

"Ah, Bay Tomlinson'dan bahsediyorsunuz sanırım? Bekleyin çağırayım."

Okul müdürü telefon yardımıyla öğretmenler odasına ulaşırken Harry sadece soyadını duymasına rağmen yerinde kıpırdanmak zorunda kalmıştı.

"Kendisi son derece disiplinli bir öğretmendir, sınıfında asla bir problem yaşanmaz. Çocuklar ona oldukça saygı duyarlar."

Biliyorum, o inanılmaz biri...

Müdürün konuşmasının hemen ardından kapı tıklatılınca Harry kalbinin yerinden çıkacağını sandı. Saniyeler sonra kafasını çevirince son derece resmi ve şık giyimli omeganın girişini gördü. Kapı yarım açılıp Louis içeri girecekken gözüne takılan bedenle duraksadı. Harry ona sırıtmamak için zor dururken, Louis bir şey belli etmeyip oyalanmadan arkasından kapıyı kapattı.

"Buyrun efendim, nasıl yardımcı olabilirim?"

Ah... Harry kalkıp ona sarılmamak için kendini sandalyeye bastırması gerekmişti.

"Bay Tomlinson sizin için yeni bir öğrencimiz var! Eğer uygunsa bugün okulu tanıyıp sınıf arkadaşlarıyla tanışabilir mi?"

"Elbette." Kendisine merakla bakan güzel kıza dönüp eğilerek ona elini uzattı. "Merhaba hanımefendi."

Lux önündeki ele ve sonra da nazikçe gülümseyen yeni öğretmenine bakıp, kendini önemli bir şahsiyet gibi hissetmesiyle gülerek Omeganın elini sıktı. "Merhaba efendim!"

Bu sırada Harry artık koltuğu sıkmaya başlamıştı.

Louis, Harry'ye bakmadan Lux'ın yanına geçti, ancak oturmadı. O küçük betayla konuşurken, Harry bir hata yapmadan belgeleri doldurmak için üstün çaba sarf ediyordu.

Louis hemen önündeydi ancak daha bizzat onunla konuşamamıştı bile!

Son imzayı da attığında müdürle birlikte ayaklandı. "Ben zamanınızı daha fazla almayayım. Bay Tomlinson, Bay Styles ve sevgili Lux ile güzelce ilgilenin lütfen."

"Memnuniyetle efendim. Lux Hanım," Yan dönerek bir elini ceketinin önüne götürdü ve boştaki elini kapıya doğru çevirdi hafifçe eğilerek. "Önden buyurun lütfen."

"Memununiyetile!" diyerek yeni öğrendiği kelimeyi, öğretmenini taklit ederek, küçük hatalarla söyleyince Louis'yi gülümsetti.

İkisi çıkarken Harry gördüğü gülümsemenin etkisiyle müdürle son kez el sıkıştı ve onları yolcu etmek için kapıya kadar yürüdü. Sonunda üçü koridorda yalnız kaldığında Louis bir elini Lux'ın omzuna koyarak nöbetçi öğretmene seslendi.

"Bayan Smith!"

"Evet, Bay Tomlinson?"

Beta öğretmen gözünü bir Louis'nin içine düşecek gibi durmaktan çekinmeyen alfaya bir iş arkadaşına çevirdi. "Lütfen sınıfıma gidip bir işimin çıktığını ve ben gelene kadar sınıftan çıkmamalarını söyler misin? Eğer fazla olmayacaksa, onlara hikayelerini okumalarını tavsiye ettiğimi ilet lütfen?"

"Tabii ki Bay Tomlinson!"

İkisi farklı tarafa dönerken Louis, Harry'ye fırsat tanımadan Lux'a eğildi. "İlk olarak görmek istediğiniz bir yer var mı Lux Hanım?"

"Oyun veya etkinlik odalarınız var mı?"

"Var tabii ki. O halde yukarıya çıkarak çizimden dansa bütün odalarımızı gezelim."

"Dans!"

Lux hevesle merdivenleri koşarak çıkarken Louis iki basamak çıkmıştı ki anlık hisle durdu ve yan dönerek belini merdiven korkuluğuna yaslayarak Harry'ye baktı.

"Önden buyrun."

"Ah, ben böyle iyiyim!"

"Geçin lütfen," Keskin gözlerini Harry'ninkilere dikti. "..rica ediyorum(!)."

Harry sırıtarak onunla aynı basamağa çıkıp yavaşça süzdü. "Arka profilimi görmek istemeni anlıyorum tabii ama-"

"Sadece yürüyün."

Harry çenesinin kapatılmasıyla omuz silkerek ilerledi ve koridorda merakla açık kapılardan içeriyi süzen Lux'a ilerledi. Louis Harry'yi geçip Lux'ın yanına geldi. "Dans etmeyi sever misin?"

"Evet! Müziği de severim! Çizimi de severim!"

"Ohho, epey aktif bir hanımefendisin. O zaman sırayla gezip sana hepsi ile ilgili bilgi vereyim."

Louis ilk baştaki müzik odasından başladı ve henüz zamanı gelmediği için boş olan alandaki tüm müzik aletleri de boştaydı. Lux heyecanla ilk ilgisini çekene koşarken Harry Louis'nin hemen arkasındaki yerini almıştı. Saçlarından gelen kokuyu burnuna çekerken gözlerini kapattı, Louis de gözlerini kapatmıştı ancak o kendine hakim olup ona vurmamak için bunu yapmıştı.

Bir adım kenara çekilip çatık kaşlarıyla Alfaya baktı. "Okul duvarları içerisinde bana samimi bir yakınlıkta bulunma."

"Oh, o zaman Lux'a okul bahçesini mi gezdirsek hemen?"

"Bahçe duvarları da dahil."

"O zaman seni evinden almak şart oldu..." Harry bir adımda aralarındaki mesafeyi kapatarak Louis'nin dibine girince burnundan sert bir nefes vererek bir kez daha çekildi.

"Laubaliliğe lüzum yok!"

"Kızma hemen, tamam çekildim."

Teslim olur gibi ellerini kaldırıp geri çekilirken Lux yanlarına geldi ve Louis ona aynı şekilde diğer kulüp aktivitelerini de gösterdi, odaları tek tek gezip tüm araç gereçleri tanıttı.

"Nasıl, beğendin mi aktivitelerimizi Hanımefendi?"

"Evet! Ama okuma kulübü çok sıkıcı!"

"Ama en etkililerinden birisidir, çünkü okunan hikayelerden en çok beğenilenleri canlandırmanızı istiyorum sizden."

"Gerçekten mi?! Yani Kül Kedisi'ndeki Sindirella, Yedi Cüceler'deki Pamuk Prenses, Kırmızı Başlıklı Kız'daki Kurt olabilir miyim?!"

Louis beklemediği sonla kahkaha attı ve elini ağzına kapattı. "Ah küçük beta, beni güldürdün. Tabii ki olabilirsin."

Louise onun saçlarını okşarken Omeganın arkasından başparmaklarını kaldıran Alfaya bakıp gülümsedi Lux.

"Hadi gel sınıfa inelim, okulun geri kalanını tenefüslerde birlikte gezeriz, olur mu?"

Küçük kızı aralarına alarak sınıfına kadar ilerledi. Sınıf kapısını açtığında sınıfının yüzde sekseninin hikayesini okuduğunu görünce gülümsedi. Ayakta veya arkadaşlarıyla konuşanlar da öğretmenlerini gördükleri gibi yerlerine geçmiş, kapının sesiyle doğrulan uslu kurtlar ise ayaklanmıştı.

"Hoşgeldiniz Bay Tomlinson!"

"Merhaba Küçük Kurtlarım."

Sınıfın ortasına Lux ile birlikte geçerken Harry omzunu kapı pervazına yaslamış onu izliyordu.

"Aramıza yeni katılan bir arkadaşımız var. Kendinizi tanıtmak ister misiniz hanımefendi?"

"Adım Lux Teasdale, bir betayım."

"Harika," Louis'nin gözü kapıdaki alfaya takıldı. "..siz onunla tanışıp, istediği yere oturmasını sağlayın, geliyorum."

Lux'ı yavaşça arkadaşlarına itip güven verici bir şekilde gülümsedi. Gülümsemesi Alfaya dönerken yavaşça silindi. Sınıftan çıkmaksızın hemen yanında dikilmeye başladı.

"Eğer uçkurun uğruna küçük betayı kullanmayı bitirdiysen, seni daha fazla meşgul etmeyelim Alfa. Önemli işlerin vardır."

"Hiçbir kötü niyetim yoktu? Ben küçük bir teklif ettim ve Lux tamamen kendi isteğiyle burada." Hafifçe eğilerek Louis'nin gözlerinin içine baktı. "Seni daha fazla görmek istememin nesi yanlış?"

"Uyumsuz olduğumuzu tartışmak için doğru mekan değil, Lux'a söylemek istediğini söyleyip buradan ayrılmanı rica ediyorum."

"Bunu yaparım tabii ki," Louis aldığı cevapla rahatlayacakken Harry devam etti. ".. tek bir şartla."

Louis ona kontrollü bir bakış attı. "Kendi çıkarını düşünmediğin bir an bile yok değil mi?"

"Beni çok yanlış anlıyorsun sevgili Omegam..."

"Aitlik ekine dikkat et ve şartını söyle."

"Benimle bir akşam yemeği ye ve beni tanı Omega..."

Her seferinde, her karşılaşmalarında, farklı kelimlerle ve tanımlarla duyduğu cümleyle iç çekti. "Kabul ediyorum-" Louis cümlesinin Harry'nin parlak gözleri tarafından kesileceğini anlayınca elini kaldırdı. "..ancak! Hoşuma gitmeyen tek durumda, eğer hala gerçekten istemezsem beni bir daha rahatsız etmeyeceksin."

Harry kendinden emin bir şekilde gülümsedi. "Gerçekten zorsun, ama buna değersin Omega."

"Eğer beni gerçekten tanıyorsan ne demek istediğimi anlamışsındır."

"Hiç beklemediğin kadar Louis."

×××

Louis, çocukların kendi hallerine geçirmeleri için bıraktığı son dersini çalan zille bitirdi ve oturduğu masasında ellerini birleştirip, çoktan hazırlanmış olan öğrencilerine baktı.

"İyi akşamlar küçük Kurtlar! Görevlerinizi tamamlayıp, zamanında yatmayı unutmayın."

"Pekii Bay Tomlinson~!"

Kimisi okul bitmesinin hevesiyle, kimisi öğretmenlerine el sallayarak, farklı hızlarda sınıfı boşalttılar. Kendisi de çocukların ödevlerinin bulunduğu çantasını toplarken yeni öğrencisinin yaklaştığını fark etmedi.

"Bay Tomlinson?"

Louis gülümseyerek Lux'a baktı. "Nasıl? Yeni okuluna alışabilecek misin küçük Hanım?"

"Evet! Yeni arkadaşlarım olacağı için çok mutluyum! Ama en çok da öğretmenimi sevdim!" Minik dişlerini göstererek güldü. "Harry'nin dediği gibi harika birisiniz!"

Louis, kırmızı yanaklarıyla koşarak yanından ayrılan kızın arkasından iç çekti ve düşünceli bir şekilde kalktı. Okulun merdivenli girişinde bekleyip olduğu açıdan her tarafını görebildiği bahçeyi süzdü. Kısa zaman sonra çoğu velinin hayranlıkla baktığı tarafa dönerek Lux'ın ilerlediği Alfayı gördü.

Harry elini pembe kaputa yaslamış şekilde, gelen betayla konuşmak için güneş gözlüklerini çıkardı ve kısa bir diyaloğun ardından onun kapısını açıp bindirdi ve kemerini bağladı. Kapıyı kapatıp dönerken içindeki hisse de güvenerek gözlerini kaldırdığı tek seferde Louis'yi gördü.

Kendisine düz bir ifadeyle bakmaya devam eden Omegaya gülümseyip elin göğsünün altına koyarak gözlerini ondan ayırmadan hafifçe eğildi ve Louis'ye reverans verdi.

Omega dudaklarını birbirine bastırarak küçük bir baş hareketiyle ona karşılık verdi ve beklemeden dönüp öğretmenler odasına ilerlerken arkasından bakmaya devam eden Alfayı ensesinde hissedebiliyordu.

×××

Ertesi gün öğrencilerini bahçede karşılamaya karar verdiğinde diğer öğrencilerinin arasına karışan Lux, bugün iki kişiyle gelmişti. Alfa yanındaki bronz tenli kadınla konuşarak direk Louis'nin olduğu tarafa ilerledi. Hemen önünde durduklarında ikisinin de alfa oldukları auralarından ve baskınlıklarından anlaşılıyordu.

"Merhaba Bay Tomlinson!" dedi Harry ondan aynı şekilde karşılık almayı umduğu bir heyecanla.

Bunu hitap şekline yapılan vurguyla anlayan Omega üzerinde durmasa da aynı şekilde karşılık verdi. "Bay Styles," yanındaki kadına dönerek baş selamı verdi. "Hoşgeldiniz."

Harry son derece tatmin olmuş bir şekilde yerinde kıpırdanıp, gözlerini kapatarak inlememek için kendini sıktı. "Hoşbuldum! Ben Lou Teasdale, Lux'ın annesiyim ve Harry Styles'ın-"

"-Arkadaşım!"

İkili birbirine dönerken Louis'nin tek kaşı havalanmıştı. Lou, Harry'ye uyarıcı bakışlar atıp gülümseyerek Omegaya döndü. "Aynı zamanda da stilistiyim. Memnun oldum!"

"Ben de öyle." İkisi el sıkışırken Harry Lou'yu Omeganın elini bırakması için dürtüyordu. Bırakınca ise önlerinde Louis yokmuş gibi fısıldayarak tartışmaya başladılar.

"Neden inatla söylüyorsun!?"

"Paranı göze sokmayacağım derken başka yanlış anlamalara yol açacaksın çünkü! Ayrıca bu ne uğraş? Elini kaldırsan üzerinden para saçılacak gibi görünüyorsun zaten!"

Louis onlara kulak asmamak için etrafına bakarken koşarak bu tarafa gelen, içinde Lux'ın da bulunduğu öğrenci grubuna baktı.

"Hey, Bay Tomlinson! Günaydın!"

"Günaydınız çocuklar."

"Bakın size yaptım!" diyerek elindeki kağıdı kaldırdı Lux.

Louis eline alıp incelerken kendisini vurgulayan mavi gözleri ve üzerindeki ceketini gördü. Sayfanın bir tarafında dikilirken öbür tarafında pembeye boyanmış bir araç, araçtan inen sarışın bir kız ve kapısını tutan kıvırcık kafayı fark etmişti. Kafasına yerleştirilmeye çalışılan şapkayla tamamen şoför konumunda olan Alfaya bıyık altından gülmeye çalışıp saklamayı beceremeyince ise elinin tersini dudaklarına örtmüştü.

Harry kendisini Louis'nin yanına çizdirmeye ne kadar uğraşsa bile Lux'ın gözünde bir şoför parçası olduğunu anlamıştı. Yine de şuan karşısındaki görüntüyü görebildiği için o minik ellerin parmaklarını tek tek öpebilirdi.

"İyi düşünülmüş ve çok başarılı bir çalışma Lux, teşekkür ederim."

"Rica ederim öğretmenim!"

O yanındaki kızlarla ayrılırken bebeğine gülümseyen Lou sonunda Omegaya döndü. "Lux sizi evde anlat anlat bitiremedi. Ben de sizinle bizzat tanışmak istedim."

"Teşekkür ederim efendim, çok tatlı ve gayet iyi eğitilmiş bir çocuk. Sizi bunun için ayrıyeten tebrik ederim."

"Ah, efendim, bizim annelik görevimiz."

İkisi birbirine gülümseyip kısa bir sohbete girişince Harry Lou'yu nasıl gönderebileceğini düşünüyordu ki Lux'ın çantasını bırakmış halde geri geldiğini fark etti.

"Anne! Gel sana sınıfımı ve yerimi göstereyim!"

Evet!

"İzninizle Bay Tomlinson?"

"Tabii, lütfen buyrun."

Onlar yanından geçip giderken kolay kurtulamayacağını tahmin ettiği Alfaya döndü. "Harry?"

"Aslında 'Bay Styles' çok daha iyiydi..."

"Eğer aramıza belli bir resmiyet sokarsak sana istediğin kadar böyle seslenebilirim?"

"Yok... Resmiyete gerek yok, böyle iyi..."

"O zaman ben sınıfıma gideyim."

Harry önünü kesmek istemediği için Omeganın yavaşça koluna dokundu ve tenini saklayan kumaş parçalarına rağmen içinin titrediğini hissetti.

Louis yutkunarak ona dönünce Harry'nin koyulaşmış gözleriyle geri adım attı. "Louis, istersen buluşacağımız günü ve saati belirleyelim?"

"Peki," dedi iç çekerek. "Hafta içi olmaz."

"O halde seni cumartesi günü saat akşam yedide alsam, nasıl olur?"

"Uygun." Veda etmeye kalkacaktı ki Harry bir adımda önünde bitti. "Harry... Fazla yakınsın."

"O güne kadar seni tekrar tekrar göreceğim için çok mutluyum."

"Kafamı karıştırmaktan başka işe yaramıyorsun."

"Kafa karışıklığı iyidir sevgili Omega, sana gerçekleri gösterir."

Göz göze geldikleri an Louis'nin kalbi tekleyince tekrar geri adım attı, ancak merdivenin hemen dibinde olduğu olduğu için tökezledi. Harry refleksle kolundan yakalyıp kendine yaslayınca Louis ona kısa bir bakış atıp itti ve kuru bir, "Hoşçakal." ile dönüp okula girdi.

Olanları tepeden izleyen Lou merdivenlerden inerken Harry'ye onaylamayan bakışlar atıyordu. "Bu şekilde onu kazanamazsın."

"Ben... onu görünce kendimi tutamıyorum."

"İşte tam da bundan bahsediyordum. Hiç düşündün mü? Kendisi gibi olgun birini isteyebileceğini?"

"Onun için her şey olabilirim..."

"O zaman önce okulda yapmaman gereken hareketleri öğrenerek başla!"

×××

Derslerinden önce yüzüne birkaç sefer su çarpması gereken Louis, kazasız belasız bir günü daha bitirmişti. Okulun boşalmasını bekledikten sonra bahçede tek tük kalan öğrenci ve velilerden tanıdıklarına selam vererek çıktı. Otobüs durağına ilerlemek için sokağa döndüğünde ileride bekleyen Harry'yi fark etti.

Onu atlatmak için ne kadar beklese de Alfanın ne denli inatçı olabileceğini unutuyordu.

Farklı bir yoldan durağa ulaşmak için arkasını dönmüştü ki kendisine seslendi.

"Louis! Bekle lütfen!"

Dikkat çekmemek için ilerlemekten vazgeçti ve Harry'nin önüne geçmesini bekledi.

"Louis..." derken Omegadan aldığı soğuk bakışlar neredeyse onu durduracaktı. "Önce senden özür dilerim, seni zor durumda bıraktım. Ben orada haddimi aşmak istememiştim."

"Ama aştın."

"Biliyorum..."

"Ona göre davran o zaman. Anlaman için tek sefer yeter diye düşünüyordum; okul sınırlarında ileriye geçemezsin."

"Kendimi tutamadım-" derken yanlış bir başlangıç yaptığını Omeganın çatılan kaşlarıyla fark etti. "Hayır, bak Louis beni yanlış anlıyorsun. Bu sadece fiziksel bir şey değil-"

"Ben, sen ne söylersen onu duyuyorum, onu anlıyorum. Bunlar başkasından duyduğum sözler, başkasından gördüğüm hareketler değil. Sana en başından da söyledim," Bu sefer bir adımla Harry'nin dibine giren Louis oldu. "..gönül eğlendirecek başkasını bul!"

"Hayır!" Omeganın gitmesine izin vermeden devam etti. "Sana hiçbir zaman o gözle bakmadım."

"O yemekte son bir karar vereceğiz ve artık bu konu kapanacak!"

Harry onun negatif yorumuyla dişlerini sıkıp ilerleyen Louis'nin arkasından bağırdı. "Pes etmeyeceğim! Reddetsen bile peşini bırakmayacağım!"

Louis alaylı bir şekilde gülüp topuklarının üzerinde döndü. "Şimdiden sözlerini tutamıyorsun bile."

"Üzgünüm, ama sandığının aksine kolay vazgeçebileceğim bir insan değilsin."

"Sadece kendine bir oyuncak arıyorsun, kendini de beni de kandırma."

"Benim yerime fikir üretmeyi bırak! "

Louis ikinci kez duyduğu Harry'nin alfa sesiyle yutkunup olduğu yere sindi. Hafifçe eğilmiş kafasıyla kendisine doğru yürüyen sert adımlara baktı. Alfa hemen önünde onunla göz göze gelerek konuşmaya devam etti. "Ciddiyet mi istiyorsun? İşte sana ciddiyet; benim olacaksın Omega."

Louis istemsizce yarıya kadar inen gözkapakları ve derin nefeslerle Alfaya baktı. Ağzını açsa bile konuşamadı. Harry bir tık eğilip burnunu onunkine değdirince ise gözleri tamamen kapandı. Elindeki çantanın sapını sıkıca kavrarken, çatık kaşlarının arasından kayıp alnına ilerleyen Alfanın burnunu hissetti.

Hemen ardından ise tenine değen yumuşak dudakları.

Harry küçük, ama derin öpücüğünü Omeganın alnına mühür gibi yerleştirdikten sonra geri çekildi. Louis gözlerini açarak titrek bir nefes çekti içine.

"Şimdi, beni yeterince anladıysan artık istediğin yere gidebilirsin. Bense seni bırakmayı teklif edebilirim."

Harry baskınlığını daha fazla onun üzerinde uygulamak istemediği için bir adım geri çıktı. Elini arabasına doğru uzatarak Louis'yi yönlendirmek istedi. Louis ona yandan bir bakış atıp rahatsız bir şekilde arabaya ilerleyince Harry iç çekti.

Şimdi de sessizleşmişti...

Kendi yerine otururken Louis arabanın içinde gözlerini gezdiriyordu. "Lux'ı annesine teslim ettim." dedi Omeganın merakını gidererek.

Louis'nin bakışları sessizce yola döndü. Harry de onun evine sürerken sessizliğini korudu, ancak arabayı durdurduğunda Omeganın inmesine izin vermemişti.

"Yeni bir taktik denemeye karar verdin sanırım, ama güzel kafanı boşuna yorma. Ne yaparsan yap beni kendinden uzaklaştıramazsın."

"Pek sayılmaz," dedi Louis sonunda konuşmaya karar vererek. "..ne söylesem ve yapsam da senin istediğin olacak nasılsa."

Gözlerini Harry'ninkilere dikti sakince. "Amacın da bu değil miydi?"

Elini kapının koluna koyarak Alfaya bakmadan konuştu. "Kilidi aç, lütfen."

Harry yutkunarak tek tuşta kilitleri açtı. "Teşekkürler, iyi akşamlar."

"Louis..."

Alfa ne kadar kendini savunursa o kadar çok batacakmış gibi hissetmişti kendisini. Louis'nin kapıyı kapatıp evine geçmek için arabanın önünden dolanmasını izlerken kılını bile kıpırdatmadı.

İstediği şey bu değildi ki...

×××

"Hoşgeldin abi!"

Büyük ikizler koşarak abilerine sarıldılar. Ondan aynı şekilde karşılık alsalar da durgunluğu anlaşılmayacak gibi değildi. "İyi misin?"

"Bir şey mi oldu?"

"Yorgunum güzellerim. Anneme aç olmadığımı söyleyin, odamda olacağım. Turunçlarım uyuyor mu?"

"Annemin yanındalar..."

"Tamam."

İkizler onun arkasından bakıp birbirlerine döndüler ve hemen annelerinin yanına koştular haber vermek için.

Louis ceketini çıkarıp yatağına oturdu. Yüzünü ovuşturup sırtını yatakla buluşturarak tavana dikti gözlerini.

Arabada, Alfanın bakışlarındaki ifadeyi düşündü. Gerçekten olanın farkında mı değildi, yoksa ona oyun mu yapıyordu bilmiyordu. Ancak Louis'nin hisleri hakkında hiçbir fikri olmadığını biliyordu.

Zaten Omeganın ne demek istediğini anlasaydı, belki de bu kadar diretmezdi. Onun kimle birlikte olduğu ve başkalarının ne düşündüğü umurunda değildi, anlıyordu. Ancak beraberlikleri boyunca paranın aralarındaki anlaşmazlıklara neden olacağını ve sürekli her yerde karşısına çıkacağını biliyordu Louis. Kendi orta düzeyli hallerini seviyordu, işinden mutluydu. Sonrasında Harry'nin ailesine karşı bile nasıl bir durumda kalacaklarını az çok tahmin ediyordu.

En mantıklısı ona ileri gitmediği takdirde izin vermek ve sıkılana kadar bir süre sabretmekti.

"Louis, bebeğim?"

Louis kapının sesini bile duyamayacak kadar daldığı için annesinin sesiyle irkildi. Doğrulup annesinin yatağa oturmasını sağladı.

"Annem."

"Bir sorun varsa benimle paylaş, içine atmak seni sadece daha fazla yorar."

Annesini kısaca süzüp gülümsedi.

Ona benzediği için çok mutlu ve gururluydu.

"Önemli bir şey değil, sadece düşünmekten yorgun düştüm o kadar."

"Bu kadar kafanı kurcalayan nedir?" Annesinin mavi gözleri muzip bir şekilde parladı. "Ya da kim mi desem?"

"Anne..."

"Ne var? Bu alfalar kadar seni düşündüren başka ne var ki?"

"Başımdan savamıyorum bir türlü. Tutturdu benim olacaksın, diye! Bir de gelmiş alfa sesini kullanıyor! Tanrı bir ses vermiş, onu da en berbat şekilde kullanıyorlar, uyuz ediyorlar beni gerçekten!"

Jay sonunda patlayan oğluna bakarak kıkırdadı ve onun karıştırdığı saçlarını okşadı. "Doğamızın önüne geçemeyiz Louis."

Kabullenmişlikle omuzlarını düşürdü Omega.

"Ama bunu sonuna kadar kullanabiliriz."

Louis'nin kaşları kalkarken annesinin kendisine bulaştırdığı sırıtışıyla baktı ona.

×××

"Baba!"

Alfa şirketin içinde küçük çocuklar gibi odasında olmayan baş alfayı bulmak için bağırmaya başladı.

"BABA!"

"Niye bağırıyorsun deli dana gibi!"

Arkasından gelen sesle babasına döndü ve ona sert bakışlar attı. "Konuşmalıyız."

"Bunu söylemek için odamda da ekleyebilirdin. Koskoca şirketi başımıza yıkmana gerek yoktu."

Söylenen babasını takip ederek onun ofisine girdiği gibi babası daha yerine oturamadan karşısına dikildi. "Hemen benim tüm parama el koy."

"Ne?"

Des ona tuhaf tuhaf bakıp koltuğuna ilerledi. "Anlamadım?"

"Çabuk tüm kredi kartlarımı kapattır."

"Harry neler oluyor? Haberimiz yokken kaza falan mı geçirdin?"

"Hızımı alamayıp dünya güzeli bir Omegaya çarptım baba, şimdi dediğimi yap ve bana harçlık ver!"

"Hem paranı alıp hem de harçlık vermemi mi istiyorsun?"

"Şu lanet olası paramı al ve BANA HARÇLIK VER! Ben işsiz bir adamım!"

"Harry sen Gucci modelisin."

Harry ona hırsla bakıp cebindeki telefonu aldı ve tek tuşta asistanını aradı. "Margaret, umarım haftasonumu ve geri kalan tüm haftayı boşaltmışsındır."

"Aslında Bay Styles... Bu çok zor. Çünkü çıkmanız gereken bir defileniz var ve yeni sezon-"

"Eğer dediğim tarihler arasını boşaltmazsan istifa ederim."

Cevabını beklemeden telefonu cebine sokarken Robert oğluna anlamsız bakışlar atıyordu. "İşte! Artık kısmen model değilim ve eğer dediğimi yapmazlarsa da kesin bir şekilde olmayacağım. Şimdi bana beş yüz dolar ver, buluşmam gerek bir Omega var!"

"Öncelikle Harry seni kâle alıyorum ve daha haftasonuna üç gün olduğunu hatırlatıyorum. Ayrıca şuan üzerindeki kıyafetler bile toplam otuz bin dolar ediyor en az?"

İkisi kısa, sessiz bir bakışma geçirdikten sonra Robert soyunmaya başlayan oğluyla gözlerini kocaman açıp ellerini kaldırdı. "Tamam tamam dur! Baksırın bile beş binden başlıyor onu da çıkartmanı kaldıramam, seni anladım!"

"Dediklerimi yap yoksa annemi ararım."

"Beni bununla mı tehdit ediyorsun?"

Harry tekrar telefonuna davranınca ayaklandı. "Arama! Ne dediysen tamam!"

"Koskoca sürü alfası Anne Styles'tan nasıl da korkuyor!"

"İçimden bir ses de senin gibi 'koskoca' Prens Harry Styles'ın bir omega uğruna her şeyinden vazgeçtiğini söylüyor."

"Tamam, eşit durumdayız. Şimdi birlikte çalışma zamanı. Sen kredi kartlarımı iptal ettirirken ben annemin yanına gidip, onu da ikna ediyorum en kısa zamanda Omegamı istemeye gitmek için hazırlanıyoruz."

"Harry, acaba abartmasan ve önce onu bizle mi tanıştırsan?"

"Bunu annemle konuşursun artık."

"Eşek sıpası, buraya gel!"

Harry babasının bağırmasını umursamadan geldiği hızla şirketten ayrılıp, annesinin yolunu tuttu.

Louis için tüm elini açık oynamaya hazırdı.

×××

Sonunu biliyor olsak da bu ikisinin çekişmesini seviyorum,

Umarım beğenmişsinizdir,

Çok değerlisiniz,

-Hazel

Continue Reading

You'll Also Like

67.8K 3.8K 23
"Boşanmak istiyorum." [Divorce]
26.3K 3K 42
Kuzey Kore. Resmi adı ile Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti. Dünya üzerindeki kaynaklara göre ideolojisi, Marksist-Leninist ve Juche temellerine day...
97.5K 5.1K 62
"Komşum ünlü bir futbolcu. Fazla yakışıklı ve bunun da fazlasıyla farkında. Üstelik inatçı keçinin teki, tam anlamıyla gıcık ve çekilmez biri. Başta...
8.4K 1K 10
hayat kadını ferrian her sabah kapısının önünde, babasının simitlerini satan hasta kız artha'yı görüyordu.